25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 1995 PAZAR 14 KULTUR ' Hollywood yönetmenleri kişiliksiz' Peter Jackson. Holly\vood'da en çok, özgünlüğün beğeni topladığını söyleyen Jackson. buraya giden bütiin özgün yönetmenlerin de kişiliksiz Amerikalı sinemacılara dönüştüklerini savundu. Bu yüzden Amerika'ya dönmeyi hiç düşünmeyen, Yeni Zelanda'yı çok sevdiğıni söyleyen Jackson, bu ülkede kalıp çalışmalanm sürdürecek. Kültür Ser\isi- 'Heavenly Cre- atures' fılminın yönetmenı Peter Jackson. Oscaradaylannın açıklan- masının ardından. Hollyw.ood"un. yönetmenlen kişiliksiz sinemacıla- ra donüştürdüğünü söyledi. Jackson'ın senaryosunu Frances \ValshMa bırlikte yazdığı ve en iyi senaryo dalında Oscafa aday gös- terilen "Heavenh Creatures'. 1954 yılında gerçekten yaşanmış bir öy- küyü. PaulineParker ve Juliet Hul- me adında Yenı Zelandalı ikı genç kızın birlıkte Paulınc'in annesinı öl- dürmelerini konu edıyor. Yenı Zelanda Radyosu'na bir açıklama yapan Jackson. Yeni Ze- landa filmlennin Amerıka \e A\- rupa'da çok iyi ı^yapmasını "özgün ve heyecan verici" olmalanna bağ- layarak "Sanırun bu. şu anda Ame- rika'da çekilen filmlerin niteliksizli- ği konusunda bir fikir veriyor" de- dı. 'Heavenly Creatures' filminin en iyi senaryo Oscan'na aday olması, onu gerçekten sev ındirmiş: "'Senar- yoyu yazmak zor oldu. Hem üzerin- de çalıştığimız konu hem de onu na- sıl aktaracağunız önemliydi. Bir ipin üzerinde yürümek gibiydi. Her an düşebilirdik \e gerçekten bir denge unsuru gerekhordu. Bu filmle gu- rurduyuyorum. İpin üstünde yürümey i başardığı- mızı düşünüyorurrT Jackson. senaryonun Oscar'a aday gösterilmesinın başarılı oldu- ğunu gösterdığını düşünse de "Ödüller benim için çok fazla bir şey ifade etmiyor. Sinemacılariçin önemliolan. izle- yicinin tepkisi. Ödüller pastanın üs- tündeki krema gibi, ama kendimi gerçekten iyi hissetmemi sağlayan şey, birinin gelip "He>. filmını ger- çekten sevdim' demesi** dıyor. 'Heavenh Creatures', en iyi se- naryo Oscar'ı ıçin Quentin Taran- tino'nun yedı dalda Oscar adayı olan Pulp Fiction' fılminın yanı sı- ra 'Four \\eddings and A Funerak Dört Nikâh Bir Cenaze', 'Bullets Over Broadwa\' ve 'Lç Renk: Kır- mızı' filmleriyle yarışacak. Jack- son'ın Oscar'a en yakın gördüğü film ise 'Pulp Fiction' 45.Uluslararası Berlin Film Festivali'nin Retrospektif bölümü Buster Keaton'a aynldı Maskenmiçindehüzünlü1>ir çift göz GUNERVUREKL1K BERLİN- Uluslararası Berlin Film Festivali'nin Retrospektif bölümü bu yıl, sınemanın 100. yıldönümü nedeniyle ünlü güldürü ustası Buster Keaton'ın filmlerine aynldı. Bu böliımde. "BüyükTaşYüzlü"\ "HiçGülmeyen Adam" ve "En İyi Kıçüstü Diişen Komedyen"29 uzun. 40 kısa metrajlı fılmıyle, sinemanın ölümsüz günlennı bir kez daha yaşatıyor seyirciye. Buster; şeytanın art bacağı, piç kurusu! Buster Keaton yaşasaydı sinemayla aynı yaşta olacaktı. O. anne ve babasının \aryete tiyatrosunda. iki perde arasında 4 Ekım 1895 günü Kansas'ta doğmuş. bir ay sonra. l Kasım 1895 günü de Berlin'de. VV'intergarten varyetesınde Max ile Emil Skladantmsky kardeşlerın sundugu 15 dakıkalık bir filmle. sınema denılen o büyüleyıci görüntülerle ilk kez seyircisi karşısına çtkmıştı. Buster Keaton "En İyi Kıçüstü Düşen Komedyen" ıdı. O kıçüstü düşmeyi daha altı aylıkken öğrenmeye başlamiştı. Ana- babasının \aryete yaptıklan bir sırada merdivenlerden öyle bir düşmüştü kı. tiyatronun sihirbazı Harry HoudinL asıl ismıjoseph Francis Keaton olan küçük afacana "Buster" lakabını takmış. "Bu ne düşüş, bu piç kurusu şeytamn art bacağı olmalı" demışti. Sonra o. ömür boyu bu lakabı taşıdı ve adı Buster Keaton oldu. Güldürülerde 22 yaşına kadar oynamış Buster Keaton, ana-babasının varyete tıyatrosundaki güldürülerde 22 yaşına dek oynamış. seyircilen kınp geçirmişti. Daha beş yaşındayken ünlü bir vodvıl ustası olmuştu. Çok yaramaz olduğu. sürekli bir şeyleri devirip kırdığı için annesı onu hıç yalnız bırakmaz. yanında sahneye taşırdı, O da şaklabanlıklanyla oyuna katılır. ana-babasının vodvillerine renk katardı Retrospektifte gösterilen bir filmde Buster Keaton 'ı sahnede bırbebek arabasının içinde. elınde bıberonla etrafa şeytanca gülücükler dağıtırken izliyoruz ve hayretler içinde kalıyoruz. Buster Keaton. I9l7 yılında sinemaya geçtı. "Comicque FUm Company"de Fatty Arbuckle'nin yantnda asistan oldu. Babasından sonra Keaton" un en önemli güidürü öğretmenıydi Arbuckle. Arbuckle'nin başka bir film şirketine geçmesıyle de Keaton kendı filmlennı çeviımeye başladı. l920ıle 1928 arasında çevırdıği 19 kısa. 10 uzun metrajlı filmı Keaton'ın klasik döneminın en önemli. en iyi filmleriydi. Bunlar arasında. "The Navigator", "Jr. Sherlock". "The Three Ages", "Our Hospitalitv ", -Go \Vest", "The General"i sayabilınz. Buster Keaton deyınce hemen akla bu filmler gelır. Bu filmlerde Keaton. tiyatrodayken öğrendiğı vodvıl sanatının en iyi örneklenni sunar. Buster Keaton'ın Slapstıck arkadaşlan Charlie Chaplin ile Harold Lloyd, sessız filnıin titrek hareketlenne uygun hareketlerle. daha komik bir ortam yaratırken o. bunun tam tersını yapar. hıçbir ifade taşımayan taş suratı \e yumuşak hareketleriyle oluşturduğu kontrast. onun güldürü öğesınin özü olurdu. Hareketleri atletıkti. Suratında hiçbır ifade yokken. anlatmak istediginı melankolik gözleriyle anlatırdı. Yüzünde sanki bir maske vardı. Maskenin içinde hüzünlü bir çift göz. Komik olan da ışte buydu.Ve bir de ciddiyeti. Bir söyleşide. "İnanın bana filmlerde öyle ciddi olduğumun pek farkında değildim. Bana °sız nıye hıç gulmuyorsunuz' denildiğinde bunun farkına vardım. N'edeni, tiyatro vıllarından kalma bir aîışkanlık olsa gerek. Daha çocukken sahneye çıkrığımda. ne kadar ciddi olursam. seyircilerin de o kadar çok güldüğünü saptadım" dıyordu. Sonra, kıçüstü düşüşü. Slapstıck sanatta düşmek çok önemliydi. En iyi de Buster Keaton düşerdi. Ayağı kaydığında vücudu yere paralel havalanır (ne kadar çok havalanırsa o kadar çok makbule geçerdı). sonra tüm vücuduyla kıçının üstüne düşerdi ve seyırcileri bu akrobatik hareketiyle kahkahaya boğardı. Gag'leri (gülüt) rastlantıya bırakmazdı. "Komik bir sahnenin matematiksel hesabı yapılmalı" derdi. Buster Keaton'ın 1920 ile 1928 arasında çektiği filmlerde, hep iki ana konu çıkar karşımıza: Kadınlar ve Makineler... Kadınlar yaşamını altüst eder. Kadınlann karmakanşık ettiği dünyasını düzene sokmaya çahşır ve kolay kolay âşık olmaz. Bir kez duygusal olur; o da "Go West" filminde bir ineğe. Makinelere karşı tavn ise çok daha değişiktir. Makineleri teknolojinin bir harikası olarak görür ve onlara egemen olmaya çalışır. Charite Chaplin ın aksine (Modern Zamanlar), Buster Keaton makinelerin hayranıdır. Onlan öğrenmek, kullanmak ister. "The Navigator"da tek başına bir gemı kullanır; "The General"de bir lokomototifı sürer. "The Three Ages"de, taş çağı sahnesinde, kolunda güneş saati taşır. Ama siz kaderin cilvesine bakın, teknolojiye hayran olan Buster Keaton. yıne teknolojiyle yok olup gider. Sesli filmin bulunması onun sonu olur. Bu arada Keaton bir de hayatının en büyük hatasını yapar. O artık senaryo yazan Kendı stüdyolannı bırakır, 1928'de MGM film şirketine geçer. MGM'de eski oyununu bırakması, şarkı söylemesi, dans etmesi ıstenir. O da bunu yapar ve MGM'nin kükreyen aslanının ağzına düşer. O artık senaryo yazan, yönetmen, yapımcı, başrol oyuncusu Buster Keaton değil. önüne koyulan bir senaryoyu oynamak zorunda olan "herhangi bir" oyuncudur. Sonralan. "Çevrilen bu filmler artık benim filmlerim degildi" der. Evlilıği bozulur. kendisıni içkıye verir. 1933 yılında MGM, Buster Keaton ile olan kontratı bozar ve sanatçı yeniden kısa filmler çevirmeye, götürü işler yapmaya. başka komedyenler için güldürüler (Gag'ler) yazmaya başlar. 1949'da televizyon programlanna çıkar ve aynı yıl Bill> Wilder'in "Sunset BoulevartT adlı filminde Gloria Svvanson, Erich von Strohheim gıbi sessiz sınemanın unutulmuş starlanyla bir araya gelir. Bir zamanlann Hollyvvood yıldızlannın yitip gitmesini dramatik birbiçimde ele alan filmde Buster Keaton. briç masasında balmumundan bir figür gibi oturmaktadır ve bir tek repliğı vardır: "Pas" Sonra çeşitli filmlere çıkar, figüran olarak. 1952'de Chaplin in "Sahne Işıklaruıda" (Limelight) yaşlı bir komedyeni oynar. 1957'de yaşamını konu alan bir filme (The Buster Keaton Story), danışman olur. Son kez 1966'da göstenme giren "Toll Trieben es die Ahen Römer" adlı filmde rol alır ve aynı yıl 1 şubat günü 70 yaşında ölür Olümünden sonra ona bır lakap daha takılır: nningGag".. 4-8 şubat tarihlerinde gerçekleştirilen 26. Macar Film Festivali'nde 20 film ve 40 belgesel gösterildi Iyisiyle kötüsüyle ^cesıır' bir festivalMEHMET MESTÇİ BLDAPEŞTE -4-8 Şubat tarihlerinde 26. Macar Film Festivali Budapeşte'de yapıldı. Göstenlen film sayısı bakımından küçük çap- lı bir festıvaldi. Ancak. Rotterdam Festiva- li'nden sonra Mehmet Basutçu'nun "Ne Mutlu Hollandalılara! Sanata bövlesine du- varlı. yaratıcıhğa \e demokrasiye böylesine saygılı bir toplumda yaşadıklan için!" dediğı gıbi. "Nemutlu Macarlara" dıyorum ben de kev ıfle. Sınemanın. sinema v aratıcılığının ne kadar büyük bir keyif ve güç olduğunun bu kadar farkında olduklan için. Yapılan herba- şanlı filmin mutluluğumuzu. öyle ya da böy - le. hiç ama hiç küçümsenmeyecek boyutlar- da arttırdığını bu kadar iyi bildiklerı için! Sinema. y üz y aşında. Sinemanın keşfedil- diği dönemde 7. sanatın öncülerinden Louis Lumiere, "sınematografi olarak adlandırdığı- mız bu icat. kısa sürede sönmeye mahkûm- dur' kanısına varmış. Macar Film Festıva- li'nın yönetıcısi ZsoltKo\acs.şunlan ekliyor bu söze "Ancak. Lumiere kardeşlerden son- ra. bugüne kadar varatılan hareketli resım- lerin' kaç bin saat tuttuğunu hesaplamamız neredeyse miimkün değildir. Sinema sanatı insanın hayatını değiştirdi. Acaba önümüz- deki 21. yüzyıl bize hangi masallan anlatacak. hangi "hareketli resimleri" gözümüzün önün- de kaydıracak? Evet, sinema variığını sürdü- recek. Tabii kuşkusuz Macar sineması da." Bu küçük festıvalde toplam 20 film ve 40 belgesel gösterildı. Büyük ödülü ve ulusla- rarası film eles.tirrnenleri tarafından verilen Gene Moskovutz Ödülü'nü artık adı ustala- ra kanşan Peter Gothar kazandı. "Reszleg- Bölüm" adlı filmıyie. 'Bölüm' festıvalde şa- şırtıcı ilgi gördü. Sınemaseverler. Peter Got- har'ı. Macarlann yakasını yeni yeni bırakma- ya başlayan ve Gulaş komünizmiyle hızlanıp 1980'lerin ortalanndan itıbaren kendinı ıyi- den lyıye hissettiren post-komünizm sürecın Macar ulusuna armağan ettiği 'groteskveab- siird' yaşam algılayışını temel alarak bu ga- rip durumu müthış bir ironi ile ışleyen "IVÎe- gal Az İdö-Zaman Duruyor" filmiy le anım- sarlar. Ingiliz "The Times' gazetesının tanınmış film eleştırmeni David Robinson. Macar Film Festivali'nin, belki de en önemli özellığinı şöyle dile getiriyordu: "Budapeşte'deki bu festival, cesaret göste- riyor ve bütün önemi ve değeri de burada. Hiçbir ayrım yapmadan iyilerinin > anında kötii fılmleri, başansız denemelerû hatta 're- zilliğin daniskası' niteliğindeki bazıfUmleri de sunuyor seyirciye, tabii kimi nefıs filmlerle birükte." Avrupa. özellikle de Doğu Avrupa sine- masının maddi olanaksızlıklar nedeniy le zor bır süreçten geçtiği son yıllarda. ABD dışın- da çekılmış herhangi bir filmin başanlı olma- sı. başka başanlı filmlerin yapılmasına yol açarak yedınci sanatı bir nebze olsun Holly- vvood egemenliğinden sıyırabilir. Bunubilen sınemaseverler için başansız Avrupa filmle- n seyretmek kaygı vencı! Ama Macaristan gibi sinemanın sorunlanyla yakından ılgili bir ülkede yapılan her üç-dört filmden mu- hakkak birinin başanlı olması da kuşkusuz sevindirıci. Her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen bu festivalde. seyircinin gözü önünde Macar filmlennin sorgulanması, festıvalin içerdiği alçakgönüllülüğü de arka plana ıtiyor. Kuş- kusuz festıvalden bırtakım yararlı dersleralı- nıyor ve meslek erbabı (yönetmenler, kame- ramanlar, ışıkçılar vb.) bırteirine göz kırparak ev lerinın yolunu tutuyorlar sonuçta. Festival- de gösterilen belgesellerın büyük bölümü yüzyılımız insanının 'karanlığı'na odaklan- mıştı. Bu belgesellerde madenlerden. radyolar- dan çıkarılan işsizlerle. çocuk katilleriyle, hırsızlarla, dilencilerle, yoksul köylülerle ya- pılan söyleşiler: politikaya kurban edilenler, Macar neo-Nazilerin 'büyük Macaristan' ha- yalleri üstüne araştırmalar. Olah Çıngenele- rinın geleneksel cenaze törenleri ve tabii 2. Dünya Savaşf nın korkunç kıyımlan ele alı- nıyordu. İlk kez 1965'te düzenlenen Macar Film Festivali'nin başlangıç yıllannda belgeselle- re az ilgi göstenhrken 1986'dabirbelgeselin büyük ödülü kazanmasıyla bu durum değiş- mış ve yaşanan belgesel patlaması üstüne de festival, normal-konulu filmler ve belgesel- lerolarak iki gruba aynlmış o tarihten bu ya- na. 26 Macar Film Festivali'nde AndrasSrir- tes'in 'Lumiere'in Makaralan', Peter Bas- co'nun "Şahit'i, Jozsef Pacskovsky'nin 'Esti Kornel'in Harika Yokuluğu" ve 'Benim Yir- minci YüzyılımMa tanıdığımız genç yönet- men tldiko Enyedi'nin son fılmi olan 'Sihir Avcısı', başlıca ödüllen kazandılar. Özellik- le "Estı Kornel'in Harika Yolculuğu'. çarpı- cı görüntüleri, 20. yüzyılın ilk dönemini bü- yüleyici bır saflıkla işleyen montajıyla son yıllarda çevrilmiş en başanlı Macar filmle- rınden biri olduğunu hissettirdi. Ünlü Macar yazan Kosztolanyi'nın birese- rinden uyarlanan bu film, hayatının bahann- da yazar olmaya karar vermiş bir yeniyetme çocuğun ülke dışına yaptığı ilk geziyle 30 yıl sonraki. ölümle sonuçlanan son gezisı arasın- da geçen zamanı anlatıyor. Ve yaşama duyulan açlıkla bıkkınlığı, doğ- ru dürüst bir şey yaşayamamış olmanın ha- fifliğiyle, eski anılarla âdeta kevgıre dönme- nin trajedisini içeren 'Esti Kornel'in Harika Yolculuğu'; Freud'un psikanalizleri, Alfred Jarry'nin muzırlığı ve Kafka'nın içedönük sürrealizmiyle besleniyor. Bu filmde. genç yönetmen Jozsef Pacskov sky, Szinbad filmi- nin ünlü yönetmeni Zoltan Huszarik ustanm etkısıni hıssettiriyor. Festival yöneticisi Zsolt Kovacs'ın sözleri Macar Film Festivali'ni açık seçik değerlen- diriyor: "Macar sineması da Macar toplumu gibi ağ>r bir dönemden geçi>or. Daha az pa- rayla başının çaresine bakmak \e esen deği- şim rüzgârlanyla da başetmek zorunda. Bu nedenlefestivalimiz geçmişe göredaha küçük çapta düzenlendi. Ancak izleyenlere son dö- nemde Macar sinemasında neler olup bittigi- ne ilişkin fildr verecek ve eleştirme olanağı sağlayacak boyutta bir festival gerçeklestir- meye çalıştık." İngilizce ve AlmcLnccL GÖK-DİL'de öğrenilir. FOREIGN LANGUAGE CENTRE Kaydınızı eski ücretlerimizle yaptırın. Kış dönemindeki sınırlı kontenjanımızdan yararlanın. GDH-CSLKursların Başlama Tarlhlerl: Gündüz: 6,13,27 Şubat Akşam: 24,31 Ocak - 7,14,21,28 Şubat Hafta Sonu: 28 Ocak - 4,1 1 ,18,25 ŞubatC HASANPAfA Abdumalım Mamduh Sk. No 9 Tel 337 04 07 <18 18 89 KAOIKOY TAKSİM L/M-ELİ BAKIRKÖY BAK1RKÖY 2 Kusd'lı Cad. Taksım Cafl. No: 71 Kurultay Sk No. 10 Istanbul Cad Hal Soyu Cac Dılek Han No 67 Tel-237 66 81 Tel 520 1141 - • • - . . . _ . . - _ T«l 338 03 47 250 34 49 520 11 42 345 18 96 250 47 47 527 62 14 D»nteucı Sk No 7 Mo 36 T«l S71 27 83 BakıtKoy/lST S83 68 40 Tal 543 83 97 570 18 49 ç y p ç Tartm v« Sahf MUmûnda yön«(W görevl alabitocak TANITIM - SATIŞ SORUMLUSU • Tfcbi detegeleri organıze ve motıve ecfip. yönlendreriecek • Ekfp çalışmasına ve fmra poülikalanna uyum sağiayabSecek. • kaç tanıtımı ve sadşt konusunda yaklaşık 3 yıl deneyımlı, sooımlulıık aiabtleoeK • 3O+5yaşnda • S* seyahat edebtlecek, • Yüksek okul veya -JnMersite mezunu • Yaratavedinamıkyapılı, • Askerîğini yapmış, El*man Aranmaktad*. Adaytann 248 « 32 v»ya M nolu tetefondon İn. MOkto ÖZDEMlS'der rondevu almalon ve yenı çekümiş t * fotograto İle aşoödaki odrese başvumaionrtcaolunur. Başvurular gett fteüne gûre deOertendrtecek ve gûreve uygun göriüertef cevaplandrtocoktf. Gmbil EMBİL İIAÇ SANAYİI LTD.ŞTİ. Bomoot) Birahane Sk.No:40 Şışü-İST ÜYELERİMİZEVE KİTAPSEVERLERE ZENGİN KİTAP ÇEŞİTLERİMİZLE, CAĞALOĞLU'NDA HİZMETİNİZDEYİZ Cumhuriyet Kitap Kulübü çağ Pazarlama A.ş. Sergi Salonu Adresimiz: Türkocağı Cad.39/41 Cağaloğlu Tel:512 05 05 SATILIK SPRİNG Sahibinden satılık 95 motel 1000 km.'de beyaz, özel alarm tertibatlı SPRİNG Tel: 41124 41 Hüseyin Sermere Fransa'dan üç ödül • Kiütur Servisi -Fransa'da yaşa- yan piyanist Hüseyin Sermet, Florent Schmtt'in "Symphonie Concertante" adlı yapıtını içeren CD'siyle Fransa'da üç ödül ka- zandı. Sanatçı; 15 şubatta Paris'te "Diaposon D'Orde Uannee", 6 şubatta "Grand Prix du Dısque , de la Nouvelle Academie du Dıs- que", 30 ocakta Cannes'da dü- zenlenen MIDEM Fuan'nda "Uluslararası Kritık" tarafından verilen '"Edıtor's Choise" ödülü- nü kazandı. Devlet Tıyatpolan'nda 'Edebiyat ve Aşk' söyleşisi • Kültür Servisi - Istanbul Devlet Tıyatrosu tarafından düzenlenen ve her pazar Atatürk Kültür Merkezi Bırim Tiyatro'da saat 15.30'da gerçekleşen "Pazar Sohbetlen"nın bu haftaki konusu "Edebiyat ve Aşk". Hulki Aktunç. Mano Levi ve Jale Sancak'ın konuşmacı olarak katılacağı. Atılla Birkiye'nin yöneteceği bugünkü toplantıda yazarlar, aşka nasıl baktıklannı, aşkı nasıl yaşadıklannı anlatacaklar. Paul Kennedy'nin kitabı yayımlandı • Kültür Servisi - Türkıye tş Bankası Kültür Yayınlan. ünlü tanhçi Paul Kennedy'nin '"Yirmi Birincı Yüzyıla Hazırlanırken" adlı kitabını yayımladı. Daha önce Türkıye Iş Bankası Kültür Yayınlan tarafmdan yayımlanan '"Büyük Güçlerin Yükselişı ve Çöküşü" adlı kitabı ile Paul Kennedy. tarih boyunca tüm büyük güçlerde görüldüğü gibi Amenkan lmparatorluğu'ndakı düşüşü de teşhis ederek dünyanın uzerinde en çok konuşulan ve okunan tarihçisi olmuştu. 16 değışık ülkede yayımlanan ve ülkemizde de büyük ilgıyie karşılanan bu kitabından sonra Paul Kennedy, "Yirmı Bınncı Yüzyıla Hazırlanırken" adlı kitabında, bakış açısını geleceğe yönelterek, "Şu andakı yaşam bıçimımize meydan okuyan unsurlar nelerdir? Dünyadaki değışım için gereklı güçler hangılendır ve bunlarla başa çıkma yöntemlenmiz neler olmalıdır? Bir toplum kendisıni yirmi birincı yüzyıla en iyi şekilde hazırlamak için neler yapmalıdır 11 " gibi gibi sorulara yanıtlar anyor. Demi Moone'a yeni bir film teklifi • LOS ANGELES (AA) - Rol aldığı son film "Taciz" ile izleyicılenn ilgısıni bir kez daha çekmeyi başaran Demi Moore'a yeni bır film teklifi geldi. "Striptease" adlı filmde rol almayı kabul ederse. Moore. Holly\\ood"un n iyi para kazanan oyııncusu olacak. Hollywood'da yayımlanan Daily Vanety ve Hollyvvood Reporter gazeteleri. Moore "un menajerlerinin Casatle Rock Entertainement ile 12 milyon dolarhk bir sözleşme imzalamak üzere olduğunu belirttiler. Bundan önceki rekor, "Sister Act II" filmindeki başrolü ile 8 milyon dolar kazanan Whoopi Goldberg"e aitti. Paradis tutuklandı • MONTREAL (REUTER) - Fransız şarkıcı ve film yıldızı Vanessa Paradis. Kanada'nın Montreal kentindeki Dorval ha\aalanmda. uyuşturucu taşıdığı gerekçesiyle tutuklandı. Amerikalı gümrük yetkilileri, New York'a gitmekte olan sanatçının bavulunda 3 gram esrar bulunduğunu açıkladılar. 500 dolar kefalet ödedıkten sonra serbest bırakılan Paradis'in gelecek ay Montreal'de mahkemeye çıkacağı belirtildi. Fransız radyosu. serbest bırakıldıktan sonra Paris'e dönen Paradis'in. Gerard Depardieu ile birükte oynadığı 'Elısa' adlı filmin tanıtımı için Kanada'ya aittiğinı bildırdı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear