25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
'4MAY1S1993SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI İhracatve kotabr • İZMİR(AA)-thracata geürilen kotalann, ihracatçıyi pazardakı şansını arttırmak için yeni ürûn arayışına ıttiği ileri sürüldü Ege Üniversıtesi Mühendislık Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Çetin Erdoğan kota sorununun, tekstil sektörünün başına hiç beklenmedık bir anda geldiğini belirterek "Ancak sektör bugûnkü durumunu kotalara borçJudur" dedi. Antikartel neden gedkti? • DENİZLI (AA) - Sanayı ve Ticaret Bakanı Tahir Köse, TBM M 'nin yavaş çahşması nedeniyle anti-kartel ve tüketiciyi koruma yasalannın çıkartılamadığını söyledi. "Ancak Meclıs bizim bakanlık gibi hızlı yahşmıyor. Genel kunıl çalışmaJan yavaş gittiğinden bunlar henüz fikmışdeğıl. Ancak antı-kartel ve tüketiciyi koruma yasalan mutlaka pıkartılacak" dedi. Alüminyum kölçesine zam •KONYA(AA)- Konya'nın Seydişehir ilçesinde kurulu Etibank'a ait tesiskrde üretilen külce alüminyuma zam yapıldı. Yeni düzenlemeyle külçe alüminyumun ton fiyatı 13 milyon 305 bin liradan 13 milyon 447 bın liraya yükseltildi. Sabana 1ahri doktor' • Ekonomi Servisi - Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp ŞabancTya Erciyes Üniversitesi tarafından 'fahri doktor' unvanı verildi. Erciyes Üniversitesi Rektörlüğü'nce açıklanan kararda Sakıp Şabana'ya Türkiye'de çok sayıda ve değişık alanda önemli sanayı kuruluşunu gerçekleşurerek teknolojik gelişmeye büyük katkıda bulunması; çeşitlı kültür ve sanat faaliyetlerine destek vermesi ve üniversite gençliğine sağladığı burslar ve kurduğu tesislerle gençlerin yetişmesine katkıda bulunuşu nedenlenyle 'fahri doktor' unvanırun verildiği behrtildi. İkinciüPûn zenginliği •ADANA(AA)- Bakaniar Kurulu karan ile 1982 yılında başlaülan ve 1994yılı sonuna kadar uygulanması öngörülen '2. ûriin tanmı araştırma yayım projesi' sayesinde Türkiye ekonomisine önemli katkılarsağlandığı belirtildi. Sadece geçen yıl elde edilen ikinci üriinle mifli ekonomiyekatkııun 2.2 trilyon lira dolayında gerçekİeştiği belırtildi. Ekmekiçnı referandum • BATMAIS {Cumhtıriyet)- Esnaf ve SanatkarlarOdası Başkanı lAhmet DamJar, ekmeğe yapılacak zamrru jbelirlemek amaayla halkın •görüşlerinede Saşvuracaklannı söyledi. İFınncılar tarafından eski îyönetim kuruluna zam Jtalebinde bulunulduğunu .•ve konunun yeni seçiîen ;yönetimın gündemine •geldiğini belirten Damlar, fiyat aruşıyla ilgili .kararlan bundan böyle halka danışarak vereceklerini belirtti. TOBB'denAT'ye 'bilgilendipme' • ANKARA(AA)- Türkıye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Avrupa Forumu'nun ortaklaşa düzenlediği Türkıye'nmekonomik ve . uluslararası ilişkiler yönünden ele alınacağı toplanü, 13-I4mayısta Brüksel'de yapüacak. TOBBdanyapüan açıklamayagöre, 'Türk özel sektörünün AT çevreleri iledüzenlediğı ilk büyük organızasyon' olîırak nitelendirilen toplantıya. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erial İnönû, Dcvlcl Bakanı Tansu Çiller'in yanı sırı çok sayıda üst düzey1 bûrokrat ve ışadamı kaulacak. Hitler'den bu yana, 60 yılın ilk 100 binlik demir-çelik grevi Yeni Almanya'da eski rüzgârlar• Önce Berlin'de 150 demir-çelik işçisi, ellerindeki aletleri bıraktı... Onlan, işverenin yüzde 9'luk ücret artışı önerisini benimsemeyen eski Demokratik Alman Cumhuriyeti'ndeki 100 bin demir-çelik işçisinin izlemesi bekJeniyor. Ekonomi Servisi-Almanya'- da, birleşme sonrasındaki ilk grev bunalımı yaşanıyor. Eski Demokratik Almanya'da. Sak- sonya Bölgesi'ni de kapsayan. 20 demir-çelik fabnkasında iş- çiler, aletlerini bırakıp kızıl bay- raklannı açarak eyleme geçti- ler. İki Almanya'nın birleşmesi, birçok sorunu da birlikte getir- di. Ama hiçbiri. Hitler dönemi- ni izleyen 60 yılın ilk demir- çelik grevı kadar etkili olacağa benzemiyor. Çünkü eyleme katılacaklann sayısının ruzla 100 bıne ulaş- maşından korkuluyor. Önceki gece, Berlin'in kuze- yindeki Hennigsdorfta 150 es- ki Demokratik Alman demir- çelik işçisinin ellerindeki çekiç- leri, örsicrinin üzerine bırakma- sıyla başlayan bunalım; hızlı bi- çimde tüm Saksonya'da ya- yılma eğilimine girdi. Batı'yı örnek ahyorlar İşçiler, ücretlerinin eski Fede- ral Almanya'daki meslektaşla- nrun gecen yıl aldıklan düzeye gelmesini isıiyorlar. Bu da gecen yılın hesaplany- la, yüzde 26'lık bir zam anlamı- na geliyor. Oysa eski Demokra- tik Almanya'nın demir-celik iş- çilerine. işverenin bu yıl içın önerdiği oran yüzde 9(!). İşve- ren sendıkasının son anda, üc- ralen eşıt düzeve. dığer bir de- yişle, yüzde 26'ya yükseltme önerisi ise sendikanın büyük tepkisine yol açtı. Sendika li- derieri 'işverenin temel ilkesi. bölüp kabul ettirmektir. Bu yüzden yüzde 26'ya da razı olu- namaz' şeklinde sloganlar ata- rak işçiJeri yüreklendirmeye çalışıyorlar. Ozellikle Saksonya'da uygu- lamaya gırecek grevlerin. 'bir- leşmiş Almanya' açısından teh- likeli olacağı ise uzmanlann dile getırdıği ikincı konu. Alman Metal İşçıleri Sendi- kası '1G Metall' yöneticileri ise iki Almanya arasındakı ücret farklılıkiannın "ışçıler arası dengeyi bozacak nitelikte' ol- duğunun altını çızerek, 'grev dalgasının yayılması, sert bir mücadelenin sadece başlangıcı- dır' deyışini kullanıyorlar. Eski Demokratik Almanya'- da işcilerin girişecekleri grev- den, en çok Volksvvagen. Sie- mens ve AEG gibı dev fırmala- nn etkileneceği ve bunun da Al- man ekonomisınin 'progra- mını" bozacağı işci-işveren çev- relerinın genel kanısı. Geçmişin deneyimleri 1955 yılında. Sovyet tanklan- nın önlediğı grevler bir yana bı- rakılacak olunursa Almanya'- da işçiler bu denli yaygın bir greve. 1933 yılı 1 Mayısı'nın ardından Adolf Hıtlerin 'ya- sak' karan getirmesinden sonra ilk kez girişiyorlar. Alman Ticaret ve Sanayi Odası ile IG Metall Sendikası yetkililerinin. böylesıne bir grev dalgasının, kısa sürede Baltık kıyılanndaki gemi yapım mer- kezleri ile ülkenin diğer kesım- lerindeki metal işçiüği merkez- lerini etkileyebileceği yolundaki uyanlarına karşın 'iki Alman- ya'nın birleşmesinin ardından, Doğu'nun Batı'daki uzlaşma sırurlannın çok gerisinde kaldığı' ve bunun da 'kaçınıl- maz sosyal patlamalara yol açabileceği' gerek işçı gerekse işveren kesimindekı ortak kay- gı olarak ortaya çıkıyor. 2000 yılında otomobillerçevreci1999'dan itibaren Türkiye'de üretilecek otomobillerin tümü kurşunsuz benzinle çabşacak BURSA (AA) - Türkiye'de yerli otomobil üretıalenran 1995 yılı başından itibaren kur- şunsuz benzinle çalışan araba- Iar üretmeye başlayacağı. 1999'da kurşunlu benzinle çalı- şan araba üretiminden tama- men vazgecileceği bildırildi. TMMOB Makine Mühen- disleri Odası tarafından düzen- lenen "'Kurşunsuz Benzin Kul- lanımı" panelinde konuşan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer, kurşunsuz benzinle çalışacak araç üretimi konusunda üretici fırmalar ve ilgili bakanlık temsilcilerinin 6 ay süren çalışmasının tamam- landığını bildirdi. Önce kurşunsuz benzin Kurşunsuz benzin için araç- lara kk (üç yollu katalitik kon- vektör) takma zorunluluğu- nun, kurşunsuz benzinın yeterli üretimi ve dağıumı sağlanma- dan getirilemeyeceğine değınen Prof. Dr. Tezer, şunlan söyledi: "Yerli araçlara ek takılması belirli bir takvime bağlanmışür. Hazırlanan rapor hükümete sunulmuştur. 1.1.1995 tarihin- den itibaren Euro-93 standart- lan düzeyinde araç üretilecek- ür. Üretim belirli bir programa bağlanmışür. 1999'da yüzde 100'e ulaşacakür. Kurşunsuz benzin üretimini belirli bir dü- zeye çıkarmadan kk'lı araçjar üretmek düşünülemezdi. TUP- RAŞ'ın yılda 500-600 bin ton kurşunsuz benzin üretim kapa- sitesi vardır. Ama bu, TÜPRAŞ'm kafası- ndaki rakamdır. Kurşunsuz benzinin diğer normal ve süper benzinlerle kanşma tehlikesi, istasyonlarda ayn depo, pom- pa ve ayn tanker bulunmaması nedeniyle yeterince dağjüla- mamış ve üretim kapasitesine rağmen geçen yıl tüketim 19 bin tonda kalmıştır. OtomobiUere dönüsüm uyansı ANKARA (AA) - Türki\e 1 de taşıtlardan ka>- naklanan hava kirliliğini önleme cabalan yoğun- laşırken kurşunsuz benzink çalışan 'çevreci' oto- mobil için. bazı teknik şartiarın verine getirilmesi gereki>or. Çe>reci otomobil için öncelikle otomo- bil motorlarmın kurşunsuz ben/ine "uyumlu" hale getirilmesi gerek ivor. Kurşunun benzinlerde oktaıu >ükseltmek yam- nda, moiorda bulunan sfibap, segman ve piston gibi 'oynak parçalan' >ağlama özelliği bultmduğunu belirtefi uzmanlar. metctıt otomobil motorlannda hiçbir değişiklik \ apılmadan kurşunsuz benzin kul- lanılması dunımunda, bu > ağlama özelliğinin orta- dan kalkması nedeniyle oiuşacak sürtünmeden do- layı. oynak parçaların hı/la aşınroasınuı söz konu- su olduğunu \urguladılar. fkinci aşamada ise egzozdan çıkan zarariı gaz- kn önlemek için motorla egzoz siştemi arasına 'katalitik komertör" adı verilen bir süzme filrre mekanzmasınuı verleşririlmesi gerekiyor. Halen yurtiçinde üretilmeyen katalitik konvertöriin ithal fijatı ise 1800-2000mark C> aklaşık 12 milyon lira) dolajında bulunuyor. Katalitik komertör takıbnasından sonra bu oto- mobillerin mutlak kurşunsuz benzinle çaJışraası ge- rektiğine dikkat çeken uzmanlar, ''Katalitik kon- \ertöriü araçlarla kurşunsuz \erine normal ja da süper ben/in kullandması dunımunda, içindeki kurşun katalitik konvertöriin gözeneklerini hkar \e hiçbir işe > aramaz" uyansında buhındular. Bu arada yerli otomobü ürericisi fimıalarüı vanian mutabakat sonrası Çe\re Bakanlığı'nın beliriediği takume göre Türkiye'de üretilecek yerli otomobil- lerin tümüne 1995 \ ılında başlay ıp 2000 > ılı başma kadarki sürede aşamalı olarak katalitik komertör takılması zonınlu bulunuyor. Tüm modellcrde otomobil motorlannın kurşun- suz benzine •uyumlu' hale geririlmesinden sonra 1995 >ılında önce motor hacmi 1800 cc'nin iizerin- deki otomobiller, sonraki yıllarda 1600cc. 1500 cc, 1400 cc \e 1300 cc hacimli motoriar otmak üzere, en son I Ocak 2000 yılından itibaren üretilecek tüm yerli otomobiller katalitik konvertörlü hale dönüşmüşolacak. Kurşunsuz benzin kullanumna teşvik Kurşunsuz benzin kullanımı >e bulundurulmasını teşvik amacıyla gecen günlerde >eni bazı düzenle- meJer yapıldı. Bu çerçevede kurşunsuz benzindcn alman akar- yakrtfiyatistikrar fonu (AFİF) kesintisi yüzde 5'- ten yüzde l'e çekilerek pompa fıyatı ucuzİatıkJı te süper benzinfiyatının50 lira altına düşürüldü. Çevre Bakanlığı, kurşunsuz benzin bulunduran ve satan akaryakıt bayilerini - çe>re dostiı' ilan edip sertifika ile ödüllendireceğinî açıklarken TLP- RAŞ, kurşunsuz benzin satan bayilere diğer ürün- lerde olmajan 10 günlük vade imkanı tanıdı. Türkiye'de kurşunsuz benzin nîketimi gecen yıl 20 bin ton dolaunda gerçekleşirken Tİ'PRAŞ'ın bu rükenmin çok üzerinde, >ıllık 500 bin tonluk kurşunsuz benzin üretim kapasitesi bulunuyor. Talepteki artışa bağlı olarak kurşunsuz benzin üretim kapasitesini aşamalı olarak arttıracak olan TÜPRAŞ, 2001 yüından itibaren benzinleri kur- şunsuz olarak üretmeyi nedefliyor. Dağıtım sağlanabilseydi ki, fiyatmda da önemli indirimler yapıldı. bunu kullanacak dü- zeyde 600 bin dolayında kur- şunsuz benzin kullanabilecek araç vardı. Kavala Grubu'ndan Er- doğan Erkan ise Türkiye'de kişi başına araba sayısının bırçok ülkenin gensinde olmasına rağ- men hava kirliliğinin birçok ül- kenin üzerinde olduğuna dik- katiçekti. Erkan, ülkemizde hava kirli- liği ölçümlennin sadece "kü- kürtdıoksit" ve "duman" açı- sından yapıldığını belirtirken egzoz gazında 100'ü aşkın ze- hirli gaz bulunduğunu. yönetim ve üretici fırmalann insan sağb- ğmı olumsuz etkileyen bu olay karşısında duyarsız kaldıgını ileri sürdü. Erkan, "Hava kirliüği. stan- dartlann 5-10 katı artarsa konu ediliyor. Büyük şehirlerde için- de ozon gibi gazlann da bulun- duğu çok tehlikeli 'smog' taba- kası hala insanlann gözünün içine baka baka 'sis' olarak gös- teriliyor. Araçlara kk takılmasının maliyeti 40-50 dolardır. Ben de otomotivden geliyonım. Yerli fabnkalanmızdan çıkan oto- mobiller yabancı araçlardan 20 kat daha fazla kirletiyor. Dün- yanın hiçbir yerinde bilmiyo- rum ki bir sanayi bu kadar yük- sek kâr marjı Ue çahşsm ve in- san sağlığına bu kadar duyarsız kalsın" dedi. Polis denetiemeyecek Erkan'm üretici firmalara yönelik eleştirilerini "büyük haksızlık" olarak nitelendiren Prof. Dr. Tezer de 1994'te belir- lenen standartlann uygulana- mamastnm, sanayinin mevcut gelişme koşullanna uymama- sından kaynaklandığmı. yerli otomotiv sanayünin, lisans an- laşmalan nedeniyle zaten bir şe- kilde ATyi izlemek dunımun- da olduğunu kaydetti. Toplantıda. araçlann fenni muayenelerinin 1994'ten itiba- ren 47 merkezdeki istasyonlar- da yapılacağı, böylece anlamını yitiren, trafik pobslerinin "eg- zoz kontrolü"ne son verileceği bildirildi. îngiliz basınından gözaltındaki Türk işadamı ile ilgili eleştirilere devam Asil Nadir'in ihtişamı sürüyor• îngiliz Daily Mirror gazetesi geçen yıl iflas eden Asil Nadir'in Londra'da "milyoneryaşamı" sürmeye devam ettiğini yazdı ve "Nasıl bu kadar lüks hayat yaşıyor? " sorusunu gündeme getirdi. LONDRA (AA) - Kıbnslı Türk işadamı Asil Nadir, geçen yıl iflasına karar verilme- sıne rağmen 'hala lüks içinde yaşadığı" ge- rekçesiyle ağır bir dille eleştirildi. İngiltere'nin 3.5 milyon tirajlı sol eğilimJi gazetesi Daily Mirror'da ycr alan bir ha- berde, 80 milyon scerlın dolayındakı kışısel borçlannı ödemcmcsı üzenne geçen >ıl if- lasına karar venlen ve yönetim kurulu baş- kanı olduğu Polly Peck şirketindcn zimme- tine 151 milyon sterlın geçirdiği suçla- masıyla eylül aymda ağır ceza mahkeme- sinde yargıç önüne çıkartılacak olan Asil Nadir'ın. bütün bunlara rağmen Londra'- da hala bir "ınılyoner" gıbı hayat sürdür- düğü vc paha bıçılmez lüks dairclerdc ya- şadığı önc sürüldü. Asil Nadir gibı, iflasına karar verilen bazı ünlü İngiliz ışadamlarının da inarul- maz bir lüks içinde yaşadıklanna dikkat çeken gazete, Bu kadar borçlu olmalanna rağmen, bu adamlar nasıl bu kadar lüks hayat yaşıyorlar?" başlığı altında yayım- ladığı haberinde, 180 milyon borçla ba- tan George Walker'in, babası Robert Max- well'in dolandırdığı 407 milyon sterlinin fa- turası sırtına yüklenen Kevin Maxwell'in de meşhur müflisler arasında olmalanna rağmen. eşlerinin üzerine gösterdikleri mil- yarlık evlerde yaşadıklan ve lüks yaşam- lanndan en küçük taviz vermedikleri vur- gulandı. Evi de lüks Harry Amokl imzası taşıyan Daily Mır- ror'un araştırma haberinde, Asil Nadir'in Londra'da zengınlerin yerleşim merkezi olan Belgravıa semtınde değeri 1,5 milyon sterlin (23 milyar lira) olan bir evde otur- duğu. ancak kirasını düzenli ödemediği için ev sahibi Westminster Dükü'nün Na- dir'i kapi dışan edebilmek için tahliye da- vası açtığı da haiırlauldı. Turistik mağazalara I^li ortak İSTANBUL (AA) - Net Hol- ding Yönetim Kurulu Başkanı Besun Tibuk, Net Holding'e bağlı Net Mağaza İşletmecıliği'- nin yüzde 50'sınin îngiliz duty free kuruluşu Allders Internati- onal'a devredildiğıni söyledi. Tibuk, yeni ortaklıkla başta duty free (gümrüksüz satış ma- ğazalan) mağazalan olmak üze- re, mağaza işletmeciliğı konu- sunda atılım yapmayı ve dünya pazarlanyla daha fazla entegre olmayı hedefledıklerini ıfade etti. Net Mağaza îşletmeciliğrnın 1992 >ılı kârının 285 milyon lira olduğunu belirten Tibuk, "İn- giliz ortaklanmız 5 milyon mark vermek suretıyle bu ortaklığı sağlamışlardı. Şirketimizjn ser- mayesı yüzde 50'si bıze. yüzde 50'sı Allders Internatıonaİ'a aıt olmak üzere lOmtlyon marktır" diye konuştu. IŞÇCMNEVRE1NINDEN ŞÜKRAN KETENCİ 1 Mayıs Dersleri Becerebilsek, 1 Mayıs 1993'ten alabileceğimizçokya- rarlı, önemli dersler olabilir. 1 Mayısta sokakların işçilere, 1 Mayıs kutlamalanna açılması ile öyle kıyametfalan kopmuyormuş. Gerçi, bu yıl da zorluk çıkarmak, izin vermemek üzere her şey yapıldı. Bütün dünyada kent merkezlerinde yapılan kut- lamalannaksine.bizde işçiler kentlerindışına,kalabalık- ların göremeyeceği, kolaykolay katılamayacağı, kutla- manın keyfinin kaçırıldığı mekanlara gönderildiler. Bazı illerde de hiç izin verilmedi. Ancak izin verildiğinde orta- da bir gerilim, bir sorunun kalmayacağı, 1 Mayıs tartış- malarının ve sorununun da boylece bitebileceğı ortaya çıktı. Umalım hükümet, siyasi partiler, milletvekilleri bu gerçeği algılamışlardır. Gelecek yıla kadar 1 Mayıs'ın işçi sınıfının bayramı olmasını sağlayacak yasa çıkar. Bu tartışma da böylece biter. Türkiye dünya ülkelerinin gerisinde, çağdışı bir yasal konumda olmaktan kurtulur. Türk-iş mitinginin sonunda yaşanan çatışmaya gelince: Bir boyutu ile sayıları çok az, radikal sol ya da ırkçı grup- çukların gereksiz zorlaması olarak görülebilir. Bir boyu- tunda da Türk-iş yönetiminin beceriksizliği, polisin ge- reksiz işgüzarlığı yatıyor. Bir avuç insan yasal mitingin üstüne, biraz yürümeye kalksaydı ne olurdu? öylesine azınlıkta kalırlardı ki, rüküşlüklerini kendileri de görüp çok kısa bir süre sonra dağılmak zorunda kalırlardı. Po- lisin aşırı yasakçı yasayı uygulama eğilimi neden hiç başka alanlarda görülmez? örneğin cami içleri boş kalırken, birileri siyasi gösteri olsun diye, Cağaloğlu'- nda trafiğe caddeyi kapatırlar. Olayın Müslümanlıkla, namaz kılma görevini yerine getirmekle falan hiçbir iliş- kisi yoktur. Yayalar, klakson sesleri arasında namaz mı kılınır? ibadet mi edilir? Polis, Özal'ın cenaze törenınde kortej dışında her yerde yürüyen, yol kapatan, tekbirge- tiren kalabalıklara da ses çıkarmayı düşünemez. Ama 1 Mayısta coplarla üzerlerine gider. Zaten o yürüyenlerin tiepsinın değil, ama bazılarının amacı böyle birtabloya- ratmaktır. Işte Türk-iş yönetimi ve polis böylesine bir provokasyona kapı açmışlardır. 1 Mayıs'tan ikinci önemli dersi, Türk-lş yönetimi ala- bilir. Almalıdır. Almazsa, işçi taban onlardan hesap so- rabilmeyi düşünmelidir. Türk-lş yönetimi, işçi tabanın kendilerinin üyesi olduğu, sendikal birlik, dayanışma, il- kesine uyularak 1 Mayıs da dahil, bazı eylemlerde DİSK ve Hak-lş'le ortak hareket edilmesinin onlara bedava- dan prim vermek olacağı görüşündedir. Bu nedenle ırkçılığa karşı eylem birliğinde olduğu gibi, 1 Mayıs'ın ortak kutlanması çağrısına da DlSK'e olumsuz yanıt ve- rilmiştir. Sonuç Türk-lş açısından sadece birliği bozma anlammda değil, asil iddiası anlamında utanç vericidir. DİSK'in mitingi Bizim bildiğimiz resmi istatistiklere göre Türk-lş'in 2 milyona ulaşan, kendi aidat durumuna göre ise 1.3 mil- yon civarında üyesi var. Büyük sendikaların genel kurul delege hesabı ile fazla aidat yatırdıkları gerçeği de gö- zetilince gerçek üye sayısı 1 milyon üzerinde kalıyor. Yine de 1 milyon üyeli Türk-lş'in, "sırtımda taşıyamam" dediği. 12 Eylül tarafından kapatılıp yöneticileri işkenceye tu^ulmuş, hala yasal haklarının tümüne kavuşamamış, yeni örgütlenme aşamasında ve üye sayısının henüz bir- iki yüz bini geçemediğini sandığımız DİSK karşısında düştüğü görüntüye bir bakın? DİSK'in mitingi hem daha kalabalık hem de 1 Mayıs'ın anlamına çok daha uygun vegörkemli. . , , Nedenleri var elbette. Geçmişin tüm 1 Mayıs kutla-- maları Türkiye'de DİSK tarafından gündeme getirilip gercekleştirilmiş. DİSK'in deneyimi ve geleneği var. 1 Mayıs'ın anlamına uygun kutlanmasım gerçekleştırebi- lecek deneyimli sendikacısı da uzman kadrosu da çalışmış. işe inanarak, çaba göstererek sarılmışlar. Üyesi çok az da olsa, işçisi 1 Mayıs'ın anlamını biliyor, katılma sorumluluğunu duyuyor, geleneğe uygun örgüt- leniyor. DİSK'in 1 Mayıs'a yönelik yapay olarak değil, demokratik kuruluşlar ve kamu sendikaları ile, demok- ratik platform deneyimi, sürekli işbirliğı de var. Seçim yapmak zorunda kalınca, işçi hareketi ikiye bölününce, onlann da DİSK'in yanında yer almalan sürpriz değil. Türk-lş geçmişte 1 Mayıs kutlamalanna karşı çıkmış, DlSK'i sadece bu nedenle solculuk, komünıstlikle suç- lamış. Onlar geride kaldı elbette. Ancak sonra da içten- likle 1 Mayıs'a sahip çıkılmamış. özümsenmemiş, be- nimsenmemiş, işçiye anlatılması, anlaşılması için çaba gösterilmemiş. Türk-lş'in ayrıca hiçbir konuda miting geleneği, çalışmaları yürütecek deneyimli yöneticileri, uzman kadrolan yok. işçinin kendi yaşam kavgasına yö- nelik olarak yaptığı direnişler, bahar eylemleri, büyük Zonguldak direnişlerine güvenip, Istanbulda meydana çıkmak, ayrıca kendi başına bir deneyimsizliktir. İşçiye 1 Mayıs'ı, neden orada olması gerektiğini anlat- mamışsınız. Kendiniz benimsememişsiniz. Zaten ta- banınızla oldum olası ilişkileriniz zayıf. inandırıcı ve gü- venilir değilsiniz. Ne sanıyorsunuz? "Siz buyurdunuz. DİSK'i ezmek istediniz, gövde gösterisine özendiniz" diye işçiler koşup gelecek. Belleklerdedir. Türk-lş 1984 sonrası bazı önemli mi- tingler yaptı. Ancak Türk-lş içinde hiç değilse o mitingle- re yönelik çoğunlukdesteği, işçiye ulaşabilmiş mesajlar ve çalışan, sorumluluk duyan kadrolar söz konusuydu. Türk-lş yönetimi 1 Mayıs'a yakın, işçisinin, sendika- larının desteğini alamadığını görünce, daha da önemli bir yanlış yaptı. Denetleyemeyeceği ırkçı, radikal sol akımlara göz kırptı. Onların da arkasında kitleler ol- madığını dahi göremedi. DlSK'e ders vermek isterken, kendi dersini alıp aşağı oturdu. Umalım ders almış ol- sunlar. Çünkü olan hırslarını yenemeyenlere değil, işçi- lere oluyor. Saygınlığını, işçi tabanda güvenirliliğini, moral gücünü yitiren bir sendikal örgütün, üye sayısı ne olursa olsun, işcilerin çıkarlarını sağlıklı, yeterli koruma ve kollayabilmesi söz konusu olamaz. Makineler yanşıyor Ekonomi Sentsi - AFEKS tarafından bu yıl onuncusu gerçekleştirilen, l luslararası İş Makinalan ve İnşaat Tek- nolojisi Fuarı"Ankomak *93" bugün İstanbul Dünya Ticaret Merkezi'ndc açılıv OT. Yerli ve yabancı olmak üzere toplam 538 fırmanın katıldığı fuar. 9 Mayıs 1993 tarihine kadar lezilebilecek. AFEKS N önetim Kurulu Başkanı Saim Kurul'un yaptığı açıklamay a göre ilk kez İstanbul'da düzenlenen Ankomak '93 Fuan'na Caterpillar, Komatsu, Liebherr, Mercedes. H.yundai, BMC, Man, JCB gibi uluslararası fırmaların yanı sıra son ydlarda düny anın her yerinde ihaleler kazanan EN'KA, Güriş, Tcmsa >e Çukurova gibi çok sayıda yerli fîrnıa katılıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear