25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10EYLUL1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 Tei: 0.212.512 0S 0S faks: 0.212.513 90 98 KİM KİME D O I DUMA BEHIÇ AK CHP ve Şeyhulislam Mustafa Sabri H enüz SHP ile birteşmeden ön- ce CHP'nin Tokat ll Başkanı olan Orhan Ziya Diren, ara- lanndaTokat'ın RP'Iİ Belediye Başkanı Nizamettin Aydın. RP ll Baş- kanı Ergün Dağcıoğlu ve bazı RP'li- lerle birlikte bir vakfın kurucu üyesi ol- du... Ardından da mütevelli heyette başkan yardımcısı olarak görev aldı... Bu yılın ocak ayında kurulan vakfın adı: Şeyhulislam Mustafa Sabri Efendi Vakfı... Vakfın amacı "insanlı- ğa hizmet" için yurtiçinde ve dışında cami, mescit, Kuran kursu, dershane, okul, imarethane vesaire yapmak ve işletmek, anaokulundan yüksekokula kadar yetenekli öğrencilerin eğitimine yardımcı olmak. Tokat'taki ANAP ve DYP'lilerin bile katılmadığı bu vakfın RP'Iİ kurucuları arasında CHP ll Başkanı'nın yer alma- sı doğal olarak birleşmeden öncekı partı örgütünde de tepkiyle karşılandı. Ancak, Diren veyandaşlan "Kuran kur- su açmak ne zamandır suç sayılıyor" şeklinde savunma yaparak eleştirileri geçiştirdi. Daha sonra SHP ile CHP birleşti ve Diren yeniden CHP'nin Tokat ll Başka- nı seçildi... Eleştirilerin giderek yoğunlaşması nedeniyle de geçenlerde noterden di- lekçe göndererek vakıftan istifa etti. CHP'nin Tokat ll Başkanı Diren bu- gün CHP Kurultayı'nda oyunu kulla- nacak... Destekleği aday kurultayı ka- zanırsa Diren daha güçlü olarak To- kat'a dönecek ve yarın belki yeniden Şeyhulislam Mustafa Sabn Efendi Vak- fı için çalışmaya başlayacak! Diren, vakfa dönsün dönmesin Şey- hulislam Mustafa Sabri Efendi Vakfı'nın kurucusu olarak tarihe geçti bile... Şeyhulislam Mustafa Sabri Efen- di'nin kim olduğuna gelince. Tokat'ta 1869 yılında doğan ve dini eğitim alan SESSİZ SEDASIZ NURİKURTCEBE \-4AMAM bu adam Ikinci Meşrutiyet'ten sonra "mebus" seçilmiş ve 1919'da Damat Ferit Hükümeti'nde şeyhülislamlık yapmış. Ferit'in yerine bir ara sadra- zamlığa vekâlet etmiş. Istanbul'daki işbirlikçi satılmışlarla beraber Kurtuluş Savaşı'na şiddetle karşı çıkmış ve Mudanya Mütarekesi imzalanınca 1922'de bir Ingiliz gemisi- ne binerek yurtdışına kaçmış. Nakşi- bendi ve Mason olan bu adam, bir sü- re Yunanıstan'da kalmış ve yayımladı- ğı gazete ile genç cumhuriyet aleyhine çalışmalanna devam etmiş. Daha son- ra Mısır'a yerleşip 1954'te Kahire'de ölmüş... Adam, katıksız bir Mustafa Kemal Atatürk düşmanı... Şimdi Tokat'ta bu adamın adına ku- rulan bir vakıf var... Vakfın kurucularından biri de Musta- fa Kemal Atatürk'ün kurduğu CHP'nin Tokat'taki il başkanı... Doğru mu? üttür Bakanlığı'nın, kurulduğu 1971 yılından beri Güzel Sanatlar Genel Müdüriüğü koltuğunda oturan Mehmet Özel'in adı Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nden kaybolan tablolarla birlikte kamuoyunun gündemine girdi... 24 yıldır aralıksız aynı makamda görev yapmasından üstün başansı belli olan Özel'i çekemeyen çevreler de ortaya türtü-çeşitli sorular atmaya başladı. Işte bu sorulardan biri: Kızı, oğlu ve kendi üzerine olmak üzere Ankara'da üç daire, izmir'de bir daire, Çeşme'de dört yazlık ev, Dalyan'da üç yazlık ev, Bodrum'da bir yazlık ev, cem'an 12 konutu olduğu doğru mu? Doğruysa hangi devlet memuru, maaşıyla böylesi bir malvarlığı edinebilir? K Mert Ali Başarır'dan SÖZDEYİŞLER Apolet, resmiyet kazanmış bir vatkadır. Almadığı kulaklığı geri veremeyince hırsız sayılmak H er zaman olduğu gibi yine Va- ran Turizm'le Ankara'dan Is- tanbul'a geliyordu ODTÜ öğ- retim üyelerinden Doç.Dr. Shirley Epir... Iki katlı otobüsün alt ka- tı restorandı. Host yolculara müzik ve videoyayını için kulaklıkdağıttı bir ara. Ancak en önde oturduğu için olsa gerek otobüsün havalandırması yeter- lı gelmemıştı Epir'e ve müzik dınleye- cek halı yoktu... Erkek servis elemanı- nın uzattığı kulaklığı almadı... Bir süre sonra alt katına inip biraz ol- sun ferahlamak ıstedı. Fakat Epır'ın anlatımına göre, hos- tun azarlarca yaptığı uyan sonucu tek- rar üst kata çıktı ve orta sıralardan bir yolcuylayerini değıştirdi. Neyse, Istan- bul'a yaklaşırken host, dağıttığı kulak- lıkları toplamaya başladı... Bundan sonrasını Epirden dinleyelim: "Host. verdiğine emin olduğu kulak- lığı benden geri ıstedi. Ancak ben ku- laklık almamıştım. Ne var ki host ısrar- lıydı: Bana kulaklığı vermişti. neredey- di o kulaklık? Oysa ben, almadığım ku- laklığı gen veremezdim. O zaman tek seçenek kalıyordu, kulaklığı çalmıştım! 60 yaşında bir öğretim görevlisi olan ben, Varan Turizm'de dağıtılan kulaklı- ğı çalmıştım! Hostun bu iddiasına gül- mek mi, yoksa kızmak mı gerekir diye düşünürken Istanbul Mobil'egeldik. Bu can sıkıcı yolculuğun bittiğini düşüne- rek otobüsten inmeye hazırlanıyordum ki, cin fikirli hostun beni 'ıhbar' etmesı üzerine otobüse binen bir Varan yetki- lisı yanıma gelerek, benim kulaklığı çal- dığım yolunda bir duyum aldıklarını söyledi ve çantamın içine elıni sokarak arama yaptı! Kulaklık çantamda yok- tu... Bu çok onur kıncı bir davranıştı. Bu çok ciddi bir ithamdı. Bu çok çirkin bir olaydı... Hostun çaldığımı iddia ettiğı kulakhğın bir biçimde nerede olduğu ortaya çıktığı zaman host ve çantamı arayan yetkılinin kendilerinı nasıl his- settiklerini çok merak ediyorum." Shirley Epir'in merakını gidermek için Varan Turizm'in Halkla llişkiler Mü- dürü Özgül Türk'ü aradık... Ertesi gün Genel Müdür ibrahim Aybar aradı. II- gili tüm personelle ayn ayrı konuştuğu- nu anlattı ve şöyle dedi: "Varan için kaliteli hizmet önemli. An- cak kalitedeki tek ölçümüz yolcunun memnuniyeti. Sanınm servis elemanı- nın yanlış kullandığı bir kelime bu ola- yı yaratmış. Yolcumuz, kulaklığın ken- disinde olmadığını söylediği anda per- sonelimizın ısrar etmemesı gerekirdi. Çantasını arama olayı ise terminal mü- dürümüz Erdoğan Sankaya'dan al- dığım bilgiye göre olmamış. Hatta, yol- cumuz çantasını açıp içinde kulaklık olmadığını gösteriyormuş. Kendisin- den özür dilemek istiyoruz." Ya kulaklık? Bulunmamtş... Laforizma Cihan Demırci'den bir laforizma daha: Bu CHP'nin facialar zincirini sonunda DENtZE UÇARAK tamamlayacağı belliydi! Fenıbe Köşk Sitesi'mn yönetiei seçiminde de tnönü'nnıı adayı Karayalçın olabilir mi? Dış mihraklı özelleştirmenin dışarıdan bir örneği1 I şağıdaki ilan. Özelleştirme Bu arada arkadaşımızGürtıan Uç- rakip çıktı vebankalann, dairelerin pos- A Idaresi Başkanlığı'nın ilanları- kan, gücünü dış mihraklardan alan na karşı Ankara Tabip Oda- özelleştirmenin bir dış boyutunu ._„._, , •, Stockholm'den bildiriyor: ilan. fdaresi Başkanlığı'nın ilanları- na karşı Ankara Tabip Oda- sı'nca hazırlanmış alternatif bir ilan... Vaziyet, bu ilan karşılığında herhangi bir ücret almıyor... Öte yan- dan Özelleştirme Idaresi, bizim cebi- mizden çıkacak paralara dayanarak Dünya Bankası'ndan aldığı borçla ka- muoyuna özelleştirme propagandası yapıyor... y "Isveç'tedeson birkaç yıldır özelleş- tirme (pardon, rekabete açma) dalga- sı var. Ne var ki, ekonominin giderek çıkmaza giriyor olması, bu dalgayı ol- dukça yumuşattı. Örneğin, devlet pos- ta idaresi, yurtiçi yazışmalarda yalnız- ca resmi postayı rekabete açtı. Tek bir Ülkemizde özelleştirme programımn promosyonu ve söz konusu program için halk desteğinin genişletilmesi amacıyla Dünya Bankası'ndan faizi ile dolar olarak geri ödeme koşuluyla alınan 100 mil- yon dolar ile bakın neler yapabilirdik: 4320 adet kaloriferli konut, 240 adet 12'şer sınıflı çağdaş okul, 27 adet 100 yataklı modern hastane, 57 adet 80 kişilik huzurevi, 312 km. asfalt yol, 192 km. çift hatlı demiryolu, 600 MW gücündeki bir hidroelektrik santralın finansmanının yüzde 15'i Gelin kamu kaynaklarının pervasızca yağmalanmasını birlikte önleyelim. Devletın kaynaklarının hovardaca tüketilmesini engelleyerek milli savunma, adalet. sosyal güvenlik, milli eğitim ve sağlık hizmetleri için çağdaş politikalar üretip kaynak ayrılmasına destek olalım! Gelin dünyada saygınlığı artan, ekonomisi sağlıklı bir biçimde gelişen, güçlü, büyük ve önder çağdaş Türkiye'nin vatandaşı olmanın onurunu hep birlikte paylaşalım. Özelleştirme: Kamu kaynaklarının pervasızca yağmalanması ve Türkiye'nin geleceğinin karartılması demektir. A N K A R A T A B İ P O D A S I Y Ö N E T İ M K U R U L U Kamu sektörüne sahip çıkalım. Daha iyi yaşayalım. tasını dağıtarak işe girişti. Ancak her- şey bir verip beşbin al olmadığı için za- rar etti. Posta idaresi, özel rakibini sa- tın aldı. Rekabet yasasına uygun ol- mayan bu duruma, başka bir alıcı ol- madığı için göz yumuldu. Bir başka örnek, sağlık sektöründen. Devlet sübvansiyonu olmayan özel hastanenin olmadığı bu ülkede, bırçok belediyenin hastaneleri, bazı bölümle- rini 'rekabet'e açtı. Temizlik, mutfak gi- bi işyerierine alıcı bulundu ama, ihale- ye katılan özel şirketlere, 'şu anda mevcut personeli de devralmasının avantaj sağlayacağı' duyurulduğu için, belediye işçilerinin önemli bir bölümü işinden olmadı. Aynı zamanda, kamu giderlerindeki kısıntı öyle boyutlara vardı ki, hiçbir hastanenin kliniği, özel sektör için çekici değil. Kâr eden bir ye- ri herkes ister ama, zarar ettiği için çok sıkı tasarrufta bulunulması gereken ye- re, kahraman özel sektörün pek ilgisi olmaz. Daha önce özelleştirilen klinik- ler de, şimdi devletin kapısındaki yar- dım kuyruğundalar. Son gelişmeler ise şöyle: Isveç, bu yılın başından beri Avrupa Birliği'ne üye olduğu için, özellikle en yakın kom- şularıyla var olan alışverişi daha da art- tı. Danimarka, Hollanda, Finlandiya et- leri daha çok bulunuyor. Fakat Isveçli üreticiler zarar etmiyoriar. Et paketleri- nin üzerine, gururla sarı-lacivertli bay- rağı ve 'isveç eti' yazısını içeren etike- ti yapıştırıyorlar. Hormonsuz, kırlarda serbestçe otlayan hayvanların etini halk, zaman zaman biraz daha pahalı da olsa alıyor. Çünkü amaç kendi hay- vancılığını desteklemek, dışa bağımlı hale gelmemek... Üstelik Avrupa Bir- liği'ne üye iken." HARBİ SEMtH POROY .Sil/H ATAlllAIl, MA6UMCA âÜ GADDAR DAVUT NURÎ KVRTCEBE A4ERAK E77HE V4MHJ/.EN FOZLA eı/oevız. .< MIRMIRLAR ICLRDURAK BH OLAYIM-DÛN- DÖeTAYA^ TARİHTE BLGÜN MÜMTAZ .ARIKAN 10 Eyliil MUSTAFA KEMAL IZMl'RU 1322 'DC BU6UN, &AŞKOMUTAN MUSmf* K£MAL, İ Î UKKENŞTİLAFDEn£Tl£Rİ TEM£/LCİL£- 0 ' İ İ SÖYLBPİ& Ş ^ : 9 E Y LÜLO£,Nİf'TB*. O, SÖZÛNOe DUBMUpU AAiA GÖGÜŞtoeClLER 0&XC* YOK7U..'. EATESİ 6ÛM, MUS77VM K£MAL fttŞI, YAAIINOA F£V2İPA$A İL£,HALK/H8Û- YÜK SEVGİ ĞCSTEfZU-Egi A/ZAS/NM İZ- Mİ/i'E 6i&yr>fi, 19MAYIS 1319'DA &AÇLA- Dlğl U2UN VE Ç£77N YOLCJJLUĞU £4- HOT: NlF, İZMİK İN /IÇ£S/"KEA<ALPA$A'. ANMA Hocam ve değerli eşim, babamız, bilim ve sanatın özden yolculanndan. erdemli yaşamını ülküleri içinde sürdüren ATATÜRKÇÜ Prof. Dr. EMÎN FAİK ÜSTÜN'ü aramızdan aynlışının 22. yılında sevdikleri. dostlan ve öğrencileri tümümüz anıyoruz. Eşi: Prof. Dr. ESİN EMİN ÜSTÜN ve ÇOCUKLARI ACI KAYBIMIZ Fakültemiz emekli öğretim üyesi. değerli hocamız Prof. H. KEMALİ SÖYLEMEZOĞLU'nu 7 Eylül 1995 perşembe günü kaybetmiş bulunuyoruz. Cenazesi 11 eylül 1995 Pazartesi günü saat 1 l.OO'de Taşkışla binasında yapılacak töreni müteakip Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Edırnekapı Mezarlığı aile kabristamnda toprağa verilecektir. Ailesine. yakınlanna, üniversitemiz ve fakültemiz camiasma başsağlığı dileriz. İTÜ MİMARLIK FAKÜLTESİ DEKANLIĞI Motor ehliyetli kurye aranıyor.512 05 05 485-486
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear