Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17EYLUL1995PAZAR
14 KULTUR
Yıldız Ibrahimova, yann akşam Aya İrini'de yoksul çocuklann eğitimine katkı için bir konser verecek
, bir yaşam tarzı beniın için'
DUYGL PURGUN
Kendine özgü doğaçlama >orumları ve
folklordan caza uzanan genış bir
yelpazeyi kapsayan çalışmalarıyla caza
gcnül vermiş bir sanatçı Yıldız
Ibrahimova. 25 Eylül'de Aya İrini'de,
Çağdaş Yasamı Destekleme
Derneği'nın >oksul çocuklann eğitim
giderlerine katkıda bulunmak amacıyla
düzenledıği konsere katilacak
sanatçının son çalışması. "Işığın Sesi"
Aşık Veysel'den. Gerslmin'e, Azeri
türkülerinden Mozaıt'a genış bir
repertuvan içeriyor. Sanatçı. bu
çalışmayı aslında sahnede
gerçekleştırmek ıstediğinı belırtiyor.
Aibümde. Bach'tan sonra bir Ege
ha\ası duyunca ıster istemez. neden bu
denlı farklı renkten ezgılenn bir araya
geldıği sorusu düşüyor aklımıza.
"Evet, belki insanı şaşırtabilir. Ama
bence önemli olan, yüzyıllar önce farklı
coğrafyalarda belki de a>nı zamanlarda
ortava çıkan bu yapıtlann, günümüzde
veniden buluşması" dıyor Yıldız
Ibrahımova. Sanatçıya Bulgaristan'da
15 yılı aşkın bir süre bırlikte çalıştığı
müzısyenler eşlik ediyor. "Ekip
çalışması benim için çok önemli" diyen
sanatçı. bu ekipte yer alanlann. çok
sağlam bır klasık eğitimin yanı sıra,
çok da ıyi emprov ize çalan. çağdaş
müzığe son derece yatkın müzisyenler
olduğunu söylüyor. Fakat
Ibrahımova'nın tüm isteğı Turk
müzısyenlerle de çalışmak. Geleceğe
dönük projelerinden bırinin de Türk-
Bulgar müzisyenlerle birlıkte ıkı
ulusun folklorlerinden yola çıkarak bir
albiim gerçekleştirmek olduğunu
belırtiyor. Sanatçının Türk folkloruna
olan ılgısı çocukluğuna dek uzanıyor.
"Annem de anneannem de çok güzel
Rumeli türküleri söylerdi.
Küçüklüğiimden beri bu ezgilere
yakınlık duymanı bu yiizden..
Türküleri caza uyaıiamak ise tamamen
kijiliğimden kaynaklanıyor.
"Ozgürlüğüne düşkün bir insan olarak,
daha konservatmar yıllarında,ca/ın
bana en uygun nıü/ik türü olduğunu
anladım. Caz,özgürlüğü de barındıran
bir yaşam tarzı benim için".
Yurtdışında sayisiz konserler \eren.
pek çok mÜ7isyenle çalışan
lbrahımo\a. Türkiyenın külturel
anlamda kendısını yeterınce
tanıtamadığından yakınıyor.
"Yurtdışında Türk folkloruna ait
neredeysehrçbirşey bilinmiyor.
Fransızlara, Rumeİi türküleri
söy lediğimde ağızlan açık kalıyor.
Onlara, işte bu Türk nıü/iğidir
diyorum. Fakat bu benim tek başına
üstesinden gelebileceğim bir iş değil"
dcrken Türk kiiltürünün son derece
içıııe kapalı olduğunu \e bugüne dek
dişanya yeterınce açılamadığını
söylüyor. Viedyanın ılgısızlığı \e
kapsamh bır kültür politıkasının
eksiklığinden dem vııran sanatçı. geçen
sene CSCO'nun Ankara Hıpodrom'da
\erdiği konserin buyü>ünunden hâlâ
kurtulamamış "40 bin kişi geldi
dinleme>e...Düşünehiliyor musunu/.'.
\ / tbrahimova,
¥ yann akşam
-X. Aya İrini'de,
Çağdaş Yaşamı
Destekleme
Derneği"nin yoksul
çocuklann eğitim
giderlerine katkıda
bulunmak amacıyla
düzenlediği bir konser
verecek. Sanatçının
son çalışması, "Işığın
Sesi" Aşık Veysel'den,
Gersh\vin"e. Azeri
türkülerinden Mozart'a
geniş bir repertuvan
içeriyor. Sanatçı. bu
çalışmayı aslında
sahnede
gerçekleştirmek
istediöini belirtivor.
Böy le bir şe> herhangi bir Batı
ülkesinde olay olabilecekken Türkiye'de
hiçolmamış sayılıyor." İbrahınıo\a"yı
asıl şaşırtan şey. ertesı günku
gazetelerde bu konserden tek satır bıle
soz edılmemesı. "Medya destek
vermeli ki insanlar da ' Boyle de bir şey
varmış' desin. Bir daha sefere herhangi
bir konser olduğunda (klasik,
caz..)şaşırmasın. bilgisiz kalmasın."
Ibrahımova'ııın. geçen gunlerde
Antalya'da verdıği kon.sere daır
unutamadıgı biranısı \ar: "Konserde
söyledtğim her parçayı tanrttım, bakın
hu dogaçlamadır başka bir y erde
dinlediğini/de farklı gelebilir diye. Çok
hoş bir konser oldu. Yaşamları boyunca
belki de cazla ilk defa karşılaşan
insanlar da çok etkilendiler. Sonra o
küçücük çocuklar.. "Hanı sen Tarkan'ı
sevıyordun' diyenlere bir 'Hayııır'
demeieri vardı ki görmeliydiniz".
Peki Türk popunda mantar gıbı türeyen
yeni şarkıcılar için ne düşünüyor
îbrahımova'.'
"Pop müziği, adı üstünde bugün var
yann yok. Tamamen ticari kaygılar ön
planda. Bir gecede star obnak iş değil..
O kadar ciddiye alnııyorum zaten pop
müziğinL" Türk popunun kendi içınde
bir eleme yaşadığını söyleyen
sanatçıya göre se\ iye zamanla
yükselecek.
Türkiye'de caz yapan pek çok
sanatçıyla tanıştığını söyleyen
lbrahimo\a'nın bu konudaki
gözlemlerı ıse şöyle- "Müzisyenler
daha atak olmaİL Kimilcri klasik caz
yorumunda çok başanlı. Fakat kendine
özgü olmaktan uzak... Klasik caz
dışında daha farklı kaynaklara ömeğin
folklora yönelmeli. Caz, belli sınuiar
içinde yapılan bir mü/ikdegildir
çünkü".
Kendıni süreklı gelıştiren, yenileyen
sanatçı, insanın (hele de o insan bir
müzısyen ıse) kendı kışıliğını
bulmaktan korkmaması gerektığını
düşünüyor Sanalçı. "Du>ann arkasını
görmek" taraftarı Bu. her ne kadar
"l'zun ince bir yol" olsa da. "Ben Ella
Fıtzgerald değilim, olmak da istemem.
Çünkü benim doğup büyüdüğüm
toprağın kültürü farklı.. Ben de o
farklıhğı >ansıtmalıyım"dıyen sanatçı
ıçın caz söyledığı her dakıİcanın ayn
bıranlamı var Çünkü ancak o
dakikalarda "neel dünya"dan bıraz
daha uzaklaşıp. kendı sulannda
özgurce yuzebilıyor
Boris Pastemak'nı Lara'sı öldü
Kültür Senisi - Ünlü yazar Boris Pas-
ternak'ın unutulmaz romanı ~ Doktor Ji-
vago"nun ölümsüz Lara'sı.Olga Ivinska-
ya 82 yaşında yaşama \eda etti. Paster-
nak la yıllarca süren tutkulu bir ılişki ya-
şayan Ivinskaya. ünlü yazarla ilk kez
1946"da Moskova"da karşılaşmıştı. O dö-
nemlerde"NoviMir'" (Yeni Dünya) adıy-
la çıkan bir edebiyat dergisinin editörlü-
ğünüyapanlvinskaya. 34yaşIn1nolgun-
luğunuyaşayangençbırkadındı. Paster-
nak ise iki kere evlenip boşanmış. ikı ço-
cuğu olan 57 yaşında bir adam. Puşkın
Meydanı'ndaki Puşkin heykelınin altın-
da günlerce düzenli bir şekilde buluşan
çiftin ilişkisı giderek tutkulu bir aşka dö-
nüştü 4 Nisan 1947 tarihli mektubunda
Pasternak.-Hayatım, meleğim! Seni tüm
içtenliğimle sevm>rum'"diye seslenıyor-
du Ivınskaya'ya.. 1953'tekı mektubun-
da ıse "Bu ilişki sonsuza dek sürecek \e
güngeçtikçegüçlenecek'dıyordu. İlişki-
len, Olga'nın dergıdeki pozısyonunu ka-
çınılmaz olarak etkıliyordu. Sonunda
Pasternak ona. sekreterliğini yapmasını
önerdi.
Ivınskaya'nın ailesi. Alman- Polonez
kökenliydi I915'te Moskova'ya taşın-
malanyla birlıkte Olga, geleceğe dönük
planlannı gerçekleştırme şansı buldu.
1936"da Moskova Editörlük Enstitü-
sü'den mezun olan Olga, bir süre çeşitlı
edebiyat dergilerinde editör olarak ça-
lıştı. Pasternak'ın edebi kişilığine. öte-
den ben hayranlık duy an genç kadın. ün-
iü yazann katıldıgı lîiçbir söyleşıyi ka-
çırmazdı.
1940"lar. SovyetlerBırliğı'ndemüthiş
baskılann yaşandığı yıllardı. O dönem-
de, yurtdışından herhangi biriy le herhan-
gi bir şekilde ilişki kurmak (bu kişi ak-
rabanız bile olsa) yasaktı. Pasternak'ın
Boris Pasternak'ın ünlü roma-
nı 'Doktor Jhago'nun Lara'sı
Olga l\ inskay a(üsrtc) 82 yaşın-
da yaşama \eda etti. David Le-
an'in sincmaya uyarladıği
•Doktor Jivago" (yanda)adlı
filmde Ömer Şerif ve Julie
Christie(Lara) ovnuyorlardı.
kız kardeşleri ise Londra'da idiler ve ağa-
beylerı ıle sürekli iletişim halindeydiler.
Pasternak. Stalinin de yakından tanıdı-
ğı bir isimdi. Gürcü kökenli olan Stalin.
bu ünlü edebiyat adamının Gürcüceden
yaptığı şıirçe\mlenni yakından izliyor-
du. Ivinskaya'nın da söylediğıne göre
Stalin. 1924 yada 1925 yılında ünlü şa-
ır Sergei Yesenin \ e Madimir Ma> akms-
ki ile bırlikte Pasternak'ı da zıyaret et-
mışti. Hatta bır akşam ünlü yazarı tele-
fonla arayarak. genç bır şair olan Osip
Mandelstam hakkında ne düşündüğünü
sormuştu.
MGB (Oyıllarda KGB'ninadı buydu)
Pa.sternak'ı tutuklamaya lııçbır zaman
cesaret edemedi. ama Olga'nın peşıni bı-
rakmadı. Genç kadın. 1950 Haziranında
"casusluk" suçundan tutuklandı. Kar-
ninda Pasternak'ın çocuğunu taşıyan Ol-
ga. hapishanenın kötü koşullanna daya-
namadı \ e çocuğu düşürdü. Fakat y ine de
KGB'nın vcrdığı emırle 5 yıl boy unca iş-
çi kanıpında çalışmaya niahkûm edildi.
Bu arada Pasternak. "Doktor Jiva-
go"yu bitırmek uzereydı. Roman,rejiını
tehditederniteliktebıryapıtolnıadığı gı-
bi Rusya'nın devrım tanhı ve iç sa\aş
günlerı doneminde bır doklorun aşkını
anlatan son derece yalın \e başanlı bir
edöbiyatyapıtıydı. Kumanuayeralan 10
şıırın yayımlannıasına. ancak 1954'te
izın \erıldı. Ancak. kitabın basılmasıyla
ilgılı hıçbır umııt yoktu.
Olga. Pasternak adına yüriittüğü t:in-
şımlersaycsındekitabı 1956 yılında Ttal-
ya'da yayımlama olanağı elde etti. Bun-
dan ıkı yıl sonra Pasternak. \obel Ede-
biy M Ödülü'neaday gösterildı. Romanı.
"Çağdaş lirik şiirde %e Rus epik gelene-
ğindc çığ^r açan bir yapıt" olarak değer-
lendiren Nobel Komıtesi. Doktor Jıva-
go'yıı. Tolsto>"utı "Savaş ve Banş'ı ıle
kıyaslıyorse Pa.stemak"a"politikbirçiz-
giden uzak, tümüyle insan doğasını anla-
tan bağımsızözelliğindenötürii" bu ödü-
lüvermeninkendileri için bıronur oldu-
ğunu söylüyordu. Sovyet hükümetinın
baskılan nedeniyle Pasternak, Nobel'i
geri çevirmek zorunda kaldı. Fakat. hü-
kümeti bu tutumundan dolayı eleştiren
kampanyalar. yazann 1960'taki ölümü-
ne dek sürdü.
Pasternak'ın ölümünden sonra Olga
budefa LyudmiUa Yemelianov ıle birlık-
te (1939'da evlendıği kocası Ivan'dan
olan kızı) tutuklandı. Bu defa, Paster-
nakın yabancı basın ile bağlantılarını
kurduğu için suçlanıyordu. 1961 "de
Moskova radyosu Ingilizce, Italyanca ve
Almanca yaptığı yay ınlarla Olga'yı, Pas-
ternak'ın telif haklanndan gelen parayı
çalmak ve "dolarzengini'"olmakla suç-
ladı. Olea. ancak 1964 yılında salıveril-
di.
Bu arada KGB. Olga'nın Moskova'da-
ki dairesine girerek. Pasternak'ın ona
yazmış olduğıı bütün mektuplan. roman
eskızlerını. kısacası ünlü yazara ait ne
varsa hepsinı yok etmışti.
Pasternak'ın sevdiği kadına. hak ettı-
ğı değer. ancak 1988 yılında Gorbaçov
iktıdan sırasında verildi. KGB'nın elin-
de bulunan bütün dokümanlar Ivinska-
ya'ya geri verildi Fakat, Pasternak'ın
kendisine yazdığı mektuplara, Natalya
Pasternak'ın (Ünlü yazann göriimcesi)
itirazlan karşısında bır türlü ulaşamadı.
Boris Yeltsin'e başvurusu. "mektuplar
üzerinde sahiplik hakkı bulunmadığı"
gerekçesiyle hiçbir sonuç getirmedi. Ya-
şamının son yıllannı tek odalı birapart-
man daıresınde geçıren Olga Ivinska-
ya'nın anılan, 1978'de Paris'te Rusça
olarak yayımlandı. kıtap, başta tngıliz-
ce olmak iizere {'\ Capti\e of Time')
bütün Avrupa dıllerine çevnldı.
Uluslararası Eskişehir Festivali 7-15 ekim tarihleri arasında gerçekleşecek
Esldşehir'in de artık bir festivaH var
Kültür Senisi- Bu yıl ilk kez düzen-
lenen Uluslararası Eskişehir Festivali, 7-
15 ekim tanhleri arasında eerçekleştiri-
lecek.
Festivale Isviçre, Almanya. lngiltere.
Bulgaristan, Azerbaycan, Fransa. Avus-
turya, İspany a ve Türkiye'den ünlü sanat-
çı ve topluluklar katılıyor. Dokuz gün
sürecek festivalde klasik müzik. klasik
Türk müzıği, Türk hafif müzığı, caz, blu-
es ve flamenko gitar konserlenyle dans.
tiyatro. sergi ve Fransız Fılm Haftası ola-
rak 28 etkınlik yeralıyor.
Festival 7 ekimde piyanist Hüseyin
Sermefin vereceği konserle açılacak.
Tek CD ile 3 uluslararası ödül alan sa-
natçıya. şef Karl Rickenbacher yoneti-
mindeki Bilkent Uluslararası Akademik
SenfoniOrkestrasıeşlik edecek. Bukon-
serde Ravel'ın Sol Majör Piyano Sona-
tı'nı seslendırecek olan Hüseyin Sermet.
8 ekimdeki resitalinde ise. •Hındemith
Yılı' nedeniyle tümüyle bestecinın yapıt-
lanndan oluşan bir program sunacak.
Festivalin ikincı ünlü ismi bu yıl Istan-
bul Caz Festivali'nde çalan AzizaMous-
taphazade ve Kronos Quartet'le de ça-
lışmalaryapmışolan BurhanÖçal. Öçal.
8-9 ekimde iki konser verecek. Vurmalı
çalgılar ustası Öçal, kemancı Betül So>r
-
kan ve piyanist Kriszrina Waysza ile
Bartok. George Enescu, Manueİ de Fal-
la. Adnan Saygun'un yapıtlanndan olu-
şan klasik batı müziği yapıtlannı seslen-
direcek.
Sevilen sanatçı Bülent Ortaçgil de yi-
F.
İdil Biret
ne 8 ekimde Eskişehirli hay ranlany la bu-
luşacak. Maurice Bejart Balesi"nin
1985'ten 1992'>c dek başdansçısı olan
Katarzy na Gdaniec. grubu Linga Dans
Projet ile 9 ve 10 ekimde iki gösterı su-
nacak.
Alman Petersen Quartet ıse 10 ekim-
de Beethoven, Haydn ve Bartok'un ya-
pıtlanndan oluşan bir konser verecek.
Ülkemızde 1994 yılında İstanbul
CRR'de verdığı konserle sevilen ve In-
estivale İsviçre.
Almanya. İngiltere.
Bulgaristan.
Azerbaycan. Fransa,
Avusturya, îspanya ve
Türkiye'den ünlü sanatçı
ve topluluklar katılıyor.
Dokuz gün sürecek
festivalde klasik müzik,
klasik Türk müziği,
Türk hafif müziği. caz,
blues \ e flamenko gitar
konserleriyle dans.
tiyatro, sergi ve Fransız
Film Haftası olarak 28
etkinlik yer alıyor.
giltere'de an arda 5 kez "Yılın En İyi
Blues Gitaristi"ödülünü alan blues devı
Otis Grand ve topluluğu Big Band. 11
ekim günü sahne alacak.
Ru.s \e çıngene romanslanndan folk-
lor ve caza uzanan repertuarıyla caz yo-
rumcusu Yıldız İbrahimova. Bulgar gi-
tarist Ognian Videv ıle 12 ekimde bir
konser verecek.
Dev let Sanatçusı piyanist İdil Biret. 14
ekimde Bach, Beethoven, Schu-
Otis Grand
bert/Liszt ve Chopin'ın yapıtlanndan
oluşan bir program sunacak. Festivalin
kapanış konserinde ise İdil Biret, Cum-
hurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşlı-
ğınde Beethoven'ın4.\enfonisini seslen-
dırecek.
§ef Ruhi Vyangilyönetimındeki Ayan-
gil Türk Müzığı Orkestra ve Korosu.
"Yunus Emre"yı. İhsanÖzgen-Anatoüa
grubu da İngilız kemancı Elizabeth Cow-
derv ık birlıkte 11 ekimde klasik batı
müziği ağırlıklı bir program sunacak.
Anadolu Cniversitesı Dev let Konserva-
tuvarı Yaylı Çalgılar Oda Orkestrasf nın
şef Prof.Koral Çalgan yönetıminde ger-
çekleştireceğı konsere solist olarak piya-
nist Prof. Zöhrab Adıgüzelzade katıla-
cak. Konserde. Grieg, J.A.Benda,
E.F'dall Abaco ve L'lvi Cemal Erkin'ın
yanıtlan yer alacak.
İspanyol gitarist Manola Sanhıcar. bu
kez quartet olarak bir konser verecek.
Festivalde tiyatro «österileri de yerala-
cak. Son yıllar'da "Se\dalı Bulut". "Ga-
lilei Galileo". gıbi başanlı oyunlara ım-
zasını atan. DostlarTiyatrosu Sanat \'ö-
netmenı Genco Erkal. "Bir Delinin Ha-
tıra Defteri"ni. Ankara Sanat Tiyatrosu
Rutkay Aziz'ın yönettiği u
Jan Dark Da-
vası'*nı. yıne AST Çocuk Tiyatrosu da
"Rüzgarla Varışan Tay" adlı oyunlan
sahneleyecek.
Eskışehır'den de iki tiyatro katılacak:
Anadolu Üniversıtesi Devlet Konserva-
tuvarı Tiyatro Topluluğu "Tiyatro Ana-
dolu" ve "Ben Anadolu"oyununu, Eskı-
şehır'in tek özel tiyatro topluluğu olan
Eskişehir Tiyatora Kumpanyası (ETK)
ise "RumuzGoncagül"*ü 12 ekimde sah-
neleyecekler.
1 Uluslararası Eskişehir Festıvali'nde
konserlerin. tiyatro ve dans gösterileri-
nin yanı sıra. "Sinemanın 100. Yılı-Ori-
jinal Fransız Film Afışleri" sergısi. "Frig-
ya'dan Eskişehir'e..." fotoğraf sergisı.
Fransız Filmleri Haftası gibi etkinlikler
de yer alacak.
KOŞEBENT
ENİS BATUR
Kültür Çoğulluğu
Bir ülkenin külturel yaşamını geniş ölçüde o ülke-
nin siyasal yaşamı belirler: Bireylerden topluma, sa-
nattan gündelik yaşama biçimine uzanan bir belirle-
yiciliktir bu. "Eski kültürümüz"ü monarşik-teokratik
bir siyasal alaşım biçimlendırmişti; örfler, âdetler. kı-
sacası bugün gelenek başlığı altında topladığımız
değerlerı ondan soyutlamamız güçtür.
"Yeni Kültür"ümüze gelince, yepyeni bır kültür de-
ğildir bu. olması da beklenemezdi: Geçmişin değer-
leriyle günümüzün değerlerinin bir bireşimidir orta-
ya çıkan ve geniş ölçüde Cumhuriyet rejiminin çal-
kantılı siyasal evriminin mührünü taşır. Yetmişüç yıl-
lık Cumhuriyet dönemi sağlıklı bir demokrasi yöne-
timine kavuşturamadı bızi. Ona biryaklaşır, bir uzak-
laşıyoruz. Kültürümüz, söz konusu yalpalanmayı
yansıtıyor. Muhafaza, yenılenme. çöküş ve topar-
lanma eğrıleri arasında yol alıyoruz.
Yeni kültürümüz ımrenilesı değil. Gelgelelim, eski
kültürümüz de öyle degıldi. insanoğlu, geleceğinin
kültürü şimdikı zamana bır an önce gelsın uğraşını
vermelıdir. Ütopyamız, umudumuz kalmayınca sığı-
nacağımız geçmiş bır sanılar bütünü olarak belirir
karşımızda, o sanılara yakından bakmak gerekir.
Eski kültürümüze karşı yaptığım çıkış, eski kültü-
rü yadsıma dürtüsünden, düşüncesinden kaynak-
lanmıyordu. Tarih'in belli dönemlerinde, bireyler için
bu tür yadsıma gereksınmelerı doğduğunu da unut-
mamak gerekir. Devrim, bireylerin toplumlarına be-
nımsettikleri yadsıma, bellekten silip atma ılkeierinin
buluştuğu noktadır. Lenin'ın, Atatürk'ün, Mao'nun,
Humeyni'nin eski kültürü yürürlükten •kaldırmaya
yöneldıklerını biliyoruz. Bugün Rusya'nın, Türki-
ye'nin, Çin'in, Iran'ın halıne bakıp devrimlerin büs-
bütün yanlış, başansız. anlamsız olduğunu düşü-
nenler bence yanılıyorlar. Devrimlerin sonu gelir, et-
kilerı genış ölçüde kalıcılık taşır gene de.
Ama, dedım ya, benim eski kültüre karçı çıkış yap-
mamın böyle bir gerekçesi yoktu. Karınca karann-
ca, olanaklarım elverdiği ölçüde eski kültürümüzün
değerlendirilmesi için elimden geleni yapmaya çalı-
şıyorum tam tersine. Onu, küitürel çoğulluğumuzun
önemli, vazgeçilmez bir parçası sayıyorum. Ne kı, es-
ki kültürümüzü bir hedef olarak görmek aklımdan
geçmiyor doğrusu; onu yitırilmış cennet'ın aynası
saymıyorum kesinkes. Onunlailgileniyor, ilgilenilme-
si gerektiğini düşünüyorum; Bugünkü kültürümüzün
içindeki payı. yarınki kültürümüze uzanabilecek yan-
lan nedeniyle.
Kültür alanında asıl sorunumuz, öteden beri, de-
min sözünü ettiğim çoğulluk kavramıyla bağlantılı
olarak gelişıyor bana kalırsa. Geçmişe bakarken;
Hatti-Hitit bağlantıları, lyonya, hatta Bizans rahatsız
ediyor kimilenni: Selçuklu'yla başlayıp Osmanlı'yla
ışi bitırmek. hatta onun ötesini -elden gelse- silmek
istiyorlar. Dış külturel ılişkileri sınırlamaya geliyor son-
ra sıra: Batıyla, Kuzeyle etkileşım/iletişim köprüleri-
ni kaldırıp atmak, bız bize kalmak en sağlam çözüm
yolu sayılıyor.
Sahıci bır demokratık düzen, kültür sıyaseti bağ-
lamında kendi tercihlerinı dayatmaz. dayatma ola-
nağı bulamaz. Dileyen Budizm'le, dileyen elektronik
müzikle, dileyen Ermitaj'ın ikona koleksiyonuyla, di-
leyen de iran sınemasıyla ilgilenebilir. Kültürün yayıl-
ma ve benimsenme halkalarını azaltmayayönelen bir
anlayış yalnızca kültür alanında tekıllığin savunusu-
nu üstlenmez, siyasal tercihleri ve toplumsal yaşa-
ma seçenekleri açısından da tekılci bir perspektifin
hazırlanmasına katkıda bulunur.
Sorun, yeni kültürün doğurduğu yozluklardan mı
kaynaklanıyor? Her kültür kendi yozluklannı, çalıla-
rını, dikenlerıni doğurmuş, beslemiş. büyütmüştür.
Bugünlerde, keyifle ve ibretle Naimâ Tarihi'ni okuyo-
rum: Eski kültürümüzden müthiş birkaç parıltı dev-
şırmek mümkün oradan, ama daha çok itkı, korku,
soğukluk duyarak geçiliyor kan sızan sayfalardan.
Eskı-Yeni kültür çatışması, Fatih-Harbiye hattından
bugüne hepimızi sarıp sarmalamıştır. Dahasöyleye-
ceklerimiz bıtmedı sanıyorum.
Hamiş: Adnan Adıvar, 7950 seçımlerinde DP ta-
rafından CHP'ye karşı aday gösterilmek istendiğin-
de, milletvekilliğine adaylığını her iki partınin de lıs-
tesınde yer alması koşuluyla koyacağını söylemişti.
Adıvar'ı, ölümunün 40. yıldönümünde anacak mıyız?
Pen'den Yaşar Kemal'e destek
tSTANBUL(A.A)-Pen Yazarlar Derneği Baskanı
Şükran Kurdakul ile Genel Sekreteri Alpay Kabacalı.
DGM tarafından yazar Yaşar Kemal hakkında bır
Italyan gazetesınde çıkan yazısında Kürt halkından söz
ettiği gerekçesiyle soruşturma açılmasını eleştirdi.
Kurdakul ve Kabacalı yaptıklan açıklamada Kemal'in
söz konusu yazısında halklar arasında banş isteğini
açıkça belırrtiğini ifade ederek, Yaşar Kemal'in ya da
başka herhangi bir yurttaşın Türkıye'dekı Kürt
realitesinden söz ettiği için soruşturmaya uğraması,
Ortaçağ hukukunda bile rastlanmayan bir
uygulamadır" dediler.
Türk Sanatlan Kongresî
İsviçre'de toplanıyor
Kültür Servisi- Kültür Bakanlığfnın düzenlediği 10.
Türk Sanatlan Kongresi'ne bu yıl 30 ülkeden 200
bilımadamı katılıyor. Isvıçre'nin Cenevre kentinde
rekor sayıda bılim adamının katılımıy la gerçekleşecek
olan kongre 18 eylül pazartesi günü Kültür Bakanı
lsmail Cem'ın konuşmasıyla açılıyor. Dünyanın her
köşesınden bilım adamlannın . Türkıye'nin yüzlerce
y ıllık sanat bınkimı üzenne bıldiriler sunup.
tartıştıklan kongre 4 yılda bir toplanıyor. Bu
toplantıda. toplam 108 bildiri sunulacak.
Kjibi yapılacak şnrler ye
yönetmenler belirlendi
İSTANBL'L(AA)- Kültür Bakanlığı ile İstanbul
Kültür ve Sanat Vakfı'nın ortak projeleri çerçevesinde,
klibi yapılması planlanan şıirler ve klip yönetmenleri
belirlendi. Kültür Bakanı İsmaıl Cem ve İstanbul
Kültür ve Sanat Vakfı Yönetım Kurulu Başkanı Şakir
Eczacıbaşı'nın da katıldıgı toplantıda yapılan
açıklamaya göre, şaırler. şiirler \e klıplerı çekecek
yönetmenler şöyle sıralandı: Tevfik Fikret (Sıs.
Balıkçılar ve Yağmur. Yön: Oğuzhan Tercan). Ahmet
Haşım (Merdhen. BirGünün Sonunda. Arzu. Y'ön:
Cemal Karman). Yahya Kemal Beyatlı (Erenköy'de
Bahar. Itri. Üsküdar'ın Dost Işıklan. Bir Başka
Tepeden. Sıste Söylenmiş ve Hayal Şehir şiirlennden
oluşan tek bir klip. Yön: Reha Erdem). Nâzım Hikmet
(Salkımsoğüt. Memleketımi Sevıyorum. Saat 21-22.
Yön: Levent Tuna). Necip Fazıl (Kaldınmlar. Yağmur,
Tabut. Yön: Orhan Oğuz). Orhan Veli (Istanbul'u
Dinliyorum. Denızi Ozleyenler İçin, Anlatamıyorum.
Yön: Umur Turagay).
Kültür Bakanlığı Prestij Kitapları
İSTANBUL(A.A)-' Şehir Prestij Kitaplan" dizısinı
sürdüren. Kültür Bakanlığı. İstanbul. İzmır ve
Edırne'den sonra bu yıl Van'ı seçti Kitabı hazırlayan
"Renk Ajans', Van'ın tarihı gelişimıni konu alan
kitabın görsel ağırlıklı olacağını açıkladı.