Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 AâUSTOS 1992CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Kurtuluş'un
çekifflisûpüyor
İSTANBL L(AA>- Yapımı
TRTtarafından
gerçekleşürilen "Kurtuluş"
dizisinin çekimleri sürüyor.
İstanbul'dan Anadolu'ya
geçişin anlatıldığı sahneler. 3
günlüğüne kiralanan gemiyle
BogazçıkışıveŞne
açıklannda çekiliyor. Dtanin
yapımcısı Mehmet Şen,
çekim için kiralanan Mehmet
Kaptanoğlu adlı geminin
tarihe uygun hale gelmesi için
bacasırun değiştirildiğini,
halatlannın boyandığını ve
zamaruna uygun dekore
edildiğini bildirdi.
lakan ,
msoy'un
laşarısı
Kültür Serv isi- Genç
Kemancı Hakan Şensoy 25
haziran2J lemmuz tarihleri
arasında İtalya'da bir turne
yaptı. Şensoy. Stefania
Giovenetti'nin piyanosu
eşliğinde birde yanşmaya
katıldı. SanBartalomeoda
yapılan uluslararası Rovere
d'OroOda Müziği
Yanşması"nda"Duo"(İkili)
olarak dördüncülük kazanan
sanatçı lar eylülayı için de
yeni bir turne anlaşması
yaptılar. "Corriere
Adriatico" gazetesinin 15
temmaz tarihli sayısmda yer
alan eleştin yazısında
"Hakan Şensoy enstrümanı
adeta kendi lisanı gibi
kullanmakta v e dinleyiciy le
bu şekilde ileiişim kurmakta.
Yeşilköy Halk
Dansları
Festivali
•KültürServisi-5 kez
düzenlenen Uluslararası
Yeşilköy Halk Danslan
Fcstivaü bugün başhyor. 3
gün sürecek olan uluslararası
festivalin sponsorlan
arasında her yıl olduğu gibi
Marshall da yer aldı.
Fesüvale Bulgarisian, Abaza
Cumhuriyeti.KKTC,
İspanya, Makedonya,
Türkmenistan ve Beyaz
Rusya folklor ekipleri
kaüiyor. Yeşilköy Belediye
Parkı'ndaki gösterüer
ûcretsız.
Nâzım'dan
İsveç'e Barış
Diploması
•ERGANİ(Cumhuriyet)-
Dün>aca ünlii ozanımız
NâzımHikmet'inl959
yılında İsveç Banş
Komitesi"ne. o sırada jüri
başkanı olarak görev yapiığı
Dünya Banş Konseyi
(World Peace Council) adına
bir "Banş Diploması"
verdıği öğrenildi. Nükleer
Savaşa Karşı Hekimler
DerneğTnin(NÜSHED)
yayın organı olan "Son
Reçete" adlı bültenin geçen
hafta çıkan 22. sayısındaki
bir habere göre Nâzım
Hikmet ve Dünya Banş
Konseyi'nin o tarihteki
yöneticilerinden olan ve
ülkemizde "BilimlerTarihi"
adlı iki ciltlik çalışmasıyla
tanınan İngilizkökenli bilim
adamı'John D. Bernal'in
birlikte imzaladıkları "Banş
Diploması". İsveç Banş
Komilesi'ne. "..savaş
yıllannda İsveç'in bloklar
dışı konumu nedcniyle
önemli bir rol oynaması" ve
İsveç Banş Komitesi"nin
banş konulu başanlı
etkinlikleri gerekçesiyle
veriidı. Buolay. 1960'h
yıllann Dev-Genç kökenli
eylemcilerinden olan ve
halen yaşamını sürdürdüğü
İsveç'te Banş Komitesi'nde
çalışmakta olan Yusuf
Küpeli'nin yaptığı bir arşiv
araştırması sonucu ortaya
çıktı.
Mictosoft
Windows 3.1
DOS5.0
2.0 ForVVİndo^
4 . 0 ForWindows
J 3 . 0 .For\Vindows
\ V 0 r k S 2 . 0 ForU'indou*
Office Set 2.0Forwin
DĞER ÛKÛMLER İ<!N ASAT1H1Z VTSA/MASTER/EUROCAKD
İ t f İ(1)338 0102-346 85
Irkçılıkla büyüyen hüzünlü trompet: Milton Batiste...
Doğum ile ölüme dair her şeyi anlatırız
• 1920'lerin ortalannda
da bugünkü Olympia
Brass Band'in kurucusu
olan Harold Dejan bu
deylerle aynı toplulukta
çalışma şansına sahip ol-
du. Barry Martin adında
genç bir adam caz davu-
lu çalışmak üzere New
Orleans'a gelmişti.
CEM YEGÜL
New Orleans Brass Band ge-
leneğini sürdüren Olympia
Brass Band'in en eski müzis-
yenlerinden Milton Batiste ile
bir söyleşi.
- Biliyorum. Olympia Brass
Band'inhikâyesinikısaca anlat-
mak imkânsız. Yine de bir dener
misiniz?
- İlk Olympia Brass Band
1883"te Keppera Kardeşler ta-
rafından kuruldu. Caz tarihinin
köşe taşlanndan biri olan bu
Brass Band'den 1900'lerin baş-
lannda King Oliver, Kid Ory.
Louis Armstrong gjbi devler
geçti. 1920'lerin ortalannda da
bugünkü Olympia Brass
Band'in kurucusu olan Harold
Dejan bu devlerle aynı toplu-
lukta çalma şansına sahip oldu.
- Daha sonra da > asaklar dö-
nemi, dans salonlarının kapatıl-
ması ve II. Dünya Savaşı geli-
yor.
- Evet. Savaş sonrasında da
ordu bandolannda çalan genç
müzisyenler cazı yeniden can-
landırmaya başladılar. Harold
Dejan da bunlardan biriydi.
Caz yeniden hayatın bir parçası
olmaya başlamıştı. Zannedıyo-
rum 1956'ydı: Barry Martin
adında genç bir adam caz davu-
lu çalışmak üzere Nevv Orle-
ans'a gelmişti. Cır Fraizer'dan
dersler alırken. Louis Nelson.
Harold Dejan ve Humphrey
Kardeşler ile tanıştı. Dejan ona
1952 yılında Louis Nelson, Lo-
vis Cortrell ve Cır Fraizer ile
yaptığı kayıttan bahsetti. An-
cak kaydı yapan topluluğun bir
ismi yoktu. Barry Martin, Ha-
rold Dejan'a Olympia Brass
Band'i isim olarak önerdi. İyi
fikirdi...
Böylece Dejan"s Olympia
Brass Band adını bulmuş oldu.
- Bildiğim kadarıyla o sıralar-
da birkaç Brass Band daha var-
dı.
- Evet. Exelcior Brass Band...
- Peki siz ne zaman katıldınız
topluluğa?
- 1955'te. Dejan'ın trompet-
çisi hastalanmıştı. Mardı Gras
sırasında bir trompetçiye ihti-
yaçlan vardı. Ben de boşluğu
doldurdum.
- Nev* Orleans'ta her köşede
ve her anda mü/ik »ar. Siz Ol-
ympia Brass Band'in müziğini
nasıl tanımlayabilirsiniz?
- Doğum ile ölümü anlatınz.
Ve bu ikisinin arasındaki her şe-
yi!
- Siz Brass Band geleneğini
yaşatmaya çalışırken, bir taraf-
tan da Sun Ra. David Murray,
Henry Thrcadgill gibileri de Big
Band geleneğini yaşatmaya ça-
lışıyoriar büyük zorluklarla.
Onlar hakkııida neler düşünü-
yorsunuz?
- Çok saygı duyuyorum. Bu-
nu yapab'ilmek için büyük
inanç. aşk ve saygı olması gere-
kiyor derinlerde bir yerde.
- Peki. Bugünün diğer Brass
Band'leri hakkında neler diişü-
nüyorsunuz? Örneğin Rebirth
Brass Band \eya Dirty Dozen
Brass Band gibi?
- Güzel. Kendi sesleri var.
Onlarda Brass Band geleneği-
nin yanı sıra Theleonious Monr
ve Charlie Parker'ın ctkilerini
de görebilirsiniz. Rebirth Brass
Band'i ben başlattım diyebili-
rim.
- Peki sizin etkilendiğiniz
isimler kimler?
- GlitTord Brown. Sonra am-
cam Robert Davis. Alvin Al-
lorn, VVallace Davenport,
EmeryThompson gibileri.
- Ya Lee Morgan?
- Tabii Lee Moraan. Sonra
Dızzy Gillespie, That Jones.
"Hot Lips" Page'i dc unutma-
mak gerek.
- Peki, yeni nesil trompetçiler
hakkında neler düşünüyorsu-
nuz? Örneğin \Vynton Marsaris
gibi.
- VVynton'ı takdir ediyorum.
Elimdebüyüdüdiyebilirim. Ba-
bası Ellis'i çok iyi tanınm.
VVynton çok teknik bir caz
trompeıçisi. Lee Morgan, Mi-
les Davis ve Dizzy Gillespie gibi
çalmaya çalışıyor. Ancak kendi
sesi yok. Taklit ediyor. Daha
ruhlu çalmayı zamanla öğrene-
cek.
- Bir de Miles Davis hakkında
fikrinizi alayım.
- Miles'in ılk kayıtlannı beğc-
niyorum. Sonra sapıttı. 6-7 no-
ta çalıp işi topluluğuna bırak-
maya başladı. "Jazz Rock " bile
değıl "Hard Rock" gibi bir şey
çıktı ortaya.
- Söz "Rock
v>
tan açılmışken,
Kiss, The \\ ho gibi "Rock" top-
luluklarının konserlerini aç-
tığmızı bilmiyorum. Nasıl bir
tecrübeydi bu?
- Aslında bu topluluklann
isimlenni oğlumdan öğreniyo-
rum. Çok kalabalık tecrübeler-
di bunlar. New Orleans gelene-
ğini geniş kitlelere ulaştırabil-
mek için iyi fırsatlardı. Bunla-
nn vanı sıra Count Basie, Duke
Ellington, Sarah Valighan ve
Ramsey Lewis gibileriyle de de-
falarca çaldık.
- Cazın geleceğini nasıl görü-
yorsunuz?
.- Göremiyorum. Çok zor.
Bilmiyorum. Ama cazın ölmesi
imkânsız. Kökleri çok sağlam.
- Bu sağlam kökleri şiddete
davaiı ırkçılık bile söküp ata-
madı. •
- Evet. müzik çok kuvvcth.
Irkçılıkla büyüyen bir çocuk
olarak o kadar çok acıya şahit
oldum ki. 1940'larda. 50'lerde.
Hatta 60"larda beyaz kulüpler-
de. be>az seyirciler önünde per-
delerin arkasında çaldtğımız za-
manlar oldu. Çok yol kateuik.
Irkçılık devam ediyor. Ama
müzik çok kuvvetli. Çok yol
katettik ve her şey daha iyiye gi-
decek.
- Evet. Her şey daha iyiye gi-
decek. Bu söyleşi için çok teşek-
kür ederim.
- Ben de teşekkür ederim.
Hem sana. hem de sesimizi du-
yurmamızı sağlayan sporsora:
Efes Pilsen'e.
OlimpiaBrass
Band'in
gösteri programı
Bodnrnı
Bugün ve yann İskele
meydanı: 19.00 Halıkarnas
Disco: 00.30
Marmaris
10.8.1992 .Yat . Limanı:
19.00-22.00
Adana
17.8.1992
Adana sular: 21.30
Mersin
18.8.1992
Mersin Hilton oteli: 20.30
Dikili Kültür ve Sanat
Senlıginın ardından
ATAOL BEHRAMOĞLU
Ege sahillerindegençlikateşir 0İdu2U ldl. 1İW Tnnhıhıâıı finiınHf* n^oi'ır Wir lfvflir Kıı rî:ı <x>s.\7Cf* *^\vU^iivnr OU'AT va fla
Dikili Kültür ve Sanat Şen-
likleri'ne ilk kcz 1989 yazında
katılmıştım. Belediye Başkanı
Osman Özgüven'in haberini
Demirtaş Ceyhun getirmişti:
"Sürgünden yeni döndü. Gel-
sin çoluk çocuğuyla dınlensin
Dikilide." Dikili'yle, şenlikte
ve Osman Özgüven'le de böyle-
ce tanışmıştık.
Gerçekten de unutulmaz bir-
kaç güzel gün geçirdik o şenlik-
te. Özlediğimiz Ege Denizi.
Yıllardır görüşemediğimiz bir
çok arkadaşı bir arada görme-
nin sevinci. Gerçekten bir şö-
lendi.
1989 şenliğinin ana konusu.
her zamanki gibi. yine ülkemi-
zin yoğun siyasal gündeminden
bir kesit oluşturuyordu. Kon-
serleri çeşitli sanat etkinlikleri-
nin yanı sıra, belki onlardan
daha çok. Çamlaraltf ndaki bu
konferans ve oturumlan izli-
yor. bir yanda da, bu ağır siya-
sal gündemin Dikili halkı bakı-
mından nasıl bir anlam taşıya-
bileceği sorusunu kendi kendi-
me yanıtlamaya çalışıyordum.
O sırada vardığım sonuç. şenli-
ğin siyasal yönünün Dikili
halkı için fazlaca ve gereksizce
ağır olduğu ıdı.
Sonrakilere de çağnlı olma-
ma karşın katılabildiğim ikinci
Dikili şcnliği bu yılki oldu. Sa-
natsal. kültürel etkinlikler çeşit-
li ve zengin. Konferans ve otu-
rum konulan yine bir hayli ağır
ve yoğun. Fak'at bu kez işin bu
yönüne farklı bir açıdan ba-
kıyorum. Dikili'de oluşturulan
siyasal gündem ve yaratılan
tartışma ortamı sadece bu ilçe
lik toplvıluğu önünde, özgür bir
tartışma ortamında görüşlerini
açıklayarak. daha bilenmiş.
daha güçlenmiş olarak dönü-
yorlar çalışmalarının başına.
Dikili Şenliği'nın işlevlerinden
biri, ülke ölçüsünde önem taşı-
yan bu karşılaşmalan. bu bu-
luşmalan sağlamakta oluşu-
dur.
Çe\re ülkelerle ilişkiler ba-
kımından şenliğin taşıdığı öne-
levdir bu da.
Çamlaraltındaki oiurumlar-
da birinde tanıştığımız iki genç
bayan arkadaş. gece yansından
sonra sahildc yakacaklan ate-
şin başında olurmaya beni de
davet ettilcr... O gece. şenliğe
çağnlı gruplann birinden, "Mo-
zaik" topluluğundan arkadaş-
larla birlikte sahildekı aıcşleri
görmeve gittık. Dikili sahille-
rinde yükselcn gençlik ateşleri-
• Bu ülkede sömürülmek, küllendirilmek ya da yozlaştınlmak istenen gençlik
ateşinin, yeniden, usuldan usuldan yalazlanmaya, harlanmaya başladığı yer-
dir Dikili... Gençliğin kovulan, sürülen, ezilen, boğulup yok edilmek istenen
ateşi Dikili'de bir yeniden varoluş alanı buluyor kendine. Ateşlerin çevrelerin-
deki suskunluk kınlsın, keder yerini neşe ve coşkuya bıraksın ama o kardeşçe
vanvanahk bozulmasın dilerim...
için değil ondan daha çok ve
esas olarak tüm Türki\e ve da-
ha da ötesi. komşu ülkelerdeki
demokrasi hareketlenyle iliş-
kiler bakımından önem taşı>or.
"Ülkemizin siyaset ve kültür
adamlan bir dinlence ortamın-
da birbirlerini daha yakından
tanımak. görüş ahşverişinde
bulunmak olanağı buluyorlar
Dikili'de. Dikilililerin yanı sıra-
çevre kentlerden. belki Türki-
ye'nin birçok yerinden bu şen-
lik için gelmişdinamik bir genç-
mi, bu yılki eıkinliklerin ana
başlığı açıklamava yeter: "Bal-
kanlar'da Banş \e İşbirliği".
Yunanıstan'dan. Kıbns'tan.
Romanya ve Bulgaristan'dan
seçkın siv aset ve bılim adamlan
Dikili'de hem birbirlerini tanı-
yor. ülkemizdeki mesleklaş-
lanyla tanışıyor. hem de Türki-
ye'de. özellikle gençlik kesimle-
rinde atan siyasal nabzı du-
yumsamak olanağını buluyor-
lar. Geleceğin oluşturulmasın-
da azımsanamayacak bir iş-
nı ilk kez o zaman gördüm...
Belediye. şenliğe çağnlı gençlik
gruplanna. halk plajı sahılınde
kamp kurma olanağı tanıyor.
Gençlik ateşlen. bu çadırlann
önünde. denizin hemen
kıyısında yakılıyor. Birbirlerin-
den beşer onar adım uzaklıkta.
benin gördüğüm kadanyla en
çok otuzar kırkar kişilik toplu-
luklar. yaktıklan birateşınçev-
resinde oturarak. bağdaş kura-
rak toplannorlar. belki de bir-
birlerini rahatsız etmcmek için
scsizce söyleşıyor. gitar ya da
bağlama çalan arkadaşlanyla
vinc usul bir sesle türkülerini
söylüyorlar... Gençlik ateşlen
adına taktığım. şafak sökene
kadar usul usul yanan bu ateş-
ler etkiledi beni... Çevrelerinde-
ki gençlerin. yaşlanyla oranla-
namayacak ölçüdeki ağırbaşlı
suskunluklan ve birlikte sövle-
nen bu türkülerdeki hüzünlü
çınıltılar daha da çok eikiledi.
Ve bu gençlik ateşlerini gör-
dükten sonra anlamava başlı-
yorum Dikili şenliklerinin asıl
işlevini... Bu ülkede söndürül-
mek küUendirilmek y a da yozlaştı-
nlmak istenen gençlik ateşinin.
yeniden. usuldan usuldan ya-
İazlanmaya. harlanmava baş-
ladığı yerdir Dikili... Gençliğin
kovulan. sürülen. ezilen. boğu-
lup yok edilmek istenen ateşi
Dikili'de bir yeniden varoluş
alanı buluyor kendine... Ateş-
lerin çevrelenndeki suskunluk
kınlsın. keder yerini neşe ve
coşkuya bıraksın. ama o kar-
deşçe yanyanalık bozulmasın
dilerim... Belki de "Gençlik.
Demokrasi ve Kültür Şöleni"
diye adlandınlması daha uygun
düşecek. Dikili şenlikleri. Tür-
kiyc'de ve başkaca ülkelerde,
gençliğin sönmeyen ateşinin
simgesi olarak anılsın...
8 yıl önce yitirdiğimiz şair Abdülkadir Bulut'un adını taşıyan park bugün Anamur'da açılıyor
Torosların bakir güzelliği çağırıyordu oıııı
NECATİ GÜNGÖR
Bugün. ağustosun sekızi. Bu-
gün. şair Abdülkadir Bulut'un
aramızdan aynlmayışının seki-
zinci yılı! Sekiz yıl önce, yine
böyle bunaltıcı bir ağustos gü-
nünde, sevgili Abdülkadir. ar-
dında kucak dolusu şiir kitabı
ve gönüllere sığmaz arkadaşlık
anılannı bırakıp baba ocağı
Anamur'un yollanna vunnuş-
tu kendisini! Her yıl ait olduğu
topraklara dönen bir göçmen
kuştu sanki Abdülkadir: yaz
geldi mi. Akdenizın sıcak ve
tuzlu sulan. Toroslar'ın bakir
güzelliği çağırıyordu onu! 1985
yılının ağustos ayıydı: gitti ve
bir daha dönüp bakmadı geri-
ye.
Bugün, ağustosun sekizi:
duydum ki Abdülkadir Ana-
mur'daymış: kendi adıyla söy-
lenen bir parkın açılısında...
Aynlırken gözlerinden öpıüğü
jyakınlarının arasındaymi:} bu-
gün. Bu olağandışı günde, dc-
'ğerbilir Anamurlular. araların-
dan sivnlip yükselen o gönul
adamını sonsuza kadar yaşat-
mak amacıyia Abdülkadir Bu-
lut Parkı'nda bıraraya gelıyor-
lar. Ad'iı. bir Akdenı/uğacmın
üsıüneçakacaklaröncc. Ardın-
dan, Abdülkadir'in şiirlennden
çıkıp yiirüyen Anamurkı ço-
cuklar ovunlar ovnavacak.
• Aklı ve yüreği, çıkıp
geldiği topraklardaydı
hep. Mertlik bozulduk-
tan sonra. bağımsızlığın
simgesi dağlardan kente,
namertliklerin cirit attığı
ortamlara düşmüş soylu
ve sevecen bir yiğit kişiy-
di adeta.
• Bilinci de, bilinçaltı
da, doğup büyüdüğü
dünyanın güzel motif-
leriyle doluydu. Şiirlerin-
de de o motifleri tek tek
işledi. Arkadaşlık. dost-
luk, bağlılık ve sevecen-
lik. Abdülkadir'in şiirle-
rini besleyen çok önemli
bir kavnaktır.
Sonra yine. Abdülkadir Bulut
için bir loplantı: Onun, gücünii
yercl motı-fîerdcn alan şiirlerinı
\c dosdoüiıı. sımsıcak kişiliğini
konu><ıcak yakın doslları.
Böyle bir parkın açılışını.
böyle bir giinün yaşanmasını
sağlayan Anamur Bclediycsi'-
ni. o bcledıyenin in->an değcrı
bılir y öneticilerini kutlamamak
elde değil! Abdülkadir Bulut gi-
bi şiirlerinden memleketin taşı
toprağı fışkıran bir ^aire karşı
hıç dc fazla değıl bunca scvgı vc
saygı gösterisi! O. doğrusu ya.
yetmışli yıllann ortalannda gel-
diği büyük kenle pek dc alışa-
mamıştı. Aklı \e vürcğı. çıkıp
geldiği topraklardaydı hcp.
Mertlik bozulduktan sonra. ba-
ğımsızlığın simgesi dağlardan
kenle. namertliklerin ciriı aıtığı
ortamlara diişmuş soylu \e se-
vecen bir yığıl kişiydı adela. Bı-
lınci de bilinçaltı da doğup bü-
yüdüğü dünyanın gu/el motıl-
lenyle doluydu. Şıırlennde o
motitlen lck lek işledi. Arka-
daşlık. dostluk. bağlılık ve sevc-
cenlik. Abdülkadir'in şiirlerini
besleyen çok önemli bir ka>-
nakiır. Toprak damlı evler. mı-
sir sulayan göğsü kıllanmaya
yeni başlaınış delikanlılar. ka-
ramuk çiçekleri. yürümemizi
zorlaştıran taslı yollar. hapistcn
kurtulan oğlunu kucaklayan
analar. dağ kırlangıçlan. men-
dilini yiizünc örtcn insanlar.
ağaçların allında uyuyan ço-
cuklar. sarı kız saçı sarma tü-
tünler. tüıün tabakalan; kitap
arasında kurululmuşçınaryap-
raklan. lopraklan sıral'.rgıbi su
alan yaban çiçekleri. kumlu
lopraklarda yan yana boyun
sallayan kargılar... Denebilirkı
pck az instın. pek az şair. Ab-
dülkadir kadar. içinden geldiği
dcğerlere bağlı kalmışlır. Pek
şuirin şiiri. doğup büyüdüğü
yörenin değerleriyle yoğrul-
mıışlur. Evrensel külıürc açık
olduğu kadar kendi y ürcNCİ kül-
lüriınü de lıiçbir /aman gö/ardı
elnıedı. edeme/dı. Bclkı dc
onun için en gü/el değcrlcndir-
mcyi Ccmal Sürcva yapmısiı
"Kavıbalı bir Lorca!" Evel. bu
•»an. bu nncleme. \hdiılkaılır
Bulııl'u anlaian en doürıı so/'
Şıırlerıy le. ıınııUılm.ı/ kı^ılı-
ğiylc. ılahasi adını lasiyan paı-
kıyla. sevgılı \bdıılkaılır Bııluı.
hep aramı/da ol.Kak.
Yeşilçam
emektarlanna
saygıgecesi
Kültür Servisi- SO-DER (Si-
nema Oyunculan Derneği)
Türk sinemasına emek vermiş
oyunculara. düzenlenecek bir
gecede onur plaketi verecek.
Açıkhava Tiyatrosu'nda 12
ağustos çarşamba gecesi
yapılacak törende Türk sine-
masına 35 yıl ya da daha fazla
emeği geçmiş 60 sanatçıya pla-
ket verilerken. hayatta olma-
yanlar da fılmlcrinden görün-
tüler ve slayllarla anılacak.,
SO-DER adına başkan Hülya
Koçyiğit ile Yönetim Kurulu
üyesi ve sayman Yusuf Sez-
gin'in öncülüğünü yapacağı
geceyi Halit Kıvanç sunacak.
Emel Sayın, Şener Şen. İbra-
him Tatlıses ve Rıza Silahlıpo-
da da geceye renk katacaklar.
Sinemanın genç ve eski kuşak
sanatçılannın bir araya gelece-
ği gecede. 60 sanatçıya plaket-
leri genç sanatçılar tarafından
verilecek.
Yeşilçam emektarlanna say-
gı gecesi niteliğindeki nostaljik
gecede. Belgin Doruk. Hulusi
Kentmen, Sadri Alışık. Hayatı
Hamzaoğlu, Aliye Rona. Çol-
pan İlhan, Neriman Köksal,
Eşref Kolçak. Sami Hazinses,
Orhan Günşıray, Yıldız Ken-
ter. Fatma Girik. Bedia Muv-
vahhit, İsmet Ay, Muhterem
Nur, Orhan Cünşıray, Fjkret
Hakan. Sami Hazinses, Kenan
Pars. Orhan Elmas. Suzan Av-
cı. Hüseyin Baradan, Bülent
Oran. Halit Akçatepe. Yılmaz
Duru. Nubar Terziyan, Suna
Pekuysal, Kenan Artun ve Ay-
fer. Feray gibi sanatçılara pla-
ket verilecek.
Pİaket verecek sanatçılar
arasında ise, Türkân Şoray,
Müjde Ar, Talat Bulut, Tolga
Savacı, Ediz Hun. Tank Tarr
can. Kadır İnanır, Zühal OK
cay. Metin Akpınar. Kemal
Sunal. Sibel Turnagöl, Müjdat
Gczen. Gülsen Tuncer ve Hül-
ya Koçyiğit gibi isimler bulıv
nuyor.
50 ile 75 bin lira arasında
satılacak olan Yeşilçam Gecesi
biletleri. Vakkorama Taksim
ve Suadiye mağazalan ile Ru-'.
meli Hisan gişesinden temia
edilebilecek.
En çok kazananlar arasında Steven Spieiberg ikinti
Sinema dergisi Empire'a göre
HoUywoodyönetmenleri
ıııilyarlarlaoynuyor
ATİNA (AA)- Oyunculara (Mor Ydlar), Empire Of The
ödenen astronomik rakam- Sun(Güoeş İmparatonı), Al-
lann sık sık gûndeme geîdİği ways(Daima), Indiana Jones
Hollywood'da nedense yönet- and The Last Crusade (Indiana
menlerin kazançlanndan pek Jones ve son macera) filmlerin*
sözedilmiyor. Ancak belirli bir den elde ettiği 726 milyon dolar
düzeyin üstüne çıkan yönet- ile sinemanın altın çocuğu Ste-
menlerin kazançlanna ven Spietberg aldı.
bakıldığında oyunculara öde- Jop Gun, Beverly Hills Cop
nenlerin neredeyse "devede Revenge (tntikam) filmlerinin
kulak" kaldğı ortaya çıkıyor. y ö n etmeni Tony Scott da az bir
Sinema dergısı Empıre'da f a r k l a 724 milyon dolarla üçün-
yer alan rakamlara göre, sade- c u s ı r a y a yerleşti.
ce Back To The Future (Gete- E n ç o k kazanan yönetmenler
ceğe Dönüş) üçkmesi ve Roger iistesinde ilk ona giren diğer
Rabbıt fılmlen ile yapımcı yo- i s i m l e r i s e ş ö y ı e : Tim Burton-
netmen Robert Zemeckis, 1.09 (537 milyon dolar), Ivan Reit-
milyar dolar kazanarak, 1985- m a n (B48 müyon dolar), Chris
1990 yıllan arasında en çok ka- Colombus(573 milyon dolar),
zanan yönetmenler İistesinde Gary Marshall(569 mflyon do-
en üst sıraya oturdu. 1»,), Barry Levinson(545 mO-
5 yü içinde en çok kazanan yon dolar) Richard Donner
yönetmenler İistesinde ikinci (541 milyon dolar) ve Jerry
sıraya ise, The Color Purple- Zucker(511 milyon dolar.)
YunamstaıTda çıkan TaUdromos dergjsin£ göre en iyi filmterden biri alan
"Posta Arabası" fUminden bir safane. ' ;
Yunanlılara göre :-'
Dünyanıneniyi
otuzfılmiATtNA (AA) - Dünyanın so-
nu gelse ve bir insana sadccc 30
filmi kurtarmak hakkı vcnlse
;ıcaba hangi filmler seçilirdi?
\ unanistan da. bu yak-
laşımla yoia çıkan Ta'ıidro-
mos dergİM. dünyada bugünc
kadar çevrilen en iyi 30 filmın
bir listesini yayımladı.
Lisiedeki en eski lilmler.
1915'dcçckilcn The Bırth o\\\
Nalıon (Bir Milletin l)oğu<>u)
1921 yılında çekılen korku filmı
Nosfcraıu.
Charlie C'haplin'in I W- Cîold
Rus (Altına Hücum-1925),
Rus yönetmen Sergei Eısenste-
in'ın BıorcııosıHs Poicnıkın-
(Potemkın /.ırhlısı 1926) ve
I-rilz Lang'ın Metropolosı'nın
(1926) yer aldığı lıstede. Jean
RvHmir'iıı 1 c ROÜL 1 \ Jeu
(Ovumın Kurıılı). \\illiam \\c-
ilk'r'in \Muiihcnng loighls
(l ûııltıılıı li'pık-r). \'n n»r Flt-
ming'in The Wizard of Ozz- •'
(Ozz Büyücüsü) müzikali,»
John Ford'un The Stagecoach-*
(Posta Arabası) *e David Selz-.
nick'in Gbne With The VV'ind-î
(Rüzgâr Gibi Geçti) fılmlen, *,
1939 u sinemanın altın yılı ha- *
line getiriyor.
Listede aynca Wah LHs-f
ney'in Fantasia (1941, Orsoo;
Uelles'in Citızen Kane(Yurt-J
taş Kane-1941), Michael Cur-^
tis'in Cisablanca (1943). V itto-
rio De Sica'nın Ladn di Bicic-*
leıte (Bisiklet Hırsızları-1949^
Fred Zinnemann'ın Hiah Noonv
(Kahraman Şcrif-1952), Alfredy
Hitchcock'un Psycho(Sapık4
1961). Robert Uise'ın Wesi
Sıdc Su>ry (Batı ^ akasının Hi-J
kaveM-1%1), Federico FelliniX
nin 8 5 (1961) ve Steven Spiel-J
berg'in E.T. 1982 lîlmlen gibi;
unutulmaz jihnler yer alıyor. <