25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 1995 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Çağdaşlaşma yalnızca sanayıleşme değıldır'^nca toplumsal, psıkoloıık ve sıyasal değışmeyı de ıçery^Ataturk devnm modelı, nem kalkınmayı hem de çağdaşlaşmay^ngorur Bunun ozunde yatan da bağımsız bır ulusal devlet, çam^'kalkınmış bır toplum ve bu toplum ıçınde ozgür bır ınsandır. Ataturk de\nm atılımlan bu amaca yonelıktır. Prof. Dr. SUNA KİLİ, Boğazıçı Unıversıtesı A taturkçuluk çağdaş dev - letı, çağdaş toplumu, çağdaş ınsani amaçla- maktadır Çağdaşlaşma ıse v alnızca sana> ıleşme değıldır Aynca toplum- sal, psıkolojık \e sıyasal değışmeyı de ıçenr Ataturk devnm modelı Ijem kal- kınmayı hem de çağdaşlaşmayı ongorûr Bunun ozunde yatan da bağımsız bır ulu- sal devlet çağdaş, kalkınmış bır toplum ve bu toplum ıçınde ozgur bır ınsandır Ataturk devnm atılımlan bu amaca yo- nelıktır Bu amacın sureklılığını de dev- nmcılık ılkesı sağlamaktadır Bır sure once bu sütunlarda Ataturk ıl- kelennın dun bugun ve yannlara uzanan değerlendınlmelennın yapılması zorun- luluğuna değınmış ve bunun nedenien uzerınde durmuştum Bu doğrultuda cumhunyetçilikılkesını 20mayısta ulus- çuluk ılkesını 4 hazıranda halkçdıkılke- sını 15 hazıranda devletçilık ılkesını 28 hazıranda laiklik ılkesını 12 temmuzda bu sütunlarda ıncelemıştım Bugun de devrimcilik ılkesı üzennde duracağım Devnmcılık kalıplaşma) ı, dogmalaş- mayı. ışlevını kaybetmeyı, çağın toplu- mun gensınde kalmayı onlemek dına- mık bır devnm anlayışı sağlamak ve sur- durmek ıçın CHPnın 3 kurultayında, 1931 yılında, partının temel bır ılkesı olarak kabul edılmıştır CHP'nın 1935 >ılındakı4 kurulta>ındaısebuılke Ke- malizmin temel 6 ilkesinden bın olarak benımsenmıştır 193^ yılında. 1924 Ana- >asası"nın2 maddesındeyapılanbırde- ğışıklıkle obur ılkelerle bırlıkte devnm- cılık de Turk devletının nıtelıklen arasın- dayennıalmıştır Boylece Ataturk dev- nmının ılkelen temel >asadatescıl edıl- mış ve sureklı devnmın yolu anayasaca açılmıştır Bır devletın devnmcılığı ılke olarak benımsemesı çağla gelışme kararlılığını açıklar Ancak benımsenen bu devnmcı- lık ılkesının nıtelıklen nedır9 Neyı amaç- lamaktadır'' Ataturk devnmcılığı ulusal amaçlı bır devnmcılıktır, Turkıye"nın çağdaş uygarlık duzevıne ulaşmasını ve sureklı olarak çağla gelışmesını, çağın gerısınde kalmamasını amaçlar Kendı devnm modelını devnmın ıdeolojısı Ataturkçuluk ya da Kemalızmı başka ül- kelere ıhraç etme gınşımınde bulunmaz Mazlum uluslann bağımsızlık çabalan- na duyarlıdır, onlan yürekten destekler Ancaİc kendı ıç ışlenne kanşmacılığı yadsıdığı gıbı, başka ulkelenn de ıç ışle- nne kanşmaz Sigmund bu konuda şu gonışu gundeme getırmektedır **Çağ- daşlaşan vonetimlenn bır ideolojıve ge- reksınmelerı \ardır. Çunku onlar, top- lumsal ve ekonomik bır devrim içindedır- ler. Sağlamak ıstedıklen venilık \e deği- şikhklerı dramatıze etmek zorundadır- lar. Fakat bu, Marx ın ideolojısinden da- haçok Ataturk ün ideolojısıne benzemek- tedir; çunku ulusal ekine ve ulkenın ozel- liklenne dayanan bir kalkınma ve sana- yileşme ıdeolojısıdir."( I) Devnmcılık Atarurkçuluğü, Turk Devnmı'nı, devnm ılkelennı dogma ol- maktan kurtaran onlan yaşayan çağın çağlann, geleceğın yenı oluşumlan. ge- lışmelen değışmelen karşısında sureklı kılan ılkedır Çağdaşlaşmanın en buyuk engelı.devnmlen dogmalaştırmak ılke- len yenı gelışmelerkarşısında yenı ıster- lere yanıt veremez hale donuştürmektır Bu bağlamda İsmet Inonû'nun çok önemlı bır uyansını anımsamamız ve belleklerden çıkarmamamız gerekır İs- met tnonu dıvor kı "Devnmın davası başbca ıki vönde ortaya çıkmaktadır. Bı- rincı ve surekli gorev yonu şudur: Seçilen yollardan hrçbır sebep ve suretle geriye dönmemeli, hiçbir sebep ve suretle ka- zandıklarunızı kav ıp vegozden çıkarma- malıyız. Türk devrimi bu konuda çifte cepheli bir dikkat ve savunmaya zonın- ludur. Çifte cephe, dışardan saldırı ve içerden saldırı olasüıklanna karştdır. Bir devnm ıçın olum darbesu her şevın kaza- nılmış ve guvenilir bulunduğunun sand- masıdır."(2) Yalnız çağdaşlaşmanın sağlanması ıçındeğıl çağda^ olmanın çağdaş yaşa- mın sureklılığının sağlanması ıçın de toplumun, sıyasal sıstemın ve sıyasal kulturun değışıme bağlı, değışıme açık olmalan gerekır Bu durumu ozellıkle devnmcılık ılkesı sağlamıştır Ataturk devrimcilik ılkesının uzennde durulma- sı gereken bır başka ozellığı de vardır Ataturkçu devnmcılık yeğınlık, yıldın sıstemını benımsemez Atatûrkçulukte ozde banşçı ve demokratık devnmcılık ozlemı ve ınancı vardır Çağdaşlaşma bilinçli olarak yenılığe yonelmektır Ataturkçuluk çağdaşlaştı- ncı bırduşun akımı olarak yenılığe açık olmuş, yenılığe sureklı olarak yonelme- yı ılke edınmıştır Buılkedevnmcılıkıl- kesıdır Ataturkçuluk devnmcılık ılke- sıyle çağdaş uygarlık duzeyıne ulaşma çabasında hem geçerlılığını, yararlılığı- nı surduren devnmcı uygulamalara sahıp çıkılmasını. onlann korunmasını gelış- tınlmesını, hem de yenı gereksınmeler karşısında yenı devnmcı uygulama ve çozumlere gıdılmesını ongormektedır Devnmcılık ılkesı, Turkıye'nın dev- nm atılımlannı gerçekleştırerek ulkenın gelışmesıne engel olan eskı kurumlann ve duşunce sıstemının yenne yenı ku- rumlann ve duşunce sıstemının getınl- mesı, Turkıye'nın ılerlemesını bılınçlı ve kararlılıkla sürdureceğı anlamını taşı- maktadır Ataturk dev nmının amacı Tur- kıve'yı yalnızca çağdaş, demokratık bır toplum halıne donuşturmek değıldır Devnmcılık ılkesı Turkıye'nın bağım- sızltğı, çağdaşlaşması, ulkesı ve ulusuy- la bolunmez butunluğu ve açık toplum temellerınden uzaklaşmadan zamanla gelışebılmesı ıçın Ataturkçuluğe gerek- lı esneklığı sağlamaktadır Devnmcılık hem gerçekleştmlen dev- nme bağlılığı, onu korumayı, vaşatma- vı, hem de bu dev nmın gerçekleştınlen, uygulanan atılımlanyla yetınmeyıp çağ- daş uygarlık duzeyıne çıkmayı gerektı- recek gelışen, değışen, yenıleşen evren- de, toplumlar arasında çağdaş kalmasını sağlayacak başka yenılıklen de gerçek- leştırmektır Devrimcilik. Ataturkçıilu- ğü, Turk devrimini.devrim ilkelerini dog- ma olmaktan kurtaran; onlan vaşavan, çagın. çağlann, geleceğın venı oluşumla- n, gelışmelen, değışmelen karşısında su- rekli kılan ılkedır. İşte rum bu nedenleıie Ataturkçuluk yaşamaktadır ve yaşaya- cakür. (1) Paul E Sigmund Jr The Ideologı- es of the De\elopmg Natıons (Gelıs- mekte Olan Ulkeler Ideolojılerı) N Y Praeger 1963 s 37-40 (2) İsmet tnonu Mıllıvet 21 Mart 1934 ARADABIR YAVUZ GÖR Emekh Elcı Bizim Sokak... Ikı taraflı apartmanlar, ıkı taraflı park edılmış otolar, çımento yığınları arasından fışkıran bır ıkı cılız ot, ya- şamlarını surdurmeye çalışmakta Bırbınnı selamlamaktan çoktan vazgeçmış, bezmış komşular Çatılarda televızyon antenlerı ormanı uzerlerınde kâh guvencınler, kâh martılar, kâh serçe- ler fısıldaşmakta Kargalar duruma egemen Bızım sokakta uzun uzun bacaklı, mını mını eteklı kızlar var Beş vakıt namazını kaçırmayan sarıklı, cup- pelı, uzun beyaz sakallı mumınler var Ikıde bır gelıp geçen, gaz tuplen satan kamyonetler ve hoparlorle- n, koşe başında kumpas kuran kapıcılar, sımsıyah çarşaflara burunmuş hanımlar, eskıler almaya gelen- ler var Çop yığınları arasında başıboş kopekler, dı- şı bır kedının peşınde dolanan uzun bıyıklı maganda kedıler, Banş Manço'nun sevımlı ezgısı ıle motonze olmuş sebze satıcılan Bu Salvador Dali dekorunun "ses"lerıne gelınce Beledıyenın mı PTT'nınmıbılınmıyor Bırkompresor gelmış, bır ışçı, ağır makınelı tufek gurultusu ve ta- kırtısı ıle sokağı bılınmez kaçıncı defadır ve neden- dır, delık ve deşık etmekte Koşelerı. gozlerı donmuş parababalarının yırtıcı kuş gorunumu çabasındakı oğulları, luks arabalann- dakı seslı ışkence aygıtlannı son kerteye kadar açıp, moda şataraban bır pop ezgısını kırlı havaya kat- makta Bıraz ılerıdekı camı, bu kakofonıyı bastırmak ıçın olacak, en yuksek "kılobel"\\ hoparlorlerle ışe gınşı- yor • • • Bırbırlerıne sevecenlıkle yaslanmış arka bahçele- rınde dut ağaçları manolyalar bıten ahşap evcıkler Bırbırlennı seven ve sayan komşuların, kocalârı ışe çocukları okula gıden eşlerı pencereden cumbaya, zeytınyağlı baklaya dereotu konup konulmayacağı- nı goruşmekte Uzennde ıkı santım susamlı kayma- ğı ıle suslu yoğurdunu sırtındakı sopanın ıkı ucunda sallanan kalaylı kaplannda taşıyıp ev ev dolaşan Ru- melılı yoğurtçu Hunılı bır gramafonda Tamburi Cemil Bey'ın tak- sımı Istanbul'a dun yağmur yağıyordu Kent kılıtlendı hemen Yağmur gelıp geçıcı bır afet Kalıcılara ve kalanlara ne demelı'' Tanrı sabır vere Cumhuriyet Kitap Kulübü Antalya Temsilciliği GENÇLİK KİTABEVİ IMZA GUNU 29 Temmuz Cumartesi (Bugun) FAKİR BAYKURT Saat 17 30 Adres Kışla Mah Mıllı Egemenlık Cad 41 Sok No 14 ANTALYA Radyo-televizyon yayıncılığı ve kamu yaran kavramı KAYSERİ5. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ Savı 1995 107Esas Davacı Fende Çadır tarafından davalı Velı Çadır aley- hıne açılan boşanma davasının mahkememızde >apılan açık yargılaması sırasmda venlen ara karan gereğınce, Davalı Velı Çadır ın tum araştırmalara rağmen açık adresı tesbıt edılemedığınden ve teblıgat > apılamadığın- dan adı geçenın 5 10 1995 gunu saat 9 00'da mahkeme- mLide >apılacak duruşmada hazır bulunması veya ken- dısını vekılle temsıl ettırmesı aksı takdırde duruşmala- ra yokluğunda devam edıleceğı hususu ılanen teblığ olu- nu'r 30 6 1995 BaMn 33640 Doç. Dr. OZDEN ÇANKAYA • • ikemızde radyo ve televızyon ıstas- U yonlan 9O'lı y ıllardan başlayarak tum gunu kapsayan yayın yapmaktadır- lar Bu goruntu ve ses fırtınasına ru- tulan edılgın ızleyıcıler ıse, (Hov»ard Strûıger'ın deyımıyle) "adıozgunluk olan, o sovu tukenmek tehlikeshle karşı karşıva olan tum aramak ıçın huzursuz bır bıçımde ka- naldan kanala dolaşan geniş, medva vorgunu bir iztevıcıkjtlesToluşturmaktadırlarl 1) Medvayor- gunian gunun her dakıkasında kendı lerıne rek- lam aralannda sunulan yayının ozellıklennı ve nı- telıklerını sorgulamadan ızlemeyı ve dınlemeyı surdurmektedırler Televızyon şırketlen ıse "ra- ting"lennın ne denlı yuksek olduğunu vurgula- v arak sozde ustunluklennın altını çızıyorlar •'Ra- ting", ızleme oranının yukseklığıyse, radyo dın- leyıcısının ve ozellıkle televızyon ızleyıcısının daha çok reklam ızlemesı anlamını ıçenyor Ya- nı, daha genış kıtleler reklamlara ve reklamlann yapıldığı urunlere muşterı olarak sunuluyorlar Ozel radyo ve televızyonlar ışlevlennı daha çok ızlenmek, daha çok reklam almakla ozdeş go- ruyorlar Buyavın kuruluşlan bırtıcan şırketgo- runumünde de olsalaramaçlan salt kâr etmek mı- dır Bu soruyu evet dıve vanıtlamak olanaksızdır Neden yainızca kâr değil Ozel radyo ve televızyon şırketlen 3984 sayı- lı Radyo ve Televızyonlann Kuruluş ve \a>ınla- n Hakkındakı Kanun'a gore (madde 29/2) bır anonım şırket bıçımınde kurulsalarda, kamu hız- metı gören ve bu nedenle de kamu yarannı goze- terek çalışması gereken kuruluşlardır Radyo ve televızyon yayıncılığı, tum ozellıklen nedenıyle kamu hızmetı nıtelığı gostermektedır Çunku bır kamu hızmetı şu ozellıklerı taşımaktadır "I - Devlet veya diger kamu tuzelkişileri tara- fından veya bunlann gozetimi ve denetimi altın- da kurulan ve işleven bu- kuruluş oiması, 2 - Genel ve ortak gereksınımlen karşılamak ve sağlamak, 3 - Kamuya sunulmuş olmak. 4 - Sureklı ve düzenlı bır bıçımde ışlıyor ol- mak " (2) Tum bu ozellıklerdıkkatle ıncelendığınde rad- yo ve televızyon yayıncılığının bır kamu hızme- tı olduğu ve bu nedenle de kamu yaranna hızmet etmesı gereğı ortaya çıkmaktadır 3984 sayılı ka- nunun "Yayın tlkeleri" başlığını taşıyan 4 mad- desınin başında da "radvo ve televizyon yaymla- n kamu hızmetı anlavışı ıçerısınde aşağıdaki ilke- lere uvgun olarak vapıİır"denmektedır Kamu yaran kav ramının gereklılığının bır baş- ka nedenı de, atmosferdekı kanal ve frekans bant- lannın sınırsız sayıda olmaması ve paylaşımının sorunlar doğurmasıdır Bunlann teknık açıdan sorumsuz bır bıçımde kuilanılması parazıtlere, ses ve goruntu kırlılığıne >ol açmaktadır Denız- ler, goller, akarsular hava nasıl toplumun ortak malıysa. atmosfer ve burada bulunan kanal ve frekans bantlan da toplumun ortak malıdır İşte, toplumun ortak malını kullananlann. yalnızca kâr amacıy la davranmaya, edılgın ızleyıcılen, -reklam arasında sunulan çoğu kulturel ve duşun- sel değerlenne katkıda bulunmayan programlar- la- daha da edılgınleştırnıeye haklan >oktur Dinleyici ve izlev iciler kendi frekans bantlaruıa sahıp çıknıalıdır. Demokratık bır toplum ozlemınde, tum ınsan- lar daha ozgur bır ıletışım ortamı yaratabılmek ıçın çaba gostermelıdırler Bugun ulkemızde, bır- çok yonlerden eleştınlen. demokratık olmayan hukumlen bulunan Radyo Televızyon Yasası bı- le tam olarak uygulanamamaktadır Turkçemız. kulturel değerlenmız, ne denlı eleştınlecek yanlan olsa da var olan yayın gele- neğımız yıkıma uğramaktadır Yayınlann amacı daha çok ızlenme daha çok kâr olunca, ekranla- nmızı daha çok reklam, daha çok kan ve şıddet oğelenyle dolu programlar aslında yasaklanmış olan bılgı ıletışım telefonlan yoluyla yapılan ya- nşmalar ve dağıtılan ıkramıyeler kaplamaktadır Emek karşılığı olmayan kazanç, daha çok tuke- terek saygın olma, ınsan acılannı magazınleştır- me, yaşamın gerçeklennden kaçarak duş dunya- lanna sığınma, bılım dışı konulara pnm venne laıklık karşıtı v ay ınlar gıbı ozellıkler gıderek yay - gınlaşmaktadır Edılgın ızleyıcı, yaşadığı ekono- mik guçlukler ıçınde sanat ve kulturel faalıyetle- re katılamadığından "ekran mahkûmu" yaşantı- sını gun geçtıkçe olumsuzluklara daha çok alı- şarak surdurmektedır Konulu filmlenn veya televızyon fılmlennın sürelen 45'erdakıkadan fazla oiması halınde, her 45'lık sure sonunda bır olmak üzere kesıntı ya- pılması kuralına ve reklamlann gunlük yayının %15'ını aşmaması vasağına bıle uyulmamakta- dır (Mad 21/3) Yasa, eğıtım ve kultur program- lannın da, yayın kurumlannın sorumlulukları ıçınde olduğunu belırtmektedır (Mad 4/p) Ne yazık kı, bugunku yayın düzenınde. toplumun eğıtım v e kultürûne katkıda bulunacak program- lar çok gen planda kalmıştır Demokratık bır ulkenın başlıca ozellıklennden bın olan orgutlu toplum olamayışımız tepkılen- mızın eleştmlenmızın ve değeriendırmelenmı- zın bıreysel kalmasına yol açmaktadır Bızı ya- şadığımız dunyanın gerçeklennden uzaklaştınp kurmaca bır yaşamın ıçıne çeken ve mılyonlarca ınsanın kultur ve sanat gereksınmelennı ucuz ga- zıno uslubuyla karşılamaya çalışan yayıncılığa karşı gorûşlennı, tum sıvıl orgutlenmelenn açık- ça dıle getırmelen gerekmektedır Kullanılan kanal ve frekans bantlan toplumun- dur ve onlann yaranna kullanılmak zorundadır Bu kamusal varlıklar, azınlığın çoğunluğu daha edılgınleştırmesı ıçın kullanılmamalıdır (1) John Keane Medya ve Demokrasi, A\nn- tı Ya\. lstanbui 1992 s 165 (2) Sıddık Samı Onar, Idare Hukukunun Lmumi Esasları, Cılt 1 s 14 TARTIŞMA Optimal devlet, bilimsellik ve ideoloji PENCERE _ j « LSİAD ' I ' tarafından I hazırlatilan • 'Optimal • Devlet' adlı _^L- yapıtın 33 sayfasında yer alan mıllı muhasebe kavramlannda yapılan yanlışlıklar benı bu yazıyı > azmaya zorladı Bu yanlışlıklann bılımsel unvana sahıp bır ıkrısatçı tarafından yapılmış oiması, Turkıye de bılımın (ozellıkle sosyal bılımlenn) son vıllardakı durumunu açığa çıkarması bakımından onemlıdır 'Optimal Devlet' adlı çahşmanın 33 sayfasında aşağıdaki tanımlamalar yapılmıştır "\lilli gelır (Y), harcama yonunden ozel tuketım (C) ve vatınm hacamalan (I) ue kamu harcamalan (G) toplamına eşittır. Formulle ıfade edecek olursak: V = C + I + Geşitügisoz konusudur. Yukandakı formülde Y, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'vı (GS\ IH) ifade etmektedir. GS^İH've ihracat gelirlenni (\) eklevip ithalat harcamalaruıı (M) çıkannca GSMH'ye ulaşılır. Fornıul ile ifade ediİecek olursa eşıtlik şu şekilde olacaktır: (Sa> ın Akman yukandakı açıklamasından anlaşılacağı gıbı mıllı muhasebe ıle ılgılı kavramlann hepsını yanlış tanımlamıştır Zıra yukanda mıllı gelın Y olarak ıfade ederken aşağıda Y nın Gaynsafı Yurtıçı Hasıla'ya eşıt olduğunu ve buna ıhracatı ekler ıthalatı çıkanrsak Gaynsafı Mıllı Hasıla'ya ulaşılacağını soylemektedır Bunu soyleyen ıktısat bınncı sınıf oğ^encısı sınıfta kalırken lıberahzmı savunan bır ıktısatçıOTÜStAD tarafından 'aranan bilim adamr kabul edılerek odullendınlmektedır Sayın Aktan tarafından mıllı muhasebe kav ramlan ıle ılgılı yapılan yanlışlıklar ve bunlann duzeltılmış bıçımı şoyle sıralanabılır 1) Gaynsafı Yurtıçı Hasıla ıle mıllı gelır bırbınne eşıt değıldır 2) Gaynsafi Yurtıçı Hasıla ancak kapalı bır ekonomıde C + I + G'ye eşittır Ekonomı kapalı olduğundan Gaynsafı Mıllı Hasıla ıle Gaynsafı Yurtıçı Hasıla arasında fark bulunmaz 3) Sayın Aktan ın harcamalar yonunden GSMH dedığı C + I + G - (X-M) nın kendısı Gaynsafı Yurtıçı Hasıla'va eşittır 4) Gaynsafı Yurtıçı Hasıla ya dış âlem net faktor gelirlen ılave edıldığı zaman GSMH'ye ulaşır GSYtH've ıhracatın ılave edılmesı ıthalatın çıkanlması ıle GSMH'ye ulaşılmaz. zıra ihracat ve ithalat GSYİH hesaplannın ıçındedır Sayın Aktan dış âlem faktor gelııien kavramının ihracat ıle ithalat farkına eşıt olduğunu ılen surerek buyük bır hatayapmaktadır Makroıktısadın temel kavramlannda yapılan bu onemlı yanlışlar, raporun bılımsellığme yonelık cıddı kuşkular uyandırmaktadır Devlet Istatıstık Enstıtusu, GSYİH yı "Birekonomide yerieşik olan uretici binmlerın belli bir donemde, vurtiçı faalıvetleri sonucu vararmış olduklan tum mal ve hizmetlenn uretım değerlen toplamından bu mal ve hızmetlenn uretımmde kullanılan girdıler toplamının duşulmesi sonucu ekle edüen değerier" (l) olarak tanımlamaktadır Harcamalar yonetımı ıle hesaplandığı takdırde ozel tûketım harcamalan, kamu can harcamalan ozel ve kamu yatınm harcamalan ıle ihracat ve ithalat arasındakı farka eşıt olan net ihracat gelırlennın toplamına eşittır GSMH ıse belırlı bır donem ıçınde o ulke vatandaşlannın sahıp olduğu uretım faktorlen tarafından uretılen nıhaı mal ve hızmetlenn değendır (2) GSMH ıle GSYH arasındakı fark, uretım faktörlennın sahıplılığınden kaynaklanmaktadır Zıra, bır ulkede uretılen mal ve hızmetlenn bır kısmı yabancı ulkelenn sahıp olduğu uretım faktorlen tarafından uretılmektedır Orneğın Turkıye'nın GSYIH'sının ıçınde, Toyota fırması tarafından kazanılan ve Japon sermayesının payına duşen kârda veralmaktadır Bu kâr, aynı zamanda Japonya nın GSMH'sıne dahıl olup Turkıye'nın GSMH sı ıçensınde yer aimamaktadır Buna karşın Almanya'da çalışan Turk ışçılennın gelın Almanya'nın GSY iH'sı ıçınde yer alırken Turkıye'nın GSMH'sıne ılave edılmektedır Bu nedenle GSYtH'ye net dış âlem faktor gelirlen ılave edılerek GSMH elde edılmektedır GSMH ve GSYİH, brut buyukluğu ıfade eden kav ramlardır Bu nedenle GSMH'den uretım sırasında kullanılan sabıt sermaye unsurlannda, o donem ıçınde meydana gelen aşınma pay lannı, (amortısmanlar) düşerek Safı Mıllı Hasıla'ya (SMH) ulaşılmaktadır Gerek GSMH gerekse Safı Mıllı Hasıla, pıyasa fıyatlan ıle olçülen buyukluklerdır Pıyasa fıyatlan, faktor odemesı olmayan dolaylı vergılen ıçermektedır Bu nedenle SMH'den dolaylı vergılen çıkararak devletın uretıcılere odedığı subvansıyonlann eklenmesıyle mıllı gelır kavramına ulaşılmaktadır Bu nedenle GSYİH ve mıllı gelır kavramlan bırbınne eşıt değıldır Iktısadın temel kavramlannda yapılan bu buyük hatalar, TUSlAD tarafından hazırlatılan bu çahşmanın bılımsel değen konusunda cıddı kuşkular uyandınrken ıdeolojının on plana çıkanldığı kanısını guçlendırmektedır l)DÎE(l994), GaynSafı Mıllı Hasıla, Kavram, Yöntem ve lCaynaklar, Ankara 2) Dornbush ve Fıscher (1994) Macroeconomıcs. MgGravv-HıllInc 6 Baskı, USA Dç.Dr. ERHAN YILDIRIM İLAN T.C. 9 ANAMUR KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN 1986 56 Davacı Zekı Şen tarafından davalı Malıye Hazınesı, dahılı davalılar Dundar Seker ve arkadaşlan aleyhıne açılan Anamur Ortakoy Bırlığı 352 parsel tespıtıne ıtıraz davasının duruşmalan sonunda venlen karar Anamur Ortakoy'den olup Mersın Dunduraş koyunde Alı ve Neslı'den olma Eşşe Mataş a teblığ edılememıştır Adı geçen şahsın adresı savcılık vasıtası ıle dahı tespıt edılememıştır Adı geçenın veva ılgılılennın 15 gün ıçınde mahkememıze başvurmalan aksı halde mahkeme hukmunun ılanen teblığ edılmış savılacağı hu- susu ılan olunur 20 6 1995 Basın 30514 Emperyalizmin Çarpım Cetveli... Bosna'dakı savaş ne savaşı'' Öğrencılerınokullaragırışsınavlarındabırsorunun altına şıklar dızılıyor, sorunun yanıtı 'a, b, c, d, e'se- çeneklennden bınnı yeğlemekle saptanıyor, ama bu yontem bır yandan da çocuğun kafasını kısırlaştın- yor Oöretmen sormuş - ıkı kere ıkı kaç eder?. öğrencı kafasını kaşımış - Hocam, şıklarını soylersen yanıtını vennm... Çocuk haklı1 • Pekı, Bosna'dakı savaş ne savaşı'? Aşağıdaki şık- lardan hangısı savaşın nedenı a)Dın b) Ekonomı c) Uygarlık çatışması d) Nufuz alanı paylaşımı e) Mezhep d) Emperyalızm e) Etnık aynlık f) Irkçılık.. • Toplumsal tanhsel, ekonomik sıyasal olaylann nedenien nasıl saptanır^ Bır tek neden yeterlı mı- dır? Yoksa 'nedenler bıleşkesı mı sonucu oluştu- Haçlı Seferlen adı ustunde dın savaşı gıbı goru- nur, ama temelınde belırgın ekonomik nedenler yat- mıyor m u ' Avrupa'dakı feodal yapıda toprağın bu- yuk erkek çocuğa kalması kardeşlerı açıkta bırakı- yordu Muslumanlann denetımındekı 'Ipek Yolu'nu ele geçırmek gudusu ıtıcı guçtu, dınsel ınançlar ın- sanların gozlerını korleştırıyordu Ya Bosna'da ne var? Yalnız Sırplarla Boşnaklar mı var'7 Rusya, Amen- ka, Almanya, Fransa, Ingıltere ışın ıçınde değıl mı'. Nıçın'' Eğer bır açıkgoz çıkıp da "ınsanlık ıçın " derse, kah- kahalarla gulun1 Insanlığı kım yıtırmış de buyuk devletler bu erde- mı bulmuşlar^ • 1990 yılı bır donum noktası 1 Sovyetler yıkıldıktan sonra dunya eksenı değıştı 'Kuzey-Guney' ya da 'yoksul-zengın' veya 'Hmstı- yan-Musluman' gıbı ıkılemlerın uzerıne varsayımlar başladı Batı da bu konulara ılışkın çok palavra ure- tılıyor, kımıne gore de gunumuzde 'modern dunya' ıle gerı kalmışlar arasındakı sorunlar, ınsanlığın dılem- masını oluşturuyor, tum açıklamalar arasında eko- nomik gerekçeler elden geldığınce genye rtılıyor, 'nu- fuz alanları paylaşımı 'nın kokenınde yatan emperya- lizmin lafını ağzına alan yok Dıyorlar kı 'Rusya, Sırplan tutuyor, Almanya Hırvatlan des- teklıyor, Boşnaklar ortada kalıyor Nıçın"? Rusya babasının hayrına mı Sırplar'ın arkasında mevzılenıyor^ Almanya, Hırvat'ın kaşına gozune mı âşık? Balkanlar'dakı 'nufuz alanlan çatışması'na dunyanın buyuk devletlerı hangı gerekçelerle gın- yorlar^ 1 Nıçın kendı aralannda anlaşamıyorlar'' 'Emperyalızm' sozcuğunu Turkıye'de Amenkana- lar aforoz ettıler, o zaman da butun laflar, etten yok- sun kasap çengelı gıbı boşlukta sallanıyor • Emperyalızm kavramını aforoz ederek dunya ha- rıtasındakı hıçbır çatışmanın temel nedenlen açıkla- namaz, Anadolu'nun guneydoğusundakı Kurt soru- nu da ancak emperyalızm kavramının kapsamında yerlı yenne oturur Yoksa PKK nın ana ussunun ve lı- derının Surıye denetımınde, Amenkan Çekıç Gu- cu'nun de Çukurova dolaylannda bulunmasını kım- se açıklayamaz Ne demış oğretmen - Ikı kere ıkı kaç eder? Ikı kere ıkı dort eder ÇIÇEK Sevgiyle, Özlemle anıyoruz. Öğrencılenn ve halkımızın aydınlık geleceğme adanmış bır yaşam durdu TOS, TOB-DER. EĞIT-SEN uyelennden emekh oğretmen Nığdelı MEHMET YALMAN'ın 25 7 1995 gunu cenaze torenme katılan dost ve akrabalara başsağlığı dıler, teşekkür edenz ALİ YALMAN - DLRSUN OZDEN TOB-DER yonetıcılennden, demokrası savunucusu, güzelınsan MEHMET YALMAN'ı 25 7 1995 tanhınde kaybettık. Anısı bızımle yaşamaya devam edecektır AİLESİ VE DOSTLARI FERIDEKMMM ile ÎSMAÎl YllMAZ Evlendiler. 28.07.1995 Yalova
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear