17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TURKIYE LEYİZYON ST YAYININA T ürkiye, ö z l e âiA ty o n a n a 1 6 c anlı y ayı n , l ı nk a n K a n a l le. h a l k ı âüriist, cjîftı^niUr, objektif, ğelen^Wlerimize al 6 s a y g ı l \, i I k e y a y ı n c ı l t.ğ ı Me rh SAYFA GOZLEM UĞURMUMCÜ • Baştarafi I. Sayfada PKK, 4-13 Mayıs 1990 tarihinde Lübnan'da topladığı "2. Ulusal Konferans"\nda din duygulannın ve dince kutsal kavramların kullanılmasın gerektiğine karar vermiş, Abdullah Ocalan bu kararı, aynı yıl, Al- manya'da yayımlanan "Din Sorununa Devrimci Yak- laşım" adlı kitapta açıklamıştı. Kitabın 119. sayfasına göz ataltm: -..dinin anti emperyalist, anti sömürgeci bir temef- de ve halkın iarihi geleneklerine uygun bir mücadele olarak kullamlmasına onayak olmak gerekir. Bir Iran deneyinde olduğu gibi anti emperyalist, radikal çıkış örneklerinden yararlanarak bunların olumlu yönleri- ni kendi koşullarımızda değerlendirerek ve daha olumlu bir karşılık vererek sonuç alabiliriz. Abdullah Ocalan, aynı kitapta (s: 123) amaçlahnı da açıklamıştı. Amaç şuydu: -islam halklan arasında geliştirdiğimiz Islam en- ternasyonalizmini kurabilme çabası... Almanya'da "Kürdistan Dindarlar Birliği" ile Suudi Arabistan'da ERNK adına yayımlanan dinsel içerikli bildiriler, PKK'nın "Kürt-lslam sentezi" peşinde ol- duğunu gözler önüne seriyor. PKK'nın bu çalışmalarına karşı Iran yanlısı "Hiz- bullah" Türkiye'de de örgütlenerek Diyarbakır ve çevresinde "Islami Yumruk" adına bildiriler yayım- layarak, Yeni Ülke, Ozgür Halk, 2000e Doğru gibi yayın organlarında çalışanlara karşı "cihat" açtı. Bu gelişmelere bakarak, cinayetlerin bir kısmının Türkiyede örgütlenen "Hizbullah" tarafından işlene- bileceğı söylenebılir. Bu olaylar, terör aracı olarak seçilen din silahının nasıl geri teptiğini ve ne kadar da tehlikeli olduğunu gösteriyor. Bu gibi karanlık cinayetlerde her olayı tek tek ince- lemeden genel yargılar, soyut suçlamalar, kuşkulu varsayımlar ve dedikodular ile sonuç alınamaz. "Hizbullah", bu olaylar nedeniyle suçlanan bir ör- güttür. PKK da bölgede 1979 yılından bu yana işlenen cinayetler nedeniyle suçlanan bır başka örgüttür. Böyle bir ortamda "Kürt, Kürdü öldürür mü" diye sorulurmu? Kürt ayaklanmalarını özgün Kürt kaynaklarırtdan inceleyenler, "Dersim Ayaklanması" lideri Şeyh Rıza'nın yeğeni Rehber'in bu ayaklanmanın askeri li- derlerinden Alişer ve karısı Zerife'yi. Bahtiyar aşireti reisı Şahin Ağa'nın aynı aşiretten Hıdır tarafından öl- dürülüp kesik başlarını hükümet kuvvetlerine teslim ettiklerini bilirler. PKK'nın, 1979 yılında Doğu Perinçek'in liderliğin- dekı TlKP'nin Güneydoğu'daki üyelerini nasıl öldürt- tüğünü öğrenmek isteyenler Aydınlık gazetesinin 1979 yılı yayınlarına göz atabilirler. Bu gibi örnekler, ayaklanmalarda ve terör olayla- rında "Kiirdün Kürdü öldürmesi" alışkanlığının hiç de yeni olmadığını anlatmaya yetiyor. Orneklere devam edelim PKK'nın örgütlenmesinde Abdullah öcalan'dan çok daha etkili çalışmalar yaptığı söylenen Haki Ka- raer'in 1977 yılında "Tekoşin" adlı bir Kürt örgütünce öldürüldüğü de ileri sürülüyor öcalanın yakın arkadaşlarını öldürttüğü, 1985 yı- lında PKK'dan ayrılan Haki Karaer'in kardeşi Baki Karaer tarafından da açıklanıyor. (Michael M.Gunter, The Kurds in Turkey, s:62) Mehmet Uzun, Ali Yayla- cık, Ahmet Balıı, Abdullah Kumral, Resul Altınok, Mehmet Karasungur ve Ibrahim Bilgin, Abdullah ûcalan ile- uyuşnızz^ğa düşen ve kuşkulu biçimde öl- dürülen PKK'lıların adlarıdır. Abdullah ûcalan ile uyuşmazlığa düşen PKK'nın Avrupa sorumlusu avukat Hüseyın Yıldırım da PKK tarafından düzenlenen silahlı saldırıya uğramamış mıydı? PKK içindeki kilit adamlardan biri olan ve annesi PKK yayın organlarınca "Kurdistan'ın anası" olarak selamlanan Mehmet Şener'in 1991 yılında Suriye'nin Kamışlı kentinde öldürülmesi PKK'nın kendi içindeki bu hesaplaşmanın sürdüğünü ve süreceğıni gösteri- yor. Bu örnekler de PKK'nın yalnızca devletin güvenlik güçlerine karşı değil, Marksist-Leninist ve Maocu gö- rüşleri benimseyen TİKP ve kendi üyelerine ve öncü militan kadrosuna karşı da cinayetler işleyebileceği- ni kanıtlıyor. Devlete düşen görev, bu "faili meçhul cinayetier'i" bir an önce durdurmak, katiİleri yakalamak, bu cina- yetleri işleten örgüt 'Hizbullah" mıdır, PKK mıdır, yoksa bir başka örgüt müdür, bunları kamuoyuna açıklamak ve sorumluları mahkeme önüne çıkarmak- tır. Böyle yapılmazsa "faili meçhul" kalan her cinayet, kuşkulu varsayımları daha da yaygınlaştırarak devle- tin saygmlığı ile birlikte güvenilirliğini her gün biraz daha azaltır.. Emeklinin ıııaaş farkı tehlikedeANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SSK emeklilennın 15 ağustosta almalan gereken ma- aş farklannın ödenmesı, kuru- mun içinde bulunduğu ekono- mik sorunlar nedeni>le tehlike- ye düştü. SSK Genel Müdürü Kemal Kıhçdaroğlu, maaş farklannın, ancak Hazine'den kaynak sağlanması halinde za- manında ödenebılecegını belir- terek normalde bu farklann 15 ağustostan sonraki bir tanhte ödeneceğıni bildırdı. Kıhçda- roğlu, önce serumdan başlan- mak üzere ilaç ahmlannı ihale- ye çıkaracaklannı kaydettı. Kıhçdaroğlu, öncekı akşam gazetecılere verdiği yemekte, kurumun, emekli ayhklannı ödemekte pek bir sıkıntı ile kar- şılaşmayacağmı söyledi. Bun- dan böyle kurumun, maaş ödemeleri içın bankalardan yüksek faızlı kredı kullanma yoluna gitmeyecegini de kayde- den Kıhçdaroğlu, kurumun bugünkü mah durumu ile maaş farklannın zamanında öden- mesinin ise mümkün olmadığı- nı bıldirdi. Kıhçdaroğlu. ko- nuyla ılgıh şunlan söyledi: "'Emekli ayhklan ve personel maaşlan ıçın yaklaşık 2.2 tnl- von lıra ödememız gerekiyor Bunun dışında 680 mılyar lıra da maaş farkı ödememız bulu- nuyor. Emeklılenn aylıklannın ödenmesı konusunda bir sıkın- tımız yok. Ama farklar konu- sunda Hazıne desteğine ihtıya- cımiz var Hazıneden kavnak sağlanmaması halinde bız bu farklan. ancal- '"- 'ğııstostan >onrakı hınV" ,./ ılc daha sonraki bir tanhte ödeyebiliriz. Ancak hükümet karar ahr da, "Hazine'den kaynak aktanmı yapanm" derse biz bu farklan da zamanında öderiz." Yeni bir 6 Muğlah olayı mı? ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu)-Güneydoğu'da güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği ope- rasyonlar yeni bir "Muğlah ola- yı" iddiasına neden oldu. İçışk- ri Bakanı tsmet Sezgin, 27 Mayıs 1992 tarihinde Muş'ta yakalanan 5 PKK militanının daha sonra teröristlerle çıkan çatişmada, iki ateş arasında ka- larak öldüklerini bildirdi. HEP Muş Mılletvekıh Muzaffer De- mir, söz konusu 5 kişınin gü- venlik güçlerince öldüriildüğu- nü öne sürerek, olayı, 1943 yıhnda 33 köylünün öldürüklü- ğu "Mustafa" Muğlah olayı" na benzetti. Bakan Sezgin, bu çaüşma sırasında S militanın iki ateş arasında kalarak öldüğünü ve saldıran grubun kaçtığını da bıldirerek, olayla ilgjli olarak açılan soruşturmanın sürdüğü- nü açıkladı. Sezgin, güvenlik güçlennin görevlerini yaptığı ve yerinde infaz gibi bir durumun. sözkonusu olmadığı görüşüne de soru önergesinin yanıtında ver verdi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear