18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 AĞUSTOS 1991 EKONOMÎ CUMHURİYET/13 Ibfaş'a yeni model • BURSA (AA) — Tofaş Otomobil Fabrikası "Tipo" ürctimini orta vadeli programına aldı. Tipo otomobillerinin 1993 yılında piyasaya sürülmesi bekleniyor. Tofaş'ın bu amaçla piyasa araştırmasma başladığı ve ilk sonuçlann "piyasada tutacağY' yolunda sonuçlar alındığı öğrenildi. Tofaş yetkilileri, Tipo modelinin, fabrikamn üıettiği Tempra'nm motor donarumı ile aynı olduğunu, sadece dış göriinümünde değişiklik bulunduğunu söylediler. Yetkililer, "Tipo için yatırımlanmız devam ediyor. Yeni markadan ne kadar üretilecek, fıyatı ne olacak, bunu daha sonra bclirleyeceğiz" dediler. Ankara Metrosu • ANKARA (UBA) — Ankara Metrosu inşaatı için gerekli 550 milyon dolarlık dış kredi önündeki engel kalktı. Kanada firması UTDC ile Türk GAMA firması tarafından "Yap- işlet-devret" modeline göre gerçekleştirilecek proje için gerekli dış krediye, Kanada firması Hazine kefaleti istediğinden, bugüne kadar kredi somnu çözülememişti. Ankara Belediye Başkanı Murat Karayalçın'ın, Başbakan Mesut Ydmaz'la göriişüp, konuyu gündeme getirmesinden sonra Başbakan, 550 milyon dolarlık dış kredi için Hazine garantisi verilmesini emretti. Hazine bonoları • ANKARA (UBA) — Bankalann elindeki Hazine bonosu ve devlet tahvilinin tutan rekor düzeye ulaşarak temmuz ayı sonunda 20 trilyon 930 milyar lira oldu. Bu tutar yılın ilk yedi ayında yüzde 46.2 oranında 6 trilyon 615 milyar liraük artış gösterdi. Bankalar elinde 28 Aralık 1990 tarihi itibanyla 14 trilyon 315 milyar liralık bono ve tahvil bulunuyordu. Bankalann elindeki Hazine bonosu ve devlet tahvili tutanndaki artışın 5 trilyon 190 milyar liralık bölümü tahvilden, bir trilyon 425 railyar liralık bölümü ise bonodan kaynaklandı. Dövize endeksli senet • ANKARA (ANKA) — Bayındırlık Inşaat Turizm Ticaret ve Sanayü Anonim Şirketi yatırımcıya yeni bir alternatif sunuyor. Şirket otoyol yapımı nedeniyle Kamu Ortaküğı Idresi tarafından verilen senetleri halka arz edecek. Sermaye piyasasmda ilk kez gerçekleşecek arz sırasında 2 milyon dolarlık senet halka satılacak. Dövize endeksli senetlerden bir milyar dolarlık bölümünün vadesi 31 Arahk 1994, bir milyar dolarlık bölümünün ise 30 Haziran 1995 tarihinde sona erecek. Bagfaş'ta üretim başladı • BANDIRMA (AA) — Balıkesir'in Bandırma ilçesinde kurulu Bagfaş "abrikası'nda üretime yeniden başlandı. Yaklaşık 2 aydan beri "ekonomik kriz ve stok fazlalıgT nedeniyle üretimini durduran Bagfaş tesislerinde, bu sabahtan itibaren DAP, amonyum sülfat ve kompoze cinsi gübre üretimine geçildi. Bagfaş Genel Müdürü Yahya Gencer, ay içinde Ürdün'e 10 bin ton amonyum sülfat gübresi ihraç ettiklerini, aynca Zirai Donatım Kurumu'na 30 bin ton, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri'ne 90 bin ton gübre satacaklarını söyledi. Ihracatı teşvik • ANKARA (AA) — Geçen hafta 17 ağustosta yürürlüğe konulan Ihracatı Teşvik Tebliği, Dış Ticaret Sermaye şirketlerinin (DTSŞ) örgütü konumundaki Türkiye Dış Ticaret Derneği (TÜRKTRADE) tarafından yeterli bulunmadı. Türktrade Genel Sekreteri Ayhan Çopur, getirilen teşviklerin ihracatçı şirketler arasında 'zorlama örgutlenmelere neden olabileceğini" söyledi. Çopur, söz konusu tebliğe ıhracatı 1 milyon doların altında olan şirketlerin Dısş'ler aracılığıyla yapacaklan ihracat için binde 5 oranında primden yararlandıklannı hatırlattı. Amerikalı iktisatçı Kenneth Galbraith'in Cumhuriyet 'e demeci 4 ÂT pııtlaştırılıııamah* YASEMİN ÇONGAR CAMBRIDGE (ABD) — Amerikalı iktisatçı Kenneth Galbraith ile bir yaz akşamında yaptığımız daldan dala söyleşi, ünlü iktisatçımn enflasyon yo- rumu, vergi konusundaki gö- rüşleri ve Türkiye'nin AT üye- liğiyle sürdü. Galbraith'e Türki- ye' de kronikleşen enflasyonun nasıl düşürttkbileceğini sorduk, ancak onun enflasyondan bizler kadar korkmadığını gördük. Galbraith şöyle diyor: "Öncelikle enflasyonun yok- sulluk anlanuna geldigi şeklin- deki yaygın bir yanlış anla>ıştan kurtulraak gerek. Enflasyon pa- ra arzındaki gelişme sonucu olur. Bu artışı çalışan kesime dagıtabilir, geür dağılımım dü- zettirseniz enflasyondan degil ama yoksulluktan kurtulursu- noz. Zamanla enflas>onu düşii- riicü önlenüeri uygalamak da kolaylaşır. Vergi geiiri, faiz oranından muaf bir getirdir. O zaman ver- gileri arttınnalı. Nedense geliş- miş kapitalist ülkelerdeki vergi sistemi, bu iilkeleria akıl ogret- tigi iilkelerdekine göre daha adaletii. Vergüerin kazancı yan- sıtacak şckilde arttınlması Uk öalemdir. Böylece bem kamu GALBRAITHTEN Enflasyon, yoksulluk anlamına gelmez. Teşvikten, krediden, ithal- ikameciliğinden korkulmamalı. AT üyelişinizi desteklerım. açığını sınırtar, hem zam gere- gini azaltır, iç borçlanmayı ya- vaşlatırsımz. Bu da faiz oranla- nndaki sürekli tırmanmayı ke- ser." "Her sabah kalkıp serbest ti- caret ve korumasu, teşviksiz pi- yasa duası etmedigbıi" söyleyen Galbraith'e "Peki ihracat tes- vikleri, ithal ikameciligi, sana- yi kredileri konusunda Türkiye gibi ülkelerdeki uygulamanın ötçiitleri ne olmalı" sorusunu yöneltince yine güldü: "Öncelikle teşvikten, kredi- den, ithal ikameciliğinden kor- kulmamalı. Bunlardan öcü gibi kaçmak, bunlara kapüıp reka- betcilige boşvennek kadar kötii- dür." Galbraith'e göre alım gücu- nün düşürulmesiyle iç pazarm küçültüldüğü ülkelerde sadece ihracata dönük bir üretim artı- şına gidümesi yalnız iktisadi acı- dan değil ülkedeki eşitlik, de- mokrasi ve adalet kurumlan açısından da büyük tehlikeler doğuruyor. Amerikalı iktisatçı, daha sonra ihracata yönelebile- cek alanlarda sınırlı bir ithal ikameciliğini "yararlı" gördü- ğünü belirterek üretim satışımn iç pazara da yöneltilmesini öne- riyor. Yabancı sermaye konu- sunda da "sadece portf öv yatı- nmı için geien şirketlere değil, teknoloji geüren, teas kuran ya- bancı girişiıacilere de bakılma- sı gerektiğini" vurgulayan Galbraith, "kredilendinne ve teşvik uygiılamasmda yerli ima- lat sanayü ile yabancı teknoloji yatınmlanna öncelik tanınma- sı gerekir" görüşünü savunu- yor. Konuyu Türkiye'nin iktisadi bütünleşme çabalanna getirdi- ğimizde AT'ye üyeliğimjzi des- teklediğini, bu konuyu yakın- dan izlediğini söyluyor. "AT putlaşünlmamalı. Ba- kın Fınlandiya, Avusrurya ve ts- veç topluluk dışında kalıp çok parlak iktisadi gelişmeler ka>- dettiler. Ancak orası BaübJann kendi kulübu degldir. Türkiye'- nin kaülması topluluga getirece- ği sonınlar yanında büyük bir perspeküf ve açılım da sağlaya- bilir. Üyeliğinizi desteklerim." tktisadi konular, yerini gün- cel siyasi gelişmelere ve anılara bırakırken Galbraith 2 metreye yakın boyuyla pek rahat sığa- madığı koltuğundan kalkıp odanın içinde yürüyerek anlat- mayı sürdürüyor. —BİT1İ— Anayasa yargıçlan karşı oy yazılannda da sözleşmeliyi anayasaya aykırı buldular Sözleşmeli hukuki değîl ŞÜKRAN KETENCİ Anayasa Mahkemesi'nin sözleşmeli per- sonele ilişkin iptal karannın gerekçeleri ya- nında kararda yer alan, çpk sayıda ve önem- li içerikte karşı oy gerekçeleri, hükümetin bugünkü sözleşmeli uygulamasım sürdür- mesindeki hukuka aykınlığı ve sakıncalan ortaya koyuyor. Sözleşmeli uygulamasmın daha önce de Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilenle ben- zer içerikte sürdürülmesi, KHK ile sözleş- meli çahştınlrnası, memur ve işçiler eliyle yürütülecek işlerde sözleşmeli çalıştmlma- sı anayasaya aykın bulunuyor. Sözleşmeli kararnamesi ile bugünkü uygulamanın tu- mü ile yürürlükten kalkması gereğini savu- nan anayasa yargıçlannın çok önemli içe- rikteki karşı oy yaiılarından Başkan Yekta Güngör Özden'in saptamalanndan bazı bö- lümler şöyle: Anayasa Mahkemesi kararlannın kesin- lifi ve bağlayıcılıgı, yalnız iptal edilen ko- nuda yeni bir düzenlemenin biçimsel varlı- gını degil, özde iptal gerekçesine uygunlu- gu da zonınhı kılar. Yasama organı ya da KHKyi yürürlügekoyanBakanlarKurulu^ onn iptal karanndan önceki yapıyı olduğu gibi ya da iptal karanna uyulmuş gibi ye- niden getirmes düşünülemez. Anayasav-a aykın kurallar bukok devletine gölge düşü- rür. Siyasi iktidarian meşnı kılan yargı ka- rarlanna baglanmış işlem, eylem ve durum- lardır. Anayasa Mahkemesi kararlannın bağlayıcıhgına gösterilen özen, hukuk dev- letinin güçlenmesine ve geçerliliğine önemli katkıdır. Ödün, hoşgörii anayasaya aykın- hklann başka önıeklerine neden olur, bu da bagışlanamaz bir tutumdur. Anayasaya ay- kınlıgın saptanmasında işin özune girilme- den salt bu nedenle iptal karan verilmeli- dir. • Anayasanın 128. maddesi devletin, ge- nel yönetim ilkelerine göre yürütmekle yü- kümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektir- diği asli ve sürekli görevlerin, ancak memur- lar ve öbür kamu görevlileri eliyle yerine ge- tirileceğini öngörmüştür. Sözleşmeli perso- nel diğer kamu görevlileri sayılacaksa, ana- yasa maddesinin Ugili fıkrasına her yönden uygun ve ancak yasayla duzenleme yapüma- Udır. 399 sayıU kararname bu yönden de anayasaya aykırüık taşımaktadır. • Sözleşmeli personel düzeni, özelliklet, zorunlu koşullar ve sınırlı alan gözetilme- den yaygınlaşbnlıp genişletilerek kamu gö- revlileri arasında ayncalıklı uygulamalarla aykınlıklar yaratmıştır. Personelrejiraite- melden ele alınıp cagdaş ömekleriyle uyum içinde düzenlenip. gerçekçi ölçüler kullanıl- mazsa, aynlıklar çok stnırlı tutulmazsa kar- maşa gelecekte kargaşaya dönüşebilir. Öz- lü kurallarla genel vapı, smıflar, tanımlar, göreve alınma, hizraet içi eğitim, yukseime, görevden çıkarma, emeklilik dunımlan öl- çiilülük ilkesi gözetikrek düzenlenmeli, üc- ret, ödenek ve ödenceler haksızlık yaratma- yacak biçimde kurumlaşünlmahdır. Anaya- sanın 128. maddesi böyle uygulamalara ve ayncalıklara olanak vermemektedir. Huku- kun temel görevi de böyle diizensizlikleri ve aykınlıklan önlemek, durdurmak ve gider- mektir. • Yetki Yasası'nın kaldınlmasmdan son- ra ona dayanan KHK'lerin yürürlükte bu- lunduğunu savunmak anayasal denetimle bağdaşmayan bir tutumdur. Yasal dayana- ğını yitirmiş, yetkisiz kalmış KHK, yürür- lükten kalkmalıdır. • Temel haklar, kişi haklan ve ödevleri ile siyasal haklar ve ödevlerin.. Anayasal gü- venceye alınmış konulann KHK ile düzen- lenmesi mumkiin değildir. • Ceza ve ceza yerine geçecek güvenlik önlemlerinin ancak yasayla konulacağı ana- yasanın 38. madde hükmüdür. Disipün gö- rünümü altında en doğal, en olağan hak- lar yasaklandığı, KHK ile düzenlenemeye- cek konular ele ahndığı gibi ceza yaptınm- lan ya da ceza niteliğinde yaptınmlar geti- rilmiştir. • Çagdaş bir hukuk devletinde bireyin, toplumnn, özeffikle cahşamn hakkı yeterti diizeyde korunur. Anayasa, bireylerin, ulu- sun devlet karşısındaki dayanağı, güvence- ler kaynagıdır. Devlet görevlisine, çalışanı- na haksuhkta bulunmaktan kaçmmaya, ön- celikle bunlar arasında eşitlige aykırı, hu- kuka aykırı uygulamalar yapmayarak özen gösterecektir. 399 savılı KHK bir haksızlık aracı yapısmdadır." Anayasa Mahkemesi'nin sözleşmeli ka- rarnamesinin tek tek birçok maddesinin anayasaya aykın bulunarak iptaJini öngö- ren karar gerekçelerinde de "Ancak yasa De düzenlenebilecek konulann KHK Ue düzen- lenemeyecegi, eşitlik ilkesi Ue çelistigi, ob- jektif ölçüler içermedigi, keyfi uygulama- ya olanak verdigi.." gerekçeleri öne çıkıyor. Sonuç olarak hükümetin sadece 399 sayılı kararnamenin iptal edilen maddelerini de- ğiştirerek sözleşmeli uygulamasım sürdür- mesi anayasaya ve hukuka aykırı bir tablo yaratıyor. Petrol-îş Sendikası'nın araştırmasma göre bu yıl 200 bin işçi işten çıkarıldı Işverenler yanıltıyorlş-Sendika Servisi — Petrol- tş Sendikası'nın dün basına ta- nıtüan 1990 yıllığı, işverenler ve hükümetin işçi haklanna, ücret- lerine ilişkin "aşın iddialan"nı çürütüyor. Yıllığa göre 1990 yıh içinde çeşitli sendikalara üye toplam 104 bin 352 işçi işten çı- kartıhrken 1991'in ilk beş ayın- da da toplam 102 bin 717 işçi- nin iş akdi feshedildi. Bu sayı- nm 1991'in Uk 7.5 ayı içinde 200 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'm, sendikacıları "ed€psizlik"le suç- lamasına yol açan son kamu ke- simi toplu iş sözleşmelerinin 7 ay gecikmeyle imzalanması nede- niyle 585 bin kamu işçisi toplam 2 trilyon lira kayba uğradı. Petrol-lş Sendikası'nın işçiler- le ilgili ekonomik gelişmeleri iz- leyen ve Petrol-lş Araştırma Müdürü Ilyas Köstekli tarafın- dan hazırlanan 1990 yıllığı dün sendika genel başkanı Mönir Ceylan tarafından basına tanı- tıldı. Münir Ceylan, işverenlerin, işçilerin Avrupa düzeyinde ücret aldığını ileri sürerek kamuoyu- nu yanılttığını, gerçekleri sakla- dıklarını savundu. Türkiye"de asgari ücretin 1991 yıh itibany- la brüt 414 bin lira olmasma kar- şı, Avrupa'daki en düşük asgari ücretin Portekiz'de 1 milyon 278 bin lira olduğunu, Danimarka- da 7 milyon 358 bin lira seviye- sinde bulunduğunu kaydeden Ceylan, özetle şu bilgileri verdi: — 12 Eylül sonrası "bahar" ve "yar" eylemleriyle az da ol- sa ücret artışı sağlanabildi. An- cak 1990 vılında işçi ücretleri 1983 yılı gerçek ücretlerinden yüzde 4.7, 24 Ocak 1980 öncesi gercek ücretlerden ise yüzde 19.7 oranında geride kaldı. Ukjsal gelkrde ücrtt «e sermaye paylaşını Ucretın payı 20.7 İmalat sanayi ürettm deierimle rşçUlk payı Isçitık payr 5.8 79.3 Sermaye pay Ulusal gelirin paylaşımı (%) YıMar 1973 1979 19S5 1986 19S7 19M 19M 1990 <aynak acnthı P«yı 33.37 31.97 23.07 20.53 21.35 18.15 20.69 20.70 Stnttymin Payı 66.63 68.03 76.93 79.47 78.65 81.85 79.31 79.30 Petrol-lş Araştrma — Ulusal gelirde ücretin payı 1973'te yüzde 33.37 olurken bu oran 1988'de yüzde 18.15'e düş- tü. 1990'daki oram ise yuzde 20.7'de kaldı. — Memurlann 1990'daki ger- çek ücretleri 1980 düzeyinden 44.7 oranında geriledi. Cumhurbaşkanı Turgut bin lira ayıık kavbı oiüu. bu ne- denle ilk altı ay gerçek ücret ar- tışı yüzde 46.4'te kaldı, yıl orta- laması yıızde 100.8 oranında gerçekleşti. Petrol-lş Genel Baş- kanı Münir Ceylan, iküdann, kamu sözleşmelerini 7 ay gecik- meyle bağniayarak 5 trilyon 369 milyar lira tutannda işçi ücreti- ni işçileri açlığa mahkûm ederek kPetrol-İş Sendikası Başkanı Münir Ceylan, işçilerin Avrupa düzeyinde ücret aldıklarmı iddia eden işverenlerin kamuoyunu yanılttıklarını belirterek "Türkiye'de en düşük brüt ücret 414 bin lira iken Avrupa'da 1.3 milyon lira" dedi. Özal'ın "edepsizük" diye ımcıc- diği kamu sözleşmeleri ile ışçi- lere birinci yıl net yüzde 152.6, ikinci yıl yüzde 40.8 zam yapıl- dı. Net ücret artışları ilk altı ay- da 705.705 lira, ikinci yıl ikinci altı ayda da 494.896 lira oldu. Sözleşmelerin 7 ay gecikmeyle imzalanması nedeniyle 585 bin kamu işçisinin her birinin 504 faizsiz borç olarak kullandığını savundu. Bu süre içinde kamu işçilerinin 2 trilyon lira kayba uğradıklarını söyledi. Münir Ceylan, işverenlerin, işçi ücretlerinin yüksekliğinden şikâyet etmelerine karşın 500 bü- yük sanayi kuruluşu verilerine göre 1982 yılı 100 olarak kabul edilirse işverenlerin çalışan ba- şma kârlarırun 1989'da 2.057 ol- duğunu bildirdi. tşçilik maliyet- lerinin çalışan basına 1.626 ola- rak gerçekleştiğini kaydeden Ceylan, satış hasılatına göre iş- çilik payının 1989'da yüzde 9.3 olduğunu, işçilerin yalnız 24 iş- gününü kendilerbe çalışırken yılm 230 gününü işverene çalış- tıklarmı söyledi. Münir Ceylan 1990 yılında 104.352 işçinin, 1991 yılının ilk beş ayında da 102 bin 717 işçi- nin işten çıkartıldığını, yılbaşın- dan bu yana çıkartdanlann sa- yısımn 200 bini bulduğunun tahmin edildiğini bildirdi. Atüan işçilerin hepsinin sendikalı oldu- ğuna dikkati çeken Ceylan, "İş- ten çıkartmalar, istisnalar dışın- da ekonomik bunahmdan degil, doğrudan sendikalı işçilerin iş- ten çıkartdıp, yerine geçici veya taseron işçilerin getirilmesi biçi- mindedir. Hatta sendikalı işçikr bu statttlerde çalışmaya zorlanmaktadır" dedi. Türkiye'- de sendikalaşma oranının 1990 yılı itibanyla yuzde 10.8 olduğu- nu belirten Ceylan, iktidar ve iş- verenleri "sendikasızlaştırma" politikalan izlemekle suçladı. T U K E T I C I G O Z U Y L E MERAL TAMER Bayinin vaadi ve zamlı otoDiyelim ki otomobil almaya niyetlisiniz. Dû- şünüp taşınıp yerli otomobilde karar kıldınız ve Tofaş ya da Renault'dan birinl seçtiniz. Ama çotju zaman bu otomobillerde bir sü- re bekleme söz konusu. Ha deyince alama- yabiliyorsunuz. Öte yandan da otomobile sık sık zam geliyor. Otomobili kesenize en uygun koşullarda al- mak için dolaşıyorsunuz. Ve karşınıza çıkan Tofaş ya da Renautt ana bayilerinden biri si- ze epey yüklüce bir kaporo (otomobil fiyatı- nın yarısı bile olabilir) yatırdığınız takdirde zamdan etkilenmeden otomobil temin edebi- leceğini söyluyor. Bayinin dış kapısın- da Tofaş ya da Rena- ult etiketini gördüğü- nüz için itimat ediyor- sunuz. Otomobilinizi zam görmeden alabi- leceğiniz "umuduy- la" 45-50 mityon tu- tan otomobilin yarı fi- yatına yakın kaporoyu sağlamaya uğraşıyor- sunuz. Bu arada eş dosttan borç, hatta tü- ketici kredisi bile alarv larınız olabilir. Güç- lükle parayı topluyor- sunuz, ancak otomo- btliniz "2am"dan kur- tulamıyor. Bayi günierce "fabrikadan araba bugün gelmedi, yann gelecek" türünden sizi oya- ladıktan sonra ancak gazetelerde "otomo- billerde zam haberi yayımlandıktan sonra" sizi anyor ve "buyurun arabanız hazır" di- yor. Gittiğinizde ise karşınıza "3-4 mllyon- luk zamlı bir fatura" çıkıyor. Sizin itırazınız hazır: "Ama biz eski fiyat üzerinden anlaşmamış mıydık?" Bayinin cevabı da hazır: "Ne yapalım kar- deşlm. Ben de arabayı ana firmadan alıyo- rum. Bana araba gelmeyince ben sana na- sıl vereyim? Bana da zamlı fiyattan gel- dl..." Halbuki bu arada fabrika bayiye arabayı göndermiş ve bayi o arabayı daha hatırlı bir dostuna daha düşük fiyata satmış olabilir. Ya da satmayıp zamsız-'iyattan aldığı arabayı bir- kaç gün beklettikten sonra çifte kârla müşte- riye yansıtabilir. Bu konudan şikâyetle bize başvuran İstan- bullu okurumuz Fatlh Soyerman ve Tekir- dağlı okurumuz Kemal Erüstün'ün mektup- ları üzerine bu konuyu gündeme getirmek ve sizieri uyarmak istedik. Fatih Soyerman ken- disine önceden vaat edildiği ve kaporosu bek- letildiği halde otomobilini zamlı fiyattan ala- bildi. Kemal Erüstün ise bizim araya girme- miz sonucunda fazladan ödediği 2 milyonu aşkın parayı geri aldı. Çünkü ana firma çok duyartı davrandı. Diğerinde ana firma farklıy- dı, olayı pektakip etmedi. Bayi de fabrikadan sipariş ettiği otomobilleri düzenli olarak ala- madıklarmdan ve bu nedenle söz verdiktert halde müşteriye yalancı duruma düştüklerin- den yakındı. Belki haklıydı. Bu 2 olayda okurlanmızın sorunlannı çöz- meye çalışırken sizleri de uyarmayı zorunlu gördük. 2 otomobil firmasının yetkilileri de di- yorlar ki bayinin bu tür vaatte bulunması, eğer elde bir belge yoksa hiçbir anlam taşımaz. Bayi kolaylıkla vaatte bulunabilir, sonradan da sözünü tutmayabi- lir. Buna karşılık tüke- tici bu vaade inanıp parasını bayiye teslim etmişse "geçmlş ol- sun." O parayı geri alabilme şansı olma- dığına göre çaresiz zammı sineye çek- mek durumundadır. Belki bu arada elinde- ki aynı parayla başka bir bayiye giderek da- ha uygun şartlarda araba alması müm- künken onu da kaçır- mıştır. Okurlarımıza sor- duğumuzda ikisi de bize bayi ile aralann- daki anlaşmayı yazılı olarak belgeleyen söz- leşmeler gösterememişlerdir. Bu durumda eğer sizler de araba almaya nıyetliyseniz ve dolaştığınız bayılerden biri yüklüce bir peşin para karşılığında size zamsız fiyattan otomo- bil vaadinde bulunursa sonradan hakkınızı arayabilmek için bu vaadi belgeletin. Firma- nın kaşeli kâğıdına, vaadi yapanın el yazısıy- la ödediğiniz para karşılığında size vaat edi- len koşulları not ettirin. Hatta bu vaadi yazılı şekle dönüştürürken noterl bile aracı edebi- lirsiniz. Belki de siz böyle bir öneride bulunduğu- nuzda bayi vaatlerinden vazgeçecek ve siz de "gerçekle" karşı karşıya kalacaksınız. Ama sonradan üzülmektense baştan tedbir- li davranmakta yarar yok mu? Bu arada özellikle istanbullu okurlarımıza bir başka hatırlatma daha yapmak istiyoruz. Fazladan ödediği parayı geri almasına yar- dımcı olduğumuz okurumuz Kemal Erüstün mektubunda otomobil macerasını anlatırken önce arabayı İstanbul'dan satın almak iste- diklerini, ancak daha sonra bir arkadaşımn uyansı üzerine talebin daha düşük olabileceği Kırklareli bayisiyle pazarlığı yaptıklarını belır- tiyor. Demek ki Islanbul'la "taşra" arasında da bir fiyat marjı olabiliyor. T U K E T I C I N I N S E S I Kampanyayutturmacası 12.7.1991 günü Eskişehiri deki B«rk Eczanesi'nden Ec- zacıbaşı ürünlerinden Medi- dent diş macunu almak iste- dim. Eczacı hanım, kampan- ya olduğunu, iki macun ve fır- çanın 12 bin liraya satıldığını söyledi. Diş macununun üze- rinde 3 bin lira yazıyordu, ben sadece diş macununu almak istediğimi söylediğimde, "Fır- çanın fiyatı 8 bin liradan fazla" diye almam için ısrar etti. Lafı fazla uzatmamak için seti aldım. Ancak eve getip ürünleri actığımda diş fırçası- nın hediye olduğunu gördüm. Çok açık bir şekilde aldatılmış- tım. Tekrar eczaneye gittim. Eczacı hanım son derece olumsuz bir tavır takınarak ürünü ve fişi geri almak iste- di. Üzüntüm, ödediğim farklı fiyattan ziyade benim gibi pek çok kişinin akjatılmış olması. NURAN AY/Eskişehir f\rkadaşlanmız Eczacıbaşı'ndan Ayhan Suskun'la görüştiiler. Kendisi tüketicinin son derece haklı olduğunu, müşteriden 8 bin lira fazla para alındığını belirterek "Biz hem müşteriyle hem de eczaneyle görüştük. Müşteri, sorununun bizimle değil, eczaneyle ilgili olduğunu söyledi. Arkadaşlarmuz eczaneye de gittüer. Fakat eczacı hanım son derece rahat bir şekilde kendisinin o fiyattan sattığını söyledu Diş macunu, ruhsath ilaç kapsamma girdiği için kampanya bizim olsa bile dava açma hakktmız yok" dedi. Sokak sütçüsü hâkim PİAR tarafından 5 büyük kentte yapılan bir araştırma, tüketicinin sokak sütçüsün- den aldığı sütü "saf ve doğal" kabul ettiğini ortaya koydu. Araştırma sonuçlarına göre tüketici bu sütü kaynat- makla içindeki tüm zararlı maddelerin öldüğüne inanı- yor. Şişe ve kutularda satılan ambalajlı sütler konusunda ise bir kısım tüketici, bunların dayanıklı olabilmeleri için içi- ne katkı maddelerinin ilave edildiği inancında. Mis Süt, Pınar Süt ve SEK'e ambalaj malzemesi üreten TETRA PAK firması tarafından yaptı- rılan bu araştırmadan çıkan sonuç üzerine dayanıklı sütün tanıtımına yönelik yoğun bir kampanya başlatılması karar- laştınldı. Bu kampanyada pas- törize ve dayanıklı sütlerin, sütteki tüm besin değerieri ve vitaminleri içerdiği, kullanılan ambalaj malzemesinin "4 ay- lık uzun ömür" sağladığı be- lirtiliyor. Ayrıca kutu sütünün açıkjıktan sonra buzdolabında korunması ve havayla temas- la biıiikte içinde bakteri üreye- bileceği için 3 gün içinde tü- ketilmesi salık veriliyor. Tüpgaz bayisine yeni düzen Yıllardır abonesi olduğum 10 kg'lik Milangaz tüplerinin kullanımının Sanayi Bakanlı- ğı'nca yasaklandığını, bundan böyle İpragaz tüplerinin kulla- nılacağını bayiden öğrenince çok şaşırdım ve konuyu araş- tırmaya karar verdim. Zira elimdeki tüpü İpragaz tüpüy- le değiştirebilmek için 125 bin TL fark ödemek gerekiyordu. Sanayi Bakanlığı'na başvu- runca olayın çok daha farklı olduğunu öğrendim. Bütün mesele bayilerin, bayisi olduk- ları firmanın dışında hiçbir şe- kilde başka bir firmanın malı- nı satmamalarına dair bir teb- liğden ibaretmiş. Anlaşılan bügüne dek birkaç firmanın malını satabilen birtakım fir- malar durumdan rahatsız ola- rak haksız kazanç yoluna gi- diyorlardı. Konunun açtklığa kavuşmasını sağlayan Sana- yi Bakanlığı Standartlar Şu- be Müdürü Sedat Apay- dın'a, duyarlılık göstererek sorunumu cözen Milangaz yetkilileri Faruk Bakan ve Mustafa Yağcı'ya teşekkür ederim. Zeynep Cömert-Ankara URETICIYE TEŞEKKÜR Dizel Magnet üzmedi MILPA'dan geçen yıl Bosch marka bir çamaşır makinesi aldım. Ambalajı actığımda makinenin ha- sarlı olduğunu tespit ettik. MİLPA'dan Yücel beyle göruştüm. isteksız bir şekil- de yenisini gönderecekle- rini söyledi. Aylar sonra ye- nisini gönderdiler, ama ne yazık ki bu da aynı şekilde hasariıydı. Son care olarak ithalatçı firma Dizel Ma(i- net'i aradım, onlar hemen makineyi değiştirdiler. Dündar Gülöksüz - İs- tanbul Bahar Bufjk'e teşekkür Tatilde eşimle BAHAR Butik'ten iyi bir marka ter- lik aldım. Birkaç gün son- ra bir arıza belirince. geri götürdüm. Hemen bir yeni- siyle değiştirdiler. Ancak aynı arıza onda da meyda- na geldi. Sonra anladık ki arıza, hatalı kullanımdan kaynaklanıyormuş. Bu du- rumu daha sonra bize son derece anlayışlı davranan butik sahibi Ersun Yıl- maz'a anlattım. Kendisine çok teşekkür ederim. Ha- san Alparslan - Muğla Scrikss sevindirdi 12 yıllık bir kullanımdan sonra ilk Scrikss kalemi- min piston gövdesi eskidi. İkinci Scrikss kalem takı- mım ise hiç kullanamadan bozuldu. Durumu firmaya bildirdiğimde arızalı kalem- leri postayla göndermemi istediler. Bir süre sonra da bana iki yeni kalem gön- derdiler. Her iki kalemimi de yenileyen Scrikss'e te- şekkürler. Altay Çolaktaş - Ankara
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear