25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23EKIM1994PAZAR 14 KÜLTÜR Istanbul Devlet Opera ve Balesi,Turandot' operasıyla ilk yurtdışı turaesinde büyük başan kazandı ' Avrapa, Türkiye sıııırıııda bitmiyor' HANDAN ŞENKÖKEN KOPENHAG- İlk kadın opera yö- netmenimiz ve ilk kadın opera müdü- riimûz Yekta Kara. bir başka ilk'e im- zasını attı. 35 yıllık bır geçmişi olan İstanbul Devlet Opera ve Balesi, ilk kez Puccini'nin "Turandot" operasıyla dış turneye çıktı. Bu turnenin gerçek- leşmesi için Yekta Kara'nın çabalan- na yakından taruk olunca. onun kolay kolay yılmayan, mücadeleci ve tuttu- ğunu koparan bir kişi olduğunu bir kez daha gördük. Ustelik, yabancı basında henüz Danimarka'ya yol alı- rken. uçakta gördüğümüz yazılarda da 'etkfleyici' ve 'kolay kolay korkup kaeacak tûrden birisi' olmadığı vur- gulanıyordu Yekta Kara'nın. 'Fesleri bütünüyle unutun!' "Türk müağini ve feslerini bütunüyle unutun"uyarısı yapılırken, Türklerin 'Turandot' gibi zor bir operayla Dani- marka'ya gelmesı iddialı' olarak nite- lendiriliyordu. "Radikal dincileriıı gi- derek daha fazla yer kazandıkları ve 4 devlet operasının ozeUeştirilmesini iste- dikleri Türkivc'de operanın aynı za- maoda bir politik silah"olduğu görüşü de yer alıyordu yazılarda. Istanbul Devlet Opera ve Balesi, 236 kişilik ekıbıyle Danimarka'nın üç kentinde, Kopenhag, Aalborg ve Aar- hus'da "Turandot"u sahneledi. 16 ekimde Kopenhag'daki ilk temsil ön- cesi heyecan doruktaydı. 36 saattir uyumayan Osman Şengezer ve teknik ekip, Falconer Merkezi'nın 1800 kı- şilik salonunda dekoru sahneye uyar- lamaya çalışmıştı. Sahnenin küçük ol- masmdan dolayı birkaç düzenleme- den vazgeçmek zorunda kalan Şenge- zer'in umudu öteki kentlerdekı sah- nelerin büyük olmasıydı. Başrolkri paylaşan Nilgün Serimoğlu ve Efcun Oztoprak sesleriru koruyabilmek ıçın otelden dışan bile çıkmıyordu. Bu kalabalık kadronun en sakinlen ga- liba Ayhan Baran ve Erol Uras'tı. Sinirler gerilmış, herşey başan ıçın seferber edilmışti. Perde açıldığında, görkemli dekor ve kostümlerin içinde büyüleyıci masalı izlerken, heyecan bizlere de geçmışti. Birincı perdede Ef- sun Öztoprak'ın aryası alkışlarla kesıl- dığınde, seyircinin 'soğukluğu' konu- sundakı genel kanı bozulmuştu bile. Son perdede de Erol Uras'ın "Nes- sun Dorma' aryası müıhiş alkış ahnca. İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Yekta Kara'mn sahnelediği Danimarka'da hiç sergüenmeyen Puccini'nin Turandot'unu sundu ilk dış tumesinde. heyecan ve gerginlik yerini sonsuz mutluluğa bırakıyordu. Hele 'Turan- dot' sona erdiğinde dakikalarca süren (üstelik ayakta)tempolu alkış sonrası duyduğumuz kıvana tanımlamak olası degjl. 'Türkler opera da söyler' Danimarka'da hiç sahnelenmemiş, ancak gelecek yıl Royal Theatre ta- rafından repertuvara alınmış bu zor eseri ilk kez ızleyen Danımarkalılar. opera boyunca aralarda aynntılara girerek, beğenilenni ya da eleştirilerinı dile getiriyordu. Daha sonra basında çıkan yazılarda da Nilgün Serimoğlu'- nun (Turandot) 'gözkamaştırıcı bir gu- zellik' sergilediğı. Erol Lras'ın ve Ef- sun Öztoprak'm "operayı sırtlayacak büvüklüğe sahip'olduklan ve en iyi performansı uluslararası bır düzeyde bas olan Ayhan Baran'ın gösterdıği belirtıliyordu. Kimı >azılardaorkesıra ve koronun eksiklerinden söz edılir- ken. kımısınde ıse orkestramn 'şaşırtıcı biçimde iyi' olduğu vurgu- lanıyordu. Politıken'de yer alan Jan Jacoby ımzalı yazıda "Geçen yıl Dani- marka'yı işgal eden taşra gorüntülü zayıf bir Doğu Avnıpa opera topluluk- larından sonra bu 'Turandot', sağiam metropol standartı sunuvor. Sahne dü- zenlemesi şaşaalı bir güzellikte ama aynı zamanda bir stilc sahip. Sahnele- me tavrı >e hedefı, bir büyük Batı Avru- pa operasının bugünkü seçimlerine göre daha eski bir anlayışı sahip, ama etkisi aynntılı biçimde düşünülmüş. Buna karşıhk şarkı ve müzik standardı sade- ce zaman zaman Danimarka kralivel Tiyatrosu'nun standartlanna erişebili- yor"deniliyordu. Övgü; en çok solıstlere ve 'operavı herşeyden önce sırtlayan, Yekta Kara'- nın sahnekmesi ile Osman Şengezer'in sahne düzenlemesine'ydı. Eğer A\- rupa'nın Türkiye sınırlarında bittiğını sanan \arsa. İstanbul Dev let Operasf- nm gösterilenne bılei almalıydt.çünkü "Türkler opera da söyleyebüeceklerini kanıtlamışlardı." Batı'daki örneklennden hıç de geri kalmayan Türk operasının dış dünya- ya "mutlaka' açılması içm. dunyaca ünlü ajanslarla. emprezaryolarla bağ- lantı kuran İstanbul Devlet Opera ve Balesi Genel Sanat Yönetmeni Yekta Kara. emprezaryo Dr. Gosta Sctmark'ın çağnsı üzerıne bu düşünü gerçekleştırdi. Yasadığımız günlerde herşey. 'mucizeler yaratarak" gerçekle- şebılebıliyor. Bu ilîyurt dışı turnesı de hem Yekta Kara'nın hem de Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Ren- gim Gökmen'in olağanüstü çabalany- la yapıldı. Yol dışında, Danimarka'- daki tum masraflar (otel, yemek, ulaşım giderlen. salon kıralan, afış, program yayınlan vb.)emprezaryoya aitti. Konut fonundan kimler muaf İlk kez yurtdışında bir turneye çıkan İstanbul Devlet Opera ve Bale- si'ne Başbakanhk 5 mılyar lıra verir- ken, 236 kışinin konut fonu sorunu çözümlenememişti. Zeynep Oral'ın defalarca yazdığı gibı, Maliye, Toplu Konut ve Hazine'ye yapılan başvuru- lar yanıtsız kalmış, son anda gereken 23 bin 600 dolar'ı (yaklasık 800 milyon lira) Ankara Devlet Opera ve Balesi ödeyince 'dışarı adım ahlabilmişti.' Yani devlet bir eliyle vermiş, bır eliyle almıştı. Aynı tarihlerde tsveç'tekı Ga- latasaray- Göteborg maçını ızlemek isteyenler 100 dolarlık konut fonun- dan muaf tutulurken, bütçesı son de- rece kısıtlı olan Ankara Devlet Opera ve Balesi 236 kişinin konut fonunu ödemek zorunda bırakılmıştı. Bürokrası bu denli katı olunca, sa- natçılann. futbolsever olması bile dü- şünülmüştü doğrusu! Böylelikle bizler de yalnızca 'hacca ve maça' gidenlenn bir de üniversiteden tebliğ sunacakları- na dair kağıt alan' bılımadamlannın Konut Fonu'ndan muaf olduklannı öğrenmiştik. Böylesi bır mantığı onay- lamak hiç olası değil! Dış dünyaya 'ilk adım' Danimarka tumesı dış dünyaya ilk adunMı. Solistleriyle, danscılanyla, or- kestra ve korosuyla tüm sanatçılann ve çalışanlann gücüyle bu başlangıç gerçekleşti. Danimarka Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, 'benim dört yılda yapa- mayacağunı siz bir gecede yaptınız, tüm Danimarka Türklerden söz ediyor' dıyordu. Kopenhag'da temsil sonrası otelin lobisinde büyük coşku yaşandı. Öyle doğaçlama. öyle içtendi ki... Solistinden figüranına. teknisyenin- den orkestra elemanına dek herices bi- rarada şarkı söylüyor ve dansediyor- du. Biri piyano. öteki keman çalıyor. lobidekı geniş alanda herkes özgürce eğlenıyordu. Bu avlardır süren heve- can sonrası elde edılen başannın kut- lamasıydı. Hiç de maç sonrası çılgınh- klara, taşkınlıklara benzemiyordu... az uşlarıyas tutu Kültür Servisi - Bir fılmde 'kötülük timsali'. bir diğennde 'gerçek yaşamda rastlayamayacağımız ölcüde büyük bir kahraman' olarak sınema seyircisınin karşısına çıkan Burt Lancaster. yaklasık 40 yıllık bir süreç içinde beyaz perdede adeta iki ayn yaşam sürdü. Lancaster'ın sahte bir vaizi canlandırdığı 'Elmer Gantry' filminde eliyle İncil'i havaya kaldırdığı ya da 'From HereTo Eternitv-İnsanlar Yaşadıkça' filminde Deborah Kerr'la plajda öpüştüğü sahneler milyonlarca sinemaseverin belleklerinden silinmeyecek. Fiâksel açıdan güçlü. duygusal açıdan duyarlı karakterlerdeki başanlı üple- meleriyle tarunan oyuncu. 1930'lann ortalannda kısa bir süre. basketboldan burs alarak kabul edildiği New York Üniversitesi'nde okuduktan sonra. akrobasiye merak sararak eğitimini yanm bıraktı. "Lang and Cravat' adh bir akrobasi ekibi kuran Lancaster, sirklerde. vodvillerde. gece kulüplerinde çahşmaya başladı. 1935 yılında bir başka sirk çalışaru June Ernst ile evlenen Lancaster, bir yıl sonra boşandı. Ikinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde orduya kaüldı. Savaş sırasında Avustralya, Kuzey Afrika ve İtalya'daki Müttefık birliklerine akrobasi gösterileri sundu. Sanatçı, 1939 yılında elinden sakatlanarak sirki terk etmek zorunda kaldı. Daha sonra sinemada cesaret ve hüner gerektiren roller üstlenmesini sağlayacak deneyımini akrobat olarak çalıştıfp dönemde edindı. Lancaster, savaştan sonra bir asansörde, kendisini oyuncu sanan tiyatro prodüktörü Irving Jacobs tarafmdankeşfedildi. 1945yüında Broadvvay'de oynadığı 'A Sound of Hunting' adh oyun ilk iki gösteriden sonra kaldınldı. Ancak bu oyun, yakışıklı aktöre Hollyvvood kapılannı açtı. Kariyeri boyunca 70'i aşkın fılmde rol alan 1913 doğumlu Lancaster. 1946 yılında Emest Hemingvvay'in kısa öyküsünden beyaz perdeye aktanlan 'The Killers-Boksörün Ölümü" adlı ilk fılmiyle sinemaya başanlı bir giriş yapü. Aktör. 'Elıner Gantry' filmindeki rolüyle 1960 yılında En İyi Erkek Oyuncu Oscan'na değer görüldü. Rol aldığı 'Come Back Little Sheba-Geri Dön Küçük Şheba'. 'From Here To Eternirv -İnsanlar Yaşadıkça' ve 'Vera Cruz' gibi filmler büyük bir ticari başan elde etti. 'İnsanlar Yaşadıkça' filmindeki rolüyle Nevv York Film Eleşürmenleri en iyi erkek oyuncu ödülüne değer görülürken. Oscar'a da aday gösterildi. Sanatçı. hapıshanedeki hücresinde kuş besleyen katil rolünü üstlendiği 'The Birdmanof Akatraz-Alkatraz Kuşçusu' fılmiyle 1962 yılında Venedik Film Şenliği'nde ödül kazanırken bir kez daha Oscar'a aday oldu. Luchino Visconti'nın 'U Gattopardo-Leopar' (1963) filrninde başrol oynadı ve İtalyan BirliğTnin kuruluş döneminde geçen öyküde Prens Salina'yı canlandırdı. Sanatçı, daha sonra 'The Svvimmer-Yüzücü" (1968).'Airport-Hav aalanı' (1970). '1900'(1976),'The Cassandra Crossing-Cassandra Geçidi' (1977), 'Atlantic Ciry' (1981) ve 'Local Hero-Yerel Kahraman' (1983) filmlerinde rol aldı. Oyuncunun toplumsal içeriğiyle dikkat çeken fılmleri arasında Stanley Kramer'ın yönettiği 'Judge ment at Nuremberg-Nuremberg Mahkemesi" (1961) ve Dalton Tnımbo'nun Kennedy suikastını konu eden filmı "Executive Action' (1974)bulunuyor Lancaster. Loîns Malle yönetiminde çekilen'Atlantic Cıty" filmindeki rolüyle dördüncü kez Oscar'a aday gösterildi. 70'li yıllarda 16 fılmde oynadığını gözönünde bulun- durarak, bu fılmle sinemaya dönüş yapüğmı söylevenlerle eğleniyordu. Ancak 'Leopar', 'Alkatraz Kuşçusu', 'Elmer Gantry' gibi fılmleri yaptığı 60'U yıllan, aktörlük yetisinin en üst noktaya ulaştığı bir dönem olarak tarumhyordu. 1983 yılında bir bypass ameliyatı geçıren sanatçı. daha azçalışmaya %e zamanını çok sevdiği golfle, okumaya ayırmaya başladı. 1990 yılında geçirdiği beyin kanamasından sonra kısmi felç olmuştu. Lancaster. İtalya'da tanıştığı Norma Marie Anderson ile 1946'da ikıncı evliliğiniyaptı. 1959 yıhnda bo- şandığı Anderson'dan 5 çocuk sahibi oldu. Aktör, son eşi Susy Scherer ile 1990 yılında evlenmişti. Ftzik sel açıdan güçlü ama duyarlı karakterleri canlandıran Burt Lancaster, 'Alkatraz Kuşçusu' Türksineması, Fransa'da CL MHURİYET / PARİS - Parisin önemli kültür ve sanat merkezı Beaubourg'da. yaklasık % filmden oluşacak Türk sineması toplu gösterisınin. Nisan- Ekım 19% tanhlen arasında yapılmasının öngörül- düğü açıklandı. Beaubourg \a da diğer adıvla Georges Pompidou Kültür Merkeri Başkanı François Barre, 20 ekim tan- hınde yapuğı basın toplantısında. geçen temmuz ayı- nda başlayan ve 1999 yılına dek sürecek olan geniş kapsamlı yenıleme calışmalan konusunda bılgı ver- dikten sonra. virmi birincı yüzvıla yeni bir kimlikle gırmeye hazırlanan merkezın. uzun süreli ınşaata karşın etkinlıklerıneara verme\eceğını bildirdi. Basın toplantısmın açılış konuşmasını \ apan Fransa Kültür Bakanı Jacques Toubon, lemel hedeflerinı şöyle sı- raladı: Çok daha geniş bir kitleye seslenmek; taşraya açılarak Fransa ıçindeki değişik kültürel diller arası- nda dı\aloğu pekıştırmek: Beaubourg'un. kurulu- şundan bu vana üzenne tıtredıgı. "her tür vararıcıbğı destekkmek, değişik sanat dalları arasında köpriiler kurmak. günceli yakalamava çalışırken geleceğe dö- nük olmak ve tartışma ortamı \aratmak" olarak ozet- lenebılecek ozgün kışıliğını sürdürmesım sağlamak Önümüzdeki yıllarda izleveceğimız sergi (Boris Pasternak, Luis Bunuel, Francis Bacon, Fernand Le- ger. .) Tıyatro. dans ve müzık etkınliklerınden kısaca söz eden François Barre. sınema göstenlenne de de- gmdı "Fransa'nınençokitleyicitoptayansınemasalo- nu" olarak tanıttığı, ana binada yer alan 350 kışılık Carance salonunda yapılacak toplu göstenler ara- sında, Yunan ve İsvıçre sinemalanndan sonra, Çek ve Slovak sinemalanndan önce. Türk sinemasının 17 nı- san - 22 temmuz ile 18 eylül - 7 ekım tanhleri arasında tarutılacağını açıkladı.Beaubourg Kültür Merkezi'- ndekı Türk sineması toplu göstensı. 1996 yılı sonun- da Brüksel'de, Türk sanat ve kültürünü değişik bo- yutlanyla tanıtmak amacıyla yapılacak olan Euro- palia *% etkınlıklenyle işbirliği içinde gercekleştinle- cek. Böylece, Belçika'run başkenünde 19% yılı so- nunda yapılması öngörülen yaklasık 80 fılmlik toplu gösıen. daha geniş bir çerçeve içinde Parislı sinemase- \erler önüne gelecek. Dört ay boyunca yaklasık vüz Turk filminı 250 300 seanslık bır program içinde tanı- tacak olan bu önemli toplu gösteriye koşul olarak. geniş kapsamlı. cıddı bır kıtapta Türk sineması tarihi tanıülacak. Aynca, Garance salonu girişınde. Türk binemasıyla ilgıb değişik fotoğraf. afış. kitap, dekor ve kostüm parçalanndan oluşacak bir sergı. göstenler boyunca açık kalacak. Bu etkinliğın gerçekleşebil- mesı içın gereklı olan anlaşmanın. 2 kasım günü Pa- rıs'e gelecek olan Europalia "% - Türkive'nin genel müdürü Meüh Fereli tarafından ımzalanması bekle- nıyor. Etkinliğın koordınasyonu ıçin. gazeterruz sine- ma \azarlanndan Mehmet Basutçu görevlendirildi. Nazmi Zîya'dan Selçuklu eserlerine...Kültür Servisi - Ülkemizde gi- derek önemli bir pazar haline ge- len müzayedeler. gerek artırma so- nunda milyarlara varan fıyatlar, gerek milyarlık tablolan ya da an- tikalan saün alan renkli simalar ve gerekse son zamanlarda her mü- zayedede ortaya atılan 'sahte tab- lo' iddialanyla ilgi odağı haline ge- liypr. Istanbul'da müzayede düzenle- yen sayılı kuruluşlardan Portakal Sanat ve Kültür Evi'nce bugün düzenlenecek müzayedede nadır bulunur olmalan ve yüksek fıyat- lanyla dikkat çeken 328 parça an- tika ve sanat eseri arttırmaya çı- kanlacak. Müzayedede en pahalı eser, 2 milyar 700 milyon lira değer bi- çilen Nazmi Ziya imzalı 1915 tarihli "Küçük Çamlıca" adlı tablo. Con- rad Istanbul'da saat 14.00'te başla- yacak müzayedede mılyann üzerin- deki fıyatlanyla dikkat çeken diğer tablolar arasında. anonim "Topkapı Sarayı" (1 milyar 700 milyon). Os- man Hamdi'nin "Silah Taciri" (1 milvar 400 milyon). Ahmet Ziya Ak- bulut'un "Selimiye Camü" (1 milyar 400 mily on). Hoca Ali Rıza'nın "Pey- zaj" (1 milyar 200 milyon). İbrahim Çallı'nın "Maşlahlı Kadınların Ada Gezintisi" (, 1 milyar 250 milyon) bu- lunuvor. Müzayedelerin en fazla ilgi gören antika parçalardan olan ve devletin ilgisini bekleyen Selçuklu eserler, pa- zar günü bır hayli çekişmeye neden olacak. Bunlar arasında 275 milyon lira değer biçilen 12.-13? yüzyıî Selçuk tunç büyük leğen ve 225 milyon lira- dan satışa sunulacak olan 12.-13. yüzyıl Selçuk tunç kandıl ayağı, özellikle dikkat çekiyor. Osmanlı antika eserleri Aynca 12.-13. yüzyıl Selçuk tunç ibrik (60 milyon). 11.-13. yy. Selçuk tunç yağ kandillen (30'ar milyon), 13. yy. Selçuk seramik vazo (40 mil- yon), 12.-13. yy. Selçuk seramikotu- rak. 13. yy. Selçuk seramik kase (90 milyon). 12.-13. yy. Selçuk seramik büyük tabak (60 milyon), 12.-13. y> Selçuk seramik tabure. 12.-13. yy. Selçuk seramik küp (65 milyon), 13. yy- Selçuk tunç lenger (50 milyon). 11.-13. yy. Selçuk tunç ayna (80 mil- yon) ve ırili ufaklı bırçok Selçuklu eseri de açık arttırmaya çıkanlacak. Müzayedede yer alan ve koleksi- yonerlerin her zaman ilgisini topla- yan Osmanlı antika eserlerinden de nadir örnekler yer alıyor. Bunlar arasında Sultan II. Murat tuğralı vakfryc (1 milyar 250 mil- yon). Kazasker Mustafa İzzet kete- beli hilye-i şerif (800 milyon). Sultan I.Ahmet tuğralı ferman (650 mil- yon). Sultan I. Abdülhamıt tuğralı ferman (400 milyon). Sultan 1. Mah- mut tuğralı ferman (300 milyon). Es- scyıd Ahmet Raıf ve Ahmet Raif ke tebclı Kuran-ı Kerim (100 milyon) bulunuyor. Diğer Osmanlı eserlcn arasında tuğralı gümüş eşyalar. Beykoz ve Bohemya cam eşyalar, Tophane lüle, Kütahya ve Çanakkale sera- mikleri bulunuyor. Tombak eserler arasında ise 18. yy. Kayseri işi mineli tombak ibrik (150 milyon), 19. yy. tombak buhur- dan (50 milyon). 19. yy. tombak ha- mamtası (60 milyon) dikkat çekiyor. Yükte hafıf pahada ağır parçalar arasında da Karl Faberge mineli Rus gümüş kovş (380 milyon). 1840 tarihli İsviçre yapımı. mineli altın en- fıye kutusu (250 miljon). 12.5 santi- metre yüksekliğinde Karl Faberge Rus gümüş minyatür semaver (175 milyon), 19. yy. mineli altın bir çift zarf (300 milyon). 19. yy. İsviçre y apımı mineli para çantası (225 mil- yon) bulunuyor. BirolU.Türker'in resim sergisi • ANKARA (ANKA) - Devlet Tiyatrosu sanatçısı Birol U. Türker, Turkuvaz Sanat Galerisi'nde sergilenecek resim çalışmalanyla Ankaralı sanatseverlerin karşısına çıkacak. 24 ekim - 9 kasım tanhleri arasında Turkuvaz Sanat Galerisi'nde gezilebilecek olan resim sergisi. sanatçınm ilk kez yağlıboyalannın da yer aldığı dördüncü kişisel sergisini oluşturuyor. RessamBerna Tüpemen'den 'Kediler' • ANKARA (ANKA) - Ressam Berna Türemen, Türkiye İş Bankası Ankara Sanat Galensı'nce düzenlenecek resim sergisiyle Ankaralı sanatseverlerle buluşacak. Sanatçının daha çok "kedi" fıgürlerinin yer aldığı çalışmalanndan oluşan sergj, 1-30 kasım tarihleri arasında gezilebilecek. 1968 yılında Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu'nu bitiren Türemen. çok sayıda kişisel ve yurtdışı karma sergjlere kaüldı. Vurtıçinde ve yurtdışında özel koleksiyonlarda, Ürdün-Amman Müzesi'nde, Lizbon Büyükelçıliği'nde, Bulganstan Gabrova Müzesi'nde, ' İzmir-DYO Müzesi'nde yapıtlan bulunan sanatçı, birçok ödül de kazandı. 'Kuşatmaaltında sanat' • ANKARA (ANKA)- L'luslararası Bosna-Hersek Konferansf nda şair ve yazarlar. savaş içindeki Bosna'da sanaün durumunu tartıştılar. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre Uluslararası Bosna-Hersek Konferansf nın 'Kuşatma Altında Sanat' başlığını taşıyan ikına . toplantısında. Bosnalı y azar ve şairler her şeye karşın sanatın sürdürüldüğünü anlattılar. Bosna Yazarlar Birlığı Başkanı İbrisimoviç, savaş sırasında Bosna'da 29 yazann öldüğünü, 41 yazanndayaralandığınıkaydetti. UNESCO Paris temsilcisi Rok Vogriç ise savaşa karşın üniversiıelerde eğitimin devam ettiğinı, sergiler açıldığını belirterek UNESCO'nun yazarlara ve bilim adamlanna Bosna'yı terk etmemelen için mali yardımda bulunduklannı ifade etti. Uluslararası Gazetecilik Enstitüsü ve gazetecilik okulu öğrelim görevlisi Cnstıne Ogan ise gazetecilerin Bosna ile ilgili bilgi edinmeden sa\ aşla ilgili haberler yapmalannı eleştirdi. 'Carmina Burana' CCR'de • kültür Servisi- İstanbul Devlet Opera ve Balesi orkestra ve korosunun seslendireceği "Carmina Burana" konseri, 25 ekim salı günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda izlenebilecek. Dünyanm en tanınmış eserlerinden biri olarak kabul edilen •Carmina Burana'yı seslendirecek İDO Orkestra ve Korosunu Serdar Yalçın yönetecek. Orkestramn solistliğini ise Gülgez Altından (soprano) Mesut Iktu (bariton), Şamil Göktürk Timur Doğanay (tenor) yapacaklar. Konserin saat 19.30'da başlayacağı bıldirildi. 'Yeni Hayat'ın korsan baskısı• Kültür Servisi - Orhan Pamuk"un "Yeni Hay;at" adlı romamnı y ayınlayan İletişim Yayınlan, kitabın korsan baskısırun yapıldığını ve hangi merkezden kimler aracılığıy la dağıtıldığının tespit edildiğini bildirdi. Yayınevi, dağıtımalara, kitabevlerine v e okurlara yaptığı duyuruda 'Yeni Hayat" veya herhangi bir İletişim kitabının korsan baskısından tek nüsha bulunduğunu tespit ettikleri dağıtımcılarla ilişkilerini keseceklerini belirttiler." Aynı ?ey kitabevleri için de geçerli.İletişim kitaplannın korsan baskılannı sattığını öğrendiğimiz kitabevleri bundan böyle kitaplanmızı bulunduramayacak. Korsan baskı yoluyla yayınalar, çahşanlar arasındaki adabı \e hak-hukuk ilkelerini çiğneyenlere karşı her türlü yasal önlemin kullanılmasında sakınca görmüyoruz. Korsan baskı, yazann ve yayınevi çalışanlannın kazancının gasp edilmesidir. Bunun için okurlann yardımcı olacağına inanıyoruz. Kitap kapağında renklerin solukluğu, fotoğrafta bulanıklık kitap içinde siliklik, harflerde solukluk veya şüphe uyandıran herhangi bir belirtiyi tespit eden okurlanmızm ellerindeki kitabı bize iletmelerini ricaedivoruz". GÖRÜLMÜŞTÜR tlhan Selçuk 7. bası50.0O0(KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İsianbul Ödemeti gönderilmez
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear