13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ1994 PAZAR HABERLER OKTAY EKİNCİ HernibadethernticaretarihiTaksim Maksemi'nin yanı başmda düşünülencami projesinde, binanm önemlibir bölümü çarşı olaraktasarlandı. Böylece, Beyoğlu'nım göbeğinde ayncalıklıbir 'ranttesisi'decami sayesinde ruhsat alabilecekti. T -4- aksım camisı projesinin gerçekleşebi- Imesi için Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 1977 Temmuzu'nda "onay" vermesi, ardından Ta- ksim Maksemi bıüşiğındeki 406 no'lu ımar adasını kapla> an "Taksim Camii Şerifi Külliye- » Avan Projesi'ni" de aynı onaya dayanarak 8. 11.197Tde uygun görmesı, derken 'Demirel hûkümetfnın de desteğini esirgememesi ve Bayındıruk-İskan Bakanhğı'nın bu proje ıçin gereklı olan itnar planı değişikliğini 28.12. 197Tde "re'sen" yürürlüğe koyması ve proje alanındaki Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait parsellerin tahsis ışlemknnin tamamlanmast.. yine de yeterh bir "yasal ortanT sağlamıyordu. Projenin ruhsat alabılmesı ve inşaata başla- nabilmesi ıçin. 406 nolu imar adasında tasarla- nan "cami ve çarşı külliyesi" alanındaki tüm mülkiyet sahıplerinin "rızaları" ve buna daya- rularak "parseuerin birleştirilmesi" gerekiyor- du. |MUMyetler ve sorunlar Proje alanı olarak belırlenen ve larihi makse- me komşu konumdaki bugünkü olopark ala- ruyla baa küçük yapılan kapsayan 406 nolu imar adasındaki parsellerin sahıplen ve carruyle ilgıli yapılan girişimler özetle şöyleydi: 'Vakıflar'a ait 2 nolu parsel 99 m* büyüklü- ğündeydi ve vakıflar bu mülkünü Taksim cami- si projesine "tahsis" edıyordu. Ayru imar adasındaki en büyük mülkiyet olan 4, 5 ve 21 no'lu parseller ise Ziraat Ban- kası'na aitti ve banka, toplam 1624 ma 'yı bulan bu üç parselini "cami ve çarşt yapüması" koşu- luyla satmayı, ancak 1980 yıûndaki Bakanlar Kurulu karanyla kabul etmışü. 795 nr"lik bir alanı oluşturan 6 ve 7 no'lu par- seller ise "Maliye Hazinesi" üzerine kayıthydı ve Hazine de bu arsalannı yine cami yapümak üzere satma karannı almışü. Proje alanında, yani 406 no'lu imar adasında geriye kalan son mülkiyet ise 180nr*'lik 22 no'lu parseldi ve bugünkü "umumi WC" bulunan bu parseîin sahibi ise İstanbul Belediyesi'ydi. Sadece beledıye, kendısıne ait olan bu parse- lin "cami arsasına katümasuıa" sıcak bakîruyor ve o nedenle de hangi koşulda olursa olsun sat- maya yanaşmıyordu. Bu nedenle tamarru 2698 m2 'yi bulan ve Anıt- lar Kurulu'nca da onaylanrruş olan 'Taksim Camisi Avan Projesi'nin arsası olarak öngörü- len 406 no'lu imar adasında uygulamaya geçile- bılmesi içın, proje alanındaki sadece 180 m 2 'lik bir parsele sahip İstanbul Belediyesı. "tek engel- leyid kurum" olarak ortaya çıkıyordu. 22 no'lu parsel ise proje alanında öylesine "merkezi bir kesimde" bulunuyordu ki, bu parseli dışlayan bir projenin gelişürilmesi hemen hemen olanak- sız gibıydi. Anıtîar Yüksek Kunılu'nun avan projeyi "parsel sahiplerinin tümünün nzasuu abnadan" onayladığı 8.11.1977 tanhmde, CHFü İstan- bul Beledıye Başkaru Ahmet İsvan da görevinin son günlerindeydi. O yıl aralık ayı başında yapı- lan yerel seçımlerde. bu kez beledıye başkanhğı- na yine CHP'den Aytekin Kotü seçildi. 14 Ara- uk 197Tden 12 Eylü! 1980 aske- ri darbesine kadar süren Kotil dönemmde de belediyeye ait 22 no'lu parseîin cami arsasına katılması gercekleşmedi. Böyle- ce "umutlar", 12 Eylül yöne- timinin işbaşına getirdiği "atanmış başkanlarla" sürdü- rülen "askeri kimliklT yeni beledıye yönetimlerine bağ- lanmışoldu... karam Taksim'e cami projesinin 12 Eylül 1980 öncesindeki seriive- ninde, projeyi destekleyen en önemli ve "güçlü" girişimlerden biri de hiç kuşkusuz 5 Mayıs 1980 tarihinde alınan 883 sayılı "Bakanlar Kurulu kararTdır. Yine 'Sûleyman Demirel hü- kümeti'nın projeye olan "Tesmi onayuun" en kesin kanıtı olarak kabul edilen Bakanlar Kurulu karan, 406 no'lu imar adası- ndaki Ziraat Bankası'na ait 4,5 ve 21 no'lu parsellerin "üzerinde Taksim camii yapılmak" üzere Vakıflar Genel Müdürlügunce "satın alınmasuu" öngörüyor- du. Aynı kararda, bu satın alma işleminin "bedetinin" ise "Hay- rat Fonu'ndaıT karşüanması hükme bağlanıyor, böylece cami projesine devleün ilk "maddi d^teğT de sağlanmış oluyordu. Vakıflar Genel Müdürlüğü ile TC Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü. Bakanlar Kuru- Beyoğlu'nun göbeğindeki bu alana kurulmak istenen 'çarşılı cami\ ibadet ihtiyacından çok 'rant beklentilerine' hizmet edccek. lu'nun bu karanna dayanarak 31 Temmuz 1980 tarihinde "tştira Hakkı Sözleşmesi" ımzaladı- lar. Bu sözleşmeye göre vakıflar, Ziraat Ban- kası'na ait 406 ada, 4,5 ve 21 no'lu parsellerdeki 1624 m2 'lik arsayı "Cami-çarşı ve otopark" amaçlı proje kapsammda kullanacak, ancak bu proje gerçekleşmediği takdirde aynı parseller bankaya geri verilecekü. Nitekim, sözleşmedekı bu hüküm nedeniyle ve proje de gerçekleşmediği ıçin, ilerleyen yıllar- da aynı parseller vakıflarla Ziraat Bankası ara- sında "dava konusu" oldu. Bu dava ise halen sü- rüyor ve projenin "yasal onayları" hala tamam- lanmamış olduğundan, 4,5 ve 21 no'lu parselle- rin mülkiyet sorunu da devam ediyor... Taksim camisinin proje alanı olarak belirle- nen ve bugünkü otopark alanı ile bıtişiğindeki dükkanlar ve "mesdt" bmasını kapsayan 406 nolu imar adası, İstanbul'un tarihindeİci "bek- Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 1977 yılında al- dığı ve 406 no'lu imar adasında yapılmak ıstenı- len cami ve külliyesine "larihi maksem yapılan- na bitişik bir konumda" izın verebildığı karan, acaba bu alandakı kültürel mirasın zenginliğine ve hem İstanbul hem de Taksim Meydanı açı- sından taşıdığı kentsel değerlere ne kadar uy- gundur? Bu sorunun yanıünı tartışabilmek için, Tak- sim Maksemı"nin tanhsel özelliklerine ve koru- ma ilkelenne de kısaca bir göz atmak gerekıyor. İBipşeMrcnikanıh Bir zamanlar İstanbul, şu son dönemlerdekı gibi "su yoksunu" değildi. Daha doğrusu, suyu- na ve su kaynaklanna karşı yine şu son zaman- lardakı kadar "duyarsız" ve "umursamaz" bir imar başıboşluğunu hemen hiç yaşamamıştı. üleyman Demirelhükümeüdöneminde alınanbir Bakanlar Kurulu karan, camiprojesine resmi onay veriyordu. 5 Mayıs 1980 tarihli kararda, Ziraat Bankası'na aitparsellerin Taksim camiiyapılmak' üzereVakıflar GenelMüdürlüğü'ncesatın almması öngörülüyor vebedelin 'Hayrat Fonu'ndan karşılanması hükme bağlanıyordu. diyecilik ve kent hizmetteri kültürii" açısından önemlibirbelgeve"miras"rüteliği taşıyan "Tak- sim Maksemi" ile yan yana, hatta "iç içe" bir konumda bulunuyor. Şehir suyunun, öncc bir merkezde toplana- rak ardından çeşiüi semtlere dağıülmasım. yani "taksim edilmesini'' sağlayan maksem yapılan, bulunduğu bölgeye "Taksim" adıru kazandır- masının yanı sıra, "mimarhk veşehircilik taribi'' açısından da özel bir değer taşıyor. Bu nedenle de aynı alanda salt bir cami proje- si için değil, "berhangi bir yeni yapüaşma için" öncelikle Anıtlar Yüksek Kurulu'nun ya da ay- m görevi üstlenen Bölge Koruma Kurulu'nun kararlan ve yaklaşımlan. uygulamanın gerçek- leşebilmesinde "beürieyki" koşullar arasmda yer ahyor. Kenti çevreleyen, kuzeydeki ormanlık alan- lardan toplanan eşsiz kaynak sulan, özenle yapılmış kanallardan belli mahallelere ulaştm- lır, özellikle merkez semtlerdeki, yine özenle ta- sarlanan ve inşa edilen "maksemlerden" de farklı yönlere doğru dağılımı sağlanırdı. İşte. bugün ayakta kalabilmiş ve "konınabü- miş" sayılı örneklerden bin olan Taksim Mak- semi de aynı şehircilik kültürünün "zarif bir ürûnü" olarak 1. Mahmut tarafindan 1732-1733 yıllannda yaptınlmıştı. Sekizgen planlı taş bir yapı olarak inşa edilen bu maksemin önemli özelliklerinden birisi, giriş kapısının karşısındaki mermer tezgahta yer alan "îaeter" ve "sandukası". Bu sandukanın, yani "Taksim Sandığı'nm" bölmeleri üzenndekı pirinç lüleler. "hangisemte ne kadar suyun dağrtıldığını" ölçmeye yararlar- dı. Böylece maksem bınası, aynı anda suyun "kontroUü üleşilmesüıi" de sağlayan bir işlev yüklenirdı Taksim Maksemf nde toplanan şe- hir suyunun "taksim edildiği" semtler ise Top- hane-Fındıklı. Beyoğlu-Galata ve Kasımpaşa bölgeleriydi. Makseme girişin sol tarafmda yapılan ve üç basamakla çıkılan "divan bölümü'5 , bu yapıyı zi- yaret eden önemli kışıler ıçin tasarlanmıştı. Bu da yapıldığı dönemde bile makseme verilen önemın ilginç bir aynntısmı oluşturuyor. 1730'- larda Bahçeköy civanndaki 3 bentten Beyoğju'- na getırilen sulann nasıl dağıtıldığmı "göster- mek", aslında gelecek kuşaklara da aktanlması gereken bir "kent duyaruhğT örneğini sergili- yor. Kuşkusuz böylesi bir duyarblığın günümüz yönetıcilerine yüklediği sorumluluk ise Taksim Maksemi'nin. çevresindeki yine "tarihsel su mimarisini" yansı- tan Sular İdaresi'ne ait diğer eski yapılar ve hatta eski duvar kalınülanyla birlikte. "tarihe saygılı bir çevre dü/enlemesi" içerisınde koruma alüna alı- nmasıdır. Bugünkü otopark kul- lanımının bile aynı nedenle tartışma konusu olduğu bir ko- numda. "makseme bitişik" ve aynı yerdeki dığer tanhi yapı kahnülannı "boğacak1 " bir yeni yapılaşmaya izin vermek, koruma ilkeleri açısı- ndan uygun bir davranış olmuyor. Tam tersine, asıl yapılması gereken. "cami bi- le olsa" bu tanhsel mirasın çevresini yapılaş- mayla doldurmamak. bunun yenne "Taksim Meydam'yla bütünleşecek1 " bir yeşil alan düzen- lemesi içerisinde maksemi ve diğer eski binalan "gecmiş uygarüğuı kentsel aıutları" olarak daha da ortaya çıkannak olsa gerek. Hele. su kültü- rünün hızla yok olduğu ve kentin "yaşam kay- naklanna" saygının giderek tümüyle ortadan kalktığı böylesi bir dönem yaşanırken... YARIN: umutiar 12 Eylül dönemlne kaldı... TAKSİM MEYDANI TAKSİM CAMİSİ PROJE ALANINDAKİ MÜLKİYETUR (406 no.iu imar Ması'ndolüporMkrin konumu) Taksim Maksemi ve bıtişiğindeki tarihsel su \ apılan, meydana adını veren bir şehircilik kültü- rünün 18. yüzyüdan kalma anılarını yaşatı>örlar...(Fotoğraf. ERDOĞAN KÖSEOĞLU) 2 R0.İU pOfS«t 22no.1uparHİ 21-4-5 mâu paneHer 6 ve 7 no'l B VakıBor G*ndMû ktooMBöyükŞeKir Zkoat Bankası onokm îojriom (100m2) (150m2) (1624m2) (795m2) (2699m2) Karayatcın, 1995'tezam sözttwe«n w Ikiyıl sonra, memur seııdikalan isteıliğiücreti alacak 9 • Başbakan Yardımcısı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkam'yken birlikteçalıştığı yöneticilerin bürokrasiye kaydınlmasıylailgili olarak, "BÖyle bir tasanm yok. Ancak, bu arkadaşlanmdan kıvançduyuyorum" dedi. İstanbul Haber Servisi - Baş- bakan Yardımcısı Murat Ka- rayalçın, hükümette iki yıl daha kalmalan halinde, me- mur maaşlannın sendikalar ta- rafindan saptanacağını, bunun sağlanamaması durumunda, hükümetten çekileceklerini söyledi. Karayalçın, şöyle konuştu: " 1995'te memurlara diledik- leri ölçüde ya da anlaşmaya vanlabilecek ölçüde, ama 1994 yıUtun çok ilerisınde zam veri- lecekür. 19%'da SHP hala hü- kümetteyse, memur maaş- lannın ne olacağını Başbakan, Başbakan Yardıması ya da Bakanlar Kurulu karara bağ- lamayacak. 1996'da memur maaşlannın ne olacağını, sen- dikalar karara bağlayacak. Bir başka deyişle, 1996'da memur maaşlannı sendikalar karara bağlayacak ölçüde oluşmamış- sa, SHP hükümet ortağı olma- yacak." Murat Karayalçın, Ankara Büyükşehir Belediyesrnde bir- likte çalışüğı yöneticilerin bü- rokrasiye kaydınlacağı yönün- deki haberlerin hatırlatılması üzerine de, böyle bir tasanrrun olmadığım, ancak birlikte ça- hşügı arkadaşlanndan kıvanç duyduğunu söyledi. Asgariücretaskıda • Baştarafi 1. Sayfada İşverenler adına, Türkiye İş- veren Sendıkalan Konfederas- yonu (TİSK) Başkanvekili Ni- hat Yüksel. işçiler adına Türk- İş EŞüm Sekreteri Salih Küıç ve hükümet adına Çakşma ve Sosyal Güvenlik Bakanbğı Çalışma Genel Müdürü İsmail Bayer başkanhklannda 5'er kışıden oluşan komisyon dün sabah saat 10.30'da toplandı ve basın organlanna yeni asga- n ücretin birkaç saat içinde açı- klanacağma ilişkin duyuru yapıldı. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Hazine Müsteşarlığı ve Devlet İstaüsük Enstitüsü (DİE) yetkililennin de bulun- duğu toplanüda, DİE'nın be- lirlediği 4 milyon487 bın liralık artış konusunun gündeme gel- diği belirtildi. Hükümeün DYP kanadının, bu rakamı yüzde 16 orarunda düşürmeye çalışüğı öğrenilirken, SHP Ge- nel Başkaru ve Başbakan Yardıması Murat Kara- yalcın'ın, memurlara verilen düşük zammı telafı etmek için artış oranının yüzde 80 ol- masını savunduğu, Başbakan Tansu Çflkr ile ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Aykon Doğan'ın ise artışm yüzde 64 orarunda gerçekleşmesi konu- sunda ısrar etüklen bildirildi. Toplanüda üç kesim arasın- da uzlaşma sağianamayınca, yeni asgariücretin açıklanması bugüne bırakıldı. Agustos aymdan itibaren geçerli olması için Resmi Gazete'de bugün yayımlanması gereken yeni as- gari ücret, uzlaşma sağlana- maması nedeniyle ancak 1 ey- lülden itibaren geçerli olacak. Türk-İş Genel Başkaru Bay- ram Merâl. uzlaşma sağlana- maması üzerine dün yaptığı açıklamada, DİE'nin venleri- ne göre asgari ücret arüşmın yüzde 79.9 orarunda olması ge- rektiğini. ancak görüşmelerde bu oranın yüzde 65.4 düzeyin- de tutulmak ıstendigini kay- detti. Toplanüda, işverenlerin, asgari ücretin l eylülden itiba- ren geçerli olması için açıkla- manın geciktirilmesi yönünde- ki yaklaşımma hükümeün karşı çıkmayarak destek verdi- ğini belirten Meral, şunlan söyledi: "Bu tutum, değişik işkol- lannda çalışan yüz binlerce üye- mizin ücret kaybına neden o)- maktadır, aynca örgütienme imkam bulamayan mUyonlarca işçi ile çok sayıda memurun mağdur olmasına yol açnuştn-." Meral. asgari ücreti beürle- me çalışmalannda, hükümet- işveren işbirîiği nedeniyle do- ğan ukanıklığjn. çalışma banşmın yanı sıra toplumsal banşı da zedelediğini vurgu- ladı. Meral. "Ülke olarak içinde bulunulan ekonomik krizin so- runüusu çalışanlar olmadığı gi- bi, ekonomik krizden çıkışt, cal^fanlann ekonomik hak- larnun ktsıtlanmasında aramak yanlıştır. Sosyal devlete düsen temel görev, beUrlemelerde pi- yasanın görülmeyen eli yerine, ekonomik ve sosyal yapıya adil müdahalede buiunmak ol- malıdu'" görüşünü dile geürdi. Meıraır zammı utançverici CHP ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay, siyasete 1980'den sonra gırenlerin, si- yaseti bir çıkar ve koltuk kav- gası olarak gördüklerini, Baş- bakan Tansu ÇUler ve Başba- kan Yardımcısı Murat Kara- yalçm'ın da buna kötü örnek olduklanru savundu Günay, "Siyasetin çıkar ve koltuk kav- gasına dönüştûğü dönemlerde, zaman zaman demokrasi d^ı arayışlar yükselmiştir" dedi. Günay, dün düzenlediği ba- sın toplantısında, SHP ve DYP içindeki tartışmalara de- ğindi. SHP'deki tartışmalan ibreüe ızlediklerini belirten Günay, tartışmalan demokra- si açısından talihsizlik olarak niteledi. Karayalçın ve Çiller'i, koltuk ve çıkar kavgalanna kötü ömek olmakla suçlayan Günay, "Siyaset yapanlann, kendfleri için değil, toplum için siyaset yaptıklannı topluma inandırmalan gerekir" dedi. Memura venlen ücret artışı- nı utanç verici bulduklannı, bunu halka hakaret olarak gördüklerini belirten Günay, Güneydoğu sorununun ulus- lararası zemine kaydınlmasını hükümetin başansızhğı olarak niteledi. Günay, görüşlerini şöyle dıle getirdi: "Ortada çok tehlikeü bir ba- şansnlık vardır. Bütün ulusla- rarası kuruluslar, Türkiye'yi Güneydoğu'daki tutumundan ötürü yargdamaktadır. En son ABD D^işleri Bakanı Tür- kiye'yi elestirdi ve Kürtierin de yönetime aünması gereknğini ifade etti. Bu yargdamanın ta- mamının doğru olduğunu söyle- yemeyiz. Bazdan >anlış bilgi ve kasıttan kaynaklanmaktadv. Ancak hükümet sorunu sadece güvenlik sorunu şekünde ete al- dı. Ekonomik Önlemleri devreye sokamadı. Hükümetin kendi iç sorununu cözmesi gerekiyor." TOKAT1. ASLIYEHUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1992/104 1992 465 Maliye ve Gümrük Bakanhğı vekilı laraftndan Yüdız lns (Ağar) aleyhine mahkememizde açdan tescil davaarun yapılan duruşması sonunda verilen karar geregince; Yenimahalle, pafta: 4. ada: 387, parsel: 1 nolu taşınma/ın davahlar adına olan kaydının iptali ik Hazine adına tescüine, avukatlık ûcret takdirineyer olmadığı, masrafın davaa üzenndebırakılmasma karar 19.11.1992 tanhinde verilmiştir. Davalılardan Yıküz tris'in adresi tüm aramalara rağmen buluna- madıgından ılanen tebliğine karar venlmişur. Adı geçen, işbu ilanın yayım tanhinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde yasal yollara basvurmadığj takdirde hükmün kesinleşeceği hususu ikn olunur. Basm; 49908 GİRESUN ASLIYE2. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1993/182 1994,73 Davaa Aygaz AŞ, Mobilgaz AŞ vekilleri Av. Hakan Doruk vs. tarafindan davalı Aicalı Ticaret aleyhine açılan "haksız rekabetitı önlenmesi ve tecavüzün men'ı" davasının yapılan açık yargılaması sonunda, davanın kabulüne, haksız rekabetin önlenmesine, davalı- nın elinde bulunan ve yedienüne teslım edilen 7 adet 12 kg'lık davaa şirkettere ait boş tüplenn davaalara venlmesme, tüplenn davalı tara- fındaa bulundurulrnası ve saülmasının önlenmesine dairverilen 17.3. 1994 tarih, 1993/182 esas, 1994/73 sayılı karar ilan olunur. Basm: 49904
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear