29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29EYLÜL1995CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Düşmanının derisinden kemer yapan bir 13. yüzyıl Iskoç kahramanı William Wallace'ın öyküsü Görkemli bir destansı seyirük... Yetmiş milyon Amerikan Dolan'ndan ûzlaya çıkan bir bütçe. üç bınden fazla, tok kalabalık bir figüran ordusu. on ka- neraylaçekilmişkılometTelercenegatif. sylarca süren yoğun çalışmalann sonu- cunda ortaya görkemli bırtanhsel destan filmi çıkmış: "Braveheart-Cesur Yürek". Kamera- nn önünde ve arkasında. gunümüzde be- yazperdenın en tanınmış starlanndan MelGibsonvar. Geçen yıl "Suratı Olmayan Adam'*la başladığı yönetmenlik kanyennı bundan böyle daha da sıkı tutarak sürdüreceğe benzer, "Mad Max" sensı. "GeübohT, "Lrthal Weapon-Cehennem Silahr sen- SL "Tequila Sunrise'", "HamJet", "Mave- rick" vb gıbı fılmlenyle yaygın bir üne kavuşmuş.Nevv Yorkdoğumlu Avustral- yalı aktör Mel Gibson'ın vannı yogunu koydugu bu üç saatlik. destansı üstün ya- pma. önceden doğrusu bıraz burun kı- virarak yaklaştığımı ıtıraf edeyim. Ama butürepik filmien ıyice inceleyip özüm- seyerek dersıne ıyı çalışmış yönetmen Mel Gibson'un ıştn üstesinden geldığı "CesurYürek"ı, neredeyse üç saat kıpır- damaksızın se>Tettıkten sonra hakkını teslım ettım ıster ıstemez. SSCB'nın unufak olup dağıldığı. ide- olojılenn ıflas ettığı. dünyanın gıdışınin değıştiği ve yeniden milliyetçılık bayra- ğının yükseldiği gunümüzde sık sik ta- nık oldugumuz. sinemada rağbet gören, baskıya. zulme karşı başkaldıran halk hareketlenne ve her çağdan çeşıtlı kur- tuiuş ve özgürlük mücadelelenne ilışkın tanhsel fılmler kervanına göstenşli bir halka ekliyor "Cesur Viirek" gerçekten. Baştan belırtmek gerekırse bu onüçün- cüyuzyıl lskoçyası'nda geçen özgürlük ve dırenış destanı. basbayağı görkemlı ve etkileyicı bir seyırlık. temposunun 178 dakika boyunca hıç düşmedığı kıpır kıpırbırmerak ve ılgiyle ızlenen, olduk- ça kanlı. şıddetli ve romantik bır destan. "Braveheart", çocukluğunda babası lngilizler'ce katledılince amcası tarafın- dan Haçlı seferlerine götürülmuş ve yıl- lar sonra ülkesine dönüp sevdığı kızla (Catherine McCormack) evlenmiş, an- cak karısının her kafadan aykın bır ses çıkan, karmaşa ve kargaşa içındeki Is- koçya'ya egemen olmuş zorba ve uyanık Ingilizlenn, köy ortasında güpegüduz cinsel tecavüzüne uğrayarak öldürülme- sı sonucunda lngılızlere karşı ölumüne veamansızbirmücadeleyegınşmış, ken- di halındekı, onuruna ve özgürlüğüne düşkün Iskoçyalı cengâver köylü Willı- am Wallace'ın (Vlel Gibson) ve peşıne taktığı Iskoç ulusunun sonu. hüsranla bi- tecek, 13. yüzyıldakı dramatık ve efsa- nekşmış öyküsünu aktanyor Bu yıl ötedenberi daha çok cimrilıkle- ri ve etekli giyınış tarzlanyla maruf ts- koçlarbakımından sinemada birmucıze- ler yılı yaşanıyor adeta. "Bravehearfın SUNGU CAPAN Cesup Yürek (Braveheart) Yönetmen: Mel Gibson Senaryo: Randall Wallace Kamera: John Toll Miizik: James Horner Oyuncular: Mel Gibson, Sophie Marceau, Patrick McGoohan, Catherine McCormack. Ian Bannen 1995 ABD (Özen Film) ŞişliSite 1-3, Beyoğlu Sıne Pop, Çemberlitaş Şafak 1-2, Beyoğlu Alkazar, Kadıköy Reks, BakırkÖy Incirli, Ataköy Prestij sinemalannda. yanında, daha çok bızi tskoçya'nın yay- lalannda, kjrlannda, dağlannda geziye çıkaran, masum birrunstık fılm gıbi du- ran "ROB Ro> "dan (ve çok yakında gös- terilecek "ShaDowGrave- Mezanmı De- rin Kaz"dan) sonra Hollyvvood usulü hem romantik hem de çok kanlı, şıddet- li bir görkemli tantana şamatasıyla gö- rüntülenmiş bu "Cesur Yürek"le Iskoç tarihine dalıyor. 6 yüzyıl öncesınin ka- ranlık çağlannın atmosferini soluyoruz şimdi de. lngilız baskısıyla dizboyu yoksullu- ğun.pisliğin,hurafelerin. ılkv_nns. UMÎU ve şiddetin egemen olduğu karanlık bır çağın girdaplanna garkolmuş Iskoç- ya'nın mahşerimsı kargaşası. olanca dehşet ve vahşetiyle üç saatliğine. silın- dırjibı üstümuzden geçıyor adeta. Özellıkle kılıçla uçurulan karalardan. yağmurgıbı yağan oklardan, kesılen gırt- laklardan. göz oymalardan, baltayla par- çalanan bedenlerden. mızrak, topuz. gürz vb. ortaçağ silahlannın yarattığı bir vah- şet ve şiddet boşalımindan geçılmeyen. mahşeri bir kıyımı andıran, acayıp kan- ıı n. ucıışı-ııı mcNuan -Njva:)i sahneleri, soluğunu kestığı seyırciyı koltuğuna mıhlıyoryer yer. Fınaldeki o İngilızlere karşı ulusunu bır araya getinp ayaklan- dıran. tahtı. tacı. ıktidarı umursanıayıp ülkesının ozgurlüğüne baş koymuş. (do- ğuştan değilse de) soylu ve yüce gönül- lü. ama vahşı halk önderı Wil!ıam Wal- lace'ın Londra kalesindekı ıdamı da bey- lik deyışle adrenalın yukselten, uzunca bır dehşet sekansı. Özgürlüğun İskoçlara ne ifade ettiği- nı çağlaröncesınden örnekleyerek, VVal- lace'la cüzzamlının (Ian Bannen) oğlu soylu Iskoç önden Robert the Bruce'u (Angus Macfadyen) tskoçlann efsaneleş- mış ulusal kahramanlan olarak önümü- ze süren ve günümüzün yaygın mıllıyet- çılık akımlannın perdedeki uzantısı sa- yılabılecek*CesurYürek''te.Wallace'ın çocukluk a$kı, köylü kızı Murron (C. McCormack) ve lngiliz kralı I. Ed- vvard'ın (Patrick McGoohan) gelini, müstakbel lngilız kralı. Edvvard'ın eş- cınsel oğlunun (Peter Henly) kansı olan Fransizasıllıprenses Isabelle'le(Sophie Marceau) süregelen gönûl ilişkilennden kaynaklanan romantik boyutu çoğu yer- de sollayan filmın dengesı, genelde bu ir- kıltici ve ürperticı, taşkın şiddete meyle- dıyor daha çok. Ağa ya da lordun, yeni evlenmiş köy- lunün genç kansının öncelikle tadına baktığı. ılk gece hakkına (haksızlığına) sahipolduğu karanlık çağlann feodal ba- kış açısına sahip filmın 'vatan kurtaran aslan" kahramanı Wallace"ımıza. adeta bır Che Guevara karakteri yamayarak son derece spektaküler, actıon'u ve şıd- detı bol. çok kanlı, uzun ve destansı, et- kileyicı bır epik halınde karşımıza getı- ren bu Iskoç tarihı fılmine, Londra Sen- fonı Orkestrası solistlerinın çaldığı gay- dalı, trampetli, davullu, bır çeşit lngilız usulü mehter müziğı de eşlik ediyor. Kameraman John Toll'ın y önetimı nde saptanmış panoramık çerçeveli. harika görüntülerle yansıtılan görkemlı savaş sahnelerinde. saçı sakalı birbırıne kanş- mış, çığlıklar ata ata genlla gıbı ölümü- ne savaşan, Kızılderililergıbı boyanmış, amansız ve kıyıcı Vıkınglerden farksız Iskoç savaşçılan. yaya. atlı. zırhlı ve ok- lu birlıklerden oluşan'Tahtabacak' Ed- ward"ın düzenli lngilız ordusunu ünlü meydan savaşlarında altedıyorsa da so- nuçtaİngılızentnkacılıgınayenıkdüşüp kellesin' idam baltasına veriyoren kah- raman Mel Gibson'umuz. \ aıişi, ilkel dövüş yöntemlerinden, ok ıslıgi ve kılıç şakırtısından efsanenin oluştugu dönemin mekân ve kostümle- nne kadar oldukça gerçekçi ve ırkıltıci bır tarzda tezgâhlanmış. gışe rekortme- nı olmaya aday bu Iskoç destanında, sev- dıklerini yıtıımenın acısıyla trajik bir yazgıyayargılı. vahşi birdevnmcıyedö- nüşen Wıllıam Wallace rolündeki oyun- cu-yönetmen Mel Gibson'un performan- sı gayet iyi. Otekı oyuncular da öyle. Oldukça sert ve vahşi tonlardan ses veren. özellikle Irlanda ordusunun figüran olarak kulla- nıldıgı savaş sahneleriyle göz alan bu uzun tarihsel üstün yapım, gerçekten ka- çınlmayacak bır seyirlık sonuçta. Mel Gibson'n yonetmenliğiyleoyun- culuk kariyennı de geçecek bir kamera arkası becerisinı gözler önüne serdıöı bu görkemli spektaklden sınemaseverdedı- ğin kendıni yoksun bırakmaz herhalde' Uzaylı klişesini dayanılmaz bir sanşına çeviren bir bilimkurgu Böyle ııza)iıya can kıırban! Amenka'da NASA'nın Uzaylılan Araştırma Merkezı'nden uzaya 1974'te göndenlmiş bir dost- luk mesajına 20 yıl kadar sonra ıyi nıyetlı gıbı gö- rünenbırcevapgelir. Uzayındennlıklenndekı bir- takım "Yabancılar''dan dünyaya venlen cevapta. Yabancılar'ın DNA'sıyla ınsanoğlunun DNA'sını karıştırmak içın gereken bılgıler de mevcuttur, ın- sanlığa yararlı olacak bazı bılımsel numaralan ög- reten bılgılenn yanı sıra filmın başında ABD hü- kümetıne baglı bır bılım adamının (Ben Kingsie>) DNA'ları bırleştırme deneyımı sonucunda. hızla büyüyen sevimlı bır kız çocuğunun gelışımine ta- nık oluruz. SlL adı venlen, uzaylı-insan kanşımı bu kız çocuğu görünümündekı son derece güçlü ve yırtıcı yaratığın iireyıp çoğalması gerçekleşırse ın- san ırkmın köküne kibnt suyu ekecek cınsten. ür- künç ve tehlıkelı bır tür. dünyaya egemen olacak- tır.. Derken zaman zaman sankı bmlerce soluca- nın kıpır kıpır hareket ettığı, ırkıltıci. korkunç dev bır koza haline de bürünüp anormal bır hızla büyu- meye başlayan. tehdıt edildiğınde ya da engellen- diğınde önüne çıkanı emıp yutarak sonra da posa- sını tükürecek çok tehlıkelı bır uzaylı yaratığa do- nüşecek olan küçük kız tam arsenıkle zehırlenecek- ken araştırma laboratuvannın cam kafesını kınp çöle kaçıyor ve Los Angeles-Hollyvvood'a geçıyor. Bilım adamnın lıderlığinde. önceden olacaklan sezip başkalannın aklından geçenlen okuyabılen bır medyurr (FbrestWhitaker\ ışının ustası bir mo- leküler bıyclog (Marg Hdgenberger). halım selım bır evrım uzmanı, Harvardlı antropolog (Alfred Motina) ve lüzene zararlı olanı bulmak ve yok et- mek görev ıcde usta, gözükara bır ajandan (Micha- el Madsen) cluşan bır 'ava' grubu. kaçarken kız ço- cuğundan bı ıçim su denebılecek. nefıs bır sanşın genç kadınadönüşen ve üreme ıçgüdüsüyle. en kı- sa zamandaioyunu sürdürmek ıçın sağlıklı bırdün- yalı erkeklesevışıp doğuımak ısteyen StUın peşı- ne düşüyor .e amansız bır kovalamaca sürüp gidı- yor Işte dayanılmaz bır cazıbeye sahip (ama örne- ğim sızı öperken ansızın dılı ensenızden çıkabıle- cek), kızdındığında engel tanımayan. korkunç bır dev. örümcec. varasa ya da ahtapot haline bürüne- bılen ve çıftleşmek ve üremek ısteyen bu korkunç ve güzel 'av'la onu takip edıp yok etmeye kararlı 'avalar'ının öyküsünu hıkâye ediyor "Species-Teh- likelı Tür". bıldık bılimkurgusal genlım ve heye- can klışelenyie Yıllar öncesınin unutulmaz bılımkurgu-korku türu başyapıtı ".\lien-Yarank''ın az buçuk değiştı- nlip bazı yenı motıfler eklenmış modern versıyo- nu sayılacak "TehHkeli Tür", ahşılmış korku, ge- nlım. heyecan klişelennedayanan, her zamankı gı- bı gözalıcı özel efekt bombardımanı halınde süre- gelen. kanalızasyonlardan yeraltı mağaralanna ge- çılen fmalınde de iyıce abuk sabuklaşan. süriikle- yıcı temposu ve oyuncu kadrosuyla (özellıkle taze ve çekıcı bır güzellık abıdesı olarak ortalarda do- laşan ve gelecek vaat eden, Iskandinav asıllı dılber Natasha Henstridge"e kapılmamak da doğrusu pek olası değıl erkek seyırcı ıçın) kolavca tüketılıp bır çırpıda unutuluveren cınsten. cumbüşlü bır fantas- tık eglencelık. Teknolojınm şaha kalktığı. bılgı ve iletışım çağına ayak basmış. yenı bır yüzyılın eşı- ğindeki günümüz dünyasında artık ufak ufak uza- ya açılan ınsanlığın uzayın bılınmezlıklerındekı, varlığı olası başkacanlı- lara yaptığı çağrıya ce- vap verilmesı gibı bir ha- reket noktasından yola çıkan senarist Dennıs Feldman'ın "E.T."den, "Alien"den. "Preda- tor"a kadar ünlü benzer fantastıklere öykünen senaryosunda, beylık korku. gerilım. şiddet öğesıyle şoke edıcı şid- det göstenlennın yanı sı- ra düzüşmek ve üremek içın yanıp tutuşan. uzay - lı-ınsan kanşımı, güzel- ler güzeli, kızışmış ve tehlıkelı yaratığın cinsel cekicılığı de ön planda baştan sona. Ahşılmış 'kötü uzavlı' klışesını da- yanılmaz bır sarışın ca- zıbesıyle allayıp pulla- yıp (Parıs'te modellık dönemecınden geçerek Amerika'ya kapağı at- mış, kuzeylı dılber Na- tasha Henstridge. gerçekten bu baştan çıkancı uzaylı dışıyi tam tamına canlandırıyor, kuşkusuz. Ben Kıngsley ya da psıkopat Mıchael Madsen'den daha çok filmı sürükleyen oyuncu konumuna en- şerek çarpıcı özel efekt sosuyla ser\ ıse sunarak ge- nlımlı-bilimkurgu meraklılarının ağzına bır par- mak bal çalıyor "Tehükeli Tür" özetle. Grafıker- lik yıllanmın, 'efsane' ustalanndan, Isvıçrelı ünlü tasanmcı H.R. Giger'ın hayal gücünün üriinü olan uzaylı dışı rolündeki Natasha Henstrıdge'ın çekı- cılığı ve bilgisayann yarattığı hünerlı görsel efekt- lennın göz alıcılıgı sayesinde, ilgiyle tüketılen ge- rilımli, heyecanlı. erotızmlı bu oyalayıcı bilimkur- gu serüvenınden genye önemlı bır şey ler kaldığmı söyleyebılmek pek olası değıl son tahlılde. Yine de bu türün meraklısının yer yer keyıfle teslim olaca- ğı. albenisi parlak, yepyenı bır Hollyvvood eğlen- celıği sayılabılır •'Species.'* Benım seyrettığım se- anstaki bır gencın çıkışta söyledığı gibı böylesi uzaylıya can kurban doğrusu! Tehlikeli Tür (Species) Yönetmen: Roger Donaldson Senarvo: Dennıs Feldman Kamera: Andrzej Bartkovv ıak ı Müzik: Chnstopher Young ' Oyuncular: Ben Kingsley. Mıchael Madsen, Forest VVhıtaker. Katasha Henstridge, Mıchelle Wıllıams, Marg Helgenberger' 1995 ABD (UIP) Beyoğlu Fıtaş, Harbıye As. Kadıköy Süreyya. Altunizade Capitol. Bakırİcöy lncırlı. Aksaray Yıldız. Nışantaşı AFM. Etiler Akmerkez. Maslak Prıncesse (eskı Movenpıck) sinemalannda. (La Chas.se aux Papıllons) Yönetmen. senaryo: Otar losselıanı/ Kamera: Wıllıam Lubtchansky Müzik: Nıcolas Zourabıchvılı' Oyuncular. Narda Blanchet. Pıerrette Pompom Baılhache. Emmaneuel de Chauvıgny, Ale\ander TcherkasofT. Thaman Tarassachvıli, Alexandra Lıebeımann. LıliaOhvier' 1992 Fransa (tFA) Beyoğlu Alkazar-Avrupa sınemasında. Ah nerde o esld şatolar9 nerde o esld hayatlar? Komşu olmamıza karşıa, pek bır- bınmızden haberlı oldugumuz söy- lenemeyecek "LaChasseau\ Papil- lons- Kelebek AvT. bu hafta başla- yan. çoğu Hollyvvood fabnkasının ürünü. göstenşli ve hızlı eglencelık fılmlenn arasmda. panltılar saçan. küçük bır mücevher gıbi duran ne- fıs bır fılm olarak dıkkatı çekıyor. Kuşkusuz dünyanın önde gelen en iyı on ülkesınden bırı saydığımız, İO.yuzy ıla Sergo Paracanov. Rezo Cheidze, Cengiz Abuladze. Şengela- ia kardeşler ve Oter losseliani. vb. gıbı usta yönetmenlen armağan eden Gürcıstan sınemasını. ancak festıvallerde gösterilmış bu adlannı andığımızyönetmenlenn bazı fılm- lerı aracılığıy la kısmen tanıyan Türk sınemaseverlerı ıçin. bugün Alka- zar-A\ rupa'da afışe çıkan "Kelebek Avı" hanka bır fırsat. Günümüz Fransasının, ınsanlann daha bırbırlerine ıçtenselamlarver- mezlık etmedığı, nısbeten eskı de- ğerler üstüne kurulu geçmış hayatın geçerlı olduğu bır bölgesındekı. na- sılsa korunagelmış bazı şatolarla çevrelenmış. yaşamınhâlj "uzun,sa- kin bir ırmak' gıbı duyumsandığı küçük bır kasabasında geçıyor öyku- müz. 'Son istasyona \armak üzere bulunan hayat katan'ndakı ıkı kar- deş, yaşlı hanımefendı. kahramanla- nmız Bıraz bakımsız kalmış ancak hâlâ geçmışı yansıtan değerlı anti- ka mobılya ve eşyalarla tıkabasa do- lu. dede yadıgan küçük şatolannda, savaş. terörızm. fanatızm.şıddet. ka- zave felaketlere ılı^kın dehşetengız haberleri duyuran radyoyu dınleye- rek. dama oynayarak. bısıkletebıne- rek. balık avlayarak. kısaca günde- lık yaşam çarkının ntüellenne uya- rak.kah enerjık.kâh dingm bır biçım- de vakıt geçırerek varolan bu hayat doluyaşlı tazelereyörenınbütünsa- kınlen de hürmette kusuretmıyor ve sevgi say gı göstenyor herdaım. Çok ıçtiğı gecelenn sabahında başı ağn- yan köy papazıyla kasaba bandosun- da bırlıkte çalan, tılt ya da kroket oy- nayan, düny aya hala merak ve ilgiy- le bakmaktan vazgeçmemış. gözü doymaz hırslı ve sempatık Japon ış adanılarının göz koyup satın almayı kataya taktıklan. hanımefendılenn sahıbı olduklan tarihı şatonun yan açık yan kapalı duran panjurfu.göl- gelı, tozlu. bakımsız ama paha bıçıl- mez mobılyalarla donatılmış, yük- sek tavanlı mekanlannda sıkça do- lanırken ızledığımiz. yaşlılıklarına meydan okuyan bırdınamizmin sü- reklı hareketh kıldığı. gönlü genç bu ıkı yaşlı taze'miz. pusuya yatıp şa- tonun birtakım emlakçı dalavereîe- riy le satılacağı günü ıple çeken, mı- ras av cısı akrabalar tarafından da ku- şatılmıştıraynızamanda Zaman za- man yüzyıl başının asken ünıforma- lannı çekmış. düello eden ya da bı- lardo oynayan, her ışi gereklı tören havası ıçınde yapan. sepya rengıne bulanmış. eskı aıle buyüğü bazı ha- yaletlerı de rüyada gören bızım yaş- lı tazelerın kapısinı, günün bırınde azraıl de çalacaktır elbet. Çev rede zıl takıp oynayarak. yaşamın coşku- suna, vazgeçılmez nımetlerine şarkj- larçağırarak kel kellelen, cart renk- lı bol gıysileri ve aleme aldırmaz. yan esrık halleriyle çayırlara yayıl- mış Hare Knşnacılar, günümüzün ürkütücü teknolojı yanşında Amen- kalılarla kıvasıya rekabete gırışmış Japon ışadamları (ve müze gıbi gü- zelım şatolan gezmekten gerı dur- mayan muhterem kanlan). en başta kasaba bandosu eşlığınde karşılanan soylu bır Hıntlı.vb gıbı 'çeşit'lerden oluşan çek renkli bır tıpler galensı- nı de andıran filmın fınalindeyse. hep güzel sabahlara uyanmış ve gö- nüllen genç kalmış hanımefendıle- rimizden bırine ansızın ölüm sırası gelıvenyorve hüzün ağırbasıyorgi- derek... 1992 Venedık Film Festıvali'nde Italyan eleştırmenlen ödülüyle. ÇI- ÇAE Avrupa ödülünü kazanmış 'Kelebek Avf, artık sürekli bombar- dımanı altında kalarak yaşamaya ıyı- ce şartlandığımız hızlı. hareketh ve gözalıcı Hollyvvood sınemasının sığ mamüllerınden bütünüyle farklı, ac- tıon suz. yahn. duru bır sınema tar- zmın ürünü. gerçekten has bır sıne- ma yaratıcısının lezzetmı duyuran, eskiye gömülmüş, nostalpk gus- to'lan ve hayatlan da düşündüren, gündelik yaşamın sade rıtmının at- tığı, alçakgönüllü. harika bir fılm. uzun lafın kısası. Çağdaş tekno pa- nayınnın şamatalı kakafonısıne bo- ğulmuş seyırcı ıçm, bir Fransız ar- monikasmdan yayılan duygu yüklü. nostaljık.alaycı ve neşelı cıvıldama- lar saçan bu şıırsel fılm. merakhsı- na baştan çıkancı ve zengınleştıricı bır küçük oda müziğı etkısı yapıyor. Otar losselıanı, 60 yaşının bütün bı- rikıminı.ustalığını. dennlığını adeta bu küçük başyapıtına koymuş sankı. Çehov'van bır yaşama sevıncıyle dıngınliğın sındigı "Kelebek Avı' özetle gerçekten kaçınlmayacak bır duygu. düş. imge ve görüntü sağa- nağı. Bızce ıkı yıl öncekı lstanbul fılm festıvalınde 'Kelebek Avı'nı eğer seyretmedıysemz. bu kez ke- sınlıkle kaçırmamalısınız... KEDI GOZU VECDİ SAYAR Ayvaz'ı Beklerken - Burada olması gerekirdi. - Mutlaka geleceğım demedi. - Ya gelmezse? - Yarın yine geliriz. - Sonra öbür gün. - Herhalde. - Ve böylece sürecek. - Sorun şu. - O gelene değin. - Çok acımasızsın. - Buraya dün geldik. - Aah yo, burada yanılıyorsun. - Pekı dün ne yaptık? - Dün ne mi yaptık? - Evet. - Şey... Senin yanında insan hiçbir şeyden emin olamıyor ki. - Bence buradaydık. - Burayı bılıyor musun? - Bunu söylemedım. -Eee? - Ne fark eder ki? - Yine de.. bu ağaç.. bu bataklık... - Bu akşam olduğundan emin misin? - Neyin? - Bekleyeceğımiz zamanın. • • • - Demek onu bekliyordunuz? - Ya, işte... - Burda mı? Benım toprağımda? - Kötü bir nıyetım yoktu. - Nıyetimız lyiydi. - Yol herkese açık. - Biz de böyle düşünmüştük. - Bu utanç verıcı. Ama buradasınız işte. - Elden ne gelır? • • • - Aynlsak daha ıyi olurdu. - Hep böyle dersin sonra da hep kuyruğunu kıs- tınp geri dönersin. • • • - Bu arada, konuşmamak elimizden gelmediğine göre biz de bari sakin sakin konuşalım. - Haklısın, bızde laf tükenmez. - Böylece, düşünmemiş oluyoruz. - Özrümüz bu. - Böylece duymamış oluyoruz. - Nedenlerımız var. • • • - Tamam işte. hadi bunun hakkında tartışalım, bir- birimıze karşı çıkalım. - Imkânsız. - Böyle mi düşünüyorsun? - Bir daha düşünmeme tehlikesi yok ama. - Öyleyse niye şıkâyet ediyoruz? - Düşünmek değıl en kötü olan. - Belki de değıl. Ama en azından bu var. - Bu ne? - Tamam işte, hadi birbirimize sorular soralım. - En azından bu var demekle neyi kastediyorsun? - Çok daha az acı çekmek var. - Doğru. - Eee! Öpüp de başımıza mı koysak. - Korkunç olan düşünüyor olmak. - Ama hiç duşündüğunüz oldu mu ki? - Tüm bu cesetler nereden gelıyor? § - Bu ıskeletler. - Söylesene. - Doğru. - Biraz düşünüyor olmamız gerek. - Ta en başta. - Bir kemik yığını! Bir kemik yığını! - Bakmak zorunda değılsin. - Bakmamak elınde değil. (Samuel Beckett, Godot'yu Beklerken - İki per- delik traji-komedı) İzmip'de sanat sezonu açrtıyor İZMtR(A.4>-Izmır Devlet Opera ve Balesı (İDOB), 1995-1996 oyun sezonunu 5 ekım perşembe günü Mozart'ın "Figaro'nun Düğünü'" adlı operası ile açıyor. IDOB. ekim ayı boyunca "Figaro'nun Düğünü". Carl Orff "un •"Cannına Burana", Mozart'ın "Saraydan Kız Kaçırma", Verdi'nın "Requiem", Lerner ve Loevve'nin "My Fair Lady" ve Beethoven'ın "9 senfoni" adlı eserlerini sahneleyecek. Aynca 7 Aralık 1995'te Fransız besteci Massenet'nin "\Verther" ve 20 ocakta da Mozart'ın "Sihırli Flüt" adlı operalannın prömiyerlen yapılacak. Konservatuvara kayıtlar başladı KA^'SERİ(AA)-Kayse^ Buyukşehır Beledıyesı Konservatuvan öğrenci kayıtlan başladı. 6 ekim cuma gününe kadar sürecek Kayıtlar sonunda. Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği bölümlerini tercih edenler. yetenek sınavma tabı tutulacaklar. 7 ekım cumartesi günü yapılacak sınavda, her iki bölümde egitim görecek 40'ar öğrenci belirlenecek. Türk Klasık Sanatlan ve Resim bölümlerine ise. başvuruda bulunan her öğrenci alınacak. "20. yy'da lstanbul" söyleşileri Költür Servisi- Fransız Anadolu Araştırmalan Enstitüsü, bugün "Gerçek İstanbul. Düşsel lstanbul / 20. Yüzyılda Yazarlann. Ressamlann ve Sinemacılann Kentı" konulu birdızi yuvarlak masa toplantısı gerçekleştırecek. Galatasaray Ünıversitesi'nde gerçekleştinlecek ve 9.30'da başlayacak toplantıda " Yüzyılında Şehir 1930lardan 1960'lara Kadar" ba^lıklı oturum gerçekleştinlecek. Oturum başkanlığını Atılla Dorsay'ın yapacağı toplantıya: Alain Quella Villeger, Ferit Edgü, Onay Sözer. Atıf Yılmaz, Nedım Gürsel. Enis Batur, Timur Muhıddin, Ahmet Soysal katılacaklar Kültüp Bakanlığı'ndan Fiknet MuaHa Sengisi ANKARA(ANKA)-Kültür Bakanlıgı koleksıyonunda bulunan Fıkret Mualla'nın eserleri lstanbul'da sergilenecek. 30'dan fazla eserin yer alacağı sergı. 18 ekimde lstanbul Menkul Kıymetler Borsası Sergi Salonu'nda açılacak. Sergide yer alan eserler. Kültür Bakanlıgı tarafından Fransa'da düzenlenen bir müzayededen. 1980 yılında satın alınarak toplandı. Renkçı ve dışavurumcu anlayışıyla yaptığı resımleriyle tanınan Fikret Mualla, 1903-1967 yıllan arasmda yaşadı ve Paris gıbi birçok sanat çevresinde kendini kabul ettirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear