14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
. 30 EYLÜL 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 jKültür Bakanı Ismail Cem, bakanlığın son 2,5 aymı değerlendirdi: Kısasürede eiddi achmlar atbk. TT^ısa dönem boyunca Türkiye'nin daha kişilikli, rC daha eşitlikli bir ülke, Türk toplumunun daha .X \_ banşcıl olmasuıa kültür boyutuyla katkı sağladıklannı belirten Ismail Cem, kültürün geniş , kitlelere ulaşmasında ciddi adımlar atıldığım söyledi. " ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Kültûr Bakanı İsmail Cem, 2.5 ay ön- 'ce başladıği bakanlık görevinde iyi ve - doğru şeyler yapıldığinı belirterek "Al- lahmahcupetrnedT dedi. Kısa dönem boyunca Türkiye'nin daha kişilikii, da- ha eşitlikli bir ülke, Türk toplumunun daha banşcıl olmasına kültür boyutuy- la katkı sağladıklannı kaydeden Cem, kültürün geniş kitlelere ulaşmasında ciddi adımlar atıldığım bildirdi. tsmail Cem, düzeniediği basın top- lantısında. görev süresi içinde yaptık- lan yapamadıklan ya da hedefledikle- ri projeler konusunda bilgı sunarken, durumubirv4 muhasebeyapmaişJeıni'' olarak değerlendirdi. Kültürü kavga alanı olmaktan çıkartıklannı dile geti- "ren Cem, banş ve uzlaşmada mesafe- leraldıklannı bildirdi. "Van'da tiyatroya ne gerek var" di- yen zihniyete "Halkı anlayıssız gören kendisi anlayışsızdır" karşılığını ver- diklerinı anlatan Cem, kendi insanma inanarak yola çıktıklannı bildır- di."1000 sanatçıyla Doğu'ya Gidryo- -ruz" projesının başansına değinen -Cem, başannın temelinde eşitlik anla- ı yışının yattığını ifadeetti. YaptıkJanm dedigi bölümüne ilişkin konuşmasını . tiyatro, opera, bale ve korolann 1994- 95 yıh döneminin izleyici-dinleyici oranlanna ayıran Cem, sezonun başa- nlı geçtiğine işaret etti. Bölgeyi doğal ve ekonomik kaynak- lan sınırlı. kültür zenginliği yönünden olağanüstü olarak tanımlayan bakan Cem, yapamadıklan bölümünün ılk konusunu Diyarbakır olarak seçti. Pro- jelendirilen 15 Kültür Merkezi'nden birinin Diyarbakır'da kurulacağını an- latan Cem, buradakı kültür zenginlıği- nin turizmle kaynaştınlacağını söyle- di. "Drvarbakır çekinı merkezi oiacak" diyen Cem, projenin gerçekleşmesi dunımunda bÖlgenin uzun vadeli kal- kmmasmda en önemli kaynağın sağla- nacağına dikkat çekti. Diyarbakır'da bölgenin kültür ve ge- lecekte turizm merkezine dönüştür- mek için hazırlanan proje kapsamında 4 ekimde Diyarbakjr surlannın onan- mının başlarılacağını vurgulayan Cem. bunun bakanlığın önümüzdeki 5 yıla dönük geniş kapsamlı projenin ilk adı- mını oluşturacağını belirtti. Ismail Cem, Konya, Erzurum, Sıvas ve Van'da da Devlet Tiyatrolan'nın kadro verildiği takdirde hemen açıla- cağını söyledi. Enstrümantal Türk mü- ziğinin tanıtılması ve dünya çapında sevdirilmesi amacıyla 1995 yılı içinde kullanılmak üzere 500 milyar lira ay- nldığından söz eden Cem, Eurima- ges'e olan 20 milyar lıralık borcun 17 milyarlık kısmının ödendiğini, sınırlı olanaklar çerçevesinde destek isteyen filmlere 23 milyarlık bir yardımınola- cağını belirterek. 'Gazi ve Latife' fil- minin yapımı ıçin TRT ile protokol im- zalandığını da sözlerine ekJedi. "*İpek Yolu 95 Projesi" kapsamın- da tarihsel mekânlanmızda gerçekleş- tirilecek etkınliklerle kültürümüzü Eu- rovızyon ve TRT-INT aracılığıyla tüm dünyaya tanıtmayı amaçladıklannı ifa- de eden Cem. "Şiir KliplerTprojesinin tamamlanmak üzere olduğunu. bu kJiplerin kasım ayında yayımlanacağı- nı söyledi. Tarihi ve eski kitaplann alınmasın- da öncelikli olarak sahaflardan yarar- lanılacağını kaydeden Cem. sahaflara bu yolla maddi destek sağlarken, biri- kimin de bakanlık çatısı altında değer- lendirileceğıni, bu amaçla Milli Kü- tüphane uzmanlannca sahaflardan ki- tap satın alınarak, bunlann kütüpha- nelerde toplumun hizmetine sunulaca- ğını bildirdi. Kültür Bakanlığı'nın yayınlannı uluslararası düzcyde sergilemek iste- diklerini söyleyen Cem, Metropolitan Müzesfnde bakanlığın yayınlannı ser- gileyerek, satışa sunacaklannı ekledi. Türkıye'de kitap okur sayısının art- ması içın ilk ciddi adımlann atıldığım belirten Cem, yayınevı ve kitapçıTara 300 milyar liralık kâğıt desteği sağla- yacaklannı bildirdi. Maliye Bakanlı- ğı'ndan. Sanayi Bakanlığından ve Ha- zine Müsteşarlığı'ndan bu konuda bü- yük bir destek gördüklerine değinen Cem. kâğıt desteğinden pornografi ve şiddet yapıtlannın yararlanamayacak- lannı vurguladı. Kültürü bir kavga alanı olmaktan çıkanp, bir büyük banş ve uzlaşma platformuna döniiştürdükle rini belirten Ismail Cem, "Biz kendi insanımıza inanarak yola çıkok. Türkiye'nin kültür ve tarih birikimini Cumhuriyet döneminin güzelliğiyle biraraya getirerek ülkemizin dünyadaki saygınlığına katkı getinneyi amaçladık" dedL (Fotoğraf: ERZADE ERTEM) Şehir Tiyatrolan'nda Tolstoy'un "Savaş ve Banş"mı sahneye koyan Burçin Oraloğlu: Savaşııı şiddeti hksedümeUPUYGU DURGUN Şehir Tiyatrolan, yeni sezonun en önemli kJasiği olmaya aday dev bir yapıtla, Tolstay'un "Savaş ve Banş"ıyla tiyatroseverlerin karşısına çıkıyor. -Yazann, 1865-1869 yıllannda kaleme aidığı yapıt. dünya yazınının uzun soluklu romanlan arasında belkı de en önemlisi. Tolstoy, ilk kez 1878 yılında yay-^lanan romanda 19. yüzyıl Rusyası'nın politik, sosyal yaşamını keskin bir gözlem gücüyle son derece gerçekçi bir biçimde anlatıyor. Oyun, Fransız Devrimi'nden yenilik, -demokratik haklar, reformlar adına etkilenen Rus aydınının. düş kınklıldannı aktanrken Rusya'nın toplumsal. siyasal ve ekonomik değişimini savaş gerçeğinde gözler önüne seriyor. 1957 yılında, politik tiyatronun öncülerinden Erwta Tiscator tarafindan sahnelenen yapıt, Tolstoy'un, sahne tekniğine ve tiyatro anlatım olanaklanna sığamayan betimlemelerini izleyiciye epik tiyatro geleneğiyle aktanyor. Şehir Tiyatrolan'nın sezonun klasik yapıtı olmaya aday "Savaş ve Banş"ını sahneye Burçin Oraloğlu koyuyor. 'Cevat Çapan tarafindan Türkçeleştirilen oyunun dekorlan Özhan Özdil'e, kostümleri Sevim Çavdara ait. Koregrafisini Setçuk Burak'ın üstlendiği oyunun müziği Setim Atakan ımzasını taşıyor. Burçin Oraloğlu, "Savaş ve Banş" gibi dev bir yapıtı yeniden gündeme getirme nedenlerini, romanın Batı'dan esen yenilik riizgârlannı., . _, ^yıl Rusyası'nda çeşitli katmanlarca algılanışı ve savaş gibi. toplumlann gündeminden hiçbir zaman inmeyen bir olguyu işlemesi bakımmdan taşıdığı öneme bağlıyor. Tolstoy'un "Rusya'nın tarihini anlatan destansı bir roman" yarattığını vurgulayan Oraloğlu'na göre, yapıtın taşıdığı güncellik çok yönlü. "Bir yanda savaş gibi hiç de yabancı olmadığımız bir kavram. bir yandan da Batı'ya bakış açısı ve Batı'nın algılamş biçimi özellikle Türkiye için. güncellik taşıyor." Romanı oyunlaştıran Piscator'un. başka bir çağm insanı olarak, Tolstoy'a göre. farklı bir siyasal görüş vc sanatsal üsluba sahip olduğunu belirten Oraloğlu, bu farklılıklann bir denge ~T~\ urçin h< Oraloğlu, _£-/ savaşın yüzyılımızda taşıdığı anlamın çok farklı olduğunu belirtiyor: 'tnsanlann savaşı algılama biçimi televizyon ekranında gördükleriyle sınırlı. Oysa savaş, gerek yaşanan an, gerekse yol açtığı sonuçlar göz önüne alınırsa, günümüz insanının algıladığı biçimden çok daha korkunç bir olgu. Istedim ki seyirci, simgesel savaş sahneleri olsa da savaşı tüm duyulanyla anlasm, o dehşeti hissetsin." noktasında buluştuğunu söylüyor. "Piscator, savaşı yaşamış bir Avrupa'mn bakış açısını yansıtan bir epik tiyatro yaratmış. Bense Piscator ve Tolstoy gibi iki ustanın yaklaşımlannı bir noktada buluşturmaya çalıştım. Kendimi, onlann oluşturduğu bir üçgenin üçiincü ayağı gibi hissedıyorum.'' Oyunun içine girdikçe. Piscator'un savaşı anlatmak için başvurduğu rejinin, kendi kafasındaki savaşı anlatmaya yeterli olmadığını gören Oraloğlu, savaşın yüzyılımızda taşıdığı anlamın çok farklı olduğunu belirtiyor "İnsanlann savaşı algüama biçimi televizyon ekranında gördükleriyle sınırlı. Oysa savaş, gerek yaşanan an, '!•>< gerekse yol açtıgı sonuçlar gö/ önüne i alınırsa. günümüz insanının algıladığı biçimden çok daha korkunç bir olgu. Dolayısıyla. insana bu korkunçlugu nasıl anlatabilirim diye düsünürken, ana kaynağa dönme zonınluluğunu duydum. O kaynak da Totstoy'du. Kronolojik bir anlayişla epik tiyatro gelenegini beili bir denge noktasında buluşturma>a çalıştım. İstedim ki seyirci, simgesel savaş sahneleri otsa da, sa>-aşı tüm duyulanyla anlasın, o dehşeti hissetsin." Oraloğlu, sanatın sanat için değil. toplumun daha iyiye doğru gitmesi içın yapılması gerektiğine olan inancıyla- (Tolstoy da böyle söylüyor) seyircinin bilincine seslenmek çabasında olduklannı belirtiyor. Geniş bir oyuncu kadrosunun yanı sıra. dekoruv la aksesuvanyla. sahne mekânıyla, ışık düzeniyle oldukça zengin ve aynı oranda zor bir sahne tekniği kullandıklannı belirten Oraloğlu. sonucu merakla bekliyor. Bizler de "Yoksa bir gün gelip, insanhk uygarlaşacak, uygarük da insanlaşacak; böykce akıl, şiddet ve savaşı insan çaüşmalannın çözümü olarak görmekten \azgeçecek mi" sorusunun yanıtını... S İNEMALAR • Cesur Yürek Mel Gib- son'un yöneftiği filmde başrol- leri Mel Gibson ve Sophie Marceaupaylaşıyorlar (Ç.Taş Şafak 516 26 60, B.köy Incir- U 572 64 39, Şişti Site 24 7 69 j 47, A.köy Prestij 560 72 66, K.köyReks 336 0112, Beyoğ- lu Sinepop 25111 76, Beyoğ- lu Alkazar 245 73 83) • Bir Kadının Anatomi- Sİ Yavuz Özkan'ın yönettığı filmde başrolleri Hülya Avşar ve Mehmet Aslantuğ, paylaşı- yorlar. (Şişli Site 247 69 47, Kadıköy Kadıköy 337 74 00, B.köy Avfar 583 14 97, A.za- de Capitol 310 06 16, Ç.Taş Şafak 516 26 60, Beyoğlu Fi- ' taş 249 01 66) • Ülke ve ÖzgürtükBaş- rollerini lan Hart ve Rosana Pastor'un paylaştığı filmin yö- "netmeni Ken Loach. (Beyoğlu Beyoğlu 251 32 40, Kadıköy Makan 337 96 37, Şişli Site 2476947) • Casper Yönetmenliğini Brad Sılberlıng'ın yaptığı film- de başrolleri Chnstina Ricci ve Bill Pullman paylaşıyorlar. (O.bey Gazi247 96 65, A.za- de Capitol 310 06 16, E. Par- liaınent 263 18 38, O.köy Prenses 227 91 47, B.köy Renk 5 7218 63, £. Akmerkez 282 05 05, Teş. AFM 224 05 05, \f. Prenses 285 06 95, Ka- dıköy Moda 337 01 28, E.köy Apollon 362 51 00, Beyoğlu Fitof 249 0166) • Mezarını Derin Kaz Danny Bovle'un yönettığı filmde başrolleri Karry Fox ve Chrıstopher Eccleston (Be- yoğlu Atlas 252 85 76, K.köy Bahariye 414 35 05, ŞişliKent 241 62 03, F.bahçe Pyramid 348 01 50) • Salak ile Avanak adlı filmde başrolde Jun Carrey ve Jeff Danıels oynuyor. Filmin yönetmeni Peter Farelly. (Ka- dıköy Süreyya 336 06 82, B.köy İncirli 572 64 39, Be- yoğlu Fitaş 249 01 66) • An Paris Bılly Crys- tal'ın yönettiği filmde başrol- leri Billy Crystal ve Debra VVingerpaylaşıyorlar. (Şişli Si- te 247 6947, Ç. Taş Şafak 516 26 60, Beyoğlu Lale 249 25 24, B.köy İncirli 5726439, K.köy Broadtvay 346 14 81) • Tehlikeli Tür Roger Do- naldson'un yönettiği filmde başrolleri Ben Kingsley ve Michael Madsen paylaşıyorlar. (Harhiye As 247 63 15, A.za- de Capitol 310 06 16, B.köy İncirli572 6439, Kadıköy Sü- reyya 336 06 82, EtilerAkmer- kez 282 05 05, M. Prenses 285 06 95, Teş. AFM 224 05 05, Beyoğlu Fitaş 249 01 66) • Evlilik Rüyası PJ Ho- gan'ın yönettiğıfilmdebaşrol- len Tonı Colette ve Bill Hun- terpaylaşıyor. (Teş. AFM 224 05 05, Harbiye As 247 63 15, B.köyAvsar 58314 97, Beyoğ- lu Fitaş 249 01 66) • Johnny Mnemonic Robert Longo'nun yönettiği filmde başrolleri Keanu Re- eves ve Dolph Lundgren pay- laşıyorlar. (B.köyAvşar 58314 97, Ka- dıköy Broadvvay 346 14 81, Beyoğlu Pera 251 32 40) Güzin Dino, Abidin Dinonun yapıtlannı tstanbul Kültür ve sanat Vakfl'na bağışladı. (Fotoğraf: ŞAKÎR ECZACIBAŞI) 'Abidin'in anısı şimdi daha mutlu...' KültürServisi- lkı yıl önce yıtırdiğımiz ünlü ressam Abidin Dino'nun araştıncı ve yazar eşi, Güzin Dino. eşinin resimlerinin önemli bir bölü- münü ve yapıtlannın tüm telif haklannı tstanbul Kültür ve Sanat V'ak- fı'na bağışladlğını açıkladı. Eşinin yapıtlannın. yurtiçinde ve yurtdışın- da korunmasmı ve tanıtılması konusunda İKSV'ye duyduğu inancı vur- gulayan Güzin Dino şunlan söyledi: "Abidin Dinoardînda sayisızdesen, birçokresim,yavnmlanmış ve yayunlanmamış birçok yapıt bırakb. Bun- lara özel arşKini de eklemek gerckiyor. Bunlann rümiinün. benim ölii- mumdefl sonra güvenilir ellerde korunması ve tanıtılmasını istedim." Abidin Dino'nun, Istanbul Kültürve Sanat Vakfı'nınçalışmalannı her zaman takdır edıp, yürekten desteklediğmi belirten Güzin Hanım,"Ben de hayata gözlerimi yumduktan sonra. birlikte yaşadığım onun ya- pıtlannı ve vapıtlardan sağlanacak telif haklannı Türk sanat dün- yasına katkıda bulunacaketkinliklerde kullanması için İKSV'ye ba- ğışlamak istedim. Hiç kuşkum yok, Abidin'in anısı şimdi daha da mutludur" dedı. Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Şakir Eczacı- başı ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada duyduğu se\ ınç ve onuru, şu sözlerle dile getirdi: "Abidin Dinogflji büvük bir sanatçııun >apıtlannın en iyi biçimde korunması ve tanıtılmasına çabşılacak; bunlar üstüne in- celemeler ve yayımlar vapılması sağlanacaknr clbet Sayın Güzin Di- no'nun Türkhe "tıin sanat ve kültürüne yaptığı bu değerti katkının ülke- nin başka sanatçüan için de anlanüı birörnekolusnıracağına inantvvnız." DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Şiiri Görüntülemek "Klip" diyorlar. Türkçede yok böyle bir sözcük. Fransızcadaki "clip" ise "Mandalla tutturulan mücevher, mandallı iğne" anlamına geliyor. Bizde de kullanıldığı için Fransızcadan geldiği belirtilerek "klips" yazılışıyla Türkçe Sözlük'e alın- mış: "Yaylı bir pensle tutturulmuş küpe, iğne ve benzerteri." Amaşu günlerdeortalardadolaşan "klip"başka bir "klip"... Bu, Ingilizceden aktarma... "Clip"in ingilizcede "kesmek, kırpmak, biçmek" çevresinde dönenen birçok anlamı var. Hani futbolda ayaklarına dalıp oyuncuyu yere in- dirmeye "biçmek" deriz, onun da ingilizcesi "clip"... Sonra gazete kesikleri... Onlar da "clip" İngiliz- cede. Biz, Fransızca "coupure"den alıp "kupür" demişiz. Saç kesmek, koyun kırkmak, falan filan diye gi- derken bu ele avuca sığmaz sözcük, konumuza en uygunu, "kısa kesmek" anlamına da geliyor. Bir şarkı için kısa kesılmiş fılm... Ama "müzikklipleri" deyince yalnızca kısalık gel- miyor akla; teknolojinin sonsuz olanaklanyla aykı- nlıklaryapıp ilgi çekmeyi sanat sananların, insan du- yarlığının üstüne karabasan gibi çöken düzeysiz çalışmaları geliyor... Şimdi bu anlayışla şiirlere mi yönelinecek? "Şiirklipleri" sözünü duyunca tüyleri diken diken oluyor insanın... Şarkılar için çekilen kısa filmlerin nasıl olması ge- rektiği konusunda sanki bir "düşünce bir1iği"ne va- nlmış, kötü kötüyü getirirken içinden çıkılması güç birçemberegirilmışgibi... "K7/p"denincegözümü- zün önüne gelen şeyin böylesıne ürkütücü olması- nın nedeni, sanıldığı gibi yönetmenlerin yeteneksiz- likleri değil, bu düşünce birliği, onun yaratıcısı ise teknolojinin baştan çıkancılığı. Kanımca şiirler için çekilecek kısa filmlerde yö- netmenlerin üstünde önemle durmaları gereken ko- nu, her şeyden önce bu teknoloji konusudur. Şiir sanatı teknolojıden yararlanmayan, onun için de "insan"dan uzaklaşmamış "insan"\ yitirmemiş bir sanattır. Şiiri teknolojiye ezdinmemeye büyük özen göstermek gerekir. Buna özen gösterilirse sorun çözülür mü? Hayır, çünkü temelde birterslik var: Şiirfilmeçe- kilip somutlaştırılınca, alıcısının yaratıcılığı, yapıta kendisinden katacağı şeyler engelleniyor. Şiir soyut bir sanattır. Anlatılanı somut olarak önü- nüze koymaz. Görmek, dokunmak, işitmek söz ko- nusu değildir. Soyut olarak anlatılanı kafanızda can- landınr, kendi çağrışımlannızla biçimlendirirsiniz. Okurun şiire büyük katkısı vardır. Ama bu katkı bü- tün çizgileri sonuna kadar çekmez, bütün ayrıntı- lan ortaya vurmaz. Her şey bir belirsizlik içinde can- lanır. Sinema, şiiri görüntüleyerek karşınızaçıkardığın- da ise izleyenin katkısı en aza ineceği gibi o belir- sizlik de yok olur. Oysa o belirsizlik şiir için çok önemli. Okumadan okumaya şiiri geliştiren, hep - aynı kalmaktan kurtaran o belirsizlikteki oynama- lardır. Sinema, şiiri belli görüntülere bağlayıp dondurur. Filmini izlediğiniz bir şiiri daha sonra okuduğu- nuzda gözünüzün önüne hep o filmdeki görüntü- ler gelecektir. Kısacası filmin yönetmeni, okur olarak yaratıcılı- ğınızı sona erdirmiştir. Walt Disney ünlü "Fantazya" filmiyle bu oyunu müzikseverlere oynamıştı. O filmdeki müzikleri din- lerken uzun yıllar hep Walt Disney'in görüntüleri canlanmıştı gözlerimizin önünde. Bir televizyon programında da inanılmaz bir şey, ama gerçek, Behçet Necatigil'i bir ana kızın pe- şinden yürütmüşlerdi. Görüntüledikleri şiirin o bölümü şöyleydi: Biliyonım, ayıp ve manasız Ama peşleıinden gidiyorum Gezmeye çıktıklan vakit Ana kız. Bu sözler, okurun kafasındafilmdekigibi tatsız bir görüntü yaratmıyor, çünkü şiirde o görüntüye gir- meyen bir duyarlık var. Bence öykülü şiirlerin filmini çekmek, ne anlattı- ğı belırsiz şiirlerin filmini çekmekten daha güç. On- larda bayağılığa düşme olasılığı çok yüksek... "istanbul'u dinliyomm gözlerim kapalı" deyince biri gözlerini kapatıp istanbul'u mu dinleyecek: "Bir yosma geçiyor kaldınmdan" deyince kaldırımdan bir yosma mı geçecek? Korkunç birsınav... Yönetmenler nasıl kalkacak bu işin attından, bi- lemiyorum... Ölümünün 10. yılmda Ruhi Su paneli bugün • Kültür Servisi - Ruhi Su, ölümünün 10. yılında bir dizi etkinlıkle anılıyor. '"Ruhi Su Sanat Geceleri" kapsamında bugün. 14.30'da AKM Küçük Salon'da Ahmet Kurtaran, Ahmet Yürür, Cahit Berkay, Durul Gence, Prof. Hıkmet Şimşek. İlhan Selçuk, Onder Kütahyalı, Rahmi Saltuk ve Timur Selçuk'un katılacağı bir panel düzenlenecek. Paneli Filiz Ali yönetecek. Bijişim Kupuftayı'nda Çalıntı Düşter' fotoğraf sergisi • Kültür Servisi - Orhan Cem Çetin'in "Çalıntı Düşler" konulu fotoğraf sergisi, 12. Ulusal Bilişim Kurultayı etkinlikleri çerçevesinde, Logo Yazılım firmasının sponsorluğuyla pazar gününe dek Hyatt Regency Hotel Istanbul Balo Salonu lobisinde görülebilir. Tanıtım fotoğrafçılığıyla ilgilenen Çetin'in sergide yer alan çalışmalan, düşleri konu ediniyor. Bu çalışmalann bir özelliği de bilgisayann. yaratıcılık için olanaklar sağlayan ve yeni görsel tatlar sunan bir araç olarak kullanılmış olması Rusya-Tiirkiye kültürel işbipliği • Kültür Servisi - Rusya-Türkiye kültürel ilişkileri ve işbirliği çerçevesinde dünya çapında ünlü beş genç Rus müzisyen, 9-15 ekim tarihîeri arasında MESA Şirketler Topluluğu'nun davetlisi olarak Türkiye'de dört konser verecek. Yaşlan 13-17 arasında değişen müzisyenler, 10 ekimde Rusya Federasyonu Istanbul Başkonsolosluğu'nda ilk konserlerini verdikten sonra Ankara'ya gidecekler. Almanya. fngiltere, Fransa, Avusturya ve ltalya'da sayısız konser veren genç müzisyenler, uluslararası yanşmalarda kazandıklan başanlarla dikkat çekiyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear