25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 AĞUSTOS1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER oıı ıııaaşaAlmanöğretmen CLASSEN-Maaşımızın düşüklüğü- nün basit bir hatadan kaynak- landığını düşünüyorum. • Haydarpaşa Anadolu Teknik Lisesi'nde Almanca öğretmeni iki Alman vatandaşı asgari ücretin dealtında maaş ahyor. Uluslararası anlaşmalarçerçevesinde 1990yılmda Türkiye'ye gelen AJman öğretmenler maaşlannın Türk meslektaşlannın düzeyine çıkanlmasını istiyorlar. fstanbul Haber Servisi - Haydarpaşa mamn 3 d_maddesinde. "Alman öğret- Anadolu Teknik Lisesı'nde görevli iki Alman öğretmen, aynı okulda görevli Türk meslekdaşlanndan çok daha dü- şük, yaklaşık bir milyon lira olan üc- retfcrinin. Türk öğretmenlerin ücretle- nyle aynı düzeye çıkanlmasını istiyor. Bu okulun Almanca Bölümü'nde görev yapan Hans Joachim Classen,, 26 Mayıs 1986 tarihinde Türkiye ile Almanya arasında yapılmış olan ulus- lararası antlaşmaya göre 1990 yılında Türkiye'ye gönderilen Alman öğret- menlerden biri. Oassen. bu anlaş- menlere. Türk öğretmenlere ödenen maaş kadar sözlesme öcreti ödenir" diye yazdığını ve bugüne kadar hiçbir zaman Türk öğretmenlere ödenen maaş kadar ücret almadığını vurgulu- yor. Hans Joachim Classen'in anlattık- lanna ve gönderdiği belgeye göre ha- len brüt maaşı 1 milyon 552 bin, net maaşı ise 1 milyon 158 bin lira. Aynı okulda çalışan Alman meslektaşı SG ise net 1 milyon 31 bin lira ahyor. Türk meslektaşlannın maaşlannın. ocak •Öğretmen Hans Joachim Classen çok kırgın. T ürkiye'de başına gelenleri nasıl değerlendireceğini bilemiyor. "Türkiye tecrübelerim sonucunda önümüzdeki ders yılında Almanya'da öğretmen olmayı tercih ediyorum. 'Türkiye nasıl' sorulan üzerine arkadaşlanma ve öğrencilerime ne söyleyeyim?" diyor. I992'den bu yana ekim ayında dör- Almanya'da Alman gazetecilerin, haksızlığa uğrayan Türk vatandaşlan- na yardıma olduklanna dikkat çeken, Türk gazetecilerden de Alman vatan- daşı ve "Türk memuru" olarak sahip olması gereken haklan almasında yar- dıma olmalannı isteyen Hans Joac- him Classen, sözlerini şöyle tamamlı- yor: "Türkiye tecrübeierinı sonucunda önümüzdeki ders yılında Almanya'da düncü kez artacağını söyleyen Clas- sen. kendı maaşlannın ise ocak 1992 düzeyinde olduğunu belirtiyor. 1 Ocak 1993 tarihinden bu yana tüm başvurulanna karşın sözleşmesiz ola- rak görev yapüklannı kaydeden Clas- sen, "Bakanhkta bizimie ilgüenen me- mur ianliymiş.' Ben Türkiye'de ya- bancüara, Türk >atandaşlanndan fark- lı davranılmadığına inanarak bizim ma- aşunızın düşüklüğünün basit bir ha- tadan kaynaklandığnu düşünüyonım" diyor. öğretmen olmayı tercih ediyorum. 'Tür- kiye nasıl' soruİarı üzerine arkadaşlan- öğrencilerime ne söyleyeyim?" unıtedStates 3 bin işçiye kanser davetiyesi • ArmatörKahraman Sadıkoğlu tarafindan Türkiye'ye getirilen ve kanserojen asbest içeren Unıted States transatlantiğinin Türkiye'de yenilenmesi için Çevre Bakanlığı'nca onay verileceği belirtildi. Sadıkoğlu, gemiden çıkacak asbest atıklannın yurtdışma göndenleceğjni, 3 bin işçinin sağhk koşuliannın ise sağlanacağını söyledi. Istanbul Haber Servisi- Armatör Kah- raman Sadıkoğlu, Çevre BakanlığVnın. sağlık ve çevre koşullanna dikkat edil- mesi kaydıyla asbestli United States gemisinin Türkiye'de yenilenmesine izin verdiğini söyledi. İtalya ve Singapur ye- rine. asbestli gemıyi Bakanlığın şartlan- na uyarak Türkiye'de yeniîemek iste- diklerini behrten Sadıkoğlu. gemiden çıkacak asbest atıklan da Italya'ya gön- dereceklerini öne sürdü. İstanbul Deniz Tıcaret Odası Yöne- tim Kurulu Başkanı Cengiz Kaptanoğlu ise, Kazlıçeşme'den Tuzla'ya taşınan dericilerin Tuzla Körfezi'nı zehirli atık- lanyla kirlettiğini hatırlatarak, "Asbest- li gemiye karşı çıkan çevreciler, dericiler körfezi kirletirken neredeydilerT" dedi. İstanbul Ticaret Odası'nın dün yapı- lan ağustos ayı Meclis toplantısında, çevrealerin ve Greenpeace'in tepkileri- ne ve gösterilerine yol açan asbestli Uni- ted States gemisinin Türkiye'ye kabul edilmesi istendi. Transatlantiği ABD- den Türkiye'ye getiren armatör Kahra- man Sadıkoğlu, devletten istedıği 3 tril- yon liralık yaünm teşvıkinın kendısine venleceğıru düşündüğünü söyledi. Sadı- koğlu. geçen hafta Çevre Bakanlığı ile yaptığı görüşmede, bakanlık yetkilileri- nin kendısine, gemiden çıkacak asbestin yurtdışma gönderilmesi koşuluyla pro- jeyi onaylayacaklannı açıkladıklanru anlattı. Geminin Türkiye'de yenilenme- sine izm verildiği taktirde, 3 bin işçiye, arahksız iki yıl boyunca iş imkanı sağla- nacağını da belirten Sadıkoğlu, gemi- den çıkacak asbestin 450 bin dolar nak- liye gideriyle Italya'ya gönderileceğini öne sürdü. Tırsatı tepmek enayilik' ÎTO Yönetim Kurulu Başkanı Cen- giz Kaptanoğlu da. asbestin önlem alm- dığı takdirde zararlı olmadığını belirtti. Kaptanoğlu, Unıted States konusunda- ki görüşlerini şöyle dile getirdi:"Deniz Ticaret Odamız, TL'RMEPA ömeğinde de görüleceği üzere, çevre ve insan sağhğı konulannda büyük hassasiyet göster- mektedir. Ancak, sırf asbestos nedeniyle. mega-proje olarak vasıfiandınlabilecek bir ekonomik proje, aşağıdaki koşullar yerine getirüdiği taktirde gözardı edile- mez. Ayağımıza kadar gelen bu fırsatı tepmek enayifik olur." 'Çöp vergisi yasalara bagjanmalı' • Bakırköy Belediye Başkanı Ali Talip Özdemir, vergi ile toplanacak paranın heba olmaması için yasal zorunluluk getirilmesini istedi. tstaabul Haber Servisi-Bakırköy Beledi- ye Başkanı Ali Talip Özdemir, kamuoyun- da çöp vergisi olarak bilinen ve bu ay başı- nda yürürlüge giren Çevre Temizlik Vergi- si ile toplanacak olan paranın, "kesinlik- le" çöpe harcanması için yasal zorunluluk getirilmesini istedi. Ali Talip Özdemir Çevre Temizlik Ver- gisi ile ilgüi dün Çınar Oteli'nde bir basın toplantısı yaptı. özdemir, Çevre Temizlik Vergisi'nin ağustos ayı başmda yürürlüge girrnesine karşın, kanunun uygulanması- na Uişkin usul ve esaslann, fçişleri ve Çev- re Bakanlığı'nın görüşleri alınmak suretiy- le Maliye Bakanlığı tarafından belirlen- mediğinden uygulamaya geçilmediğini söyledi. Çöp ıçın toplanacak olan verginin ke- sınükie çöp için kullanılmasını ve bunun için yasal zorunluluk getırilmesı gerekti- ğîni söyleyen Özdemir, "Bu vergi ile fstan- buTda ydda iki buçuk trilyoo topianacak. Biz bu panuun vartsjyla tsttabuTua çöp so- ı çözmeye hazinz" dedi. TramvayişçileriSHP'yesığuuh• Tramvay hattında çalışan lO.işçi sözleşmeieri yenilenmeyerek işten çıkanldı. İşçiler bunun üzerine SHP istanbul îl Merkezfne giderek yardım istediler. İşçiler 2 ay içinde bütün işçilerin işten atılacağı endişesini taşıdıklannı belirterek kadro ve güvence sözü verildigini, şimdi ise işten atıldıklannı söylediîer. İstanbul Haber Servisi - Hıziı tram- vay hattında, bilet kontrolü yapan iş- çiler. belediye tarafından sözleşmeleri yenilenmeyerek işten çıkanlıyor. 10 arkadaşlannın işten çıkanldığını ve beş gün içinde sayının 48'i bulacağmı belirten işçiler. SHP İstanbul İl Baş- kanı Yüksel ÇengeJ ile görüşerek so- runlanna çözüm bulunmasmı sağla- mak amacıyla dün parti il merkezine gittiler. Büyiikşehir Belediye Başkanlığı'na bağlı İstanbul Ulaşım Sanayii ve Ti- caret Anonim Şirketi (ISTULAŞ)'ta, sözleşmelı olarak göreve başladı- klannda, kendilerine kadro ve sosyal güvence sözü verildigini söyleyen işçi- ler "Ancak sözleşme süreleri dolan ar- kadaşlanmız işten çıkanimaya baş- ladf dediler. İşçiler, aynı statüde çalışan 138 i§çi- den, 10'unun işten çıkanMfğmı, ay- gulama sürerse eyJül ayi sonundâ tü- münün işini kaybetmiş olacağını be- lırttiler. Yaklaşık bir ay önce üye ol- duklan Yol-İş Sendikası'nın ise ken- dileriyle ilgjlenmediğini sözlerine ek- leyen işçiler, "Bue göre işverenle sen- dika ortak çaltşıyor. Amaçları ise söz- leşme sürelerimiz dolduktan sonra, bizler gibi asgari ücret ile calışacak yeni işçiler almak" dediler. Bir yandan kongreden çıkan il yö- neticilennı kutlamak üzere gelen çi- çeklerie, öte yandan ise işlerine geri dönmek isteyen Kağıthane işçileriyle dolu ŞHP il merkezinde, İSTULAŞ işçilerininiki temsildsini. ı 4l"Sekreteri Yaşar Tezcan kabul etti. * Henüz mazbatasını almamış olan Yaşar Tezcan gazetecileri kabul et- mezken, işcilerle polis eşlıginde gö- riiştü ve sorunlannı dinledi. SHP il yöneticileri, konuyla ilgili bir açıklama yapmazken işçiler, ken- dilerine İl Başkanı Yüksel Çengel ile görüşme sözü verildigini, iki temsılci- nin beklemesi koşuluyla dığer arka- daşlannın görevlerinin başına döne- ceklerini açıklayarak dağıldılar. Swİ8soteFde turizm okulu• Ücreti henüz belirlenemeyen Swissotel Suite Tovver'de açılacak uygulamah turizm okulunda İngilizce eğitim yapılacak. Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, Türkiye'nin turizm alanında başanlı olabilmesi için yetişmiş insan gücüne önem vermesi gerektiğini vurguladı. Magazin/TV Servisi - Turizm Ba- kanı Abdülkadir Ateş, sektördeki gelişmenın, yetişmiş eleman eksikli- ğinin giderilmesiyle hızlanacağını belirterek "Kapasiteye günde 138 yatak Uave ediliyor. Ancak şu anda 50 bin elemana ihtiyacımız bulunu- yor ve bu, önümüzdeki 5 yıl içinde 250 bine yükselecek. Bu nedenle devlet ve özel sektöre önemli görev- ler düşüyor. Bu açığı bir an önce ka- patmalıyız" dedi. Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TUGEV). Marmara Cniver- sitesi Sosyal Bilimler Meslek Yükse- kokulu ve Svvissotel'in işbirliğiyle kurulan "Lygulamalı Oteicilik Ser- tifıka Programr'mn dün Swissotel Suite Tower'da düzenlenen tanıtım ve imza törenine katılan Bakan Ateş, burada yaptığı konuşmada. Türkiye'nin turizm alanında ba- şanlı olabilmesi için yetişmiş insan gücüne önem vermesi gerektiğini vurguluyarak "Protokolünû imza- ladığnmz bu okulun dışında Antalya, Izmir ve Bursa'da da benzeri girişim- lerimiz olacak. Gerek kendi Ba- kanlığımız ve Milli Eğitim Bakanlığı gerekse özel sektör kuruluşlan, kali- fîye eleman açığını kapatmak için ça- baiıyor. Böylesi faaliyetler, pratik yönü önemli olan turizm aüuundaki Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, Uygulamalı Oteicilik Okulu'nuOproto- kolünû iırtzaladıktan sonra binada inceletnelerde buiundu. \ başanlar için gerekli. Biz, 2000 yılında, yühk ortalama 13-14 milyon rurist ve 10 milyon dolar gelir hedefli- yoruz" dedi. Daha sonra Swissotel Suite Tower'ın içindeki Uygulamab Oteicilik Sertifika Programfnın yapılacağı eğitim birimlerini gezen Ateş. bir soru üzerine, Güneydoğu'- daki turist ve tesislerin güvenliğı için gerekli örüemlerin ahndığını açı- kiadı. 6 eyiülde başlatılacak olan Uygu- lamalı Oteicilik Sertifika Programı'- nın imza törenine, Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, Marmara Üni- versitesi Rektörii Prof.Dr. Ömer Faruk Barurel. Swissotel Genel Mü- dürü Eduoard Speck, TUGEV Yö- netim Kurulu üyeleri, Turizm Ba- kanlığı İstanbul ll Müdürü Yalçın Manav, Türkiye Seyahat Acentalan Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran LTusoy ile konuyla ilgili diğer davet- liler katıldı. Ücreti henüz belirien- meyen okulda, İngüizce yapılacak eğitimin birinci yıl ilk yansı lisan, ikınci yansı ise temel turizm meslek derslerine aynlacak. İkincı yılda ise öğrenciler odalar ve yıyecek-içecek bölümü olmak üzere iki dalda ders görecekler. Öğrencilere, Ingilizce'nin yanı sıra Almanca ve Fransızca eğitim de verikcek. 1993-94 ders yılı döne- minde 17-23 yaş grubundaki 80 lise mezunu ve belirli düzeyde İngilizce bilen gençlerin başvurabilecekleri sertifika programırun okul binası, 9 dershane ve mutfak-yiyecek-içecek laboratuvarlanndan oluşuyor. Oğ- renciler, aynca beş yıldızh bir otelde staj yaparken otelin havuz ve spor gibi etkinliklerinden de yararlana- cak. 'İstanbıd Anadolu metropolü' •• İstanbul'un nüfus yapısının ele ahndığı "Cumhuriyet îstanbulu" adh panelde- azınlıklann kenti terketmesirün yanı sıra 50'li yıllardan sonra kentlere akan köylülerin, kentin demografik yapısmda devrim yaptığı dile getirildi. Magazin/ TV Senisi - Yapı Kredi Kül- tür Merkezı'nde "1993 İstanbul Yüı" ne- deniyle düzenlenen "Salı TopJanfıları"nın üçüncüsü olan "Cumhuriyet İstanbulu" başhklı panelde, kentin son 70 yıhyla ilgili gelişmeler dile getirildi. Panele, Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof.Dr. ZaferToprâk, istanbul €T niversi- tesi Edebiyat Fakültesfnden Prof. Dr. Erol Tümertekin ve Mimar Uğur Tanyeli konuşmacı olarak katıldılar. Mete Tıın- cay'ın yönettıği panelin ilk konuşmacısı Zafer Toprak, cumhunyetin ilk yıllannda İstanbul'un çözüldüğünü belirterek bunu kentin kozmopolit yapısını yitirmesine bağladı. Dönemin siyasi olayİan yüzün- den azmhkların yurtdışma gıttiğini anla- tan Toprak, 50'lı yıllarda kırsal kesimden göçün artrnasıyla kentin yenı bır demog- rafik devrim geçirdiğini de vurguladı. Mimar UğurTanyeli ise İstanbul'un 19. yüzyılın başından beri geçirdiği evrimteş- meyeJcötümser gözle bakmamak gerekti- ğjnın altını çizerek ilk başta göze çarpan keyifsiz görüntünün aldutıcı olduğunu düşündüğünü söyledi. Tanyeli aynca, ge- nel olarak sanılanın aksine,fizikselyapı ve mimari açıdan kentin hiçbir dönemde ol- madığı kadar genel dünya trendlerini ya- kalanıış gözüktüğünü de kaydetti. Konuşmasında ağırlıklı olarak İstan- bul'un mekansal gelişiminin çerçevesini çizen Erol Tümertekin de İstanbul'un dünya şehri nonnlanna uygun bir Ana- dolu metropolü olduğunu söyledi. Kadın sorunları için yüksek lîsaııs programı Magazin/TV Servisi- İstanbul Üni- versitesi Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygulama Merkezi, Sosyal Bilim- ler Enstitüsü ile işbırliği içinde ilk Kadın Araştırmalan (Women's Stu- dies) Bilim Dah Yüksek Lisans Prog- ramı'm açtı. Ülkemızde ilk defa başlaülan ve on kişilik kontenjanı bulunan master programına hukuk, iktisat, siyasal bilgiler, filoloji, felsefe, sosyoloji ve iletişim fakültelerinden toplam 47 kişi başvurdu. Sınavda yüksek puan alarak ba- rajı aşan ilk 15 öğrenciden 12'sınin kız 3'ünün de erkek öğrenciler oldu- ğu bildırildi. , 'Kadın araştırma" kadrosu 1990 yılından bu yana faaliyetini sürdüren Kadm Sorunlan Araştırma ve Uygulama Merkezi. düzenlediği konferanslann yanı sıra başlattığı eğitim programlanyla uzman bir 'kadın araştırma' kadrosu oluşturma çabası taşıyor. Yüksek lisans prograrnını başany- la bitiren öğrenalerin öncelikle yur- dun çeşitli yörelerinde açılması plan- lanan kadın danışma merkezleri, kadın sığınma evleri ve kurulması beklenen kadın bakanhğına bağlı bi- nmlerde. yetişmiş uzman olarak gö- rev almalan amaçlanıyor. Kadın Araştırmalan Bilim Dalı Yüksek Lisans Programı'run öğretim kadrosunda Prof. Dr. Neda Arat, Prof. Dr. Nermin Abadan Unat. Prof. Dr. Aysel Çetikel, Prof. Dr. Türkan Saylan. Prof. Dr. Yakut Irmak öz- den, Doç. Dr. Tülay Ann, Doç. Dr. Türkel Minibaş. Dr. Yazgülü Aldo- ğaa Dr. Serpil Çakır ve Fatmagül Berktay yer aîıyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞATEŞ TaHmatAlmakve AtatüTkçûök Şimdi rahmetli olan, aile dostumuz bir doktor vardı. Bağnazlığın en ileri düzeyinde bir antisosyalist idi. Onun gözünde, dünyada ne kadar kötülük varsa sosyalizm- den ve sosyalistlerden gelirdi Boğaz'dan geçen her Sovyet gemisi casustu. Sosya- lizmin tarihi ve teorisiyle ilgili her kitap (Onun tabiriyle) Ruslar tarafından çevirtilen ya da yazdırılan birer propo- ganda broşürü idi. Hele o günlerin kimi koşe yazarları, düpedüz Rus ajanı idiler. Hem maaşları hem talimatları Rusya'dan gelirdi. Rusların çok yüksek maaş gönder- melerinin kanıtı da bu koşe yazarlarından en sivri ka- lemlisinin viskiyi çok sevmesi ve içmesi idi... Bu köşe yazarları herhangi bir konuda benzer bir şey- leryazarsa; "bakın"dedi, "NasıldabellioluyorRusya'- dan talimât aldıkları, cumieleri bile aynı." Ve gerçekten, bu köşe yazarlarının bazen neredeyse aynı cümleleri kullandıklarını gördüğümde, "Acaba mı?" derdim. "Acaba bizim doktor haklı mı? Çok farklı gazetelerde yazan kimi sol yazarlar arasındaki bu benzerlik, acaba bu mantıksız mantıkla açıklanabilir mi?" Aradan yıllar geçti. Ve ben de köşe yazısı yazmaya başladığım zaman, birden bire, benzer bir durumda ol- duğumu gördüm. Gerçekten; çoğu Cumhurıyet'te olan kimi yazarlarla, neredeyse aynı cümleleri kullanarak çözümlemeler yapmaya çalıştığımı tark ettim. "Eyvah" dedim. "Herhalde bizim için de biryerlerden talimatalı- yorlar" diyecekler. işin aslı, "aklın yolunun bir olması." Benzer düşünce ve inançlara sahip olan insanlar, benzer sorunları, aynı biçimde ele alıyorlar ve değerlendiriyorlar. Neredeyse aynı çözüm önerilerini getiriyorlar. Bu olgu, köşe yazar- ları arasında görüldüğü gibi çoğu zaman okuyucu mek- tuplarında da aynı benzerliği görüyoruz. Ve çok ilginç bir biçimde şunu tespit ettim ki ilkokul sı- ralarından itibaren Atatürkçü bir eğitim alarak üniversi- tede toplumsal bilim okuyan insanlar, genellikle laik yaklaşımlar içinde oluyorlar. Böylesi bir eğitimden ge- çip de laiklige karşı bir tavır içinde olanlar ise genellikle psikolojik sorunu olanlar ya da yaşamlarının herhangi bir aşamasında psikolojik bir darbe yiyenler oluyor. (Ayıp olmasın diye örnek vermiyorum...) Laik düşünce yapısını benimseyen ve Atatürkçü dü- yünceye sahip olan herkesin, her konuda ortak çözüm- lemeler yapmasını elbette bekleyemeyiz. Bu insanlar; liberal sağdan sosyalizme kadar uzanan geniş bir yel- paze içinde yer alırlar. Ancak bu geniş yelpaze içinde ortak bazı noktaları vardır ya da olmak zorundadır. Bunlar; • Misak-ı Milli sınırları içinde ülke bütünlüğüne ve üniter devfet yapısına inanmak • Laik cumhuriyet ve çağdaşlıktan ödün vermemek, • Bağımsızlıktır. Hiç kuşkusuz, kendini ".A/att/rtccü" olarak niteleyen in- sanlar arasında, az önce de değinmiş olduğumuz gibi rîer konuda düşünce birliği olması beklenemez. Ama yukarıdaki üç hususta farklılık olamaz, farklılık olmama- lıdır. • Bir ınsan, ülkesinin kaynaklarını yabancılara peş- keş çekerken Atatürkçü olamaz. • Üniter devlet yapısını tartışmaya açarak Atatürkçü olunamaz. • "Laiklik ikinci bir konudur" düşüncesiyle Atatürk- çülük aynı potada eritilemez. Atatürkçülük; kravat tatmak, tayyör giymek, mayoyla denize girmek değildir. Buna, haklı olarak, "gardırop Atatürkçülüğü" denir. Atatürkçjjlükle gardırop Atatürk- çülüğü arasındaki fark, sadece "gardırop" da değildir. Tüm temel yaklaşımlar farklıdır. Kimileri için, "Yahu, bunlar da çağdaş adam, neden uğraşıyorsunuz" derler. Bu, son derece yanlış ve tehli- keli bir yaklaşımdır. Zira, tek başına çağdaşlık, hiçbir sey değildir. Mütareke îstanbulu nda, evlerini, günülle- rini ve yatak odalarını işgal kuvvetlerinin subaylarma açan Şişlı yosmaları da o günlere göre çağdaştılar, Müslümanlıkla bir ilgileri yoktu. Bunlara da mı Atatürkçü diyeceğiz? Yirminci yüzyılda ülkelerini emperyalizme peşkeş çe- ken tüm diktatörler, biçimsel olarak çağdaştılar. Küba- da Batista da çağdaştı, Vietnam'da Diem de çağdaştı, Filipinler'de Marcos da çağdaştı, Iran'da Pehlevi de çağdaştı... Kafasında yeşil sarıkla dolaşan bir mollanın Atatürkçü olması pek mümkün değildir. Ama çağdaş giysiler için- de dolaşan herkesi de Atatürkçü sanmamak gerekir. B.Çekmece'de trafik faciası • JSTANBLL (AA) - Buy ukçekmece'de dün akşam meydana gelen trafik kazasında 5 kişi öldü, 3 kışı de yaralandı. E-5 karayolu Mimar Sinan Beldesi Batıköy mevkündeki kazada, İsmail Dinçer Akalın'n kullandığı 34 S 2865 plakah Mercedes marka otomobil. aşın hız sonucu direksiyon hâkimiyetinin kaybolması üzerine, 5-6 takla attıktan sonra banyerîeri aşarak yolun karşı tarafından gelen Münevver Yücel yönetimindeki 34 AAD33plakalı otomobilin üzennedüştü. Kazada. 34 AAD 33 plakah otomobilde bulunan, Münevver Yücel (51), Erdem Yücel ve kızlan Lale Yücel (18) hayatlannı kaybederken Sabahat Yücel de yaralandı. Kazada. takla atan otomobilde bulunan Hakan Yılmaz ile kimliği henüz belirlenemeyen bir erkek de öldüler. Otomobili kullanan İsmail Dinçer Âkalın ile Evrim Uçkunkaya da (12) yaralandılar Bursa ve İzmir'de yangın •Haber Merkezi-Bursa Büyükşehir Beledıyesi sınırlan içinde kalan Misi Köyü yakınlannda dün akşam saatlerinde çıkan yangında 50hektarçamhk vemeşelik alan tamamenyandı. Saat 16.30 sıralanndabaşlayanve tüm çalışmalara karşın gece boyunca kontrol edılemeyen yangının tehdit ettiği köyler boşalüldı. Yangının çıkış sebebi belırlenemezken. söndürme çalışmalanna Balıkesir. Kocaeli, Kütahya. Bilecık, Eskışehirve Çanakkaleitfaiyeleri katıhyor. Buarada İzmır'in Yeşildere semtinde bulunan iki deri fabrikasında dün akşam henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangm 50 mılyar liralık maddi hasar meydana geldi. Yanan deri fabrikalanndan birinin deposunda 500 teneke yanıcı kimyasal madde bulunmasının yanı sıra fabrikalann dar sokaklann olduğu bölgede bulunmas^ da itfaıyeekıplerinın söndürme çalışmalannı zorlaştınrken, yetkihleryangınmçıkışsebebininaraştınldığınıbıldirdiler. Koç Üniversitesi'ne 250 milyon • İstanbul Haber Senisi-Türk Pirellı Lastıkleri A.Ş.. Koç Ünıversitesf ne 250milyon liralık yardımda buiundu. Türk Pirelb murahhas üycsi Giuseppe Cienani. Pırelli yöneücüerinden Nazmi Akduman ve Koç Üniversitesi Mütev elli Heyeti üyesi Tamer Şahinbaş'ın da katıldıklan bir toplantıda, Koç Üniversitesi Rektörii Prof. Dr. Scna Tiniç'e 250 milyon liralık bağış çekini sundu. Teyp faresine suçüstü • İstanbul (A.4)- Küçükyalı ve çevresinde otomobillerin kelebek camlannı kırarak teyplerini çalan 15 yaşındaki bir çocuk, polıs tarafından suçüstü yakalandı. Bostancı Gösteri Merkezi önündeki birotomomilin teybinı sökmek isterken polisler tarafından yakalanan T. B. bugüne kadar 17 otomobilin teybinı çaldığını itiraf etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear