29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29EYLUL1995CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Aşağı Görme MELİH CE\ DET ANDAY K övlü dostum AJâettin, balkona tırmanmak iste- yen sarmaşığı yukan çe- kerken. - Arsızdır. dedı. çabuk boy atar. - Alâettin. dedim, tstanbul'da sardun- ya için arsızderler. Ne haksızlık! Yaprak- lan ıle. çiçeklen ile gözümüzü gönlümü- zü şenelten bu bitkileri niçin as.aöılıyo- ruz? Alâettin, - Bereket duymuyorlar. dedi tnsanımızda çıçek se\gisi yeterince gelişmiş değıldır. biz genellikle meyve ağacını yeğlenz, ışe yarayan, gelır sağ- layan ağaçlan. Onlann bizim için yara- nldığına inanınz. Doğrudan ışe yararlı- ğı olmayan ağaçlar umurumuzda değil- dır. Dıyelım keresteciliğin gelışmediğı yerde çam kesılip yakılabilır. Bunun gıbi. bir ıkı dönümlük tarla oluşturmak için ormanı yakabilinz. Dogrusu "biamiçin" yaratılmış inan- cını tutarlı saymamız çok güç. İşimize yaramayan bitkiler kimin için varatıldı'' Bu soruviı yanıtlayamıyoruz. Hayvanlara karşı tutumumuz daha da yakışıksız, zalimcedir Onlar da bizim için yaratılmış. kes ye! Öyle ki, kurban törenı binlerce yıldır dinsel sayılmakta. Ama törenin kaynağı nedir, kimse merak etmiyor. Kurban bayramı sabahı çoluk çocuğun gözü önünde kov unlan. kuzula- n boğazlatırken adamın şişinmesıni gö- zünüzün önüne getırin bir! "Tannnın buymğunu yerine getiri>orum" diyor. Bitkiyi, hayvanı aşağı görme davranı- şı, "tnsan eşref-i mahlukattır" inancın- dan kaynaklanır: Insan yaratıklann en şe- reflisi. Demek Tann yaratırken bir sıralama yapmış, birdeğer sıralaması. insanı da en başa oturtmuş... Sen misin bunu yapan, biz de kırar ge- çiririz ortalığı. her yanı çöle çeviririz. sevgi diye bir şey bırakmayız. Batı'ya bakarsak... Durum daha da korkunç birgelişme göstermiştir Batı'da. Kısaca gözden geçirelim. Bilemediniz beş yüz yillık bir geçmi- şi olan Batı uygarlığı, insanı yüceltmek- le başlamıştır. Ama, bakın. bu yüceltme ne ters so- nuçlara vardı. Batılı uygar insan, önce, kendi uygarlık anlayışı dışında kalan öbür insanlan. başka anakaralarda. baş- ka gelenekler ve inançlar uyannca yaşa- yan dünya ınsanlarını küçümsedi. Hıris- tiyanlık dışında kalan topluluklardi bun- lar. Öyle oldu ki, keşifler sonucu yeni ana- karalar bulundukça. buralarda yaşayan insanlar "vahşi" sayıldı ve uygar Avru- palı. bu vahşileri doğru yola getirmek görevıni üstlendi, kıyımayöneldi, zalim- liğe vurdu işi. llkel toplum insanı, insan sayılamazdı. onu hayvan gibi çalıştır- maktan. dövmekten, gerekirse öldür- mekten başka yapacak iş yokru. Tann buyunıyordu bunu, ceza çekme- liydiler. llkel toplum incelemeleriyle in- sanlığa bakışımızdaki bu körlüğü orta- dan kaldıran büyük budunbilimci ve in- sanbilimci Claude Levi-Strauss, Avrupa- lının bencilliğini kökünden sarsmışlır. Konumuzu, ondan yararlanarak biraz daha sürdürelim. Demek Avrupalı, hay- van-insan ayınmından. insanlararası ay ı- nma geçmiş, ilkel-uygar bölümlemesine varmış, ama burada durmamıştır; kendi insanını sınıflara bölmüştür: Soylu in- san-aşağı insan, bey ve köylü, giderek işveren ve işçi. Görüyor musunuz, insan yanlış bir çizgiden yola çıkınca kendi kendisini yiyipçürütmeye nasıl vanyor? Claude Levi-Strauss'un La PCnseeSa- uvage adlı yapıtını dilimize çeviren (Ya- ban Düşünce - Yapı Kredi Yayınlan) de- ğerli dostum Tahsin YüceLbu kitaba yaz- dığı önsözün bir yerinde şöyle diyor: "İnsanı canlıiann en gdişniişi olarak nitelerken nesnel bir gözlemi dite getirdi- ğimiz söyienebilir. Ama onu vervüzünün en yüce yaraagı olarak gosterirken, san- ki lier şey insanın gereksinimlerini karşı- lamak. gönlünce yaşamasını sağlamak için yaratümış gibi, 'Her şey insan ıçın- dir° derken,aynı ölçüdenesnel kakJıgımız söyienebilir mi?" "İster dinsel olsun. ister dindışu Batı düşüncesi bu konuda tükenmez bir kay- nak sağlar bize. Ama, sayüan az da, baş- ka türiü düşünenler. insanı her şeyin üs- tünc koynıanın kaynağını bencillikten alan bir önvargıdan başka bir şey olnıa- dığını. bencillik ve önyargınınsa, bir kez el de verdikten sonra, burada durmadı- ğını, durdurulamadığını söylevenler de yokdeğir Bunlan yazdıktan sonra Tahsin Yücel, Claude Levi-Strauss'tan biralıntıda bu- lunuyor: "Insanın doğadan kopanlması ve üs- fiin. egemen variık durumuna getirilme- siyle başlanmıştır işe; böy lece en > adsına- maz özelliğinin. yani canlı varlık niteliği- nin silinebileceği sanılmışrır. Bu ortak ni- telik görülmezJikten gelinerek her türlii aşınhğa olanak sağlanmıştır. Batılı insan, öncelikk tarihinin son dört yüzyılında, insanukla hayvansalhğı birbirinden ke- sinlikle ayırmayı bir hak olarak benimse- nıekJe, birinden aldığı her şe>i ötekine vermekJe, uğursuz bir dönemi başlattığj- nu durmamacasına daraltılan bu sınınn insanlan da birbirinden uzaklaştırmaya ve gittikçe daha sınırlı bir azınhk yaran- na, bir insanlık ayncalığı istemeye yara- yacağuu, bu insanlığınsa. ilkesini ve kav- ramını öny argıdan aldığı için. daha doğar doğmaz çürüyeceğini anlayamamıştır." • DİIKöşesı TVde erkek güzeli yanşmasını sunan hanım, - Şimdi on altı tane erkek güzeli adayı finale kaldığından... dedı. İnsan tane ıle gösterilmez, tanıtılmaz. Zeytin tanesi olur, arpa tanesi olur, susam tanesi olur da. insan tanesi olmaz. Haydi emekliler! ir gazetede okudum, gözlerime inanamadım: - Emekliler Sendikası kuruldu. diyordu gazetedeki haber. Ve 12 temmuzda B kurulan Türkiye Emekliler Sendikası (Emekli-Sen) Genel Başkanı Ibrahim Şahin, "Artık susan değü, bağıran emekliler otacağtz" diyordu. Kurulan bu yeni sendikanın DlSK'e bağlı oldugunu öğrenmem ayn birsevinç yarattı ve hemen DİSK Genel Merkezi'ni arayarak: - Kuruluş çalışmalan ile ilgili olarak Kadıköy yakasında bir görevlinin olup olmadığını soruyorum. Varmış. Nurhayat Kalkan yürütüyormuş çalışmalan. Kendisine ulaşıp. üye kayıt formu alıyorum. Hemen en yakın çevremden. emekli öğrermenlerden başlıyorum. Birkaç gün önce içinde ellinin üstünde üye kaydediyorum. Kayıt etmesine ediyonım da bir gerçeği de bu sırada paro modern şehırlerde, konforlu evler aram I 7 Ekim'e kadar kaparonuzu yatırın, peşinatın kalanını 18 Aralık'a kadar ödeyin. Siz de Emlak Bankası L evlerinin ayrıcalığını yaşayın! I a ı S I JB iffl ffl S i 1 1 * s a II tti Peşin alımlarda k inclirimler ! EMLAK BANKASI" D a h a U y g a r B i r Y a ş a m İ ç i n " Emlak Bankası Pazarlama Daire Başkanlığı: İstanbul Pazarlama Müdürlüğü:Tel: (0.212) 285 19 90-559 46 72 Sinar.oba-Mimaroba Tel: (0.212) 864 00 10 (3 Hat) BahçeşehirTel: (0.212) 669 00 10(10 Hat) Ataşehır Tel: (0.216) 41 5 79 01 Muciukenc Tel: (0.262) 642 03 88-89 Ankara Paıarlama Müdürlüğü: Tel: (0.312) 426 04 06-427 52 22 Bilkent Tel: (0.312) 266 45 54 Konutkent Tel: (0.312) 240 03 55-56 İzmir Pazarlama Müdürlüğü: Tel: (0.232) 441 90 66-336 07 54 Mavi;ehir Tel: (0.232)336 26 11-330 26 71-72 Gaziemir Tel: (0.232) 251 36 04 ve tum Emlak Bankası subeleri ile yurtdışı temsilcilikleri hizmetinizdedir. öğrenıyorum. Iki tür emekli varmış meger. Bin yasal olarak emekli olanlar. öbürü ise aklıyla, yüreğiyle ve bedeniyle emekli olanlar. Yani. tam emekli bu ikincıler. Ellenni kaldırmak istemiyorlar. Yaşlılıklanndan falan değil, 12 Mart ve 12 Eylül'ün yüreklerine oturttuğu korkudan. örgütlenme deyince gözleri yerinden fırlıyor zavallılann. Emekli olmanın, Türkiye koşullannda sokağa atılma, venlenle yetinme olduğunun bilincinde bile degiller. - Emeklinın ne hakkı olur, ne gücü, diyorlar. Allah nzası gibi avuçlanna konana şükredip, daha fazla olan haklann kazanılmasında hiçbir ginşimde bulunmaya niyetleri yok. Ne ki tarih boyu, haklılann haklan hiçbir zaman verilmemiş. haklılar örgütlenerek. güçlerini birleştırerek, söke söke almışlardır. Yaşı yetmişlere dayanmış ama yürekleri yirmısinde emekliler de var aralannda. Örgütlenmeden hiçbir hakkın alınamayacağına inananlarda. Böyle bir sendikanın kurulmasını alkışlayan. önderlen kutlayanlar da. Işte biz, Türkiye emeklileri olarak bu ihtiyar delikanlılann gücü. morali ile durduk yola. Beyinleri, yürekleri ile emekli olanlar kahve köşelerindeki "gûn doldurma" işlevlerinı sürdürsünler. Bizler, emekli olmakla "tüm bir yaşamın bittigine' 7 inananlardan değil. yaşamın sürdüğü sürece, hakkını almak için mücadeleye gönül vermış, toplumda horlanan, itilen, aşagılanan değil. siyasi ve ekonomik mücadeleleri ile "dimdik" durabilen. son nefesine dek kararlılığından asla bir şey yıtirmeyen emekliler olarak bize saglanan bu sendikal yaşama sanlıyoruz. Yasal olarak emekli edebilirler bizleri. Ne ki biz. yıllann verdiği kazanımlarla bu topluma hizmeti sonuna dek sürdürmekte kararlıyız. Yasal olarak emekli " gözüksek de gerçekte yirmi. yirmi beş yaş delikanlısı kadar sorunlara sahipleniyoruz, sahipleneceğiz. Emekliler Sendikası hayırlı olsun. (Tel: 0216/345 05 85) Saadettin Malkoç Romanlannız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel: 554 08 04 ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞÎ'nde sizi, özlediğiniz sorumluluklar bekliyor. Tel.: 275 50 82 Erozyon önlemek de vatanunızt savunmakttr. T.E.M.A. Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı Tel.: (0212) 281 10 27 268 09 85 PENCERE Tans'm Dayamlmaz Durumu... Küçük kız, durup dururken bebeğinin gözlerini top- lu iğneyle oyar... Niçin?.. =. . . Hiiiç!.. Ruhunda anlaşılmaz duygular düğümlenmiştir, içinden gelmiştır, yoksa bebeğini neden gözden çı- karsın?.. Kendi zararına bir işi neden yapsın?.. Kü- çük kız bebeğini kıskanmış, kendisini tutamamıştır. Bu kız sınıf arkadaşının saçını çekiverir, istediği ye- rine getirilmediği zaman ter ter tepinip ağlamaya başlar, evde ilgi çekmek için yatağını ıslatır, en güzel elbisesini makasla paralar. annesini üzmek için olma- dık şeyler icat eder, çevresinin odak noktası olmak için yapmayacağı şey yoktur, tüm davranışları büyü- düğünde benmerkezci bir kişiliğe sahip olacağını göstermektedir. Tans Hanım'ın bugünkü davranışlan büyümemiş bir hırçın kızın tutumunu çok andınyor; Tans Hanım'ın kocası Özer Bey, eşinin soyadını taşıyor; bir açıdan bu olgu kadına saygı gibi görünse de, daha değişik açıdan bir ruhsal sorunun dışavurumudur. Tans Hanım Başbakan oluyor; çevresine karşı dav- ranışları inanılmaz boyutlara tırmanıyor; Başbakan- lığında başı büsbütün dönmüştür; bakanları çocuk gibi azarlıyor, kendisine sadık milletvekillerini baştan aşağı sıvıyor, yüksek bürokratlara posta atıyor... Tans Hanım'ın arkasında kocası var... llginç bir çift oluşturuyorlar... Tencere yuvarlanmış kapağını mı bulmuş?.. Nasıl oluyor da İstanbul Bankası'nı batıran Özer Bey ile eşi Tansu Hanım, Sarıyer'den Karadeniz'e kadar Boğaz sırtlarını kapatabiliyorlar?.. Bir bankayı batıran aile- nin bir trilyon liralık arsa ve villa sahibi olmasının ar- dında yatan esrar nedir?.. • Tans Hanım'la eşi bir aile şirketi kuruyorlar; Ame- rika'da otel. alışveriş merkezi, villa, apartman sahibi oluyorlar; hem bu yatınmlar ne zaman yapılıyor?.. Tans Hanım Türkiye Cumhuriyeti Ekonomiden So- rumlu Devlet Bakanı iken biryabancı ülkede nasıl ya- tırımyapabilir?.. Ya vergi kaçakçılığı?.. Cumhuriyet'te arkadaşımız Doğan Akın'ın belge- leriyle açıkladığı vergi kaçırma olayının kahramanı sıradan bir yurttaş olsaydı, çoktan yakasına yapışıl- mıştı. İstanbul Bankası'nı batıran Çiller ailesinin malvar- lığının kaynağı bilinemiyor: ama. vergi kaçırdıklanna ilişkin belgelerortada... • Malvartığına ilişkin hesabını vermeden, vergi ka- çakçıhğına ilişkin savların doğru olmadığını kanıtla- madan Tans Hanım'ın Başbakanlık koltuğunda bir gün bileoturması "ca/z"değilken, Türkıye'deyeni hü- kümeti kurma görevi yine Tans Hanım'a verildi. Tans Hanım'ın yüreği pır pır edıyor... Tans Hanım koltuğa öylesine düşkün ki benliğin- deki hırsın titreşimleri bedeninin gözeneklerine sin- miş. "Başbakanlığıyitirir miyim?" diye yaşadığı kor- ku saçının tellerine, gözlerinin rengine yansıyor. Yeni hükümet için siyasal parti başkanlarıyla yap- tığı görüşmelerde kendinden geçerek hırçınlaşma- sını doğal karşılamaiı... • Yaşadığımız bir dram mı?.. Komedi mi?.. Terörden kan gövdeyi götürürken, milyonlarca ki- şi zorunlu göçle köyleri boşaltırken, enflasyon yüz- de 9O'ı aşmışken, yüzbinlerce ışçi grevdeyken, Kürt kökenli mılletvekillerı hapisteyken, aydınlar demir parmaklık ardında gün sayarken, ülkeye parçalanma ve şeriat tehlikelerinin gölgesi vurmuşken, malvariı- ğı bildirimı Meclis Komisyonu'nda uyutulmuş Tans Hanım'ın çevresinde dönenen hükümet kurma ça- lışmalarında "mebus pazan" kuruluyor... Akıl ve sağduyu!.. Neredesiniz?.. HUSNU KALAYCI Tüm güzelliklerin bütünleştiği insan... Seni tutkulannla, anılannla ve Olgu'cuğunla yaşatıyoruz. AİLEN Karacaahmet. 1 Ekim 1995. Saat 11.00 İLAN T.C. ADALET BAKANLIĞIALANYA 1.İCR4 MÜDÜRLÜĞÜ İLAMSIZ TAKİPLERDE ÖDEME EMRİ DosyaNo: 1995 666 1- Alacakh ve varsa vekilinin adı, soyadı ve ikamet- gâhı: Irfan Akgün vekıllen A\. Yelda Yavuz. Av. Ümit Yavuz. Atatürk Cad. 30'2 Alanya. 2- Borçlunun ve varsa kanunı temsılcisınin adı. soya- dı ve ikametgâhı: Hanıfi Ezmış, Çarşı Mah. Hükümet Cad. Örs Sokak - Alanya. 3- Alacagın Türk parasıyla tutarı. faız miktan ve ışle- meye başladi^ı gün: 38.770.000- TL toplam alacagın 29.12.1992 tanhinden işleyecek ay lık % 10 faiz. masraf, ücretı vekaletle tahsılıdir. 4- Senet ve tarıhi, senet yoksa borcun sebebi: T.C. Zi- raat Bankası Alanya Şubesf ne aıt kredı borcuna ilişkin kefalet parasmın rücuudur 5- Bir terekeye karşı yapılan takıplerde mirasçıların adı, soyadı, şöhret ve ıkametgâhları: - tşbu ödeme emrinın teblıği tanhinden ıtibaren borcu ve takip masraflannı yedı gün içinde ödemenız (temma- tı vermeniz), borcun tamamına veya bırkısmına veya ala- caklının takıbat icrası hakkına dair bir itirazınız varsa, senet altındaki ımza size ait değılse yıne bu yedı gün ıçın- de aynca ve açıkça bildirmeniz, aksı halde ıcra takıbın- de bu senedın sızden sadır olmuş sayılacağı, imzayı red- dettiğinız takdirde mercı önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız. buna uymazsanız vaki ıtirazmızın mu- vakkaten kaldınlacağı, senet veya borca itirazınız yazı- lı veya sözlü olarak ıcra daıresıne yedi gün içinde bildır- medığınız takdirde aynı müddet içinde 74. madde gere- ğince mal beyanında bulunmanız. aksi halde hapisle taz- yik olunacağıntz, hiç mal beyanında bulunmaz veya ha- kikata aykın beyanda bulunursanız. hapisle cezalandın- lacağınız. borç ödenmez veya itiraz edılmezse cebn ıc- raya devam edileceğı. takıbe itiraz ettığinız takdirde. ıti- razla bırlikte teblığ gıderlennı ödemenız, aksı halde iti- raz etmemış sayılacağınız ıhtar olunur. (Ic. If. K. 60) Basın:40113
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear