22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 AĞUSTOS1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Caz ile klasik müziğin evliliği 70 yaşında Rhapsody in Blue (1924) caz müziği ile klasik müziğin evliliğine ilk ömek olarak kabul edilir. Gerhsvvin'in bu yapıtı bugün 70 yaşında. EVtNİLYASOĞLU Caz, 20. yüzyılın Avrupa ve Amerikan sanat müziğini bü- yük ölçûde etkilemiştir. Yalnız müzikte değil, sanatın diğer dallannda da bir çağ olarak 'çaz çağı' >aşanır. FıtzgeraM 'Muhteşetn Gatsby' adlı kıtabı- nda caz çağının insanlannı an- latır. T. S. EUkrt, 'Kayıp ÜUte' (1922) adb şiirinde, caz müziği- nin akışını şiirsel tekniğıne uyarlar. Birçok ressam, caz çalgılannı ve caz müziği devin- genliğmi tuvaline aktanr. Mı- marhk sanatında 'art deco'nun yenilikleri caz modernizmini simgeler. 19. yüzyıl sonunda opera doğruğa ulaşmış, yeni çağın ilk basamaklannda filiz- lenen djşavurumculukla mü- zikli tiyatro ağıriık kazanmaya başlamıştır. Az sayıda calgıyla dekor ve kostûme fazla önem vermeden gerçekleşen, ancak dramatik anlatımda yoğunla- şan sahne sanatlan gelişir. Ve caz müziği yepyeni bir boyut sunar müzikli tiyatro türüne. Aynca giyim, kuşam, yeni açı- lan eğlence salortlan, saç mo- delleri, makyaj, takılar ve toplu eğlence biçimleri, artık hep caz- dan esinli olmaya başlar. 1923'teilkcazplağı Caz müziği, 19. yüzyılda Kara Afrika boylanndan kay- naklanıp Batı müziğinin armo- ni dili ve biçimleri ile Afrika'run ritim ve ezgi dağarcığının Ame- rika'da birleşmesinden doğan bir sentez olarak kabul edil- mektedir. Caz müziğinin başlı- ca karakteristiği doğaçlama. senkoplu ritim ve kendine özgü bir tonlama şeklidir. Caz kayıtlanrun en eskisi 1917'de New York'ta beyazlar- dan oluşan Orijinal Dixieland Jazz Band Orkestrası'na da- yanır. Caz sözcüğünün de bu kuruluşla türediği sanılmak- tadır. Nick La Rocca'nın yöne- timindeki ü>eler, New OrJe- ans'daki zencilerden öğrendik- leri blues. ragtime gibi stilleri uygularlar. İlk caz plağı 1923'te King Oliver'ın Armstrong, Dodds'lar ve Dutrey'den oluşan Creole Jazz Band'ına aıtür. Caz. Binna Dünya Savaşı'- nın ardından sanat müziğini Avrupa ve Amerika'da karşıhkh olarak etkılemiştır. 1921de John AJden Carpenter (1876-1951), Krazy Kat adlı caz balesini yazar. Darius Milha- ud'un Dünyanuı Yaratılışı (1923) adlı balesinden sonra Amerikalı besteci George Gershwin, caz müziği stilini Rhapsody in Blue (1924) adlı pi- yano ve orkestra için tek bö- lümlük yapıtında ciddi konser dinleyicisine sunmuştur. Rhap- sody in Blue, caz müziği ile klasik müziğin evliliğine ilk ör- nek olarak kabul edilir. Gersh- win'in Paris'te Bir Amerikalı (1928) adlı senfonik yapıtı ve Porgy ile Bess (1936) adlı ope- rası aynı uygulamayı sergiler. Fransız besteciler Amerikahlar ile hemen aynı yıllarda klasik yapıtlar içinde 'caz'a yer verme- ye başlarlar: Milhaud'dan son- Boy George'un zoryaşamı Kültür Servisi - George O' Dowd ya da daha çok bilinen adıyla Boy George, kendısini tanımak için çok uzun yollar- dan geçti. 1980'lerde Culture Club'ın solistiyken yazıb ve görsel basın kendisini arka- dan bıçaklamak için adeta birbirleriyle yanşıyordu. 33 yaşındaki sanatcı, bu- günlerde piyasaya çıkacak olan otobiyografısi "Take It Like A Man" de çektiği zor- lukJan anlatü. İşçi kesiminin yoğun olarak yaşadığı Lond- ra'nın güneydoğusunda bü- yüyen Boy George, genç ve homoseksüel olmanın zorluk- lannı tam anlamıyla çekmiştı "Bir işçi ailesinde büyüyüp de okulda farkiı olduğumu ayn- msayıp, bana yapılan bütûn şa- kaları duyarak etkilenmemem olanaksızdı. Hiçbir zaman ho- moseksüel olduğum için gurur duymadım, ama şimdj gurur duyuyorum." Boy George "Her zaman biz bomoseksüeUerden nefret eden insanlar olacak. Homo- seksüel, sivah ya da bevaz ol- manız farketmez. Nefret in- sanın doğasında var ama bizler kemti çektiğimiz acılardan ders almaz- r sak ve birbi- rimize acı vermeye de- vam edersek, hiçbir şey öğ- renemeyiz" diyor. Hete- roseksüeller arasında do- ^ y George laşıp, onlara kendini kabul ettirmeye çab- şmadığım söyleyen sanatcı seks ve uyuşturucu konusun- da hakkında çıkartılan bütün iddialan yalanlıyor. "Söylenildiği kadar çok seks yapmadun -keşke yap- sayduiı- uyuşturucu kul- landım, fakat uyusturucu ve seks farldı şeyler. Uyuşturucular, heyecandan kacmak için kullanılan bir yol- dur" diyor. Seksi sevdiğini söyleyen Boy George, seksin içinde az da olsa sevgi ve heyecan ol- ması gerektiğini de belirtiyor. Eskiden çok sinirli bir yapıya sahip olduğunu söyleyen sa- natcı, artık kendisini frenle- meye çabştığını acıkhyor. Ho- moseksüellerin, kendi kendi- leriyle alay etme konusunda çok büyük bir yetenekleri ol- duğuna dikkat çeken George, bu insanlann çok neşeli bir ki- şilikleri olduğunu söylüyor. RoDİDg Stones Mick Jagger, Keitfa Richards, CharUe W atts, Ron VVood ve Bill YVyman'ın yerini alan Darryl Jones'dan oluşuyor. 'Voodoo Lounge' turnesine başlayan Rolling Stones: Btd (issumz da öhneyeceğizKültür Servisi - Geçen haftalarda New York'ta rock müziği açısından iki önemli olay yaşandı. Bunlardan biri, yaklaşık 3 bın basın mensubu tarafından ızlenen, 1969 yılındaki Woodstock konserinin yı- ldönıimünü kutlamak amacıyla gerçek- leştinlen VVoodstock' 94'tü. Diğeri ise Rolling Stones'un New Jersey'de bir stadyumda verdiği iki konserle 'Voodoo Lounge' olarak adlandırdığı tumenin New York ayağuıı başlatmasıydı. Grubun New York'ta verdiği konsere portatif ızgaralan ve bebek arabalanyla gelen izleyiciler, VVoodstock' 94'te çamur banyosu yapanlann uzaktan akrabalan gibi görünüyorlardı. Sahnede oldukça yaratrcı 'Rock' müziğinin dinleyeci kitlesinde, Rolling Stones'un son tumesinden beri daha da hızlanan bir parçalanma gözle- niyor. Kendini 'dünyamn en büyük rock topluluğu' olarak tanımlayan Rolling Stones, 1989 yılında yollara düştüğünde, gençlerin en fazla ilgi gösterdiği topluluk Guns and Roses'dı. Ancak 9O'lı yıllarda pek çok Amerikan rock gnıbu ortaya çıktı. Şimdilerde Ame- rika'da rock müziğine hakim olan Pearl Jams ve Smashing Pumpkins'e göre, cı- lah efsaneler ve ün pek bir şey ifade etmi- yor. Kurt Cobain'in uyuşturucu ah- şkanlığtnı bile Keith Richards'ın zevk düşkünlüğünden çok Sid Vicious'ın nihi- lizmini örnek alarak gelıştirdıği söylene- biür. Voodoo Lounge turnesinin biletleri 35-75 dolar arasında değişiyor. Şarkılan- nda bır değişiklik olmasa da Rolling Sto- nes üyeleri sahnede oldukça yaraücı. Topluluk New York'taki konserlerinde, daha çok 1970'li yıllardaki repertuvan- ndan eski parçalannı seslendirdi. Yaklaşık 20 milyon dolara mal olması beklenen Voodoo Lounge turnesi, önem- li 3 üyesi 50'sini aşmış bir topluluk ıçm bı- raz risk oluşturuyor. Topluluk, bu turneye çıkmadan önce provalan Kanada'nın Toronto kentinde gerçekleştirdi. Provalann büyük bölümü de eski parçalara aynldı ve 'Connection', 'Far Away Eyes' ve 'Doo Doo Doo Doo Doo' gibi parçalar üzerinde calışıldı. 'Voodoo Lounge' turnesinde insanlann rock gösterisine bakışını değiştirmek istedik. 21 .yüzyıla, geleceğe ilişkin bazı düşünceleri beırak ve iyimser düşünceler olarak göstermeyi amaçladık. Şovu iki ay içinde ortaya çıkardıklannı belirten Mick Jagger, "Her şey orada hazır, bizim yalnızca bulmamız gereki- yor" diyor. Topluluk üyelerinin bazen bir akşamüstü provaya başlayıp ertesi sa- baha kadar çabşmayı sürdürdükleri de olmuş. Peki ama gençliklerinde alkol ve uyuşturucu kullanan, orta yaşh müzis- yenlerden oluşan bir topluluk nasıl olur da akıp giden zamandan hiç etkilenmez? 50 yaşlanndaki Keith Richards'ın yanıtı çok basit: "Hala çok iyi bir toplııluğuz, hatta bazı geceter belkî de düriyanın en iyisiyiz. Bizi assanız da ölmeyeceğiz." Topluluk üyeleri Toronto'da daha önce büyük sorunlar yaşamalanna karşm, provalar için bu kentı seçmişler. 1977 yılında Toronto'da uyuşturucu yü- zünden tutuklanan Richards, "Başınım derde girdiği her yere gitmeyecek olsam, benim için bu gezegende çok az yer kalır" diyor. Rolling Stones üyeleri 1969 yıb sonlannda meydanlara çıktığında (1966 yıbndan beri ve kurucu üyeleri Brian Jo- nes'un ölümünden sonra gerçekleştirdik- leri ilk turne), beraberlerinde müzikleri- nin gerektirdiği ışık ve ses düzenini de gö- türdüler. Rolling Stones'un tarihinde konserleri sahnelerindeki getişmelere göre sıralayabibriz: 69 turnesinde çıplak, sıradan bir sahne, 75 yılında bir çiçek gibi açan bir sahne, 1981 yılında stadyum bü- yükJüğünde bir canavar. Topluluğun konserlerinde sahne düze- nini gerçekleşüren mımar Mark Fısher, "Voodoo Lounge turnesinde insanlann rock gösterisine bakışını değiştirmek iste- dik. Sahnede, 21. vüzyıla, geleceğe ilişkin bazı düşünceleri berrak ve iyimser dü- şünceler olarak göstermek istedik. Bilgi- savarlarla dolu, bilgi altşverişinde bulu- nabileceğiniz bir yer" diyor. Voodoo Lounge turnesinde sahne dü- zeninden bilet fiyatlanna kadar abnan bütün kararlarda rolü bulunan bir kişi de Michael Cohl. Turnenin bütün haklannı alan Cohl, Voodoo Lounge çercevesinde gerçekleştirilecek konserlerin 4 milyon kişi tarafından izlenmesini bekliyor. Bu beklentisi gerçekleşirse, turneden elde edilecek gebr 300 milyon dolan bulacak. ra Maurice Ravel'in piyano konçertolan ve keman so- natının blues bölümü (1927); daha öncelerden Claude Achille Debussy'nin GoliUwog's Cake Walk (1908) başlıklı piyano yapıtı; Arthur Honegger'in Konçertinosu (1925); caz müziği öğelerini modern müziğe yeni bir boyut olarak sunar. 601ı yıllarda özgur caz Aynca İgor Stravinski'nin Ragtime'ı (1918) ve Woody Herman'a yazdığı Ebony Kon- çertosu (1945), Ernst Krenek'in Jonny SpieH auf (1927) ve M«- hagony adlı yapıtlan; Kurt VVe- ill'in Uç Kuruşluk Operası, Aa- ron Copland, George Antheil ve Leonard Bernstein'in yapıtlan caz müziğini sanat müziği ile birleştirirler. Ikinci Dünya Sa- vaşı'ndan sonra Kryztof Pende- recki ve Milton Babbitt gibi bes- teciler de büyük orkestrada caz biçeminin uyarlamasını yapmı- şlardır. 1960'b yıllarda özgür caz kavramının yeniden günde- me gelmesi, doğaçlamayı güç- lendirerek elektronik câlışma- lara ve sanat müziğine boyut kazandınr. Uzun egitim gerektiriyor öte yanda 1950'li yıllardan sonra ortaya çıkan Cool, caza bağb olarak klasik müziğin bi- çimleri caz tekniği ile birleşince Third Stream gelişmeye başlar. Senfoni orkestrası ya da oda müziği için yazılan kompozis- yonlara doğaçlama bölümleri eklenmesi, polifonik dokunun zenginleşmesi ve füg, rondo gibi klasik biçimlerin caz terimleri içine gırmesi Third Stream'in özelbkleridir. Modern Caz Ku- varteti, bu çahşmalan örnekler. Başlangıçta caz, yazılı bir kompozisyon olmayıp yorum anına dayalı bir müziktir. Yo- rumculann doğaçlamalanyla ünlenir. Yonımcunun yeteneği, ustabğı, becerisi ile yorumcu adlanyla tarihe geçmiştir. 1970'lerden bu yana giderek iyi eğitim görmekte olan caz mü- zikçileri, yeni kuşaklar oluştur- makta. Böylece 1980'h, 90'b yıllann caz müzikçileri artık ye- tenek, birikim kadar, bilimsel yaklaşımla kendi sanat türünü özümseyen sanatçılar. Kompo- zisyon ve yorumculuk konu- sunda teknik aşamalar kayde- dilmekte. Dünyamn önemli merkezlerinde kurulan caz okullan ya da büyük üniversi- telere bağb fakültelerde, kon- servatuvarlara bağb caz bölüm- lerinde caz müziği de uzun yıllann eğitimini gerektiren bir tür haline geldi. Caz çalmak gfinahtı Bizim konservatuvar eğitimi yıllanmızda caz çalmak nasıl da günahtı. "Caz çalarsan ritim duygun bozuhır. Caz çalarsan klasik eğitimi ciddiye almazşın", gibilerden azarlanırdık. Ülke- mizde hala caz eğitimine yöne- bk bir kuruluş yok. Bir ara Bil- kent Üniversitesi Müzik Fakül- tesi böyle bir atıbm yapmışü, ne yazık ki yanm kaldı. Caz mü- zisyeni olmak isteyen öyle çok' genç var ki! Bir süre düzenli konservatuvar eğitim görüp aynldıktan sonra kendi yaglan- nda kavrularak caz müzikçisi olma yoluna giriyor gençler... Çok yetenekbyse yurtdışma gi- dip bir topluluğa kaülma ola- nağı bulabildiyse özlediği üne kavuşabibyor ancak. Yirminci yüzyıl sona ererken caz müziği- ni klasik müzikten ayn düşün- mek olanaksız. 6 Hepimiz müziğin hizmetindeyiz'Kültür Senisi - Avrupa Topluluğu Gençlik Orkestrası, dünyarun genç ve yetenekli müzisyenlerine kol kanat ge- ren en başanb kuruluşlanndan biri ola- rak nitelenıyor. Her yîl Avrupa Birbği'- ne üye ülkelerden 5 bin genç müzisyen, 16 yılbk bir geçmişi bulunan bu orkest- rada bir yer kapabibnek için yanşıyor. Bu orkestradan 'emeklf obna yaşı yir- mi iiç. Avrupa Oda Orkestrası, Avrupa Topluluğu Gençbk Orkestrası'ndan emekli olup da birlikte cabnak isteyen müzisyenler için kurulmuş. Doğu Avru- pa'da ise yine bu amaa taşıyan Gustav Mahler Orkestrası var. Aynca bu genç- lik orkestrasmdan aynlanİar Avrupa or- kestralannın büyük bir bölümünde gö- rev yapıyorlar. Aralannda birkaç yıl önce Çaykovski yanşmasında fırtınalar koparan viyolonselci Mario BruneUo. obuacı Douğlas Boyd ve John VVhitfîetö gibi ünlü solistler de buiunuyor. Avrupa Topluluğu Gençbk Orkest- rası'nın bütün elemanlannm, orkestra- dakı konumlannı koruyabibneleri için her yıl yeniden sınavlardan geçmeleri ge- rekiyor. Her yıl orkestrada oıtalama 40 kişibk bir boşluk oluyor ve yaşlan 14-23 arasındaki müzisyenler başvurabiliyor. Başvuru işlemleri ve son başvuru tarihi ülkeden ülkeye değişiyor. En çok umut veren adaylar, başvuru formu dolduraıa aşamasında seçilerek ön elemelere alıru- yorlar. Sınavlar bütün Avrupa Biriiği üyesi ülkelerde kasımdan marta dek sü- rüyor. Orkestranın yöneticilerinden Profesör Lutz KöMer, başkentten baş- kente giderek adaylan tek tek diniiyor. Her müzisyenin bir sonat ve kendisi için secilen birkaç parcayı seslendirmesi ge- rekiyor. Claudio Abbado, Avrupa Top- luJuğu Gençlik Orkestrası'nın ilk şefi. Ancak orkestra varbğmı büyük ölçüde Joy ve Ljonel Bryer çiftine borçlu. Yü- rekten inandıklan bu projeyi başlatmak için çok para ve emek harcamışlar. Joy Bryer, orkestranm Avrupa Birii- ği'ne üye devletlerin fırünab politikalan- na karşın varlığını sürdürebilmesi için hala caba harcıyor. "Avnıpa'daki en iyi genç müzisyenJeri toplayıp onlara en iyi öğreünenlerle çalışıp, en ivi şefler tarafı- ndan yönetilme fırsatı >eriyoruz" diyor. Orkestranın yeni müzik direktörü Bemard Haitink. Orkestranın programı- nda Zubin Mehta, \ladimir Ashkenazy ve Mstislav Rostropovich gibi şeflenn yö- neteceklen konserler buiunuyor. Aynca bu yıl Brahms'ın ikinci ve dördüncü sen- fonilerini seslendirecek olan orkestrayı Carlo Maria Giulini yönetecek. Şu anda Avrupa Topluluğu Gençlik Orkestrası, dûnyanın genç ve yetenekli müasyenlerine koi kanat geren enbaşardı kuruluşlanndan biri olarak niteleniyor. Bu orkestradan 'emekli' olma yaşıyirmiüç. Avrupa Oda Orkestrası, AvTupa Topluluğu Gençlik Orkestrası'ndan emekli olupda birlikte çalmak isteyen kurulmuş. ^•ran •&!• H i : • ^r^v __ m I * ' ^ 's ffi • fr B P ** * i8• '*' İ ^1 *'** İ9 *- İfl P &• Pf;; i E ' I *i. 1 1 L Jtm 1 , ^p * ... ' my ^ • -. Ji ' flr «.• * j# 1 •«, i4- İ • 1 • • • 1 II turaede olan orkestra Edinburg Festi- vab'ne de katılacak. 80 yaşındaki Giulini, yaş. ortalaması 20 olan genç müzisyenlerle çalışırken ne- ler hissediyor? ftalya'nın kuzeyindeki Bolzano'da orkestrayla provalan sürdü- ren Giubni, gençliğinin geçtiği yere dö- nüp yetenekli genç müzisyenlerle calış manm kendisine olağandışı bir birlik duygusu verdiğini söylüyor. *Şef kav- ramını hiç sevmediğini belirten Giulini, "Müzik, biçtm vermek. bestecinin yapıta yüklediği anlamı keşfetmek için birlikte yapılan bir etkinlik. Hepimiz müziğin hiz- metindeyiz" diyor. 'Peri masalı' niteliğj taşıyor Avrupa Topluluğu Gençlik Orkest- rası pek çok genç müzisyen için bir 'peri masalı1 niteliği taşıyor. Genç ve başanb bir müzisyen önce ulusal düzeyde, sonra Avrupa düzeyinde yanşmalar kazanı- yor. Teknik açıdan çok iyi bir düzeye ge- liyor. Sonra da, çeşitb ülkelerden. herbiri son derece yetenekli müzisyenlerle bir- likte çabşmaya başbyor. Bu müzisyenler yaşadıklan İcentte tanınabibrler, hatta ülke çapında ünlü olabibrler. Ama bu orkestra içinde yalnız değiller. Kendile- riyle aynı konumda 140 müzisyen daha var. Orkestranın provalanna katılan usta- lardan Viktor Liberman. bu orkestrada calma olanağına kavuşan genç müzis- yenlerin bu benzersiz deneyimi asla unutmayacaklannı belirüyor ve "Başka hangi orkestra müziğin her notasındaki nüanslar üzerinde duracak zaman ve ira- deye sahipdr" dıye soruyor. ÜŞÜDÜŞÜNCEYE SAYGI MEMET FUAT U'AU Yanlışlan Bugün Nâzım Hlkmet'in kitaplarından söz açacaktım, Bulgaristan basımlarından... Ama cumartesi günü yayımlanan "Nesin Vakfı" baş- lıklı yazımdaki düzelti yanlışları, bir tümcenin doğrusu- nu verip Aziz Nesin'den özür dilememi gerektirdi. Otuz beş yıldır yayım kuruluşlarında çalışıyorum. De Yayınevi'ndeyken içlerinde tek düzelti yanlışı ol- mayan kitaplar çıkarabilmek için çok uğraştım. Basımevierindeki çalışma anlayışını değiştirmek hiç kolay değildi, gene de bir şeyler yapabildim kanısında- yını, birçok yanlışsız kitap çıkardım. Hep titizliğimin yayılacağını umar, başkalarını da etki- lemeye çalışırdım. Ama, nedense, Fethl Naci'nin dışında, bu özeni sürdü- ren çıkmadı. Günümüzde en ileri teknolojiyle donatılmış olan yayın dünyasının, dizgt-dûzelti yanlışlarına bir çözüm bulama- ması inanılır şey değil... Büyük yayınevleri kuruluyor, birbirinden güzel kitap- lar yayımlanıyor... Ama içleri yanlışlarla dolu... Okurlar da, yayımcılar da ne diyeceklerini şaşmyorlar... Gazeteler daha da kötü... Düzelti konusundan söz aç- tığınız zaman yüzlerde buruk birçaresizlik gülümseme- si dolaşıyor. Sanki önlenmesi olanaksız bir aksaklık... Bir süre sonra, kimseyi üzmemek için, yazılarınızdaki yanlışların sözünü bile etmez oluyorsunuz... Sanırım gazetelerde düzeltmenlik gelip geçici bir ara iş gibi görülüyor. Biraz deneyirnliler ise dizgiyi bırakıp yazarın yanlışlarını kovalama eğılımine kapılıyortar. "Arkadaş, ben koyduğum her noktanın, virgülün, har- fin sorumluluğunu taşıyorum, yazılanma dokunmayın" diyorsunuz. Ama ellerinde değil... "Nesin Vakfı" başlıklı yazıdaki dizgi yanlışlarına gelin- ce: "Vakfın üst limiti" demiştim, "Vakıf ust limiti" olmuş. önemli değil. Söyleyiş bozuk olsa da anlaşılıyor "Alphonse Daudet'nin 'Altın Beyinlı Adamlanndan" demiştim, "Alphonse Daudet'nin 'Altın Beyinli Adam- \afından" olmuş. Bu da önemli değil. Alphonse Dau- det'nin öyküsünüokumuşolanlar, başlığın "Altın Beyinli Adam" olduğunu bilirler. Istenen çağrışım gene sağla- nıyor. Nesin Vakfı'nın eğitim ilkelerıniözetlerken, "Çocukluk- lannı yaşamalanna" demiştim, "Çocuklann yaşa- malanna" olmuş. Bu bayağı önemli bir yanlış. Çünkü şöyle bir tümce çıkmış ortaya: "Çocuklann yaşamalanna, şımarmalanna, sevgi ara- nışlanna engel olunmaz." Haydi bunu da sorun etmeyelim. Türk okuru düzelti yanlışlarına alışıktır Bir duralar, gırgırını geçer, "iyi va- kıfmış, çocuklan öldürmüyor" der, sonra ya bulur doğ- rusunu, ya da üstünde durmaz... Ama, en azından, ortada bir düzelti yanlışı olduğu açı- kça belli... Geletim Aziz Nesin'i tanımlayan şu iki tümceye: "Bir de kişiliğinin bütün özelliklerini belirleyen, ya- şam biçimine damgasını vuran bir inancı var: Toplum- salcı... Yani toplumsal adalete, paylaşmaya, dayanış- maya, ama kişiler ya da gruplar arası dayanışmaya inanıyor..." Haydi bakalım!.. Toplumsalcıların kişiler ya da gruplar arası dayanış- maya inandıkları nerden çıktı!.. Çağdaşımız Makyavel'deki "Dayanışma" başlıklı ya- zımı (ss. 204-211) okumuş olanlar, orada söylediklerimi anımsayanlar varsa, böyle bir söz etmeyeceğimi bilir- ler, ama öbür okurlar.'?.. Yukarıdaki ikinci tümcenin doğrusu şöyle' "Yani toplumsal adalete, paylaşmaya, dayanışmaya, ama kişiler ya da gruplar arası değil de, insanlar arası dayanışmaya inanıyor..." Düzeltide topu topu üç sözcük atlanmış... Topu topu üç sözcük... Ama anlam nereden nereye gelmiş... Yalnız Aziz Nesin'den değil, bütün toplumsalcılardan, dayanışmanın en güzelini seçmiş olan o özverili insan- lardan özür dilerim. Trabzon'da Kanuni Sultan Söleyman Müzesi kumılacak • Kültür Servisi - Kültür Bakanı Timurçin Savaş, Kanuni Sultan Süleyman'ın doğum yeri olan Trabzon'da. kendi adına birmüze kurulacağım bildirdi. Giresun'da. dün partisinin bölge toplantısına katılan Kültür Bakanı Savaş, Ankara'ya hareketinden önceTrabzon Havaalanı"nda gazetecilere yaptığı açıklamada, Kanuni Sultan Süley-man'm doğum yeri olan bu kentin, aynı zamanda önemli tarihsel miraslan banndırdığıru da kaydederek şunlan söyledi' "Toplum olarak. tarihsel ve geçmiştekı olaylan çok iyi değerlendırmemiz gerekiyor. Bakanlık olarak en büyük görevlerimizden biri. tarihsel mirasımıza sahip çıkmaktır. Tarihsel mirasımızı geleceğimize yönlendirerek, onlara da tanıtmak ve ayakta tutmak en büyük görevimızdir." Karadeniz bölgesinın gelişmesi için kültür ve doğa turizmine önem vereceklerini vurgulayan Timurçin Savaş. kıyı ve sınır ticaretinin bölge insanı için hayati önem taşıdığını belirtti. Savaş. hükümetin bu konuda her zaman yöre insanınm yanında olacağını kaydetti. Kültür Bakanı Timurçin Savaş. tarihi eser bakımından son derece zengin Karadeniz bölgesindeki bu eserleri kültür turizmine kazandırmak için de büyük gayret sarfedeceklerini sözlerine ekledi. Köyde müze açıldı •IERZİNCAN (AA) Erzincan'm Kemaliye ilçesi Ocak köyünde, müze açıldı. Köy meydanında 2 k'atlı olarak inşa edilen müze binası. Ocak veçevre köylerdeki tarihi eserlerle donatıldı. Yetkililer, müzenin tarihi eser açısından giderek zengenleştirilmesini amaçladıklannı belirterek, "Köyümüz, tarihi bir köy. 700 yıl öncesini anlatan bir kitaba da sahibiz Müzede, bu kitap ile bölgemiz otantik eserlerini ve yıllar önce kullanılan ev araçlannı sergiliyoruz" dediler. Ocak köyünde aynca, dışandan gelenlenn kalabilmesi için konuk evi de yaptınldı. Yönetmen Roman Polanski, ABD'ye dönmek istiyor • NEW YORK (AA) - Küçük yaştaki bir kıza tecavüz ettiği gerekçesiyle hakkında adli soruşturma açılınca. hapse gjrmemek için 17 yıl önce ABD'den kaçan ünlü film yönetmeni Roman Polanski, yeniden bu ülkeye dönmek için girişimde bulundu. 60 yaşındaki Polanski'nin, avukatlanna, Los Angeles yetkılileriyle kendisi hakkında af çıkanlması konusunu görüşme tabmatı verdiği bildiribyor. 1977 yıbnda, 13 yaşındaki bir kızla cinsel ilişki kurmakla suçlanan ve patlak veren skandab ört-bas edebilmek için, 225 bin dolar veren Polanski, yine de yakasını adaletin elinden kurtaramayacağım anlayınca, çareyi Avrupa'ya kaçmakta bulmuştu. Roman Polanski'nin ilk eşi ünlü film yıldızı Sharon Tate, 9 aybk }ıamileyken Charles Manson çetesi tarafından öldürülmüştü, Polanski, halen 27 yaşındaki yeni eşi Emmanuelle Seigner ile Fransa'da yaşıyor. Polanski'nin yönettiği ve başrollerini Sıgourney Weaver ile Ben Kingsley'in oynadıklan "Death and The Maiden" adb fılmin, yakında piyasaya çıkacağı bildirildi. Fibnin, Amerika'da büyük yankı uyandırması bekleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear