Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURIYET 4MAYIS1993SAL1
OLAYLAR VE GORUŞLER
Türk dilimi? Türk dilleri mi?
Konuşukn Turk lehçelenne Turk dıllen adı \ enlmektedır Bu
Turk lehçelennı a\rı dıl saymak yanlıştır, bıhmsel hatddır
NURERUĞURLU
T
urk dılı dunvanın en eskı
dıllennden bındır Bu dıl
zamanla ve sayısız goç-
lerle dunvanın bırçok
verıne yavılmıştır Al-
man asıİlı lanınmış Rus
Turkoloğu NVılhelm RadlofTun dedığı
fıbı "Dunva dıllen arasında Turk dılı
adar genış bır alana yayılmış başka
bırdıl voktur"
Turkler tanhın çok cbkı donemle-
nnde Orta Asya topraklannda yaşa-
mışlar ve yaşamaktadırlar Uk vu'rtlan
Orta Asva yavlasıdır
Orta Asva topraktannda yaşavan
Turkler coğrafı çevrenın dcgışmesı.
toplumsal va^amın agırlaşması uzen-
ne bulunduklan topraklan terk ede-
rek, başka ulkelere. v orelere. bolgelere
goç etmek zorunda kalmışlardır Top-
raklannın \enmsız]e^mesı. nufusun
çoğalması \e doğal dengenın bozul-
ması sonucu Turkler venı vaşama
alanlan bulmak amacıvla guneye batı-
ya. doguya vekuzeyegoçedcrek dun-
yanın bırçok \ennc vavılmışlardır
Turklenn ılk gocjennın ne zaman
başladığı kesın olarak bılınmemekie-
dır İlk buvuk Turk gocunun M Ö I
bın yıllan başjannda oldugu sanıl-
maktadır
Orıa Asva'dakı Türklerm buyuk
kıtleler olarak Hazar Denı/fnın gu-
ney ve kuzeyınden. kuzeye \e batıva
yayılmalan sonucu. XII -XIII yuzyıl-
dan sonra bın Kuzey-doğu Turkçesı
otekı Batı Turkçesı olmak uzereıkı ya-
zı dılı oluşmuştur
Kuzey-doğu Turkçesı XIII-XI\
yuzyıllarda. bır sure Orta A.s\adakı
eskıTurkçenınycnı bır devamı olarak
eskı v e yenı arasında bır geçış ev resı bı-
çımınde surmuş. XV vuzyıldan sonra
Kuzev Turkçesı ve Doğu Turkçesı
olarak ıkı yenı yaa dılıne aynlmıştır
Kuzey Turkçesı'. Kıpçak Turkçesıdır
Doğu Turkçesı ıse XV -XVI vuzyıl-
larda Çağata>ca olarak en parlak ça-
ğnı vaşadıklan sonra vennı venı
Ozbekçeye bırakan yazı dılıdır
XII -XIII yuzvı'llarda oluşmava
başla>an Batı Turkçesı. XIII yuzyıfın
ıkıncı yansından sonrakı metınlcrde
gorulen ve gunumuze kadar aralıksız
suren yazı dılıdır Turklenn en buvuk.
envenmlı yazı dılı durumundadır Ba-
tı Turkçesının temelını Oğuz ŞIVCM
oluşturur Onun ıçın bu yazı dılıne
Oğuzca. Oğuz Turkçesı de d'enır Oğuz
sıvesı Hazar Denızı'ndcn Balkanlara
kadar yayılmışbulunanTürkçedır Bu
alan. Batı Turklennın yaşadığı top-
raklardır Onun ıçın Oğuz Turkçesıne
genel olarak Baıı Turkçesı adı venlır
Batı Turkçesı de aralannda kuçuk
a\ nlıklar hulunan ıkı alt bınme~ây nlır
AradoluTurkçev AzenTurkçesı
Tuıklcnn çok uzun lanhsel gelışım
\o donemler ıçınde çok a\ n ve değışık
sıyasal bırlıkler. topluluklar. devletler
kurmalan. çeşıtlı kultur \e uygarlıklar
oluştumnalan sonucu dıllen \e konu^-
malan da zamanla bırbınnden avnl-
mış aralanndakı yakınlık bozulmuş
farklılıklar artmıştır Bu tanhsel gelı-
şım. sosyal ve ekonomık durumun
yarattıgı savısız gotler Turk dılını çok
çeşıtlı ve değışık sozdızımlenne ayır-
dıktan başka venı \enı boyleyışlenn
doğmasına ve bır koke bağlı dıllenn
bırbınnden uzaklaşmabina yol açrruş-
tır
Turk dılı. eoğrafı bolge kavım adı
fonetık ^ses bılğısı). şıve ve soz dızımı
açısından çeşıtlı ve değışık yonlerden
araştınlmış ve ıncelenmıştır Bu bılım
dalına Turkolon adı verılmış.tır
Turk dılının çeşıtlı ulkelerde. bolge-
lerde ve topluluklarda sovlenış bıçım
len ses yapı ve sozdızımı ozellıklen de
dılın çeşıtlenmesını varatmıştır Bunlaı
ağız, şıve. lehçe olarak sıralanmıştır
Turk dılı bugun Azence. Başkurtça
Çuvaşça.Kazakça. Kırgızca Tatarca
Turkmence Ozbekçe. Uygurca
Yakutça gıbı bırtakım kollara aynl-
mıştır Bu kollara bılımsel olarak lehçt
ya da dıyalekt adı venlmıştır (Yalni/
bu Turkİehçelen arasında Çuvaşca vt
Yakutça ozel bır >er tutar Çunku bu
lehçelerde ses ve yapı ozellıklen bakı
mından otekı Turk lehçelermden av r
bazı farklar gorulur )
Son vıllarâa ulkemızde ve Avrupa'
da Sovvet Sosvalıst Cumhunyetleı
Bırlıgı nındağılmasıylabırlıktesıyasal
ve ekonomık bagımsızlıkldnnı kaza-
nan A.zcrbavcan, Kazakıst'an Kırgı-
zıstan Ozbekıstan ve Turkmenıstan
gıbı Turk cumhunyetlennde (son aun-
lerde bu Turk cumhunyetlenne kımı
aydınlanmızca Turkı cumhunyetler
denılmekte. bovlece onemlı bır dıl ve
anlam vanlışhğı vapılmaktadır Çun-
ku Turk sozunun sonuna getınlen -ı
ılgı ekı Turkçe değıl Arapçadır Bu ılgı
eİcının getınlmeMV le oluşan Turkı so-
zu de Turk e ozgu' anlamına gelmek-
tedır Ovsa bu Turk cumhunyetlenn-
de yaşav an halk Turk e ozgu" bır halk
degıl ozun ozu" Turktur) konu^ulan
Turk lehçelenne Turk dıllen adı venl-
mektedır Bu Turk lehçelennı ayn dıl
saymak yanhştır bıhmsel hatadır
Çunku dıl başka. lehçe başkadır Turk
lehçelen arasında ses, dılbılgısı vapısı
soz uretme ve turetme yollan ve von
temlen bakımından ba/ı av nlıklar
değışıkükler olması dogal vc olağan-
dır Ama bu avnhklar bu lehçeîcnn
bırer dıl sayılmalannı gcrektırmez
Çunku bu lehçelcr bır kokten çıkmış
v e gelışmı^tır Bu kok de Turk dılıdır
Turk lehçelcnnın hıçbınnde Turk
dılının dılbılgısı vapisi değışmemış. ge-
leneksel cumle vapisi ozne. tumleç.
v uklem' sırası bozulmamıştır Bır dılın
zamanla ıç ve dııj etkıler sonucu soz
bınkımı vc dağarcığı değışır. gelışır
^ma dılbılgısı vapısı kolay değışmez
Denebılır kı Turkçenın tumce İcurulu-
şu Turk dılının başlangıçtan gunumu-
ze kadar gelen tumce yapısının dışına
çıkmamışür Onun ıçın Turk lehçelen-
nı Turk dıllen olarak gormek ve boyle
anmak buvuk yanılgıdır. kanımca
Turk lehçelennın bdgunku yayılma
alanı ve sinırlan (yakla^ık olarak) şoy-
le çızılebılır Doğuda, Kuzeydoğu Sı-
bırya da Vakutça, Çın-Moğolıstan
sınınrun batı ucunda Sarı Lygur ve
Salar lehçelen. Altay-Abakan-Sayan
bolgelennde Sayan Karakas. Aka-
ban. Şor lehçelen ve bunun kuzeyınde
Çulım Baraba Tobol Batı Sıbırya.
Başkurt Kazan Volga lehçelen ve
Çuvaşça. Orta Asvada Moğolıstan-
Tıbet-Çın sınırlanndan Hazar De-
nızı"ne kadar u/anan bolgcde Yenı
Uvgur Kırgız K.ıpçak-Ozbek, Oz-
bek Turkmen Karakalpak ve Kazak
lehçelen. Guneybatı Iran da bır bolge-
cıkte Kaşkay ve Aynollu lehçelen,
Hazar Denızi nın batı kıyısından Do-
gu Trakvaya kadar uzanan bolgede
Nogay, Kumuk, Azen, Turkıye lehçe-
len. Kafkaslar da bır bolgecıkte Kara-
çay ve Balkar lehçelen. Kınm'da bır
bolgecıkte Kınm Tatarcası ve Kınm
Osmanlıcası Karadenız kıyısında
Bulganstan-Romanva sınınnda Ga-
gavuz ve Çıtak lehçelen. Makedonya'-
da Rumelı aşızlan, Ukrayna-
Polonva-Lıtvanya da K.araım lehçesı
TurL dılını bugun. Başbakan Suley-
man Demırel ın de sık sık soyledığı
gıbı. "Adnyatık ten Çın Denızı'ne ka-
dar" uzanan çok genış topraklarda
yaşayan mılyonlarca Turk konuşup
vazmaktadır
ARADABIR
VEDATGÜNYOL
Kültüp ve Uygarlık...Geçen gun, genç bır dostla hoşbeş edıyorduk, bırden,
"Bana kulturlu ve uygar ınsanı tanımlar mısın?" dtye,
sorgu dolu bakıslarla karşıma dıkıldı Hoppala
1
Nerden
çıktı bu sorgulama rahatımı kaçıran bu sorgulama'?
Elbette her okuryazar gıbı ben de bu konuya eğılmış-
tım karınca kaderınce Ama, ne de olsa, boyle gecıktır-
meye gelmez bır eda ıle ortaya atılan boylesı bır soru
benı o anda ayakustu duşuncelenmıyolayordamako-
yup yanıt vermeye zorladı
Kultur deyınce ılkten IsveçlıyazarSelmaLagerlof'un
(1859-1940) şu çok sevdığım tanımı aklıma duştu
"Kultur, ınsanın oğrendığı her şeyı unuttuktan sonra
gerıye kalandır
Kulturlu dedığımız ınsan elbette kı çok kıtap devırmış,
her okuduğunu aklının ve beğenısırun suzgecınden ge-
çırıp ozumsemış bır ınsandır
Ne var kı o ınsan okuyup beğendığı her şeyı ezberın-
detutup şurda burda uljorta bılgı taslayan ve bu yolla
kendınehayranlarkazandırmayaçalışan ınsan değıldır
Kulturlu ınsan konusunda bır de Fransız Mareşal
Foch'a (Foş) kulak verelım Ona gore, "Kulturlu ınsan
yoktur yalnız kendını yetıştıren ınsan vardır'
Şımdı burdan yola çıkarak Selma Lagerlof'un tanımı-
na şunu eklememız gerekıyor Kultur, her ne kadar, ın-
sanın oğrendığı her şeyı unuttuktan sonra gerıye kalan-
sa da o kalanı durmaden beslemek de kulturun olmezlı-
ğı ve sureklılığı bakımından yabana atılmaz, atılamaz
bırzorunluluktur
Kulturlu ınsanın tammını geiın de asıl Jean Paul
Sartre'dan dınleyelım Şoyle dıyor Sartre "Bence kul-
turlu ınsan, dunyadakı durumunu anlamasına yarayan
bılgı ve yollan edınmış ınsandır '
Ben de dıyorum kı kulturlu ınsanı tanımlarken kafası-
nı ve yureğını dunyaya, çağına çağdaşlarına açan ınsanı
da hesaba katmalıyız ozellıkle Bukonudada Almanro-
mancı ve duşun adamı Thomas Mann a kulak verelım
Ona gore, ınsan bırey olarak yalnız kendı kışısel yaşa-
mını değıl aynı zamanda, bılınçlı ya da bılınçsız, cağının
ve çağdaşlarının yaşamını da yaşar'
Konfuçyus 'ustun ınsan ' dedığı kulturlu ve de uygar
ınsan ıçın şunları soyluyor 'O, once duşuncelerını eyle-
me geçıren, sonra da davranışlarına uygun olarak konu-
şan kımsedır'
Şımdı de uygarlığa bakalım
Uygarlık okumuş okumamış, ama gormuş geçirmış,
çağını, yoresını yureğınde yaşayıp, ozumsemış ınsanla-
rın yaşam bıçımlerınden, dunyaya bakış açılarından,
deneyımlerınden kaynaklanan bır urundur Okumuş,
okumamış derken koyde kasabada, hatta kentlerde ya-
şayıp gelışmıs halk fılozofları gelıyor aklıma Örnek mı
ıstersınız? Alın sıze Aşık Veysel ı, daha nıce halk ozanı-
nı Bunlartamanlamıyla uygar ınsan orneklerıdır Onlar
uygarlığı yureklerınde taşırlar, yureklerınde körüklenen
ınsancabırdunya manzarasında, bulurlaryaşamınozu-
nu, gırdısını çıktısmı Fransız yazar Georges Duhamel
boşuna soylememış şu guzelım sozu "Eğer uygarlık ın-
sanın yureğınde değılse, hıçbır yerde değıldır" Ben,
uygarlığı bu anlamda yureğımde taşıyor ve onun ınsan
soyu ıle sonuna dek gelışıp yeşereceğıne ınanıyorum
OKURLARDAN
Biraz düşünsek!..
Anadolu Kavağj Kalesı'ne bır rastlantı sonucu gıttım Bu
gıdışım bana yazımın başhğınıyenıden anımsattı Gerçekten
de kuçuk harflı ınsan olmak o kadar hoşumuza gıdıyor kı,
büyuk harflı ınsan olmak ıçın parmağımızı bıle
oynatmıyoruz
Gomutluklerdekı baştaşında. ıkı tanh arasındakı kuçük bır
çızgı gıbı y aşam hepımızm ışme gelıvor sankı
Davranışlanmız boy le bır kısa. anlamsız çızgıyi kabullenmış
olduğumuzu sergılıyor
İnsanlar gördum arabalanrun ıçınde çılgınca sevışıyorlardı
însanlar gördum. batan güneşe karşı ralulannı
yudumlarken. kahkahalan. enflasyon yaşanmayan bır ulke
kahkahasıydı insanlar gordum, elele tutuşup o duşsel
geleceklen ne yururken, ayaklanna kuçük bır taş parçasımn
degmesıne ızın vermıy or gıbıy dı
tnsanlar gördum. kıyiy a vuran dalgalara, duyulmadık aşk
şarkılannı anlatıyorîardı Gozlenmı kapadım, duşundum,
tûm bu gorduklenmın temelı sevgıden başka ne olabılırdı kı?
Sevgıden bırşeyler taşımayan insanlar bu duy arhklan
yaşayabıhr mıydı° Yaşav amazlardı Sonra goz ve us
ışınlanm bır \ erlere doğru çev nldı, kalerun ıçı, kenarlan ve
gınş kısımlan tek tek gozumun onune geldı Teneke
kutulann en yenı halınden paslanmış halıne kadar olanı,
sıgara paketlen. boşşışeler naylon torbalarveartık tum
olabılırlıkler bır yerlere atılrruşülar Bu atılmışlıkta, rahatlık
gözleruyordu Bu rahatça atma ey lemı, bıraz once, bırbınne
aşk sozcuklen fısıldıyanlar, rakı İcadehlennı tokuştururken
enflasyonsuz gulenler, ellennı yalayan dalgalara en guzel aşk
oykulennı anlatanlar tarafından gerçekleşünlmışü Bu
kesındı başka planak y oktu Tum sevgı y^klu ılışkıler acaba
sahte mıydı'' Öy lesıne duşundum ışte Yoksa bu tur zıtlıklan
yaşamak bızım ulkemıze mı özguydü
1
Leydıler (').
Centılmenler ('). bıraz duşunsek dıy orum
Hasan Hüseyin Yalvaç/Istanbul
TARTIŞMA
İstanbul dükalığı tiyatro ödülleri dağıüldı
vnj Dıllıgıl
odullen geçen
gunlerde
duzenlenen bır
törende
sahıplenru
buldu Öduller
açıklanır açıklanmaz ortalığı
tozdumankapladı Ödullenn
Şerur Tıyatrosu ağırlıklı
olmasından seçıa kunılda yer
alan Seçkın Selvı
Hanıtnefendı'nın "müteram
mukafatı" almasınadek bırçok
şeytarüsıldı Ancak unutulan
(Tahırözçelık'ın Mıllıyet
Sanat'lakı bırkaç saün dışında)
çok onemlı bır şey vardı
Ödüllenn tümu İstanbul'dakı
sanatçılara ya da istanbul'dakı
tiyatro eıkınhklenne venlmıştı
Evet, artık ıyıce anlaşılmıştır
İstanbul, her konuda olduğu
gıbı tıyatroda da artık bır
dukalıktır İstanbullular
İstanbul dışında bır şey
yapılmadığını sanmakıa ya da
yapüanlann "ıyı"
olamayacağını duşünmekte
veyahut da yapılanlan
gormemezlıkten
gelmektedırler Bunoktada
merak etuğımız bır şey var
Acaba, odul vonergesınde. "bu
odüller İstanbul ıl hudutlan
ıçınde yapılan tıyatro
çalışmalanna venlır" gıbı bır
madde mı vardır
9
Eğer boyle
bır madde yoksa, bu
odullendırmeler geçersızdır
Eğer, boyle bır madde varsa. bu
yonergeyı hazırlayanlar başta
Avnı Dıllıgıl uslanın adına
haksızlık etmış olmaktadırlar
Çunku Avnı Dıllıgıl, İstanbul
hudutlan dışında tiyatro
vapmanın oncu ısımlennden
bındır KurduğuİzmırŞehır
Tıyatrolan 1946'dan 1950'ye
değın tam 52 oyun
sahnelemıştır Yanıbılırsınızde
ben vıne bır hatı rlatmak
ıstedım Yoksa sızınbuulkenın
değışık taşra kentlennde tiyatro
yapıldığından da habennız y ok
mu
9
Bu ulkede, Trabzon'da,
Adana'da, Dıyarbakır'da,
Devletin mali bunalımı
^ ^ ı ^ _ ^ _ ürkiye'nin
f • ^ 1 ekonomik
H bunalımının
H rumuyledeğilse
• bileonemliölçüde
-JBL. de\ letin mali
bunalımından kaynaklandığı
herkesin malumu.
Devlet, potansiyel vergi
kaynaklarına ulasXa)mıyor.
Yaniyeterince»ergi
topla\amı>or. Butçe
harcamalarını >ergı geürleri gibi
sağlam kay naklara
day andıramadığı, sahip olduğu
kaynaklamerimli
kullanamadığı için de surekli
borç yi>ip enflasy on ureten bır
mekanizma habne gelmiştir.
Bilindiği gibi kapıtalist bir
ekonomide ekonomik gelişme
surecıne paralel olarak >ergi
gelirlerinin büeşimi de değişir.
Kazançların giderek daha büyuk
bir bolumünün kav ıt altına
alınmasıy la gelir vergisinın
kunımlaşma ve şirketleşmenin
y av gınlaşmasıv la da kurumlar
vergısınin toplam \ergı gehrien
içind«ki pay ı artar. Bunların
sonucu olarak da "»ergi yukü"
dive tanımlanan. vergi
gelirlerinin ga>Ti safı y urtiçi
-hasılay a oranı artar.
Ömeğin bu oran \vrupa
Topluluğu ulkelerinde ortalama
%28-29duzeyinde
gerçekleşırken ulkemızde
%17'>ıgecmemektedır. Bunun
da en buvuk nedenı ekonomide
y aratılan kazançların onemlı bır
bolumunun ülkemizde hâlâ kayıt
dışı olmasıdır.
Pekı Turkjy e'de de > ergi yüku
%25'ler düzey ine çıkanlamaz
mı?
Pekala çıkarılabilir.
Hatta mevcut vergı oranlannda
herhangi bir artınma gitmeden
bu gercekleştirilebilir.
îcraaünız hiç yok!• ^ ^ aba"
• • tam 500
L ^ £ gunluk
I ^ m rotarla
'^k^J görevı-
"^^"^^ nın ne
olduğunu hatırladı "Herne
kadar bınsı v aktıyle anay asa
bır kere delınmekle bır şey
olmaz" demışse de " Baba",
"olmaz. ben deldırmem" dedı
500 gundür dınledığı tum
radyolan bırgunde
kapatıverdı
Anayasada madde vardı Bu
maddeye gore de her onune
gelen art-pırt rady o
kuramazdı, yayın yapamazdı
"Baba' bıryandan vaktıyle
bızzat kendısıne de "yasak '
koyan anayasayı savunup
radyolan kapaürken, dığer
yandan da 500 gun gorevını
askıya astığını. suııstımal
ettığını de tum mılletın onunde
kabul edıyordu
Radyolarsustu Ama halk bu
kere nasıIsa susmadı Her
olayda yıllardır suskun kalma\ı
tercıh eden halkımızın her
kesımınden tepkıler gelmeve
"radyomuzu ıstenz" dıyen
sesleryükselmeye başladı
"Baba"dan once kendılen
ıktıdarda ıken mıllete sırt
çevınp ıktıdardan muhalefete
duşunce halkın dertlennı
hatırlayan AÎN \P fırsatı
kaçırmadı Meydanlarda.
ekranlarda, gazele savfalannda
çekılen nutuîclarla "Halkın
yanındayız. ıktıdardan hesap
soruyoruz. radyolar
kapatılamaz' feryatlanna
başladı
Kımsedeçıkıp"ev ANAP sen
ıktıdann donemınde ozel
radyolan yayına ılk başlatırken
bu maddeyı değıştırmek aklma
neden gelmedı" dıye sormadığı
ıçın de yakalarda sıyah
kurdelelerle şenlık devam
edegeldı
Sonunda ıktıdan da muhalefetı
dehalkınyanında(')
olduklannııspatlamakıçın 15
Yeter ki kayıt dışı ekonomiye
son verilerek ve vergi kaçaklan
onlenerek herkes gerçek kazancı
oranında vergiIendirilebiLsin. \ e
gelişigüzel *ergi affı
uy gulamasına son > erilerek mali
sistemeciddiyet
kazandırılabilsin.
Elbette sorun sadece kay ıt dışı
ekonomi de değil.
Kay ıt altındakı kesimden
gerekli vergi alınabılıy or mu?
Turkiye ekonomisı
kapitâlistleşme surecinde 70'li
vılların başlanna gore hay li
mesafe almakla bırlikte.
kurumsal kazançlardan elde
edilen vergılerde ıstıkrarlı bir
artış sağlanamamıştu'.
Toplam vergi gelirleri ıçinde
kurumlar >ergisinin pav ı, 80'li
vılların ilk yarLSinda oldukça
yüksek say dabilecek oranlara
ûlaşmakla birlikte, 1989'dan
sonra ciddi bir düşüş gostermey e
nısanda TBM M 'de anay asanın
bu maddesını değıştırmek ıçın
anlaştılar
Vegelındı umutla beklenılen 15
nısana Gozler çev nldı
TBMM'ye
Mechs Başkan Vekıb oturumu
açtı. geçtı yoklamaya
Gunlerdır meydanlarda,
ekranlarda. gazete sayfalannda
arz-ı endam eyleyen. nutuklar
atan, ıktıdara hodn meydanlar
çeken ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmazyok Yanında25
mılletvekılı ıle bırlikte bu kere
jstanbul'u kurtarmak (') ıçın
İstanbul'da
Gunlerdır "muhalefet evet
desın, bız şıpın ışı beş dakıkada
yasayı değıştınnz" dıyen
DYP'bleryok Ankara
dışında seyahatte
C H P" lıler dersenız başka
havalarda Onlar da var. ama
yok
Ve en onemlısı bu ışın yaman
takıpçısı Uaştırma Bakanı
Yaşar Topçu yok
İzmır'de Erzurum'da.
Ordu'da, Kocaelı'de,
Denızlı'de tıyatro yapanlar var
Sız duymadınız mı° Bız
duyduk
Yoksa, Luleburgaz'da, beyaz
eşya deposundan oda tıyatrosu
yapmaya çahşan gençlen,
çocuklan duymadınız rry'
)
Bız
duvduk
Sahı Luleburgaz İstanbul'a kaç
saat
9
Sayın seçıcı kurul uyelen, bu
ulkede yaşay an bır tıy atro
ınsanı olarak mantığiruzı
anlamakta guçluk çektığımı
soylemehyım Sarunm ülkenın
dört bır yanında odeneklı ya da
ödeneksız tıyatro yapan bırçok
sanatçı arkadaşımız, dostumuz
da bu değerlendırmeyı
anlayamamışlardır Eğer,
zahmet olmazsa, bu sutunlarda
bızı aydınlatabılır mısıruz'' Bır
ncam da Sayın Seçkın Selvı
Hanımefendı'den, şımdıyedek
dunyanın herhangj bıryerinde
hem seçıcı kurul uyesı olup hem
odul alan bın var rrudır?
' Benım çevınm, sezonun en ıyı
çevmsıydfdıyorsunuz K.endı
çevınnız dışında. bu yıl
yayımlanmış ya da oynanmış
herhangi bır çevın okudunuz
mvP
Bu sorulann yarutlannı
beklerken. ödullenn vatana,
mıllete ve temaşa sanatımıza
hayırlı ve uğurlu olmasıru
dılenm
SemihÇelenk
Yazar/Oğretim Elemanı
başlamıştır.
1993 yüı butcesindeki öngörfileri
dikkate aldığunızda bu düşüşün
dev am ettiğini görüyoruz.
Vlalı sistemin sakatlığu
bugunku ıktıdann seçün öncesi
söy lemınde de en ağırlıklı y eri
ruruy ordu. Ne var ki bugünkü
uygulama ile seçün oncesi
sövlem arasında ciddi bir celişki
soz konusudur. Hala vergi
almak yerine borçlanmayı
yeğlediklerinı görüyonız.
Dolay ısıy la Sayın Denürel'in
sıkça sozunu ettiği "kamunun
borçlaıuna gereksinimini"
azaltma v onunde ciddi bir
gelişme sağlanamıyor.
Koklü kararlarla devletin mali
bunalmrına çözûm geriremey en
bir sıv asal iktidar. ne enflasyon
mucadelesınde başarılı olabilir
ne de devlete "sosyal de> let"
ohna niteliği kazandırabilir.
Seçkin Birdal
Sonuçta "yokluk"
"çokluktan" fazla olduğundan
anay asa-manayasa değışıkhğı
deyok
V anı "vuslat yıne mı kaldı bır
başka bahara" şarkısını
mılletçe söylemenın tam
zamanı
Acaba yıne "yokluk çoklukta"
olurmuydu9
Elbette hayır "Balauşüşen
anlar mısalı herkes Ankara'da
tam mevcut olurdu "
Koma\ a gırmış, can çekışen
vekıllenmız bıle sedyelerle
getınlırdı .
Ama ış halkın ısteğı, halkın
çıkan ıçın olunca
Meydanlarda, ekranlarda,
gazete sayfalannda nutuklar
çok, ama oy vermek ıçın
Meciıs'te adam yok
Yeter artık beyler yeter
Her olayda bu halkı
kandırmanızçok
îcraaünız hıç yok
Refik Ceylan
İstanbul
PENCERE
Tarihin Sonunda
Dünya Dûzeni?»
Bır Amerıkalı Japon çıktı Francıs Fukuyama Bır kıtap
yazıp ortalığı karıştırdı 'Tanhın Sonu ve Son Insan "
(Çevıren Zulfu Dıclelı, Sımavı Yayınlan)
"Son İnsan deyışı ıster ıstemez ' ılk ınsan ' çağrışı-
mına yol açıyor ilk ınsan kım? Hazretı Adem mû Yoksa
ılk ınsan bırdenbıre olmadı da evrımle mı oluşUP Fuku-
yama nın derdı bu soru değıl tanhe yaklaşımı bır bakı-
ma Karl Marx'a benzıyor çunku Amerıkalı Japon tarıhçı
de Kant ve Hegel e dayanıyor, modern doğa bılımını ta-
rıhsel mekanizma olarak benımseyen goruşlere yakın
duruyor
Ama 'materyalıst" değıl, belkı de manevıyatçı bır yo-
nelışle sonuçta bır başka noktaya ulaşıyor
Marks, sınıflar arasındakı çelışkılerı' uzlaşmaz sayı-
yordu Bu çelışkılerın çozumlenmesı ıçın oluşacak çatış-
mada sınıfsız topluma ulaşıimayacak mıydı1
Komunıst
toplumda ancak ' uzlaşabılır" çelışkıler soz konusudur,
sınıflardan arınmış toplum, uzlaşabılır çelışkılerın ıtıcı
gucuylu gelışecektır amabu tarıhın sonu anlamına ge-
lırmı'?
Tarıhın rastiantıya değıl, bıhmsel yasalara bağlı oldu-
ğunu ılerı surmek bır dunya goruşudur bunun tersını
savunanlardavar Hegel belırlı bır gelişme çızgısınden
sonra, ınsan toplumunun son durağını lıberal devlette
goruyordu, Marks da komunıst toplumda
Fukuyama nın dayanağı Hegel1
•
Francıs Fukuyama'ya gore modern doğa bılımının
mantığı, toplumsal değışımın saf ekonomik yorumudur;
bu mantık dunyadakı bırçok olguyu anlatır; ama yet-
mez ınsan yalnız bır ekonomik varlık olmadığı ıçın tarı-
hın saf ekonomik yorumu eksık kalır, bır anahtar daha
gerekır
O nedır?
Hegel buna ' kabul gorme mucadelesı ' dıyor insan
hayvandan "kabul gormek ıstemesı' yleaynlır bellı bır
saygınlığa kavuşmak, onura sahıp olmak ıster, bu yolda
yaşamını bıle tehlıkeye atmaya hazırdır Efendı ıle uşak
arasındakı ılışkı, tarıhın bır aşamasında ortaya çıkması-
na karşın bu nedenle tarıhın ıtıcı gucunu oluşturmuştur,
kabul ya da saygınlık gereksınmesıne Eflatun "thymos"
dıyor Hegel gıbı Fukuyama da geçmışten geleceğe ın-
san toplumunun değışımınde "thymos' un belırleyıcı
olduğunu savunuyor ve eklıyor
Fransız devrımınde olduğu gıbı butun demokratık dev-
rımler efendı ıle uşak arasındakı farkı yok etmışlerdır,
bır zamanların uşakları artık efendı olmuşlar, saygınlık
kazanmışlardır, her yurttaş, halk egemenlığınde ve hu-
kuk devletınde otekı yurttaşların saygınlığını benımse-
mektedır
öyleyse tarıhın sonu gelmıştır
•
Ne var kı Fukuyama nın hakkını yemeyelım Amerıkalı
tarıhçı yalnız pıyasa ekonomısının ınsana saygınlık ka-
zandırmayacağını da soyluyor daha karmaşık bır su-
reçte ılle de lıberal demokrasının gerçekleşmesıyle
ınsan "thymos" duygularını doyurabılıyor ve tarıhın so-
nu gelıyor
Gelıyor mu
9
»Yıne de kuşkuludur Fukuyama
Babdunyasında tarıhçı vetoplumbılımcınınolanakları
zengındır, genış bır taramayla kıtabında bır suru kanıt
sergıleyebılır, ama, sonuçta bıze duşunme -kendısıne
de ıhtıyat- payını bırakarakyapıtını noktalamakakıllılığı-
nı da gösterır
Sovyetler Bırlığı'nın dağılmasıyla tarıhın sonunu, ko-
munıst değıl, lıberal toplumla noktalamak ısteyen go-
ruşler hız kazanacaktı, Fukuyama bu hızın urunudur
•
Amerıka'nın patronluğunu yaptığı "Yenı Dunya Duze-
nı" gezegenımızde efendı-uşak ılışkısını yok edıyor mu?
Insandakı 'thymos ' duygusuna yanıt verıyor mu
?
Say-
gınlık ya da ' kabul gorme arzusu' nu doyuruyor mu'
7
Fukuyama nın tezı, boşlukta sallanıyor, somuru, yer-
yuzunde surdukçe de sallanacak Sınıfsal farkların gıde-
rılmedığı toplumlarda tarıhın sonu noktalanabılır mı
9
Bu
sorunun yanıtı çelışkılerın zehır zemberek olduğu Tur-
kıye'de daha değışık gerçeklerın ışığında aranabılır
Server Tanilli
Nasıl
bir
demokrasi
istiyoruz?
222 sayfa / 40 000 lıra
W527 741 • Fdcs 526 97 42
Odemelı gonderemıyoruz lulfen eden kadar posta pulu gondennız.
İ L E T I Ş I M
PSIKOLOJIK DANIŞMANL1K MERKEZl
• OKULDA, IŞTE, AILEILIŞKILERINIZDE SORUN
YAŞIY0RSAN1Z,
• ZAAAAN ZAMAN KENDINIZLE BARIŞIK DEĞILSENIZ,
• YAŞAMA FARKÜ BIR AÇIDANBAKMAK
ISTIY0RSAN1Z,
• ÇOCUĞUNUZUN GEUŞIM1NE, KONUŞMASINA
VE BAŞARISINA ILIŞKIN SORUNIARIAŞMANIN
Y0LLARIN1 ARIYORSANIZ
BIZIMLE İLBTİŞİM KURUN
INCIRLI CADDESI, BAKIRKOY-IST
TEL: 571 70 70
Mehmet Başaran
AYDINLANMA YOLUNDA...
Eğıtım emekçısı
FERITOĞUZBAYIR
ve
Köy Enstıtulerı uzerıne bır ınceleme-araştırma
Kartal Beledıyesı Kultur Yayını