Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 TEMMUZ 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA
VJÜNÜN F ILMLERİ
TELEVIZYON 15
Gazeteci 08.30 Kanal D Macera
Bir gazeteci kızla kabadayının aşk ve macera öyküsü. Yücel Uça-
cf/ noğlu'nun yönetiminde Kadir Inanır, Sevda Karaca ve Kadir Sa-
vun başlıca rollerde. (1979)
Lekeli Melek 10.00 atv Macera
/^\ İki kız kardeşle aynı anda ilişki kuran zengin gencin öyküsü konu
vf/ ediliyor. Mehmet Bozkuş'un yönetiminde Filiz Akın, Cüneyt Ar-
kın rol alıyor.
Aile Kadını 10.30 Show TV Melodram
/£7\ Eski sevgilisinin ottaya çıkmasıyla mutlu yaşamı değişen, ama so-
V3-' nunda intikamını alan evli kadının öyküsü. Kartal Tibet'in yöneti-
minde Müjde Ar ve Muhteşem Demir rol alıyor. (1983)
Kızlar Sınıfi Yarışıyor 10.30 Interstar Güldürü
Ç2 Senaryosıuıu Haşmet Zeybek'in yazdıgı fılmde yatılı bir kız oku-
f/ lunda geçen komik olaylar konu ediliyor. Orhan Elmas'ın yöneti-
minde Neşe Aksoy, Bülent Kayabaş ve Mehmet Ali Erbil var.
Kıbns Zaferi 11.05 TRT GAP Dram
Kıbns'ta Türklere yapılan zorbalıklar ye siyasi amaçlı oyunlar ko-
V
Ö' nu ediliyor. H. Esen'in yönetiminde Öztürk Serengil, M. Coşkun
rol alıyor.
Geün Oy 11.30 Kanal D Dram
/ÇZ\ Toprak yüzünden birbirine giren iki ailenin kan davasına dönüşen
^ V öyküsü. Yavuz Yalınkılıç'ın filminde Belkıs Akkale. Mahmut He-
kimoğlu rol alıyor.
Okula Dönüş 12.00 Show TV Güldürü
(T2\ (Back to School}- Mültimilyarder işadamı, çocuğuyla aynı okul-
vî' da okumaya karar verir. llerlemiş yaşına rağmen, sevimliliğiyle kı-
sa sürede okulun maskotu olur. Yön: Alan Meter. Oyn: R. Dangerfield.
Özel Dedektif 12.10 Interstar Dram
/Ov (The Public Eye) - lngiliz yapımı bu fılmde, Amerikalı bir kıza âşık
vif/ olan lngiliz işadamının yaşadiklan anlatılıyor. Yön: Carol Reed.
Oyn: Mia Farrow, Topol, M. Jayston.
Av 12.10 TRT INT Dram
©tki can düşmanının yaşadığı olaylan konu alan fılmi Melih Gül-
gen'tn yönetmiş. Başrollerde Cüneyt Arkın ve Serdar Gökhan rol
alıyor.
Oldu Olacak 12.45 atv Macera
(Z7\ Peşine düştükleri yüklü mirasm uğruna yanlış adam kaçıran üç ar-
^ÜJ kadaşın hareketli maceralan. Müjdat Savlav'ın yönetiminde Erol
Büyükburç, Aysun Güven, Süleyman Bolat oynuyor. (1976)
O Ağacın Altında 14.10 Kanal D?
Küçük Balıklar ... 14.30 Show TV Dram
© Birbırlenne nispet yaparcasına ihanet eden genç kan kocanın iliş-
kilerinin öyküsü. Banş Pirhasan"ın filminde Hale Soygazi, Nihat
llen rol alıyor. (1988)
MuhsinBey 15.30 atv Dram
@ Eski sanatçılann müziğine tutkun bir organizatörün yaşamını ko-
nu alan filmin yönetmeni Yavuz Turgul. Başrollerinde Şener Şen,
Uğur Yücel, Şermin Hürmeriç rol alıyor.
Sen ve Ben 16.30 Kanal D Melodram
Bir film yıldızı ile üniversiteli sevgilisinin öyküsünü konu alan fıl-
mi Mehmet Aydın yönetmiş. Başrollerde Serpil Çakmaklı ve Tol-
ga Savacı rol alıyor. (1988)
Sflahşör 16.10 TRT 1 VVestern
/f>\ (Gunfîre) - Usta bir silahşör, birini öldürmesi için kiralanır. An-
^zJ cak bu arada işin içine bir gönül meselesi girer. Yön: Monte Mel-
mon. Oyn: Warren Cates, Fabio Testi.
Utan 16.30 Show TV Dram
® Ruh hastası kansından aynldıktan sonra çocuklannı kurtarmaya
çalışan adamın mücadelesi. Omit Efekan'ın yönetiminde Orhan
Gencebay, Oya Aydoğan var. (1990)
Evim Yeşil Tepelerde 17.15 TGRT Dram
TGRT meraklısı için bir Kazak fılmi yayımlıyor. Okumak için bü-
yük kente giden köylü çocuğu, buraya uyum sağlamakta zorluk çe-
ker. Yön: Asia Suleva. Oyn: Sancar Jackolkov, Murat Mukashov.
Kızun ve Ben 18.15 atv Melodram
/Ç^\ Bir işadamıyla sevgilisi tarafından terk edilen kadının öyküsü. Ha-
x£s lit Refığ'in yönetiminde Gülşen Bubikoğlu. Cüneyt Arkın ve Yıl-
maz Zafer var.
Tarkan Güçlü ~ 18.10 Show TV Macera
/£J\ Tarkan, kalede saklanan altın kılıcı elde etmek için kolsuz kahra-
VH'manla mücadeleye girer. Mehmet Aslan'ın filminde Kartal Tibet,
Hülya Darcan rol alıyor. (1973)
19.451 Kanal 61 Crocodile Dundee 2 Aynntı yanda
Paskalya Töreni 20.20 HBB Müzikal
/f\ (Ester Parade) - Judy Garland ve Fred Astaire ikilisinin beraber
vî' oynadığı filmde, Astaire şarkıcı ve dansçı rolünde. Robert Alton'un
yönettiği filmde Astaire formunun zirvesinde.
Yalancı Yarim 20.35 Show TV Duygusal
/Ç> Fakir bir kızla, âşık olduğu zengin genci birleştirmek için kollan
vH' sıvayan bir avuç mahallelinin öyküsü. Yön: Ertem Eğilmez. Oyn:
Emel Sayın, Tank Akan.
Bitirim Kardeşler 21.40 atv Macera
/J> Hamallık yapan iki kardeş, tesadüfen bulduklan bir bavul yüzün-
^O' den kendilerini beklemedikleri olaylann içinde bulur. Yön: Zeki
Ökten. Oyn: Kadir Inanır, Kartal Tibet.
Babam da Geldi 22.15 TRT 3 Dram
/Ts (Father Come Too) - Balayına çıkan çift kalacak yer bulamayın-
vî' ca. gelinin aksi babasının yanında kalmaya mecbur olur. Yön: P.
G. Scott. Oyn: James Robertson, Justice Leslie.
Borsaüno 22.50 Kanal 6 Macera
(Oı (Borsalino)- 1930'luyıllardaMarsilya'nınyeraltıdünyasındayıl-
^Ü/ dızlan parlayan iki çapkının maceralan. Yön: Jacques Deray. Oyn:
Jean Paul Belmando, Alain Delon.
22.501TRT21Kafes Aynntı yanda
24.001 Show TV I Cadillac Man Aynntı yanda
Modern Aşk 00.15 HBB?
Panik Yok 01.10 Kanal D Korku
s^s (Don't Panic) - Bir ruh çağırma seansı sırasında gençlerden biri-
^•Zs nin bedenine kötü ruh girer ve olaylar gelişir. Yön: Ruben Galin-
do Jr. Oyn: John Michael Bischof, Gabriella Hasell.
Korkulu Köşk 01.15 Kanal 6 Gerilim
<Ov (House of Long Shadcm) - 24 saat içinde bir roman yazacağına bah-
^üs se giren yazar, 40 yıldır boş duran bir köşkü kiralar. Ancak köşk ger-
çekten boş mudur. Yön: Pete VValker. Oyn: C. Lee, Vinvent Price.
Büyük Tezgâh 01.30 atv Macera
fÇ\ (Scam) - Kur yaptığı güzel kadın tarafından soyulan adam, 'gere-
>Ö' keniyapmak' üzere harekete geçer. Yön: John Flynn. Oyn: Chris-
topher Walken, Lorraine Bracco.
. izleyin
O Yerli
Orta Halli
O Yabancı
NDeğmez
TRT 2 oo.2o\ Fransız yönetmen Pierre Granier - Deferre'den iki kişilik film
Lino Ventura ve Ingrid Thulin'in rol aldığı 'Kafes', bir piyesten uyaıianmış
'Oynama' sırası kaduıdaTV Servisi - Uzun zamandan beri eşin-
den ayn yaşayan Julian, eşinin çağnsı üze-
rine yanına gider. Fakat kendisi için hazır-
lanan tuzaktan habersizdir.
Fransız yönetmen Pierre Granier- De-
ferre'in bir piyesten alınan fılmi, birerke-
ğin bir kadının evine gelmesiyle başlıyor:
Julien, Helen'in beş yıl önce boşandığı ve
uzun zamandırgörüşmediği eski kocasıdır.
Erkek, içeri gırdikten birkaç dakika sonra
kadın tarafından tuzağa düşürülür: lçinden
çıkamayacağı koca bir "kafes"tir bu.
Isveçli sinema ve tiyatro oyuncusu Thulin
de Ingmar Bergman'm filmleriyle üne
kavuştu, sonra ulûslararası bir kariyer
yaptı.
1948'lerde sinemaya başlayan Thulin,
birkaç film de yönetti.
Julien, Helen'leyıllarcaoynamışveonu
istediği zaman terk etmiştir. Şimdi erkek-
le oynama sırası kadındadır... Kadın - er-
kek ilişkilennı. "Kurallarını erkeklerin,
erkekler için saptadığı kötü bir oyun"
olarak niteleyen Helen için ilginç bir de-
ney olacaktır bu.
Granier - Deferre'nin 1975 yapımı
"Kafes" (La Cage) adlı filmi, bu kez TRT
2'de ekrana geliyor. Bundan yıllar önce
de TRT 3'te yayımlanan "Kafes", çağdaş
Batı toplumlanndaki kadın-erkek ilişkile-
rini az görülen bir acımasızlık. açıklık ve
gözüpeklilik içinde inceleyen bir film.
"Kafes", iki kişi arasında geçmesine
karşın dikkatle izlenmesi gerekiyor. Bun-
La Cage / Yönetmen: Pierre
Granier - Deferre / Oyuncular:
Lino Ventura, Ingrid Thulin /1975
Fransız yapımı, 85 dakika.
da Lino Ventura ve özellikle Ingrid Thu-
lin gibi iki usta oyuncunun da katkısı var.
Yönetmen Granier - Deferre, Fransız si-
nemasının en büyük isimleriyle düzeyli iş
fılmleri. ruhbilimsel biryaklaşımın her za-
man varlığını koruduğu dram ve serüven-
lergerçekleştirdi.
Kanal 6 i9.4s\ Başroldeki Hogan, aynı zamanda senaryoyu da yazdı
Ekelle uygar
karşı karşıyaTV Servisi - 1987/1988 sinema lümde de rahat edemiyor ve bu kez
''Crocodile', \ew York'un sorunlarına karşı kendi
yöntemlerini kullanıyor.
mevsiminde Türkiye sinemalanna
gelen ilk "Crocodile Dundee" fil-
mi büyük ılgiyle karşılanmıştı.
Peter Faiman'ın, başrol oyuncu-
su Paul Hogan'ın senaryosundan
çektiği güldürü, bütün çekiciliğini
"ilkeP've "uygar" dünya arasın-
daki zıtlıklardan alıyordu. Avust-
ralyanın "vahşi" doğasında turist
gezdirerek geçinen ve kafayı çekip
şarkılarla eğlenen ünlü timsah avcı-
sı(!) Mick Dundee, uygar dünyadan
gelen bir güzelin cazibesine kapılı-
yordu. Kadın. Hogan'ın ününüduy-
muş ve röportaj yapmaya gelmişti.
Derken yeni zamanlann Tarzan'ı ve
Jane'i arasında bir aşk gelişiyor ve
hikâye New York'a kadar uzanıyor-
du...
Büyük kentin belalannı savuştur-
duktan sonra, güzel gazeteciyle
dünya evine giren Mick. ikinci bö-
uyuşturucu çeteleriyle kapışıyor...
İlk bölümdeki kadar olmasa da eğ-
lenceli ve sürükleyici bir serüvenle
karşı karşıyayız. Bir hayli yetenek-
li bir güldürü oyuncusu olan Paul
Hogan, ne yazık ki bu fılmlerden
sonra sinemada pek varlık göstere-
memişti.
Crocodile
Dundee II
Crocodile Dundee II /
Yöneten: John Cornell /
Senaryo: Paul Hogan, Brett
Hogan / Görüntü: Russell
Boyd / Müzik: Peter Best /
Oyuncular: Paul Hogan,
Linda Kozlowski, Charles
Dutton, Hechter Ubary /
1989 ABD Yapımı, 110 dk.
MERCEKLE BAKINCA
MAHMUT T. ÖNGOREN
10Yaşmda...
Nedir 10 yaşında olan?
İnsan Haklan Derneği, 17 temmuzda 10 yaşına
bastı. Türkiye'de ilk örgiitlü ve uzun ömürlü insan
haklan mücadelesinin başlangıcından bu yana 10
yıl geçti. Belki de 100 yıla bedel bir 10 yıl.
insan Haklan Demeği'nin kuruluşu kolay olmadı.
Başvurular sudan nedenlerle geri çevriliyordu hep.
Dilekçeler yeniden yazılıyor. resmi çevrelerin istek-
lerine uygun değışikliklerin ödün verilmeden yapıl-
ması sağlanıyordu.
Sonunda dernek kuruldu. Eğer Türkiye o yıllarda
Avrupa Topluluğu'na üye olmak için başvurmamış
olsaydı, İnsan Haklan Demeği'nin kuruluşu da pek
gerçekleşmezdi sanırım. Çünkü Avrupa'ya dönüp
"Bakın bizde böyle bir dernek var" demenin, hükü-
metlerimize saygınlık kazandırdığı sanılıyordu. Oy-
sa Türkiye'ye gerçekte saygınlık kazandıran 10 yıl
önce başlatılan örgütlü insan haklan mücadelesı-
dir.
İnsan Haklan Derneği ve 1989 yılında aynı der-
neğın içinde kuruluş çalışmaları başlayan ve yine
karşılaştığı zoriuklardan ötürü ancak 1991'in ba-
şında resmen ortaya çıkan İnsan Haklan Vakfı, bu-
gün çok önemli bir noktaya gelmişlerdir.
Nedir bu önemli nokta?
Soruyu önce yurtdışındaki tepkiler açısından de-
ğerlendirmekte yarar vardır. Her iki kuruluş, yurtdı-
şında durup dururken Türkiye'ye saygınlık kazan-
dırmadılar. Ülkemizde örgütlü bir insan haklan ha-
reketinin bulunması. Batı'da her şeyden önce bir
güven yarattı. Türkiye'de antidemokratik akımlara
karşı birdirenişin bulunması, bu direnişin hukuksuz-
luğun egemen olduğu ülkemizde yine de yasal çer-
çevede yürütülmesi. insan hakları ihlallerinin üzeri-
ne Türkiye içinde de gidilmesi ve her bakımdan gü-
venilir insan haklan örgütlerinın yılmadan ve şaşma-
dan çalışmalarını sürdürmesi bu saygınlığın başlı-
ca kaynağını oluşturuyor.
Ne var ki Türkiye 'deki insan haklan çalışmalan,
son 10 yıl içinde Batı'yı hoşnut etmek için yürütül-
müyor. Üstelik bu görev, hiç de kolay gerçekleşti-
rilmedi. İnsan Haklan Derneğı'nin yöneticileri ve
üyeleri baskılar altında tutuldu 10yıldan beri. Kimi-
leri öldürüldü, işkence gördü, cezaevlerıni yoktan
yere boyladı. En azından mahkemelerde ve soruş-
turmalarda sonuçsuz yere süründürüldü. Genel
merkez ve şubeler; gereksiz yere basıldı, kapatıldı
ya da en azından çalışamaz duruma getirildi. Ama
10 yıldır da insan haklan mücadelesine ara verilme-
di.
Artık Türkiye'de insan hakları hareketi durduru-
lamayacaktır. Çünkü özellikle İnsan Haklan Deme-
ği'nin kuruluşu için sağa sola başvuran ve gözal-
tındaki, tutukevindeki ya da cezaevındeki çocukla-
rının işkence gördüğünü dile getiren annelerin ça-
baları meyvesini vermiş ve bu uğurda yürütülen ça-
lışmalar rayına oturmuştur.
Türkiye'deki insan hakları mücadelesi, yurtdışın- •
daki mücadelelerle de bütünleşti. 10 yılda erişilen
noktalardan birı de budur. Böyle bir bütünleşme de
içimizdeki insan hakları akımının durmasını ya da
durdurulmasını engeller. Ama tüm bu olumlu so-.
nuçlar, 10 yıl sonra Türkiye'de bu akıma ve bu mü-;
cadeleye katılanların ve örgütlerin üzerindeki bas-
kıların ortadan kalkmasını sağlayacaktır. Belki bas-
kılar artacak, ama kimse yolundan dönmeyecektir.
10 yıl sonra şu sorular da sorulmalıdır. Bu süre
içinde insan hakları mücadelesini yürüten örgütle-
rin ve insanların hiç mi yanlışı olmadı? Elbette yan-
lışlar vardır. Yanlışların düzeltilmesi için çabalar da
vardır.
Ya Türkiye'de yaşayan ınsanlar, sokaktaki adam
ve resmi çevreler, insan hakları ilkelerini son 10 yıl
içinde ne dereceye dek benimsedi? Eğer bu soru-
ya pek de olumlu yanıt veremiyorsak bunun ne-
denlerini önce toplumsal yapımızdaki çarpıklıkta,
resmi çevrelerin duyarsızlığında ve 'mega med-
ya'nın insan hakları kavramını ve uygulamalarını ki-
mi zaman bilerek haince ve kimi zaman da bilgisiz-
ce çarpıtmasında aramak gerekmez mi?
Çok ilginç bir kitap:
Bemhard Roloff ve Georg SeeBlen, "Ütopik Si-
nema-Bilimkurgu Sinemasının Tarihi ve Mitolo-
y/s/"(Çeviri: Veysel Atayman) Alan Yayıncılık, Istan-
bul, 1995.
showTv 2^oo|Roger Donaldson'ın filmi New York sokaklanyla renklendirilmiş
Hovarda araba sabcısı relıiıı ahnınca.•.
Yönetmen: Roger Donaldson /
Oyuncular: Robin VV'illiams,
Tim Robinson, Pamela Reed,
Fran Drescher, Zack IN'orman/
1990 ABD yapımı, 97 dakika.
SEVİN OKYAY
Roger VVilliams, Donaldson'ın
filminde, ağzı kalabalık. atılgan ve
hovarda araba satıcısı JoeyO'Brien'ı
oynuyor. Joey, kansından aynlmış,
boğazına kadar borca batmış. Işini
kaybetmenin de eşiğmde. O hafta so-
nunda işini, metresinı. diğer sevgili-
sini, Mafioso hamisini ve kızrnı kay-
betme tehlikesiyle karşı karşıya. Bir-
den onunla birlikte çalışan kadınlar-
dan birinın, şirketin sekretennin (Sci-
orra) kocası Larry (Robbins) çıkage-
liyor. Bütün cınleri tepesinde. basit.
hatta ağır zekalı ve boynuzlu bir ko-
ca bu. En azından, kendisi kansının
biriyle ilişkide olduğundan emin (ve
haklı). Elde silah, hem Joey'i, hem de
o sırada galeride bulunan herkesi re-
hin alıyor. Kansının sevgilisinin kim
olduğunu öğrenme talebinde bulunu-
yor. Can kaygısına düşen Joey; bir
SWAT ekibi, TV ekipleri ve New
York halkı sokağa yığılırken, çeneye
kuvvet, Larry'nin kimseyi vurmama-
sını ya da herkesi havaya uçurmama-
sını sağlamaya çalışıyor. Donald-
son'ın fılmi, gerçi seyircinin ilgisini
çekti, ama iyi bir film olduğu söyle-
nemez. Ancak, bazı iyi diyaloglan
var. Özellikle rehin alma olayı sıra-
sında NVilliams ile Robbins'in arasın-
daki uzun konuşma hayli iyi. Ne var
ki film çok ağır başlıyor, bir türlü de
istikrar kazanamıyor. Bir hızlanıyor.
bir sarkıp yavaşlıyor. sonra yeniden
hız kazanıyor. Denge tutturamadan
komediden melodrama, melodram-
dan komediye geçiyor. Williams"a
gelince, alışkın olduğu dinamik oyu-
nu bırakıp 'düz' oynamak zorunda
kaldığı zaman, Kevin Kline'ın küçük
boy bir suretini hatırlatıyor. Filmin
orijinalinde, aksanını da iyi ruttura-
mamıştı. New Yorklu bir Italyan ak-
sanı konuşuyordu herhalde ama, za-
man zaman bunu unutuyordu sanki.
Çok iyi bir komedyen olduğunu bil-
sek de fılmde. özellikle Donaldson
dümeni kınp komedi dışmda alanla-
ra yöneldiğinde, düşüşe gıriyor. Ge-
ne de doğal enerjisine diyecek yok.
Robbins ise Larry'de unutulmaz bir
karakter çiziyor. lncinmiş, kendini
haksızlığa uğramış hisseden, ne olup
bittigini de tam anlamıyla kavraya-
madığı halde intikamını almakta ka-
rarlı sıradan küçük adamda (fıziki
olarak değil, elbette), filme hayat ve-
ren unsur o. New York sokak sahne-
lerindekı oyuncular, özellikle de gar-
son kadında Lauren Tom, Donald-
son" m filmine renk katıyor. Doğrusu,
filmin de bu renge ihtiyacı var. Robin VVilliams 'Cadillad Man'de doğal enerjisiyle dikkat çekiyor.
NECEF AKRA
Artık ıyiden iyiye maskaralık ha-
lini alan bazı özel TV'lerin haberle-
ri, Ali Kırca'nın, Sezen Aksu kase-
tinin tanıtımı ile doruk noktasına çık-
tı. Âşık Daimi'nin 1970'li yıllarda
dillerden düşmeyen "Bu da gelir,
bu da geçer, ağlama" adlı aşk de-
yişi, Kırca'nın haberlerinde Sezen
Aksu'nun konukluğu eşliğınde Tür-
kiye'nin etnik sorunlannı bir çırpı-
da hallediverdi. Aksu, bu arada La-
tinlerin güneşin doğudan doğduğu
üzerindeki derin görüşlerini dile ge-
tirirken Bartok'tan da bir iki laf sı-
kıştırmayı ihmal etmeyerek Latin-
ler. Bartok, Anadolu kültürü, Daimi
derken İMÇ'den oluşan ve kapağı
Bizans mozaiklerini anımsatan bir
sentezı oluşturuverdi. Olur mu, olur.
Huıcal Uluç da okey verdikten son-
ra bu işi Sezen Aksu yapmayacak da
kim yapacak? Daimi'nin deyişini
Ali Kırca'nın özet şiiriSezen Aksu'ya mal etme sürecini
doğrusu Ali Kırca büyük bir maha-
retle yerine getirdi. Ali Kırca, bu-
nunla da kalmadı ertesi gün gazete-
sinde Sezen Aksu'nun çeşitli şarkı-
lanndan alıp kınp sardığı mısralarla
gördük ki bir de şiir yazmış. Haber-
lerde de okumuştu, herhalde gazete-
de yazılı bir belge de bırakmak iste-
di.
Görünen o ki ulusal yayın yapan
bir televizyonun haberleri, ciddi bir
tedaviye ihtiyacı olduğu açıkça orta-
da olan Ali Kırca'ya emanet edilmiş
durumda. Bütün bunlan yaparken
bir aşk deyişini Türkiye'nindurumu
ile özdeşleştiren Kırca, hesapta de-
mokrasi adına attığı dev adımlanna
bir tanesini daha eklemış oldu. As-
lan demokrat Ali Kırca, demokrasi
adına haberlerine Selda'yı çağırsın
da mesela, "Fadike" adlı şarkıyı
söyletsin... llle "Fadike" olması
şart değil. Şarkıcının uğruna hapis-
lerde yatmayı göze aldığı öz be öz
Türkçe çok şarkısı var. Haydi Ali
Kırca, görelim seni!
Bunca saçma sapan, ipe sapa gel-
mez şaşırtmanın ardındaki en önem-
li gerçek ise kaset satışının, Da-
imi'nin deyişi ile Alevi tüketicilere
cazip hale getirilmeye çalışılmasıy-
dı. Sonucu merakla bekliyorum. Ba-
kalım Alevi yurttaş-tüketıcilerimiz
medyanın bu kapanına 200 bin lira-
lannı kaptıracaklar mı? Eğer kaptı-
nrlarsabirdahaki seferyanlannado-
mates biber alarak kebap olmaya git-
melerini tavsiye ederim. Ve bilsinler
ki bu sefer arkalanndan gözyaşı dök-
mem.
Türkiye'nin bu kadar zavallı bir
hale ancak medya kazuletleri tara-
fından getirilebileceğini ne kabul et-
mek ne de düşünmek ıstıyorum. Bu
düşünceleri üreten zavallılardan kur-
tulmamız ise bizlerin bireysel za-
valhlığı olmalı.
Bu süreç içinde gazetenizde ya-
yımlanan iki yazı ise önümüzdeki
yüzyıllara belge bırakmak açısından
çok önem taşıyordu. Selim Ileri'nin
"Ne Şarklı Ne Garplı" adlı yazısı
ile Doç. Dr. Şermin Tekinalp'ın
"Medya Denetimi Üzerine" baş-
Iik.li yazısı. Doç. Tekinalp'in
"....Gerçek demokratik kamu
medyasım kuracak kitle örgütü
çok geçmeden oluşacak ve 21. yüz-
yılın başlarına damgasını vura-
caktır" sözleri.. Umudun kaybol-
madığının "beyaz sahife" üzerinde
birışıltısı>dı. Umanm KültürBaka-
nı köşe yazarlannın şaşırtmalan ile
ne idüğü belirsiz bir kasetin peşine
gitmek yerine bu yazınin peşine
düşer.
Selim tleri ise yürek yakan yazı-
smı şöyle bitiriyordu: "Bugün Yu-
nus ya da Montaigne'i değil, Tar-
kan'ın Amcrika'da yabancı dil öğ-
renip öğrenmediğini, Mırkclam'ın
nereye koştuğunu merak ediyo-
ruz. Tarkan yabancı dil öğrense
ne olacak, Mirkelam'ın nereye
koştuğunu çözsek ne olacak? Bu-
nu diişünmüyoruz. Dört bir yanı-
mızı kuşatmış alevler umurumuz-
da değil. Yanıyoruz, umurumuzda
değil.'
Yanıyoruz Ali Kırca. Unutma bu
çıkardığın yangın seni de yakar. Ve
bu sefer gerçekten yaktın. Gözleri-
mizle gördük, kulaklanmızla işittik.