22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURIYET 24 AĞUSTOS1994 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER 20. yüzyılı baştan sonayaşamak MERİÇ VELİDEDEOĞLU Y ÜZJll" SO2CU- ğunun, uç yuz yıl oncekı an- lamı "yüz kişi- lik Romalı bir askeri birlik" demekmış Daha sonra anlam değıştı- rerek yuz yılhk bır zaman bınmını be- hrtır olmuş Öte yanda kımı tanhçıler, yuzyıllann başlayış ve bıtışını tam sayı olarak da ele aİmazlar Omeğın 18 yuzyüınl815'ten 1914 e, Napolvon sa- vaşlannın bıümınden Bınncı Dunya Savaşı'nın başlangıcına dek 99 vıl sur- duğu goruşundedırler Yırmına vuz- yılı da 1914ten başlaiıp 1989'a kadar 75 yıl olarak hesaplarlar Nasıl kabul edılırse edılsın, yuzyılı- mızı baştan sona ya>amak, hele bu uzun zaman dılımının turlu aşamalan- nı, evrelennı bılınçle algılayarak yaşa- mak, doğanın ınsana sunduğu eşsız bır armağandır. buyuk bır ayncahktır kuşkusuz Işte bu ayncalıklı kışılerden ya da -kendı deyışıyle- bu "odullü insanlar"- dan bın olan Hıfzı Veldet V elidedeoğ- lu, yırmıncı >uz\ılı 88 >ıl boyunca 1992'ye dek yaşamıştı Bugun 24 Ağustos 1994'te de aramızda olabıl- seydı busure90 vılı bulacaktı Ama bır bakıma aramızda bızlerle bırlıkte 90 yıhnı surduruyor sayılır. çunku bırak- tığı kıtaplann bır bolumunun >enıden baskılan vapılıyor, duşuncelen bırçok aydının vazılanna, so>lemlenne kay- nak olma gorevını surduruyor, genç kuşaklar son 70 yıllık vakın tanhımızı -ozellıkle kımı belgelerden \ola çıka- rak- oğrenmek ıstedıklennde, yıne onun çalışmalanndan. urunlennden yararlaruyorlar Mıllı Mucadele'nın, Kurtuluş Sa- vaşı'nın, cumhunvetın ılanının bır ta- nığı olarak gorup algıladıklanna. daha sonra da bır bılım adamı kımh- ğıyle bunJara getırdığı yorumlara de- ğınmeyı ılenkı bır >aza>a bırakarak onun "ödûllii insanlar'ından. başka bır deyışle Veüdedeoğlu'nun bu nı- temlendırmeyle ne demek ıstedığınden soz edelım, bunun ıçın de kınu yazıla- nnda. soyleşılennde yaptığı gıbı kendı orneğınden yola çıkalım dıyorum "Ben" derdı. "Abdülhamit, Mehmet Reşat ve V ahdettin ile birlikte iiç padi- şah, Abdulmecıt Efendı'yi de sa>arsak dort halife gördüm. Avusturya-Maca- ristan tmparatoru Franz Joseph'in son Rus Çarı İkıncı Nıkola'ıun egemetı ol- duğu süreçte bu dünvadaydım. Trab- lusgarp (Libja), Balkan, Bırıncı Dun- >a sa>aşları>la birlikte çocukluğumu geçirdim, bunların günlük yaşamunıza ulaşan acı etkilerini vürekten duydum. 1917'de Rus>a'da, 1923'te deAna- dolu'da gerçekleşen iki büyük devrimi, ikincisinin rüm sürecini bütün aşamala- rıyla birlikte, kimi zaman dakikası da- kikasına yasadım. öte vandan Mahat- ma Gandnı yıllar boyu surecek "pasıf dırenış'e başladığında, bunun an- lamını tam algılayacak yaştaydım. İmparatorlukların parçalanışını, batışı- nı. yok olup tarihten sıhncn. yenilenen, yeniden doğan devletleri hem gördüm bem de ümmetlikten yurttaşhğa, Tıırki- >e Cumhuriyeti yurttaşlığına geçerek kendim yaşadım..." Soyleşıde bu nok- taya geldığınde susar, gozlennı kapar. genış bır soluk ahr, ardından konuş- masını şoyle surdururdu "Casals (viyolonsei), Cortot (piya- no), Thibaud (keman) üçlusünü tanı- dun; ilk taş plağım onlarındı. Bu çok ünlü ûçlüyü, ilk kez dinlerken çocuklu- ğumda Çorum'un hanedan odaları top- lantılarında, Itn'yi, naat'ı yorumlayan muzıkten aldığım hazzın ötesınde duygu- landığunın ayırdına vardım. Yehudı Menuhın'i ilk diıüediğimde o, on dort yaşında. ben deükanldık yaşının son sı- nırındaydun. İkinci taş plağım da onun- du. Karl Bohm'unorkestrayı yonetimi- ni izlerken çoksesli mûziğin anlamını kavramaya başlayacaktım. Lnlü baJet Serge Lıfar'ı seyrederken edindiğim umduğunu bulamamışlığın etkisinden, bu sanatçının daha sonraları Yvette Chauvıre ile oluşturduklan ikilinin ba- şandan başanya koşmasını izleyerek kurtulacak ve baledeki o eşsiz güzellik- leri bir bir yakalayacaktım. öte van- dan gorerek dinleyerek duvumsadığım güzelliğin - guzeliri kavramsal anlamını da Benedetıo Croce'nin kimi konferans ve oğrenci söyleşilerinden -onun yoru- muna gore- öğrenecektim. Işi daha da ileriye gorunıp bu uniu duşunurun Es- tetığe Gınş adlı yapıtını, henuz daha orurmamış o taze Italy ancamla sökmek için aylarımı vereeekrim." Yıne bır soluk arası \eren Velıdede- oğlu, sozunu bır başka ıkılıye değıne- rek şo>le surdurecektır "Gıizeli alışılmışlığın dışında >e bili- nen tum kalıpları kırarak arayan Ku- bıst akımın da yaratıcılan olan Braque ve Pıcasso'yu bir raslantı sonucu kısa bir an için gördüm; ama açıkça soyie- meliyim ki onların resimlerinden hep uzak durdum, dahası yakınlaşmayı da hiç denemedim. Ne \ar ki çok sonraları bu da>ranışımın yuzyılımızı ka\ramak- ta bir eksiklik oluşturduğunu anlaya- caktım." Gerçekten Velıdedeoğlu. 19701ı vıl- lann sonlanna doğru modem resme ılgı duyacak ve buvuk bır hızla bılgıle- nıp gecıkme aralığını kapatacaktı Çağımızın unlu ressamı Chagall'ın re- sım-vıtra>lannı 1978 yılında Al- manya'nın Maınz kentının bır kılıse- sınde gordukten sonra gerek ressam gerekse yapıtı uzenne yazdığı >orum oldukça ılgı uyandıracak. Ankara Ressamlar Derneğı kendısıne onursal başkanlık onerecektı Yıne sozu Velı- dedeoğlıTna bırakırsak 1900"lu yılla- nn gosten dunvasına yepvenı pınltılar getıren ve kendısı gıbı yırmıncı yuzyılı baştan sona yaşayan Marlene Dierrich (*) başta olmak uzere kımı tanıdık ad- landuyanz "Marlene Dıetrıch'i, Maunce Che- valıer'i izlemek, dinlemek o zamanda bir ayncalıktı; Sarah Bernardt'ı temsil sonunda tiyatronun kapısından çıkar- ken yakından gorme olanağı bile ola- madığı. sanatçının hayranları tiyatro dan arabasının kapısına dek uzanan yolu, ceketlerini, paltolannı sererek bir yol halısına dönuşturdukleri hâlâ diller- ileydi. Öte yandan Erıch Mana Re- marque'ın, Im NVestern nıchts Neues'i (**) elden ele dolaşırken Conan Doyle'nin Şerlok Holmes'i deneredej- se yazarın adını unutturacak duruma gehnişti." Velıdedeoğlu. her zaman buraya dek anlattıklan ıçın şoyle bır değerlen- dırmeyapardı "Tıpkı nokta nokta fırça vuruşlanvla oluşturulan bır tablodaki gibi değindi- ğim gerek bu olay lar, gerekse bu olay- ları dokuyan insanlar -bir ikisi dışında- hep yirminci yüzyılın ilk çeyreğine, ilk dortte birine aittir. Kanunca bu kısa sü- reye bile böyle yakından tanık olmak bir insan için buyuk bir oduldur; hele bambaşka bir dunyayı biçimlendirecek bu ilk adımların alacağı yolu yüzyılın sonuna dek izleyebilmek gerçek bir ay- rıcalıktır." Ote yanda, bu ilk yıımı beş yılın bel- kı de en koklu değışımlennın bo> gos- terdığı bılım alanında olanlan ıse buyuk bır şaşkınlıkla karşılar Velıde- deoğlu, çağdaşı pek çok kışı gıbı Lıse oğrenımıntn 1922'dekı son yılında, tek oğrencısı olduğu fizık dersının oğret- menı, henuz kendısının de kavraya- nıadığı yenı buluşlar karşısında "Öyle görunuyor ki Hıfzı Efendi, şûndive ka- dar öğrettiklerimizin hiçbir kıymeti yokmuş" demesı genç Velıdedeoğlu'- nun kafasını ıyıce alt ust eder Ne var kı bılımın bu yeniden yapılanmasına kısa bır sure sonra dunya alışacak. gunluk yaşama uygulanan kımı nı- metlennden keyıfle yararlanılacak, ama yenı yenı sorunlann doğması da pek gecıkmeyecektı Sorunlan bılımın mı yoksa ınsanın doymak bılmez aç- gozluğunun mu yarattığı tartışmasmı da Velıdedeoğlu bu sutunlarda okur- lanyla bırlıkte yıllar boyu ırdelemekle kalmayacak. her bıhmsel devnmın be- rabennde getırdığı "zamaıTın yenı tanımı karşısında da seslı duşunmesını surdurecektı Bu konudakı son goru- şunu 1991 yılını gende bırakıp 1992"- nın başladığı gun şoyle behrtmıştı "Ben şimdi yaşamımın 88. yılına gir- dim; bu 88 yıllık sureç içinde uç tiirlü zaman tanımı, daha doğnısu hepsi de bilimsel olan üç ayrı zaman kavramı ile tanıştım. Bunlardan birincisini, ikincisi- ni anladım: ıkincının neden ortaya çıkıp birinciyi altettiğini az çok ka>radun da son üçuncüyu tam anlamıyla içime sin- dirmeme zamanım yetmeyecek..." Velıdedeoğlu nun sozunu ettığı /a- man kavramlanndan ılkı olan "salt (mutlak) zaman", ınsanlann zaman uzenne duşunmeye başladıklan gun- lerdenbuyana. yırmıncı yuzyıl başlan- gıcına dek suregelmıştı Bu kavram, zamanı dunyadan, uzaydan dahası bızlerden tumuyle ayn bağımsız ola- rak kabul edıyor, ama onun ne oldu- ğunu belırtmıyordu Oysa 1905'ten başlayarak dunyanın tanıştığı "Göreli (ızafı)zaman" kavramıyla, zaman, ba- ğımsızlığını yıtırmış, onu olçen, değer- lendıren bızlere bağımlılığı ortaya konulmuştu, aynca ıçınde yaşadığı- mız uzayın aynlmaz bır parçası. açık- çası uzayın bır boyutu olarak belırlen- mıştı, tıpkı en, boy, yukseklık gıbı oda bır boyuttu, dorduncu boyutu oluştu- ruyordu Velıdedeoğlu. zamanın dor- duncu boyutumuzu oluşturmasından soz ederken "Lç boyut içinde yaşarken bile, tek boyutta duşünenler bakunın- dan dördüncunıin ortaya çıkmasının pek bir anlamı olmayabilir'" derdı Kendısının de henuz ıçıne sındıreme- dığı zaman kavramlanndan üçuncusu ıse bılım ınsanlannın 1980'lerden bu yana uzennde çalıştıklan "sanal za- man"dı ilk ıkı tanımla ılgılı duşunce- lennı bırçok kez yazan Velıdedeoğlu, kavranması şımdılık pek guç olan "sa- nal zaman*'ı da anlayabılmek ıçın bu- yuk bır çaba gostenyordu Oldukça dayolalmıştı 1992'yı 93'e bağlayacak yılbaşı yaasında bundan soz etmeyı duşunuyordu Kendı deyımı olan "ödüllü insanlar" arasında yer alan, ama bu odulun kar- şılığını da topluma vermeyı gorev bı- len Velıdedeoğlu, tum yaşamı boyun- ca bu uğraşı ıçınde olmuştu Bugun onu çok sevdığı ve pek çok yapıtını hazırladığı. yazdığı Uludağ'- da dostlanyla bırlıkte anıp, 90 yaşını kutlayacağız (*) Markne Dıctnch ıgn bu nıtcmı Ipek Çalışlır, Cumhunvet Derp (savı 4^3) te sanatçı ıçın vazdıgı bır unıtma vaziMndd kullanmı^tı l " ı Dılımı/c 'Batı Cepheande \enı Btr Şe\ \o4"adıvla(tvnldı ARADABİR HÜSAMETTİN ÖRNEK Guvenlık Bakanlığı Başmufettışı \e Kamu Yonetımı Vzmanı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği... Dunya Sağlık örgutu'ne gore sağlık "Yalnız hastalık ve sakatlığın olmaması değıl, fızıksel, ruhsal ve sosyal yonden tam bır lyılık halıdır dıyetanımlanmaktadır Işçı Sağlığı ve iş Guvenlığı (İSİG) ıse ışyerınde ışın yurutul- mesı sırasında çeşıtlı nedenleraen kaynaklanan sağlığa zarar verebılecek koşullardan korunmak amacıyla yapı- lan sıstemlı ve bilimsel çalışmalardır İnsan Hakları Evrensel Bıldırgesı'nde sozu edılen "Hıçbır ekonomık zorunluluk, insan sağlığına zarar ve- recek bır ışlemın nedenı olamaz hukmunun yanı sıra anayasamızın 49 maddesınde devlete ve iş Yasası'nın 73 maddesıyle de ışverene yukumlulukler ongorulmuş- tur Istatıstıklere gore her yıl ortalama 150 bın ış kazasında ınsanlarımızın 1500'u olmekte 25Q0'u de sakat kalmak- tadır Başka bır deyışle her 5 saatte bır ışçı olmekte, her 2 saatte bır ışçı de meslek hastalığına yakalanmaktadır İş kazalarında kaybedılen ışgucu sayısı, grevlerde kay- bedılenın çok ustunde olmakta ve trılyonlarla ıfade edı- lebılen uretım kaybı ile de ağır fatura daha da kabar- maktadır ATulkelenylekarşılaştırıldığında ulkemızdekı olumcul ış kazaları 2-26 5kat daha fazladır İş kazalarının faalıyet grupları ıtıbarıyla dağılımında ınşaat ışkolu ilk sırayı almakta, bunu metalden eşya ımalı ve komur madencılığı ızlemektedır Nıtelık yonunden yapılan değerlendırmeye gore ıse en çok kuçuk olçeklı ışyerlerınde, sendıkasız çalışan ış- çıler arasında, gerı teknolojının uygulandığı ışletmeler- de, genç ışçılerde ve ış gununun ilk saatlerınde ış kaza- larının sıkça olduğu anlaşılmıştır Kazaların %2'sı onune geçılmez nedenlerden, %20'- sı guvensız ortamdan %78 ı de ışçılerın dıkkatsızlık, dalgınlık gıbı davranışianndan ve çevre koşuilarınaan ılerı geldığı dıkkatealındığında, kazaların %98oranında onlenebılırlığı saptanmıştır Alınması gereken onlemle- rın zamanında alınmamasının bedelını ınsanlarımız kanlarıyla, canlarıyla odemektedırler Oysa onlemek odemekten daha ucuz ve ınsancıldır öte yandan, mevzuat yonunden oldukça zengın dü- zenlemelere sahıp bulunmamız İSİG konusunda uğra- nılan kayıpları engellemeye yetmemektedır 15 yasa, 29 tuzuk, 20 yönetmelık ve 7 uluslararası sozleşme ile ana- yasada yer alan hukumlerın dağınıklığının temel bır yasa ile gıderılmesı kaçınılmazdır Ulkemızde ışsızlık sıgortasının henuz gerçekleşme- mesı ve ış guvencesı yasa taslağının TBMM nın gunde- mınde bulunması, ış kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesınde başarı şansını azaltan başka bır faktor- dur Öte yandan Umumı Hıfzıssıhha yasas/'nın 180 , 506 sayılı Sosyal Sıgortalar Yasası nın 114, İSİG Tuzuğu'- nun 91 maddelerı ile 4 6 1980 tarıhlı "Işyerı Hekımlerı- nın Çalışma Şartları ile Gorev ve Yetkılerı Hakkında Yönetmelık" hukumlerıne gore 50'den fazla ışçısı olan ışyerlerınde ışçılerın sağlık durumlannın korunması ve denetlenmesını sağlamak amacıyla hekım çalıştırılması zorunlu ıken kapsama gıren ışyerlerının çoğunda ışyerı hekımının olmadığı bır gerçektır Yapılan araştırmalar, ulkemızde 50 ve daha fazla ışçı çalıştıran ışyerı sayısının 10 bın dolayında olduğunu ortaya koymaktadır Oysa toplam ışyerı mevcudunun 570 bın cıvarında olduğu go- zonune alındığında, kapsam dışı ışyerlerındekı duru- mun urkutucu boyutu daha çarpıcı bıçımde gorulmekte- dır Sonuç olarak çalışan ınsanın uretımın yalnız aracı değıl, aynı zamanda amacı olduğu bılıncıyle onun sağ- lıklı ve guvenlı bır ortamda çalışmasının, yalnız sosyal tarafların değıl aynı zamanda çağdaş toplumun sorum- luluğu olduğu unutulmamalıdır TOKTAMIŞ ATEŞ CUMHURİVET UE LRİKLİK SARMAL YAVINEVİ BabıahCad PakHanNo i6Caftaloğlu Te) 522 45 78 - 512 70 20 Fax 522 45 78 İSTflNDULDn €V SflHİBİ OLMIIK nftTiK ÇOK noınv Imkonlorınızo uggun toksitve peşınotlorlo... YERLEŞIMALANI ISTANBUL C h ZIRBEV MARMARA DENİ2f ' • Kaloriferli, asansorlü, hıdroforlu, yangın merdivenli, yedek su depolu, lüks bir daire sahibi olabilirsiniz. • Gelin, seçin, ödeme şeklıni beraber tespit edelım • Tapuyu hemen cebıniae koyun. • 7 blok 225 daırelik sitede, bloklar deniz görecek şekilde yerleşimlidir. • TEM, E-5 ve deniz otobüsü ulaşım ağı üzerindedir • Temellerı atılmış inşaat eylul 1996'da muşterilere teslim edilecektir. • ll0m 2 brütdaıreler3oda + 1 salon, odalar halı kaplamalıdır Bilgi ve satış •. BUGRAHAN İnş. Tic. San. Ltd. Şti. Valikonağı Cad 30/B Kat: 4 Nişantaşı / Istanbul Tel: 247 01 54 - 232 51 47 - 224 05 57 - 2242628 - Fax: 247 61 48 Yapımcı firma: HIZIRBEY inş. Tic. Ltd. Şti. ORTAK ALINACAKTIR Sanyer. Maslak'ta 700 konuttan oluşan sıtemızdekı işyerlennden 10'una teberru karşılığı ortak alınacaktır. İlgılenenlenn51148 17 numaralı telefona müracaatlan rica olunur. SS GAZETECİLER KONUTYAPI KOOPERATÎFİ YÖNETİM KURULU OYS OE BAŞARISIZ BAYANLAR : İNGİLTERE'DE İN6İLİZCE veFRANSA'DA FRANSIZCA öğrenıp lyı ış ımkanlan bu- labılırstnız Bır yabancı dıl öğ- renmenın en ucuz ve en gü- venılır yolu AÜ-PAIR'liktir. DERİNLTD. AU-PAIRŞTt. BEŞİKTAŞ-İST. (0212) 256 5342 FARKLI BIR ORT \M Yenı dekore edilmiş * * Canlı muzık 2 Yuzme havuzu * * Yemekler açık bufe Ozel kum plajı + ıskele * * Basketbol, voleybol Havuz Bar, Snack bar * mınıfutbol sahası Odalar deniz-havuz manzaralı, direkt telefon mini-bar, TV uydu yayın izleme sistemi, üç kanal ^ müzik yayını . ^ * 8 GUN - 7 GECE - 4.150.000.-TL 1 Kişi yarım pansıyon (Sabah kahvaln+Akşam yemeğı Açık Bufe) Rezervasyon: Tel: (0-266) 412 54 20 (8 Hat) Fax: (0-266) 422 13 17 Ören Burhaniye-BALIKESİR Ehlıyeümı kaybettım Hukumsuzdur ŞAH\fEHWETÇI\4R j L Pasomu ka\ betıım Hukumsuzdur ZEHR4EROL 7 20081 no luehlıvetımı kavbettım Hukumsıudur 4LICO$kL \ Dilbilimciden Almanca-lngüızce-Turkçe (spikerlik/diksiyon) derslerı Pazar - Pazartesı - Çarşamba-Cnmagunlerı saat 14.00-17.00arasında. Her saatbır oğrencn e a\rılmıştır Tel 2328986 Aynı gun \esaatlerde rande\u ahnabıhr MESEN OTEL AKCAKOCA Orman Deniz Plaj Haıuz ess Oda Kahvoltı 450.000 TL Yaz-kı> açığız Tel (0374) 61 1 AA 36 61 1 36 78 Romanlarınız ve Ansıktopedıienniz yennızden alınır. Tel: 554 08 04 GIZ K0KAN SLSKUNLUK Mehmet Başaran Çagdaş \a\mlan Turkocaçt Cad 39-41 Ca%ahiht-Istanbul Ödemeli göodentmez T 1} Bankası banka cuzdanımı oto ruhsatımı ka\ beıtım Hukumsuzdur \,1EH\1ETAKI\ Nufuscuzdanımı ve ehlıyetımı kaybettım Hukumsuzdur CEMJLİAIAŞ PENCERE Tans Hanımın Ray-Ban Marka Gözlüğü... Dostum - Bak, dedı, Sen bılıyor musun, Başbakanımız Tans Hanım 'Ray-Ban marka gozluk takıyormuş... Sordum - Sen nereden bılıyorsun? - Kaç gundur gazeteler, Başbakan'ın guneş gozlu- ğunu yazıyorlar, ben de okuyorum ~ Ne olmuş Başbakan'ın guneş gozluğune? - Başbakan, Tuncelı gezısınde guneş gozluğunu kaybetmış ~ Allan Allah, çok mu onemlı'? - Ne bıleyım, onemlı olmasa gazeteler yazar mı! Başbakan, guneş gozluğunu kaybedınce ofkelenmış, koruma polısını azarlamış - Neden? - Gozluğume sahıp çıkamadınız' dıye kadın koruma polısı Sabiha Sönmez'/ fırçalamış - Kardeşım sen neler anlatıyorsun, bunları nereden oğrenıyorsun? - Medya, bu olayla çalkalanıyor, sen sozde koşeya- zarı olacaksın, dunyadan haberın yok1 Herkes bu konu uzennde duruyor, yorumlar yapılıyor - Sonra ne olmuş'' - Başbakan'ın azarını yıyınce, korumapolisiSabiha Sonmez uzulmuş, bu muamele ağrına gıtmış, bır koşe- ye çekılmış, gozyaşlarını tutamamış, foto muhabırlerı de elınde mendılle Bayan Sonmez'ın fotoğraflarını çekıp gazetelere basmışlar, butun gazetelerde bu haberler çı- kıyor ~ Pekı gozluk bulunmuş m u ' - Bılmıyorum, ama Tansu Hanım, oyle kızmış kı, ko- ruma polısını Tuncelı 'den donerken uçağına almamış. - Pekı, sonuç ne? - Gazeteler, bu olayı yazıp Tansu Hanım'ı eleştırınce Başbakanlık bır açıklama yapmış - Nedemış? - Yazılanları yalanlamış' Ustelık Tansu Hanım ga- zeteler ı arayıp 'benım uç gozluğum var' demış - Pekı, otekıler de Ray-Ban marka mı ımış? - Medya, bu konuda bılgı vermıyor, ben de merak edıyorum, ama oğrenemedım • Bızım medya Tansu Hanım'ın gozluğuyle uğraşıyor, ama Başbakan'ın başka sorunlan var Ray-Ban marka gozluk azarlanan kadın polıs, Çlller - ın oğlu Mert ın askere alınması Mert'ın ayncalıklı olup olmadığı toplumda kımı çevrelerı ılgılendıren dedıkodu- lar olarak medyada pazarlanabılır, ama bunlar temel gerçeklerı ortbas etmek ıçın kullanılırsa, Tansu Hanım'a kıyak çekmek anlamını taşır Çunku Başbakan Çıller'e yonelıkçokcıddı, belgelı, kanıtlı ıddıalar gundemdedır Başbakan trılyonluk mal varlığının kaynaklarını açık- layamıyor' Bu mal varlığının kokenınde Istanbul Ban- kası nın ıflası mı yatıyor? Başbakanın vergı kaçırdığına ılışkın belgeler yayımlanmış, bu konuda hıçbır yalanla- ma yapılamamıştır Başbakan, mal varlığını gızlemış, ılgılı yasayı çığnemıştır Başbakan, yıne belgelere gore kaçak ışçı çalıştırmıştır Başbakan ın ABD'yeyaptığı ya- tırımların kokenı de kuşkuludur, geleceğının guvenını ABD'de araması sıyasal ahlaka ters duşmektedır • Medya butun bunları atlayıp Tansu Hanım'ın Ray-Ban markalı gozluğuyle uğraşırsa Başbakan a kıyak çekmış olur Kamuoyu der kı - Canım zavallı kadınla neden bu kadar uğraşıyor- lar"? Gozluğunu bile sorun yapıyorlar Medya bulbullerı ne zaman dut yıyeceklerını, ne za- man şakıyacaklarını bılırler ÇAGDAŞYAYKLARI Gazi M. Kemal Atatürk SÖYLEVCİLT:1-2 Basıma hazırlayan: Ord.Prof.Dr.HIFZI VELDET VELIDEDEOĞLU 24.BASI Soylev 1-2, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın ve Turk Devrımı aşamalarının ust duzeyde, ilk elden tutulmuş bır guncesı nıtelığındedır. 100.000 Lira (KDV içinde) Cumhurivet Kitap Kulübü ÇağPazariamaA.Ş. Türkocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloğlu-tstanbul Tel:S12 05 05 ÇAGDAŞYAYNLARI Gazi M. Kemal Atatürk SÖYLEV CİLT:3 (BELGELER) Basıma hazırlayan: Ord.Prof.Dr.HIFZI VELDET VELIDEDEOĞLU 4.BASI Soylev -3, ilk ıkı cılttekı metnın dayandığı tarıhsel belgelerden oluşmaktadır Bu nedenle metındekı olayları derınlemesıne anlamak ve izlemek ısteyenler SOYLEV'ı bu 3. cıltle bırlıkte okumaları gerekır 75.000 Lira (KDV içinde) CumhuriYet Kitap Kulübü ÇağPuzariamaA.Ş. türkocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloğlu-htanbul Tel:512 05 05
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear