25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22MART1994SAU 12 DIZIYAZI 'Arapçaezanisterük' .25 Kasım 1925, İslamci kesim laik cumhuriyete karşı eylemlerinden vaz- geçmiyor. Rize'de, Nakşibendi tari- katı müritlerinin "hükümetin zorla şapka giydireceği, kadınlarm çarşafla- nnı açacağı, Kuranı kaldıracağı" yo- lundaki propagandalan sonucu Ofa da yayılan silahh isyan başlatılıyor. Hareket. etkilerini Giresun'da da gösteriyorancak başanlı olamıyordu. 30.11.1925 tarih ve 677 sayılı yasay- la, tekke ve zaviyeler kaldınlıyor. Hamdullah Suphi Tannöver bu kara- ra karşı çıkıyor. Yasada, yasarun ge- rekçesinde ve Meclis'te yapılan tartış- malarda tekke ve zaviyeler cehalet ve irtica yuvalan olarak niteleniyordu. Atatürk ise buralar için. "Tekkelerin gayesi halkı meczup >e aptal yapmak- tır. Türkiye Cumhuriyeti şevhler, der- vişler, müritlcr, meczuplar memteketi olamaz" divordu. İlk Türkçe hutbe 3 Şubat 1928, ilk Türkçe hutbe Sü- leymaniye Camii'nde Sadettin Kay- nak tarafından okunuyor. 9 Nisan 1928. anayasadan devletin dininin İslam ojduğu ibaresi çıkanh- yor. Atatürk. İÜ rektörlerinden İ. Hakkı Baltacıoğlu'na Kuranı Türk- çe'ye kazandırmasmı teklif ediyor. Baltacıoğlu teklifı kabul ediyor ve bu işi yedi yılda bitirebileceğini belirti- yordu.. 12 Ağustos 1930, Serbest Cumhuri- yet Fırkası kuruluyor. Paris Büyükel- çisi Ali Fethi Bey'in Mustafa Kemal'i yeni bir muhalefet partisi kurulması- na ikna etmesi üzerine kurulan parti- ye daha önce Terakkiperver Cumhu- riyet Fırkası'nı kuran Kazım Karabe- kir de girer. Bunun dışında Ali Fuat, Refet Bele, Cafer Tayyar, Rauf ve Dr. Adnan (Adıvar) beyler de partide yer alırlar. Izmir mitingi Atatürk, kendine çok yakın iki adam olan Kütahya Milletvekili Nuri Conker ile Kars Milletvekili Ahmet Ağaoğlu'nu da partiye sokar. Conker, partinin genel sekreteri bileolur. Ülke genelinde büyük ilgi gören SCF, 4 Ey- lül 1930 günü İzmir'de büyük bir mi- ting düzenler. İzmir'de bulunan Ata- türk, mitinge izin verir. Ali Fethi Bey, 5 Eylül günü otelinin önünde büyük bir kalabalıkla karşı- laşır. CHP yanlısı Anadolu gazetesin- de yazan Denizli Milletvekili Haydar Rüşrü, o gün Serbest Fırka"yı ağır bir dille suçlamıştır. Mahşeri kalabalık partililer tarafından yönlendirilerek Anadolu gazetesine ve CHP il merke- zine yürütüiür. Olaylar sırasmda bir polis ağır yaralanınca komiser halka ateş açar. Sonuç: Bir ölü ve 12 ağır ya- ralı.Bu olay, Serbest Cumhuriyet Fır- kası'nın, Türkiye'deki irticayı destek- leyip körüklediği ve Mustafa Ke- mal'e suikast planlayıp cumhuriyet rejimini değiştirmek istediği için kala- balığı galeyana getirdiği biçiminde yorumlanır. Kubilay olayı 22 Arahk 1930. Nakşibendi tarikatı mensubu Derviş Mehntet ve beş arka- daşı. Menemen'in Kese Köyü'ne ge- lirler. Burada halka, İstanbul'un yan- daşlan tarafından sanldığını, sa- yılannın 770 bin olduğunu söylerler. Menemen'e gidip camide sabah na- mazı kılarlar. Namazdan sonra Der- viş Mehmet. Ankara hükümetini ıskat edip, ikinci Abdülhamit'in oğlu Selim'i halife ilan edeceğini cemaate bildirir. Camiden, üzerinde (innafe- tahnaleke...) yaalı bayrağı alıp Hü- kümet Konağı önüne giden Derviş Mehmet. kendisini 'Mehdi-i Resul' ilan eder ve halktan şapkalannı çıka- np kendisiyle birlikte zikre başlama- lannı emreder. Bu sırada genç yedek- subay Kubilay, emrindeki küçük bir birlikle müdahale eder. Derviş Meh- met, arkadaşı Şamdan Mehmet'e emir vererek Kubilay'ı öldürmesini ister.Binden fazla insanın tekbir sesle- ri arasında öldürülen Kubilay'ın başı testere ile kesilerek bayrağın ucuna takıhr ve halka gösterilir. Kanı Derviş Mehmet tarafından içilir. Derviş bu- rada şu konuşmayı yapar:"Ya eyyii- hel müslimin. Halife Abdülmecit htı- dutta bekliyor. Kalkınız Müslümanlığı kurtaralım." Türkçeezan metnl Ezanın yeni biçimini Diyanet İşleri Reisliği şöyle belirlemişti:" 1) Tann uludur. 2) Şüphesiz bilirim bildiririm Tann'dan başka yoktur tapacak. 3) Şüphesiz bilirim bildiririm Tann'nın elçisidir Muhammed. 4) Haydi namaza. 5) Haydi felaha. 6) Namaz uykudan hayırlıdır (sadece sabah namazı için). 7) Tann uludur. 8) Tann'dan başka yoktur tapacak. Teğmen Kubilay Derviş Mehmet tarafından Menemen'de şehit edildi. Yirmi dakika sonra'olay yerine ge- len bir jandarma kıtası isyanalara ateş açar. Derviş ve yandaşlan kendi- lerine kurşun işlemeyeceğini söyler- ler. Derviş Mehmet ve arkadaşlann- dan bazılan çatışma sırasında ölür. Yapılan incelemeler sonunda olayın Nakşibendi tarikaü şeyhlerinden Esat Efeodi, Seyh Halit ve Hoca Saf- fet tarafından yönlendirildiği ve bu grubun yurtdışı ilişkilerinin bulundu- ğusaptanır. 31 Aralık 1930 günü Menemen, Manisa, Bahkesir ve Antalya'da yak- laşık 2 bin 200 kişi tutuklanır. Mene- men ve çevresinde sıkıyön^tim ilan edilir. Olayla ilgili Divan-ı Harp du- Eskişehir'de yargılanan Said Nursi, mahkum oldu ve süriildü. ruşmalan 15 Aralık 1931 günü başlar ve 28 kişinin idamına karar verilir. Din dersi kalkıyor 1931-1932 öğretim yılında okulla- nn ders programlanndan din dersleri çıkanlır. 22 Ocak 1932, Yerebatan Camiin- de ilk kez Türkçe Kuran okunur. 29 Ocak 1932, ilk Türkçe ezan Fa- ü'h Camii'nde okunur. (Ziya Gökalp: Bir ülke ki camiinde Türkçe ezan okunur'Köylü aniar manasını na- mazdaki duanın.Bir ülke ki mekte- binde Türkçe Kur'an okunur, Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Huda'- nın'îşte orasıdır senin vatarun) o1 } eriat yanlılan laik J> cumhuriyete karşı eylemlerini sürdürüyordu. Ezanın Türkçe okunmaya başlamasıyla tepkiler de arttı. Bu tepkiler zaman zaman ayaklanma boyutlanna ulaşıyordu. İşte bu olaylardan birinde, Menemen'de Kubilay şehit edildi. 1 Şubat 1933, Bursa'da Nakşibendi şeyhlerinden Kozanlı tbrahim Efendi, öğle namazından sonra Ulucami'den çıkan cemaate "Dinini seven bizimle gelsin" diye bağırarak çevresine kala- balık bir kitleyi toplar. Ayetler okuyarak yapılan yürüyüşle 'Evkaf Miidürliiğü'ne gelen Kozanlı Ibrahim ve arkadaşlan. burada "Başka yerler- de Arapça ezan okunurken niçin Bur- sa'da Türkçe ezan okunuyor" sorusu- nu dile getirirler. Vakıfîar müdürü, konunun vilayet emri olduğunu söy- leyince kalabalık Vilayet Konaği önüne gider. Bu sırada hükümet güç- leri olaya müdahale eder. 1935, Said Nursi ve talebeleri tutuk- lanır. 120 talebesiyle birlikte Eskişe- 'ün Kubilay olayıyla ilglll mektubu Gazi Mustafa Kemal'in 27 Arahk 1930 tarihinde Erkâru Harbiye-i Umumiye Reisi (Genelkurmay Başkanı) Fevzi Paşa'ya (Mareşal Fevzi Çak- mak) gönderdiği mektup şöy- leydi: "Menemen'de ahiren vukua gelen irtica teşebbüsü esnasmda Zabit vekili Kubi- lay Bey'in vazife ifa ederken duçar olduğu akıbetten Cum- huriyet ordusunu taziyet ede- rim. Kubilay Bey'in şahade- tinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısmda Menemen'- deki ahaliden bazılannın alkı- şla tasvipkâr bulunmalan bü- tün Cumhuriyetçi vatanper- verler için utanılacak bir hadi- sedir. Vatanı müdafaa için ye- tiştirilen, dahili her politika ve ihtilafın haricinde ve fevkinde muhterem bir vaziyette bulu- nan Türk zabitinin mürteciler karşısmdaki yüksek vazifesi- nin vatandaşlar tarafından yalnız hürmetle karşılandığına şüphe yoktur. Menemen'de ahaliden bazılannın hatalan bütün milleti müteellim etmiş- tir. İstilanın acıhğmı tatmış bir muhitte genç ve kahraman Zabit Vekilinin uğradığı teca- vüzü, milletin, bizzat Cumhu- riyete karşı bir suikast telakki ettiği ve mütecasirler ile mü- şevvikleri ona göre takip ede- ceği muhakkaktır. Hepimizin dikkatimiz, bu meseledeki va- zifelerimizin icabatmı hassasi- yetle ve hakkıyle yerine getir- meye matuftur. Büyük or- dunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Bey, temiz kanı ile Cumhuriyetin hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır. Reisicumhur Gazi M. Kemal" (Devrim Şehidi Öğretmer. Kubilay, Kemal Üstün, Çağdaş Yayınlan, 4. Basım. 1990, s. 28) Kubilay'ın şehit edilmesi üzerine Fevzi Çakmak'a bir mektup gönderen Mustafa Kemal, Orduya taziyet dilemişti. hir Ağirceza Mahkemesi'nde yargıla- nan Said Nursi, 11 ay hapse mahkum olur. Cezasını tamamladıktan sonra Kastamonu'ya sürülür. 1935, ilkokullarda din dersleri kal- dınhr. 1935, Nakşibendi şeyhlerinden Şeyh Halid, Eruh'ta Mehdilik iddiası ile silahlı eyleme kalkışır. Bir yıl süren çatışma ve takipten sonra Suriye'ye sığınır. 1936 ocak, Çorum'un İskilip ilçe- sinde nakşi şeyhi Kayserili Ahmet Ka- laycı şeriat istemıyle harekete geçer. Kalaycı şeyhin garip kurallan vardır. Ona göre namaz ve oruç farz değildir. Ancak 40, 70 ve 90 günlük yeni oruç- lar yaratmıştır. Nakşi şeyhine tap- mak gerekiyordu. Kalaya hareketi kısa sürede basünlır. 1937, Laiklik bir Anayasa hükmü haline gelir. 1939, İlk yasal İslami muhalefet ya- yını 'Hareket' yayın hayaüna başlar. 20 Eylül 1943, Said Nursi tutukla- nır ve Ankara'ya sevkedilir. Değişik bölgelerden tutuklanan 126 'Nur' ta- lebeleriyle birlikte tutuklu olarak Is- parta ve Denizli cezaevlerinde bulu- nan Nursi, sonunda beraat eder, Af- yon Emirdağ'a sürgün edilir. 18 Temmuz 1945, Milli Kalkınma Partisi kurulur. MKP. dış politika alanında "İslam Birliği" (Şark Fede- rasyonu) projesinın gerçekleştirilme- sini istemektedir. 1946, amao "Dünya Müslümanları Birliğir 'ni destekleme olan Sosyal Adalet Partisi kurulur. 1946 yılında kurulan bir başka par- ti, Antma Koruma Partisi (ARK), dinci bir siyasal parti olduğunu tüzü- ğünün birinci maddesinde açıklar. 1946'da kurulan İslam Koruma Partisi, parti adı altında kurulmuş ol- masına karşın, kuruluş dilekçesinde her türlü siyasal faaliyetten uzak ol- duğunu belirtir ve gayenin sadece İs- lamın yükselmesi, kuvvet kazanması, dayanışması olduğunu söyler. 1947, Türk Muhafazakar Partisi kurulur. Partinin programında ve amaçlannda İslami amaçlar egemen- dir. 1947, Milli Eğjtim Bakanlığı, iste- yen vatandaşlann özel din seminerleri açabileceğini öngören bir kararname yayınlar. (Tahsin Banguoğlu bakan.) CHP'de tartışmalar 2 Arahk 1947, CHP 7. Kongresi, okullara din dersi konması tartışma- lanna sahne olur. Şubat 1948, CHP grubu, İlahiyat Fakültesi'nin yeniden açılmasını tek- life karar verir. 20 Mayıs 1948, CHP Meclis Gru- bu, Milli Eğitim Bakanlığına, ortao- kul mezunu gençlerin askerlik yü- kümlülüklerini yerine getirdikten sonra girebilecekleri "iraam hatip kurslan" açmasını teklife karar verir. On il merkezinde açılacak bu kursla- nn beş ayhk kurslar olduğu açıklanır. 1948, dini reform isteyen bir grup DP'li partilerinden aynlarak Millet Partisi'ni kurarlar. Parti programının 8. maddesi. "Par- ti din müesseselerine ve milli ananelere hûrmetkardır" diyor, 12. maddesine göre laikliği esas itibariyle kabul et- mekle beraber din işlerinin ayn bir teşkilat elinden idaresini, bu teşkilatın muhtar bir teşkilat olmasını istiyor. Parti aynca ilk ve orta tedrisata din dersleri konulmasını da uygun gör- mektedir. 15 Ocak 1949'da Ankara ve İstan- bul'da 10 ayhk ilk ımam hatip kursla- n açıhr. 1949, Hamdullah Suphi Tannöver: "Dini sadece bir vicdan işi olarak ele almak yanlıştır." Ortaokul kıtapla- nnda okuma parçalannı okuduğu- muz Tannöver. din derslerinin okul- lara girmesini istiyor. 15 Şubat 1949, ilkokullarda isteğe bağh olarak din derslerinin okutula- cağı belirtilen ocak ayındaki MEB ta- mimi yürürlüğe girer. 4 Haziran 1949. TBMM genel ku- rulu, AÜ'ne bağh bir ilahiyat fakülte- si açılması karannı verir. 14 Nisan 1950. Millet Partisi tstan- bul tl Kongresi, çalışmalanna fatiha okuyarak başlar ve laik devlet düze- nini agır biçimde eleştirir. Yarın: Slz Istersenlz serlatı blle aerl getireblllrsfnlz AtatürkV saldırılaratepkilersürüyorHaber Merkezi- Ulu önder Atatürk'e ve onun ilkelerine yö- nelik saldırılara tepkiler. sürü- yor. Sıvas Cumhuriyet Üniversi- tesi Tıp Fakültesi öğretim ele- manlan gazetemize faksla gön- derdikleri mesajlannda, "Ata- rürk'e ahlaksızca ifadelcrle dil uzatan kara sesleri, lanetle kı- nadıklarını" belirttiler. Öğretim elemanlannın mesajlannda. Türkiye Cumhuriyeti içinde ya- şayanlara çağdaşhğı, laikliği. demokrasiyi. ınsanca yaşâma gurur ve haysiyetini. insan sev- gisini yerleştiren Atatürk'ü bir kez daha minnet ve saygıyla an- dıklan vurgulandı. Mesajı im- zalalayan CÜ Tıp Fakültesi öğ- retim elemanlannın isimleri şöyle: Prof. Dr. Atüla Atalay. Prof. Dr. Ahmet Çolak. Prof. Dr. Yusuf Çağlar Prof. Dr. îlhan Sezgin, Dr. Oztürk Özdemir, Dr. Ferda Perçin. Arş. Gör. tz- zet Yelkovan. Handan İ. Şatı- roğlu, Uzm. Turhan AmcaoğJu. Dr. L'ygur Traşlar. Arş. Gör. Ahmet Yüdız, Prof. Dr. Abdul- lah Arkın. Yrd. Doç. Dr. Er- dem Gümüşbaş, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Çimen, Dr. Esat Adı- güzel, Muharrem Terzioğlu, Arş. Gör. Zehra Akgüa biyo- log Yasemin Günüy. Arş Gör. Yûcel Koca. Prof. Dr. Erdoğan Gürsoy. Serpil Ünver Saraydın, Prof. Dr. Tülin Baykal, Doç. Dr. Emel Koptagel. Yrd. Doç. Dr. Bilge Onarlıoğlu, Yrd. Doç. Dr. Faruk Yücel. Yrd. Doç. Dr. Esra Baskın, Zehra Kayaköklü, Müberra Yılmaz, M. Esra Şanlı, Adalet Iğdır, • Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim elemanlan gazetemize faksla gönderdikleri mesajlannda, "Atatürk'e ahlaksızca ifadelerle dil uzatan kara sesleri, lanetle kınadıklannı" belirttiler. Uzm. Rıfat Kurşun. Doç. Dr. Özee Çetinkaya. Yrd. Doç. Dr. K. Bildikoğlu.' Prof.Dr. Musta- fa Gürol. Ali Akuı, Doğan Fan- man. Prof. Dr. Ali Gökalp, Doç. Dr. OkUy Işık, Prof. Dr. Mustafa Gönüllü, Yrd. Doç. Dr. Şalkı Özakman, Prof. Dr. Ahmet Olmuş. Prof. Dr. Ayşe Gökalp, Yrd. Doç. Dr. Sadi Türkay, Yrd. Doç. Dr. Gülden Kafah, Uzm. Dr. Cüneyt Öz- türk, Dr. cengiz Beyazıt. Dr. Uğur öz, Dr Nurşcn Yüksel. Yrd. Doç. Dr. Ercan Canbay, Dr. Ufuk Akmil, Yrd. Doç. Dr. Okay Bulut, Yrd Doç. Dr. Se- na Bulut, Yrd. Doç. Dr. Fevzi İçli. Yrd. Doç. Dr. S. Özçelik, Yrd. Doç. Dr. Hayri B. Tok- soy, Yrd. Doç. Dr. Dilara Kö- roğlu, Yrd. Doç. Dr. Aytekin Akyaz, Yrd. Doç. Dr. Şevkat Köroğlu, Burhan tlter, A. Tas- yurt, Doç. Dr. Saniye Topçu. "Atam îzindeyiz" "Türkiye Cumhuriyeti'nin kumcusu ulu önder Atatürk'e, onun ilke ve devrinüerine, ailesi- ne yapılan çirkin saldmlan şid- detle kınayarak lanetledikleri- ni" vurgulayan bir grup > urttaş da gönderdikleri faks mesajla- nnda, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve onun ilkelerini sonsuz dek koruyup yaşatacaklannı bildir- diler. Yurttaşlann imzalan şöy- le: Halenur Oymak, Hekime Öztürk. Hanife Bovakir, Emel Genç, Şemsiye Baloğlu, Nurten Sevim, Firdes Baştürk. Nurten Şentürk, Aynur TimuçinA Zü- beyde Izci, Merikan Ozün, Havva Tabakoğlu. Şükran Okur, Gülbüz Çamlıdağ. Fatma Çetin, Şükriye Doğanay. Neri- man Kayserili, Gülbeyaz Tun- ca, Ayşe Keser, Saniye Altı- naks, Selver Sönmez, Nagihan Bubnuş. Beytullah Güner, İs- mail Karacaoğlan, Aydemir Bingöl. Bir grup yurttaşın da "Kara 12lere" başlığı ile gaze- temize gönderdikleri faks me- sajlannda, hiçbir gücün kendi- lerini Kemalizmin ilkelerinden saptıramayacağı belirtilerek "Yaşasın laik Türkiye Cumhuri- yeti, Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk" denildi. Mesajı imza- layan yurttaşlann imzalan ise şöyle: Ayça Turhan, Yeşün Sinano- ğulları, Ayşe Tahmaz, Nilay Kayalar, Serap Özay Taybars, Ayşen Küıç, Yusuf Marnaa, Pınar Cansen Arılgan. Kadem Çakar. Aykan Gürsoy, Hadi Kavraz, Derya Saraç. .Betül Açin, Sibel Özdemir, G. Öncel. F. Tülay Oral, Ayten Eryılmaz, Duygu Kırıkçı, M. Çimen, öz- lem Yakar. Nuran Çiçek, Biliz Koç. Gökhan Büyükşengür. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Ertan Ünver'in Hesapları... Geçen hafta perşembe günü Ankara'da Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği "Nâzım Hikmet için Karma Resim Sergisi" açıldı. Zafer Çarşısı'ndaki Devlet Güzel Sanatlar Salonu'nda açılan sergi, bu hafta sonuna dek açık kalacak. Sergi daha sonra Istanbul'da sürdürüle- cek. Satılacak resimlerden elde edilecek gelirle, istanbu!'- da istiklal Caddesi'nde "Nâzım Hikmet Müzesi"nin oluştu- rulacağı bına satın alınacak. Serginin açıhşı dolayısıyla İstanbul'dan Prof. Aydın Ay- bay ile Kıymet Coşkun, Semih Balcıoğlu, Alpay Kabacalı, Atilla Ergür, Gülbin Akyavaş Ankara'ya gelmışlerdı. Sergi, gösterışsız bir torenle açıldı. Emre Kongar, Kültür Bakanlığı adına konuştu. Başbakan, çeşıtlı bakanlar sergı- ye "işlerinin çokluğundan" katılamayacaklarını bildiren telgraflar göndermişlerdı, ama hiçbırinde "Nâzım Hikmet" adı geçmiyordu. Nâzım Hikmet adından hâlâ ödlerı kopan- lar mı vardı ne? SHP Çankaya Beledıye Başkanı Doğan Taşdelen, sergi salonunda konuklara bir kokteyl verdi. Kokteylden sonra da Altındağ Belediye Başkanı Ali Rıza Koç, Nâzım Hikmet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleriyle, danış- ma kurulu üyelerine, Ankara Kalesınde Boyacızade Ko- nağı'nda akşam yemeği verdi. Nâzım Hikmet Vakfı, Ankara'da da çalışmaları yönlertdi- rip yürütmek için beş kişilik bir kurul oluşturdu Danışma kurulu üyelerinden Yavuz önen, Bülent Tanık, Kaya Gü- venç, yönetim kurulundan Halit Çelenkle ıkimizin de katıl- dığımız bu beş kişılık kurul, eşgüdümcü olarak çalışacaktı. Bu sergi dolayısıyla, sanatçtianmızm Nâzım'ı nasıl içten sevdıklerıni gözledim. Ankara'da seçilmesine artık "garanti" gözüyle bakılan Korel Göymen, önceki akşam sanatçılara bir kokteyl verdi. Göymen, bu akşam da Srieraton Oteli'nde Murat Karayal- çın'ın da katılımıyla sanayicılerın, gazetecilerın bulunduğu toplantıda yemek yiyecek. Yemeği SHP il Başkanı Yılmaz Ateş ve eşe veriyor. ••• 27 Mart seçimlerine dört gün kala, dün sabah erken saat- te, Torbalı Belediye Başkanı Ertan Ünver'i aradım. Ertan Ünver, bir hesap adamı, bir beyin. Araştırmacılar gibi değil. Öyle "Kime oy vereceksiniz" filan diye sormadan, bilgisa- yarının başında, kendi deyimiyle yüreğini "buzdolabına koyarak" çalışıyor. Ertan Ünver'e göre 27 Mart seçim so- nuçları şöyle gerçekleşebilir: ANAP: Yüzde 21.90, DYP: 21.70, SHP: 19.90, RP: 15.30, DSP: 7.30, CHP: 4.40, IviHP: 3.10, BBP (Muhsin Yazıcıoğlu): 1.70, YDP (Hasan Celal Gûzel): 1.50, DP (Aydın Menderes): 1.40, \P (Doğu Perinçek): Yüzde 0.80, SBP (Sadun Aren): Yüzde 0.70, MP (Aykut Edibali): Yüzde 0.30. (Bu oranlar, Türkiye ölçeğinde il genel meclisı sonuçlarına göre.) Ankara SHP'nin. Istanbul 49-51 ANAP'la SHP arasında; izmir yine 49-51 SHP ile ANAP arasında. Korel Göymen'in Ankara'da secılmeşansı 54 ıken ANAPinRüştüYöce'sı 41, DYP'nin Kemal Çevik'i ise 11.6 puanda kalmış durumda. (istanbul, İzmir bahksırtı). Oya katılma oranı çok yüksek değil. Yüzde 81.5 ile 84 ara- sında. Gecerli oy ise yüzde 79-81.5 arasında olacak. Boş oylar çok çıkacak. Ertan Ünver, bulduğu sonuçları on beş kez denetlediğini söyledi. Ünver, araştırma kuruluşlannın görüşlerine katıtmıyor. Diyor ki: - Istanbul'la Izmir'e "banko" diyemiyorum. Ikisinde de araştırıcılar "SHP istanbul'da Dalan, İzmir'de özfahıra ile çekişecek" diyorlar. Hayır, SHP ıkisinde de ANAP'la çeki- şecek. Ertan Ünver, sonuçlara nasıl vardığını da şöyle açıklıyor: - Şir örnek vereyim: Bir, benım en son ekim ayında yaptı- ğım araştırmanın üzerine, orada bulunan partiler var, şim- di seçime katılmıyor; katılmayan partilerin potansiyellerı- nin dağılımı var; örneğin Yusuf Bozkurt özal, benim ekim değerlendirmemde var: 5.30! Seçime girsin, 5.30 oy alır. GALLUP-PİAR 'la bahse girmeye hazırım! Etkenleri sayıyo- rum: Katılmayanların dağılımı, hangi etkenlerle bu hesap yapıldı? "Tahmin" dersenız, açıklama gönderirim. Ben bu- nu hep yapıyorum. 1961 genel seçiminden beri, tam 33 yıl- dır, her seçimde yaparım. 1972 kuruitayında başladım. Bilgisayarla çalışarak ama, 1966 CHP Kurultayı'ndan beri de sosyal demokrat kurultaylarının sonuçlarını hep bu bi- çimde vermişimdir. Genel Sekreter sonuçlarını bilmişim- dir. Hikmet Çetin e kurultay başlamadan üç gün önce tele- fon edip, "Hikmet Bey, genel sekreterliğinizi şımdiden kutlanm" dediğim zaman, Hikmet Çetin, böööyle telefonla hafif bir dondurma olmuş, sonra "Nasrettin Hoca, nasıl bil- din sen bunu" demiştir. Hanı Nasrettin Hoca demış ya bir adama: "Ağaçtan düşeceksin" diye, öyle. - Pekı, düşündün mü? istanbul'da Zülfü yerine Nurettin Sözen olsa ne olurdu? - O hesapları yapmaya vaktim olsaydı, bir ihtilal yapar, Cumhurbaşkanı olur, Armutalan'da ev alır. resim yapar. Sabancı ya satar, Türkiye'yi yeniden kurtarırdım netekım! O denli vaktim olmadı... - DYP 21.70 diyorsun, DYP 21.70 olabilir mi? - Evet! Üzgünüm. - Kırsal kesimden mi geliyor? - Evet, üzgünüm, bu bir, iki: 'Laz'la 'kız'ın kavgası! Top- lumların yaşamında hipotalamus (beyin sapı) etkenı var. Birey için nasıl önemliyse hipotalamus, bilinçaltının da öte- si, toplumların yaşamı da böyledir. CHP nasıl Ittihat ve Te- rakki'den geliyorsa, DYP de Hürriyet itilaf'tan geliyor. Hür- riyet itilaf'tan gelen bir gen var, ben buna sosyal tavır geni diyorum. Hürriyet Itilaf, sonra Terakkiperver Fırka, Serbest Fırka, törpülenerek gelen Demokrat Parti, AP... Bu oran 14. 30'dur. O kalıtsal gen, DYP'ye yansıyor. Bu oyu kırsal ke- simden alıyor... Zülfü Livaneli'nin SHP'ye kazandırdığı oy da 0.76'dır. İlk başta 3-3.5 dolayında oy artırdıktan sonra Yüksel Çengel görevden alınmalıydı", "Ben kapalı kapı- lar arkasında pazarlık yaptım'dedi, 3.5-4 puan artacakken ne yazık kı şu anda yalnız 0.76 puan getırebılıyor. Bu, Nuret- tin Sözen, sorunuza yanıttır! BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Persler'in Batı Anado- lu kıyılannı Iran'a bağla- mak için yaptıklan yol. 2/ Bir gemi ya da ucağin iz- lediği yol... Kap ağırhğı. 3/ fiaç... Kadın şapkala- nna konulan ve yüzü ör- ten ince tül. 4/ Sürülme- miş, ot bürümüş toprak... Eski Türk güreşlerinden biri. 5/ Kumaş üzerine yapılan bir tür işleme... Parola. 6/ Uluslararası Para Fonu'nun simgesi... Bir şeyi anımsamak için yazılan kı- sa yazı. 7/ Olumsuzluk belirten bir önek... Antalya yakınlanndaki ünlü arkeolojik mağara. 8/ Birleş- miş Milletler Endüstriyel Kalkın- ma Örgütü'nün simgesi. 9/ Ekva- tor bölgelerinde yetişen bir meyve ağacı... Doğu Anadolu'da kullanı- lan bir tür küçük zurna. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Rus kentlerinde içkaleye verilen ad. 2/ Avrupa'da bir başkent... Akaju da denilen büyük bir orman ağaa. 3/ Satrançta bir taş... Söz, lakırdı... Japon lirik dramı. 4/ Bir organı su vererek yıkayıp temizleme... "Adımız miskindir bizim düşmanımız —"dir bi- zim" (Yunus Emre). 5/ İzmir Körfezi'nde bir ada. 6/ Yeniçeri kışlası... Bir tür deniz taşımacıhğı. 7/ Şehzadelerin özel eğitmen- leri... Uzaklık işareti. 8/ Afrika'da yaşayan bir antilop... Dü- şünce. 9/ Kazak başkanlanna verilen ad.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear