25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 1994 PAZAR HABERLER ANAP-Özallar savaşı kmşıyop • ANKARA (UBA)- 'Civangate'nin ardından ANAP ile Özal ailesi arasında alevlenen tartışma ve gerginlik büyüyor. ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar, Özal felsefesini devam ettirdığim iddıa eden Yeni Parti'nininandıncı olmadığını söyledi. Turgut özal'ın politikalannın ANAP'ta devam ettirildigini belirten Taşar, şunlan söyledi: "Bazı partiler sırf husumet için kurulur, Yeni Parti de böyle bir parti. tek kuruluş amacı var, o da Mesut Yılmaz düşmanlığı. Ama hiç kimse yanılgıya kapılmasın, bu parti marjinal bir parti olarak kalmaya mahkum. Hani bir zamanlar davulu delen jaguar partisi vardı. YP o parti kadar bile oy almaz." DYP örgiitü yenitenecek • ANKARA (ANKA) - DYP, 4 aralık ara seçimlerinden sonra örgütlere el atacak. örgütler, Genel Başkan Tansu Çiller'le uyumlu çalışacak şekilde dûzenlenecek. DYP 4 aralık ara seçimlerinden sonra genel seçime hazırlanmaya başlayacak. Yılbaşından itibaren sonın yaratan bazı örgütlerde dûzenlemeye gidilecek. Bu örgûtler Başbakan ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ile uyumlu çalışacak şekle getirilecek. DYP, çeşitli sorunlara yol açan üye kayıtlannı da ocaktan itibaren yenilemeye baslayacak. Bu çalışmalar bittikten sonra ise il kongreleri için start verilecek. ktsan Hakları Yüfcsefc Danışma Kurulu • ANKARA (ANKA)- tnsan haklanndan sorumlu Devlet Bakanlığı bünyesinde oluşturulan 22 kişilik Insan Haklan Yüksek Danışma Kurulu, pazartesi günü ılk topiantısını gerçekleştirecek. Insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu yaptığı açıklamada. Yüksek Kurul'un pazartesi günü eski Başbakanlık binasında yapılacak ilk toplantısında açılış konuşmasını Başbakan Tansu Çiller ya da Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın'ın yapacağını bildirdi. pattama otacak' • ZONGULDAK (AA) - CHP Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Akyol, "ülkede sosyal patlama olacağı" iddiasında bulundu. Akyol, Zonguldak'ta düzenlediği basın toplantısında, hükümeti eleştirerek, demokratikleşmede ve özelleştirmede önce kriz çikartılıp sonra da çözülmüş gibi gösterildiğini savundu. Hasan Akyol, 5 nisan kararlanndan sonra işyerlerinin, fabrikalann kapamiıgını, hükümetin işçılerden çıkan sesi duymadığını da öne sürdü. Laik hııaııılara teİKİitÎBDA-C ve Müslüman Gençlik örgütlerinin, imamlara gönderdikleri mektuplarda, "Katliniz vaciptir, laik kafir devleti savunamazsmız" deniliyor KENAN BİLİZ ERZURUM - Erzurum ve ilçelerinde çok sayıda imam, 'laiklik ve devlet yanhsı' olduklan gerekçesiyle 'IBDA- C' ve'Müslüman GençBk' tarafından tehdit edilmeye başlandı. Mektup ve telefonla gerçekleştirilen tehditlerde "Katliniz vaciptir, laik kafir devleti savunamazsın£z"deniliyor. Emniyet müdürlüğü. tehdit mektuplannı incelemeye aldı. Tehdit edilen imamlann telefonlan, imamlann onayıyla emniyet tarafından arayanlan saptamak amacıyla dınlenmeye başlandı.Tehdit edilen imamlar arasında Çiller'e yakınlıgıyla tanınan ve "laik" olduğunu söyleyen Naim Gölleroğlu da yer alıyor. Son bir ayda iki ayrı tehdit mektubu aldiğını belirten Gölleroğlu, şunlan söyledi: "Mektupta "Senin katlin vaciptir' deniliyor. Bana 'Sen laik kafir devleti savunamazsın' diyorlar. Ben her namaz sonrasında cemaate yaptırdığım duada 'Devletimi, milletımi. bağrağımı koru yarabbı' diye dua ettimorum. Bana yapılan suçlamalann başında da "Mustafa Kemal kafinni sevıyorsun. Kemalistsin'geliyor. Ben onlara diyorum ki 'Eğer Mustafa Kemal olmasaydı camiye gidip ıbadet edebilecek miydiniz? Bugün minarelerden ezan sesi yükseliyorsa bunu Atatürk'e borçlusunuz. Ama adamlann gayesi ülkeyi parçalamak." Herkesin inançlarını özgürce ıfade etmesinin laikliğin özünü oluşturduğunu belirten Naim Hoca şöyle dedi: "Camiye gidene 'gitme', gitmeyene "git' denilmiyor. Çünkü dinimizde tebliğ ve irşad vardır. Icbar (zorlama) yoktur. İsteven oruç tutuyor, istemeyen tutmuyor. İsteyen kiliseye, isteyen camiye gider. Bizinı Erzurum'da kilise yok, ama Istanbul'da var. Orada çan çalınıvor, kimse 'niye çanlar çalıyor" demivor. Türkiye'de herkes inancına göre ibadetini serbestçe yapabilivor. İşte benim bildiğim laiklik budur. Buna göre ben laikim. Yukanda yaptığun tarifin dışında bir laiklik taıumı varsa onu ben bümivorum." Şeriatın gelmesi için peygambenn gelmesi gerektiğini belirten Naim Gölleroğlu, "Oysa son peygamber gekü. Demek ki yeniden şeriabn gelmesi diye bir olay yok" dedi. "TOıditierÎBDA^Cpatentii" ~~~ Tehdit olaylanyla ilgili olarak görüşlerini aldığımız Erzurum Emniyet Müdürii Naük Canca, "Olaylan araşünyoruz. Gerekli çahşmalan yapıyoıiız. Tehdit telefonlan tBDA-C ve Müslüman Gençlik patentli. tmamlan korumak için her türlü önlemi alıyoruz" dedi.Bu arada aynı çevreler tarafından tehdit alan iki imam ise korktuklannı belirterek olayda isimlerinin geçmesini ıstemediler. Seçim öncesi ABD'ye gidişini 'çelişkili değişim' olarak niteleyenlere Erbakan'm cevabı: Bendeğişmedim,ABDdeğişti•Erbakan, hükümet yetkilileriyle yaptığı temaslar sırasında, "RP'nin iktidara gelmesi halinde, sizlerle çahşmaktan büyük mutîuluk duyanz" denildiğini de öne sürdü. tstanbul Haber Servisi - Daha önce söylediği sözler ne- denıyle ABD'ye gittiğinde eleştiri bombardımanına tutulan Refah Partisi (RP) Genel Başkanı Necmettin Erbakan. bu ziyaretinin "çeüşki ve değişim" olarak algılanmasının yanlış olduğunu söyledi. Erbakan, "Iddia edildiği gibi hiçbir degisune uğramadun. ABD'yi â- varet etmem çelişki degildir. Ne değiştinı, ne de çelişki içindeyim. ABD defşti"dedi. '___ Takh'tçi ve işbirlikçi RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, ABD'deki temaslannı tamamlayarak dün Türkiye'ye döndü. Atatürk Havaalanfnda bir basın toplantısı düzenleyen Erbakan, ABD ziyaretine ilişkın bilgiler verdi. Daha önce diğer siyasi parti liderlerini, ABD'ye yaptıklan ziyaret nedeniyle "taklitçi ve işbiriikçi" olmakla suçladığının anımsatılması üzer- ine Erbakan, bu ülkeye ziyaretı- ni "ABD'nin değişmesi''ne bağladı. Basında yer aldığı gibi ne çelişki içerisinde olduğunu ne de değişime uğradığını vurgu- layan Erbakan, görüşlerinde hiçbir değişiklik olmadığını dile ABD'deki temaslannı tamamlayarak yurda dönen Erbakan. havaalamnda yaptığı basın toplantısında zharetiyle ilgili bilgi verdi ve eleştirileri yanıtiadı. (YASEMİN KOYUTÜRK) getirdi. Erbakan, "Jddia edildiği gibi ne değiştim, ne de çelişki içindeyim. ABDdeğjştT dedı. Er- bakan. halktan halka seyahat yaptıklarını da sözlerine ekledi. ABD'deki temaslannın oldukça olumlu geçtiğini be- lirten Erbakan, ziyaretinin amacına ulaştığını söyledi. ABD'ye gitme amaçlannın temelinde hükümet yetkilileriyle görüşmek olmadığına dikİcat çeken Erbakan, ancak Türkiye Büyükelçisi'nın "Hükömet yetkilileriyle de görüşmenizde fayda var" demesi üzerine ran- devulann alındığını dıle getirdi. ABD'de Dışişleri Bakanlığı'nın, iki bakan yardımcısı olmak üzere, büyük bir heyet tarafından yoğun ılgısiyle karşılandıklannı ifade eden Erbakan, aynı ılgıyi senatoda da gördüklerinı söyle- di. ABD'de seçim olması ne- deniyle senatörlerin kendisiyle görüşmedıklennı, ancak senato- nun kurma> heyetleriyle temaslarda bulunduklannı be- lirten Erbakan. şöyle devam etti. "Uzmanlar bilirler ki, kurmav DYP, 'düşünce sınırı 'nda direnecek. Köse: DYP gnıbunun istediği olacak 'SHP'ye teslim olmayacağız'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Ismail Köse, düşünceyi açıklama özgürlüğü konusunda koalisyonda bunalım yaratan terörle mücadele yasa tasansında "DYP'nin isteğinin olacagını" söyledi. Köse, "SHP'ye teslim olmayacağız" dedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Ismail Köse, dün düzenlediği basın toplantısında, partisinin sözünde durarak ülke için yaşamsal bir sorun olarak kabul ettiği özelleştirme yasa tasansını Plan ve Bütçe Komisyonu'na getirdiğini belirtti. Tasannın TBMM Genel Kurulu'nda görüşülme aşamasına geldiğini kaydeden Köse, aynı şekilde Terörle Mücadele Yasasf nda değişiklik öngören tasannın da kısa sürede genel kurul gündemine getirileceğini söyledi. Köse, bu yasa tasansında, parti misyonuna ters düşen. "inanan kitieleri rahatsc edici" herhangi bir hükmün yer almasına da izin vermeyeceklerinı belirtti. Köse, ülke bütünlüğünün esas tutulması, Müslüman kimliğinden tavız verilmemesi ilkelerini ölçü olarak aldıklannı kaydederek "Menfaatı haleldar olanlar, getirdigimiz yasaiardan sıkıntı çekebilirier. Bunlan herkesin yüzde yüz benimsemesi mümkün değil. Bir kısım partiler de bu yasalann çıkmasından rahatsız olacaktır" dedi. Köse. şunlan söyledi: "DYP, çizgisinden taviz vermeden bugünlere gekli. Dün ne sö\ lemişsek, bugün de aynı çizgi içinde ülkemizi kalkındırmak bütün maksadımızdır. DYP, adli makamlarda dosvası olmayan tertemiz bir misyonun temsilcisidir. Alnîmız ak, yüzümüz açık diyecek şekilde siyaset sayfasma tertemiz iz bırakmtş bir siyasi partinin temsikisiyiz. Terörle Mücadele Yasası'nın detayında sıkıntı var. Anlaşma sağlanamazsa, DYP gnıbunun istediği istikamette şekillenecek. DYP, SHP'nin düşüncesi istikametinde teslim olmayaeak." heyetleriyle görüşmek, senatör- lerin kendileriyle göriişmekten daha etkilidir. Bu nedenk sena- toda tahminimizin çok üzerinde bir ilgi gördük, Temaslanmızda, bütün dünya meselelerini, İslam aleminin ve Türkiye'nin sorun- lannı tartışıp, Refah Partisi'ni kendilerine tanıtma fırsatını bul- duk. Bu temaslarda dikkatimizi çeken bir başka konu da orada- ki insanlann Refah Partisi'neön- yargryla değil, objektif bir şekilde yaklaşması okJu. Bu bizi çok mut- İuettL" Bosna-Hersek politikası ABD dışişleri bakan yardımcılannın, gönîşmeler sırasında, Amerika'nın Bosna- Hersek politikasının yanlış olduğunu kabul ettiklenni de dile getiren Erbakan, bu konuda RP'ye hak verildiğinı savundu. Bakanlık yetkililennın, yeni dünya düzeninın kurulmasında ABD'nın her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdığını kabul et- tiklerini de öne süren Erbakan, "Onlar dahi, yeni dünya düzeninin kurulmasında Türkiye'nin öncülüğünü kabul etmiş dunımdalar. Bizim söylediklerimizi dinliyorlar ve bunlarla insanlığa huzur gelir diyorlar" diye konuştu. 'Mutluluk duyanz' Erbakan, hükümet yetk- ilileriyle yaptığı temaslar sırasında. "RP'nin iktidara gelmesi halinde. sizlerle çahşmaktan büyük mutîuluk du- yanz" denildiğini de öne sürdü. Erbakan "RP'ninterörekarşıbir parti oiduğunu, her şeyin insan haklan çerçevesindeçözüunek is- tendiğini, gerçek çoğuku demokrasiden yana olduğunu görüyonız. Yann Türkiye'de Re- fah iktidara geiirse. sizlerle çahşmaktan memnuniyet du- yanz,demişlerdir" diye konuştu. Daha sonra gazetecilerin soru- lannı yanıtlayan Erbakan, "Tem- silciler Meclisi'nde azarlandığınız söyleniyor. Bu konuda ne diyorsunuz" şeklin- deki bir soru üzerine, bunun kesinlikle doğru olmadığını söyledi. Erbakan, mal beyanına ilişkin bir soruya karşılık olarak ise "Herseyimiz vasalara uygundur. İddialar doğru degildir. Daha önce mal beyanı verdim" yanıtı verdi. BAŞKE^T KUIJSİ FATİH ÇEKİRGE FEHMİ KORU İLNUR ÇEVİK YAVUZ GÖKMEN Her tıafta Pazar günü 13.00'de (Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi) (Zaman Gazetesi Başyazarı) (Turkısh Daily News Gazetesi Gn. Yay. Koord.) (Hürriyet Gazetesi Yazarı) HALKIN TELEVİZYONU Canlı Yayında Ülke Gündeminî Tartısıyorlar... MIKRO DİNÇ TAYANÇ Öylesine İki Öykü Bizimki, her sabahın köründe evinden çıkıp akşam ka- ranlığında eve dönüyor. Ve her akşam köşe başında bir adam, tam yanından geçerken fısıldıyor kulağına: "Muhab- bet tellalı!" Bizimki hiç renk vermiyor. Neden versin ki? Kendinden de emin, kansından da... Gel zaman git zaman, bizimkinin baba evinde bir "bu- rukluk" başlıyor. Babası, anası, kardeşleri ve hatta evin emektan yüzüne tuhaf tuhaf bakıp "Kannın başını çok boş bırakmıyormusun"gibisinden "anlamlı" sorular soruyor- lar. Bizimkinde gene renk yok... Hala emin, kendisinden de kansından da... Derken, günün birinde köşe başındaki adam bir iken iki, iki iken üç oluyor ve hep birlıkte fısıldamaya koyuluyorlar malum teraneyı: "Boynuzlu!" Gün geliyor burukluk ve anlamlı sorular, bizimkinin işye- rine de yansıyor. Iş arkadaşlan, bizimkine kaçamak bakış- lar fıriatarak aralarında fısıldaşıyor, gülüşüyoriar. En yakın olanları, köşeye çekip "Bak kardeşim, senin kannın işleri ayyuka çıktı" gibilerinden uyanlarda bulunuyorlar. Sonunda, bizimkinin aklı bulanır gibi oluyor ve bir akşam, soluğu evde alıp kansını karşısına çekiyor. "Böyle de böy- le, sen beni aldatıyor musun yoksa" diye soruyor en sert (!) tavnyla. Kansı da, en "cilveli" tavnyla yalanlıyor köşedeki adam- lan da, bizimkinin ailesini de, ış arkadaşlannı da... Bizimkinin içi bir rahatlıyor ki sormayın. Mışıl mışıl uyu- yup ertesi sabahın köründe işine yollanıyor. Akşam eve dönerken bir de bakıyor, köşede gene o üç adam... Tam köşeyi dönecek kı, adamlar hep bir ağızdan fısıldıyoriar kulağına: "Dedikoducu muhabbet tellalı!!!" Ana fikir: Aldatılmak, her kocanın başına gelebilir. Ana fikrin ana fikri: Aldatılmışlığı dillere düşüp kanrtlan- dığı halde, kansını boşamayan koca. muhabbet tellallığını kabullenmiş demektir. • • • Adamın biri, birtarihte Bağdat'tan Kahire'ye kervan gö- türecek. Hem de ne kervan! Altınlar, ipekliler, carıyeler ne ararsanız yüklü ki paha biçilmez... Ama korkuyor! Ya yol- da kırk haramiler baskın verip de kervanı soyarlarsa! Eşi dostu "Muhafız tut" diye akıl verıyorlar. Arıyor tanyor, sonunda muhafız diye bizimkini buluyor. Bizimkinin bir dudağı yerde, bir dudağı gökte. Belindeki kı- lıcı çekip sallamaya deve gücü az kalır... Çıkıyorlar yola, eriyorlar çöle ve adamın korktuğu başı- na geliyor. Kırk haramiler, baskın veriyor kervana. Altınlar, ipekliler, cariyeler derken ne var ne yoksa uğruluyorlar bir güzel. Derken harami başı bizimkini görüyor ve emri basıyor "Tiz yıkıla ve her haramim birer kere tecavüz eyleyeü!" Bir, üç, beş, yirmi beş, otuz beş derken kırk haraminin otuz dokuzu, emri "/7a" ediyor. Bizimkinde "gık" yok!. Ta ki, harami başı kendi emrıni kendi icra etmeye hazırlana- na dek. O anda, bizimki şöyle bir silkiniyor, kılıcına davra- nıyor ve üç, beş, on, otuz derken kırk haraminin kırkının da kellesini uçuruyor. Kervan sahibi kötü, fena şaşkın "Bre nabekar, bunu be- cerebilecektin de, neden onca tecavüze gıkını çıkarma- dın" diye soruyor. Muhafızın yanıtı, "Ben çok sabırkyifndır, biraz zor kıza- nm " oluyor. Toparlıyorlar kervanı, vanyoriar Kahire'ye ve adam bizim- kinin avcuna keseyi koyup "Defol! Gözüm bir daha gör- mesin senı" diyor. Bizimki şaşkın, "Ama ben muhafızın değil miyim? Kırk haramileri yok edip kervanını kurtarmadım mı?" diyecek olunca kervancı patlıyor, "Ulan, ben her zaman nereden bulacağım senin tepenin atmasını sağlayacak kırkıncı ha- ramiyiü!" Ana fikir: Sabrın sonu, her zaman selamete çıkmaz. Ana fikrin ana fikri: Selamete ermeyecek sabn göster- meye kalkışan, namusundan da, işinden de olmayı göze almış demektir. • • • Baba fikir: Sabrının ganiliğine güvenip de evlenerek ya da işe girişip de ele güne rezil olmaktansa, bekar kalmak ya da işsız sürünmek evladır. 'Sıvas'ta köyler yakılmadı' SIVAS (AA)- Sıvas'ın kırsal kesiminde ormanlık alanlar ve köylerin yakıldığı haberlen yalanlandı. Bölgedeki askeri yetkililer. Sıvas Dayanışma Demeği'nin (SİDA'D) basında yer alan "Sıvas'ta köyler ve ormanlık alanlar özel tim tarafından yakıfıyor" şeklin- deki iddialannın gerçek dışı olduğunu bıldirdiler. Üst düzey bir asken yetkili, bölgede bölücü teröristlere karşı düzenlenen operasyon-. larda. harekatın, havadan da desteklendifini belirterek, bombalanan yerler arasında kesinlikle köy ve diğer yerleşim birimleriyle orman- lann bulunmadığını, köy yakjnlannada bomba atılmadığını söyledi. Askeri yetkili, gerekirse bölgenin pazartesi günü (yann) basın mensuplanna gezdirileceğini belirtti. Siyasi tııtııklıııııuı tedavi dranıı Adalet Bakanlığı 'nın emrine ve hastane raporuna karşın Sinop Cezaevi yönetimi Erol Kaban'ın tedavisi için izin vermiyor İstanbul Habe» Servisi - Sinop Cezaevi yönetiminin "duyarsız" tu- tumunun. halen aynı cezaevinde. "siyasi suçlu" olarak yatmakta olan Erol Kaban adb bir tutuklunun sol ayağının sakat kalmasına neden ola- cağı öne sürüldü. 1991 yılında tstan- bul'da bir polis otosunun taranması olayı yüzünden suçlanan \e davası Yargıtay aşamasında bulunan Erol Kaban'ın. hastane raporu ile belgele- nen sakatlığının, Adalet Bakanlığı'nın emnnı"hiçe sayan" cezaevi yöneti- minin tedavı ızni sağlamaması yüzün- den giderek aıttığını belirten. Ka- ban'ın eşiNafiye Kaban sommsu- zluğun sürmesi halinde Ankara'da açlık grevine başlayacağinı açıkladı Hastane raporu 1991 yılında. İstanbul"da bir polis otosunun taranması olayıyla ilgısi olduğu gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra mahkeme tarafından tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne konulan Erol Kaban'ın eşi Nafiye Ka- ban. daha sonra Izmit Cezaevi 'ne sevk edilen eşinin "dramı"nı şöyle dile ge- tirdi: "Davası halen Vargıtaj'da süren ve hakkında kesinleşmemiş olmasına karşın 2.5 yıl ceza istenen eşim, yak- laşık bir yıldır tutuklu bulunuyor. Marmara Üniversite Hastanesi'nin, geçen temmuz ayında İzmit Cezae- vi'nden bu kez de Sinop Cezaevi'ne sevk edilen eşintin sakathğına "ayak bileği sol palsı" tanıtı ko>masına ve ameliyat edilmesi gerektiğini be- .lirtmesine karşın cezaevi yönetimi, Sinop Hastanesi'nden uydurma bir aksi rapor alarak eşimi kaderine ter- kettL Cezaevi yönetiminin aldığı söz konusu raporda eşimin. sağlıklı olduğu ve ayağmdaki sakatüğuı amelivBt gerektirmediği \ıırgulanı>or. Avnca eşim halen hücre hapsinde tu- tuluyor." Eşinin durumunu. yardim etmeleri amacıyla başvurduğu, Jnsan Haklan Derneğı aracılığıyla TBMM İnsan Haklannı Inceleme Komisyonu'na ve Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüjü'ne büdirdiğini anımsatan Nafiye Kaban "Adalet Bakanlığı bunun üzerine, Sinop Ceza- evi'ne. 27 Nisan 1994 farihli bir yazı gönderdi ve eşimin ameliyat edilebilmesi için gereken 2 aylık iznin veriunesini istedi. Ancak cezaevi yöne- timi anlamsız bir tutumla Adalet Bakanlığı'nın söz konusu yazılı emri- nihiçesavdı" dedi. Marmara Üniversitesi Hastane- si'nin raporunu gösteren Nafiye Ka- ban, eşinin sağlık durumunun ciddi boyutlara ulaştığını belirterek sol ayağının sakat kalma rizikosunun giderek yükseldiğini söyledi. Nafiye Kaban. eşinin tedavisi için imkan yaratmak amacıyla Ankara'da açlık grevine başlayacağını dile getirdi. Nafiye Kaban, Sinop Cezaevi'ndeki eşınm hastaneye ya- tırdarak tedavisi için her yola baş vnracağmı söyledL »r- i =te*--*"-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear