25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÖL1995 PAZAR 14 KULTUR CE\DAAKAŞ 23 afustostan bu yana Bursı'da bır sempozyum gerçekleştınliyor. Uludağ Universıtesı Uluslararast Heykeltıraşlar Sempozyumu. Bu sempozyum. ikisi Türk sekiz sanatçıyı ağırlıyor. Aralarında Ingılız sanatçı Les Levine, Fransız Patrick Raynaud. Japon Yutaka Matsuzama, Alman Günther Uecker, Amerikalı Michael Rodewer ve Richard Jackson'ın bulunduğu sanatcılara Türkıye'den Vüdız Tüzün ve FüsunOnurev sahıplıği yapıyorlar. 2 eylül günü. Bursa'da, Uludağ Üniversıtesi'nin Vam Tes tesislerinde düzenlenen basın toplantısı ve açılış kokteyiine Sanat Dünyanuz adına giderken, yolda. böylesine iyı organıze edilmış ve Türkiye'de pek tanınmayan (ancak edıneceğım izlenımlerden sonra kendi alanlannda böylesine başarılı olduğunu anladıgım) sanatçılarla karşılaşacağımı pek sanmıyordum doğrusu. Öncelikle Bursa yeşılinin içmde, özellıkle Jstanbul'dan gelen biri için bulunmaz hıntkumaşı değennde, ağaçlarla çevrilmiş havuzlu bir dinlenme tesisi olan. sanatçılann da mısafır edıldıği Vam Tes gönlümü Anlayana sivrisinek saz çeliyor. Havuzbaşında basınla ve misafirlerle ilgılenen sorumlularla konuşurken yerel bir gazete ve bır dergi temsilcisi dışında tek başına mensup kışı olduğumu öğrenınce şaşınyorum. Kaldı ki Sanat Dünyamız, bır haber dergisi değıl. Sadece 59. sayısında yayımladığmız Les Levine'in bir esen dikkatli ev sahiplerinin gözünden kaçmamış \e bizi de davet etmişler. Bu organızasvona kayıtsız kalan sadece basın değil. davet edilen onca sanatçı da bu kıbar teklifı umursamıyor %e Bursa ya teşrif etmiyor. Türk sanatının bu umarsızlıkla nereye kadar gidebileceğıni bır süre tartıştıktan sonra sempozyuma katılan sekiz sanatçının burada yatıp kalktığını. üniversıte kampuslarında çalıştıklannı. sanatçılara gereklı tüm materyelın üniversıte ve Bursa'nın ıleri gelen kımi firmalannın sponsorluğunda karşılandığını ve konuklann vol ücretlen dışında hıçbir şekilde para talep etmediklerini oğreniyorum. Yapılan eserler de üniversıteye bağışlanıyor. Havuzbaşı sohbetinden sonra basın toplantısının yapılacağı salona geçıyonız. Üç kışilık basın mensubu topluluğuna bır de TRT ekleniyor. Söze yürütme kurulundan Prof. Dr. AliÖzçelebJ başlıyor. Sempozyumun amacı, farklı ülkelerın kültür çevrelerini bırleştırmek ve yerlı halka yerlı ve yabancı sanatçılann eserlenyle bire bir diyalog kurmalan ıçin zemin hazırlamak. Fakat Les Levine'in Bursa sokaklannda duvarlara yapıştınlan 'Bak-Yüzleş-Maske- Değiştir' konulu afış çalışmasının bır gun ıçinde paramparça edildiğıni öğrenince, içten içe kıtlelerin tepkılerini medyatik yöntemlerle (afiş, video \ s.) inceleyen Les Levine'ın amacına ulaştığını. Türk halkının 'Bak'ıp, 'Yüzleş'ıp, 'Maske'sıni 'Değiştir'dığini, içınden geldiği gibi afışleri yırttığını düşünüp Türk sağduvusuna güvenmek gerektiğınin bılincıne vanyorum. Sempozyuma çağnldığında Bursa'da 'otomobil ve tekstil sanayiinin getişmiş' olduğunu öğrenen Richard Jackson, bir firmanın sponsorluğunda bır arabaya tekerlek olarak monte edilecek 2.5 metre çaptnda ve döndükçe bir mekanizmav la tekerleği ve duvan boyayacak bir top projesiyle katıldığını anlatıyor. Jackson'ın Fransa. Hollanda ve Amerika'da kımi müze koleksıyonlannda eserlen bulunduğunu, toplantı başında dağıtılan biyografılerden okuyorum. Chıcago Sanat Enstıtüsü Sanat ve Teknoloji Bölümü'nde profesör olan Mike Rodewer'a da Bursa'nın 'yeşil' olduğu söylenmişolmalı ki, tabıatla ilgili bir çaİışma düşünüyor. Alümınvum ve ağaç kabuklanyla soyut bir ağaç heykeli bu. Ikı Türk sanatçı Yıldız Tüzün ve Fiisun Onur da ağaç ve çevreyi konu alan çalışmalanyla katılıyorlar. Almanya'da yaşayan Yıldız Tüzün. daha çok iletişimle ilgilendığıni ve oturma birimleri üstüne çalıştığını anlatıyor. Fransız sanatçı Patrick Ravnaud ise bana çok ilgınç gelen. bır sandık ya da bavul üst yüzeyine monte ettiği ve alttan ışıklandırma yöntemiyle aydınlattığı fotoğraflarla insan gövdesinı ön plana çıkartıyor. Kendi deyimiyle bir 'elektrikli mezar' çalışması olan bu eserin. insan vücudunun tarih ve geniş anlamıyla coğrafyayla -toprakla- ilişkisini, ıskeletin coğrafyayla bütünleşmesi ve tarih içerisinde insan vücudunun coğrafya kanalıyla varlığını sürdürmesı düşüncesinden yola çıktığını söylüyor. Birbinnden ılginç, çağımızın ve teknolojinin sanata yansımasının kaçınılmaz olduğunu gösteren, kendi ülkelerinde ve yabancı ülkelerde birçok kişisel sergi açmış olan bu sanatçılan, 30 eylüle kadar 'işbaşı'nda gömnek mümkün. Daha sonra da Uludağ Üniversitesi kampuslarında işleri sergilenecek. Bu sanatçılann ülkemize gelip çalışmalar yapmak ıçin uğraşması. üstelik hiçbir karşılık beklememelen. sanata ilginin gittikçe azaldığı. artık sanatçı lar tarafından bile umursanmadığı günümüzde bıze. davul zurnanın bile az olduğunu düşündürüyor. Bence üşenmeyin, Bursa'ya bu hafta sonu ufak bir yolculuk yapın. Müzikal Vaziyetler: Demirbaş HALtL NEBtLER Fıkret Kıztlok'un "Demirbaş" adlı ka- setindekı şarkılan alıp teker teker dinle- diğınizde, Fikret Kızılok'unmüzığıni dın- lemış olursunuz. Protest. zekice. bağır- mayan ve düşünen, esprisi olan, içınden sevgilerin geçtıgı bir müziktir bu. Örne- ğin Demirbaş şarkısında melodı aynı me- lodidır. enstrüman aynı enstrümandır ama müzik kimı zaman darbecilerin ayak ses- leri, kimi zaman kıratın rahvan yürüyüşü- nü duyumsatır. DenizSom, Cumhuriyet"te hergün 'Va- ziyet'imizi gözümüze sokar. Protest. hır- çın. zekice. esprili. sağlam yapısıyla. gün- celin içmdekı kalıcıyı yakalamaya çalışan yazılardır bunlar. Demırbaş'takı kıtabın- da Denız Som'un yazılannı okuduğunuz- da, her gütı Vaziyet'te okuduğunuz bu v a- zılanokurgibisinizdır. Yanı DenizSom'u okuyorsunuzdur. Bu iki ayrı yapıt, "Mü- zik'al VaayetTer" adıyla Demirbaş adı al- tında ınsanlara ilk kez bır kaset-kitap. mu- zik-yazı olarak sunuluyor. O zaman da ış degışıyor elbette. Alın Fikret Kızılok'un kasetinı. takın tevbe .. Bır yandan müzik başlasın, Kızılok söy- lesın: Süleyman hep Başbakan' Başba- kan hep Süleyman... Kızılok'u dinlerken Som'u okumaya başlaym^Sizi bilmem, ama ben Sülev- man Demırel'in muhalefette olanınıseve- rim. Süleyman Demirel, muhalefettevken ağzından bai damlar. konuştukça yüzüıt- de güller açar. Halkın her bir derdine ter- cüman olur. Boş tencere edebiyannı ondan iyi yapan yoktur. Kaç kilo bugdav ile kaç litre mazot alındığını en i\i o bilir. O. bir bilen değil, hep büendir; pek çok bilendir. Halkın her bir derdineen iyi tercüman ol- duğundan her muhalefetin ardından mut- laka iktidara gelir. Gidip gelip, gönderilip dönüp tekrar başbakan olmak herkese nasip olmaz." Kızılok'u dınleyin' "Süleyman hep Başbakan / Başbakan hep Süleyman" Som'uokuvun: -NeysekiarUkbaşbakan değil. Devletin başı. Gözümüzün üsründe kaşımız, başımızın üstünde 'baba'mız var." Kızılok'u dınleyın: "Arabamız evi- miz/iki anahtanmız / nasıl da inannuştık/ verir diye babamız" Som' u okuyun:(Dı p- notlan-27)-tki anahtar: Demirel'in iktıdar olmak ıçin 1991 yılında halka vaat ettiği heraıleyebirevvebirotomobilinkısaya- zılışı. Projeyi Tansu Çiller hazırlamış ve ılk uygulamasındabaşanlı olmuştur. Çıl- ler'in anahtarlan Amerıka'dadır ve kesin sayısı bilinmemektedir. (Dipnotlan-28)- Baba:Aile içinde cıci, üvey. kayın, büyük gıbi türevleri vardır. Silahlı adamlardan oluşan aılenın reisıne de baba denir. Ay- nca iskele babası. şambabası vardır. Bun- lardan ayrı olarak seçmenlen Demirel'e baba demiştir. Kızılok'un müziginı ve Denız Som'un yazılannıbırlıkteözümle- meye başladığınızda artık her ikısinın de karakteristığinde bulunan protest. esprili (ki kımi zaman alaya kaçar). zekice un- surlar ortalığa dehşet salmaya hazırdır. Her ıkisinin de çaldıklanyla. söyledikle- riyle dünya görüşlenni özgür ve korku- suzca ortaya koyduklarını, ortaya çıkan ürünün lıboşlann, sol gösterip sağ vuran- lann, parsa toplayanların başlanna bela olduğunu görmeden edemezsiniz artık. Fıkret Kızılok çalıp soyleyecektır. "Pişt barmen /sen de bizdensin / Karü ka> ın or- manında/ bisiklete binersin-Baş kaldın- vonını de- kaldır başını/ indir kaşını/ az- gın deınokrat" Lafginigı yerı bilıvordur.. \ıne de Denız Som zarfin üstüne adres yazmaktan çekınmez: "Şu valan yok mu şu valan... O yalan. bu >alan. fîli yuttu bir yılan. İnsanlann düne kadar inandıklan düşüncelerden. uğruna ölümü göze aldık- lan değerlerden üç yüz alrmış beş kere üç yüz altmış beş derece dönüp de. başka hi- ri olmalan yok mu.. hangisi yaiaa, hangi- si gerçek siz karar verin_En kötüsü de ka- fadaki kanşıklıktır hani ya... Insanın ka- fası kanşmava görsün, nıbunu bile satar 900'lü hatlarda. Maksat para kazanmak ve bir an önce köşeyi dönmek olduktan kelli... Fırdöndü büe dört köşe kalır böy- lcsinin yanında. Çocuklann ftrdolayı çe- virdiği topaç bile yerişemez dönme hızına. Ö> le bir döner ki,sonunda yörüngesinden nrlar. bir süre izi kalır kuyrukluvıldız gi- bi ve kayar gider karanlıklann içinde— Barmen de başını sallamaz arok_" Busırada Kızılok sürdürüyordur şarkı- sını:^Geceleri gökyüzünde/ şairierin önsö- zünde/ sağdan vunıp sol gözünde/ parsa topla benim için" Ne tesadüftür kı, Kızı- lok-Som ikılısınındıllerinedoladıklan kı- şıler tam da o sırada geceleri gökyüzün- de değil ama gündüzlen kulisierde parsa toplamaya çalışıyorlardı kendileri ıçin... Ses ve söz bırlıktedır artık. Yaşamı kıskıv - rak yakalamışlardır. Gözünüz yazıda, ku- lağınız şarkıdadır. Kendi dilini kurmuş bir sanatçıdır Fıkret Kızılok. Şarkılann- da kolej, manej. Darvvin. Enterne. Parsa. Kızılok'un şarkı dilınden ikametgâh bel- gesi alabiien sözcüklerdır. Deniz Som da kıtabının dipnotlannda. ikametgâh belgelenne muhtarlık mührü- nü basar. Örneğin: Dipnot5-Enterne- Si- yaseten tehlikelı kışılen gözaltınaalıpet- kısız hale getirmektir. Türkiye'nin bili- nen en ünlü enterne merkezi Ziverbey Köşkü'dür. En tunstik olanı ise Hamza- köy ve Zincirbozan'dır. Dipnot8-Parsa: Çanak dolaştırıp parsa toplamaktır. Çanak yoksa tabak. tepsi, kâse olabilir. Parsa çoksa tencere de kullanılabilir. Parsanın belgesi olmaz. Demırbaş-Müzık'al Vazi- yet'ler Fıkret Kızılok ve Deniz Som'un, "söz ideoJojidir - ses idcolojidir" gerçegı- ne kanıt olarak ürettikleri bir yapıt. Akıl ve sevgıyle üretılen müzikal-yazı... Cruie'lerin naaşı9 Pantheon Müzesi'nde Kültür Servisi-Ünlü bilim adamla- n Marie ve PierreCurie'nin naaşlan. Hıroşima'ya atılan bombanın 50. yı- lında Voltaire. Rousseau ve Fransız Aydınlanma Hareketi'nın diğer önemli ısimlerinın de bulunduğu Pa- ris'teki Pantheon Müzesi'ne getirildi. Yüz> r ılın önemli buluşlanndan biri- ne, X ışınına. damgasmı vuran bu ün- lü çift. teknolojik alanda büyük bir devnmin de öncülüğünü yaptı. Polonya doğumlu olan Marie Cu- rie. genellıkle erkek egemenliğinde olanbilimsel çalışmalar alanınaadım atan ilk kadın olarak her zaman koca- sından daha fazla ilgi topladı. Koca- sının bir araba kazasında ölümünden sonra da çalışmalanna devam eden Marie 1910'daBUim Akademisi'ne kabul edildi. 19O3'te kocası ile bir- likte aldıklan Nobel Ödülü'ne, 191 l'de bır yenısini ekleyen Marie Curie (bu kez radyumu bulmuştu). Fransa'da başlayan silahlanma hare- ketinın güçlü muhaliflennden oldu. Marie'nin izınden giden kızıHeten ve kocası Frederic Jolkrt ise yapay rad- yoaktiviteyi keşfederek, Curie aıiesi- ne üçüncü Nobel ödülünü kazandır- dılar. Bugün, kendi adlannı taşıyan sağ- lık enstitüsü (Curie Instirute). kanser- lı hastalara hızmet vermeye devam ediyor. Kariyergözetmeden, kendile- rini bılime adayan Curie'lenn de iste- ği bu olurdu berhalde. 52. VENEDtK FİLM FESTtVAIİ SONUÇLANDI Festi\ alde en i> i kadın oyuncu ödülünü, Claude Chabrol'ün filmi La Ceremonie'deki roüeriyle Isabella Hupert ve Sandrine Bonnaire paylaştılar. Altın Aslan ödülü Tran Anh Hug'un Kültür Servisi-Venedık Film Festivali'nde bu yıl Altın Aslan'ı. Viernam asıllı. 33 yaşındaki Fransız yönetmen Tran Anh Hug. genç bir adamın Ho Chı Minh City'deki şıddetin ortasında amansızca sürüklenişini anlatan filmi "Cyclo" ile kazandı Genç yönetmenın son yönettığı film 'TheScentofGreen PapaVa' 1993 yılında Cannes Film Festivali'nde "Altın Kamera' ödülü almış ve aynı yıl 'en ıyı yabancı film' dalında Oscar'a aday gösterilmişti. Yanşmada özel jün ödüiü ise Portekizlı Joao Cesar Monteiro'nun 'A Comedia de Deus-Tannlar Komedisi" ve Italyan Guiseppe Tomatore'nin 'Starman- Yıldız Adam' fılmlerine verildi "En iyi aktör", 'Der Totmacher' filmindeki rolüyle Alman aktör Goetz George seçılırken, 'en iyi aktris" ödülünü, Fransız yönetmen Claude Chabrol'ün "Ceremonie-Seremoni'* filmindeki rolleriyle Isabelle Huppert ve Sandrine Bonnaire paylaştı. Eski tspanyol Kültür Bakanı ve yazar Jorge Semprun başkanlığında toplanan jüri. "en iyi ikinci film" ödülünü de Ingilız aktör, yönetmen Kenneth Branagh'm 'The Bleak Midvvinter*, Japon Hirokazu Kore-Eda'nın 'Maborosi No Hikari-HayaDerin Işığı* ve İranlı Abolfazl Jalıli'nin 'Det, yani Dochtar-Det, kız demek" fılmlerine verdi. 1975'te esrarengiz bır şekilde öldürülen İtalyan yönetmen P.Pasolini adına verilen özel ödül de Marco Tullio Giordana'nın •Pasolini: Bir İtalyan Suçu' filmine gitti. Yanşma kapsamında 'en iyi yardımcı aktris' ödülü İtalyan Ettore Scola'nın 'Bir Gencin RomanT filmindeki rolüyle Isabella Ferrari, 'en iyi yardımcı aktör" ödülünü de lrlandalı Thaddeus O'SulIıvan'ın 'Nothing Personal' filmindeki başarılı oyunuyla lan Hart aldı. Artık Hollywood'un da gözdesı olan festivale bu yıl Kevin Costner, Tom Cruise, Jack Nkholson, Ralph Fiennes, Naomi Campbell gibi ünlüler de davetli olarak katıldı. T E Ş E K K Ü R Geçirdiğim ani rahatsızlık sırasında, gerek cerrahi miidahale, gerekse tedavi bakımmdan olağanüstü yardımlannı gördüğüm, başta müdahaleyi gerçekleştiren Prof. Dr. Fikri Alican * olmak üzere, tedavimle devamlı meşgul olan, hocam Prof. Dr. Kenan Önen'e, ilgi ve şefkatini bir an bile esirgemeden hep yanımda olan Prof. Dr. Gürbüz Barlas'a ve çok şey borçlu olduğum aile doktorumuz, yakın dostumuz Dr. Faruk Turnaoğlu'na, Koç Amerikan Hastanesi'nin her kademeden tüm çalışanlanna, özellikle yoğun bakım ünitesinin doktor ve görevlilerine, melek kızlanmıza ve idari personele en içten duygularla şahsi teşekkürlerimi sunmayı bir borç biliyorum. Hepinizden Allah razı olsun! ALİ KOÇMAN KOŞEBENT ENİS BATUR Bursa'da Ne Oluyor? Bursa'da, ağustos-eylül aylarını kapsayacak bi- çimde düzenlenen, küçümsenemeyecek bir ulusla- rarası katılımın da sağlandığı sanat etkinliklerine Bur- sa dışından gösterilen ilgisizliğın boyutlan insanı ür- pertiyor: Ağırlanmak üzere çağrılan 300'ü aşkın sa- natçımızdan yalnızca 6sından yanıt gelmiş, onlar da Ankaralı ve Izmirli sanatçılar. TRT dışında, hiçbir medya kuruluşu gözükmemiş Bursa'da. Gazeteler, birkaç yasak savma haberıyle yetinmışler. 'Taşra' karşısında mağrur ve mesafeli 'mefropo/'ün halini gördükçe, gülmeli mı, yoksa ağlamalı mıyız anlamak kolay değil: O metropol ki, dünya kültürü karşısında telaşlı bir taşra kimliğıyle bienal komedisine sürük- leniyor. Merkezınde Bursa Uludağ Ünıversitesi'nin, TÖ- MER'in, Yeni Biçem dergisinın aydın, alçakgönüllü, çahşkan insanlarının yer aldığı bir dizi etkinlik Bur- sa'yı ilgi odağı haline getirdi kısa sürede. Geçen yıl düzenlenen Şiir Şenliği'ni, Çeviri Semineri'ni, Çeviri dergisinin. Semencfer'in ve Yeni Biçem 'in nitelikli ya- yın çizgisini göz önüne getirince, Bursa'dan peş pe- şe gelen bu ışıklann daha da büyük bir kaynağa dö- nüşme olasılığının az olmadığı kanısı büyüyor akıl- larda, büyümüyor mu? Son etkinliklerde firmaların sponsorluk desteğinin önemi de gözden kaçmadı sanıyorum. Üniversitelerin, Kültür Bakanlığı'nın gü- lünç bütçe olanaklannın yerini onlar dolduracağa benzıyor artık. Burada temel sorun, Istanbul'un, konumu vesim- geselliğiyle bu kültür başkentinin duruşunda yatıyor. Festivalleri. kültür merkezleri, sergi ve konser salon- lan, yayınevlerı ve medya kuruluşlarıyla ülke içinde- ki konumu nedeniyle oldukça burnu büyük bir tavır ortaya koyan metropolümüz, aslında iki yönde de tı- kanmış olduğunu fark edemiyor: Türkiye'nin öteki kentlerine de, dünyanın kültür kentlerine de uzak düşmüş, onlardan beslenemeyen. onun içın de on- lan besleyemeyen Istanbul. aslında ağır ağır kuruyor. Kültür dünyasının insanları, neden 10 milyon nüfu- suyla kentlılerin etkinliklere kayıtsız kaldığının bilin- dndeler mi? Neden bıenali bıravuç insan izliyor? Ne- den, en nitelikli kitaplar birkaç bin satışla sınırlı kalı- yor? Neden konserlerı, sergileri birkaç yüz kişiyle sı- nırlı bir '/c/f/e'ye yargılı kıldık? Sıyasal yaşamımızda alabildiğine kilitli bir görünümde takılıp kalan çoğul- cu, dernokratik, katılımcı özellikler kültür yaşamımız- da farklı boyutlar alabihr mıydi? Müzelerimizin bir yerli meraklıya bin yabancı meraklı oranıyla gezil- mesınden sıkıntı duyuyor muyuz? Almanya'yı düşünün; edebiyatı, felsefeyi, güzel sanatları, geleneksel sanatları, konserleri, festivalle- ri, yayın etkinlıklenni göz önüne getirdiğimizde cıd- di bir yayılmayla karşılaşırız. Bonn, Berlin, Münih, Köln. Frankfurt, Hamburg, Düsseldorf ve daha nice kent arasında yoğun kültürel alışveriş, sıkı takip var- dır. Bu nedenle de uluslararası ilişkiler gelişmiştin Avignon'dan, Petersburg'dan, Istanbul'dan, Liz- bon'dan, Los Angeles'tan ressam, orkestra, filozof, bilim adamı, kıtap, film yağar Almanya'nın her bir kentine. Bursa'daki sanat etkinliklerine Fransa'dan katılan Patrick Raynoud ile bir iki saat oturup konuştuk. Onu Bursa'dakı yetkılilere, Stutgart'ta yaşayan bir sanatçımız, Yıldız Tüzün önermiş. Tanışmıyorlar- mış. Dogal, sağlıklı akış işte budur. Raynoud önem- li bir sanatçı. Bursa'dan çok etkilenmiş.lstanbullu sa- natçılar da onun işlerinden çok etkileniıierdi, bundan şüphem yok. Bulunduğumuz yeri dünyanın merkezi sanıyoruz, çünkü dünyanın sayısız merkezi olmasından korku- yoruz. Patrick Raynoud'nun yapıtının ana teması, durmadan göç eden, oradan oraya hareket etmek üzere kutulara yerleştirilen, paketlenen sanat yapıtı- nın etrafında biçimleniyor. Önce Istanbul'dan Bur- sa'ya, Trabzon'a, Hatay'a gitmeyi öğrenmeliyiz. Ön- ce Istanbul'dan Meksiko'ya, Londra'ya, Oslo'ya, Taşkent'e gitmeyi öğrenmeliyiz. Sonra, oradan bu- raya sık sık gelindığini, gelınebileceğini, bu gel git- ten kalıcı kıvılcımlar doğacağını öğrenceğiz. Hamiş: Türkiye Felsefe Kurumu'nun bülteninden okudum: TRT'nin bir yanşma programında Aristo- teles'/n 'diğer adı' sorulmuş: Aristoteles'/n meğer diğer adı Platon'muş. Öğrenmenin yaşı yoktur. Beste yarışmasında finalistier belli oldu ANK.\RA (AA) - Bilgısayar ve müzik dünyasının büyük ılgisinı çeken Halıcı Mıdi 95 Bılgisayarla Beste Yarışması'nın finalistleri belli oldu. Atılla Özdemiroğlu, Emrehan Halıcı. Faruk Eczacıbaşı, Figen Çakmak. Izzet Öz. Nilüfer ve Ümit Eroğlu'dan oluşan yanşma jurisı. 12 yapıta finalde yanşma hakkını verdi. Finale katılması kararlaştınlan eserler şunlar: Nihat Ayar-Kuklalann Dansı, Mert Börü ve Tuba Yücel-Piknik, Ceyhun Canbazoğlu ve Selçuk Ergen-Orent, Ömer Göksel-Rapsodi.Emir Işılay-A Composer's Life. Hakan Özer-Recall. Borga Parlar- Şans, Levent Solakoğlu-Fanus, Eser Taşkıran-Ayışığı. Ercan Yenel-Pop Prelüd. Yanşmanın finali ve ödül töreni. 29 ylül cuma günü Cemal Reşit Rey konser salonunda yapılacak Çocuk balesi kurslarına sınavla oğrenci alınacak ANKARA Ç\NKA) - Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'ün çocuk balesi kurslanna sınavla öğrenci alınacak. Ücretsiz verilen kurslann kayıtlan 11 eylülde başlayacak ve 22 eylülde sona erecek. tlkokul 3 ya da 4. sınıfa geçmiş ve bedensel olarak bale yapmaya elverişli olan çocuklann katılacağı sınav, 23 eylülde Opera Binası'ndakı bale salonunda yapılacak. Konya'da karikatür sergisi KONYA (AA) - Sanatçı Sezer Odabaşıoğlu. Konya'da "Temiz Çevre. Temiz Yaşam" konulu karikatür sergisi açtı. Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde açılan ve 11 eylüle kadar gezilecek olan sergide. sanatçının 26 eseri yer alıyor. liyatro kursu Kültür Senisi - Kadıköy yakasında 25 yıldır faaliyet gösteren, ücretsiz tiyatro kursu veren. ücretsiz oyun oynayan ilk ve tek tiyatro topluluğu Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Deneme Sahnesi, yetiştirilrnek üzere tiyatro kursıyerlen alacak. 2 yıl sürecek eğitim, 7 kişilik bir öğretmen kadrosu tarafından gerçekleştirelecek. Tiyatro eğitimi almak isteyen tüm gençlere açık olan kursa kayıtlar. 5 EylüI-6 Ekim 1995 tarihleri arasında Kadıköy Halk Eğitim Merkezi "nde yapılacak. Deneme Sahnesi aynca, 1995-1996 tiyatro sezonunu 15 ekimden itıbaren Shakespeare'den, Yılmaz Ankan tarafından gerçekleştırılen bir deneysel atölye ovunu olan Hmlet-1602 ve Vedat Okurvüz tarafından yazılıp yönetilen Tarihname adlı oyunlarla perdelerini açacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear