25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 MART1994 PERŞEMBE OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Siyasaliktidar şeriatyanlısı değilse... "Türkıye laiktir, laik kalacaktır, şeriata karşıyız" diye miting düzenleyen yetkililer, yasa koyucular, belirtilen üç noktayı gerçekleştirmezse şeriatçılara destek olmaya devam edecek ve hiç de inandıncı olamayacaklardır. Av. SABRİ KURT Türkiye Barolar Birliği Yön. Kur. Üy. sorular yönetilmiştir. Bu konularda hükümeti sıkıştıran senatörlerin ba- şmda rahmetli Doç. Dr. Bahriye Cçok gelmektedir. Kendisi biryazısında bu- nu açıklamıştı (Cumhuri>et, 2.01. 1987). Hükümet adına lasanyı savunan zamanın Milli Eğitim Bakanı Orhan Dengiz'in yanıtlanndan bir bölümünü tutanaklardan okuyalım (C. Senato- su, Birleşim 73. 13.6.1973. tutanak sh. 142): A jdınlanmız. şeriatçılı- ğın tırmanmasını iste- miyor; devletin, akılcı ve bilimsel bir yön- temle yapılanmasını istiyor. Bu yapılanma- da. eğitım sisteminın ne kadar önemli ve etkilı olduğu da bilinmektedir. Top- lumda tansiyonu yükselten bazı gün- cel olaylar karşısında öfkeyle sokakla- ra dökülür, meydanlarda loplanır, "Türkiye laiktir, laik kalacaktır" diye bağırınz. Fakat yıllardır, laik düzeni kemiren, şeriatı tırmandıran Kuran kurslanna. imam hatip okullanna, eğitim sisteminin "öğretim birliği" ya- sasına aykın biçimde işleyişine aymaz- lıkla seyirci kalınz. Bu yıİcıcı gelişmeye nasıl ufaşıldığını görelim: Milli Eğitim Temel Kanunu (1739 S.K.). 1973 yılında kabul edilmıştir. Bu yasada. "belli bir programa ağırlık veren okullara, lise, teknik lise ve tarım lisesi gibi eğitim dallarını belirleyen ad- lar verileceği" belirtilmiş. böylece kız enstitülerine kız meslek lisesi, imam hatip okullanna "imam hatip lisesi" denmiştir. Tasan üzerinde Meclis'te ve senatoda yapılan tartışma^arda. imam hatip liselerinden yetişenlenn dini hizmet yerine. başka hizmetlerde görev almamalan isienmiş. kendi dal- lan dışında yükseköğrenim yapıp ya- pamayacaklan. böyle liselerin "Tev- hid-i Tedrisat" Yasası'na aykın olup olmayacaklan konusunda hükümete "... lise kelimesi yerine başka bir keli- me de kullansak, Te>hid-i Tedrisat an- lamı bozulmaz. Esas mühim olan ve bo- zulacak olan taraf odur ki, lise sevi- yesinde bir öğretim verirseniz ve bunları din eğitimine tabi tutarak hepsini üni- versiteye sevk ederseniz, o zaman Tev- hid-i Tedrisat Kamınu'na aykırı hare- ket etmiş olursunuz. Biraz önce 31. maddeyi okuyuşumun sebebi buydu. Okuyuşumda, "programlannı hem de yükseköğretime hazırla^an program- İannı bitiren öğrencilere. yetıştirildik- leri yönde" tabiri, Tevhid-i Tedrisat Ka- nunu'na uygunluğu ifade eder. Başka yönde yetiştirirseniz, Te»hid-i Tedrisat Kanunu'na aykın hareket etmiş olursu- nuz. Bu bakımdan anayasaya aykın de- ğildir. Anayasa kelimesini kıillanıyo- rum; çûnkü ana> asamız, Tevhid-i Ted- risat Kanunu'nu, değişmeyecek, kendi- sine uyuiacak kanunlar meyanında saymıştır." Bakan, imam hatip lisesi çıkışlılann ilahiyat fakültesi dışında bir yükse- köğretim kurumuna girebilmelerinin hem Öğretim Birliği Yasasf na hem de anayasaya aykın olacağını belirtiyor. Gerçekten, gerek 61 Anayasasfnda (153. md.). gerekse 82 Anayasası'nda (174. md.) Tevhid-i Tednsat Kanunu. uyulması ve korunması gereken dev- rim kanunlanndan sayılmıştır. Tev- hid-i Tedrisat Yasası'na göre de imam hatip okullan sadece "tmametle hita- bet gibi hidemat-ı diniyenin ifası vazife- si ile mükellef memurlann yerişmesi" içın açılacaktır. Aymazlık, ödüncülük Temel Eğitim Yasasf nın 31. mad- desi, "Ortaöğrerimin yükseköğretime veya bem mesleğe hem de yükseköğreti- me hazırlayan programlannı bitiren öğ- rencilere, yetiştirildikleri yönde üniver- sitelere, akademilere ve yüksekokul- lara girmek için aday hakkı taıunır" şeklinde. Bu madde 16.6.1983'te 2842 sayılı yasayla değiştirildi: "Lise veya dengi okullan bitirenler, yükseköğre- tün kurumlarına girmek için aday ol- maya hak kazanır" denildi. Böylece imam hatip lisesi mezunlanna da tüm fakültelerin kapılan açıldı."... ama as- keri okullar bu konuda çok hassas, harp okullanna alınmıyorlar" şeklinde tesel- li sözlen duyuyoruz. Ancak. yasalan- mıza göre, askeri otoriteler, sivıl otori- teye bağlıdır. Bir ilde imam hatip kö- kenli vali, o ilde askeri otorite olan al- bay ya da generalin üstündedir. Albay \a da general. harp okulu çıkışhdır. ama imam hatip çıkışlı valinin emrin- de olacaktır. İmam hatip çikışlılar da bu ülkenin insanıdır. Fakat dini eğitimden geçiril- miş. çoğunlukla şeriata inandınlmış. bilimsel kuşku taşımayan. tartışma. eleştırme yerine. dogmalarla şartlan- mış, bir otoriteye bağımlı. edilgin bir kuşak. Aydın ise kuşkuyla yola çıkar. Kafasında dogma. peşin yargı yoktur. Eleştirir, tartışır, üretir "Kafası şart- lannuş, peşin yargjlı kimseleri değişrir- mek, atorau parçalamaktan da zordur" der, Einstein. Bugün şeriat tırmanır görünüyorsa bunun sorumlusu, onu destekleyen ve besleyen siyasal iktidarlardır. Çok partilı döneme girildikten sonra, 1949 yılından beri artan bir tempoyla dinsel eğitıme dönülmüştür. İkı başlı eğitim sonucu, adeta birbirine düşman ku- şaklar yetiştirilmiştir. Türkiye'de bu- gün 450.000 civannda imam hatip lise- si mezunu. bir o kadar da halen oku- makta olan öğrencisi vardır. Tüm cami sayısı 68.000 olduğuna göre, ülke gereksiniminden çok fazla din adamı yetiştirilmiştir. Gerek temel eğitim ya- sasında gerekse Tevhid-i Tedrisat Ya- sası'nda imam hatip liselerinin, "imamlık, hatiplik ve Kuran kursu öğ- reticileri gibi dini hizmetlerin yerine ge- tirilmesi ile göretli elemanların yetişti- rilmesi" için açılacağı belirtilmiştir (md. 32). Oysa bu yasa hükmüne kar- şın, devlelin önemli başka kurumla- nnda. başka işlerinde amaç dışı görev- lendirilmektedirler. Şimdi de okullara secmeli ders olarak "Arapca"nın ko- nulacağından söz ediliyor. Din adam- lan. laik okullara, bu ders öğretmenı olarak da yerleşeceklerdir. Çokseslilik, farklı görüşler elbette olacaktır. Herkesin düşiince özgürlü- ğü. inanç özgürlüğü, seçme ve seçilme hakkı vardır. Ancak yıllardır sürdürü- len birbirine zıt bu ikı başlı eğitim. gi- derek halkı vahım çekişme ve çatışma- lara girebilecek kamplara ayırmıştır. Siyasal iktidarlar, devleti yıkacak, ulu- su birbirine düşman kamplara ayıra- cak bu farklı eğitjmlere destek olmuş- lar: devlet olanaklanyia. kendi devleti- ni yıkacak, çağdışı geri bir yönetim ge- tirecek. şeriat hükümlerini özleyen ku- şaklar yetiştirmişür. Bu aymazlık sona ermelidir. Zamanımız iktıdan. terörle müca- dele içın, teröre destek veren kaynak- lan kurutmak, komşu devietlerdekı kamp ve eğitim yerlerini imha etmek yolunu seçti. Bu yolla da başanya ula- şacağını, terörün kökünü kazıyacağını söylüyor. Siyasal iktidar, şeriatın tır- maruşını engellemekte. durdurmakta, yok etmekte samimi ise terör için uy- guladıklan yöntemi burada da uygu- lamalıdır. Şeriatın gelişimine, yayıl- masına neden ve destek olan. iç ve dış kaynaklar belli olduğuna göre, bu ku- rumlann da kapatılması, iç ve dış kay- naklannın kurutulması şarttır. Ivedilikle gerçekleştirilmezse... Laik, demokratik bir Türkiye içın öncelikle: • Temel Eğitim Yasası'run 31. maddesi eski durumuna dönüştürül- meli ve ortaöğretim okullanndan çı- kanlann. ancak yetiştirildikleri yönde yükseköğrenim yapmalan sağlanma- hdır. • İmam hatip okullan, teknik okuilara, klasik liselere, yüksek teknik okullara dönüştürülmeli. ihtivaçtan fazla olanlar kapaülmalıdır. • İmam hatip lisesi çıkışlılar, yalnız imamlık, hatiplik, cenaze. ibadet. cami işleri gibi din işlerinde görevlendiril- melidir. "Türkiye laiktir, laik kalacaktır, şe- riata karşıyız" diye miting düzenleyen yetkililer, yasa koyucular belirtilen üç noktayı gerçekleştirmezse şeriatçılara destek olmaya devam edecek ve hiç de inandıncı olamavacaklardır. TARTIŞMA Birleşmedikçe... tatürkdiyorki "Kişiler d'üşünür olmadıkça, hangi haklara sahip ^olduğunu nlamadıkça, kitleier, istenilen yöne, herkes tarafından iyi veya kötü yönlere yöneltilebilir." ' Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi değerli Prof. Dr. Suna Kıli'ninöEkim 1985tarihinde Cumhuriyet gazetesınde çıkan 'Atatürkçüler Birleşmedikçe' başlıklı yazısından aldığım bir pasaj ile konuya girmek istiyorum: 'Devletin televizyonundan yapılan yorum ve yönlendirmeler, örgün eğitimin kitap ve izlencelerinde "millilik" aldatmacası> la uygulamaya konmaya çalışılmaktadır. Gerçekte bu "millilik"cumhuriyetın temclinde yatan "ulusallık"la, Atatürk'ün altı ılkesınden biri olan "ulusçuluk"la tümden çelişenbirkavramdır. Bu "millilik" aldatmacasının arkasındaki güç "1\ 1üslüman-Türk Sentezi" bağnazlığı, Atatürk'ü yok sayma. Türkiye Cumhuriyeti'ni Osmanlfnın uzantısma dönüştürme ve "Türk-İslam Cumhuriyeti" yaratma savaşımıdır. Gün, Atatürkçülüğe. Atatürk ılkelenne karşı çıkanlan eleştirme. loplumu çağın gerisineçckmcyeçalışanlara kızma. öfkelenme değil, bi,fleşme ve güçlenme. tek bir siyasal örgütte toplanma zamanıdırveyannlar "Atatürkçüler birkşiıriz" diyenlerin. bırlıkten güç yaratacaklann olacaktır. Ben, dokuzyıl sonra. 'Gerçek Atatürkçüler birleşmedikçe' diye gerçek sözcüğünüekledim. Çünkü değerli Asım Aslan'ın "Sömürülen Atatürk'adlı kıtabında. "Her yerde Atatürk. herkes Atatürkçü' bölümünde 13 sıfatlı Atatürk'ten söz edilmekte. dünyacabirdahi lider olduğu teslım edilen Atatürk, maske olarak kullanılmak ıstenmektedir. O büvük insan diy or ki: "Biz, Batı uygarlığını bir taklitçilik y apalım di> e almıvoruz, onda iyi olarak gördüklerimizi kendi bünyemize uygun bulduğumuz içindünyauygarlığıseviyesi içinde benimsiy oruz." Bu görüş veanlayışiçinde Batı'daki ve dünyadaki isimleri, siyasal doktrinleri taklit ederek. esasında bizim milletimizce yadırganan veya taraflann birbırini kolayca sömürecek sloganlarla rejim kurmaya çalışmamalıyız. Sermaye ile emeğı birbırinin tamamlayıcısı olarak kabul eden. sosyal adaiet içerisinde mıllı gelinn dağılımınıhedefalanveyinehiç birzümreye üstünlük tanımayan. birbirini sömürmesini kabul etmeyen özel girişım bizim içinesastır. Ancak. biz halkın "Bilhassa, sermaye birikimi olamamtş o devirde" yapamadığı kadar dev letçıyiz diyen sermaye, cmck, dcv let üçlüsünün birbirini sömürmeden denge içinde kalması görüş ve düşüncesibütündünyanın özlediği, bugün muhıaç olduğu enileri bir görüş vedüşüncedir İşte bu ilkelerle y urtta ve dünyada banş sağlanabılır. Türk uygarlığı.dünya uygarlığının üstüneçıkabilir. Batı uygarlığından metot ve teknik alabilinz. Atatürk'ün dediğı gibi "Türklüğün büyük medeni vasfı \e büyük medeni kabiliyeti hiçbir zaman unutuimamalıdır ve biz bize beıuemeliyiz." MithatTuygun Bankacı-Gazeteci PENCERE Solculuk Gayri CJddi Bir \ş Değil...Hınstıyan, kelıme-ı şahadet getırıp de Müslumanlığı be- nımsedı mı ihtıda etti' denır. başka deyışle hıdayete erer; Müsluman ıstavrozçıkarıpdaHırıstıyanlaştı mı 'tanassur et- miş olur Din değıştıren kişı, kraldan çok kralcılık yapar; çünkü dön- muştür, vıcdanındaki suçluluk duygusu ve yenı çevresıne yaranma gudusu, ruhunu kıskaca alır: bağnazlaşır, saldır- ganlaşır Vaktıyle burnundan kıl aldırmayan 68li, din gıbı sarıldığı sosyalızmi terk edip de lıboşızme ırnan ettı mı paraya pula lukse boğuluyor' ama, efendılerıne yaranmak içın sola oyle bir saldırıyor kı demeyın.. Ruhsal utancını ve doneklığının aşağılık duygusunu bu yoldan gıdermeyeçabalıyor Insanlık halı... Doğaldır • Donek liboşun yureğını bir tutku daha yakıyor; demokratik sol ya da sosyal demokrat partıyı kendısıne benzetmek içın elınden gelenı ardına koymuyor. Dıyorsun kı. - Be kardeşım. ANAP var, Doğru Yol Partisi var, sol partıye girmek içın ne uğraşıyorsun?.. Senın yerın sağdaki partiler- de değil mi? Oraya gitsene!. Hayır.. Sol partıyı de kendısıne benzetecek kı lıboş aşağılık duy- gusundan kurtulsun... ZüHü bu takımın eline geçtı mı?.. Yandı... • Çunkü bun/ar önemli değil: ama, bunları kullanan holding ve medya patronları guçludur, butun partılerı elının altında tutmak ısteyen sermaye kuvvetı, polıtıkada deneyımsız Tan- su Çiller'ı DYP'nın içinde pazarlayıp partının başına oturttu, şimdı de beğenmıyor. Oysa lıboşlar, başbakan olur olmaz kadının çevresını sarmışlardı: - Sen Demır Leydı'sın... - Clınton sana hayran... - Sen cama tırman!. Tansu Hanım ın başı döndu, saçtı savurdu. ortahğı kırıp geçırdı, şimdı kendısı kırık dokuk.. Istanbulün rantları, trılyonlarla değil. katrılyonlarla olçulu- yor, suyun başında kendılerınden yana bir beledıye başkanı ısteyen sermaye gucu, Zulfu'ye çengelı takmış durumda, ıs- tedığı gıbı kullanacağını sanıyor, Lıvanelı yı çıldırtmak içın her turlu tezgah hazır: - Sen Willy Brandt's/n... - Vaclav Havel's/n - Solu sen bırleştıreceksın... - SHP yok, sen varsın!.. - Genel başkansm.. Cin olmadan adam çarpmaya ozendırıyortar Zülfü Liva- neli'yi; ozelleştirmelerden tutun da beledıye ışcılerını soka- ğa atmaya kadar her turlu kışkırtma daha bugunden ışlıyor; sol partıyı şavullayıp, solun tabanından oy alarak sağın prog- ramını uygulatmak amacıyla lıboşlar arasında seferberlık başladı... Zülfü bunları yer mı?.. • Bir kışının ressam, karıkaturıst, şarkıcı. tıyatrocu, yazarol- ması iyi beledıye başkanı olmasını gerektırmez. Her ışın kendıne göre bir raconu var Zulfü seçımı kazanır kazanmaz, yıne Zulfu dur. kazanırsa, lıboşların elınde oyuncak olacağı- nı ve kendısını harcayacağını sanmıyorum. Solculuk cıddı bir ıştır: bir partıye ve programına ınanma- dan o partıye gırıp polıtıka yapmaya kalkışmak da gayrı cıddı bırtutumdur. Zulfu'nun böyle bir ış yapacağına ınanmak güç. Özürlü Yurttaşlar... Üretimde sizin de yeriniz, Halkbank'ta sizin de krediniz var. Halkbank, özürlü yurttaşların topluma kazandırılmaları, ülke ve aile ekonomisine katkıda bulunmaları için olanak sunuyor. Bedensel özürlü olup, kendi adına iş kurmak isteyenlere 200 milyon'a kadar "Özürlü Girişimci Kredisi" veriyor. Bir yılı ödemesiz, 2 yıl vadeli... %40 faiz... İşyerlerinde özürlü kişileri çalıştıran küçük ve orta ölçekli işletmeler ise "Özürlü Çalıştırma Kredisi'Vıden yararlanıyor. Limrt : 100 milyon TL.yi aşmamak koşuluyla kişi başına 50 milyon TL... Vade : Bir yılı ödemesiz 2 yıl Faiz : %40 Ayrıca, özürlü yurttaşların ihtiyaçları olan protez ve benzeri araçları temin etmeleri için de Halkbank'ta kredi var. Limit : 50 milyon TL Vade : 2 yıl Faiz : %40 Artık, özürlü yurttaşlarımız başkasının eline bakarak yaşamayacak. Üretecek, kazanacak, ekonomiye katkıda bulunacak. Istek sizden, destek bizden... TÜMtİYİ HALKBANK TÜRKİYE HALK BANKASI a n a. ıı r c l c ıı c k a v n a k.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear