25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç # Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkava • Yazıişlerı Müdürleri: ıbrahinı Yıldız. DinçTayanç (Sorumlu). # Haber Merkezı Müdürir Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Habcrlcr: Ergun Balcı • Istıhbara! Yalçın Çakır • Ekonomı Bükrıt Kızanhk» Radyo-TV U> gar Eremektar • Kültür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Vücelman • Yurt Haberlen Mehmet Saraç # Makalelen Sami karaören • Çevın Seyfettin Turhan • Düzeltme- Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu Yayın Kurulu: Iltıan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke, Özgen Acar, Hikmet Çetinkava, Şükran Soner. Ergun Balcı, Dinç Tayanç, İbrahim Yıldız, Orhan Bursaİı, Mustafa Balbav. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbaj • Haber Müdürü Doğan Akın Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel- 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 •tzmir Temsilcisi: SerdarKızık, H. ZiyaBlv. 1352 S. 273 Tel 4411220, Faks: 4419117 • Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, tnönü Cd. 119 S. No 1 Kat:l. Tel: 3522550, Faks: 3522570 MüesseseMüdürü: ErolErkut• Koonimatör. AhmetKorukan#Muhasebe Bülent Yener 0 ldare Hüse\in Gurer 9 Ijletme: Önder Çelik • Bılgı-lşlem Nail İnal 0 Bılgısayar Sıstem Mürüvet Çiler # Reklanr Reha Işıtman # Halkla llışkıler Nurten Berksoy Yayımla>an ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş Türkocağıcad 3941 Cağaloglu 34334 lst PK:246 lstmbul f d (0 212) 512 05 05 (20 hat ı Faks (0 212ı 513 85 95 MART 1995 lmsak: 4.52 Güneş: 6.16 Ögle: 12.21 îkindi: 15.35 Akşanr. 18.12 Yatsı: 19.31 Gülersoy'a göre, köşk ve kasırlann durumlan 2 ay içinde kesinlik kazanmazsa bahçelerinden hayır kalmayacak GuDer, ortancalar kuruyup gidecek Kış modasında yeni arayışlar • Haber Merkezi - ltalyan modacı Gianfranco Ferre'nin 1995-1996 sonbahar/kış modelleri Mılano'da 4-10 mart tarihleri arasında gerçekleştirilen bir dizi moda gösterisiyle modaseverlerin beğenisine sunuldu. Kış giysilerini görmek üzere gösterilerin son gûnünde gösteri salonuna gelen izleyiciler, yan çıplak bir mankeni görûnce oldukça şaşırdılar. Sıradışı çalışmalanyla tanınan Ferre'nin bu modeli, kış soğuğunda biyolojik nedenler yüzûnden pek tutulmayacağa benziyor. (Fotoğraf: REUTERS) Istanbul'da hava kipliliü • İSTANBUL(AA)- Istanbul'da son 24 saat içinde yapılan hava kırliliği ölçümlerinde, Sağhk Bakanlığı îstanbul Bölge Hıfzısıhha Enstitüsü Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, kükürtdioksit konsantrasyonu için kısa vadeli sırıır değer olarak belirlenen metreküpte 400 mikrogram, Bakırköy'de 636, Bayrampaşa'da 693, Gaziosmanpaşa'da 656, Fatih'te 550, Beyoğlu'nda 653. Şişli'de 631 ve Göztepe'de 647 mikrogramla aşıldı. 'Kadmlar Tarihini Amyor' • İstanbul Haber Servisi - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen etkinliİder arasında "Kadınlar Tarihini Anyor" başlıklı tartışma toplantısı bugün Kadıköy Kültûr ve Sanat Merkezi'nde yapılacak. Caddebostan'daki merkezde saat 11.30'da bir dinletiyle başlayacak tartışmada Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı, Kadın Eserleri Kütüphanesi, Pazartesi dergisi ve Kadın Emeği Güçlendirme Vakfı temsilcileri, "kadınlar tarihini kadın hakları açısından" ele alıp değerlendirecekler. Fotoğraf sanatçısı tzzet Keribar'ırî "Dünya Kaduvlan" konulu dia gösterisiyle sürecek olan etkinlik, saat 15.30'da Seda Güler, Türkan Ankan, Filiz Koçali ve Güliz Kaptan'm konuşmacı olarak katılacaklan "Parlamento kadınlara açık mı?" konulu panelle sona erecek. LEYLA TAVŞANOĞLU tstanbul halkını birkaç aydır ıyice tedirgin eden kent içindeki köşkler ve kasırlar tartışması büyük olasılıkla ya- kında bu tarihi yerlerin Kültür Bakan- lığı'na devriyle noktalanacak. İstan- bul Büyükşehir Belediyesi'nin tasar- rufûnda bulunan taşmmaz kültür var- hklannın Kültür Bakanhğı'na devri- ni öngören yasa tasansı TBMM'ye sunuldu. Bu arada, köşkler ve kasırlan Bele- diye'nin isteği üzerine boşaltma çalış- malannı sürdüren Tunng ve Otomo- bil Kurumu Başkanı Çelik Gülersoy, "Anlaşılıyor ki bu köşk ve kasırlar artık belediyenin elinde kalmaya- cak. O halde beledhe hâlâ neden, bir an önce tahliye edin, diye bizim gırtlağımıza basıyor, anlamıyo- rum," dedi. Gülersoy, aynca köşkler ve kasırla- nn durumlan 2 ay içinde kesinlik ka- zanmazsa bunlann "bahçelerinden hayır kalmayacağını" söyledi. Kül- tür Bakanı Timurçin Savaş, belediye- nin çok düşük kiralan olması nedeniy- le Turing kurumundan devralmak is- tediği köşkler ve kasırlann durumla- nyla ilgili Cumhuriyet'e yaptığı açık- lamada, bu kültür varlıklannın Kültür Bakanhğı'na devrini öngören yasa ta- sansının TBMM'ye sunulduğunube- lirterek şunlan söyledi: "Büyükşehir belediyeleri, beledi- yeler ve il özel idareleri mülkiyetin- de ve kullanımında bulunan taşm- maz kültür varlıklarından saray. köşk, yalı, konak, ev ve benzeri yer- lerîe sivil mimari örnekleri, Kültür Bakanlığı veya bulunduklan ilin va- lisi tarafından yapılacak teklif üze- rine kanun tasarısının 4. maddesi hükmüne göre oluşacak komisyon tarafından tespit edilecek. Bunlara ilişkin belgeler, tapu idaresine tescil talebi ile intikal ettirilerek, tapu idareleri tarafından bu gayrimen- kullerin hazine-i maliye adına tes- cilleri yapılacak. Tescili takiben bu korunması gerekli taşmmaz kültür varlıkları 2863 sayılı Kültür ve Ta- biat Yarlıklarını Koruma Kanu- •"Mart budama ve gübreleme ayıdır. Bir ay sonra ise sulama ihtiyaçlan başlar" diyen Çelik Gülersoy: "Bunlann akıbetleri iki ayda kesinlik kazanmazsa köşklerin önce bahçelerinden hayır kalmaz. Onca para ve el emeğiyle yaratılan o güzellikler yine harabeye nu'nun Kültür Bakanhğı'na vermiş olduğu genel koruma görevi esas alınarak Maliye Bakanlığı tarafın- dan bir aylık süre içinde Kültür Ba- kanlığı'na tahsis edilecek." Bakan Savaş, bu kültür varlıklannın uygun görülecek sürelerle bakım, onanm, restorasyon ve çe\re düzen- lemelerinin gerçekleştirilmesi karşı- lığında ya da kiralama yoluyla kamu kunım ve kuruluşlanyla gerçek ya da tüzel kişilere verilebileceğini belirt- ti.Elde edilecek gelirlerin bu binalann bakım, onanm, restorasyon ve çevre düzenlemeleri için harcanabileceğini belirten Timurçin Savaş sözlerini şöyle noktaladı: "Herhangi bir nedenle bakanlı- ğa tahsisi yapılmayan yerler üzerin- de, mülk sahibi kuruluşlar tasar- rufta bulunabileceklerdir. Ancak, bu kuruluşlar, kendi kullanımları da dahil olmak üzere her türlü kul- lanım ve değerlendirme şeklinin tespiti için bakanlıktan izin alacak- lardır. İzin almama halinde duyuru üzerine ilgili kurum yöneticileri hakkında cumhuriyet başsavcılık- larınca yasal işlem yapılacak." Turing Otomobil Kurumu Başkanı Çelik Gülersoy da Cumhuriyet'e yap- tığı açıklamada belediyenin önce ki- ralan çok komik bularak yüksek be- dellerle ihaleye çıkaracağını, ancak devreye Kültür Bakanlığı girince ağız değiştirip bunlan kendısinin işletece- ğini duyurduğunu hatırlatarak şunla- n söyledi: "Anlaşılıyor ki bu köşk ve kasır- lar artık belediyenin elinde kalma- yacak. O halde belediye hâlâ neden bir an önce tahliye edin, diye bizim gırtlağımıza basıyor, anlamıyorum. Buraların bizde kalacağını söylemi- yorum. Yeni malik bakanlık bize teklif eder mi? Ederse şartlan ne olur? Biz kabul eder miyiz? Bunlar belli değil. Fakat bir şey aşağı yuka- rı belli. Bunlar belediyeye kalmaya- cak. O halde neden ısrar ederler, hatta neye dayanarak bunlara mas- raf ederler? Bu harcamalar ilerde sorumluluk konusu olmaz mı?" Turing'in köşk ve kasırlan boşalt- ma çalışmalannı sürdürdüğünü belir- ten Gülersoy, "Çamlıca Tepesi'ni ve Emirgan ParkTnın üç köşkünü tes- lim ettik. Hıdiv Kasn'nm boşaltıl- ması sürüyor. Elimizi yıkayıp çıkı- yoruz," dedi. Içinin kan ağladığını söyleyen Gülersoy bu köşk ve kasır- lann bahçelerinin durumuna da çok üzüldügünü şu sözlerle dile getirdi: "Mart budama ve gübreleme ayı- dır. Bir ay sonra ise sulama ihtiyaç- lan başlar. Bunlann akıbetleri bu iki ayda kesinlik kazanmazsa köşk- lerin önce bahçelerinden hayır kal- maz. Onca para ve el emeğiyle ya- ratılan o güzellikler yine harabeye döner. Güzelim güller, ortancalar ve çimenler kurur, gider. Üç ay son- ra kurtarma işleri başlasa bile bu yaz hiçbir sonuç vermez." Av merakı Çeviri Servisi - tngiliz aristokrasisinin _ "krallann sponı" olarak nitelediği açık alan avcılığı, çağlar boyunca krallığın en gözde sporu olageldi. Genellikle "sürekavı'' şeklinde gerçekleştirilen, geleneksel giysilere bürünmüş avcılann çok sayıda av köpeği loıllanarak ve birbirleriyle borular aracılığıyla haberleştikkn bu "spor" günümüzde de çekicüiğini koruyor. -Tilkiavı: Ingiltere'de 191 tilki avcılan kulübü bulunuyor. Ingiltere Açık Alan Sporlan Derneği'nin verilerine göre ise kulüp sayısı aynı kahrken, avcılann sayısı giderek artıyor. -Geyik Avı: Ingiltere'de geyik avlayanlann bir araya geldiklen 4 lüp bulunuyor. iunlardan üçü West Country'de, biri ise New Forest'te. - Av köpekleri ile av: Avcılar bu köpeklerle yabani tavşan izi sürüyorlar. - Kürk avcıhğı: Tilki avma köpekleriyle, ancak yaya olarak çıkıyorlar. - Yabani tavşan avı: Pusu kurucular ve tazılar, yabani tavşanı yakalamak için açık alana dağılıyorlar. Avlannı nasıl takip ettikleri, tavşanın nasıl yakalanıp ne kadar çabuk öldürüldüğü ise 2 eğitimli köpek tarafından izleniyor. - Terrier kullanımı: Deliklere ve mağara oyuklanna saklanan tavşan ve tilkileri çıkartmak için kullanılıyor. Ancak nişancılar av esnasında terrier bulunmasından, kendilerinin silah kullaıumlannı engellediği için. pek de memnun olmadıklannı ifade ediyorlar. Sessizliğin sesindenÇeviri Senisi - Cam kapıdan içeriyi süzüyor. Elinde üzerine sözcükler karalanrruş tahta levhalar tutuyor, bunlan yakıp pencereye fırlatıyor, bir boşluğa asıyor. Üzerine yoğun bir sessizlik çöken izleyiciler, levhalann üstündeki yazıyı okumaya çahşıyor. Bir süre sonra bilenler "şaka"yı anlıyor. Aaron \\llliamson, tablolan bizlere, yani işitebilenlere çeviriyor. Zira kendisi bu duyudan tümüyle yoksun olduğundan, sürekli insanlann söylediklerini dudaklanndan okumaya ya da el işaretlerinden çıkarmaya çahşıyor. Ortayı huzursuz bir kahkaha kaplıyor. Cam kapılardan ansızın dışan fırladığında sanki bir ses bombası patlıyor. Insanlar geri çekiliyor. Ansızın işitsel başkaldınsının içinden sakin ve duru bir şiir dökülüveriyor. lzleyenler gözyaşlannı tutamıyor. Williamson, sessizliğe gömülü bir insanın iç dünyasını sergiliyor. Yedi yaşında işitme duyusunu yitırmeye başlayan Williamson. toplumdan dışlanma korkusuyla durumunu kimseye yansıtmamaya çahşarak 16 yaşına dek eğitimini sürdürüyor. Şimdi 34 yaşında olan Williamson'ın şiir kıtaplan satış rekorlan kınyor.. Körfez Savaşı'nın çocuklanÇeviri Servisi - Aradan 4 yılı aşkın bir zaman geçmiş obnasına karşın Körfez Savaşı'nın, bu savaşa katılan insanlar üzerindeki etkileri tartışılmaya devam ediyor. Tartışma daha çok savaşa katılmış olan Ingilizler ve Amerikan askerlerini ilgilendiriyor. Kimi, savaş sırasında kuUandığı ilaçlaıdan ya da aldığı besinlerden etkılenmiş, kiminde bunlara bağlı olan ya da olmayan sürekli izler saptanmıştı. tngiltere'de yayımlanan bazı gazetelerde Körfez Savaşı'nın yeni doğan bebekler üzerinde bazı olumsuz genetik etkileri söz konusu ediliyor. Verilen ömekler arasında 4 yapısal bozukluk, 12 düşük yapma, 2 ölü doğum ve 5 de tehlikeli solunum zoriuğu var. Glascow Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Roger Sutdifle, Körfez Savaşı'na katılmış askerlerin eşlerinin doğumlannda, başka toplumlarda pek görülmeyen birtakım normal dışı durumlarla karşılaşıldığını, bu dururnun Körfez Savaşı ile hamüelik arasında biyolojik bir ilınti bulunduğunu kanıtladığını söylüyor. Savaşa katılanlannm haklannı savunmayı üstlenmiş olan avukat Hilary Meredth de olaylann gelecekte daha da çoğalacağını ileri sürüyor. Hillary Meredith konunun adının konulmasını, askerlere bazı haklann tanınmasmı istiyor. ABD uçak gemisi yakın takibe ahndı BÜLENT ECEVtT ANTALYA- ABD uçak gemisi Eisen- hower'ın atıklannı Akdeniz'e boşaltan Yeliz adlı tanker, Sahil Güvenlik Komu- tanlığı'nca limana çekilerek bağlandı. Eisenhower'ın Akdeniz'e 10 bin ton atık bıraktığı tahmin ediliyor. Yeliz adlı tanker, kıyıdan 12 mil açık- ta uçak gemisinin atıklannı denize boşal- tırken, Sahil Güvenlik ve Çevre Sağlığı ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TA- EK) uzmanlannca alınan numuneler, Antalya Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı laboratuvarlannda analiz edili- yor. Eisenhower'ın Antalya'da kaldığı 5 gün boyunca 10 bin tondan fazla atığını Akdeniz'e döken Türk tankerine, analiz sonuçlannda tehlikeli maddeye rastlan- ması halinde 210 milyon liraya kadar ce- za yazılabilecek. Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, ana- liz sonuçlannın bugün elde edileceğini söylerken. Eisenhower uçak gemisine, atıklannı kendısı atmadığı için işlem ya- pamadıklannı belirttiler. 6 martta Antalya'ya gelen 5500 perso- nelli ABD 6. Filosu'na bağlı Eisenhower uçak gemısının. kaldığı 5 gün boyunca yaklaşık 4 milyon dolar döviz bıraktığı da ifade ediliyor. Dün Antalya'dan aynlan Eisenho- wer'ın lıman hizmetlerini gerçekleştiren Antmann Denızcilik sahibi Hasan Akın- cıoglu'nun, Eisenhower'm Uluslararası Marpol Anlaşması'na uygun hareket et- tiğini, bu nedenle atıklannın madenı ve kimyasal olmadığını savundugu öğrenil- di. P o s r t MESELA DEDİK ERDAL ATABEK *pfaşıyorum, insan ne karmaşık \ şeyleribiliyordaenbasitolaylar- 2t dan haberi olmuyor. 'Kaz nasıl yolunur?" diye bir şey aklıma bile gel- mezdi de bir vitrinde "Hakiki kaztü- yü yasöklar" diye ilan görünce me- rak ettim, sordum soruşturdum, öyle şeyler öğrendim ki sizinle paylaşma- dan edemedim. İnsanın böyle şeyle- ri öğrenmesinde de önceden hesaba katmadığı faydalaı olabilir. Meğerse her şeyin olduğu gibi bu işin de yolu yordamı varmış, hem de hiç akla gel- meyecek yollar yordamlar. Bakm ne- ler var neler? Kan bağntmadan yotank iz bunu bilirdik. bilirdik de iş- te vergi ahnacağı zamanlar öy- le söyler geçerdik. Şimdi di- yelim ki vergiyi vermesi gerekenler- den almıyorsunuz da zaten yükü ağır olanlardan almanız kaçırulmaz olu- yor. Onlar da "Gene mi vergi? Zaten ezüiyonız" diye feryadı basacaklar. Bu zaten her seferinde böyle olur. Şimdi ne yapacaksınız? îşte işin püf noktası burada oluyor. 'Temiz hava \«rgisi' diye bir vergi koyuyorsunuz. ",\man bu da neyin nesi?" diyenlere, Kaz nasıl yolunur? "Bu kirli hava sizkre layik mıdır ca- nım? Modern devlet bunu nasü hal- kına reva görür?" falan diyorsunuz. Arkadan da "Çok nefes alan çok ver- gi verir, çok nüfusu olan zamh öder" diyorsunuz. Az nefes alanlarla az ço- cuklular -adalet bu ya- az vergi ödü- yor. Sık sık yurtdışına gidenlerin ver- gisi iyice azahyor, çünkü buradaki havayı kullanmıyorlar. Yokuşta bayırda oturanlar, elierin- de torbalarla pazardan soluk soluğa dönenler mecburen yüksek vergi di- limine giriyor. Vergi veremeyenlerin dakikada alacağı nefes sayısına sınır- lama getiriyorsunuz. Sonunda vatan- daşta çıkacak ses, alacak verecek so- luk kalmıyor. Sesi çıkmadığı için de buna "Kazıbağırtmadanyotanak" di- yorlar. Ama bu işin kazlarla ilgili tekniği adamakılh değişikmiş. Yeni metodun uygulanmasında kazlann kümesine birtelevizyonkonuyormuş. Özel ola- rak hazırlanmış bir kaz programını göstermeye başlıyorlarmış. Bu prog- ramda kazlar önce birbirleriyle güzel güzel \akvaklarken sonra kızıp bir- birlerinin üstüne atılıp tüylerini yol- maya girişiyorlarmış. Kazlar da si- nirli hayvanlar ya, bunu seyrederken "O seninkndi, bu benimkiydi'' diye birbirlerine girişiyorlarmış. Herprog- ramdan sonra şirketin 'kazyolum de- partmanı' nın elemanlan kilo kilo 'kaztüyü'nü alıp çıkıyorlarmış. Son zamanlarda televizyon şirketleri ara- sında bu programlar yüzûnden büyük bir çekişme başlamış. Yeni bir tele- vizyon şirketi. eski şirketin 'kazbilim uzmanı'nı yüksek bir ücretle transfer edince eski şirket mahkemeye ver- miş, falan filan. Kaa kaza yoMurtmak azı kaztüyü firmalan, bu çe- kişmelere gülüp geçiyormuş. Onlara göre en etkin metot, 'biyolojik metot' dedikleriymiş. Bu da kazı kaza yoldurtmak oluyormuş. Kaz kümesinın yan tarafına süslü bir 'kaz güzeUik salonu' açıyorlarmış. Eğitilmiş bir kaz da 'güzeUik uzma- nı' oluyormuş. Kazlann en y\ımuşak tüylerini yol- manın moda olduğunu gösteren bir- iki defileden sonra bütün kazlar sıra- ya giriyor. "Aman önce beni yol, bu akşam önemli bir yeregjdrvorum" di- ye üste bahşiş vererek kendilerini yol- duruyorlarmış. Biyolojik metodun çok etkili olduğunu açıklayan 'kazyo- lum uzmanlan', bu konudaki geîiş- melerin inanılmaz boyutlarda oldu- ğunu belirtiyorlar. Bu konuyla ilgili olarak entegre bir tesis kuran fırma, 'kaztüyleri'nin yolumandan sonra deride kalan kabarcıklann da 7 vita- minli bir sıvıyla masaj yapılarak din- lendirildiğini, bu uygulamadan son- ra yeniden çıkan tüylerin yüksek fı- yatla dünya pazarlannda ahcı buldu- ğunu söylüyor. Firma yetkilileri, Tür- kiye'nin bu alanda büyük bir potan- siyele sahip olduğunu açıklayarak, K Eğer bürokratik engeller aşL ! abilir- se dünya kaztüyü sektöründe şaşırtı- cı bir yere gelebiliriz,çünkü bizim kaz- larunızuı tüyü gerçekten çok knliteli" dıyorlar. Biz de bu önemli gerçeği 'özel haber'olarak burada açıklıyo- ruz. Kan kıza yoktortmak azı kazlann da ille de kızlar ta- rafından yolunmaya özel eği- limleri olduğunun anlaşıbnası, bu yönde yeni metotlar bulunmasıy- la sonuçlanmış. Bu işle uğraşan 'kaz- yolog'lann (kaz yolmayla uğraşan bi- lim dalına 'kazyoloji' deniyor, bu da- lın uzmanlan da 'kazyolog'oluyorlar) belirttiklerine göre. bu tür kazlar ille de kızlar tarafından yolunmak istiyor- lar. Öteki metotlara tepki gösteren, bağınp saldırarak karşı koyan kazlar, kendilerini yolmak isteyen kızlara bir kuzu sessizliğiyle teslim oluşlanyla dikkat çekiyor. 'KazyoUst'ler (kaz yolmakta uzmanlaşmış kızlara böyle deniyor), bu işte kazandıklan bece- riyle yüksek ücretli uzman elemanlar olarak tanınıyor. lyi bir 'kazyoKst-kaz yolucu kız'ın kazlar arasında ısrarla. arandığı, önceden randevu vererek.' çalıştığı, bu sektörde artık biliniyor. Bu metotla elde edilen kaz tüylerinin daha çok lüks otellerde kullanılan yastık ve yorganlarda çok iyi randı- man verdiği bilindiğinden piyasa de- ğen de yüksek oluyor. Kaz yolmanın başka metotlan olduğu söyleniyorsa' da 'kazyolumşirketleri' kendi metot-' lannın çalınmaması için bunlan özel bir gizlilik içinde koruyorlar. Hatta bu metotlann çalınmaya karşı sigor- ta ettirildiği bile söyleniyor. Bu sek- törün serbest piyasa ekonomisi için- de giderek gelişeceğine kesin gözüy- le bakılıyor. Şimdilik kaz kümesle- rinden çiftliklere geçmiş bulunan 'kaı endüstri ve tfcareti'nin ileride global ricaretin en önemli alanlanndan biri-_ si olacağına inanan ekonomi çevTele--; ri, bu çok degerli doğal kaynağın ge-- liştirihnesiyle elde edilecek kazancın üzerinde duruyorlar. Biz de hayırü uğurlu olsun istiyoruz. %
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear