23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21ŞUBAT1995SALI SAYFA 11 Tel: 0.212.512 05 05 Mts: 0.212.513 90 98 ÇİZGİLİK KÂ\tİL MAS4RACI DSP, Said-iNursi'den ne umuyor' amazan nedeniyle günlük çalışma saatini iftara göre düzenleyen ve belediye bi- rimlerindeki yemekhaneleri kapatan DSP'li Küçükçekmece Bele- diye Başkanı Nurettin Şen, bu kez Sa- id-i Nursi'nin "Sözler"inin yeı" aldığı ramazan imsakiyesi bastırarak dincile- rin gönlünde taht kurdu! "Risaleyi Nur Külliyatı"ndan alıntıla- rın yapıldığı "Nurettin Şen Küçükçek- mece Belediye Başkanı" imzalı imsa- kiye konusunda görüşünü sorduğu- muz DSP Istanbulll Başkanı Erdoğan Toprak, konudan haberdar olmadığı- nı belirtirken, "Biz, başkanlarımızdan belediyecilik hizmeti bekliyoruz" dedi. Toprak, daha sonra yaptığı açıklama- da, Şen'le konuyu görüştüğünü bildi- rerek, "Said-i Nursi'nin sözlerinin yer aldığı imsakiyeden belediye başkanı- mızın haberi yokmuş. Bunu. halkla iliş- kiler bölümü bastırmış. Dağıtımı da ya- pılmamış" şeklinde konuştu. Ancak, sözkonusu imsakiyelerin PTT'ninhali TT Bilgi Işlem Dairesi Baş- kanlığı'nın, ihale açmadan "davet usulü" ile Si- emens/Nixdorf firmasından iki yıl önce RM-400 bilgisayar sistem- leri aldığını yazdık. Sistemin, sözleşmede belirtilen sü- re içinde teslim edilmemesine karşın, PTT'nin firmadan gecikme teminatı is- temediğini yazdık. Yaklaşık 25 milyar lira ödenen bilgi- sayarlann bir işe yaramadığını yazdık. Daha önce bilgisayar sistemine gün- de dört bin veri giren bir operatörün, yeni sistemle iki bin beşyüz veri gire- bildiğini yazdık. Telefon faturalarının zamanında ha- zırlanamadığını bu nedenle PTT'nin tahsilatta zortuk çektiğini yazdık. Sistemin işe yaramaz olduğunu söy- leyen memuriarnın boğazının amirteri tarafından sıkılarak boğulmak istendi- ğini yazdık. Ankara'da PTT Genel Müdürlü- ğü'nde Bilgi Işlem Dairesi Başkanlı- ğı'nda alımı kararlaştınlan bu sistemin Istanbul'da kabulünün, Istanbul Yaka- sı Telefon Başmüdürü Ömer Yücel Çalıklı, Elektronik Bilgi işlem Merkezı Müdürü Vural Ipek, yardımcısı Fatma Ersem Yargıcı, operatörlerin amiri Gülay Göl'ün çabası ile gerçekleştiği- ni yazdık. Ve bir anlamda çöken sistem nede- niyle veri giriş işinin taşerona verilece- ğini yazdık... Yazdık, yazdık, yazdık. Yazdıklarımızın bir tekini bile yalan- layamadılar. Şimdi. elimizde bir "idari şartname" var. Buna göre, 25 milyar lira ödeyip al- dıkları bir işe yaramaz sistemin yarat- tığı açığı, veri giriş işıni geceleri ve haf- ta sonlan taşerona yaptırarak kapatma yoluna gidiyorlar. Evet, Elektronik Bilgi Işlem Merke- zi'ni taşeronlaştırıyorlar. Telefon fatu- ralarını hazırlatmak için 23 Şubat 1995 Perşembe günü saat 14.30'a dek tek- lif bekliyorlar. Hem de ne bekleme! İdari şartnamenin 6/d maddesinde aynen şöyle diyoıiar: "İdari şartnameye, teknik şartname- ye ve numuneye tamamiyle uygun tek- lif veren bulunmadığı takdirde, idare- miz teklifler arasında en uygununu seç- mek ve ihaleyi o istekli üzerine yap- mak hakkına sahiptir." Bu ne demek? Ben bazı koşullar ön- görüyorum ama, buna uyan olmazsa karşı taraftan birinin koşullarını da ka- bul edeceğim, demek değil mi? Teslim! PTT'nin taşeronlara teslim ol- duğunua bundan başka kanıtı olur mu? Milyarlar harcayıp telefon faturasını yazmaktan aciz bir PTT... Yazık! yurttaşlar tarafından belediye başkanı- nın jnakam otomobilinin arka camın- da görülmüş olması, Nurettin Şen'in "savunması"nı inandıncı olmaktan çı- kardı. Üzerinde "1850 yıllarından" camili bir Istanbul gravürünün de bulunduğu imsakiyedeki "Sözler"den biri şöyle: "Acaba ibadetteki füturun ve na- mazdaki kusurun meşagil-i dünyevi- yenin kesretinden midir veyahut derd- ı maişetin meşgalesiyle vakit bulama- dığından mıdır! Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki. bütün vaktini ona sarfediyorsun! Sen istidat cihetiyle, bü- tün hayvanatın fevkinde olduğunu ve hayat-ı dünyeviyenin levazımatını te- darikte iktidar cihetiyle. bir serçe kuşu- na yetişemediğinı biliyorsun. Bundan neden anlamıyorsun ki. vazife-i asli- yen hayvan gibi çabalamak değil, bel- ki, hakiki bir insan gibi hakiki bir hayat- ı daime için sa'yetmektir." Bu arada Vaziyet'i arayan biryurttaş, Nurettin Şen'in geçen hafta Cennet Mahallesi'nde Istanbul imamı Tay- yip'le birlikte bir caminin açılış töreni- ne katıldığını belirterek şöyle dedi: "DSP'li belediye başkanı da camile- rin açılış törenine katılabilir. Bunu ya- dırgamıyorum. Ancak Nurettin Şen'in caminin yanında aynı vakıf tarafından inşaatına başlanıp yarırn kalmış kaçak imam-hatip lisesinin bitirilmesi için yar- dımcı olacağına söz vermesini anlaya- bilmiş değilim. " DSP Istanbul il Başkanı Toprak, Cennet Mahallesi'ndeki kaçak imam- hatip lisesine belediye yardımı konu- sunda ise. "Inşaata, Ertuğrul Tığlay ın döneminde başlanmış. Inşaatdördün- cü katta duruyor. Yeni kat çıkılmasına izin verilmiş değil. Içinin sıva işi var- mış" açıklamasını yaptı. DSP'li belediye başkanının Said-i Nursi'den alıntılar yapması ve kaçak imam-hatip inşaatınayardım sözü ver- mesi, Refah'ın sol söylemlerine karşı bir "misilleme" mi yoksa, DSP'nin de umudu Said-i Nursi mi oldu! Bugün de hava ne kadar güzelmiş. Tansu Çiller \lırtsever bir vatandaşm savıınması B ir pazar sabahı. televizyon ek- ranında Hürriyet'ten Yavuz Gökmen. Yeni Yüzyıl'dan il- nur Çevik. Zaman'dan Feh- mi Koru, Türk Silahlı Kuvvetleri üzeri- ne "sohbet" ediyordu. Istanbul'dan kimya yüksek mühen- disi Burhan Savaş da. ekran başında programı izliyordu ki, "sohbet" sinirini bozdu. Programın sonunda üç gaze- teciye de birer faks çekti. Daha dog- rusu yazdığı metnı üçüne de gönder- di. Bunlardan Yavuz Gökmen, kendisi- ne hakaret ettiği savıyla Burhan Sa- vaş'ı mahkemeye verdi. Geçenlerde asliye ceza mahkemesinde vatandaş Savaş savunmasını yaptı: "Bu bir hafcaret ve sövme davası de- ğildir. Ben Yavuz Gökmen denilen ve Hürriyet Holding gazetesinin bir köşe- sinde kendini ve birilerini tatmin eden yazılar yazan şahsı hiç görmedim. Ta- nımam. Dolayısıyla şahsi dava da de- ğildir. Yüce Atatürk'ün biravuç kahraman arkadaşıyla ve inanılmaz fedakarlıklar- la kurduğu, Türk milletinin dünyanın uygar cemiyetleri içinde hakkı olan ye- ri almasını sağlayacak olan, Türkiye Cumhuriyeti'ne ve cumhuriyetin üze- rinde yükseldiği, genel adıyla Atatürk ilkelerine, uğruna akla gelebilecek her türlü fedakarlığa katlanacak kadar bağlı milyonlarca Türkiye Cumhuriye- ti vatandaşından birıyim. Türkiye'de, siyasi gücün Tiırgut Özal'ın ellerine bırakıldığı 1983 yılın- dan başlayarak, inanılmaz bir dejene- rasyon yaşanmaktadır. Basında dönek, takkeli liboş, liboş, ikinci cumhuriyetçi, yağdanlık gibi sı- fatlarla anılan, çoğunluğu medyada çok yüksek ücretlerle istihdam edilen kişiler, tabu yıkıyoruz, küreselleşiyoruz aldatmacasıyla cumhuriyetin temel değerlerine fütursuzlukla saldırmakta, Istiklal Savaşı'yla tarihin çöp sepetine attığımız Sevr'ı gündeme getirmekte, açıktan ahlaksızca Atatürk'e sövmek- te, hain bölücülere karşı hergün şehit veren ülkemizin en şerefli, son ve biri- cik güvencesi Türk Silahlı Kuvvetle- ri'ne ve onun komutanlanna, moral gü- cüne en ihtiyacı olduğu bugünlerde hayasızca saldırmaktadır. Bu tipler, beş yıldızlı otel konforun- daki işyerlerinde ve ziyafet sofraların- da yüce Atatürk'ün deyimiyle gaflet, dalalet ve ihanet yarışında iken, ken- dilerini. onların yaptıklannın yanında çok çok masum kalan faks mesajlarıy- la ikaz ettiğimizde, Atatürk cumhuriye- tinin ve ülkemizin varlığının tek güven- cesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne say- gılı olmalarını istediğimizde, manevi babalan Turgut Özal gibi, bu ülke ba- banızın çiftliği değildir. diyenleri mah- kemeye vermektedirler. Bu işi de yine beş yıldızlı otel konfo- ru ile yapmakta ve dava açmak için holdinglerinin avukatlarını kullanmak- tadırlar. Sayın Mahkeme Heyeti. Benim gibi işinde gücünde, ancak bir gözü her an ülkesi üzerinde olan, ona zarar verecek her kim olursa ol- sun, anında herşeyini ortaya koyacak kadar ülkesine aşık, Atatürkçü milyon- lar, Türkiye'nin asıl gücüdürler. Ve en son sözü de beş yıldızlı konforla gaze- tecilik yapan, gaflet içindeki, laftan başka birşey üretmeyen, zenginleri se- ven yağdanlıklar değil, onların akılsız dediği yurtseverler söyleyeceklerdir. Sayın Yargıcım, Sayın Mahkeme He- yeti. Halkın içindeki insanlarsınız. Sokak- taki insanlar bir süreden beri, bu tiple- re benim faks mesajımdakinden çok daha ağır ifadelerle tepki göstermek- tedirier. En başta söylediğim gibi ben Yavuz Gökmen isimli şahsı tanımam. Asla tanımak da istemem. O ve onun gibiler yılda 365 gün, be- ni ve benim gibi ülkesi ve ordusu üze- rine titreyen milyonlara karşı çok ağır tahrik suçu işlemektedir. Bu ağır tahrikler bizleri eğitim ve kül- tür düzeyimize yakışmayan dava ko- nusu faks mesajı gibi tepkilere itmek- tedir. Bu durum da bizleri çok üzmek- tedir." Mert Ali Başarır'dan SÖZDEYİŞLER İki ile ikiyi toplasan da çarpsan da sonuç aynı, demek ki bu ikiler için heryol mübah. 'Tevfik Fikret, insanhğın kııtsal değerierini lanetlemiştir' eçenlerde, "Milli Eğitim'ebe- karet kontrolü" başlıklı yazı- da sözünü ettiğimiz "Edebi Metinler" kitabının yazarları Dr.Ayşenur Islam ve Nermin Öz- türk'ten bir açıklama geldi. Talim Ter- biye Kurulu'ndan onaylı bu kitabı öğ- rencilerine okutan bir öğretmenin mek- tubuyla ortaya çıkan vaziyete ve Vazi- yet'in "tarihin ırzına geçiimesi" yoru- muna iki yazarın noter aracılığıyla gön- derdiği yanıt aynen şöyle: "Yaptığınızsuçlama iki bilim adamın- dan ziyade tenkid ettiği kitabı görme- diğini zımnen ifade eden bir gazete ya- zarına yakışmaktadır. Bu yüzden kita- bımızın tek satırını dahi okumadan yaptığınız hakareti ağır ve haksız bulu- yoruz. Edebiyat tarihçiliği hakkında en ufak bir bilginizin olmayışı da yine suçlama- lannızdan çıkan bir sonuçtur. Sanatçı- ların ruh durumlan sanatlarını etkileye- bilecek mahiyetteki hastalıkları edebi- yat tarihçisini ve incelemecisini yakın- dan ilgilendirir. Bu hususlara sanatçı- nın eserini tahlil edebilecek ölçüde, her inceleme kitabında yer verilir. Ayrıca bu hastalıkların ve nefret, buhran gibi ruh hallerinin zikredilmesi bırer tespittir, suçlama değildir. Hiç kimse -şairler de dahil- tüberküloz, şe- ker v.b. hastalıklara yakalanmaktan dolayı suçlanmamıştır, suçlanamaz. 'İnsanhğın kutsai saydığı değerlerin la- netlenmesi' ise Tevfik Fikret'in 'Sis' ve 'Tarih-i Kadim' adlı manzumelerinin ana düşüncesidir. Tarihe karşı yapıla- bilecek asıl saygısızlık, herhangi bir edebiyat tarihçisinin. şairin eserine müdahale ederek bu tezleri değiştir- meye kalkışmasıdır. Kaldı ki sözkonu- su tespitlerin hemen hepsi (ülkemizde yayınlananlar da dahil) beyne'l-milel ansiklopedilere girmiş bilgilerdir. Bu tür tarihi gerçeklerin tespitini ve inceleme kitaplarında zikredilmesini 'tarihin ırzı- na geçmek' ifadesi ile değeriendirmek ise kötü niyetin ve cehaletin gösterge- sidir. Aslında araştırmaya dayalı birer tes- pit olan, fakat tarafınızdan suçlamaya dönüştürülen bu ifadelerle birlikte, ki- tapta yer alan ve Fikret'i metheden bö- lümler tarafınızdan gözardı edilmiştir. Bu da kitaba maksatlı yaklaşan mek- tup sahibi okurunuzun ve sizin yeterin- ce objektif ve iyiniyetli olmadığınızın ifadesidir. Ayrıca kitapta farklı yerlerde bulu- nan cümleleri yeniden kurgulayarak is- tediğiniz anlamı çıkarmanız da bütün tenkid teorilerini alt üst eden bir baş- ka kötü niyet ifadesidir. Yazınızın sonunda zikredilen ve Ata- türk'ün Tevfik Fikret'i tenkid etmeyi ya- sakladığını iddia eden sözler ise bir devlet adamınm şahsi ve bu yüzden muhterem düşünceleridir. Devlet adamlarının emirleri bilim adamlarının tezlerine mesnet olamaz. Aynca bilim adamlarını, emirlere aykı- n tespitler yaptıkları için 'tarihin ırzına geçmekle' suçlamak ise çağdışılıktır. Bu ortaçağ zihniyetini benimsediğini- zi kendi köşenizden itiraf etmiş olmak ise tamamen sizin sorununuzdur." Açıklama böyle... Uluslararası sözcüğü varken "bey- nelmilel"de takılan ve de "beyne'l-mi- lel" yazdıklan için hangi çağda kaldık- larını anlayamadığım iki "bilim ada- mı"ndan sözkonusu kitapta, "Fikret şi- zofreniye yatkındı" saptamasını yapar- ken hangi psikıyatrın raporundan ya- rarlandıklarını açıklamalannı da bekli- yorum. Notere gidip masraf etmelerine ge- rek yok, mektup yazsınlar yeter... Kaldı ki bu kitap, Milli Eğitim Bakan- lığı Müsteşarı Bener Cordan'ın Vazi- yet'e yaptığı açıklamaya göre incele- meye alındı... İki "bilim adamı"nın bu açıklaması sanırım Milli Eğitim Bakanlığı'nın ince- lemesine de ışık tutar. Lise öğrencile- rine okutulan bu kitap, tarihin değil Türkçe'nin de "ırzına geçiyor"! Iki "bilim adamı" Ahmed Haşim için şöyle diyor kitaplarında: "1914-1918 yılları arasında bizzat askerlikyapmıştır." Ayşenur ve Nermin Hanımlar, ayrıca "bizzat askerlik nasıl yapılır", açıklasa- lar da cahil kalmasak! İ HARBİ SEMtH POROY BULUT BEBEKM RAYÇIFTÇİ TARİHTE BUGUM MÜMTAZ ARIKAN 21 Şubat SPINOZA'NIN ÖLÛMÜ 167?'DB BUSUN, UHLÛ FİLOZOF BENEDICTPe SPIN02A, 45 YAÇlNM HOUANDA'PA OLDU. YAHUDİ AS/UI OLOU- ĞUNDAN, ÖHJCE MUSevi &NİNI, DAHA SONRA DA 8£NİM, SECH& UIRİSJ1YANLIĞI İYİ İNCELEMBSİ, ÇAUÇMALAÇl- Nl ÇOK emleuİfTİ. "/t7EJSr°(TAN&TAN/MA2) OL4RAK SUÇlAHMIŞ,£ERC£KrE >& "PAHTEİZM"I(ANRI ii£ DÜMYAY1 ÖZDEÇLEÇTİRENANlAY1$) BENI KlÇlNlN MORAL CLAfZAK DİNE OHEM VERMESİNİ, AN- CAK, DU$ÜUCEt>E OZGUÜ KALMASINI SAVUNMUÇTU. INSAHLAR ABAStNDAKi ILlÇKİLEgl "İYİ* DÜZEYE G£- TİRMENİN YÖNTEMINI DE, PESCAg7ES'7£H MıRAS ALDIĞI AKILCIUKLA &EUfU£MlÇTİ."FİLOZOFLAfllN FİL02OFu"DİYE ANILAN SPMOZA, OZETLE, ME7AFİ- Zlk. FELSEFENİN VAZ&EÇİLME2 TEMEL DAN BİRJYOı DENEBlLlR.. KADROUNVANI Müfettiş SINIFI DERECESl G.t.H. 5 İZMİRNARLIDERE BELEDİYE BAŞKANLIĞFNDAN Belediyemız Genel ldare Hizmetlerinde çalıştınlmak üzere aşagıda ünvanı. sınıfı. derecesı. adedı yazılı kadrolara karşılannda gösterilen nkelık ve şartlarla 657 sayılı Devlet Memurlan Kanunu hü- kümleri \e ılk defa memuriyete atanacaklara ait sına\ yönetmeliğı esaslarına göre (Müfettiş yardım- cısı memur) adayı alınacaktır. ADEDl ARANACAK IVİTELİK VT ŞARTLAR 1 4 yıllık eğitim eören Siyasal Bılgiler tşîetme. Iktisadî Ticari Bilimler."Akade milerden veya eşitliği vüksek öğretim kurumlannca tasdik edilmiş yerli veya yabancı fakültelerden birini bitirmiş olmak (Müfettiş Yardımcısı olarak atanacaklar.) GENEL ŞARTLAR: Başvuracak adaylann 657 sayılı D.M.K.'nin degişik 40.41,48. maddelenndeki şartlan taşımalan ge- rekmektedir. ÖZEL ŞARTLAR: 1- Müfettiş sınavma katılacak adaylann sınav tarihinde 38 yaşmı aşmamış olmalan. 2- Erkek adaylann askerlik görevini yapmış olmalan eerekmektedir. 3- Yazılı sınavda başanlı olanlar sözfü sınava tabi tutulacaklardır. BAŞVTtRL: Sınava girecek adaylann. nüfus hüvivet cüzdanının aslı veya örnegı. diplomanın aslı veya onaylı ör- neği ve 2 adet fotoğrafı ile birlikte 08.03.1995 günü mesai bıtiminekadar Belediyemiz F"ersone'l Mü- dürlüğü'ne başvurmalan ve alacaklan iş talep formlarını usulüne uygun doldurup sınav giriş belgesı- ni almalan gerekmektedir. SINAV' TARİHİ VE ZAMANI: 15.03.1995 Çarşamba Saat: 14.00 (Sınavlar Belediyemız Yemekhanesinde yapılacaktır.) Basın: 7993 BULUNMAZ TİYATRO İ S T A N B U L SIHIRLISANDIKYaz.-Yön: H.HIIml Bulunmaz 23 Şubaftaio o o - ^ 30-15 30 KIRŞEHİR de MMMkf* DOAOn Salonu Bıferter Gözûm Kmasrye, Krşehr'jn Sesı Radyoa Org FŞefisoy Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel: 554 08 04 KTURYAP k& EMLAK BİLGİ BANKASI Tlf C4:ı248 49 95 • 242 48 12 Fax (242)242 37 J3 ANTALYA Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ALİ ESER ÜYELERİMİZEVE KTIAPSEVTRLERE ZENGİN KİTAP ÇEŞİTLERİMİZLE, KADIKÖY'DE HIZMETİNİZDEYİZ Cumhuriyet Kitap Kulübü çağ Pazarlama A.ş. Sergi Salonu Adresimiz: Bağdat Cad. Haldun Taner Sok. Caddebostan/Kadıköy KIRMIZI BALIK ÇOCUKEVİ AİLE ve ÇOCUK TOPLANTILARI "GRUP OLUŞUMU ve ETKİLERİ" Konu sunuşu: Danışman Dr. Erdal Atabek Kırmızı Balık ailesi davetlidir Dışandan katılacaklann telefon etmesi rica olunur. MECİDİYEKÖY: 5 Şubat 1995 Pazar saat 12.00 0212 272 96 07 BOSTANCI: 26 Şubat 1995, Pazar, saat 12.00 0216 417 16 36 e>oner olgun emin igüa (Balı 2130-23 3O) CABARET CİNE Ycsılpınjr V>k No 2Ama\ulkoy lel 1T ~\ W IKINOKTA KÖY ENSTİTÜLERÎVT: ÖTESİ Mahmut Makal 2.Bası5O.O0O(KDViçınde) Çağduş Yavınları Türkoccığı Cad. 39-41 Cağaltığlu-lstanhııl Ödemeli gönderilmez Bizimle aynı ffrekanstasınız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear