23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 ŞUBAT1995SAL1 CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türban karşıtlarına sürgün tehdidi İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) - Izmır'de Menderes ilçesine bağlı bir ilkokulda tür- banla derse gıren öğretmen için altı aydır sürdürülen so- ruşturma sonuç vermedi. Bornova iJçesine baflı bır ilköğretım okulunda ise öğ- rencilere karneyle bırlikte im- sakiye dağıtıiması, velilenn tepkilenne yol açtı. Izmır'ın Menderes ilçesinde Şehıt Er fbrahım Karagöbek flkokulu'nda türbanla derse giren Şenay ^ ıkfarun adlı öğ- retmen hakkında okul yönetı- cıleri tarafından altı ay önce başlatılan somşturma hâlâ so- nuç vermedi. Şenay Yıldınm'ın türbanla derslere girdiğinin bilindiğini, bu konuda velilerden ve Ata- tûrkçü ögretmenlerden tepkı- ler geldiğini belirten okul yö- netıcilen. öğretmenın kontrol sırasında türbanını çıkardığı- nı söylediler. Din düşmanlığı suçlamaa Türbanlı öğretmen hakkın- da soruşturma açtıklannı, il ve ilçe Millı Eğitım müdürlükle- rine yazı yazdıklannı kayde- den yönetıciler. "Alö-yedi ay- dır belli zamanlarda konuyla Ogili il ve ilçe Milli Eğirim mii- düriükterine >azılar yazıldı. Miifettişler gelip gidiyoriar. Ancak hâlâ bir şe> çıkmadı. Biz idare olarak > apıiacak her şcyi yaptık. Yakasından turup dışanya atamayız" dedıler. Okulda türbanla derse gıren Yıldınm'a tepkı gösteren Ata- türkçü öğretmenlerin ise din- cı kesim tarafından 'din düş- manlığT ıle suçlandıklan ve sürgüne gönderilmekle tehdit edildıkleri bildirildi. Almanya Mercümek soruşturması başladı KÖLN (AA) - SiUeyman Mercümek'ın Bosna-Hersek içın topladığı yardımlar konusunda araştırmalarda bulunmak üzere öpcekı gün Köln'e giden lstanbul Mali Şube Müdürü SaMh Gfingör ve Fatih Savcısı Çayhan Ülgen, dün bu ülkede temaslara başladı. Güngör ve Ülgen. Köln Başsavcılığı'ndan Sıyası Işler Bölümü Başkanı Başsavcı Horst Caspers'la görüştüler. Ikı saat süren görüşmeden sonra Caspers, Türk heyennin dostluk ziyaretınde bulunduğunu belirterek. sonrası yaptığı açıklamada. "Türkiye'deki ceza usiil yöntemi üzerinde görüş ahşverişinde bulunduk" ÎSKPdeki hayalet işçi: Ataş Kendisine işçi statüsü verilen ve 37 gün süre> le ISKTde çalışan Güler Ataş, RPliler sa>esindc hayalet iş- çi unvanını kazandı. MİYASEİLKNUR RP'li lstanbul Büyükşehır Be- lediye yönetimi, ışçıler ıçın 'va- tan haini', 'uyumsuz', 'nıiiitan işçi' tanımlarını daha önce kul- lanmıştı. ancak 'hayalet işçi' ta- nırru ilk kez kullanıhyor. Bu un- vanı kullanmaya ilk olarak tS- Kt'ye bağlı bilgi işlem bölü- münde 37 gün süreyle çalışan Güler Ataş hak kazandı. İSKJ Bilgi İşlem Dairesi'nde 3 7 gün boyunca çalışan ve yöne- timden biîgısayar kullanma yet- kısinı de alan Güler Ataş, RP'lı yönetime göre İSKJ 'de kendi ba- şma gitmış çalışmış Kımse onu ışe almamış. Bu durum RP'lı yö- netimın belediyeyı ne kadar laç- ka halıne getirdiğının de bir de- lıli. Bız Güler Ataş'ın RP'li be- lediye ıle gülünç serüvenini kro- nolojik sıraya göre aktaralım. Güler Ataş, üç çocuk annesi dul bır kadın. Selçuk Kız Mes- lek Lisesi mezunu, bilgisayarda- hil olmak üzere her türlü büro malzemelennı kullanabiliyor. Geçen ağustos ayına kadar İS- Kl'ye bağlı Suser AŞ'de çalışı- yordu. RP'nin büyükşehır bele- diyesinde işbaşına gelmesinden bir süre sonra Suser ışçılen, biz- zat Başkan Tayyip Erdoğan ve Genel Sekreter Kahraman Em- mioğJu tarafından "militanlık ve vatan hainliğr ile suçlanarak ış akıtleri feshedildi. Böylece Güler Ataş'ın da ıçinde bulunduğu 1200 işçi ka- pının önüne kondu. Daha sonra RP'ye yakın olan ve sendikadan istıfa eden 60 iş- çiye, beledıye tarafından kuru- lan paravan İGSÜDAŞ adlı şır- kete geçiş yaptınldı. Yasal süre dolduktan sonra İGSÜDAŞ şir- keti de kapatılarak ışçıler büyük- şehire bağlı Belbım AŞ"ye gön- derildi. Bir süre işsiz doiaşan Güler Ataş. eskıden bilgi işlemde ça- lıştığı için Belbim AŞ'ye başvu- ruda bulundu. Form doldurdu ve başvurusu Bilgi İşlem Daıre Başkanı M. Beşir Yüksek tara- fından imzalanarak 30.9 1994 tarihinde resmen işe alındı. 4.10.1994 tarihınde ise 1235 kod numarası ıle Belbim AŞ'de ışba- şı yaptı. Güler Ataş aynca ekım ayı puantajında da çalıştığını belgeleyebiliyor. Güler Ataş, bır ayı aşkın çahşmasına karşın ne kadroya geçınldı ne de sigortalı yapıldı. "Iş buldunı" dıye sevinerek evını değıştiren ve üç kızını ders- haneye yazdıran Güler Ataş'a 11 Kasım 1994 Cuma günü öğlen paydosunda bölüm müdürü ta- rafindan "Pardon" denilerek ışı bırakması ıstendi. "Sen aslında işealmmamışsın. Kendi kafana göre çalışryorsun" denilınce Güler Hanım doğal olarak "Her önüne gelen, bö>le bir kamu kuruluşuna girip çab- şabilir mi" sorusunu yöneltiyor. Yanıt yok tabiı ki. Kendisine ça- lıştığı süre için herhangi bir üc- ret de ödenmedı. Ataş, soluğu derhal Bölge Çalışma Müdürlü- ğü'nde alınca, bir müfettiş konu- yu araştırmakla görevlendirildi. Güler Ataş, belediyede yaşa- dığı komedınin bır benzerini de bu süreçte yaşıyor. Zira eski sen- dikacı olan Güler Ataş, işten ay- nlmak zorunda bırakıldığı gün, çalıştığma dair bütün belgeleri toparlayıp son kez kartını basıp çıkıyor. Elindeki puantaj liste- sinde 37 gün çahştığı görülüyor. Ancak ne hıkmetse bölge çalış- ma müfettişı, raporunda bunu 26 gün göstenyor ve RP'li yönehm- le aynı ağzı kullanarak "Işealın- madığı hakle kendiliğinden işe başlamış" denılıyor. Müfettişın 37 günü 26 güne ındırmesinin nedenini anlamak kolay. Çünkü bir işçinin denenme süresi 30 gündür. Bu süreyi ge- çen geçici işçi, yasaya göre kad- roya alınmak zorundadır. 40 gündür direniyorlar • Pendik işçileri, Refah Partili belediye başkanı tarafından bundan 40 gün önce işsizlikle tanıştınldılar. 207 kişiden oluşan işçiler her türlü koşulda eylemlerinde kararlılar. Sorunlannın çözümü için bir başka ülkeye sığınmaktan, Meriç'e dek yürümeye kadar her şeyi düşünüyorlar. GÜNNURtLHAN Pendik Belediyesı işçilerinin 207'si bundan 40 gün önce, Re- fah Partili Beledıye Başkanı Erol Kaya tarafından işten çıka- nldılar. Yine bundan 40 gün ön- ce Pendik işçileri, bu işten çıkar- maya karşı bir direniş başlattılar. Baslangıçta medyayı cezbeden, ancak sonra gözlerden ve ilgı- den uzak kalan bu direnişi, tüm olumsuz koşullara karşın büyük bir ınatla sürdürüyor beledıye iş- çileri. "Yasadısıgm yapma'suç- lamasıyla tazminatlan ödenme- den işten atılan 207 beledıye iş- çisinı, işlerine geri dönmeİc için sürdürdükleri direnişten vazge- çirmek için bazı yerel ve mülki amirler tarafından sunulan son önen şu: Tazminatlannızı alın vegjdin. Pendik Belediyesı işçileri, 'haklı olduklanna inanarak' ve her gün biraz daha "Refah'ın adil düzenini Pendiklilere taıu- tarak" direnişlerini sürdürüyor- lar. İşçiler hepbırağızdan anlat- maya çalışıyorlar sıkıntılannı. "Erol Kaya bizi önce 'Yasadışı grev yaptınız" diyerektazminat- lanmızı ödemeden işten attı. Şimdi de el altından haberler gönderiyor. 'Tazminatlannızı vereyim, gidin' diyor. Bizi 17. maddeden tazminatsız atn. Yaz»- mızı da gönderdi. Şimdi nasıl tazminat ödeyecek. Derdi, 40 gündür aç-susuz yaşayan, çocu- ğuna bayramhk alamayacak iş- çileri, para>la direnişten v^zge- çirmek" dıye konuşuyor bir iş- Çi- Baştemsilci Hayri Erol ise şöyle konuşuyor: "6 mih/on üc- ret ahrken 10 mihon ücretle top- lusözleşmenin imzalandığı gün işçiler kapı dışan edildL L'stelik kitabına uvdurarak toplam 52 milyar rutan tazminatlarını da ödemeden^ Aralannda emekliliğe hak ka- zanmış yaklaşık 50 kişınin de bulunduğu direnişçi ışçiler, üzerlerinde "Adil düzen bu işte", "Suçum ne", "tşimi, ekmeğüni geri istiyorum" yazılı beyaz ön- lükler giymişler. Yaşlı bir işçi, önlüğününüzerine bir mezarta- şı çızmiş. Üzerinde ise "Bu ke- fenin cebi yok" yazıyor. 40 günün yorgunluğu sinmiş üzerlerine. Atılan 207 işçi dire- nişte. Atılmatedirgınliği taşıyan 270 işçi çalışmayı sürdürüyor. Belediyenin yaklaşık 200 kamu çalışanı da işlennin başında .. Temsilcileri. "Çalışma hakkı- mızı savunamıyorsak başka bir ülkenin \^tandaşı olalun" dıye- rek Isveç Konsolosluğu'na baş- vuran işçiler, sorunlan çözül- mezse ülkeyi terk erme tarihi olarak 17 nisanı belirlemişler. İşçiler sözlerine şunlan ekliyor, "Bütün bu çabalarımızdan bir sonuç alamazsak da 17 nisanda Meriç'e doğru yürümeye başlayacağız." YEREL YÖNETİMLER OLUMSUZ BAKIYOR Yeııi kadın sığuıma evleri açdmayacak HÜLYATOPCLl Cinsel şiddete ve dayağa ma- nız kalan çok sayıda kadın ve çocuğa hizmet veren kadın sı- ğınma evlerine, yerel yönetimle- rin olumsuz bakış açılan nede- niyle yenileri eklenmediği gibi mevcut olanlar da kapatıldı. Şid- dete maruz kalah kadınlann ya- rarlanması içın kadın konukev- len açan aile ve kadın haklann- dan sorumlu Devlet Bakanı Ö- nay Alpago, yerel yönetimleri de 'siyasi görüşleri ne olursa olsun zor durumda olan kadın ve ço- cuklarayardım etmeye' çağırdı. lstanbul'da Bakırköy ve Şişli. Ankara'da ise Altındağ'da ol- mak üzere toplam üç kadın sı- ğınma evi bugüne kadar cinsel taciz, tecavüz ve dayağa maruz kalan çok sayıda kadına ve ço- cuğa hizmet verdi. Bu evlerden Altındağ RP, Bakırköy ve Şişli ise ANAP'lı beledıyeler tarafından kapatıldı. Yerel yönetimlerin kadın sığın- ma evlenne yönelik tavırlan, ka- dın kumluşlan tarafından eleş- tirildi. Mor Çatı Kadın Sığınma Vak- fi'ndan avukat Canan Ann, ka- dın sığınma evleri ve kadına yö- nelık şiddet konusunda RP, ANAP ve diğer partilerin birbi- rinden farklı tavır koyrnadığını söyledi. Şişli Kadın Sığınma E- vi'nin 'kadın' olan bir belediye başkanı tarafından kapatıldığı- na dikkat çeken Ann, söyle ko- nuştu: "Alondağ Belediye Baş- kanı da belediyenin halka hiz- met etmesi gerekt^jni söj lüyor- du. Ovsa Alündag sınuian için- de hiçbir kaduun dayak yemedi- ğini iddia etmek, gerçeklerle bağ- daşmayan bir hayaldir. Ingilte- re'de İ972 yılında yapılan bir araştırma, her 10 bin kişive bir sıgınak gerekriğini ortaya çıkar- mış. Ülkemizde sığınma evleri- nin gereksizliği diye bir şey söz konusu olamaz." Sığınma evlenni kapatan be- lediye başkanlarının daha ıyi ev- ler açacaklanna ilişkin sözler verdikJerini belirten Ann, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Yenibirye- re sığınma c\i açmadan mevcut olanı kapatmak. mağdur olan kadınlan sokağa atmak demek- tir. Aynca siyasi partilerin. ka- dınlara yönelik ortak politikaa 'Kadın hangi şiddete maruz ka- lırsa kalsın evine mahkûm ol- sun, birey olarak yaşayamasın' anlayışKnr. Kadınlara böylesi bir anlayışla davranan partiler, se- çimlerde hangi yiizk kadınlar- dan oy isteyecekler?" Aile ve kadın haklanndan so- rumlu Devlet Bakanlığı'nın ka- dın misafirhanesi açma yolun- daki girişimlerinin de yeterli ol- mayacağını vurgulayan Ann, "Oiaylara açık teşhis koyup doğ- ru kefimeleri seçmek gerekiyor. Misafirhane geçicidir. Kadın sı- ğınma evinde böyle bir geçicilik söz konusu değüdir" dedi. Öğretmene linç girişimi TRABZON (AA>- Trab- zon'un Akçaabat ilçesinde 7 öğrenciye cinsel tacizde bu- lunduğu öne sürülcn bir ilko- kul öğretmeni, vatandaşiar ta- rafından linç edilmek istendi. Ilçeye bağlı Ortaköy Uko- kulu'nda iki yıldan beri eşi ile birlikte görev yapan Murat Erdem (39) isimli ilkokul öğ- retmeni, Ü.H. (9), S.H. (8), S.H. (9). N.G. {8), M.G. (8), L.G. (9> ve E.M. (9) adlı öğ- rencilere çeşitli zamanlarda cinsel tacizde bulunduğu yö- nünde velilenn şıkâyett üzeri- ne gözaltına alındı. Olaym duyıılması üzerine Akçaabat Kaymakamlığj önü- ne gelerek slogan atan 250 ki- şilik bir grap binaya girerek öğretmeni linç etmek istedi. Güvenlik kuvveüerinin geniş önlemler alması sonucu, gra- bun adliyenin de bulunduğu binaya girraesi önlendL Yaklaşık üç saat süreyîe bi- nanın önünde bekleyen gruba hitap eden Kaymakam Ahmet Arabacı, suçlunun cezasını ka- nunîann vereceğini belirterek, u Biz gcrekeni yapıjoruz. Öğ- retmeni görevinden aldık. fş- ten el çektirdik. En ktsa za- maada köyıeycni öğretmen ve- rflecektir'' diye konuşarak ka- labalığın dağılmasmı istedi. İlçe müftüsü Musa Uzunka- ya da bir konuşma yaparak va- tandaşlardan dağılmaiannı is- tedi. Bu arada öğretmen Mu- rat Erdem de polis elbisesi giy- dirilerek bınanın arka kapısın- dan çıkanldı. Bakanhğı'nın 'yeni döneme İSşidn ^ ^m^^n işçaerin alacaklanıun ödenmesini içeren' genelgesine rağmen Taşkızak Tersane işçilerine toplusözleşme farklanndan doğan alacakJan ödenmedi. 15 ekim-14 şubat arasındaki alacaklan için dava açmadıklan hal- de farklan ödenmeyen işçileri dün Camialrj Tersanesi önünde eylem yaptı ve " Ekmek yoksa ba- nş da yok"uyansında bulundu. Kamu iş çilerinin alacaklanmn alü a> gecikıneli ödenmesinde, hükümet "dava açan"ve"açmaj an** işçileri birbirindenayirdı. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) S A L I T O P L A N T I L A R I EĞİTİM VE GELENEK TÜRKİYE'Yİ YÖNETEN OKULLAR: TIP FAKÜLTELERÎ Konusmacılar Hüsrev Hatemi, Aykut Kazancıgil 21 Şubat 1995 Saat: 18.30 YAPI KREDI K Ü L T Ü R M E R K E Z İ Yapı Kredi Sermet Çifter Kütüphanesi Istiklâl Caddesı 285 Beyoğlu 80050 lstanbul Telefon: (212) 252 47 00/441 - 245 20 41 Salı Toplantılan'nı, isteyen herkes ücretsız olarak ızleyebilir YAPI^CKREDİ ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Hadi Bakalım... Cumartesi günkü son yazımda, çok sevineceğimi de vurgulayarak; "Istermisiniz CHP'de kenetlenerek beni re- zil etsinler..." demiştim. Vallahi yaptılar dediklerini. Son dakikaya kadar SHP kanadından endişem vardı. "CHP'ye katılma konusunda gerekli karan alamazlar" endişesi için- deydim. Ama hepsi geride kaldı. Şu anda birleşme sağlandı. Ama "kenetlenme" için, önümüzde daha çok uzun bir süre var. Bunu sağlayabil- mek için (eğer sağlanabilirse), çok engebeler aşması ge- rek Hikmet Çetin'in. Zor günler bekliyor. Herkesin yar- dımcı olması gerek. Zira iki örgüt arasında derin çatlaklar vardı. Buna yeni çatlaklar da eklendi. özellikle küçük yö- relerde siyaset yapan CHP ve SHP'liler arasında kaçınıl- maz sürtüşmeler olacak. Kimi duygusal nedenlerte ve ki- misi de çıkarlar çerçevesinde. Son birkaç yıllık günahlannı affettirebilir mi bilemiyorum ama, SHP örgütü "zonj başardı", büyük bir sınav verdi. Birieşmenin, bütünleşmenin bedelini onlar ödedi. Bu par- tiyi ve örgütünü birtüıiü gözden çıkaramayışımızı, kimi za- man toz kondurmayışımtzı haklı çıkardılar. Sağolsunlar. Yaptıkları özveri kolay değil. Atalanmız "Eldeki bir kuş, havadaki iki kuştan daha iyidir" demişler. SHP'liler "iki kuş" için "bir kuşu" feda etmesini bildıler. Üstelik o iki ku- şun kimin omzuna konacağı da belli değil. Bu birleşme henüz bir başlangıç. Sorunlann çözümü için henüz hiçbir şey yapılmış ya da hiçbir şeye başlanmış değil. Sadece ortaya bir "adres" çıktı. Bu partilere sem- pati duyan ya da duymayan; oy veren ya da vermeyen tüm insanlanmızın, belli sorunlar ortaya çıktığı zaman gözleri- ni dikecekleri bir adres. Garip ve hoş bir ülkedir Türkiyemiz. Örneğin CHP Gü- neydoğu'da (kaçınılmaz olarak) yeniden örgütlenirken çok zorlanacak. Ama aynı yörenin insanlan, Ankara ve Istan- bul'da başlan sıkıştığı zaman gene CHP'nin kapısını çala- caklar. (Ne de çok başı sıkışır bu insanlanmızın... Nüfus kâ- ğıdında Tunceli ya da Diyarbakır yazması "kuşkulu" mu- amelesi içinyeter...) CHP ve Hikmet Çetin'i bekleyen sorunlardan bir bölü- mü kısa vadeli, bir bölümü uzun vadeli. Uzun vadeli so- runlar ve bunlann çözümü konusundakı görüşlerimi, iler- de uzun uzun yazacağım elbette. Atatürkün partisinde 2000'li yıllarda Atatürk'ün nasıl değerlendırilmesi gerekti- ğini; laikliği, devletçiliği, ulusçuluğu nasıl yorumlamak ge* rektiğini; irdeleyeceğiz. Ancak kısa vadeli sorunlar da, ön- celikle aşılmalı elbette. İlk sorun hükümet sorunu. Zira CHP sosyal demokrasi adına yakışır bir tutum takınmadıkça ve kitlelere umut aşı- layamadıkça, batmaya mahkûm. Ama "deniz tükenmiş" gibi görünüyor. Ne emek kesiminın sofrasındaki ekmeği büyütecek zaman kaldı, ne demokratikleşme takvimini iş- letecek zaman kaldı ve ne de emekçi kitlelere heyecan ve- recek zaman. Bence bu koşullar altında yapılacak en sağlıklı şey, hü- kümetten aynlmaktır. Artık 3. Milliyetçi Cephe olasılığı da yoktur. Zaten 3. MC kurulsa; emekçi halka, demokrat ay- dına, devrimci gence, bugünkünden fazla zulmedemez. Ve yaptıklannın hesabını da seçim sandığında verir. Bu hükümet; Milli Eğitim Bakanlığı'nda, üniversitelerde, Içişleri Bakanlığı'nda vb. kurumlarda "dinci-faşist" örgüt- lenmenin önüne hiçbir engel koyabildi mi? Bu haliyle sür- se ne olur? Aynı örgütlenmeler sürüp gitmeyecek mi? Po- lislerin yerde sürüklediği kadın memurlann çığlığı hâlâ ku- laklanmda. Neymiş? "Kanunsuz gösteri yapıyoriarmış." Sanki diğer bazı gösteriler kanuni... Çeçenya için gösteri yapan yaşlı kadını yumruklayan polisin mazereti: "Mahkûm aileterisanmış..." Olacak şey değil bunlar. Kamu sendika- lan ve üyeleri valilerin boy hedefı taşrada. 3. MC olsa da- ha mı zalim olacaklar? Bu hükümetin dağılmasıyla ne CHP'nin, ne Hikmet Çe- tin'in yitireceği fazla bir şey yoktur. Hükümetin geleceğini, yitirecek bir şeyleri olanlar düşünsün. Çiller Ailesi düşün- sün. Ve eğer bu hükümet sürecekse, bunun bedelini biraz da onlar ödesin. Türkiye'yi borç batağına sosyal demokratlar düşürme- di. Iktisat ve maliye politikalannı belirleyenler de sosyal de- mokratlar değildi. Miting meydanlarında kostaklana kos- taklana gecekondulaşmayı teşvik edip daha sonra gece- kondulardan şikâyetçi olanlar da; her ilçeyi ıl yapma sözü verip, seçimlerden sonra bu sözlerini unutanlar da sosyal demokratlar değildi. Basına halkın kesesinden 2 trilyonun üzerinde "teşvik" dağrtarak, akıllan sıra "bağlayan" da, "özelleştirme" adı al- tında kamu mallarını şuna-buna peşkeş çekmek isteyen- ler de sosyal demokratlar değildi. Sosyal demokratlann tek kusuru, bu işlere "destek" olmasalar bile, en azından "pa- yanda olmak'tı. Yetti artık. Cumartesi günkü yazımın sonunda "Iyi bir sonuç alınır- sa 'Hadi bakalım...' diye umutianacağız" demiştim. Şim- dilik iyi bir sonuç alındı. Ama önümüzde aşılması gereken çok engel var, zor günler var. Hadi bakalım... Bakanlar Kurulu toplanacak Çfller9 memıır zammı için düğmeye basb ERGUNAKSOY ESRAYENER ANKARA-Hükümete, kamu çalışanlannın maaşlanndaki ar- tış konusunda TBMM 'den yetki alan Başbakan Tansu Çiüer'in memurlara venlecek zam oranı- nı belirlemek için Bakanlar Ku- rulu'nu yann toplayacağı belir- tildi. 1 milyon 600 bın memur ile 2 milyon 100 işçi emeklisi ve 911 bin memur emeklisinin maaşına yapılması düşünülen zam oranı- nm yüzde 100'e yaklaşacağı, ar- tışın bütçeye 60 trilyon lira yûk getireceğı kaydedildi. Maliye Bakanlığı'nın maaş artışı konusunda Başbakan'a sunduğu tasanya göre; yılsonu- na kadar; 31 Aralık 1994'e gö- re, en düşük derecedeki memu- ra yüzde 80, en üst derecedeki memura da yüzde 60 oranlann- da maaş artışı venlecek. Insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğ- lu'nun direnmesi üzenne. yal- nızca üst düzey memurlann ma- aşında artış öngören tasanyı TBMM'den çeken ve tüm me- murlann durumlannı iyileştir- mek için kanun hükmünde ka- rarname çıkarma yetkisi alan Başbakan Tansu Çiller, zam ora- nını belirlemek içın Bakanlar Kurulu'nu çarşamba günü top- lantıya çafırdı. Başbakan Yar- dımcısı Murat Karayalçın ın, solda birleşmenm ardından ba- kanlanyla yaptıgı toplantıda ba- zı bakanlara Çiller'in karannı açıkladığı öğrenildi. Ancak, dün ilerleyen saatlerde annesini yiri- ren Başbakan Çiller'ın. çarşam- ba günü duzenlenecek cenaze töreni nedeniyle toplantıyı per- şembe gününe erteleyebileceği belirtıldi. Başbakan'ın, cumartesi günü Japonya'ya yapacağı gezi önce- sınde zam oranını açıklayacağı- na dikkat çekildi. Cumhuriyet'inedindiği bilgi- ye göre, Başbakan Tansu Çiller memur maaşlanna yüzde 80 va- ran bir ıyıleşrirme planlıyor. 1 milyon 600 bin memur, 911 bin memur emeklisi ve 2 milyon 100 bin işçi emeklisini kapsaya- cak olan artışlann bütçeye 60 trilyon liralık yük getireceği kaydedildi. Milletvekili maaşla- nnın da tartışılacağı toplantıda, zam oranlarının Çiller tarafın- dan açıklanacağı kaydedildi. Edinilen bilgiye göre; Maliye Bakanlığı'na hazırlanarak Baş- bakan Çıller'e sunulan memur ve emeklilere 60 trilyon liralık ek maaş artışı verilmesini öngö- ren tasanya göre yılsonuna ka- dar: 31 Aralık 1994'e göre, en düşük derecedeki memura yüz- de 80, en üst derecedeki memu- ra da yüzde 60 oranlannda ma- aş artışı verilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear