29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 MART 1995 ÇARŞAMBA 12 DIZIYAZI Kilise,kadını evebağlıyor• Isa'nın getirdiği yeni dinde kadınların bazı kazanımları olmakla birlikte, Ahdi Cedit'te yer alan hükümler göstermektedir ki Hıristiyan şeriatında da kadın "Ikinci sınıf kuldur". "Çocuk doğurma, evde çalışma, erkeğin buyruğunda olma" yine kadınm görev ve yükümlülükleridir. • Kilise, kadından isa'nın öngördüğü 'sevgi'yi de esirgemiştir. Bunun en açık örneklerinden biri, dördüncü yüzyılda yaşanır. Hıristiyanlığı reddeden, dünyanın "İlk bilim kadını" Hypatia, dönemin İskenderiye Patriği Kirilyus'un hedef göstermesi sonucu parçalanarak öldürülür. Oysa Hypatia'nın babası Theo da bir bilgindir, o da Hıristiyanlığı reddetmiştir. Aziz Paul'ün Roma'da tu- tuklanıp konduğu hapisha- neden. ögrencisi ve ardılı olarak gördüğü Efes Pisko- posu Timestosa'ya yazdığı veötekilergibi Ahdi Cedit'te yer alan mektuplarda da ka- dının konumu kesınleştirilir. "Kadın tam bir tabivetle (bağımlılıkla) sessiz olarak öğrensin. Fakat kadınm öğ- retmesini' ve erkeğe hâkim obnasma izin vermem,ancak sükûtta olsun. Çünkü önce Adem sonra Havvayaranidı; ve Adem aldanmadı, fakat kadın akiandı, suçadüşfii (...) çortıkdoğurması ile kurtula- cakbr. (._)Eğer kadın evi hal- kına bakmazsa, imanı inkâr etmiştir ve imansızdan daha fenadır." Bu mektuplarda belirtilen istekler, ilkeler, vaptınmlar tncfl'lerdekilerle eş değerli- dir. Hırisriyan şeriatında; tıp- kı Sünnet'ın (kısacası Hadis- lenn) tslam şeriatında Ku- ran'Ia bir tutulması gibı. Kadına yeni görev Işte bu rnektuplardan bir başkasında da Aziz Paul: "Kadınlar kocalannı se- ven, çocuklannı seven. tern- kinli, iffedi, evde çaüşan ve kocalannatabiolacak 'eşler' oimak üzere terbiv e edilecek- lerdir" dı>e yazar. (Titus'a Mektup) Öte >anda, kadınlann bil- dirilen bu yükümlülüklerine, bu görevlerine Hıristiyan şe- riatında bir yenisi daha ekle- nir. Bu görev; Isa'nın gezile- rinde konuk olduğu bir evde. evsahibi kadınm O'nun ayakJannı değerli bir yağla yağlaması. meshetmesiyle başlar. Bu olay, Luka In- cil'inde şöyle anlatılır: ~Kadın, Isa'nın ayaklannı ağlayarak gözyaşlam la ıslat- maya başladı ve saçlanyla sil- di ve onlan öptü, vağladı." (Luka7<37) Aziz Paul bunu kadınlann yapmalan gereken görev len arasına yerleştirir; kilise top- luluğuna alınacak kadınlar- da aranan koşullardan bir ta- nesini de bu görev oluşturur. Ermiş Paul bu durumu ka- dınlann: "Eğer çocuklannı büyüt- Italyan ressam Giovanni Bellini çarmıhtan indirilen İsa*yı böyle betimliyor. Isa öğretisinde 'sevgi'yi hep ön planda tutma- müş, eğer misafır kabul et- s m a karşın, onun ardından gerek kilise gerek yöneticilerin bu ilkeyi kadından hep esirgedikleri ve uzak tuttuklan görülür. miş, eğer mukaddesk'rin paramparça edilir. Günümüzde de din adam- lannm artık böyle bir eyle- min başını çekmediklerini düşünürsek yanılınz. 1970'lerde Türkiye'de, Kon- ya'da, "Şeriat isteriz" diye- rek yürüyen kalabalığın önünde yer alan mahalle ımamı, şeriat düşmanı ola- rak genelevde çalışan bir ka- dını gösterir. Konya'da şeri- atın uygulanmamasının ne- (kutsal kişilerin) avaklannı yıkanuşlar- sa" kiliseye kayıtlannın yapılarak kâbul edilebileceklenni bıldinr. (Timoteos'a) 'Karısını seven, kendini sever' "TanrTyı bütün yüreginizle seviniz" diyen Isa, bu ilkenin hemen ardından, "fnsanlann. komşulannı ve birbirlerini se\Tnelerini" de istemışti. Bu insan sev- gisinin kadın-erkek ilişkilerindeki anla- mı. Aziz Paul tarafından şöyle yorumla- nıp biçimlendirilır: u Eyerkekler(™) Mesih'ir. kiiiseyisev- diği gibi kanlannızı sevin. Böytece koca- lar kendi eşjerini, kendi bedenleri gibi sevmeye borçludurlar; kendi kansını se- ven, kendini sever." (Mafta 22 40) Kadın erkekten yaratıldığına göre Aziz Paul'ün bu yorumunu haklı gör- mekgerekir. Eşi tarafından "kendibede- ninin bir parçası olduğu için sevilen" ka- dın, tıpkı Musa'nın kavminı Mısır'dan çıkanrken yaptığı sayımın kadmlan ıçer- medıŞi gibi (Sayılar I 44). İsa da kendi- ni dinlemeye gelenlerin: "Kaduılar ve çocuklandan başka beş bin erkek kadar" (Matta 14 21) olduklannı belirtır. Evet. bu yenı dınde kadınlann bazı ka- zanımlan olmakla bırlikte, Ahdi Ce- dif'ten aktanlan bu alıntılar bize göster- mektedir ki Hıristiyan şenatında da ka- dın "İkinci sınıfkuldur". "Çocukdoğur- ma, evde çalışma, erkeğin buyruğunda olma" yine kadının görev ve yükümlü- lükleridir. Birdüşünürün dediğı gibı: "Kadına yalnızca konumunun yü- kümlülükleri verilmif, ama haklan veril- memtstir.'' KlHse'nln esirgediği sevgi Öte yanda Isa'nın, 'sevgi'yi hep öne sürmesine karşın, onun ardından gerek kilisenin gerek yöneticilerin bu ilkeyi kadından hep esirgedikleri, uzak tuttuk- lan görülür. Örnegin, dördüncü yüzyıl- da, Hıristiyanlığın yayılıptutunduğunda, dönemin ünlü dın adarnı İskenderiye Patriği aracılığı ile sevginin, hoşgörü- nün kadından ne ölçüdeesirgendiği, do- lasıyla bu yolla yapılan aynmcıhk, tari- he geçecek biçimde sergilenir. İskenderiye'de yaşayan. ama Hıristi- yanlığı reddeden ve dünyanın "tlk bilim kadını" olan matematikçı ve düşünür Hypatia bu tutumun ilk hedefi olur. Ün- lü Patnk Kirüyus, onu, Hınstiyanlarla paganlar arasındaki sürtüşmenın tek ne- deni olarak gösterir. Oysa Hypatıa'nın babası Theo da bir bilgindir. o da Hıris- tiyanlığı reddetmiştir. Ama Hypatia'nın kadın olması hedef seçilmesi için yeter- liydi. Sokakta arabasından indirilen Hypatia'nın üstündekılerçıkanlır, İsken- denyesokaklanndaçmlçıplak dolaştın- hr, sonunda kiliseye götürülerek orada denicuvvetzoruyiaçıkanian kadın, çmiçıpiak Konya so- kaklannda dolaştınhr. Hypatia'dan bunca yüzyıl sonra, yine aynı görüşûn egemen olup sürgitmesi, in- sanhk açısından elbet çok düşündürücüdür... Kuran. Tevrat ve Incll'l benlmslyor Son 'vahy' dini olan Isla- mın kutsal kitabı Kuran'da kadın için belirlenenleri ak- tarmadan önce kimi değer- lendirmelerin anımsatılması geregi vardır. Yazı dizisinin başlannda da belirtildiği gi- bi. gerek Hıristiyanlığın ge- rekse Müslümanhğın ilk 'vahy' dininin bir türevi ol- dugu ileriye sürülür. lslam kaynaklan bu konudaki gö- rüşlerini, her iki dinin kitap ve şeriatının benimsenmesi biçiminde ortaya koyar. Ni- tekim. Kuran,bu dınlerin ki- taplan olan Tevrat'ı, fncil'i. yalnızca ilahilerden oluşan Davut Peygamber'in kitabı Zebur'u da kabul eder, onay- lar. Kuran"m pek çok sure- sinde bu durum belirtilir. Ör- neğin ÂIi Imran suresinin üçüncü ve dördüncü ayetle- rindc "Kendinden önceki kitap- lan dogrulayan Hak Kita- bı'nı sana indirdt Daha ön- ce inananlara yol gösterici oiarak Tevrat ve İncü'i de in- dirmişti" biçiminde yer alır. Aynca bu kabul, Bakara su- resinde: "Tevrat'ı doğrulayan Ku- ran'a inanın" biçimindeki 41. ayetle de pekiştırilir. Bu bakımdan hem lslam şeri- atında hem Musa şeriatında geçerli olan ortak yaptınm- lar arasında. hırsızlık yapa- nın eli kesilmesi, sünnet zo- runluğu, domuz eti yasağı. ölmüş hayvanm murdar oluşu, hayvan kurban etme. adak hayvanmın sağlıklı olması zorunlugu, kazancın ve malin ze- kâtının verilmesi, öldürenin öldürülme- si, göz yerine göz, el yerine el, yani 'lo- sas'ın uygulanması, köleliğin geçerli ol- ması gibi pek çok örnek gösterilebilir Buna karşılık Tevrat'ta yer almayan, ama Hıristiyanlığın temellerinden olan 'ötedüma' (aiıiret) öğretisi, Isiamda da 'cennet-cehennem' inanışı ile genişleye- rek sürer. Öte yandan, Hıristiyan şcriatmın benimsediği "Tek kadınia ev- filik", (slamda geçerli olmaz. Yarın: İslam şeriatının kadına bakısı 'Pamıık Prenses'in Ölümü 9 üzerîne NECATİGÜNGÖR TYS Genel Sekreteri Istanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu, 7.2.1995 tarihli bir kararla. Fransız yazan Jeanne Cordelier'nin "Pamuk Prenses'in Ölümü" adlı romanını. 5680 sayılı Basın Yasası'nın 33 1. maddesine dayanarak, yaklaşık 25 milyon TL para cezasına çarptırmış ve aynca adı geçen kitabın poşet içinde satılmasını uygun görmüştür. Batılı demokratik toplumlarla aynı kulvarda koşma iddia ve çabalannın yoğunluk kazandığı günümüz Türkiyesi'nde, çağdışı mantık ve ölçülerle edebi eserlere ceza bıçen anlayışlann ülkemizde hâlâ egemen olması, kaygı boyutlannın ötesinde. dehşet ve ıbret vericı bir olaydır! Yazar ensesti övmflyor "Pamuk Prenses'in Ölümü" adlı romanda, yazar, dünyanın her yerinde benzerlenne rastlanan çarpık bir eğilimin alrını çizmektedir. Bir başka deyişle. romanda, küçük kız çocuklanna tasallutta bulunan aile büyüklerinin hastalıklı varlığından doğan tehlikeye karşı ilgili herkesin'dikkatlen çekilmek istenmiştir. Vazar, ensest adı verilen bu sapkın eğilimı övmüyor, desteldemiyor, hoş göstermiyor... Konunun cinsellik boyutunu ön plana çıkarmıyor. • Yasalara, geleneklere, din kurallanna, kamunun ahlak anlayışına ters düştüğü savıyla -üstelik objektif ölçütler yerine indi değerlendirmeler yaparak- topluma karşı görevlerini yapmaktan öte kaygısı olmayan yazarlan. gazetecileri, bilim adamlannı cezalandırmaya kalkışırsak, bu tutum, gerçekte failleri bırakıp tanıklarla uğraşmaktan başka hiçbir anJama gelmez! Tersine, edebi bir çerçeve içinde. bu tür eğilim içinde bulunan büyüklerin varlığına karşı uyanık olunmasını ıstiyor. Hukukçulann, psikologlann, pedagogların. sosyologların dikkatlenni, ilgi alanlanna giren bir gerçeğe çekjyor. Böy lesine bir gerçekJik karşısmda suçlu kimdir? Olayı ko\xışturan yasa adamının, bu sorunun yanıtını bütün boyutlanyla ele alması gerekmez mi? Yazara. kıtaba. yayıncıya, çevirmene ceza biçmek. ışın en kolay ve yanıltıcı yanıdır. Küçükleri koruma adına sağlıksız bir y aklaşımdır. Yasalara. geleneklere. din kurallanna, kamunun ahlak anlayışına ters düştüğü savıyla -üstelik objektif ölçütler yerine indi değerîendirmeler yaparak- topluma karşı görevlerini yapmaktan öte kaygısı olmayan yazarlan, gazetecileri, bilim adamlannı cezalandırmaya kalkışırsak, bu tutum, gerçekte failleri bırakıp tanıkJaria uğraşmaktan başka hiçbir anlama gelmez! "Pamuk Prenses'in Ölümü" adlı yapıtta açıkça görülüyor ki yazar, aıle içinde büyüklerin cinsel tasallutundan. savunmasız, korunmasız küçük yavrulan korumak düşüncesini savunuyor. Yazann bu açık amacına karşın. romanı poşete sokma. yâyıncısı ile çevirmenini cezaya çarptırma yönünde karar veren yetkililer, yasa koyucular, yasa uygulayıcılan neyi savunduklannı sanıyorlar? Bunu anlamakta doğrusu güçlük çekiyoruz! Yanlış saptama Suçun kaynağını, asıl müsebbibi görmezden gelerek. toplumda suç işlenmesine karşı önlem alınmış olmaz. Suçlulan bırakıp masumlan ve tanıklan cezalandırmaksa, ınsanlık ve hukuk tarihinde eşine az rastlanır ölçüde karakuşı bir uygulamadır. Konusu cinsellik olan, cinsel sapkınlıklan anlatmak olan her kitabı cezalandırmaya kalkışırsak eğer, en başta, ceza hukukunun "Cinsel Suçlar" bölümünü yedi kat poşete sokmamız gerekmez mi? Vagına'nın, hymen'in, anus ve rektum'un cinsel şiddet karşısındaki durumlannı resimlerle anlatan adli üp kitaplannı gençlere sunmanm ardında suç unsunı aramak durumunda kalabiliriz! Şaraba kıap, asma kesmek Aynı sağlıksız yaklaşımJa, şarap yapılıyor diye, şarap içenler sarhoş olup olay çıkanyor diye üzüm kürüklerine suç isnat etmeniz de mümkündür! Özetle söyleyelim ki, edebi ya da bilimsel bir yapıtı yargılamaya kaikışırken, cıhz bir kültürün ayarsız tartısını kullanmaktan özenle kaçınmak gerekir. Birtakım incelikleri gözetmeden. yasa kurallannı kıyıcı bir satır gibi kullanarak kitaplar hakkında karar ve hüküm vermek, tarih önünde bizleri küçültür. Adaletin hassas terazisinde bir edebiyat eserini tartmaya kalkışmak, yalnızca yetki değil, yetkinlik de isteyen bir niteliğe sahip olmayı gerektirir. ÇAY İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÖDEME EMRİNÎN İLANEN TEBLİĞİ DosyaNo. 1994,770 Alacakh: Ergül Karakaya Vekılı: Av. H. Burhan Hayran. Cumhuriyet Caddesi, Çay Borçlu: Mehmet Kaya, Göcen Köyü, Çay Borç mıktan: 17.049.000 lira ve masraflannın tahsıli. Takip mesnedi: 17 Aralık 1993 tanzim ve2.7.1994 vade tarihli 23.000.000.-, 17Aralık 1993 tanzimve 2.7.1994 vade tarihli 6.700.000.- bono. Borçlu adına çıkanlan ödeme emri bila teblığ ıadc edildiği. zabıtaca yaptınlan adres tespiti sonunda da tebligata yarar adresinin tespiti müm- kün olmadığından bu kerre ödeme emri ile bono suretinın tarafınıza 7201 sayılı adlı tebligat kanununa müsteniden ve ilanen tebliğine karar ve- rilmiş olmakla; Yukanda yazılı borç ve masraflan. ilanın gazete yayın tarihınden itibaren 25 gün içinde ödemeniz, takip mesnedi senet kambiyo senedi niteli- ğine haiz değilse ve takip dayanağı bono altındaki ımzaların tarafınıza ait olmadığı takdirde 20 gün içinde ayrıca ve açıkça îcra Tetkik Mercıı Hâ- kimliği'ne şıkâyet ve itıraz etmenı?, aksi takdirde icra takibındeki kambiyo senedi altındaki imzalann sizden sadıre sayılacağı, imzanızı haksız yere inkâr ederseniz takip konusu alacağın % 10'u oranında para cezası ile mahkûm edileceginiz, borçlu olmadığınız veya borcun ıtfa veya ım- hal edildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı hakkında itırazınız varsa bunu sebepleri ile birlikte 20 gün içinde tetkik merciıne bildirerek mer- ciden itirazınızın kabulüne daır bir karar getırmedığıniz takdirde cebn ıcraya devam olunacağı, itiraz edilmediği ve borç ödenmediğı takdirde 25 gün içinde 74. madde gereğince mal beyanında buiunmanız. mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursanız hapisle ceza- landınlacağınız hususu ödeme emri ile bono sureti yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ ve ihtarolunur. 06.03.1995 Basın: 12925 POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL . .Yol Bize Yakışırdı. Bir dönemin en doğurgan şairi kimdi diye soracak olursanız akla Fazıl Hüsnü Dağlarca gelirdi; hangi cebine elinizi atsanız bir tomar şi'ır çıkardı. "Havaya Çizilen Dünya"dan sonra çıkardığı, "Çocuk ve Allah" tuğla gibi kalındı. Daha sonra çıkan krtaplan onun ye- rini tutmadı, inceydi. Doğurganlıkta Dağlarca'nın yerine kimi koysanız tutmaz. Ama gene de yerini tutacak birileri bulunur. Gözüme Ruşen Hakkı çarpıyor, hangi dergiyi açsa- nız adına ve şiirine rastlarsınız. Her şiirinde kendini yeniler, şiirlerine yeni biçimler verir. Zaten şiir de söz- cüklere yeni biçimler vermek değil midir? Nerede bir şiirine rastlasam ilgi ve beğenıyle sanlınm. "Ka^'"dergisini elbette bileceksiniz. Edebiyat, sa- nat, düşün dergisi... Burhan Günel dostumuz bu dergiyi 9 yıldır bıkmadan, usanmadan, sabırla çıka- rır. Bu ayda 90-91 'den sonra 92-93'ü birden çıkar- mış. Işte Ruşen Hakkı'nın "Uzun Yürüyûş"şiirine bu- rada rastladım. Son zamanlarda böyle dört dörtlük şiire rastlamıyordum. Şiiri birinci okuyuşta duraksa- dım. Ikinci okuyuşta kendime geldim. Uçüncü oku- yuşta tadına vardım. Eskiden gözden kaçan bu gibi şiirleri Ataç arar, bu- lur yorgunluğumuzu giderirdi. Ataç gitti, onun şiir yöntemleri de bitti. "Uzun Yürüyüş" şiiri şöyle: Giderüik, yol bize yakışırdı... Bir türkü: Gesi bağlannda bir top gülüm var... Bir fılm: Dönüşû Olmayan Nehir, bir göz: ama Elsa'nın değil, bir söz: ki sözlümüzden daha yakın akar kurşunun ete saplandığı yerden. Giderdik, hep bir şeyler kalırdı geride çünkü hep kendimize sürgündük bahann patladığı yerde bırakıp adımızı adres niyetine yürürdük iodosa yakalanmış gibi çalkalanırdık, sesimiz batardı yüzûnüzün körfezinde. Bir merhaba, sonra giderdik, yol bize yakışırdı... Şair Metin Demirtaş, Antalya'da yayımlanan "In- san"dergısini (kendisi için özel sayı var) birkaç satır- lık birmektupla banagöndermiş; anımsadığı için çok teşekkür ederim. Daha önce ilhan Selçuk, köşesinde bu dergiden ve Metin'den nefis biryazıyla söz etmişti, unırtulmaz. Metin'in bana yazdığı mektup şöyle: "İnsan 'ın Nisan sayısı, Enver Gökçe özel bölümü ile yayımlanacak. Enver Ağabey için bir-iki satır olsa gönderirseniz, sevinirim." Şair Enver Gökçe için, geçen yıl, Ankara'daki "an- ma gecesi"nde kısa bir konuşma yapmıştım. Çocuk- luk arkadaşım. Denizciler Caddesi'nde büyüdük, Dil/Tarih'te okuduk. Türkiye Gençler Derneği tutuk- lamasında birlikte yattık. Enver, birşairden çok, başanlı birörgütçüydü. Gir- diği yeri sıcakkanlılığıyla hemen eline geçirir, örgüt- lerdi. Nitekim yazı ve şiirden değil, örgütten yatmış- tır. Gizli partinin yılmaz bir militanı olmuştur. Oturuşu kalkışıyla bir şairdi. Çok şiiri yoktu. Ne ka- dar varsa hepsinin anlaşıldığını sağlığında görmüş- tür. Anlaşıldığı için şanslıdır. Anlaşılmak, bir şairin mutluluğudur. Hem politika yapacaksınız, hem şiir yazacaksınız, hem de her yö- nünüzle anlaşılacaksınız. Bu bakımdan Nâzım Hik- met başta gelir. Enver Gökçe, şanslı bir politikacı olamamış, ama şanslı bir şair olmuştur. Şiirierinin elden ele, ağızdan ağıza dolaşmasından belli değil mi? Enver'i anarken, "Olüm, adın kalleş olsun!" diyoruz. Kalleş olsun!.. B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Halk dilinde pancara verilen ad. 11 Keskin ko- kulu doğal mad- de... Boyacılıkta ve yaldızcılıkta astar olarak kulla- nılanbirtûrzamk. 3/Alçalma, baya- ğılaşma. 4/Yüz metre kare tuta- nnda yüzey ölçü- sü birimi... Ço- cuk. 5/ Sahip... Kadastro hantala- nnda parseller topluluğu... Hollanda'nın plaka ışareti./6 Alevı-Bektaşı törenlerine ve- rilen ad... Fazla bön, avanak. 7/ Malezya halkına özgü bir tür öldürücü delilik... Traje- di ile komedi arasında yer alan sahne yapıtı. 8/ Etli, yu- varlakça ve şişkin olan sap kısmı yenen lahanaçeşidi. 9/ Roma mıtolojisinde avcılar tannçası... Rütbesiz asker. YUKARffiAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlılar döneminde Tuna'da kullanılan çektiri türün- den yük gemısı. 2/Yapay reçine verniğı ve tutkalı üretimin- dekullanılan beyaz vebillursu toz... Halk edebiyatı şiirtür- lerinden bıri. 3/fçinde tohum ya da krizalit bulunan korun- cak... Düılenmek içuı çalışmayaara verme. 4/Arrurler... Ya- şamsal sıvı. 5/ Kımilen uğur sayar... Türk resim sanatında önemlı bir grubun ad olarak benimsedigı harfın okunuşu... Baryumun simgesı. 6/Angola'nın başkenti. 7/Hisse. pay... Keman yayı. 8/Kökü sürgün kesici olarak kullanılan bir bıt- kı. 9/ Kapalı bır yerin ısı ayarlamasını sağlayan aygıt. ÇORUM ASLİYE İKlNCİ HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1992/184 Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü vekilı Av. Nurcan San tarafından Serpıl Demirkaya ve Eser Mühendislik Lmt. Şti. aleyhine açılan tazmınat davasının yapılan yar- gılamasında verilen karar gereğince; Zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar veril- miştir. Davalılardan Eser Mühendislik Lmt. Şti.'nin adresı zabıtaca tespıt edilemediğinden karann ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla işbu ilanın yayımlandıgı tanhten itibaren 15 gün içinde davalı Eser Mühendislik Şirketı tarafından temyiz edılmediğı takdirde karann kesınleşe- ceğı, davalı şırkete karar tebliği yerine kaun olmak üze- re ilanen teblığ olunur. Basın: 12923
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear