25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 1994 ÇARŞAMBA 10 DIZIYAZI Alevflerde PKK tediminliğiTûrkiye'deki Alevi sorununuh sıkça konuşulduğu yıllar aynı zamanda Kürt sonınunun da gündemde olduğu bir dö- neme rastladı. Bu durum bir anlamda şartlann ortak oluşmasından ileri gel- mişti. Ama Alevi sorunu konuşulmaya baş- layınca daha önce "sol" veya "Kürt" hareketlerinin şu ya da bu derece etki aianında olan Alevi kitle, bu kez kendi özgün talepleri çevresinde bir araya ge- lip örgûtlenmeye başladı. Işte bu durum önce sol gruplan, ar- kasından da Kürt gruplan, özellikle de PKK'yi rahatsız etmeye başladı. Sol gruplar, Alevileri; sınıf mûcadelesinin önûne dinsel meseleyi, laikliği vs. ko- yarak sınıf savaşını "lancıiıkla"suçla- dılar. "Devletin Alevi oyunıT diye ola- yı yorumlamaya kalktılar. Kûrt gruplanndan ise farkJı tepkiler oluştu. Kemal Burkay ve ona yakın gruplar olaya yumuşak yaklaşırlarken PKK ve yakın gruplar Alevi sorunu- nun kamuoyunda yer almasından ol- dukça rahatsız oldular. Bu çelişkilerin yurtdışında bazı kentlerde daha yoğun yaşandığı zamanlar oldu. Tûrkiye'deki sosyolojik gerçeğe ba- kıldığmda; Kûrtlerin çogunluğunun Sûnni mezheplerden Şafiiliğe mensup olduğunu görûrüz. Kûrt Aleviler ise Kûrtlerin yaklaşık üçte birini oluşturu- yor.Osmanlı'da Şafi Kûrtler adeta ımtı- yazlı bir kesirru oluşturmuş. Idris-i Bit- Ksi ve Yavuz Sultan ile laırulan dıyalog sonucu Şafîı Kürtler, Sünru Osmanlı ile birlikte Türk ve Kûrt Alevileri ol- 5 tR4: MKA L ECEMAL MNER / MİYASE İLKNUR A bdullah Öcalan'ın, "Asr-ı Saadet Müslümanhğı ne ise günümüzün PKK hareketi de odur" sözleriyle ifadesini bulan Sünni yaklaşım ve kimi yazarlann Kürt Alevilerle ilgili hakarete varan sözleri, Alevileri oldukça rahatsız ediyor. dukça hırpalamışlardı. Bu durum Cum- huriyet dönemine dek sürdü. Hamidı- ye Alaylan vs. Hatta feodalitenin katı yaşandığı Kürt bölgesindekj Şafii mez- hebine mensup "şıhük* kurumu Alevi- lere Hanefi din adamından daha acı- masız, katı davranmışfı. Bu çelişkiler henüz yok edilmemiş- ken, din siyaseti oluştururken dikkatli olunmalıdır. Kürt demokrat hareketie- rinin Kürtleri demokratlaştırdığını, la- ikleştirdiğini görmezlikten gelemeyiz. Ama kendileri gibi demokratik hak ve özgürlük mücadelesi veren Alevileri kendi ınsan haklan mûcadelesinin önünde engel görmelerinin Alevileri kaygılandırmadtğı söylenemez Orneğin Abdullah Ocalan imzalı şu satırlann Kürt Alevilenn hoşuna gitti- ği söylenemez: -PKK hareketi sosyalizmJe birlikte devrimci tslamuı da esaslannı ilk kez Kürdistan'da uvgulamıştır. PKK hare- keti ashnda hem devrimci sosvalizmin hem de devrimci tslamuı Kürdistan'da uygulanmasıdır. Bazı sahte sokrular, sos- yalizm ve Islamm birbirine at olduğu- nu söy leıier. Bu doğru değüdir. Asr-ı Sa- adet Müslü'manlığı ne ise günümüzün PKK hareketi de odur." IKürtAtevHere suçtama Bu satırlarda kastedilen Islamın Sün- ni Islam olduğu ve Asr-ı Saadet Mûs- lümanlığının da dört halife döneminde- ki Müslûmanlık olduğunu bilmem yaz- maya gerek var mı? Alevilenn de dört halife dönemi Is- lamını aradıklannı, savunduklannı söy- lemek oldukça zor. Hem "Zütfikar ge- riUanın eünde" deyip, hem de halifele- ri savunmak ne denli uyumlu!.. Peki dört halife dönemini savunan bir akımın arkasından tarih bilincini kaybetmemiş Alevi gidebilir mi? Eğer Kürt Alevi, Alevi kimliğiyle kendini tanımlıyorsa, bakın Özgür Ul- ke gazetesinde Rıza Doğan bu durumu nasıl değerlendiriyor: "Artık Kürt Alevi, ben Alevi>im de- yip işin içinden çılayor. Çünkü rüm ge- İeneklerden uzaklaşmıştır. Başıboş kö- pekler misali bir o kucaktan diğer ku- cağa oruruyor, çünkü düşürülmüş, özünden sapmış, çift surath, çift sözhi, çift kişitikli, çift dilli, çift dînli olmuşfur. Açıkçası asünı inkar eden haramzade olmuşrur. Bu durum öyle bir noktaya gebniş ki kişiliksizieşmiştir. Her on >üda bir kat- ledilirler. hemencecik. sanki hiçbir şey olmamışçasına unutu\erirler. Çünkü özü yok, onur yok.. Bövlesi değerterin yok olduğu yerde bu durum gayet nor- mal bir durum arz eder. Ibrahım Ak- soy'a sorun, Aleviyim der. Şunu açıkça söyleyebilirim: Kürt olup da Aleviyim diyorsa biliniz ki o çift suratlı, çift kişi- likli, çift dinli bir riyakardır. Çünkü bunlar kendi pirierini (Seyid) reddet- mişlerdir. Söylerim, rüm seyitlerin Ser Kuman- danı Kürt Horosanlı Eba-Vfüslime Te- elbardar, Nesimi tüm haksızhğa karşı direnir ve bunun bedeUni derisi yüzüle- rek öldürülerek öder. Çünkü o da bir Sevviddir. Yine Pir Sultan Abdal asılmışör-Ve 1938'e Seyit Rıza, Pirterin Rehberi Aü Şer öMürül- müşlerdir. Bu insanlar Kürtlüklerini reddetmediler, hatta ugruna öidüler. Sorarun Kürt Alevilerûıe, siz nasıl Alevisiniz? Ben size söyleyeyim; çift din- li, çift vüzlüsüniiz. Bakınız siz Atatürk- çü Kürt Aleviler, siz kendi özünüzden uzaklaşükça, öz Atarürkçüier sizi her on senede bir katletmeye devam edecek- ler." Aleviler için bu denli acımasız ifade- ler kullanan bir yazının arkasından aca- ba Alevi, gönül rahatlığı ile gidebilir mi?.. Son aylarda özellikle yurtdışında Kürt gruplannın düzenlediği toplantı- larda Kürt Alevileri kazanrnak kaygısı ile "Kürt Aleviler BirliğT adı duyul- maya başlandı. Oraya mensup bazı kışiler konuşma- cı olarak çeşitli toplantılarda takdim edilmeye başlandı. Bakalım gelişmeler neyi gös- terecek?.. Sıvas,Avrapa'dakiörgütlenmeyihızlandırdı Elımızde "Sunraysia Çağdaş Aleviler Kültür MerkezTnden çe- kilmiş bir faks var. Sunraysia, Avustralya kıtasında bir kentin adı. Yani orada kurulu birdernek- ten gelıyor. Yazıda; Melbourn'de, Sydney'de, Mildwa'da gerçekleş- tirilen, 2 Temmuz 1993 Sıvas kat- liamı dolayısıyla yapılan etkinlik- leranlatılıyor. Bu durum yalnız Avustralya için değil, Avrupa'da Alevi işçile- rin bulunduğu tüm ülkeler için ge- çerli. Amerika'dakı Aleviler de dernek kurma gırişimlenni sonuç- landırmak üzereler. Alevilik konusunda yaym ve demek kurma çalışmalan yurtdı- şında Türkiye'den önce başlamış. 1984'te Almanya'da Ismail EIÇH oğhıtarafından Ehlibeyt dergısı bu oluşumun ürünü. Alevi veya Ha- cı Bektaş Veli adı ile kurulu der- nekler bu yıllara rastlar. 1988-89 yıllannda Alevi soru- nu Türkiye'de çeşitli dergı ve ga- zetelerde işlenmeye başlanınca bazı Alevi kökenlı aydınlar konu ile ilgılı kitaplar yazınca bu du- rum daha da ıvme kazandı. 2 Temmuz 1993 Sıvas Katliamı ise yurtdışında Alevi dernekleri kurulması sürecinde adeta "pat- lama" yaptı. Bugün sadece Al- manya'da 100'ü aşkın Alevi der- neği kurulmuş. Bu kervana her gün bıri ekleniyor. Bugün Alman- ya'da en güçlü kitle örgütlen Ale- vilenn elinde. 1993'teKöln'de ya- pılan bir mitingde yakJaşık 50 bin kişi yürüyüşe katıldi. Tabıı bu durum kendilerini "sosyaüst" diye adlandıran sol gruplan ve "millryetçi Kürt grup- bn" rahatsız etmıyor degıl. Daha düne kadar "sınıf mücadelesi''söy- lemleri çercevesınde örgütlenen Alevilersevilir, sayılır, onurlandı- nlırken, artık "bölücfi", "gerid", "dmd", "tutucu" olmakla, daha- sı "devletin işbirlikçisT olmakla suçlandılar. Bu duruma Aleviler bir türlü akıl su- erdiremedikkrini belirtiyorlar. Zira Aleyilerin ken- di sorunlannı dile getirmelen ve kimlıklerine sahip çıkmalannın gerek "sunf mücadelesi". gerekse "demokrasi ve insan haklan mü- cadelesi'' önünde ne tür bir engel oluşturdugunu çözebilmiş değil- ler. Örgütlenmenin ardından, Al- manya'da yayımJanan, Alevi so- rununu işleyen yayınlar geldı. Da- ha önce Ehlibeyt dergısı ile sınır- lı olan katara; Gerçek llım, Yeni Divan, Mürşid, Alevilenn Sesi, Avnıpa Alevi Birtikleri Federas- vonu Ddnci Başkanı Mehmet Ali Öunez, Biefefield'de bir Aieviör- gütü kurması için >apılan baskı- lara direniyordu. Sendikacı olan Öunez, Sıvas kadiamuıdan son- ra vapılan etkinüklerde başrol oynavınca örgüte girmesi de kaçuiılmaz oldu. Temmuz 1993'te gerçekleşen Sıvas Katliamı, yurtdışında Alevi dernekleri kurulması sürecinde adeta 'patlama'ya yol açtı. Bugün sadece Almanv a"da 100'ü aşkın Alevi derneği kurulmuş durumda. 1993'te Köln'de yapılan bir mitingde yaklaşık 50 bin kişi yürüyüşe kaüMı. Al-Gül gibi yayınlar katıldı. Bunu Türkçe ve Alinanca yayımlanan kıtap ve broşürler ızledı. Almanya'daki Alevi örgütlen- meleri Tûrkiye'deki TBP İcurulu- şundan da önceye dayanır. 196O'lı yıllardan ıtibaren Almanya'nın çeşitli kentlennde ardı ardına ku- rulan dernekler başlangıçta ışçi demeklen görüntüsü vermesine karşın özünde bırer Alevi derneği idi. "Taleb" adında Almanya'da ilk Alevi derneği 196O'lı yıllann ilk yansında kurulur. Agsburg'da kunılan Taleb'ın kuruculanndan olan Süleyman Cem, "Taleb'in uzun adı ashnda 'Türkiye Aleviler Birtiği' idL Ancak çoğunlukla bir- Bğin lasahllnıış adinı kullanntnk. Asıl adını kullanmaktan kaçuur- dık" diyor. Süleyman Cem, yurtdışındaki Alevi örgütlerinin birçogunun ku- nıcusu. Münih Teknik Üniversite- sı'nden mezun olan Süleyman Cem. Siemens Fabrikası'nda 25 yıl süreyle çalışırken boş durma- mış, Almanya'dakı Alevi işçıleri, kurduğu işçi dernekleri etrafinda örgütleyerek yurtdışındaki Alevi örgütlenmelennın ilk temelinı de böylece atmış. Bu arada yurtdışındaki Alevi- ler ışçı derneklen etrafinda örgüt- lenirken Tiirkiye'de de Bırlik Par- tisi, Alevilerin ilk siyasi örgürü İsviçre Basel Bölgesi Alevi Kül- tür Birliği Başkanı Hulusi Y ıl- dız, Sıvas la\ımı >e Avnıpa \lil- li Görüş Teşkilati'nm Avrupa'da örgütlenmesinin kendilerini ra- hatsız etmesi nedeniyleörgürJen- me karan aküklarmı belirtiyor. olarak yola çıkmıştı. Süleyman Cem, Birlık Partisi ile Ameleler Birliği arasındaki diyaloğu şöyle aktanyor: "Ameleler Birtiği yurtdışında Büük Partisi'nin bir yan kurulu- şu gibi çaiışıyordu. Timisiile yakın ilişkimiz vardı. Federasvonumuza bağlı 34 dernek vardı. Türkiv e'de- ki Birlik Partisi'ncyoğun bir para- sal kaynak sağüyorduk. 1977 seçimlerinde sonradan adı AVRUPA ALEVt BİRLİKLERİ FEDERASYONU BAŞKANI ALI RIZA GÜLÇÎÇEK: 'Artıkkafeste keklikdeğiliz'Avrupa Alevi Birlikleri Fede- rasyonu Başkanı Ali Rıza Gülçi- çek, Avrupa örgütlenmesınde asıl hedefin Alevi kültûrünü, Alevi yolunu, inancını, mirasını, insan- lara, Avrupa kamuoyuna tanıtmak ve bu amaç için gerekli siyasi hak- lann tanınması için mücadele et- mek olduğunu vurguluyor. Ğ)rgüt- iü toplumun gerekliliğine inandı- ğını belirten Gülçiçek, bir koltuğa birkaç karpuzu sığdırmış. SPD'nin Köln Bölge Yönetim Yönetim Kurulu üyesi, Kurultay Delegesi olan Ali Rıza Gülçiçek, 1984'ten ben de Köln Yabancılar Meclisi üyeliğini sürdürüyor. Köln'de faaliyet gösteren "Çok Uluslu Kültür Derneği Başkanb- ğı", Yabancılar Meclısı üyeliği ile Avrupa Alevi Birlikleri Federas- yonu Başkanlığı'nı bir arada yü- rüten Ali Rıza Gülçiçek, Alman Federal Meclisi 'nce 12 Şubat 1994 tarihinde Alevi toplumunun inanç özgürlüğünün konuunası, tehdıt altından kurtanlması doğ- rultusunda aldığı karardan mutlu- lukla söz ediyor. "Bu karann ilk olarak ülkemiz parlamentosunda değil de yaban- a bir ülkenin parlamentosu tara- findan ahnmışohnası üzücü ve dü- şündürücüdür. Avrupa Akvi Bir- likleri Federasyonu bu karann tüm Avrupa ülkelertnuı parlamen- tolannda, özellikle de kendi ülke- mizin parlamentosu taranndan ahnması için çalışmaJanna aralık- sız ve )t>ğun biçunde devam ede- cektir. Çok yakın bir zamanda ay- nı girişim Avrupa Parlamento- su"na götürülecektir. Yok olmak tehlikesi ile karşı karşıya bırakıl- nuş bir mirasın taşıyıcüan olarak, onu yaşatmayı ilke edindik." Almanya'da Alevi Gençlık Ku- rultayı, Kadınlar Kurultayı'nı dü- zenleyen federasyon yönetimi, ay- nca cenaze işlemleri için cenaze kurumu, Alevi Enstitüsü'nün te- melıni oluşturacak Bilün-Araştır- ma Kurumu ve Dedeler Bırlığı gi- bi örgütlenmeler de gerçekleştir- miş. Federasyon Başkanı Gülçi- çek örgütlenmelerinin nedenlerinı şöyle açıklıyor: "Son vıllardaki politik gelişmeter, ülkemizde geri- ci ve şeriatçı akımlann sivasi ikti- daıiarca desteklenerek devieti teb- dit eder duruma getirilmesi, bu- gün Alevilerin örgütlenmesinin başlıca nedenlerini oluşturmakta- dır. Tiirk-lslam sentezdsi akımla- nn, gerici-\ r obaz günıhun alabil- diğine saldırgan olması: şeria&y- la. ulemasıyla, kısacası tüm ku- rumlan ile kendisinden olmav-ana. kendisi gibi düşünmeven herkese saidırması dogal olarak karşıt dü- şünceyi öz savunmaya itti. Işte bu gelişmeler. Alevilerin dahaaktiför- gütlenmesini beraberinde getirdL 2 Temmuz Srvas kadiamının da bu getişmeye başka bir bovııt kazan- dırdıgı muhakkakbr. Bider, 2 Temmuzolayiannın ne ilk, ne de son olduğunun bilincin- deyiz. Sıvas kadiamını Aziz N'e- sin'e mal etmek istevenler. olayla- n tahrik olarak niteleven kişi \a da gruplar şunu iyi bilmeüdirter. Ana- dolu'da haklan için mücadele eden insanlara karşı kadiamlar, Anado- lu insanlannın kaderi ve tarihi ol- muştur. Anadohı Alevüiğidebu ta- rih içerisinde basiocı ve sömürücü düzen ve kişilere karşı her zaman onurtuca verini almıştır. Bu tarih- sel süreç içerisinde egemen güçler her kadiam için bir bahane. bir düzmece senaryo yaratmışlardır. Daha dün Ka'hramanmaraş'ta, Çorum'da, Malatya'da, >ine Sı- vas'ta yaptlan kadiamlan unutma- dık Bunlan da mı Aziz Nesin tah- rik etti?" Ali Rıza Gülçiçek, yapılan kat- liamlarda; şeriata ve yobazlığa göz yuman, 12 Eylül Anayasa- sı'na seslerinı çıkannayan tüm ay- dın ve demokrat geçinenlerin de sorumlu olduklannı söylüyor. "Çağa uygun bir toplum ounanuı >olu örgüdü toplum otanaktan ge- çer.Bizimörgüdenmemizi küçüm- seyenler, önemsemeyenler, mez- hepçi-ruhani örgüdenmeler ola- rak suçlavanlar bugün gelinen noktada ne denli hakh olduğunu anlamış olacaklar ki; gerici tehli- keye karşı Alevilerin önemli bir güç olduğunu, birlikte mücadele- nin zorunlu olduğunu vurgula- maktadıriar" dıyen Gülçiçek son söz olarak şunu söylüyor: "Arükkafeste keklik obnayaca- " Türkiye Birlik Partisi olarak de- ğişOrilen TBP'nin Ankara'da l^ı- ra milletvekili adayı oldum. Ama secimi kavbertim. 'Birlik' adında bir de dergi çıkarttık. 1976'da fe- derasyonumuzun adını, daha çağ- daş olsun dive \urtseverler Birliği olarak değiştirdik. Ben genel baş- kandım,Ahrnet Komurcü degend sekreter. Avrupa'da Alevilerin örgütien- mesinde TBP'nin önemli katkısı oldu. Biz de Almanya'da Alevi kimliğiyle vaşamak için yola ko- yuiduk .Alevilerin bugüne kadar elde etmesi gereken en doğal insan haklan için mücadelevi amaçhyor- duk Avrupa'da daha özgür bir or- tam vanü. Bu bizim kendimizi ifa- de etmemiz için önemli bir nrsat- n. Almanya'da vayımlanan Lan- genscheidt sözlüideri vardır. Osöz- lüklerde 'Kızılbaş' keümesinin karşdığuıda; "mum söndü' anla- mına gelen bir açıklama yer an- yordu. Bunu görünce bizlerin si- gortalan arö. Bu maddenin değiş- tirilmesi için Almanv a ve Avru- pa'da büyük bir kampanva baş- larbk Sonuçta degişti. Bu bizim mücadelemizde elde ettiğimiz ilk başanydı." Alevi kültür merkezleri İlk kez "Alevi Külrür Derneği'' adını Münıh Yurtseverler Birliği derneği aldı. Bu sırada Berlın der- neği de adını değıştırdi ve Alevi Bırlıklen adını aldı. Yurtseverler Birliği'nın çıkardığı "Yurtsever Bjrttk" dergisi de TBP'nin kapan- masıyla yayın hayatına son ver- miştı. Ismail Elçıoğlu tarafından 1984 yıhnda "EhhTbeyt'' adlı bir dergı yayımlanmaya başladı. Al- manya'da Alevılere yönehk ıkuı- cı bir yayın organı da Şinasi Koç tarafından çıkanldı. 1976-77 yıl- lannda Amele Bırlığı faalıyetını sürdürürken Münih'e geldi ve o tarihten soııra Almanya'ya yerle- şerek "Gerçek tüm" dergısinı çı- kardı. Şinasi Koç. bugüne dek Aleviler arasında yerleşmiş bazı geleneklere farklı yorumlar getire- rek bir tartışmayı yurtdışında baş- lattı. Koç'un ortaya attığı 'muhar- remonıcu'nun günü hala tartışma konusudur. Almanya'daki Yurtseverler Bir- liği Federasyonu 1989'da kendını feshetti. Arkasından Kuzey Al- manya'da Derviş Tur, Sabit Yüdız, Ahmet Aydemir, Efendi Yüdınm, Ismail Elçioğlu ve yakın çevreleri Maınz şehnnde "Aievi Bektaşi Derneği'' adlı yeni dernek kurdu- lar. Bu dernek İusa sürede federas- yon oldu. Maınz, Köln. Frankfurt ve Russelseim ve çevresindekı derneklerbirleşerek "AleviCema- atleri Federasyonu"nu oluşturdu- lar. Genel başkanlığa Derviş Tur getirildi. 1989 yılında Alman- ya'nın Mainz şehnnde yaklaşık 12 demekle kunılan Almanya Alevi Bırliklen Federasyonu 30 Ekim 1993'te 41 demeğin katılımı ile yaptığı 3. Genel Kongresi'nden sonra, Avrupa'nın diğer ülkelerin- deki Alevi derneklerinin de katı- lımı ile Avrupa Alevi Birtikleri Fe- derasyonu oluşturuldu. Federas- yona bağlı 94 dernek ve bu der- neklerde örgütlü 15 bin Alevi üye bulunuyor. tsvıçre Basel Bölgesi Alevi Kültür Birliği Başkanı Hulusi Yıl- dız, isviçre'deki örgütlenme çalış- malannda Sıvas olaylanndan son- ra yeni bir dönüm noktasına ginl- diğıni söylüyor. Yıldız, Avrupa Milli Görüş Teşkilati'nm örgüt- lenmesinin ve çevrelenndeki camilerin kendilenni rahatsız et- melen nedeniyle de örgütlenme karan aldıklannı belirtiyor. Yarın: Pir Sultan Abdal dernekleri POIİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Kze Işık Tutan. Gazetede çalışanların Hasan Nadi dedikleri Hasan Efendi kapıdan bakar usulca, "Seni Nadir Bey çağırıyor" derdi. Anlardım ki Nadir Bey odasında yalnızdır, konuşacak birini arıyor. Bu çağırmalar seyrek olurdu. Ancak 12 Mart'ın dehşet gunlerinde sıkışır. Nadir Bey'in yalnızlığı 12 Eylül'den sonra daha da arttı. Gün geçmiyor ki yazarlar ya bir tehdit mektubu alma- sınlar ya da cinayete kurban gitmesinlerdi. Gözümüz Uğur Mumcu'nun üstündeydi. Onun bir kazaya kurban gıtmemesi için hepimiz titriyorduk. Nadir Bey'in odası üst katta, salon gibi, geniş bir oday- dı. Orada köşesine oturur konuğunu beklerdi. Benim Nadir Bey'le konuşacak fazla konum yoktu. Sürekli ola- rak DP'nin muhalefet yıllarını konuşurduk. Ben o dö- nemde gencecik bir gazetecıydim, Nadir Bey de millet- vekiliydi. Demokrasi için Demokratlarla yola çıkmış, sonra bu yoldan caydıklarını görmüştü. Demokrat Parti listesınden milletvekili çıkmış, caydıklarını görünce isti- fa etmiş, bir daha milletvekilhği önerilerine aldırmamış- tı. Nadir Bey'i milletvekili olarak tanımıştım. Meclıs'e ge- lir, boş vakitlerini de Ankara Palas'ta ya da Karpiç'te geçirirdi Cumhuriyet'in Ankara muhabiri Mekki Sait Esen'di. Bizler Mekki'nin çırağı sayılırdık. Mekki Sait'in yanıda çalışır görünürdük, ama gazeteyle doğrudan ili- şiğimiz yoktu. Başyazılarını yazdığı zaman telefon eder, makaleyi almak üzere Ankara Palas'a giderdik. Yeni Gün gazetesinin çıkışına yetişemedik. Yunus Na- di Bey ilkin Istanbul'dan Ankara'ya katır sırtında taşımış, Yeni Günü çıkarmıştı. Yeni Gün, Hacıbayram'a gıden yokuşun başında iki katlı bir evde gözlerini açmıştı. Na- dir Bey o günleri tatlı tatlı anardı. Kuvayi Milliye'nin karmaşık günleri Ankara'da geç- mışti. O günleri anar, benim de o günlere eriştiğimi sa- nırdı. Sonra hesaplardık ki ben o yıllarda küçücük bir çocuğum "Sahi, sen o günleri bilemezsin " derdi, gülerdık. Cumhuriyet için çeşitli yazılarım var. Bu yıllar, baba- mın Cumhuriyet almasından başlar, uzun bir çizgiyi ya- layarak Cumhuriyet gazetesinde yazmama kadar uza- nırdı. Mekki Sait'in Ankara muhabiri olduğu günlerdeki çı- raklık günferimi söylemıştim. Sonra bir daha uzun yıllar Cumhuriyet'le ilgim olmadı. Benim bir muhabir olarak, onun bir başyazar olarak ilişkimiz vardı Karpıç'in barın- dan içerı girer, muhabirler tarafına şöyle bir göz atar, "Ne var, ne yok" diye o günkü haberleri sorar, sonra ye- meğini yemek üzere içerı gırerdi. Karpiç ıki bölümdü, bar ve yemek salonu... Nadir Bey'in öteki gazeteciler- den ayrı bir aydın kişiliği vardı Sadece siyasal haberleri sormaz, sanat olaylarını da sorardı Konser, müzik, re- sim, tiyatro haberlerinı oğrenmek ısterdi. Istanbul'a taşındım. Kente geleli 25 yıl, Cumhunyet'te çalışalı 20 yıl olmuş. Beş yılım Hürriyet ve Günaydın'da geçti. Cumhuriyet'in başından geçenler bizim de başı- mızdan geçti Bize ışık tutan Cumhuriyet ve Nadir Nadi oldu BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDAN SAĞA: 1/ Akarsularda yıkanan çamaşırlann üzerinde tokmakla dövüldüğü yassı taş. 2/ Reşat Nuri Güntekin'in bir romaru... Samar>umun simgesı. 3/ O>... Aynı motifın yine- lenmesinden ıbaret canlı ve hareketlı bestelere ve- 6 rilen ad. 4/ Ağn ve şişlerle -j ortaya çıkan bir hasta- lık... Mikroskop camı. 5/ 8 Toprağı kazıp sıper yap- g mak... Bir nota. 6/ Mate- matikte kullanılan sabıt bir sayı... Ekin biçildikten sonra toprakta kalan köklü sap. 7/ Bütün göka- simlerinin ıçinde bulunduğu sırur- sız boşluk... Bir zaman birimi. 8/ Balık yakalama aracı... Afrika'mn hemen hemen bütün güneyinde yaşayan halk. 9J Makbul bir sıcak ülkemeyvesi... Ilaç. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Beyaz renkli ve gösterişlı çiçek- ler açan bir süs bitkisı. 2/ Güzel kadın... "Göklerden emeller gibi.... oluyor kar" (Cenap Şaha- bettin). 3/ Fiil kipi... Kırsal kesimdebüyük topraklan olan\ar- hkh ve sözü geçer kimse. 4/ İşaret.. Eskj Türkler'de çocuklan koruyan tannça. 5/ Atletizm pistlerinin kaplanmasında kulla- rulan plastik madde... Baryum elementimn simgesi. 6/Tropikal Afrika'da yetişen ve odunu marangozlukta kullanılan bir ağaç... Bir suçluyu. başkasına yaptığı kötülüğü aynı biçimde uygulayarak cezalandırma. 7/ Hoîlanda'run plaka işaretı... Sa- m. 8/ Halı ya da kilim dokunan tezgah... Tanntarumaz. 9/ Bir cismin hareketinin ölçülmesinde temel ahnan nicelik CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ KATALOG 1994 Cumhunyet Kıtap Kulubu E GENEL KATALOG 1994 Cumhunyet Kıtap Kulibi 60.000'e yaklaşan üyesirte kizmet venyor. Türkiyenin önde gelen 130 Yayınevinin 9000 çeşit kitabı bu Genel Ktttalogia buluştu. Geıtel Kataloçda yer olan kitaptann stpartş kod numarast, yaytnevi, yazan, fiyatı yer aiıyor. Genel KaUiog sadece Cumhuriyet Kitap Kulübü üyelenne verilir. ş YlrtçHSianTL KurHçl-rtUOim. T J M N nHTOŞI 6JUKA HESAP K0- Tûrkıı» <t » f*to 4 Ş 40SSU Çağ Puaim A* IMk KSU^KHO- SO322 Çıt Pızannı*.$ Hm* ÜYELİK lûycft ödentr» 150.000TU MSoyadc- ıvıu OoğumTartıt- McdartDunımc Mmk 9 bnza:-. -T«t_ Üyrik&fentai 1S0J«m. < yı yatankn. MaUMZtotokof» ü^iktt*. Ûf 9«nd katatoju gSndamz. ADRESİMİZ. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ÇAÛ PAZARUUU A.Ş. TOrtocağı Cad 39/41 (3*33*) Cajaiojiu Tel 512 05 0S •Utanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear