25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 EYLÜL 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Darbeden bugüne 31 kurultay ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - CHP'nın 12 Eylül dönemınm ardından gerçek- 'leştirdîğı kurultayların dökü- mü şöyle: Haikcı Parti 1. Bü>ük Kurultay -(29 Ha- Czıran 1985 (Aydin Güven Gurkan. Necdet Calp'ın yeri- ne genel başkanlığa seçıldı.) Küçiik kurultav - 17 Ağus- tos 1985 (SODEP ile birleş.- me \ önünde ilkc kararı alın- dı.)- 1 • Olasanüstü Kurultay - 2 Kasıııı 1985 (SODEP ıle "bırleşen HP. varlığını Sosyal •Demokrat Halkçı Parti (SHP) -adıy la bütünleşen yeni partı>e -aktardı). SODEP kurultay lan 1. Olaean Kurultay - 6 8 Tem- muz 1984 I. Küçük Kurul- tay-14Nisan 1984, 1. Ola- öanüstü Kurultay - 2 3 Kasım )W5(Halkçı Parti ıle bırleş- 'me kurultayı) SHP kurultay lan 2. Olaöanüstü Kurultay - 30 31 Mayıs 1986. 2. Küçük Kurultay - 15/16Şubat 1986 .3. Küçük Kuruitay - 8 9 Ka- ,,sım 1986.3. Olağanüstü Ku- rulta>- 26/28 Haziran 1987 2. Olağan Kurultay - 2526 "Haziran 1988. 4. Küçük Ku- rulta> - 25/26 Kasım 1988 4. Olağanü.stü Kurultay - 4 Hazıran 1989. 5. Küçük Ku- rultay - 10 Aralık 1989. 5. Olaganübtü Kurultay - 27 28 Ocak 1990. 6. Olağanüstü Kurultay-29 Eylül 1990 3. Olağan Kuruİta> - T< 28 Temmuz 1991. 7. Ölağanüs- tü Kurultay - 25/26 Ocak 1992. 6. Küçük Kurultav - 9 Ocak 1993. Tüzük Kuriılta- jı-3/4 Nisan 1993.4. OlaSan Kurultaj - II 12 Eylül 1993. 8. Olağanüstü Kurultav -18 Şubat 1995 (CHP ilebütün- leşme kurultay ı) CHP kurultay İan (9 Eylül 1992:CHP'nınyenı- den açılışı). 25. Olağan Ku- rulta> - 9 Eylül 1992 (CHP'nin yeniden açılış ku- rultay ı) (Ğenel başkanlığa Deniz Baykal seçildi). 26. . Olağan Kurultav - 9 10 Mart 1993 (Genel ba'şkanlığa De- nız Baykal seçıldı) - Küçük Kurultay-2Ü Kasım 1993. 7. Olağanüstü Kurulta> (Program Kurultay ı)- 8/9 Ö- cak 1994 - Küçük Kurultay - 29 Mayıs 1994 (27 Mart 1994 yerel seçim sonnçları değerİendirildi), 8. Olağa- nüstü Kurultay - 24 Aralık 1994(Bırhkprotokolu.) 9. Olağanüstü Kurultay - 28 Ocak 1995 (SHP ile bütün- leşmc için toplandı. ancak 1 sonuçlanamadı). 10. Olağa- nüstü Kurııltay - 18 Şubat 1995 (SHP ıle b'ütünleşme ku- rultayı) 27. Olağan Kurultay - 9/10 E>lül 1995 SHP'nin eski lideri, kurultayda hangi adayı destekleyeceğini açıkladı Iııöııü 'Karayalçııı' dedi• Baykal'a karşı devreye giren Erdal Inönü, "Karayalçın"! destekliyorum" derken, İnönü cephesinin önemli isimlerinden Kumbaracıbaşı. "Murat Bey, destekleyebileceğim bır aday değil" sözleriyle bu desteğe karşı çıktı. TLREY KÖSE ANKARA - Dışişleri Bakanı Erdal tnö- nü. dün beklenmedik biraçıklama yaparak. CHP'dekı genel başkanlık yarışında Murat Karayalçın'ı destekleyeceğini bildırdi. Inö- nü. "Deniz BaykaTı desteklemediğim bilini- yor. Sayın H ıkmet Çetındc aday lığı konusıın- da kesin bir şey söylemedi. Bunun üzerine, ben de yeni bir seçim yapma noktasına gel- dim" dedi. Inönü'ye yakınlığıyla bılinen De\ let Bakanı Onur Kumbaracıbaşı ise Ka- rayalçın'ı desteklemesının mümkün olma- dığını açıkladı. Karayalçın. inönü'nün kara- rının kendısıne **güç veonurverdiğini'" söy- ledı. Inönü cephesinin bölünmesi üzerine Çetın'ın aday olmayacağı haberleri de yay- gınlaştı. Çetin. fnönü'nün açıklamasıyla il- gilı olarak. "•Nediyebilirim.açıklamayıyap- mış. Bana ada> olmam için çok ısrar etti. Kendisine kurultay delegelerinde böyle bir eğüim görmediğimi ilettim. Ortalık toz du- man. Değerlendirmek /orundayım" dedi. Çetin. "Kimseye destek ya da köstek oK mam" sözleriyle tarafsız kalmaya çalışaca- ğı mesajını verdi. Kurultay trafıği hızlanır- ken, Karayalçın'ın sol kanadınönemli isim- lerinden Aydın GüAenGürkan ıle bugün bir araya geleceğı bıldırildı. Inönü, bazı yandaşları ile Hikmet Çetin'ın yakın çevresindekilenn Deniz Baykal ile uz- îaşma arayışlarını engellenıek için devreye girdi. Inönü. SHP-CHP bütünleşme kurul- tayı öncesınde son dakıkada "çatı CHP ol- malı"" dtyerek en büyük darbeyi vurdugu Karayalçını yarın başlayacak kurultayda Karavalçın, İnönü'nün desteğinin kendisine güç ve onur verdiğini sö> ledi destekle>eceğını açıkladı. Inönü. dün sabah yaptığı yazılı açıklama- da. görüşlenni açıklama gereksınimı duydu- ğunu belirterek. daha önce yaptığı açıklama- da olağanüstü kurultayda ortayaçıkan uzlaş- manın devam ettığıne inandığı ıçın Hıkmet Çetin'e oy vereceğını söyledığinı anımsat- tı. Ancak aradan geçen zaman ıçınde kurul- tay delegelerinin bu görüşji pay laşmadığını gördüğünü v urgulayan Inönü. şuniarı söy le- di : "Birden fazla değerli arkadaşımız aday olduklannı duyurdular. Yalnız Sayın Çetin adaylığı koııusunda kesin bir şey söylenıedi. Bunun ü/crinc ben de yeni bir seçim yapma noktasına geldim. \ akın geçmis,te, Say ın De- niz Baykal'ın genel başkanlık ada\ lığını des- teklemediğim bilinivor. Buna karşılık. Sayın Murat Karavalçın'ın genel başkanlığı için m \ermiştim. Bu davranışlanma vol açan dü- şüncelerinı değişmemiştir. O nedenle. 9 e>- lül kurultayında Savın Karavalçın'ın genel baskanlığını destekle>eceğim." İnönü'nün bu kararı . Karayalçın cephe- sindesevmçlekar^ılandı. Karayalçın. Cum- huriyet'msorulannı>anıtlarken. Inönü'nün açıklamasının kendi.sıne **güç \e onur \er- diğini" söyledı. Açıklama öncesinde Inö- nü'ııün kararından haberı olnıadığını bıldi- ren Karayalçın. kendisinı teşekkur etmek için aradığını. ancak vurtdıs.ındaolması ne- denı\ le L'örüşümedığını sö> ledi. Alınan bilgıve göre. önceki akşam Kara- valçına destek \eren bazı il başkanları Inö- nü ile görüştüler. Bu görüşmede lnönü"\e "Hep sizin dediğinra yaptık. \rtık kimi des- tekle\eceğinizi açıklayın" dıve baskı yaptı- lar. Inönü de bu baskılar üzerine yazılı bır açıklama yapacağını söyledi. Inönü've vakınlığıyla bilinen Devlet Ba- kanı Onur Kumbaracıbaşı ise Karavalçın'ı destekleme kararına katılmadı Karayalçın ile kabıne değışıklığı sürecinde yollannı ayı- ran Kumbaracıbaşı. Inönü'ye katılmadığını açıkladı. Kumbaracıbaşı'nın. Deniz Baykal ıle uzlaşması beklenıvor. Kumbaracıbaşı, Cumhunyefin sorularını yanıtlarken . tnö- ni'fnün kararını şöyle değerlendırdı: "ErdaJ Bey ber zaman görüşünü söyler. Ben. Sayın İnönü'nün Murat Be>"i destek- lenıek könusundaki görüşüne katılmıvorunı. Hikmet Çetin'in açıklamasını bekliyoruz. A- ıla> olursa. Hikmet Be> "i destekleriz. Aday olmazsa, Hikmet Bev 'k1 beraber nasıl bir ta- vır alacağımızın karannı \tririz. Aıtıa, Mu- rat Bey, benim destekte>ebileceğim bir ada\ değil. Murat Be\'i. geçmişte ben de destek- lemiştim. Ama. benim görüşüm tamamen değişti. Herkesin bir gerçeği >ar. Sa>in Inö- nü'nün düşünceleri değişmemiş. benimki ta- mamen değişti. ^ ani. Kara> alçın konusunda değişti. başkası konusunda değil. Çok başa- nsız bir genel başkanlık \apti. Hem hükii- mette. hem partide son derece başansız, tu- tarsız oldu. Partinin vü/de 13.5'e inmesi o- nun döneminde oldu. Burada artık destek- lenecek bir taraf görmüyorum. Zaten oy üz- den birleşmeye gidildi." İnönü'nün açıklamasının ardından, kulis- lerde Hikmet Çetın'ın aday olmayacağı ha- berleri yaygınlaştı. Çetin'in önceki akşam bakanlarıvla yaptığı toplantıda da. "Tüm ada>lara eşit uzaklıkta duracağı" mesajını verdığı oğrenıldi. Çetin. înönü'nün açıklamasıyla ılgilı ola- rak şunları söyledı "Nediyeyim.açıklama- >ı yapmış. Ben de bu sabah okudum. Bana, yurtdışına gitmeden kesin tavnnı açıkla>a- cağını sö> lemişti. Açıklamada da % ar. benim çıkmamı istedi. Ancak ortalık toz duman. Arkadaşlarla veniden değeriendireceğim." YENİ ADLİ \1LIN AÇILIŞ TÖREMNDE ADALET BAK.VM MOĞOLTAVDAN ŞERİAT LTYARISI 'Laikliğe saldın, demokrasiye saldındır' İstanbul'daki törende Baro Başkanı Kazan. Demirel \e Çiller'i göreve çağırdı İstanbul Haber Servisi - Yeni adlı yılın açılış törenleri. irticaya karşı uyan mesajlanna zemin ol- du. Önceki gün Yargıtay 'da yapılan törendeTBB Başkanı OnderSav\e Yargıtay Başkanı Müfit l'tku'nun ardından dün İstanbul"da yapılan törende de Adalet Bakanı Mehmet Moğultay ve İstanbul Barosu Baş- kanı Turgut Kazan. şcriatçı geliş- melere karşı toplumu uyardı Moğultay. yeni adlı yılın açılma- sı nedeniyle İstanbul Barosu tara- fından Sirkecı Adliyesi'ndedüzen- lenen törende yaptığı konuşmada, yargının sorunlarına kalıcı çözüm bulabilmek için yapılan çalışmala- nn. bu vıl içınde büyük ölçüde ta- mamlanacağını, bu çalışmalar çer- çevesinde bır hukuk kurultay ı top- lanacaöını ve bir adalet akademısı kurulacağını belirtti. Yargının so- runlarının öncelıkle Hâkiın ve Sav - cılar Yuksek Kurulu'nu siva.si ikti- dara bağlavan. bazı kunularda yar- gıdenetimınısınırlavan 1982 Ana- vasası'ndan ka>naklandığını dile getiren Moğultay ulu.slararası bel- gelerin viirürlükteki vasalar gıbı yargıçların kullanımına sunulaca- ğını kaydetti. Moğultav. şunları sovledi: "Laiklik,demokratik hukukdev- letinin \aroluş unsurudur.sav unnıa da vargı bağımsızfığının». Laiklik ilkesine ve savunma hakkına vöne- lik her saldın. aslında insan hakla- n >e demokratik düzene \urulan bir darbedir. Türkivt'vi savunma hakkını vok savarak kıİıçla can alı- nan bir ülkeolnıava doğru sürükle- mek iste\enler şunu bilmelidir ki Atatürk'ün kurduğu cumhuri\et böyle saldırılarla sarsılnıavacak güçtedir. Gelişmiş bir toplumda hangi nedenle olursa olsun "öldür- mc' bircezaolamaz;kaldıkiidam- larla suç işlemenin önlenemeyece- ği. toplumsal barış \e hu/urun sağ- lanama) acağı açıkça ortava çıkmış- tır. Cezanın anıacı: suç işlenıiş kişi- > i vok etmek değiL ıslah etmek. su- çunun cezasını çektikten sonra ye- niden topluma kazandırmakolma- hdır." İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan da konuşmasında adlı yılı Gümüşhane'de açtıklannı anım>a- tarak bunun "Cihat çağnsıvla hu- kuka kurşun sıkılnıasına tepki" ol- duğunu sövledı. Kazan. ad verme- den Gürnüşhane Barosu Başkanı Ali Gündav ın öldüriilmesine vol açan haberı vavımlayan Akıt gaze- tesini "Basın özgüriüğünün verdi- ği imkânı cihat çağrılan için kulla- nıp şiddeti ve cina> eti teş> ik edenle- ri bir ktv daha gözlerimizle gördük. En alçakça cinavete ö\gü dizenleri gördük"sözleriyle suçladı. Ali Gündav'ın DYP'ye yakın göriişte, dınine bağlı bır ınsan olduğuna de- ğınen Kazan. "Cihat naralarının yarattığı ortam. işte böy le bir insa- nı hedef seçti. Sayın Demirel'i, Çft- ler'i. > ılmaz'ı göre>e çağın\onım. Tehlike biivüktür. Haflfe almav ınız. Aynca Mezarcı'lan koluna takan 2. cumhurnetçilerle Dilipak'ları viz- vona çıkaran ilcrici d<ıstlara iki çift sözümüz olacak. Lütfen demokra- sinin asgari müştereğinde buluşma- yacak kesimkre şirinlik muskasıol- maMnız""dedı. Bosna'nın Hiroşiması• İçimde sürekli bir ağlama duygusu \ar... Sanıldığının ve bizlerin de buraya gelişimizden önce sanmakta olduğumuzun tersine. Bosna- Hersek'te yaşanmış -ve hâlâ da yaşanmakta olan. bir savaş değil; ırkçı. faşist. duygusuz bir serseri güruhun korunmasız. ınazlum bir halka, tümüyle yok etmek amacıyla yaptığı saldındır... asın toplantısında, Bosna- Hersek Yazarlar Bırlığı Baş- kanı (öykücü-romancı) Ne- cati fbrişimoviç ve Genel Sekreter(öykücü-oyunyaza- rı) Zlatko Topçi'vle tanıştım. Karşıhklı olarak nelervapabıleceğimızigörüştük... İbrişimov ıç, Yazarlar Bırliği'nin Saraje- vo konıitesinde 18 Boşnak~yazann yanı sıra 12 Sırp. 9 Hınatve I'ertanede Ka- radağ ve Amavut kökenli yazar bulun- duğunu belirterek "Gördüğünüz gibi, buna rağmen batnıadık" dıye ekledi... Beledıv e konutundaki toplantıda Baş- kan Tarık Kupusoviç.o sırada çay serv i- si vapmakta olan bayan görevlinin Sırp kökenli bir Sarajevolu olduğunun altını özellıkle çizdı. 12 saatte aşabildıfimız Travnik-Sarajevoarasınınnormalkoşul- 1 larda otoyoluyla bir saatlik mesafe oldu- -ğunu söyleven Kupusov iç. nüfusu şu an- 'da 350.000 olan Sarajevo'nun yakıt ve -gıda gereksiniminin geçen o tünel yo- ; luyla karşılandığını. kentin 250 ton olan -giinlük gıda gereksiniminin böylece an- - cak 50 tonunun karşılanabildiğinı. ev le- re günde ancak 4 saat elektrik ve 5-6 gün- de de yanm saat kullanım suyu verilebil- diğini anlattı... Cumhurbaşkanı Aliatzzetbegmiçsaat 18.30'da bizi başkanlık konutunda kabul etti.. Göriinrülennden daha ufak birya- .pıda. sade ve kibartavn. fısıltıya yakın yunıuşaklıktakı konuşmasıylaetkilevicı bir ki^iiîk... Söyledikleri özetle şunlardı: " Şiddetli anlar arkamızda kaldı. Başlan- gıcta silahımız da >oktu askerimiz de ve denevimsiz bir halkın giiçlü bir orduya karşı kovması gerekivordu... Şinıdi du- nını övle degil. 2W).(MM) kişilik ordumuz var.Şu anda eksiğimiztank ve top. Bun- larolsa sa\aşı hızlı bir biçimde bitirir- dik." "Halkım. Türkleri akraba olarak his- scdivor** dıyen Izzetbegovıç'in baba ta- rafından nınesi Üsküdarlı birTiirk. Sıdı- ka Hanını... Dede^i Üsküdar'da askerlık yaparken tanışıp evlenmişler... Izzetbe- goviç ın "*Dogu ve Batı Arasında İslanı" ' adlı kitabını okunıadım. Okuyacağım. 'Kahııl sırasında kızlarından birinın ar- kadaşı olan Bavan Hpt»"ii'nin elini. bir centilmen gıbı eğılerek öpmek istemesi ılgınçtı... Uykusuz ve gergın geceden, Saraje- vo'daki gergın ve yüklü günden sonra. saat 21 00'de. karartma altındaki kenrten bir otobüsle yine tünele doğru hareket et- tık. . Yıne avcı boyçukurlan.birkezda- ha tünel. a\ cı çıkıştaki boy çukurlan. sırt- lannda kolilerle geçen Bosnalılarla ka- ranlıkta zaman zaman çarpışmalar ve yi- ne de o sımsıcak merhabalar. bahçeler arasında bir süre yolumuzu kaybediş. po- lis otolarıyla bir kez daha fgman Da- ğı'nın eteklerine vanşımız ve bu kez iki kıla\ uz eşliğınde dik yamacı tırmanarak yukarıdakı dağ yolunda bizi beklemek- te olan araçlara ulaşmamız... Grubumu- zun bizi bekledıgi Konjıç'e nasıl ulaşrı- ğımızı anımsamıyorum... Bir süre otel lobisindeki kanapelereserilerek sonra da arkadaşlanmızın bizım için erkenden bo- şalttıklan yataklarda bırkaç saat ceset gi- bi uyuduktan sonra yıkanıp paklanarak Mostar üzerinden dönüş yoluna koyul- duk... Vıkıntılar arasında bir çiçek Mostar'a gündüz gözüyle, kentin giri- şindebırtepeden.yıkıntılararasındainat- la açmış bır kır çıçeğınin arkasından bak- tım... "Bosna-Hersek'in Hiroşimasr ol- duğu buradan da anlaşılabılıyordu. Son- ra Müslüman bölgesındeki sokaklarda. Neretva kıvılannda dolaşırken. yerle bır olmamış. ağır yara almamış hıçbir yapı kalmadığını gördüm. Fakat Mostar. tıpkı vıkıntılar arasında inatla açan o kır çiçe- ği gıbi, yaralannı sarmaya ve yaşamaya başlamıştı bile... MimarSinan'ın Balkan- lar'daki tek vapıtı olan Karagöz Bey Ca- mıi'ninonarımındaçalışanÂzeri köken- li Iranlı birgençmühendisle tanıştım Ne- retva kıyısında onarılmakta olan bir baş- ka tarihi caminin hemen bitişiğinde, du- varları kurşun ve şarapnel yaralarıyla de- lık deşık bir kafeden hızlı bır rock müzi- ği yükseliyordu... O duvarın önündeki bır nıasada biramı judumladım: yakındaki bir asma köprüden Neretva'ya çivıleme dalışlar >apan Mostarlı çocııkların fotoğ- rafını çektım... Kiiltür adamlarıyla yaptığımız toplan- tıda Mostar radyo ve TV kanalının gcnç dırektöründen, 30 yıllık geçmişi olan rad- yo ıstasvonlarının 1993'tetahripedildığı- nı. dört kez adres değıştırmek zorunda kaldıklarını. şimdi günde 13 saat yavın yapabilecek durunıa geldıklerini. >erel TV kanalının da şimdilık günde 2 saat y a- yın yapabıldiğini ve yerel Mostargazete- sinın ilk sayısının o gün basılmakta oldu- ğunu öğrendik... Dırektör bıze. birçok gazeteci ve rad- yo-TVuzmanının(onbinlerce Müslüman gıbi) kentten sürüldüğünü. bunlardan ki- milerının yurtdışında olduğunu. onlan Mostar'a gen gettmıeye çahştıklarını. Prag'da. Stuttgart'ta (neden istanbul ya da Ankara'da değil?) uzmanlık eğitımi gören elemanları bulunduğunu anlattı... Halen Büyük Sırbistan. Büyük Hırvatis- tanhayalleri kurangüçler arasında kuşat- ma altında olduklan için antenlerını çev- redekı tepelere değil. kent merkezınde bir bınaya koyabıldiklerini. yayınlarına Ne- retva Nehri'nınöte yakasındaki Hırvatlar- dan da övgüler geldiğinı anlatan genç di- rektör. konuşmasını şu sözlerle tamamla- dı: "Çünkü biz karnıa bir Mostar'ı sav u- nuyoruz... Ölcünıü/. Müslüman. Sırp. Hırvatolnıak değil. vurtstvt'rliktir». Faşiz- me karşı mücadele direncimiz, en önemli gücümüzdür™" Mostar kentı kültür sorumlusu Osman Çisiç ise kendi taraflarında bulunan ki- taplıkların. iki sinemanın. kent orkestra- sı binasının. Hırvat ulusal şairi Şanrtç'in ev inin. 2 tiyatro binasının, ya tümüyle yı- kıldığını ya ağır hasar gördüğünü. 19 ca- ıniden sadece iki tanesinin mınarelerinin ayakta kaldığını anlattı. "Havan mermi- lcri vağarken kent ve bölge arşivini nav lon- larla örterek koruvabildik. müzelerdeki tarihi eseıierin önemli bölümünü konı- ma>ı başardık" dedi. Mostarlılar. ıııüze- leri için ürün toplamaya başlamışlar bile ve geleneksel Mostar Yaz Şenliklerf nin 16 'sı için çalışmalar sürmekte... (Mostar Köprüsü'nünTürkiyetarafındanyenıden yapılması için çalışmalar olduğunu bız- den öğrenen kültür sonımlusu. sev inmek- le birlıkte. imınıp inanınamakta tereddüt- lüydü...) Saat 21.00'dekı karartma \e sokaea En büv iik gereksinim ilaç kutuları. imece usulüyle elden ele taşınıyor çıkma yasağmdan önce. Suavı ve Cem Karaca, Mostar Köprüsü v akınlannda ka- feye çevrılmiş büvük bir mağarada. bı- zim gruba \e Mostarlılara. çalgısız. do- ğaçlama bir dinletı sundular... Ben, "Be- beklerin Ulusu Yok"u. HüseyinGül,şiirin kendi çev irisi olan Boşnakçasını okudu... Mostar'dan Split'e doğru aynı gece ha- reket ettik... Mezarlığa dönüşmüş park alanlarını. yıkılmış tapınak-kültür kuru- mu ve evleri. Mostar Köprüsü'nden ka- lan ürkütücü boşluğu, nıaddi ve nıanevı tecav üze uğramış binlerce genç kız ve ka- dını. sakatlanmış binlerce insanı, esır kampından farksız sığınmacı kampları- nı. Türkıye'de iki yıl kamp yaşamından sonraMostar'daki ev inedönebilen Bavan Sıdıka'yı. savaş çıktığında saklanabılmek için kedı ya da fare olnıak isteyen küçük Mirza'yı. Travnik'tekı Alacalı Cami'yi. Tuzla'dakı kardeş mezarlığı. Zenıtsa'dakı dınletiden sonra başortüsünü çıkarıp sev - gilısiyle el ele tutuşarak giden genç kızı. Sarajevo'yagötüren tüneli \e o tünelden babasının kucağında çıkan bebeğı, ağız- larından dünvanın en güzel 'merhaba'la- nnı işirtiğim mazlum bır halkı geride bı- rakarak otobüste Sarav bosna ızlenimlerı- mizı arkadaşlara ankıtırken. söyledıkleri- ıni tekraretmek istivorum: Kahkahalarla gülmeyı seven bir insanım .. Fakat Bos- na-Hersek'i. Saraybosna'yı gördükten sonra ıçitnde sürekli bir ağlama duygusu var.. Sanıldığının ve bizlerin de bııraya gelişimizden önce sanmakta olduğumu- zun tersıııe. Bosna-Hersek'te vasannıış - ve hâlâ da yaşanmakta- olan, bır sav aş de- ğil; ırkçı, f.ışı^î. dııvgıı^ıı? bir ser^erı gü- ruhun sılahsız. korunmasız. mazlum ve uygar bir halka. tümüyle vok etmek ama- cıyla yaptığı saldırıdır... Ve bu canice sal- dın. btzler Split Havaalanı'ndan Türki- ye'ye uçtuktan bırkaç gün sonra Saraje- vo pazar yerınde yıne canlar alarak hük- münü yürüttü... Hırvatistan Cumhurbaşkanı Tudj- man'ın bir süre önce bir gazeteci arkada- şa söyledığı gıbi. "Bosna-Hersekli Müs- lümanlar hiçbir/aman kendilerini sav un- mava hazırlıklı olmadılar"_. Fakat bunun artık böyle süremeyeceği de nerkesce. en başta da Bosna-Hersekli Müslümanlann kendılerince görülüyor... NATO güçlerinin son sindırnıe operas- yonlan. "uygar'dünvanın cürüm ortaklı- ğını silmeye yetmeyecek... Türkiye'nin kendi değerlerinı. kendi tarıhini. her Bos- nalı Müsîüman katlinden sonra "BirTiirk daha öJdürdük" dıyen bır anlayışa karşı kendi kimliğıni ve onurunu savunmada- ki ısteksızlık v e güçsüzlüğünü. kımi çev - relerinçıkarcılıkve ikıyüzlülüğünü: kimi "aydın' çevrelerin akılalmaz bilınçsızlik ve duyarsızlığını tanımlamaya ise keli- meler yetmez... Bosna'nın Müslüman halkı tümüyle yok olmaktan. tanh sahne- sinden silınmekten. herşeyden önce ken- di direnme güçleriy le şimdilık kurtulmuş görünüyor. Bütün sorun. bunun sürekli olup olamayacağı. Türkiye'nin. biz ay- dınların. farklı dınlerden tünı Bosnalıların biraradayaşayabıleceği bağımsız. özgür, uygar bir Bosna için hıç değilse bundan sonra neler yapabıleceğimizdır... BÎTTI POLJTIKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Sol Bitmedi... Yıl 1989... Sosyal Demokrat Halkçı Parti, 24 Mart yerel seçim- lerinde üç büyük kent dahil önemli il ve ilçelerde be- lediye başkanlığı seçimlerini kazanıyor... Istanbul'da Nurettin Sözen, Ankara'daMurat Ka- rayalçın ve Izmır'de Yüksel Çakmur sosyal de- mokrat bayrağı' siyasetin kalelerinde dalgalandırı- yor... Büyük kentlerin varoşlarından, gelir düzeyi yüksek semtlerden işçi, memur ve emeklılerin oturduğu ma- hallelerden SHP'ye destek veriliyor... .Artık SHP iktidara yürüyor, emekçi yığınlar, aydın- lar, demçkratlar, aklı başında sanayici ve işadamları Turgut Özal'ın ve ANAP'ın çöküşünü izliyor... Karşımızda cumhurıyeti kuran Atatürk'ün devrim ve ilkelerinden ödün vermeyen bir SHP var o yıllar. İl ve ilçe örgütleri dinamik; ılişkıler 'koltuk kavgası'na dönüşmemiş; çıkara yönelik ilişkıler partiyi henüz ku- şatmamış... SHP içinde bir hizipleşme elbet gözleniyor, ama bu da doğal. Çünkü bir siyasal parti 'hizipleşerek' dına- mizm kazanır. Parti içindeki mücadele ve kazanımlar böyle gerçekleşir. SHP güçleniyor, SHP büyüyor... Genel Başkan Erdal inönü, sakin ve ağırbaşfı tav- nyla, aydın kişiliğiyle kitlelere umut veriyor... 1989 yılında SHP alanları dolduruyor... izmir'den Ankara'ya, Edirne'den Trabzon'a dek pek çok il ve ilçede SHP mitinglerını ızliyorum... SHP'de bir dınamizm. bir heyecan var... iki yıl öncesı -1987 seçimleri- aynı hareketliliği göz- lemıştik. Ikı yıl sonra alanlarda daha diri topluluklar görüyoruz... SHP kurmayları, 1987'den 1989'avarıldığındahe- saplarını da yapıyorlar: "Yerelyönetimler, bizi 1991 genel seçimlerınde ik- tidara taşır..." • • • SHP'nin yerel yönetimleri kazanmasıyla birlikte 'çı- kar ve koltuk' kavgası da başlıyordu... Yıl 1990... Yükselen değerlere teslım olan SHP, yiyıciler or- dusu' tarafından kuşatılıyordu... Belediye başkanları; 'başlarına buyruk'. burunla- rından kıl aldırmayan: genel başkana, genel sekrete- re, genel merkez yöneticılerıne posta koyan, 'çanak yalayıcılara', 'dalkavuklara' kapı açan. 'işbitirici- ler'le masa kuran bır kimliğe bürünüyorlardı. SHP'Iİ beledıyeler yavaş yavaş halktan uzaklaşıyor. demokratik kitle örgütleri ve sendikalarla bağını ko- parıyordu... Lıboşların bir bölümü SHP Genel Merkezi'ne taşı- nıyor, kimilerine 'akıl hocalığı' yaparak SHP, 'merkez sağa' doğru çekilmek isteniyordu... 1991 yıfına gelindığinde ise SHP bölük pörçüktü... O seçimlerin sonuçlarını tartışmaya gerek yok bu- gün... • • • İki yıl önce 'Sol öldü' dıyenlere bakıyoruz. Şimdi- lerde yine meydanlarda boy gösteriyor, CHP içınde yer kapmak istiyor... Çünkü sol ölmedi... Solu öldürmek isteyenler var sadece... Yarın CHP Kurultayı başlıyor... Deniz Baykal ıle Murat Karayalçın aday... Mümtaz Soysal yarışa katılmıyor... SHP -şımdi CHP- hükümet ortağı... Önceki akşam HBB televizyonunda Hikmet Çe- tin'i ızledik... CHP Genel Başkanı Çetin'in yarıştan çekildiği göz- lerınden okunuyordu... Bugünün Başbakan Yardımcısı Çetin, belki yeniden Dışişleri Bakanlığfna hazırlanıyordu... Deniz Baykal oldukça rahattı... . . Seçim Deniz Bey'indi... Acaba Deniz Bey, delegelerin umudu olmaktan çı- kıp sosyal demokratların önderi olabilecek miydi?... Baykal'ı sevenler ona toz kondurmuyordu... Tek isteklerı vardı, o da şu: "Ne aleyhimizde yazın, ne lehimizde, Baykal'a sü- re tanıyın..." Ne dünyada ne Türkiye'de sol bitmemişti... O zaman biten neydi? Ikı şey: Bıri solun emekçilerden, aydınlardan, de- mokratlardan kopuşu, öteki halkın yılgınlığı... 1991 yılından ben hükumet ortağı olan CHP'liler, bu kurultaydan güçlü olarak çıkmak zorundalar... Artık kavga ve gereksiz sürtüşmeler bitmeli... CHP'nin derlenip toparlanması lazım... Nasıl ırkçılık ve şeriatçılık bugün ivme kazanıyor- sa, yarınlarda hem CHP hem de sol yükselecektir... Oyunun son perdesı de kapanmak üzere... Oyunu sürdürmek isteyen yıyicilere, üçkâğıtçılara, liboşlara, dönek sosyalistlere, yükselen değerlerin tefecılerine, özelleştirmenın arkasına sığınan emek- çi düşmanlanna. yağmacılara, talancılara, ış takipçı- lerıne, zibidılere, avantacılara, maskaralara, soytarı- lara dikkat etmekte yarar vardır... Ve siz Sayın Baykal; tüm bunları göz ardı ederse- niz, 11 eylül sabahı CHP. yine 'kimlik' sorunuyla kar- şı karşıya kalacaktır... CHP'de genel başkanlar CHP'nin ilk genel başkanı Atatürk'tü ANKARA (Cumhurhet Bürosu)-C'umhurıyetı kuran parti olma özellığini taşıyan CHP'nın ilk genel başkanı. L'lusal Kurtuluş Savaşı'nın önderi, 1. Cumhurbaşkanı Musrafa Kcmal Atatürk ol- du. CHP genel başkanlan ıle görev yaptıkları dönemler şöyle: Mustafa Kemal Ata- türk:( 1923-1938) Ismet İnönü: (1938-1972) Bülent EceWr:(1972- 1980) Deniz Bavkal: (Eylül 1992-18 Şubat 1995) Hikmet Çetin: (18 Şubat 1995-9 Eylül 1995) CHP. 12 Eylül dönennnde kapatıldıktan sonra kendi mi- rası üzerine kuruian partile- rinkı harıç. 22 genel sekreter değişti rdı. CHP'de bugüne değin ge- nel sekreterlık yapan ısimler. şöyle. Recep Peker. Cemıl Ubay dın. Recep Peker. SatTet Arıkan. Recep Peker. Şükrü Kaya. Refik Savdam. Fıkrı Tüzel. MahmutŞevketEsen- dal. Nafı Atuf Kansu. Hilmi L'ran. Tevfik Fikret Sılay. Kasım Cülek. İsmaıl Röştü Aksal. Kemal Sahr. Bülent Ecev ıt. Şeref Bakşık. Kamıl Kırıkoğlu, Orhan Eyüpoğlu. Mustafa Cstündağ. Ertuğrul Günav. Adnan Keskın. GENEL BAŞKANIMIZ Yiöit insan. yılmaz sosyalizm savaşçısı CENAN BIÇAKÇI'yı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. ASİS SENDtKASI ALEV ATEŞ - RIFAT KENDİRLİGİL - HILMİ CELHLNZ 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear