23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AVFA CUMHURİYET 17MART1992SALJ 14 GÖRÜŞLER BURAŞI TÜBKİYE FALUK ŞAHIN Pravda ve Göneş B ınsı, paranın tek gerçek olduğuna ınananlar ta- rafından çıkanlmıştı, adı Guneş'tı Ötekı, bulduk- ianna mandıklan gerçeğın, parayı mutlaka yenece- ğıne ınananlann sozcusuydu Adı Pravda'ydı, yanı "Hakıkaf, yanı yanılmaz gerçek Bırbınne bu kadar zıt ıvmelen temsıl eden ıkı gazetenın, Hıkıkat ıle Guneş'ın, aynı gunlerde batması bır raslantı kışkusuz Ama ınsanı duşündüren bır raslantı Ve duşün- ddcçe anlam kazanan bır raslantı Sovyetler Bırlığı Komunıst Partısrnın "organı" Pravda, şu mutsuz yuzyıl basınının gokyuzundan geçen en buyuk kuyruklu yıidızlanndan bındır kuşkusuz On zaman dılımı- ne hukmeden dev bır ülkede her gun "memleket hakıkat ayannı" veren 15 mılyon tırajlı veçoğu kezdort kuçuk say- faiı mamut Ve Guneş'ın romanı yazılsa, 1980'h yıllann Turkıye'sının oyküsü çıkar karşımıza, o da kesın Tüm dındmızmı ve fır- satçılığıyla, tüm sefahatı ve sefaieüyle, tum panltısı ve yû- zevsellığı ıle tum ozvensı ve kalleşbğıyle Hırsızı ve pohsıy- le Gorgülü'sü ve görgüsüyle O sayfalarda ınsanı ınsan ya- pan ve ınsanhktan çıkaran her şey vardır çocuksu bır ıdea- lızrn ıle kaşarlanmış orostopolluk, katıksız alınten ıle üç- kâğıdın danıskası ıç ıçedır orada * * * Pravda 1912 yılında bır ıllegal gazete olarak çıkmış. beş yıl sureyle adını değıştıre değışüre 1917'ye ulaşmıştı önce onu okumak ve bu- Pravda'nın 'hakikat'ine ilk darbeyi Glasnost vurdu. önce Kremlinologlar Pravda'yı eskisi kadar dikkatle okumaktan vazgeçtiler. Sonratirajinişe geçti. Sonra parti çöktü. lıındurmak suçtu Ama Devnm'ın ardın- nddn partının sozcusü olduktan sonra, tum bır ülkenın ve o ulkede olupbıtenlen ızlemek ısteyenlenn "zorunlu okuma ödevi" halıne geldı Kremlın'm karanlık kondorlanndakı ent- nkalan ızlemek ıste- yenler önce Pravda'nin sayfalanna bakarlardı Her haber bır ıpucuydu, bır ıktıdar gostergesıydı Kırrun adı kırrun adından yukandaysa onun gucü ötekınden fazla demektı Bır adın Pravda'nın sayfalannda gorûnmez olması, o kışı- nın belkı bır daha hıç gorülemeyeceğının de ışaretıydı Kremlınolojı duzme-bıhmının Inal'ıydı Pravda Partı'- nın-tepesındekı adam, Pravda'nın da edıtörüydü aslında Gazetealık ıle sıyaset arasında bır aynm çızgısı yoktu Pat- ron her zaman haklıydı Ta kı, gunün bınnde her zaman haksız oluncaya kadar Pravda'nın 'hakikat'ine ılk darbeyi Glasnost vurdu önce Kremlınologlar Pravda"> ı eskısı kadar dikkatle okumaktan vazgeçtiler Sonra tıraj ınışe geçtı Sonra partı çöktu Bulduklan "hakıkaf'ın parayı yeneceğıne ınananlann gazetesı parasızlıktan kapandı ••* Paranın tek gerçek olduğuna ınananlann doğurduğu Gu- neş'e gelınce Onun da yer yer müthış parlamış bır kuyruk- lu yıldız olduğu soylenebılır Hele doğuşunda, Halley kadar tantanası yapılmıştı 1980'lere damgasını basan yenı bır ya- şam tarzının habercısıydı Ozal gelıyordu Hara banker parasıyla yoğurulmuştu Bu yûzden, "ha- ram para"' yuzunden, bana bu gazeteden kımseye hayır gel- meyeceğını soylemıştı kımı Guneş kıdemlılen Nıtekım, oyle oldu Bır çoğu kıdem tazmınatlannı bıle kurtaramadı- lar Haramın ıçinde helal da yandı Guneş'ın oyküsünde 1980'lerde Dallas'ı en fazla ızlenen dızı yapan her şey vardır Guzellık yanşmalannda para sa- vuran playboy'lardan açbktan olenlere kadar her şey Pa- ranın, sermayenın her çeşıdı odunç alınmışı, çalınmışı, bor- sada kazanılmışı, zorbalıkla gaspedılmışı Guneş de yok artık, o da parasızlıktan battı İkı donemı sımgeleyen ıkı gazete ıkı olu mu, yoksa ıkı mezar taşı mı 9 60-30 YIL ÖNCE CUMHURİYET 1932:M.Troçki Uç seneden ben Buyukada'da oturan M Troçkı'nın berayı tedavı Çekoslovakya kaplıcalanna gıdeceğı yanlmıştı M Troçkı'nın aradan epey bır muddet geçtığı halde bu seyahaü yapmaması Avrupa gazetelennde bazı yanbş haberlenn ınüşanna sebep olmuştur Bu meyanda avdet vızesı temını ımkânı olmadığı, seyahat hattı guzergâhında bulunan memleketlerden baalannın pasaponunu vıze etmek ıstemedıklen deyazılmıştı Aldığımız malumata nazaran M Troçkı, Çekoslovakya seyahatınden sarfı nazaretmışdeğıldır Mumaıleyh avdet vızesını temın etmıştır Hukumetımız tarafından kendısme ıcapedenteshılatgostenlmıştır M Troçkı'nın Çekoslovakya ıleTürkıyearasındakı memleketlerden geçmesınedebırmanıobnadığıanlaşılmıştır M Troçkı yakında pasaportuna aıt muamelelen bıürecek ve hareket edecekür TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 19.YÛZY/UN ŞAMPİYÖNLARI 1897't>E 8U6UN,ABD'*JlN CAZSON CJ7Y KENTIN- O£ YAPILAN SlR MgŞlLAÇAM SONUNOA, OUNYA AĞIKSIKLET BOKS ŞAMPiyONU P£ĞlŞTI. 1832 YIL/AJPAAI B£ei BU UNUANI TA$IMAIOA OLAN AMBRIKAU SOKfÖR JAMES JOHA/ COBBE7T (koastr) , iNGiuz RAK181 Rogezr RTZSIMMONS (FfTSIMlNS:) KABŞ<SINPA 14- RAUMD ÛAYAA/A- 8lLMifn. YEhtl ÇAMPtYÛ/V FITZSIMMONS, DA HA ONCE DE, ORmZllUETTE ÛNLU JPCK D£MP£EY'l YEHM/ŞTI. COR8ETT VE FITZ- ZIMMOUS, 8OKS ELDlveNL£RlNH4 YENI YE- Nl GlVlLDıĞI YtUABDA SOKS YAP/Hlf, KO- NULAN Dokuz Yüz Seksen Bin Genç Insan ProfJk. M. TAHİR HATİBOĞLU Gazi Üruversitesi Tıp Fakültesi ••• B u >d unıversıteye gırmek ıçın 980 bm kışı başvurmuştur Bunlann hemen hepsı 18-20 yaş grubu genç ınsandır Bun- dan böyle bu sayı azalmayacak, ar- tacak Öyleyse, bunca genç ınsanın unı- versıteye gınş sorununu ıvedıbkle çoz- mek gerekır Sınav gunlennde geçışün- len bırkaç soz dışında söz soylenmıyor Türkıye, pek çok ulkenın nufusundan çok olan bunca ınsanını okutmak zo- rundadır öncelıkle ve ınançla sorun ele alınmadığında ıkı bın yılında bu sayı bır buçuk mılyonu aşacak, ertelenen sorun ıçınden çıkılmaz duruma gelecektır Turkıye, kuruluşundan otuz yıl önce- sıne değın okuyacak oğrencı bulamayan ulkedır Aılelenne zor kullanılarak ve çeşıtlı özendırme yontemlen uygulana- rak oğrencı alınan dönemler o kadar çok eskı değıldır Koy Enstıtulenne na- sıl oğrencı alındığı, yaş koşulunun bıle aranmadığı yıllar çok değıl 50 yıl once- dır Boyle bır donemı yaşayan ülkemız, 1960'dan sonra oğrencı yığını ve okuma ıstemıyle karşılaşmıştır Hızla gelışen bu olguya karşılık hazırlıksız olunması, gü- numüzun ağır sorununu gundeme getır- mıştır Her yıl yaşanan bu utanç tablosunu ortadan kaldırmak ıktıdarlann bınncıl ödevı olmalıdır Bır mılyonluk sayı bır bınkım sonucu ortaya çıkmıştır Bu bınkım 1960 larda başlamıştır Ilk yıllarda çok kuçuk ço- zumlerle engeller aşılabılmıştır Ancak yığınlar arttıkça çozumden korkulmuş ve erteîenmesı yeğlenmışür 1961'de unıversıteye gırmek ıçın 11 492 oğrencı başvurmuştur Bugün bu sayı yuz mıslı olmuştur O gunden bugüne nüfus ıkı mısb artarken oğrencı sayısındakı artış yüz mıslıdır Bu durum aynı artış hızıyla devam edecektır 1961'de, gunun Mıllı Eğıtım Bakanı Ahmet Tahtakıbç, öğrenalenn tamamı- nın yerleştınlmesı ıçın ıkılı ya da gece eğjtımıne geçılmesı gereküğın] vurgula- mıştır (1) Otuz yıl sonra değışen bır şey yok ve yıne çözumlenemeyen bırkaç so- rundan bınsı de budur Çozum ıçın her yurttaş düşunmelıdır Hep eleştm ve polıtık sozlerle olayı kül- lendınnek olmuyor ve olmadığı gorul- muştur Kanımızca bınnal çozum, ne- redeyse yoklaşrruş lıse evresının çok cıd- dı şekılde ele alınmasıdır Bugun lıseye yazılan bır oğrena bılsın bılmesın, uç yıl sonra lıseyı bıtırmekte- dır Her yıl uretılen yapay ve sıyasal çı- kar yontemlenyle her oğrena sınıfını geçmektedır Aynca bselenn son sınıfla- n sınıf obnaktan çıkmıştır Bu bır yıl "adet yennı bulsun" anlayışıyla vardır 1991 yılında başvuran öğrencinin yüzde 23'ü bir yükseköğretim kurumunda okuma sansını bulabilmiştir. Bu oran yeni çözümler olmazsa değişmeyecektir. oğrena lısede ıyı hazırlanmamışsa ünıversıtede de ıyı olmuyor Yetersız düzeyde gelen oğrenaler, unıversıtelere yuk olmaktalar ve eğıtımı aşağıya çek- meye zorlamaktadırlar Bu durumda yapılması gereken, bugun ortaoğreüm olarak kabul ettığımız lıse ve dengı eğıtı- mın yeterlı duruma getınlmesıdır Yükseköğretim evresı ıkı kurumda orgutlenmelıdır Yuksekokullar ve unı- versıteler Bunlardan uruversıtelenn sa- yısında çokluk değıl nıtelık one çıkmalı- dır Yuksekokullar eskıden olduğu gıbı ayn kurumlar olarak duşunulmelıdır Bunlar Mıllı Eğıtım Bakanbğı'nın ılgılı kurumlan olarak yan ozerk merkezı bır orgute bağlanmalıdırlar Bızce en onembsı, eğıtım ılkelen, tıpkı Köy Ensütulen'nde olduğu gıbı "ış ıçın ış yoluyla ve ış ıçınde eğıtım" olmalıdır Bu ılkeyle oğrena gorduğu eğıtımın mesleğıru tam olarak öğrenmış olacak, çevreyı aydınlatacak ve Koy Enstıtu- Ien'nde oiduğu gıbı kendı eğıtım araçla- nnı ve bma'annı kendılen yapacaktır Yaygın eğıtım ünıversıtelen kurulma- lıdır Bellı dallarda bugunku açıkoğre- tım yontemıyle ıleüşım araçlanndan ya- rarlanılarak eğıtım >apılabıbr Bu tur eğıtımden şımdı olduğu gıbı yetışkınler yararlanabıbr Bugun Turkıye'de Açıkoğretım Fa- kultesı'nın ışlevını kımse yadsıyama? Oyleyse, bunu, bır fakulte ıçınde değıl bırkaç unıversıte ıçınde orguüemek ola- sıdır Öte yandan bır başka seçenek de otuz yıl once de duşunulduğu gıbı ıkılı ya da gece eğıtımıne geçılmesıdır Önerdığımız seçenekler başlangıçta sevımsız gelebılır Ancak her yenı ku- rumda olabılecekler burada da gorûle- cektır Yeter kı olayın ustune ınançla ve kararblıkla gıdılebılsın Bır mılyon genç ınsan bızım çocuklanmız Aynca ınsan- lanmızın eğıtımb olması hepımızın ve ulkemızın yarannadır Insan hakkımn çağdaş anlamda kullanılması, savunul- ması ve demokrasının gebşmesı de eğı- tım statusu yüksek ınsanlarla gerçekle- şecektır 1991 yılında başvuran oğrenanın yuzde 23'u bır yükseköğretim kuru- munda okuma şansını bulabilmiştir Bu oran yenı çozumler olmazsa değışmeye- cektır Sunye'de bıle yuksekoğretımde okullaşma oranı yüzde 18 ıken bu oran bızde yüzde 9'dur (Açıkoğretım dışın- da) Burada gozardı edılmemesı gereken, araştırma ünıversıtelenrun tam anla- mıyla ozerk ve ozgur olmasıdır Bır baş- ka konu da bu çıkmazı bugunku YÖK sıstemıyle çozme yanbşına düşulmeme- sıdır YÖK sıstem olarak çağdışıdır, ünıversıtelen ne duruma getırdığı orta- dadır ve aynca yıpranmış ve sevımsız- dır Eskımış ve sonu gelmış bır kurumla yenıyı yakalamanın zorluğunu da bıl- mek gerekır (1)Cumhunyet 511 1961 FERRUHDOĞAN ^ATIPAN ve POĞUPAN ÛELEM ALÇAKBASINÇ SİSTEMLERİNİN.... ÜL. İdapi Yapıdaki Çarpıklıklar İSTEMtHAN TALAY İçel Milletveküi, SHP Parti Meclisi Üyesi T ürkıye'de ıdare mekanız- masının her bakımdan eskıdı- ğı ve kullandığı teknık ve yon- temler ve uğraştığı konular açılanndan da bütunuyîe yetersız bır sıs- temedönüştuğu herkes tarafından bılın- mektedır Dığer taraftan ışbaşına gelen hükümetlenn ıdarenın duzenlenmesını addı ve süreklı bır uğraş olarak değer- lendınp etkın ve venmlı çalışacak bır yapı kurmak yenne partızan amaçlarla ve kendı ışlenne geldığınce bazı çalışma- lara yoneldıklen de bılınen gerçekier arasında bulunnaktadır Yenı oluşturulan kurumlar, eskı ve çürük yapı uzennde kurulduğu ıçın hukumetlenn ıyı nıyetlı cabalannın bır ürünu olmalan durumunda bıle ıstenen sonucu verememekte ve kısa surede bu yenı orgutlenn de yozlaştığı gozlemlen- mektedır îdan reform cabşmalan, hukümetier- den hükümetlere mtıkal eden duzenlı ve sısteml: bır çalışma halıne donuşturule- medığı ıçın çok küçuk aksaklıklann gı- denlmesı bıle mumkun olmamakta ve yonetım sıstemımız umutsuz bır goru- num ıçınde bulunmaktadır Genel durum boyle ıken DYP-SHP ıktıdannın Turk ıdaresının duzenlen- mesı konulannda geçmış hukumetler- den daha olumlu bır çaba ıçınde oldu- ğunu veya daha başanlı çabşmalar yaptığını ıfade etmek de bugun ıçın mumkun gorunmemektedır Çunku Turk ıdare yapısını duzenlemek veya re- organıze etmekle gorevlendınlmış bır sı- yası makam bu ıktıdarda henuz mevcut olmadığı gıbı bu doğrultuda kamuoyu- na yansıyan bır ıdan çalışma da şu ana kadar mevcut bulunmamaktadır Öte yandan DYP-SHP koalısyonu- nun kurulması sırasında ve sonrasında bazı yenı bakanlık ve orgutlenn oluştu- rulması karannın addı bır esasa ve dmacd dayandınldığını ıddıa etmek de gerçeku gorunmemektedır Ne hıkmetse, bakanlık paylaşımı sıra- sında SHP'ye bırakılan ınsan haklan so- runlan, kadın sorunlan, denızalık so- runlan, konut ve kentleşme sorunlan bakanbklannın ıdan yapımızdakı kar- maşayı daha da arttırmaktan ote bır ya- rar sağlamayacaklan ılende daha net bır bıçımde ortaya çıkacaktır Bununla beraber devlet yonetımıne çok amatorce yaklaşan bır duşuncenın urunu olarak ıdan vapımıza >erleştml- meye calışılan bu bakanlıklann yakın bır gelecekte hem hukumetın, ama ozel- lıkle de SHP'nın uzennde Damoklesın kılıa gıbı sureklı bır başansızhk tehdıdı yaratacağı gerçeğı de gozlerden uzak tu- tulmamabdır Bundan sonra gelen hükümetlerin kaldırmaları için bahane arayacakları kuruluşlardan öteye gitmeleri beklenmeyen "sorunlu bakanlıklann^ üzerine "görmemiş mantığıyla" atlamış olması, SHP için ciddi bir hata olmuştur. Ulke yonetımını veya partı yonetımı- nı veya herhangı bır kuruluşun yone- tımını, ' ben yaptım oldu' mantığı ıle yurutmenın mumkun olmadığı veya boyle yapılsa bıle sonuçlann başanlı ol- madığı geçmış dene>lerden bılınmekte- dır Bu arada bazı sorunlan çok fazla konuşarak veya bu sorunlara ılışkın 01- gutler kurarak soz konusu meselelen çozebıleceğımızı varsayan ve hayalcı bır yonetım anlayışını >ansıtan bu "herso- runa bır bakanlık ' uygulaması, SHP'- nın de hukumetın de geleceğını bu ba- kanlıklann başdnsızlığına endekslemesı bakımından cıddı bır hata olarak de- gerlendınlmelıdır Burada uzennde asıl durulması gere- ken dığer bır husus da gelışmış ülkelenn yonetım sorunlannın çozumu ıçın bu- rokrasıyı ortadan kaldırmaya yöneldık- len bıhnırkcn büyük ıddıalarla gelen bır ıktıdann geçmışte yaptığı eleştınlen unutarak kendısının de gereksız orgut- ler yaratma yoluna gıtmesıdır Uzucu olan, geçmış hükumetler dönemınde ol- duğu gıbı bu ıktıdar dönemınde de kışı- lenn tatmınını ön planda tutan endışe- lerle yapay orgutlenmelere gıdılmesı ve kışılere gereksız paye dağıtımının de- vam ettınlmesıdır Bılınmelıdır kı muhalefette ıken eleş- tınlen yonetım hataiannın ıktıdara ge- lınce duzeltılmek şoyle dursun, benzer- lennın yapılmaya devam ettmlmesı par- tımızın daha çok yıpranmasına neden olmaktan başka bır sonuç vermemekte- dır Işın daha da kotu yanı, muhalefette ıken eleştınp kaldınlacağı vaat edılen bu tur gereksız kurumlar tehlıkelı ve anor- mal buyukluklere ulaştığı ıçın kendı dokunulmazlıklannı da beraberlennde getırmekte ve kaldınlmalan da mum- kun olmamaktadır SHP ve DYP'nın yıllarca eleştınp kal- dırmavı vaat ettıklen koruculuk sıstemı ve olağanustu bolge valılıklen gıbı kuru- luşlar, yararb olduklan ıçın değıl, artık dokunulamayacak buyukluklere ulaş- tıklan ıçın bunlann kaldınlması konu- sunda hukumetten herhangı bır gınşım ortaya çıkmamaktadır Orgutlenmesı, personel ve malı ola- nakjara kavuşması ve etkın bır çalışma duzenıne geçmelen ıgn belkı de yıllar gerekecek olan, ama sonuçta bundan sonra gelen hukumetlenn kaldırmalan ıçın bdhdnearayacaklan kuruluşlardan oteye gıtmelen beklenmeyen "sorunlu bakanlıklann" uzenne "gormemış mantığıyla' atlamış olması SHP ıçın addı bır hata olmuştur Dıleğunız de- ğerlı bakanlann kendı kışıscl becenlc- nyle kendılenne emanet edılmış olan bu sorun yumaklarını en kolay şekılde ço/- me başansını gosterebılmelendır BLOKNOT YAĞMUR ATSIZ Asıl Olağanöstü Hal G erek 1980'lennsonunda, gerekse 'Cumhunyet'- e yazmaya başladıktan sonra donup dolaşıp hep değmdığım bır soru vardır Acaba Türkıye, devlet olarak "ucuncu kume"den 'ıkma kume'- ye yukseldıkten sonra orada 'hakkını vererek" oynayabı- lecekmı'' Bu soru ılk zıhnımı kurcalamaya başladığı sıralarda Tür- kıye'nın bır "takım' olarak ıkına kumeye yukselmesı, gerçı bence kaçınıbnaz, fakat orta vadelı bır ıştı Sonra tanhsel gelışmelenn o cumlemızı şaşırtan hızı ıçınde Turkıye (ade- ta 1 ) ansızın "ıkıncı kume"ye yukselıverdı kı bu da henüz se- kız on ay oncesının meselesı, yanı bır yıl bıle değıl daha Başka bır deyışle ve aynı teşbıh çerçevesı ıçınde Türkıye, "fikstur"dekı bırtakım beklenmedık oynamalar, baa ta- kımlann ıç problemler sonucu lıgden çekılmesı vs gıbı değı- şık sebeplenn bır araya gelmesıyle "bıleğının hakkı" obnak- sızın ıkına kümede buldu kendını Bu durumu, rahmetlı Kemal Tahır'ın uslubu ıle "Sevın, köpoğlusu 1 " dı> e geçıştıremeyız Turkıye, kaza ve kadenn sevkıyle bıle olsa, yenı yukseldığı kumenın hakkını vererek "oynamak" zorundadır Öysa son zamanlarda Turk hanayesı bırtakım tıknefes- lık ve şaşkınbk emarelen gostenyor Bu, dıplomatlanmızm ferdı becenksızlıklennden değıl, merkezı "managment"- dekı yeteneksızlıkten, acıkçası orta ve uzun vadelı perspek- tıf noksanlığından ılen gelen bır duruma benzıyor Tabıı bır de artan ış hacmı karşısında eksık kalan perso- nel hacmmden Mesela sadece konsolosluklanmızda, bınn- a sınıf bır eğıtımden geçmış olmalanna rağmen, her gun yuzlerce pasaport uzatma damgasının altına ımza atmak- tan başka bır ış gormeyen en az 50 dıplomatımız, kehmenın tam anlamıyla heba olup gıdıyor Bır bakıma ağır makınelı tufekle serçe avına gjtmek gıbı bır şey Oysa bu basıt meka- nık ışı, sırf bu amaçla goreve alınmış (hukuk ıkıden terk 1 ) memurlara yaptınp o 50 dıplomatı çaplanna uygun ışlerde kullanmak mumkun Ama bunun ıçın Avrasya yollannda hıngır hıngır koşuş- turmaktan baş alıp yenı bır orgutlenme modelı uzennde sa- lım kafa>la ımal-ı fikreylemek şart Kısa süre once hem Turkçeyı ve hem de Turk dunyasının meselelennı çok ıyı (belkı Abnanya'da en ıyı) bılen bır mes- lektaş, "Frankfur«er Allgemeıne Zeıtung" yorumculann- dan VVolfgang Gunter Lerch, Dışışlen Bakanı Hıkmet Çe- tın'ı, "Sevıl Berben" Operası'ndakı "Fıgaro"ya benzetıyor- du Bılındığı uzere Fıgaro, olaylann hızb aktşı ıçınde oylesı- ne yalpalamaya başlar kı artıİc bır turlü "doğru zamanda, doğru yerde, doğru kavga"yı veremez olur Lerch, hakb olarak Sayın Çetın'ın, artık Baku'de mı, Duşenbe'de mı, Saraybosna'da mı, Alma-Ata'da mı. Pınşıtıne yahut Üs- küp'te mı olması gerektığını bılemez hale geldığıne dıkkatı çekıyor Pekı, ama bu bır yazgı mı° Elbe'te kı ışler çok yoğun Elbette kı ışler artık, yıne Lerch'ın deyışıyle "Turkıye'nın boyunu aşmaya başbyor " Ama Turkıye bütun bunlann ustesınden gelecek beyın gü- cune sahıp değıl mı 9 Zerre kadar şuphem yok kı sahıp Yıne zerre kadar şüphem yok kı Dışışlen'nde bazı akıllı kımseler kendı başlanna bu konular uzennde kafa yoruyor- lardır Fakat gorunen, bu ınsanlann, etkın bır yonetım al- tında oturup etkın ve yararlı bır yenı konsept uzennde çabş- mamalan, çünkü çabştınlmamalan Bu, tıpık bır "uçuncu kume" sendromudur 1 Turkıye'nın şaşkınlığıErmenıstan-Azerbaycan sorununda hanı neredeyse Ermenıstan'ın tarafını tutar gıbı bır görun- tuye gırmesınde de kendını bellı ettı kı bu sadece tek bır or- nek Hazır o bolgeden bahsederken Yıne Baku'de, Turkıye ıle îran arasında "muşten kızıştırma"yı kendıne şıaredmmış bır kaypak KP kazıntısı Hasanof la bu kadar ıçlı dışlı olma- nın ne âlemı var 9 O ve benzerlen ılk demokraük seçımde ha- zan yaprağı gıbı savrulup gıdınce, genye kalacak olan Halk Cephesı lıderlennın onune sonra hangı yuzle çıkacak Türkı- yC Bence şımdı Hanaye'nın en guncel gorev lennden bın, bır "duşunce fabnkası" kurmak olmalıdır Bunun ıçınse, gün ve devran görmuş emeklı dıplomatlanmız da reaktıve edıl- mebdır Belkı gaddarca bır ıfade, ama hasta doşeklennden bıle alınıp yenıden goreve getınlmelıdırler Turkıye, onlann muhtemelen bıraz yorgun ama yıne de paha bıcılmez de- ğerdekı beyınlennden en son "fikır şeraresı"nı dahı abnak- sızın onlan gen gondermemelıdır "Olağanustu hal, olağanustu hal " dıye çırpınmaktan neredeyse babalanmız tutacak 1 O>sa Turkıye, Guneydoğu'dakı o gözünü kan ve kın bü- rumuş bırkaç bın sergerde ıle o^ılann Ankara ve İstanbul'- dakı ınlı ufakb, erkeklı dışılı uzantılanyla nasıl olsa baş eder Asıl "olağanustu hal" orada değıl burada gerek 1 OKURLARDAN Hükümetten beklediklerimiz Çdgdaş ınsan orgutlu ınsandır" şıan ıle vola çıkan bız beıedıye memur'an. ana> asa ve yasalarda memurlann sendıkala^ması onundeyasal hıçbırengel olmadığı noktasından" hareketle grev lı-toplusozleşmelı sendıkal mucadeleye başladık Ana>asanın90 maddesınden hareketle TC hukumetlennın ımzaladığı ve parlamento tarafından onaylanan uluslararası sozleşmelere de davanak yaparakfiılısendıkal mucadelemızı tum kevfi engellere ve yasadışı baskılara rağmen bugunlere getırdık Yenı kurulanDYPve SHP koalısyonu gerek prolokolde gerekse hukumeı programında kamu çalışanlanna sendıkal hdklar tanıvacağını behrttı Hukumetten taleplenmızı şo> le sıralayabılınz •Geçmış hukumetın Içışlen Bakanı tarafından >ayımlananve scndıkaldşmdmızın cngellenmesıne vonclık Içı^lcrı Bakaniığıgenelgcvı ıptaledılmelıdır Menıur scndıkalan hakkındakı dı,ılmışdava!arduşurulmeiı kurulmuşvekuruhKak st.ndıkalarlanınmjİKİıı •Tum mcınurl.ıra si\d*>ot \apina\CMVdsiparulcreu\i. olnı > hakk' tanınmalıdır sendıkalanmızla ılgılı yasal duzenlemeler >apılırken bızlenn de goruşu ahnmalıdır Bu yasalarda sendıkanın gerçek tanımına u>gun olarak toplusözleşme ve grev hakkımız, tanınarak guvenceye alınmalıdır Bunun ılk adımı olarak da Çalışma Bakanlığı, toplusözleşme yetkı belgemızı vermelıdır •Hukumetın yetkılı organlanyla penyodık ve gundemlı goruşmeler vapmayı talepedıyoruz •Odenmemış Tasarruf Teşvık Fonu'nun kesıntılen faızlenyle odenmelı ve memuryaranna olmayan bu kesıntı kaldmlmalıdır • Emeklı Sandığı na aıt tum sos>altesıslerden gerçek sahıbı olan kamu çaiışaniannın yararlanmalan sağldnmalı, bunun ıçın memursendıkalan konunun duzenlenmesınde (ıdare, ışletme. kullanma) soz sahıbı olmalıdır • Lojman tazmınatı tüm kamu emekçılenneeşıt ve adıl şekılde genye donuşlu olarak odenmelıdır • Konut Fonu kesıntılenne son venlerek aynı oran maaşlara eklenmelı ve bugune kadar yapılan kesıntılcr odenmelıdır •Çalışma yaşamını diL?cnle>entum aniı-demokratık yasalar kaldmlmalıdır VİCDANBAVKARA Tum-Bcl-Sen Genel BaşLanı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear