Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4MAYB1993SAU CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Son oyunu 'The Last Yankee' Londra'da kapalı gişe oynayan 77 yaşındaki Arthur Miller:
'Muüuluk benimiçinyazmakla özdeş'Kültûr Servisi - 77 yaşındaki
ünlü oyun yazan Arthur Miller.
şu sıralar Londra'da kapalı gışe
oynayan yeni oyunu "The Last
Yankee"ni_n başansının keyfıni
çıkanyor. Üretkenliğınin doru-
ğunda Miller Bir sonraki oyu-
nun hazırhklanna başlamış bi-
le Diane YViest'in başrolünü
üstleneceğj yeni oyununun pro-
valan, aralık ayında Nevv
York'ta başlayacak.
The Guardian gazetesınde
yapüğı söyleşide, yeni oyunun
provalanna başlamak ıçin bir
filra çevirmekte olan Diane Wi-
est'i beklemek zorunda kaldık-
lannı anlaüyor ve şöyle diyor
Miller: "Biliyorsunuz. tiyatro
bugün beşinci tekerlek- biraz
ses çıkanyor ama hiçbir ağırhk
taşımıyor..."
Gerçekçiliğin ta kendisi
Miller, Amerikan tiyatrosu-
nun "düşüş"ünün yanı sıra
uzun uzun Amerika'daki işsiz-
likten, giderek tırmanan suç
oranından söz ediyor söyleşi-
sinde. "'1930'lu yıllarda Bro-
oklyn'de otururken, kapımızı
bile kitlemezdik" diyor. Arthur
Miller, genel konularda hep ka-
ramsar, özel konularda hep
iyimser. Kişiliğinde açığa çıkan
bu karamsar-iyimser karşıtlığı,
yeni oyunu "The Last Yankee'-
'de de hissediüyor.
Bir akıl hastanesinde geçen
oyunda, kadın hastalardan biri,
"Bu ülkede biraz akb olan, ka-
ramsar olmak zorunda" diyor.
Kadının kocası ise iflasın eşı-
ğinde bir adam. Oyun, kadının
ruhsal çöküntüden, adamın da
ekonomik çöküntüden kurtu-
lacağı yolunda umutlarla sona
eriyor.
"Bu gerçekçiliğin ta kendisi"
diye anlaüyor Miller: "Benim
yaşadığım Connecü'cut'ta işsiz-
likten söz etmemek içın aptal
olmak gerek. Ama umudunu
hâlâ yiürmemiş insanlar var
-bunlar genelde Clinton'a oy ve-
renler- ve bu insanlar en ufak
bir umut ışığından kendilerine
pay çıkararak yaşıyorlar." Mil-
ler'ın Londra'da kapalı gişe oy-
nayan oyunu, aslında Ame-
rikan toplumunun bugün nere-
Arthur MiOer'm kişfliğindeki o umut-umutsuzluk, oyıınlarmın tekniği için de bir itici güç oluşruruyor.
de olduğunun bir değerlendir-
mesini yapıyor.
Miller'ın kişiliğindeki o
umut-umutsuzluk, oyunlannın
tekniği içın de bir itici güç oluş-
turuyor. "The Last Yankee"-
nin bir sahnesinde, çok bitkin
ve umutsuz bir adam. aniden
kalkıp dans etmeye başlıyor!
Miller'ın gerçekten umutsuz
olduğu bir konu varsa, o da bu-
gün Amerika'daki "ciddi"
oyun yazariannın yazgısı...
Kendı oyunu "The Last Yan-
kee'nin gördüğü ilgiden şika-
. iller, Amerika'daki 'ciddi'
oyun yazariannın yazgısından
gerçekten çok umutsuz.
yetçi değil," oyun, yıllardır hiçbir
oyununun almadığı kadar
olumlu eleştiri aldı, aynca sah-
nelendiği Manhattan Tiyat-
rosu'nu çok uzun bir süre adeta
"işgal" etti. "Yalnızca tiyatro-
da belli bir tarihsel döngünün
sonuna mı geldik diye düşün-
meye başladım" diyor ve anla-
üyor: İbsenin oyunlannın pek
fazla nüfusu olmayan Bergen"-
de birkaç hafta, sonra Alman-
ya'da yine bir iki hafta sahne-
lendiğini okumuştum bir yerde.
Ama Ibsen gecimini salt oyu-
nun metninden sağlarmış.
Strindberg de birkaç oyununu
Stockholm'deki Intımate Ti-
yatro"da sahnelenmesi için yaz-
mış, bunlar da herhalde en fazla
üç ay sahneleniyordu. Belki ben
oyunlann iki yıl falan sahnelen-
mesi düşüncesi konusunda ha-
taya düştüm. belki gerçekten
artık eskisi gibi olmaya başbyor
herşey."
Miller'ı Amerika konusunda
usandıran, Broa'dvvay'de şu sı-
ralar yaşanan düşüş değil yalnız-
ca. Miller'a göre, drama sosyal
konumunu ve kültürel etkinli-
ğini yitirdi: "O'Neill'ın işlerine
bakın. Zencileri, köleleri, çalı-
şan sınıfı, denizcileri, İrlandab
sarhoşlan, yüksek tabakadan
sofistike tipleri anlatü. Karşı-
laşürma yapmak anlamında
söylemiyorum ama ben de ya-
şamı denizde geçen insanlan,
17. yüzyıl püritanlannı, Bro-
oklyn saüalannı, polis ve dok-
torİan anlatüm. Artık bu çeşit-
liliği göremiyorum. Baa çok
yetenekli yazarlanmız var, Ma-
met örneğın ve Joo Robin Baitz-
onun da sonunda fılm senaryo-
su yazıp yazmayacağını bütni-
yorum, biraz aklı varsa o işe gi-
rişir- Ama O'Neill'ın zamanın-
da çaîışan kesim oyunlannı
görmeye gelmese bile, Ameri-
ka'ya seslendiği yolunda bir
görûş vardı. Ben bu işe baş-
ladığımda, bende de yazann
halka ve halk için konuştuğu
inana vardı. Artık o görünüm
yok. Daha iyi eğitimli, ama az
sayıda bir izleyiciye kaldık."
tronik bir bakış açısı
Miller bunlan söylerken ti-
yatrolann durumuna "acıya-
rak" konuşmuyor aslında. Ya-
şamı boyunca eski Broadway'-
ın bugünkü "showbiz" ağırhklı
ticari yapıya dönüşmesini,
Amerikan kültürünün giderek
daha çok TV kültürünün etkisi
altında kalmasını izlemiş bir
adam olarak, bütün olup biten-
lere ironik bir bakış açısıyla
yaklaşıyor. "Sartre yıllar önce
tiyatronun geleceğinin kısa
oyunlarda olduğunu söylemiş-
ti" diye anlaüyor. "Sinemadaki
hızın tiyatroyu geride bırakaca-
ğını sezmiş olmalı. Benim iki sa-
ati bulan yeni oyunum 20 yıl
önce yazümış olsaydı, şimdi-
kinden en az bir saat uzun sü-
rerdi herhalde."
Tüm olumsuzluklanna kar-
şın Miller, oyun yazmayı sür-
dürüyor ve ölene dek de sürdü-
recek! "Buna takıldım kaldım
Çok seviyorum. Mutluluk be-
nim için oyun yazmakla özdeş"
diyor.
'Berlin in Berlin'
OscarTı
filmlerle
yanşıyor
ANKARA (AA)- Türk
sinemaseverler, AI Pacino-
nun en iyi erkek oyuncu Os-
car ödülünü kazandığı "Ka-
dın Kokusu"nu, dört dalda
Oscar ödülü alan "Affedilme-
yen"e tercih etti. "Bodygu-
ard", "Evde Tek Başına-2" ve
"Temel İçgüdü" de bu sezo-
nun en çok izlenen fibnleri
arasında başı çekti.
Bu sezon gösterimegiren ve
haftalar boyu gösterimde ka-
lan "Kadın Kokusu". "Kanıt
Vücutiar", "Son Mohikan",
"Afledilmeyen" gibi fılmler,
yaptıklan hasılatla sinemaa-
lann yüzünü güldürürken. Si-
nan Çetinin yönettiği ve Hül-
ya Avşar ile Cetn Özer'in baş-
rollerinı paylaşüklan "Berlin
in Berlin" de adeta yabancı
fibnlerle yanşıyor. Ancak bu
fılmler, sezon başında vızyo-
na giren "Bodyguard" ve
"Evde Tek Başına-2"nin top-
ladığı yaklaşık 800 binlik izle-
yici reİcoruna ulaşamadılar.
"Bodyguard" btrinci
VVarner Bros fîlm şirkeü'n-
den ahnan bilgiye göre Whit-
ney Houston ile Kevin Cost-
ner'ın başrollerini oynadık-
lan "Bodyguard" vizyona
girdiği 15 ocaktan itibaren
çekügi 781 bin 660 izleyici ve
16 milyar 6 milyon 762 bin li-
ralık hasılatla birinci olurken,
onu özen Film tarafından
pazarlanan ve yine aynı tarih-
te gösterime giren "Evde Tek
Başına-2" 703 bin izleyici ile
izledi.
Martin Brest'in yönettiği
üç Alün Küre ödüllü ve bir
Oşcar'b "Kadın Kokusu", fil-
mi getiren UIP şirketinden
alınan bilgiye göre 191 bin iz-
leyici çekti ve 4 milyar 182
mılyonluk bir hasılat yapü.
Ont Easfnood'a iki Oscar ge-
tiren "Affedümeyen"i ise
toplam 118 bin 430 kişi izledi
ve fibn 2 milyar 259 milyon
892 bin liralık hasılat getirdı.
Tfirk filminin başansı
Erotık afışleri ve sansasyo-
nel reklamıyla dikkat çeken
Türk filmi "Berlin ın Berlin"
de kısa bir sürede topladığı iz-
leyici sayısıyla Oscar'b film-
lerle yanşıyor. Plato Film'den
alınan bilgiye göre, "Berbn in
Berlin" bugüne dek 105 bin
izleyici çekti ve 2 milyann
üzerinde de hasılat yaptı.
Sinemaalar, Türk fılmlcrine
eskiye oranla daha çok rağbet
olduğunu beürtıvorlar
Hale Arpaaoğlu'nun resimleri Nişantaşı Urart Sanat Galerisi'nde sergileniyor
Şiddetin fırtınah duygusaffiğı
FATMAORAN
Resimlerinde kadının iç ve
dış dünyası ile bu iki dünya ara-
sındakı karşıtbklan. cevre ve in-
san ilişkilerini dinamik bir bi-
çimde ve dışavurumcu / gerçe-
küstü bir anlayışla yansıtan
Hale Arpacıoğiu. Arabk 92de
Pans'te Galen Phibppe Gand'-
da sergilendiğınde büyük ilgi
gören resimlerini İstanbullu re-
simseverlerin karşısına çıkan-
yor...
& >isli gözlerinden
Nietzsche'nin
baktığı kadınlar.
Uykulannda iç
savaş, yüreklerinde
sevgi taşıyan.
Kendi öz bilincini 'fıgür'Ie ve
'renk'le dışa vuran bir ressam
Hale Arpacıoğlu. Resimlerinin
belirleyici özelliği, bilinçalu:
yani bibnmeyen dinamikler.
Tutku ve heyecanlann üzerinde
seyahat ederek çdaş yolu bulan
bir 'bilinçalu' olduğunu söyle-
diği resimlerinde, bu yüzden
'sezgi'nin ve 'kendiliğinden'-
liğin yeri büyük...
Resimlerindeki tekniğjn yo-
rumla bağlantısına gelince, za-
manla gelişip tamamen rast-
lanüsal bir biçimde deneyimler
sonucunda ortaya çıkan birdu-
nım bu. Çabşırken sadece fırça
değil, ellerini de kullanıyor;
böylece boyalar ve tuvalle "doğ-
rudan' temas etmiş oluyor. "En
sonunda tuvalle ve boyayla ten-
sel temasa, hatta yırtıhnalara
kadar geldi dayandı iş" diyor
Arpaaoğlu. Bazı resimlerinde
yırtıklar olduğu doğru gerçek-
ten. Tuhaf bir hıncını alamayış,
saldın ve şıddet olgusuyla ger-
çekleştirildiklen de doğru. Peki
niye bu şiddet, bu celal? Tüm
duygular gibi şiddet de insana
dair bir duygu da onun ıçin.
dengeleri var. Bir de içerik ola-
rak, ne yaşıyorsa onu yapıyor.
Bitmiş bir resim, sanatçının
dünyasının zenginliğini ya da
anırlannı yansıtıyor, Arpacı-
oğlu'na göre...
Hale Arpaaoğlu'nun 'tema'-
lannda başlangıçtan bugüne
kadar bir değişim oldu mu pe-
ki? Oldu. evet. Önceleri yine
kadınlan resmediyordu ama,
resimsel öğeler olarak. figürü
dış mekanda kurguluyordu.
Resminin gebşme süreci içinde
giderek mekan yok oldu ya da
daha soyut bir mekana geçti,
Arpaaoğlu'nun 'kadın'lan. Ar-
paaoğlu'nun kadınlan : Biraz
şuh, biraz mahzun. biraz çıp-
lak. Çok şiddetb. çok öfkeb,
çok hırçın. Sisli gözlennden Ni-
etzsche'nin baküğı kadınlar.
Uykulannda iç savaş, yürekle-
rinde sevgi taşıyan kadınlar...
Resmin kendisi için bir "ındi-
rect' insana ulaşma metodu,
söyleyeceğini 'maskeli' bir bi-
çimde söyleme yolu olduğunu
da belirten Arpaaoğlu, "Duy-
gulann, derinliğin, iç dünyanın
sahtcsi veya ısmarlaması ol-
maz. Benim için bu dünyayı
saydamlaşürmanın en iyi yolu
kendibğindenbk ve içtenbktir"
diye bitiriyor sözlerini...
K,
Hale Arpacıoğlu'na göre 'bu dünyayı saydamlaştırmanm en iyi yolu içtenlik ve kendiliğindenlik.'
adınlan,
biraz şuh, biraz
mahzun, biraz
çıplak.
Çok öfkeli,
çok hırçın.
Şiddet ahlakdışıdır evet, ama
Arpaaoğlu'nun resimlerinde
öyle değil. İçsel koşullann şid-
detini görüyoruz onun resimle-
rinde. Şiddetin fırtınah duygu-
salbğını...
Tuvalde bir formun, bir fıgü-
rün belirdiği 'an'ın müthiş bir
birleşme ya da gerçekleşme anı
olduğunu söylüyor Arpaaoğ-
lu. "Dışavurumculuk biı teknik
değil, tutkusal bir üsluptur" ta-
nımlamasını kendi yaptığı işe
çok yakın bulan sanatcı, boya-
lan kesin ve dinamik hareket-
lerie kullamyor. Renkleri dese-
niz ağustos deüsi; sıcak mı
sıcak, koyu mu koyu. Biberli
yeşil, şehvetli kırmızı. öfkeb' sa-
n, mutlu kahve, vesaire...
Bir 'sistem' resmi yapıyor Ar-
paaoğlu. Önce 'karar', sonra
'uygulama' diye bir şey yok.
Resmin yapılmaya başlanmasıy-
la birlıkte gebşen süreçler var.
Bu süreçler içinde bulunan im-
geler, renk armonileri ve biçim
Betimlediğı dünya ile kişisel
duygulan arasında olgun ve in-
celmiş bir denge kurmayı başa-
ran Hale Arpaaoğlu'nun re-
simleri aslında izahat istemiyor,
cevap bekbyor. Bahann ayak-
lanmak üzere olduğu şu günler-
de cevap da izleyiciden gelecek
artık...
Türkiye: LaleninAdı' sergisi Paris'te açıldı
Kültür Servisi- Lale motifi cev-
resinde klasik ve modern Türk sa-
nat yapıtlarından oluşan "Tiirki-
ye:Lalenin \dı" sergisi, Paris
yakınındaki Boulogne-Eüllancourt
Belediyesi Kültür Merke/i'nde
açıldı. Kalabalık bir davetli grubu-
mın katıldığı serginin açılış töre-
ninde, Türkiye'nin Paris Büyükel-
çisi Tanşuğ Bleda, Türkjye'nin
UNESCO nezdinde daimi dele-
gasyon başkanı biiyükelçi Pulat
Tacar ile Boulogne Belediye Baş-
kanı ve Scnator Paui Graziani de
ha/ırbulundular.
Osmanlı dönemine ait seramik,
leksril. desen, halı, bakır, tombak,
tahta vs. gibi eserlerle çağdaş
yapıtlann biıükte teşhir edildiği
sergi nedeniy le çeşitli müze ve ko-
leksiyonculardan 300'eyakın par-
ça Kültür MerkezTnin iki katlı sa-
lonlannda bir ara\ a getirildj. Res-
sam Abidin Dino'nun çoğunluğu
lale olmak üzere çeşitli çiçek re-
simleri bunlann arasında bulunu-
yor. Seramik sanatçısı Alev Ebta-
aya, Fransız Fotoğraf sanatçısı
Unglee ile birlikte daha başka sa-
natçılann yapıtlan da sergileni-
yor. Sergi liedeniyle Boulogne Be-
lediyesi, sergilenen yapıtlann fo-
toğraflannı da içeren ve sergiyle
aynı başlığı taşıyan son derece ka-
liteii bir kitap yayımladı.
Sanatlar Birbirine Bakıyor
• KültürServisi- Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi tarafından duzenlenen "'Sanatsal Disipbnler
Birbirine Bakıyor" başbklı dizi oturumlarsürüyor. Sinema
bölümünde dün Arilla Dorsay, Selim Atakan, tîlbe Batum,
Gülsüm Karamustafa ve Murathan Mungan biraraya
gelerek söylcştıler. Plaşük sanatlar konulu bugünkü
oturumu Balkan Naci İslimyeli yönetecek. Oturuma Ayla
Algan, Fiiiz Ali, Hulki Aktuiıç, Atıf Yılmaz katılacak. Füsun
Akatlı'nın yöneteceğı yannkı oturumun konusu edebıyat.
Oturuma E\in İlyasoğlu, Nur Koçak, Cüneyt Türel ve
Yavuz Turgul katılacak. 6 mayıstakı İlhan L smanbaş'ın
başkanlığında yapılacak müzik konulu oturumun
konukian Adnan Çoker, Lale Mansur, Halit Refiğ ve Hihni
Yavuz. Tıyatro konulu son oturumda 7 mayıs cuma günü
Gencay Gûrün, Bedri Baykam, Mete Sakptnar ve Tomris
Uyar katılacak. OturumlarTank ZaferTunaya Kültür
Merkezi'ndesaat 16.00-18.00 arası yapılacak.
İstanbul Türk Müziği Günleri
Kültür Servisi - İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikısi
Devlet Konservatuan ile Türk Musikisi Devlet
Konservatuan Mezunlan Derneği'nce duzenlenen
"İstanbul Türk Müziği Günleri" çerçevesindeki" 21.
Yüzyılda kültür ve müzik Sempozyumu" bugün İTÜ
Sosyal Tesısleri Konferans Salonu'nunda başbyor.
Sempozyumunu Doç. Fikret Değerii Ve Prf. Dr. Necati
Gedikli yöneümindeki ilk bölümünde. Dr. Mehınet Gezer
"21. Yüzyılda türk Müziği Gündeme nasıl girmebdir",
Ayhan San "Türk Müzik Bilimi ve Önemi", Doç. Yatçm
Tura "21. Yüzyılda Türk Müziği, Türk Insanmm
Gündemine Nasıl Girmebdir". Okan Murat Öztürk Türk
"Türk Müziğinde Kırlenme ve 2000'b yıllar" ve Y.Doç
Abdullah Uz " Yerel Yönetimler-kültür-müzik İbşkileri"
isimlı birerkonuşmayapacaklar. Konferansın Tülin
Yakarçelik ve Yavuz Ozüstün yönetimindeki ikinci
bölümündeıse Doç. Raif Gülcan " Anaokulu veortaeğitim
Kurumlanndaeğıtia müzik meselesi", Doç. Turgut
AJdemir "Türk Müziği Alanında gelişmelerde Koro ve
Orkestranın yen", Hayriye Abakay "Kültür
Bakanbğı-müzik-folklor ibşkılen" ve Attila Sağlam
"Çocuk müzik eğıtimı vegeleceğjn Türk Müziği" isimli
konuşmalan yapacaklar. Saat 11 'de başbyacak olan
konferansa yann da devam edilecek.
GS Lisesi'nde saydam gösterileri
Kültür Servisi-Galatasaray Usesi lO.Fotoğraf Etkinlikleri
çerçevesinde, bugün Galatasaray Lisesı Beyoğlu Bölümû
Sosya) Bilımler Laboratuar'ında İsa ÇeKkin "Yeni
Çalışmalar" başbklı saydam göstensi gerçekleştirilecek.
Yann ise Alberto Modiano'mın " Yaşam", perşembe günü
Mimar Sinan üniversitesi Fotoğraf Ana Sanat Dalı
Öğrencileri'nin "Ana Tannça'nın Ülkesınde bir Gezinti",
cuma günü, YüceJ Tunca'nın "Orta Boy bir Orta Asya
Macerasf'ısimb saydam göstenleri görülebilır. Etkinlikler,
10 mayıs pazartesı günü Sefa Llukan ın "gördüklerim", 11
mayıs salı günü Arif Aşcı'nın 'Tibet", 12 mayıs günü
Özgen Özgenalin "RüvalarGerçekOlabibrmi" ve 13
mayıs cuma günü Feriıat Atalay ın "3 Mısır" başlıklı
saydam göstenlenyle devam edecek.
İnsancıl'da sinema fırtması
Kültür Senisi- İnsancıl Dergısi'nındüzenlediği "Sinema
Fırtınası" başbkUetkinbkleri çerçevesinde bugün, İnsancıl
Dergısi Okuma Tiyatrosu Salonu'nda" Züğürt Ağa' fıhni
gösterilecek. "Kültür Harekatı" etkinlikler dizısinin
altıncısj olan sinema fırtınasında, yann "Fazilet",
perşembe günü "Karartma Geceleri", cuma günü "Zincir"
filminin gösteriminin ardından yöneünenlerle söyleşiler
yapılacak. A> nca Sadık Albayrak, Hıdır Geviş, Tunca
Arslan'ın bildiriler sunacağı eıkinbklerin tümü ücretsiz
->ı.:.«gerçekleşörilecek. ,
Monroe'nun yirmi yıldır bir evin bahcesinde gömölü du-
ran fotoğraflan bulunarak bir kitapta toplandı.
Monroe'nun gömülü fotoğraflan
• Kültür Senisi- Marilyn Monroe'nun yirmi yıldır birevin
bahcesinde gömülü duran fotoğraflan bulunarak bir
kitapta toplandı veyayınlandı. Monroe'nun sırdaşı olarak
tanınan, portre fotoğrafçısı Andreas de Dienes. Monroe
öldüğünde 'onubnaz' bir üzüntüye kapıhnış ve onun
fotoğraflannı kimsenin sömürmesine izin vermeyeceğine
'yemin ederek' negauflerini evinin arka bahçesine
gömmüştü. Yirmi yıl sonra, ölümüne yakın. de Dienes
Monreo'nun 'hayaletinin geldığini' ve 'onun
yönlendirmesiyle' negatifleri çıkararak, onanm işine
giriştiğini iddiaetmişti. Fotograflannyayın haklan Lincon
Mint tarafından, de Dienes'in varislerinden üç milyon
dolara satın abnıp bir kitap olarak yayınlandı.
Yirmi dört ayaraltm kaplama kutusuyla 600dolara satışa
sunulan kitabın adı, "Norma Jean'den Monroe". Kitapta
Monroe'nun, çoğu daha önce hiç yayınlanmamış 100
fotoğrafı ve aralannda ilk kocası Jim Douherty ve
makyajası Whitey Snyder'ın da bulunduğu birçok kişiyle
yapılmış röportaj bulunuyor. Bu nadide fotoğraflarda
Monroe'nun 19 yaşındaki bir genç kızken dünyaca ünlü
bir yıldıza dönüşümü yansıtıbyor. ABD, Kanada, Ingiltere
ve Japonya'da satışa sunulacak olan kitap yüz bin adet
basıldı.
İdil Olcay'dan piyano resitali
İSTANBUL(A.A)- Amenka'da yaşıyan Türk piyanisti fdD
Olcaj Ülgen, bugün Istanbul'da bir resital verecek.
Atatürk Kültür Merkezi KonserSalonu'nundaki resitalde
sanatcı. Bach, Beethoven ve Chopin'den eserlerçalacak.
1983 yılmdan beri Amenka'da yaşıyan Ülgen, müzik
otoritelerince "geleceğin parlak virtüözü" olarak kabul
ediliyor. Ülgen, 1990yıbnda Eastern Michigan
Üniversitesi'nde Lisansüstü Müzik İcra Yanşması'nda
birina'lik ödülü ve Konçerto Yanşması'nda bir ödül
kazandı. Her yıl Akademik başanlan nedeniyle Amerikan
Ulusal Dekanlar Listesi'ne giren sanatcı, Eastern
Michigan Üniversitesi'nde Piyano icra dabnda masterini
biürdi.
Erol Akyavaş'ın sergileri
Kültür Servisi- Erol Akyavaş uzun süreden sonra
İstanbul'da bu ay içinde 4 sergi birden açıyor. Son yıllarda
gerçekleştirdiği ve büyük boy tuvallerinden oluşan ilk sergi
bugün. Beyoğlu'ndakı Aksanat Kültür Merkezi'nde
açılıyor. Enka Vakfı sponsorluğunda gerçekleştirilen ve
daha önce 1990 Kasım ayında St.Petersburg Benoise
Palace'da sergilenmiş olan "Icons for Icohoclats" adb,
plexiglas levhalar üzerineoluşturulmuş imajlardan oluşan
sergi ise 7 mayısta Beyoğlu Devlet Güzel Sanatlar
Galerisi'nde actlacak.