23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25TEMMUZ1995SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Et - Balık Kurumu'nun özelleştirilmesini engellemek amacıyla kurum çalışanlannın başlattığı eylemler sürüyor 2 bîn EBK işçisi direniyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Et - Balık Kurumu'nun (EBK), özelleştirilmesinı engellemek amacıyla kurum çalışanlannın başlattığı eylemler sürüyor. EBK'nin, yann başlayacak özelleştirme ihalesinin iptal edilmesini sağlamak amacıyla, 35 ilden gelen yaklaşık 2000 işçinin Ankara'da başlattıklan direnişleri sürüyor. ANAP Sözcüsü Imren Aykut ve ANAP milletvekıli Uğur Aksöz işçileri ziyaret ederek, eylemlerine destek olduklannı açıkladılar. Ziyaret sırasında bır konuşma yapan Imren Aykut. hükümetin özelleştirme çalışmalannı eleştirerek. "Özelleştirme böyle yapılmaz'' dedi. Aykut'. EBK Genel Müdürlüğü önünde, özelleştırmeyı protesto eden işçılere hitaben yaptığı konuşmada sorunlannı dinlemeye ve onlara destek vermeye geldiklerini açıkladı. Hükümetin çalışanlan gözardı ederek özelleştirme yapmaya çalıştığını vurgulayan Aykut. şunlan söyledi: "Şimdi de özelleştirme adı altında EBK"yi satıyoriar. Biz onlara özelleştirme yapmayın demedik. Ama özelleştirme böyle mi yapılır? Kıdem tazminatlan. ihbar tazminattarı ve iş güvencesi sağlandıktan sonra yapılmalıydı. Özelleştirme işçinin kapıya konulnıası ve fabrikamn satılması Türk-is eylemlerine destek DYPveCHP'ye 'karpuz 'luprotesto BURSA/ANKARA (Cumhurivet) - Türk-lş 8. Bölge Temsilcıliğı bugün Bur- sa'da, kamu işyerlennde toplusözleşme gö- rüşmelerinin tıkanmasını protesto etmek amacıyia DYP ve CHP ii başkanlıklanna "karpuz ve siyah çelenk bırakma" eylemı yapacak. Türk-lş'in, kamu kesımi toplu iş sözleşmesi görüşmelerınde anlaşma sağla- namaması nedenıyle aldığı eylem kararla- nna, kamu çalışanları \e DİSK de destek verdi. Türk-lş 8. Bölge Temsilcısı Mehmet Kanca. Başkanlar Kurulu'nun aldığı ey- lem kararı uyannca Bursa genelinde hazır- lıklannı tamamladıklannı ve bugün ılk ey- lemlerini gerçekleştireceklerini bildirdı. Kamu işyerlennde çalışan işçilerin bugün saat 18.00'de Atatürk Stadı önünde topla- nacaklannı belırten Kanca. buradan toplu- ca CHP ile DYP bınalanna yürüyeceklen- ni ve "karpuz ve siyah çelenk" bırakacak- lannı söyledi. Eylemin, "çalışanlann sıkın- ülannın görûlmesi ve duyulması" amacını taşıdığını vurgulayan Kanca. eylemlerinin son durağı olan DYP tl Başkanlığı önüne "karpuz ve siyah çelenk" hırakılmasından sonra üyelenne 5 ağustos için randevu ve- recek. Kamu çalışanlannın 1994 yılında yeten kadar fedakârlıkta bulunduğunu an- latan Mehmet Kanca. "Geçen yıl 600 bini aşkın kamu çalışanını karşımıza alarak fe- dakârlık yaptık, ancak hiçbir şey değişme- di. Artık fedakârük sırası onlarda. Eğer 5 ağustosa kadar hükünıet, duyarsızlığını sürdürürse Türk-iş Başkanlar Kurulu 'nun aldığı karar uyannca Ankara'dayız" dedi. Türk-İş eylemlerine destek Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfede- rasyonlaşma Kurulu (KÇSKK) ile Türk- lş ve DİSKe bağlı sendikalann Ankara şubeleri. dün düzenlediklen basın toplan- tısı> la eylemler konusunda ortak bir açık- lama yaptılar. KÇSKK şubeleri sözcüsü Hasan Hayır tarafından okun^n açıklama- da, tüm çahşanlann grev lı ve toplusözleş- meli sendikal haklara kavuşması ıstendi. Tüm çalışanlara özgürce toplu iş sözleş- mesi yapabılme olanağının sağlanması. grev yasaklan ve işkolu baraj sisteminin kaldınlması gerektiği kaydedilen açıkla- mada, "Aldığimız eylemliiik karaıiarı sa- dece ekonomik kararlaıia sınırlı kalmaya- caktır. Demokratik taleplerinde hayata ge- çirilmesini savunuyoruz ve bu anlamda birlikte hareket edeceğiz" denildi. değUdir." Bu yılın ilk yansında 600 binden fazla işçinin işten çıkanldıgını öne süren Aykut, "Tşçiden, emekten yanayız diverek işçiden, emekten yana olunmaz. Önce işçinin ekmeğiyle oynamayacaksın ve oy natmayacaksın. Sırfoy av cılığı için işçiden, emekten yana olmak marifet değildir. Artık bugün işçi de aptal değildir. Kimse bu laflaria onlan aldatabiieceğini zannetmesin" dedi. Hükümetin kemiksiz et ithalini de eleştiren Aykut. "Avrupa üreticisinin ikinci, üçüncü kaiite etterini getiriyorlar. Neyse ki sonradan iptal ettiler" diye konuştu. EBK işçileri ey lemlerini sürdürüyor. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY) Asgari ücret, eyKüe kaltlıANKARA (Cumhurivet Bürosu)- As- gan ücretin ağustos ayında yürürlüğe gir- mesine karşı oluşan DYP-işveren ittifa- kı. Asgari Ucret Tespit Komisyonu'nun dün yapılan 8. toplantısını da engelledı. Devlet Bakanı Aykon Doğan'ın talimatı doğrultusunda Devlet Planlama Teşkila- tı (DPT) temsilcisi dün yapılan toplantı- ya katılmayınca. toplantı sayısal çoğun- luk yetmediği için yapılamadı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yann top- lanmak üzere 9. kez komısyon üyelenne çağn yapmaya hazırlanırken; Türk-lş. toplantının işverenlerin ısteği doğrultu- sunda 28 temmuz cuma günü yapılması durumunda. bu görüşmeye katılmayaca- ğını açıkladı. Cuma gününe kadar taraf- ların katılımının sağlanamaması duru- munda. komısyondaki bazı hükümet temsilcilerive işverenlerin oylanyla.yü- rürlülük tarihinin 1 eylül olarak belirle- nebileceği kaydedildi. Türk-lş Genel Eğitim Sekreteri Salih Kılıç. asgari ücretin eylülde yürürlüğe gırmesı yolundaki çabalanndan dolayı Devlet Bakanı Aykon Doğan'ı "İşçi düş- manı herif diye nıtelendirerek. "Aykon Doğan. işverenlerin kucağuıda görev ya- pıvor. Bunun hesabı sorulacak" dedi. TfSK Genel Başkanı Refik Baydur. ey- lülde metal. tekstıl. kimya ve kâğıt iş- kollanndakı toplusözleşmelerde yeni üc- ret zamlannın gündemde olduğuna dik- kat çekerek. "Yüzde 80 asgari ücrete zam. yüzde 60-70 ikinci yıl zammı varsa. bu yüzde 140 olacak. Bunun altından iş- letmeler kalkamayacağı için yeni işçi çı- karmalargündemegelecek'*dedi. Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Ha- lis dc. konunun acilıyetine dikkat çeke- rek. taraflara yeniden çağn yapılacağını belirtti. DYP'nin komisyonu etkılemesiyle il- gıli soruları yanıtlamaktan özenle kaçı- nan Halis. "Ben, komisyon üzerinde si- yasi bir etki henüz hissetmedim. Aykon Doğan'ın ağustosta yürürlüğe girmesi konusundaki iknası/lığu henüz bana yan- sımış değil~dive konuştu. Devlet Bakanı Aykon Doğan da. ak- şam saatlerinde yaptığı yazılı açıklama- da. DlE'nın yaptığı hesaplamada ortaya çıkan brüt 8 milyon 400 bin lıralık asga- ri ücretin, 8 milyon 146 bın liraolan SSK prirn tavanını aştığına dikkat çekerek. "Hesaplanan değer, teknik olarak bazı sakıncalar ortaya çıkarrmştır. Bu sorun, prim ödeme baanın asgari ücretin altın- da kalmasıdır. Bunun anlamı. asgari üc- retlinin. ayda asgari ücretin üzerinde as- gari ücret alanlardan daha fazla prim öderduruma gelmesidir. Bu sürede bu so- runlan çözmeye yönelik gayretlerde bu- lunmak durumunda kalınmıştır. Bu ça- balar devam etmektedir"dedi. Lozan Antlaşması 72 yaşında Bütünlüğümüz bozulamaz • Cumhurbaşkanı ve Başbakan, Lozan'ın 72. yıldönümü nedeniyle yayımladıklan mesajlarda Lozan'ın önemine değindiler. Haber Merkezi - Lozan Banş Antlaşması'nm 72. yıl- dönümü Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇY- DD) Adana Şubesi'nce Ata- türk Anıtı'nda düzenlenen törenle kutlandı. Törene ço- cuklar ellerinde "Lozan 72 yaşında" "1923 Banş Anrlaş- ması'yla Türk devletinin sı- nırlan ve bağımsızlığı kabul edümiştir" yazılı dövizlerle katıldılar. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Lozan Andasması'yia hukuku temi- nat altına alınmış olan mille- rimizin birlik ve beraberliği- ni. ülkemizin bölünmez bü- tünlüğünü hiçbir güç, hiçbir gayret bozamaz" dedi. Baş- bakanTansu Çiller de yayım- ladıgı mesajda. Lozan Banş Antlaşması'nm, vatan top- raklannın ve bu topraklar 'Lozan'ı tekrar kazanmalıyız' İstanbul Haber Ser\isi - Lozan Banş Antlaşma- sı'nm 72. yıldönümü nedenıyle düzenlenen "Türkiye Cumhuriyeti'nin kunıluş belgesi Lozan'ı anıyoruz" ko- nulu panelde Lozan'ın, Misak-ı Mıllı sınırlanna kesın- lik kazandıran, Türklerin varlığını dünyaya bildiren bir anlaşma olduğu vurgulandı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) tara- fından Atatürk Kültür Merkezı'nde düzenlenen, Ana- yasa Mahkemesi Başkanı YektaGüngörÖzden'in yö- nettiği panele gazetemiz yazan İlhan Setçuk. Prof. Su- naKili ve Doç. Dr. Nevin Yurtso'er Ateş konuşmacı ola- rak katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Türkan Saylan. Sevr'i bilip anlamadan. onun Türk ulu- suna getirdiği esareti hissetmeden, Lozan'ın mutlulu- ğuna. coşkusuna vanlamayacağını söyledi. Türkiye'nin Lozan'da devlet bağımsızlığını ve top- rak bütünlüğünü sağladığına dikkat çeken Nevin Yurt- savar Ateş, Ismet lnönü ve Türk delagasyonunun an- laşma süreci içerisinde hiçbir ödün vermediklerini be- lirtti. Lozan'ın Sevr'den farkının anlaşılması ve Lo- zan'ın öneminin kavranması için tarihsel bilince sahip olunması gerektığıni anlatan İlhan Selçuk, "Lozan bi- zim varoluşumuzun gerekçesidir*' dedi. Selçuk, şunla- n söyledi: "Türkiye'de ban kişiler 'resmi tarih' ve 'özel tarih" tartjşmasını yapıyor. Llus devletinin dünyada modasn nuı geçtiği söyleniyor. Kuşkusuz bir gün gelecek ulusal suıırlar kalkacak. Biz, gelecek yüzyüların ne getireceği- nigörebiliyoruz. Ancak bugün, "Federasyon gelsın. Kürt devletı kuralım", 'Şeriat gebinşeklindefıkirier ortaya atılıvor. Biz, Lozan'ı tekrar kazanmak zorundayız. Bi- ze yukarıdan verilen bütün hakların. yeniden savaşımı- nı verip aşağıdan yukarıya kazanmamız gerekiyor. Lo- zan. bir aydınlanma devriminin belgesidir. O belgeden sonra devrimler başladı. Atatürk ve arkadaşlarının bi- ze sağladığı nimetler elimizden giderse bu ülkede adam gibi yaşayamayız." üzennde yaşayan Türk mılle- tinin kayitsız ve şartsız olarak istiklalinin tüm dünya tara- fından tescil edildiği anlam- lı bir belge olduğunu bildir- di. Adana Büromuzun habe- rine göre, törende ÇYDD üyesi Avukat Cemil Denli. yaptığı konuşmada. Lozan Antlaşmasf nın yapıldığı dö- nemin güç koşullanna dikkat çekti. Demirel. Lozan Antlaşma- sı'nın imzalanmasının 72. yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında şunlan kaydetti: "Lozan Ant- laşması, Kurtuluş Savaşı'nm askeri cephede eldeedilen ba- şanlanm, diplomarik cephe- deki dirayetli mücadelenin sonuçlany la birleştirerek, miUetimizin bağımsızuk ve egemenlik haklannı bütün dünyaya kabul erdrmiştir. Lo- zan Antlaşması. sadece bir banş antlaşması değildir, ay- nı zamanda, Türkiye Cum- huriyeti Devleti'nin kurucu belgesi niteliğini taşır. Türki- ye Devleti, Cumhuriyet'le bir- likte, Lozan Antlaşması'na dayanılarak, çağdaş bir milli devlet olarak yeniden kurul- muştur. Türkiye Cumhuriye- ti, ülkesi ve milletiy le bölün- mez bir büründür." Başbakan Tansu Çiller'in mesajı ise şöyle: "Lozan Banş Antlaşması, vatan topraklannın ve bu topraklar üzerinde yaşayan Türk milletinin kayrtsız ve şartsız olarak istiklalinin tüm dünya tarafından tescil edildi- ği anlamlı bir belgedir. Türk milleti, vatan sevgisi ve ba- ğımsızhk rutkusunun bir za- feri olarak gaiip ülkelerie bir- likte eşit haklarda masaya oturabilmiş ve uluslararası düzeyde büyük bir başan ka- zanmıştır. Lozan Banş Ant- laşması'nın 72. yıldönümünü kutladığımız biı mutlu gün- de, L'lu Onder Atatürk'ü. bü- yük asker ve devlet adamı Is- met tnönü ve şehitlerimizi saygı ve rahmetle amyor, bü- tün vatandaşlanmıza en iyi dileklerimi sunuyorum." Tutuklu ailelerinden eylemİstanbul Haber Servisi - Cezaev lerinde siyasi suçlar nedeniyle tutuklu bulunanların ailelerinden oluşan yaklaşık bin kişilik bir grup dün Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde yürüyerek geldikleri Galatasaray Postanesi'nden TBMM Başkanlığı ve çeşitİi kuruluşlara telgraf çektiler. Cüneydoğu'da devam eden savaşın sona ermesini isteyen tutuklu yakınlan. bu konuya karşı bütün dünyanın duyarlı olması gerektiğini söylediler. Birleşik Sosy^list Parti'nin (BSP) Tünel'deki İstanbul il merkezi önünde dün öğle saatlerinde toplanan aileler. İstiklal Caddesi'nde y ürüyerek Galatasaray Postanesi'ne gitmek istediler. Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü Ali Osman Akar'ın sö/lü uyarılarına karşın cağılmamakta ısrar eden tutuklu yakınlan, Galatasaray Postanesi'ne doğru yoğun güvenlik önlemieri altında yürümeye başladılar. Postane önünde toplanan tutuklu yakınlan. "Tutsaklarla Dayanışma Komitesi" adına yaptıklan açıklamada Güneydoğu'da devam eden "kirli savaşın" ve Küri halkına yönelik baskılann sona ermesini de içeren 7 maddelik isteklerini telgrafla TBMM Başkanlığı'na, Birleşmiş Milletler tnsan Haklan Divanı'na. Amnesty Internationare, Avrupa Parlamentosu tnsan Haklan Komisyonu'na ve Kızılhaç'a göndereceklerini belirttiler. Eylemlere, istekleri yerine getirilene kadar devam edeceklerinj belirten aileler, daha sonra tekrar BSP il merkezi'ne 0dert'k olay sız bir şekilde dağıldılar. (Fotoğraf: KEREM 1LGAZ) ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Universite Furyası Her ile ve her ilçeye bir üniyersite ve yüksekokul açılması tehlıkesi(l) Yüksek Öğretim Kurumumuzu da nihayet harekete geçirdi. "Bu gidiş iyi değil" gi- bisinden bildiriler yayımhyorlar. Ben de bu bildirileri okudukça "Günaydın Beyler" diyorum. Bu gidişin iyi olmadığını yeni mi anladılaracaba? Ya da, daha ön- celeri gidiş iyiye mi idi? Küçük kent ve kasabalann beldelerine universite, ya da en azından birkaç yüksekokul açılmasını iste- melerini son derecede doğal ve haklı buluyorum. Yeni bir universite, ya da yüksekokul demek; yüz- lerce yeni öğrenci demek. Bu öğrenciler alışveriş edecek, ev tutacak, yemek yiyecek... Yani o belde- ye "taze para" girecek. Sadece öğrenciler gelmeye- cek. Öğrencilerle birlikte öğretim üyelerı de gelecek, bunların aileleri de gelecek. Elbette bunlar da alış- veriş yapacaklar; piyasayı canlandıracaklar. O beldeye gelen otobüsler de kazançlannı arttıra- caklar. Zaman zaman öğrencilerin aileleri ziyarete gelecek; zaman zaman öğrenciler ailelerinin yanına gıdecekler ve geri dönecekler. Velhasıl beldeye bir canlılık gelecek. Hele küçük bır belde düşünülürse, yeni bir "tüke- tici potansiyeli" büyük önem taşıyacak. 6000 nüfus- lu bir ilçeye 400 öğrencinın geldığini bir düşünün. Val- lahi başta esnaf olmak üzere, tüm ilçe halkı "köşe olur"... Tabii işin bir de "rekabet" ve "fesatlık" yönü var. Bizim Anadolu kentleri arasında bitmek tükenmek bilmeyen bir çekişme vardır. Aynı çekişme kimi ilçe- ler arasında da, kimı ilçelerle bağlı oldukları (ya da olmadıklan) il merkezleri arasında da görülür. Bun- lardan birine bir universite ya da yüksekokul açtığı- nız zaman, hiççarenizyok, öbürüne de açacaksınız. YÖK bu konuda sıyasetçılere kızıyor ve eleştiriyor. Ne hakla? Siyasetçı elbette kendi bölgesine böyle bir yatırım yapılmasını isteyecektir. Yann gıdip o insan- lardan oy talep edecek. Ona sormazlar mı, "Komşu ile üniversıte açıiırken sen neredeydin?" diye. Ne ce- vap verecek o zaman? Bu işi böylesine ucuzlatan kim? Siyasetçiler mi, yoksa YÖK mü? Hiç kuşkusuz YÖK. Yıllardan ben inanılmaz bir sorumsuzluk içinde yüzlerce yeni fakülte ve yüksekokula açma izni ve inanılmaz ciddiyetsizlik örnekleri verdikten sonra, şimdi bu işe karşı çıkmanın mantık ve haklılıkla açık- lanabılir bir yanı var mı? Bugün Türkiye üniversıtelerinın büyük bir bölü- münde 30 yaşının altındakı genç yardımcı doçentler bölüm başkanlıklarını ve yüksekokul müdüıiüklerini yürütüyor. Elbette gençlere fırsat verilmesinden ya- nayım, ama böylesine deneyimsiz gençlere, böyle- sine ağır sorumluluk yüklenır mi? Ve universite eği- timini böylesine "ucuzlattıktan" sonra şimdi ağlaş- manın bir yaran var mı? YÖK kurulduğu dönemde. kendince kimi kıstas- lar koyarak kimilerine profesörlük, doçentlik vb. gibi akademik unvanlar dağıttı. Bu unvanları dağıttığı in- sanların çoğu kendi alanlarında başarılı ve çok de- ğerli isimlerdi. Ama kendi alanlarındaki başarıları bu tür akademik unvanlara zemin oluşturabilir miydi? El- bette oluşturamazadı. Defalarca yazdık bunu. Ama kim okur, kım dinler?.. Beş-on bin nüfuslu ilçelereyüksekokullaraçıldı, fa- külteler açıldı. Dersler çoğu zaman akademik eğiti- mi olmayan insanlar tarafından verildi. YÖK'ün hiç- bir itirazı olmadı. Düşünün ki Istanbul'da bır üniver- sitede yüksek lisans eğitiminde ders veren bir hoca, aynı zamanda verdiği dersin öğrencisı imiş. Olacak ış mi bu? Tabiı 100 vermiş kendi kendisine.. Ankara'daki bir üniversitemızin bir fakültesı Zon- guldak'ta, bır fakültesi Gazıantep'te idi. Bursa'daki bir üniversitenin Balıkesir'de, Samsun'daki bir üni- versitenin Sinop'ta fakültesi vardı. Büyük kentlerin dı- şındaki kimi üniversitelerin açtıkları "meslek yükse- kokullan" bir dizi ilçede "universite eğitimi {\) veri- yordu. Işler o zaman iyiydi de. bu "yağmadan" baş- kaları da pay isteyince mı kötü oldu?.. Türkiye'deki YÖKsistemi üniversitelerin, üniversi- telilerin ve universite hocalannın saygınlığını ortadan kaldırmak; akademik yaşamı "ucuzlatmak" için ne mümkünse yaptı. O gün rüzgâr ekenler bugün fırtı- na bıçiyorlar. Ve bir de siyasetçilere çatıyorlar... Kimi üniversiteleri tarikat merkezi haline sokan YÖK değil mi? Sıvas'ta başörtüsü tartışmaları yapı- lırken, Istanbul'un göbeğinde derse başörtüsü ile gi- ren hocalarvar. Devekuşları gibi kafamızı kumagöm- mekle hangi gerçeği değiştirebiliriz? "Yeni açılacak üniversitelere hoca bulamayız" di- ye ağlaşıyor kimileri. Peki daha önce yeni üniversi- teler ve fakülteler açarken hoca mı vardı? Doktora- sını tamamlamış asistanlara yardımcı doçent unva- nını vererek ve öğretim üyesi sayarak "hoca sayısı- nı arttırdık" diye fiyaka yapanlar, şimdi başkalarını suçluyorlar. YÖK'ün kimseden şikâyetçi olmaya hakkı yok. Ya- pabileceği tekşey, "Kendim ettim, kendim buldum" diye saçını başını yolmaktır. Bu arada; YÖK'ün onay- ladığı vakıf üniversiteleri TBMM'den geçse ne iyi ola- caktı... Basın ozgürlııgu buruk kutlandıHaber Merkezi - Türk ba- sınından sansürün kaldınlı- şının 87. yıldönümü dün kut- landı. Yıldönümü nedenıyle pek çok kentın gazetecıler cemıyet v e derneklen v e ba- zı parlamenterler ile Türkiye Barolar Bırlığı kutlama me- sajı yayımladı. Mesajlarda düşünceyı ıfade edebilme- nın önündekı engellerın kal- dınlmadığı vurgulanarak bayramın buruk kutlandığı kaydedildi. Yıldönümü dolayısıyla bır mesaj yayımlayan Baş- bakan Tansu Çiller, anayasa değışikhgınde TBMM' ka- dar, ona destek veren ve yap- tıklan yayınlarla kamuoyu desteginin yaratılmasını sag- layan basın ve yaym organ- larının da payının büyük ol- duğunu belirterek teşekkür ettı. Çağdaş Gazetecıler Der- neği Genel Başkanı Musta- fa Ekmekçi. " loplumsal ya- şam, hak ve özgüıiüklerte U- gili kısıtlayıcı ve yasaklayıcı yasal düzenlemeler halen de- mokratikleşmenin önünde mayın tarlası gibi bir engel olarak durmaktadır" dedi. Türkiye Gazetecıler Sen- dikası (TGS) Genel Başkanı Ziya Sonay, sansür uygula- masırun bugün de değışık bi- çımde sürdüğünü sav undu. Türkiye Gazetecıler Ce- mıyeti'nin (TGC) verdiği "Basın Özgürlüğü" ödülleri dün, Dolmabahçe Sara- yı'nda düzenlenen birtören- le sahıplerıne venldı. TB- MM Başkanı Hüsemettin Cindoruk, törende yaptığı konuşmada, "Basın ve dü- şünce özgürlüğünün önün- deki engeller henüz kalkma- dı ama, TBMM'nin önü- müzdeki yıl bu konuda iler- lemeler kaydedeceğine ina- nıyonnn"dedı. Törende Cindoruk, Basın Özgürlük ödülü'nü kazanan atv'nin Saraybosna muhabi- rı Şerif Turgut'a verilmek üzere atv Haber Koordina- törü Aysenur Aslan'a ödülü- nü verdı. TGC'-nın kışi olarak ödü- lünü kazanan Altan Öy- men'e ise ödülünü Devlet Bakanı Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna verdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear