Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 KASIM 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Çimento
fabrikaları
satılıyor
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Sanayi ve Ticaret
Bakanı Hasan Akyol'un da
altında imzası bulunan
Özelleştirme Yüksek
. K.urulu'nun (ÖYK)
karanyla Özelleştirme
. ldaresi Başkanlıgı'na
(ÖJB)satılmaküzere
de\ redilen Çimento Sanayi
AŞ'yeait 11 çimento
fabrikası satışa çıkanlıyor.
Akyol, karann
yayımlandığı tarihte.
bakanlıgına bağlı çimento
fabrikalannın satılmak
üzere idareye devredilmesi
konusunda "Biryanlışlık
oldu" açıklamasını
yaparken fabrikalann satış
ilanı bugün yayımlanıyor.
ÖİB'den dün yapılan
açıklamada. ıhalelerde son
öneri verme tarihi 1 aralık
olarak belirlendi.
fabrikaları
özelleştirilsin'
• ANKARA (Cumhurivet
Bürosu)- Yaklaşık450 bin
pancar üreticisinin üye
olduğu Pancar L'reticileri
Bıriiği "Pankobirlik".
"Devlete ait şeker
fabrikalannın
'.özelleştirilmesi ve pancar
j tanmının önündeki
j engellerin kaldınlmasını
ı-istiyoruz" dedi.
Pankobirlik'in hafta içinde
yapılan Genel Kurulu'nun
sonuçlanna ilişkin dün
yapılan yazılı açıklamada.
sanayi ile entegrasyonun
mutlaka sağlanması
gerektiği belirtildi.
Yabancı
sermaye
gınşı az• ANKARA (AA) -
Yabancı Sermaye
Koordinasyon Dernegi
(YASED)Başkanı Yavuz
Canevi. mevzuat açısından
gösterilen bütün esnekliğe
rağmen. Türkiye'ye
yabancı sermaye girişinin
arzu edilen seviyeye
ulaşamadığını ifade
ederek, "Ancak 1996'dan
itibaren yabancı sermaye
açısından biratılım
donemi başlayacak" dedi.
Canevi. 1989öncesindeki
26 yıl içinde toplam 220
milyon dolar olan yabancı
sermaye girişinin. 1989
yılından itibaren yıllık 1
milyar dolara oturduğunu.
ancak bu noktada durağan
hale geldiğini söyledı.
TİSK, kıdem
tazminatından
şikâyetçi
• ANKARA(ANKA)-
Türkiye Işveren
Sendikalan
Konfederasyonu (TİSK).
işyerleri üzerindeki
"potansiyel kıdem
tazminatı yükü'nün 1
katrilyona yaklaştığını,
yükün ocak ayında da bu
düzeye ulaşacağını öne
sürdü. TlSK'ten yapılan
açıklamada. kıdem
tazminatlannın en büyük
işletmelerin bile malvarlığı
ile karşılayamayacağı
boyutlara ulaştığı ıfade
edılerek "Ekonominin
kurallanna göre" yeniden
düzenlenme yapılması
istendi Açıklamada.
kıdem tazminatı konusu
yeniden düzenlenmeden
işsizlik sıgortası
uygulamasının
getinlmmesine de
"•mükerrer ödeme" olacağı
savıyla karşı çıkıldı. Bu
durumda ekonominin
rekabet gücü kalmayacağı
savunuldu.
konferans
verecek
• Ekonomi Servisi -
\ssociazione Iniversitaria
Studi Europei (EUSE)'nin
davetlesi olarak
Palermo'da "Türkiye - AB
ilişkılen ve Kıbns sorunu"
konusunda bir konferans
vermek üzere davet edilen
Lefke A\ rupa Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Halûk
Kabaalioğlu, Italya'ya
hareket etti. Toplantıya
ttalya'daki tüm
ünhersitelerde AB
konulannda der.s \eren
200'den fazla profesör
katılacak. Rektör Prof. Dr.
Kabaalioğlu. "Kıbns
konusunun da ele alınacağı
toplantıda önemli bir AB
üyesi olan ttalya'da etkin
konuma sahip üni\ersite
öğretiın üyelerinin
Yunanistan'ın yaıılış
yönlendirmelerine karşı
bilgilendirilmesi gerekir"
dedi.
Kamu finansmanı tıkandı, döviz hareketlendi, hiperenflasyon kapıda
Ekonomi bunahma koşuyorESRA YENER
ANKARA-Temel göster-
gelerde tehlike ışaretleri ve-
ren ekonomi. seçim yatınm-
lannın da etkisiyle büyük bir
bunalımın eşiğine geldi.
1 katrilyon 184 trilyon li-
ra iç, 56 milyar dolar da dış
borç yükümlülüğü olan Ha-
zine. son seçim yatınmlarıy-
la büyük bir kaynak arayışı-
na girerken. uluslarası piya-
salann yanısıra. faiz oranla-
nnı yük'seltmesine karşın iç
piyasadan da borçlanma sı-
kıntısına girdi. Yılsonıına
kadar borç ve maaş ödeme-
lerinden doğan 385 trilyon li-
ralık yümümlülügü bulunan
Hazine'nin faiz oranlarını
artırması. bankalann da kre-
di ve mevduat faiz oranlan-
nı son 1 ayda 3-5 puan yük-
seltmelerine neden oldu. Fa-
izlerin yanısıra döviz kurla-
n da son 1 haftada yüzde 3
oranında yükseldi. Merkez
Bankası yetkilileri. ağustos
sonu itibanyla 8 milyar do-
lan âşan dış ticaret açığına
dikkat çekerken. "KİTzam-
lannın dondunılmasına kar-
şın ekim ayı enflasyonunun
yüzde 7-8 oranlannda ger-
çekleşmesi bekleniyor. Y'ılba-
şından itibaren yüksek oran-
lı bir dmalüasyon sinyali ar-
tık beürginkşti" dediler.
Lluslararası risk değerlen-
dirme kuruluşu Standard and
Poors'un geçen hafta. Türki-
ye'nin "yatınm yapılabilir
iilke" düzeyinın aİtında olan
"B artı" kredi notunu artır-
mayacagını ve Türk ekono-
misinin djrgunluga girdıgi-
ni açıklamasıntn ardından.
Uluslararası Para Fonu'nun
(IMF) da Stand-by anlaşma-
sınıaskıyaalmasıdışpiyasa-
larda kredi kapılarının ka-
panmasına neden oldu.
IMF. Stand-b> kredisinin
kasım ayı dilıminı iptal eder-
ken. uluslararası piyasalara
da Türkiye'nin güvenilmez
olduğu masajını \erdi. Ulus-
larası piyasalardaki olumsuz
gelişmeler yılsonuna kadar
T.4 milyar dolara yakın dış
borç ödemesi gereken Hazi-
ne'nin dış kredi şansını da
azalttı. Hazine'nin. Türki-
ye'nin "3 milyar dolara ula-
şan dış borç stoku içindeki
payı da 56 milyar dolara u-
laştı. Hükümetinyalnızgele-
cek yıl yapacağı dış borç ana
para ve faiz ödemelerı 11
milyar dolan bulacak.
Hükümetin. yılbaşından
beri kurlardaki artışı baskı
altına alma politikasının ya-
nısıra dış ticaret dengesınde
oluşan 8 milyar dolarlık açık.
piyasalardagergin birbekle-
yiş başlattı. Döv iz rezerv i 1 ^
milyar dolara ulaşan Merkez
Barıkasfnın döviz sürerek
piya>alara müdahaleetmesi-
ne karşın. kurlar son 1 hafta-
da yüzde 3 oranında arttı.
Merkez bankası yetkilileri,
IMF'ye \erilen paket doğ-
rultusunda kurlardaki artış-
lann yılsonuna kadar tutula-
cağını belirtirkeıı. -Ancak.
yılbaşından itibaren piyasa-
lardaki bu gerginlikle kurlar
tutulamaz. Ocak a\ ı için > ük-
sek oranlı de\alüas\on bek-
lentisi şjmdiden piyyasalan
sardı" açıklamasını yaptılar.
Yetkilıler. Hazine'nin ön-
ceki gün yaptığı 154 günlük
ihaledefaizoranını lOpuana
yakın yükseltmesıne karşın.
ancak 845 milyar lira düze-
yinde borçlandığına dikkat
çekerek. "Hazine borclana-
mıyor. Piyasalarda likidite
artıyor. Enflasyon da > üksel-
me eğiliminde" uvarısında
bulundular.
Toptaneşya fiyatlanndaki
ÇjÖRÜŞ EKONOMİ POLİTİKALARI ÇALIŞMA GRUBU <*>
Ekonomi yatırım ve tasarruf çıkmazmda
T
ürkiye'de 80'li yıllann başın-
dan beri ekonominin üretim
kapasitesi önemli bir dura-
ğanlıkgöstermektedir. CKinyadaçok
önemli teknolojik geiişmelerin oldu-
ğu 1980 yılından 1993 yılına kadar-
ki dönem içerisinde, Türkiye'de özel
yatırtmların ulusal gelire oranı yüzde
10'dan sadece yüzde 13'e yüksete-
bilmiştir. Dış ticarete konu olan sek-
törierin yatırımları, aynı dönemde
yüzde 5 civannda kalırken dış tica-
rete konu olmayan hizmet sektörle-
rinin yatınmlan ise yüzde 6'dan yüz-
de 8 e çıkmıştır. Bir başka deyişte,
izlenen dışa açılma politikalannm
beklentilerinden farklı olarak üretim
kapasitesinin genışlemesi. ihracata
yönelik sektörlerde gerçekleşme-
miş, aksıne, göreli fiyatlardakı geliş-
meler ve sermaye maliyetindeki ar-
ttşı fiyatlara yansıtabilen iç talebe
yönelik sektörlerde kârlıhğın artma-
sı, ticarete konu olmayan sektörle-
re yönelik yatırımları teşvik etmiştir.
Buniann yanı sıra, 1990'dan son-
ra spekülatif sermaye girişi nede-
niyle yaşanan aşırı değerli kur poli-
tikasının ihracat üzerindeki olumsuz
etkisi de dikkate alındtgında ihraca-
ta yönelik sektörierde yatırımların
artması için selektıf politikalann öne-
mi yeniden gündeme gelmektedir.
Türkiye'de artık, yatırım ve tasar-
ruf yetersizliğıni yabancı tasaı ruflar-
la gidermenin mümkün olmadığı or-
taya çıkmaktadır. Artan dış borç yiı-
kü, dış dünyaya yapılan net kaynak
transferine yol açmakta, işçi döviz-
lerinin dışarıya yapılan kaynak trans-
ferini telafi etme gücü ise giderek
azalmaktadır. Yabancı tasarruflarda
büyük ölçüde kısa vadeii sermaye
hareketlerine dayanarak sağlanan
artışlar ise farklı sorunlar yaratmak-
tadır. Yabancı tasarrufların yurtiçi ta-
sarruflan azaltıcı etkisi Latın Amerı-
ka ülkeleri kadar Türkiye için de ge-
çerii olmakta, dış borçlanma yatı-
nmlan degil, artan ölçüde tüketimi
ve cari harcamaları finanse etmek-
te kullanılmaktadır.
Türkiye, spekülatif sermaye girişi-
nin gerek aşırı değerli döviz kuru ne-
deniyle dış ticaret dengesi üzerinde-
ki ve gerekse faiz ödemejeri nede-
niyle kamu dengesi üzerindeki
olumsuz etkılerini gidermek amacıy-
la, birçok gelişmekte olan üikenin
sermaye hareketleri üzerinde sür-
dürdüğü kontrolleri terk etmiştir. Ay-
nca sıkça başvurulan "zorunlu kar-
şıhk oranı" ve aşın sermaye girişinin
parasal tabanda yarattığı genişle-
menin emilmesi için Merkez Banka-
sı yoluyfa "stenHzasyon" uygulama-
larına yetennce önem verilmemek-
tedir. Türkiye'de, sermaye hareket-
lerinin serbestleşmesinden beri ko-
lay bulunabilen yüksek maliyetii bu
fonların, vergi reformu yapılmaksızın
artan kamu harcamalannı karşıla-
mak amacıyla kullanılması, kamu
dengesizliğini pekiştirmekte katali-
zör rol oynamaktadır. Orta/uzun dö-
nemde sürdürülemeyecek olan bu
fınansal politikalar sonucu ortaya çı-
kan her krizin maliyeti ise esas ola-
rak ücretli kesime yüklenmektedir.
(') Ekonomi Polıtîkaiarı Çalışma Grvbu:
Hacer Ansal. Serap Aşık, Korkut Boratav,
Nazım Ekınci, Fıkret Gorün, Alper H. Gu-
zel, Gûlten Kazgan, Yakup Kepenek, Oğuz
Oyan. izzetttn Önder, Lerzan Ozkale, Erdal
Özmen. Şevket Pamuk, Veysı Sevığ. Cem
Somel, Umıt Şenesen, Fıkret Şenses, Erol
Taymaz. Oktar Turel. Erınç Yeidan, Nurhan
Yentürk.
artı^ın ekim ayında yüzde 7-
8 düzeyinde oluşmasının
beklendigini anlatan Merkez
Bankası yetkilileri. "Olağan
KİT zamlan yapılmadığı
halde. yüksek enflasyon <du-
>or. Se^iniin ardından
KİT'ler ürün fiyatlanna zo-
runlu olarak yüksek oranlı
zam yapacaklar. Beklenen
de\alüasyonla birlikte piya-
salartutıilamaz" dediler. Se-
çimlenn 24 aralıktd yapılma-
sı durumunda. KlT ürenleri
fiyatlanna ocak ayından iti-
baren y üksek zamlar yapıla-
cağına ışaret edildi
Yetkililer. yılsonuna kadar
385 tnKon liralık iç borç ve
maaş ödemesi yükümlülüğü
bulunan Hazine'nin. özellik-
le seçim ekonomisıuygulan-
ması \e tüm üst düzey eko-
nomi bürokratlannın istifa
etmeMiıin ardından borçlan-
makta zorlandığını belirtti-
ler. Hazine'nin borçlanabil-
mek için faiz oranlarını "fa-
hiş"oranlaraçıkardığını vur-
gulayan \etkililer. "Asılteh-
Hkc. faiz oranlanndaki artış-
larda kendisini gösterdi. Pi-
yasalar hiperenflasy ona doğ-
ru gidiyor" dediler.
Tüketici fiyatlanndaeylül
a\ında bir önceki aya göre
yüzde 8 düzey ine ulaşan ar-
tışlar ve Hazine'nin faiz
oranlannı artırmaM üzerine
bankalarson l ayda. kredi \e
mevduata uyguiadıkları faiz
oranlarını 2-5 puan arasında
yükselttiler. Hazine'nin haf-
ta içinde düzenlediği 2 ihale-
de de faiz oranlannı yüksel-
mesi. bankalan venıden ha-
rekeılendırdi. Küçük banka-
lar dün faiz oranlannı 2-4
puan arasında yükseltıklen-
ni açıkladıljr.
Yaklaşan seçim nedeniyle önemli KlT zamlarının ertelenmesi de fayda etmedi
Enflasyon, tümüyle kontrolden çıkbCANAN SOYSAL
Geçen eylül ayında Devlet
Istatistik Enstitüsü'nce yüzde
4.8 olarak açıklanan toptan
eşya fiyat artışlannın. ekım-
de yüzde 4 ile yüzde 5 arasın-
da bir orana yükselmesi bek-
leniyor.Piyasa yetkilileri. ey-
lül ayının sonlanna dogru y a-
pılan bazı KlT zamlannın ve
özellikle şekerde yaşanan
grevle ilgili doğan fiyat artı-
şının yüzde 150'ye varan
oranlarda gerçekleşmesinin
ekim ayı enflasyonunun yük-
sek çıkmasında etkili olaca-
gını savunuyorlar. Ancak,
başta akaryakıt olmak üzere,
beklenen ve etkisi tüm mal
gruplannda hıssedilecek bü-
yük KİT zamlannın ertelen-
mesinin fiyat artış hızını kes-
medigine. bu zamlann seçim
sonrası devreye sokulmasıy-
la enflasyonun daha da tır-
manacagına dikkat çekihyor.
Bugüne kadar hemen he-
men bütün piyasalarda ey lül.
ekim ve kasım avlannda tü-
• Mal piyasalarında
ekim enflasyonunun
toptan eşyada yüzde
4-5 arasında
gerçekleşeceği
belirtiliyor.
ketimın hızla arttığı v ıırgula-
nırken. bu yıl ilk kez tersine
birdurumyaşandığını söyle-
diler.Üretici firmalann vees-
nafın 1995 yılı kârhedefleri-
nin gerçekleşmesi için fiyat-
lanna zam yapmak zorunda
kalacaklan da kaydediliyor.
Önümüzdeki aylan da de-
ğerlendiren piyasa yetkilileri.
kasım ayında enflasyonun y i-
ne yüksek çıkabileceğini. an-
cak aralık ayında enflasyo-
nun durgunlaşacagını belirt-
tiler. Temel gıda maddelerin-
de ekim ayındaki en yüksek
fiyat artışı şekerde yaşandı.
Şeker Fabrikalan ndakı grev-
ler nedeniyle. grev süresınce
şeker fiyatlannın devamlı
yükselmesı sonucunda. şeke-
rin eylül ayı başında 925 bin
lira olan fiyatı 2 milyon 100
bin liraya kadar yükseldi.
Hububat \e bakliyat pıya-
sasının ekim ayı içinde zam
gören tek üriinü olan pınnç-
te fiyatlar yüzde 6.5 oranın-
da yükseldi.
Ekimde en yüksek fiyat
artışı görülen ürün grupların-
dan birisi de temizlik madde-
leri. Toz ve matik deterjan-
larda fiyatlar y üzde 6.25 ora-
nında yükselirken. bulaşık ve
diğer deterjan çeşitleri fivat-
ları ekim ayında yüzde 6.5
oranında arttı. Diger ürün
gruplanndaki fiyat artışlan-
na gelince.. Ekim ayı içinde
margannde yüzde 5.5. sıvı
yagda yüzde 2.5. unlu ma-
müllerde ise yine yüzde
2.5'luk bir artış yaşanırken.
yumurta fiyatlan 2.3 oranın-
da yükseldi. Bu arada ekim
ayı içinde makarna. peynir ve
et fiyatlarında herhangi bir
artış yaşanmadı. Et fiyatlan-
nın artmamasında. ithal et
girdısınin yüksek olmasının
rol oynadığı bildiriliyor.
Ürün adı
pzıhiûûıgı
Ekim ayı fiyat artışı (%)
Toz ve matık deterjanlar
Bulaşık ve diğer deterjanlar
Margarın
Sıvı yağ
Bakliyat ıPınnç)
Makarna
Unlu mamüller
Peynir
6
6.5
5.5
2.5
6.5
-
2.5
ea
Şeker 150
Yumurta
Enflasyona
seçim desteği
I994"tekiekonomik
durgunluktan nasibini alan
inşaat sektörü. bu yıl içinde
de aynı daralmayı yaşamaya
devametti. 1995'in ilk 6
ayında ruhsatı olan inşaat
sayısında yüzde 15.8. yapı
kullanma izin belgesi alan
inşaat sayısında ise yüzde
30.4 oı jnında bir azalış
kaydedildi. Bu durgunluk
nedeniyle inşaat
malzemelerinin fiyatlan
ekim ayında yüzde 3 olarak
aerçekîeşti. Yapı Bilgi
lletişim'in yaptığı
araştırmaya göre inşaat
malzemelerinin fiyatlan
yıllık bazda ise yüzde
7
9.2
oranında belirlendi. Bu arada
seçimler nedeniyle inşaat
sektöründe canlanma
olacağı. bu yüzden
sektördeki büyümenin
gerçekleşmesi bekleniyor.
Otomobil halka iniyor
ERKAN ALTtNSOY
Yeni Mobil Süper S
M
obil'in madenı yağlar aileşine yeni bir yağ
eklendi: Mobil Süper S. Ünlü Mobil 1
yağının üretimi sırasında gelıştırilen
özelliklere sahip performanslı bir yağ. Tam
sentetik motor yağlarının avantajlarından büyük
kısmını sağlamasının yanında iyi motor temizliği
ve hertürlü koşulda ideal yağlama sağlıyor.
Katalitik konvertörün de daha iyi çalışmasına
olanak tanıyan Mobsil Süper S, 15W - 50'lik
vizkozitesiyle motorun soğuk havadan olumsuz
olarak etkilenmesini önlüyor. •
Alfa Romeo'nun yeni
modelleri
E
konomik knzin ardından Türkiye'de yeniden
atağa geçen Alfa Romeo, bir yandan bayi ve
servis teşkilatını genişletme çalışmalannı
sürdürürken diğer yandan da yeni modellerıni
Türkiye'de italya'dan çıktıktan çok kısa bir süre
sonra sunuyor. "Cuore Sportıvo" (Sportif Yürek)
sloganıyla insanların duygularına hitap eden
otomobiller ürettiğini vurgulayan Alfa Romeo'nun
96 modelleri, yapılan tanıtımda özellikle ilk kez
kullanan basın mensuplarının hayranlığını
kazandı. Kısa bir süre önce Türkiye'ye getirilen
145 ve yeni çıkan sedan versiyonu 146 kendi
sınıflanndaki diğer otomobillere benzemeyen dış
gorüşleriyle dikkat çekiyor. AJmanya'daki pist
yarışlannda Mercedes'e kök söktüren 155 ise bu
yarışlardan elde edilen tecrübelerle yenilenmış.
Alfa Romeo'ların fiyatları 1 milyar 97 milyon ile 3
milyar 360 milyon arasında değişiyor. •
D
ünya ekonomisinde önemli bir yere
sahip olan otomobil endüstrisi. son
yıllarda yavaş yavaş doyum
noktasına ulaşan gelişmiş ülke pazariarı
nedeniyle pazariama ve üretim
stratejilerinde değişiklikler yapıyor.
Doğu Avrupa. Güney Amerika ve
Asya'daki otomobil satışlannın
önümüzdeki on yıl ve sonrasında
katlanarak artacağı öngörüsü
üreticilerin buralarda üretim yapmaya
yönelmesine neden oldu. Gelişmiş
ülkelerdeki otomobiller
"/ü/fs/ü/c"lerınden arındınlmış otarak
gelişmekte olan ülkelerde üretilmeye
başlandı. Şu anda otomobil
üreticilerinin yer almaya can attığı en
önemli pazar ise Çin. Geçen yıl yaklaşık
4475 bin
otomobilın
satıldığı Çin'de
satışların 2004'e
kadar 2 milyon
adedi geçeceği
tahmin ediliyor. 20
yıl sonra ise Çin'in
dünyamn en
büyük otomobil
pazan olabileceğı
belirtiliyor. Çin
hükümetinin bu
ülkede kendisiyle
ortak olarak yeni
bir 'a//e
otomobili" üretilmesi için açtığı ihaleye
Mercedes- Benz'den Ford'a,
Nissan'dan Porsche'ye kadar birçok
ünlü otomobil üretıcisi katıldı. Bu
sayede Çinlilerin uygun fiyatlarla
otomobil sahibi yapılması planlanıyor.
Çin hükümetinin yakında yapacağı bir
açıklamayla 1 milyar doların üstünde
harcama gerektiren bu ihaleyi General
Motors'un kazandığını duyurması
bekleniyor. Şu anda Çin'de Daihatsu,
Volkswagen, Suzukı, Cıtroen. Peugeot.
Subaru, Mazda, Chrysler ve Audi yerli
ortaklarla birlikte otomobil üretiyor.
Yeni pazarlarda mücadelenın kızışması
Fiat'ın da itiraf ettiği gibi bu pazariar için
eski teknolojili ucuz otomobiller
üretilmesi geleneğinı yavaş yavaş
değiştirıyor. Mercedes-Benz, Batı
Avrupa için geliştirdıği A sınıfının
değişık bir versiyonunu üretme teklifini
Çin hükümetine iletırken Porsche de
VW Tosbağa'yı üreten firma olarak Çin
pazarı için yeni bir otomobil geliştirdi.
Otomobil üreticileri artık sadece
Üçüncü Dünya ülkeleri için geliştirilmiş
otomobilleri de piyasaya sunmaya
hazırianıyor. Fiat'ın C 178 kod adı
verilen modeli Brezilya. Hindistan,
Türkiye ve Polonya gıbi ülkelerde
üretilecek ve satılacak. Bu otomobilin
Avrupa'da satılması düşünülmüyor.
Türkiye'de mevcut eski teknolojili
yerlilerin yerıni alması beklenen model
aşağı yukan Fiat Tipo'nun boyutlarında.
Böylece yeni teknoloji hesaplı birfıyatla
sunulacak. Türk otomobil pazanndaki
satışların da 2000 yılında yaklaşık 700
bin adede ulaşması bekleniyor.
Gelir düzeyi düşük ülkeler için yeni
modeller üretilirken Batı Avrupa pazarı
için daha da
"halka ınecek"
otomobiller
hazırianıyor.
Mercedes- Benz
ünlü isviçreli saat
üreticisi Svvatch
ile birlikte
"Swatchmobil"
adı verilen ve
yılda 200 adet
üretilmesi
planlanan bir mini
otomobil
hazırlıyor. Ford,
GM (Opel) ve VW
mevcut otomobillerinden daha küçük
"subcompact" adı verilen ürünlerini
hazırlıyoriar. Geleceğe çevreci Avrupa
otomobil pazannda mini şehir ıçi
otomobillerinin daha çok talep göreceği
tahmin ediliyor.
Öte yandan BMVV'nin 3 serisinin
bagajını keserek oluşturduğu yeni ve
daha ucuz hatchback otomobili
Compact ile "prestiji" biraz daha halka
indiriyor. Bunu yaparken, Mercedes-
Benz gıbı o da kendi prestijinı de
düşürme riskini göze alıyor. Ama
kazanılacak paralar bu tür risklerin göze
alınmasını kolaylaştınyor.
Gelişmekte olan ulke otomobil
pazarlannda gelecekte büyük artışlar
görülecek olması bu ülke tüketicilerini
otomobil firmalartnın gözünde önemli
bir konuma getırdi. Gelecekte bizim de
içinde bulunduğumuz bu ınsanlar. sınırlı
bütçelerine karşılık daha iyi ve hesaplı
otomobillere bınebilecekler. •
KISA KISA
• FORD'un
ürettiğı transit
serisi araçlann 30. yılı
kutlanıyor. ilk kez
1965te Belçika'da
üretimine başlanan
transit serisi araçlar
yolcu ve yük taşıyan
pratik bir araç olarak
bugüne kadar 3 milyon
adet üretildi.
• Suzuki Otomobil
Pazariama ve Ticaret
AŞ'nın genel
müdürlüğüne Kimya ve
Yönetim Yüksek
Mühendisi A. Orhon
Tümer getirıldı.
• Merce-
des-Benz
yeni fiyatlarını
açıkladı. Yeni
Mercedes
fiyatlan 2.9 milyar ile 17
milyar arasında
değişiyor.
• Ingıliz otomobil
dergisi "Car",
Renault'nun Kalite ve
Tasarım Sorumlusu
Patrick le Ouement'i
yılın otomobil tasarımcısı
seçti. 1988'denberi
Twingo, Ludo, Spider,
Megane serisi ve Initiale
gibi ürünleri yaratan
Ûuement'a yaratıcılığı
nedeniyle bu ödülün
verildiği belirtildi.
• Volks-
wagen
AG'nin
Türkiye
distribütörü
Doğuş Otomotiv VVV'nin
ticari aracı Transporter'ı
da satışa sundu.
Mınibüs ve Panel Van
olarak iki değişık modeli
bulunan Transporter,
Avrupa'da kendi
sınıfında önemli bir
pazar payına sahip.
• Birincı yaşını kutlayan
Adapazarı'ndaki Toyota
fabrikası yeni Corolla
Statıon VVagon'u
üretiyor.
İŞÇİNİNEVRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
f
Yok BirbiPimizden
Farkımız'
Seçim yasası Anayasa Mahkemesi'nde ıptal olmaz.
seçimler 24 Aralık'tayapılırsa, hemen gündeme girecek
seçim kampanyasında, siyasi partilerimiz. "Yok birbiri-
mizden farkımız, ama biz... partisiyiz" diyecekler.
Kimlik ve ideolojileri uzun bir zamandan ben erozyo-
na uğramış siyasi partilerimiz arasında zaten pek de bir
fark yoktu, diyeceksiniz.
Bugünkü partamentoyu oluşturan seçim kampanya-
sında, sağ partiler sol ve sosyal demokratlann slogan-
lannı kapmışlar. demokratıkleşmede ilen birçizgıçizmiş-
lerdi. İdeolojileri demokrasi karşıtı, ırkçılığaveşeriatada-
yalı radikal partiler bile takıyye yaparak demokrasi ha-
varisi kesilmişlerdi. Sağ ve sol içinde bölünmüş partile-
ri ayırmak kolay olmasa da her şey birbınne bu kadar
kanşmamıştı.
Sağ liberal-sosyal demokrat koalisyon ortaklığından
ise program ve protokollerde yer aldığı üzere, asgari öl-
çüleri ile demokratikleşme. 12 Eylül yasaklı düzeninden
annma. sosyal devlet yaklaşımı bekleniyordu.
iktıdar uygulamalan, gelir dağılımında geçmişi ara-
tan. çoğunluk. çalışanlar aleyhıne büyük bir yoksullaş-
mayı, haksız kazancı. rant vurgununu getirdi. Çok sınır-
lı bırkaç kazanım dışında demokratıkleşmede umutlar
Kafdağı'nın arkasında kaldı. Yine de koalisyon ortaklı-
ğının sınırlı demokratikleşme adımları yanında, daha da
kötüye gıdışte fren olduğu inancı yaygın.
Bir yandan da resmi koalisyon yanında fiilen yürütü-
len koalisyon ve ıttıfakların önemli sonuçları var: Parla-
mentoda, koalisyon ittifakından daha güçlü olan sağ it-
tifak içinde alınan karariar hep baskın çıktı. Dışardan or-
tak MHP'nin DYP ve Çiller hükümetine verdıği desteğin
bedelini tam görebilmiş değiliz.
Gerçek olan şu ki gün gun boyutları büyüyen, ırkçılı-
ğa ve radikal dinciliğe dayalı bir gelişme, bu doğrultu-
da verilen sıyasal ödunlerin sonuçları yaşanıyor. Geçen
dönemin seçim kampanyalarının "12 Eylül'ün yasaklı
düzeninden kurtulma, demokratikleşme, sosyal dev-
let" sloganları artık öncelikli değıl. Hele de sağ partiler
"daha milliyetçi. daha mukaddesatçı" olduklarını kanıt-
lama üzerine yarışacaklar.
Moral değerlerini yıtırmiş çalışanların. halk yığınlannın
oylarının her tür ayrımcılık kullanılarak çalınması hedef-
leniyor. 12 Eylül düzeninden kurtulma, demokrasi öz-
lemlerinın ikincıl plana düştuğü hesaplanıyor.
12 Eylül'ün devamı nıteliğindeki Özal ve ANAP ıkti-
darianna karşı, 12 Eylül'ün mağduru, köylü ve esnafa
da dayanan bir parti olarak. demokrasi ve sosyal hak-
lar sloganları ile. sağ-liberal kimlikle çıkan DYP, şimdi
söyledikleri ile çatışan kendi iktidar uygulamalarının ar-
dından bu ilkeleri unutturmanın peşinde. Yeni seçim
şansını. öncelıkle iktidar gücünde görüyor. asker-polis
ve özelleştirme, pazar ekonomisı uygulayıcısı bürokrat
adaylara. ünlü işverenlere bağlamış bulunuyor.
Çiller bir yandan da Özal gibi. dört koldan birbiri ile
çatışan gruplara uzanmaya, hem Fethullah Hoca'dan
destek almaya, hem de MHP ile seçim ittifakı yapmaya
çalışıyor.
Bu kez muhalefette de olsa. gelişmeyi aynı doğrultu-
da açılmakta gören ANAP ile DYP giderek birbirine da-
ha fazla benzedikçe, liderter ve partililerin kişisel çıkar
çatışmalan, birdığeri için 'yo/(ed(c/"olmanitelıkleriart-
tıkça, kazanma. ayakta kalma uğruna verilen ödünler de
büyüyor. Tabii çetişkiler de.
Çiller'in. iktidarda iken, MHP'nin sürekli desteğine
karşı verdiği, vereceğı ödünler. MHP'nin devlet bürok-
rasisinde kadrolaşması öncelikliydi. Aynı tür ödünler şe-
riat. tarikat eğilimlerı ıçın de geçerli oluyor, emniyet ve
Güneydoğu özel timınde bozkurtçuluğu ile, eğitimin her
kademesinde tarikatçılığı ile övünen militanlann saytsı
katlanıyordu. Medyanın Çiller'in vefa borcu olarak sun-
duğu Menzir'in adaylığı. genelde asker-polis adaylan-
nın kimlıkleri, teröre karşı devlet adına yargısız infaz ya-
pılmasını, hukukun çiğnenmesini haklı gören çok tehli-
keli bir anlayışın parlamentoya taşınması degil mi?
DYP veANAP'ın sözdesağ liberal partiler olarak ayak-
ta kalma, birbirierinı yeme kavgasında ırkçılığa ve şeri-
ata verdikleri ödünler açık seçim ittifakına dönüştüğün-
de. Özal - Demirel - Çiller ıktıdarlannın verdikleri ödün-
lerden de daha tehlikeli bir boyut kazanıyor. Seçmene,
milyonlara, "sağ liberal. milliyetçi, mukadoesatçı, şeri-
atçı, tarıkatçı.." gibi inanç ve ıdeolojiler arasında hiçbir
fark olmadığı mesajının da verılmesi oluyor.
Oysa içinde sermayenin gelişmesi, üretim ve yatın-
mın büyümesini hedeflemış ve demokrasiye dayanmak
zorunda olan. Batılılaşma. çağdaşlaşma hedefındeki bir
sağ liberal parti ile geri kültür ve inançlara dayalı ırkçı ve
şerıatçı ideolojilenn bir arada olamamasını gerekli kılan
çelişkilerı vardır.
En önemlısi. demokrasi rejıminden yana, laikliği, çağ-
öaş devlet anlayışını benimsemek, vazgeçilemez ilke-
leri ile insan haklanna, hukuka saygılı olmak ile buniann
tam karşısında yer almak gibi temel bir çelişki söz ko-
nusudur.
Sermaye cephesı, DYP ve ANAP'a doğrudan ünlü iş-
verenleri, meslek örgütü yöneticilerini aday vererek bu
partileri daha açık denetime alabilecegini sanıyorsa bü-
yuk bir yanılgıya düşuyor.
iş dünyasından milletvekili sayısını ıstediğiniz kadar
katlayın. bugünkünden çok daha fazla ırkçılığa, şeriata,
tarikatlara prim veren bir siyasal yapılanma, parlamen-
to geliyor. Hırsları her şeyin üstune çıkmış liderlerın pe-
şinden sürüklediği sağ partiler. çağdışı ideolojilenn gü-
dümünde bir başka kulvara sürükleniyor.
Ne yazık ki sol partiler de kendilerine dönük kimlik ve
ideolojılerinden ve de ilkelerinden. örgütlülüklerinden,
inandıncılıklarından çok fazla şey yitirdiklerınden, Tür-
kiye için bu çok tehlikeli gelişme karşısında güvence
oluşturamıyortar.
"Yok birbirimizden farkımız, ama biz... partisiyiz."
Pamukta alun da
fiyat da düştü
MERİH AK
İZMİR- Fonu kaldırma-
makta dırenen \ e Ege pamu-
ğunun ihracatını yasaklavan
hükünıet. pamuk üreticisinı
tekstılcinın "insaftna" bırak-
tı. Izmir Ticaret Borsası'nda
I07 bin lıravla açılan stan-
dart l pamugun fiyatı. teks-
tılcınin alım yapmaması üze-
rine ^6 bin liraya geııledi.
Pamukta yıllaıdır tartışı-
lan fon u\gulamasi bu yıl da
sıkıntılara yol açıvor. Bir
yandan ıhracatın ya^aklan-
nıası. bir yandan tüccann ih-
tıvacı kadar pamuk alması fi-
yatlann düşmesıne \ol açtı.
Bir a\ önce I07 bin liradan
açılan pamuk piyasasında
üretıcinın ılerlenıe beklenti-
sinın aksine büyük bırdüşüş
vaşanıyor.
Iznıır Ticaret Borsası'nda
dün yapılan işlemdestandart
l pamıjğun fiyatı % bin lıra-
\;ı kadar ıııdı. Pamuk fiyatı-
nın dü>nıe>inııı en büy ük ne-
denı olarak. pıyjsanın teks-
tilcinin "•insafina*bırakılma-
sı göstenlıyor. Ihracatçının
piyasaya girememesi. tücca-
nn spekülatıf alım yapma-
ması pamuk fiyatlarını düşü-
rüyor. Stoklama yoluy la spe-
külatif kazanç elde edilmesi-
nin eski çekicilığinı yitırme-
şi fıyatlann düşmesınde di-
ğer bir neden olarak gösteri-
liyor. Geçen yıldan kalan sto-
kun fazla oluşu, bunun >a-
mnda rekoltenin de son yıl-
lann en yük;.ek düzeyine u-
laşması pamuk fiyatlarını
aşağıya çekti.
İzmir Ticaret Borsası'nda
günde bin 500-2 bin ton do-
layında pamuğun ışlem gör-
me>i gerekirken bunun bin
tonun altınj düşme.M piyasa-
nın durağanlaştığının göster-
geM olarak değerlendiriliyor.
Işlem azlıgının bırdığergös-
tergesi de ıthalut. Tekstilcısi-
nin ilk açılışında dünya fi-
yatlannın üzerine çıkan stan-
dart I 'e karşı pamuk ithalıne
gidebileceği bildiriliyor. Ge-
çen yıl 23l
) bin ton pamuk ıt-
hal eden tekstileıııın. bu fi-
yatlar kapjiMnda ıthalatayö-
nelmışolabileceğı savunulu-
vor.