18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 Mısır'da skandal • KAHİRE (AA) — Mısır'da geçen yıl sonunda yapılan seçimlerde oluşan parlamentonun 9 uyesinin uyuşturucu madde kâçakçılığı yaptıklanndan endişe duyulduğu bildirildi. Mısır Parlamentosu Başkanı'nın isteği uzerine bu konuda bır rapor hazırlayan îçişleri Bakanı Abdulhalim Musa, söz konusu 9 milletvekili hakkındaki belgeleri parlamentoya sundu. Ancak milletvekillerinin kimlikleri açıklanmadı. Rehineler sorunıı • KENNEBUNKPORT (AA) — ABD Başkanı George Bush, Ortadoğu'da muhtemel rehine değişimini görüşen bütıin taraflardan, mümkün olduğu kadar esneklik göstermelerini istedi. Bush, tatilini geçirdiği Kennebunkport'ta yaptığı açıklamada, rehine değişimi için çalışan BM Genel Sekreteri Javier Perez de Cuellar'ın, konu ile ilgili görüşmelerde şu anki duraklamaya rağmen kötumser olmadığını kaydetti. öte yandan Lübnan'da Batılı rehineleri elinde tutan Hizbullah örgütünün raanevi lideri Şeyh Muhammed FadaUah, sorunun çözümü ıçin adım atma sırasının Israil'e geldiğini söyledi. 4 Filistinli öldti • KUDÜS (AA) — lşgal altındaki topraklarda süren ayaklanmada, önceki gün de 4 Filistinlinin ölduğü bildirildi. Filistin kaynaklan, Batı Şeria'nın Akabe köyünde, Mahmut Ebu Arra adlı 47 yaşındaki Filistinlinin Israil ordusuna ait bir jipten askerler iie halk arasında herhangi bir çatışma olmadığını belirtirken, Israil yetkilileri olayla ilgili soruşturma yürutuldüğunu bildirdiler. Irak'ta kolera • BAGDAT (AA) — Irak'ta, son uç ayda 394 kolera vakasına rastlandığı bildirildi. Irak haber ajansı İNA Sağlık Bakanlığı'nm Bağdat'taki Dünya Sağlık Orgütü bürosuna gönderdiği rapora dayanarak verdiğı haberde, bu hastalıktan bır kişinin de öldüğünü belirtti. DIŞ HABERLER 20 AĞUSTOS 1991 MOSKOVA'DA DARBE BatıUan yardım için3 koşul 1- İnsan haklanna uyulsun, 2- Uluslararası anlaşmşlara bağh kalınsın, 3- Silahsızlanmaya devam edilsin Dış Haberier Servisi— So\- yetler Birliği"nde Mihail Gorba- çov'un dun sabaha karşı düzen- lenen darbeyle devlet başkanh- ğı görevinden uzaklaştınlması dünyada 'şok' etkisi yarattı. Sovyetler Birliğı'ndeki darbeyle ilgili olarak ülke yönetimleri, uluslararası topluluklarca yapı- lan ılk resmı açıklamalarda "du- nımun ka\gı yarattığı" ifade edildi. ABD ve îngiltere, Gorba- çov'un devrilmesini "anayasa dışT olarak nitelediler. ABD Başkanı George Bush, bu koşullar altmda Sovyetler Birliği'ne yardımı durdurabilece- ğini açıklarken Ingiltere Başba- kanı John Major ile Almanya Başbakanı Helmut Kohl'un de yardımı; Moskova'nın insan haklanna uyması, uluslararası anlaşmalara bağh kalması ve si- lahsızlanmayla yumuşama poli- tikalarını sürdürmesi koşullan- na bağladıkları bildirildi. tngil- tere'nin Sovyetler Birliği'ne yap- tığı 83 milyon dolarlık teknik yardımı da askıya alacağı bil- dirildi. ABD ABD Başkanı Bush, Mihail Gorbaçov'un gorevden alınma- sını "ciddi sonuçlara >ol açabi- lecek rahatsız edici bir durum" olarak niteledı. Bush, Gorba- çov'a yönelik hareketi "anayasa dışı" olarak değerlendırdı ve "Bu girişim anayasanın yonetim degişikliği için belirlediği kural- lann dışındadır" dedı. Sovyet ekonomisine yardun konusunda da Bush, mevcut şartların sunnesi halinde yar- dımlann dondunılacağını söyledi. Bush, "Or- du tarafından desteklenen, anayasaya ters bir hareket soz konusuyken yardım konusunda daha iieriye gitmeyecegimiz kesin" şeklinde konuştu. Başkan, "Tabii ki, sadece ABD de- ğil, biitiın Avrupa da bazı şeyleri durdura- caktır" dedi. Başkan Bush, Gorbaçov'u yönetimden uzaklaştıran Olağanüstü Hal Komitesi ve Devlet Başkan Yardımcısı Gennadi Yanayev ile henuz bağlantı kuruhnadığını bildirdi. Bush, "Bu anayasa dışı eylemi destekleyen berhangi bir şey yapmak istemiyorum" dedi. Ortadoğu'da banş ve Batılı rehineler ko- nusunda Gorbaçov liderliğindeki SSCB ile yapılan işbırliği sonucunda ciddi sonuçlar el- de edilebildiğini belirten Bush, yeni yöneti- min bu soruna yaklaşımının ne olacağmın he- nıiz açıklık kazanmadığını söyledi. Bush, "Ottadogu konusunda eskiye dönmenin ya- pıcı olmayacağı görüşıindeyim" dedi. Gorbaçov'un yeniden iktidara gelmesini is- teyip istemediği yolundaki bir soru uzerine ORDU-HALK YÜZ YÜZE — Dün sabah Unkianyla birden bire dönüştü. Tanklar, kentin stratejik noktalannda mevzüenirken kugın ortaya çıkan Kızılordu askerleri, Moskovalüan önce şaşırttı. Tanklann Moskovalılar, gosteriler vaparak veya askerlerie tek tek kavga ederek mekanik uğultulannın yarattığı şaşkınlık, yavaş yavaş kızgınlığa tepkilerini gösterdiler. (Fotograf: AP) Bush, "Gorbaçov'u reformlann Ueriye gitme- si konusunda daima en iyi şans olarak gor- muşuradur. Onun gorevden uzaklaştınlma- sının yapıcı bir tutum olmadıgı gönişün- deyim" şeklinde konuştu. ALMANYA Almanya Başbakanı Helmut Kobl, SSCB Devlet BaşkanlığYndan uzaklaştırılan Mihail Gorbaçov'un güvenliğinin garanti altına alın- masını, Moskova'mn, iç ve dış politika çiz- gilerüıi korumasını istedi. SSCB'deki gelişmeler uzerine Avusturya- daki tatilini yarıda keserek Bonn'a dönen Kohl, burada yaptığı yazılı açıklamada, "Gorbaçov'un uzaklaştınlmasından derin kaygı duyduğunu" belirtti. Kohl, "Banşa ka- rariı katkılar yapan ve tüm dünyada buyuk bir saygmhk kazanan Mihail Gorbaçov'un ki- şisel güvenliğinin garantiye alınmasını istiyonız" dedi. Kohl, ABD, Ingiitere ve Fransa liderleri ile telefon görüşmesi yaptığını ve Moskova'nın, imzaladığı antlaşmalara sadık kalması gerek- tiği konusunda görüş birliğine vardıklanru kaydetti. İNGİLTERE SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'- un görevden alınması Ingiltere'de şok etkisi yaparken Başbakan John Major, hareketin "anayasal olmadığını" bildirdi. Major, SSCB'deki gelişme konusunda Dowwıng Street'teki başbakanlık binası önunde yaptı- ğı ilk açıklamada, "Başkan Gorbaçov'un ik- tidardan anayasaya aykın bir biçimde uzak- laştınldıgı konusunda kuşku yok" dedi. Başbakan Major, Sovyet lideri Gorbaçov- un geleceğinin ne olacağını bibnediğini, an- cak kendisinin Doğu-Batı yumuşamasına bü- yuk katkıları ve ulkesinde halkın refahı için başlattığı reform çalışmalan ile gurur duyu- lacak bir sicili bulunduğunu belirtti. FRANSA Fransa Cumhurbaşkam François Mitter- rand, Sovyetler Birliği'ndeki durumu kaygı ve dikkatle izlediğini bildirdi. Mitterrand dun yayımladığı açıklamada, Gorbaçov ile Rus- ya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin'ın öz- gürlük ve güvenliğinin garanti altına alınma- sını istedi. Mitterrand yeni yönetimin bu iki lidere nasü davrandıklanna bakılarak değer- lendirileceklerini belirtti. NATO Gorbaçov'un görevden alınması uzerine NATO Siyasi Komitesi durumu görüşmek ve gelişmelerı değerlendirmek üzere Brüksel'de olağanüstü toplandı. Toplantıda, Sovyetler- deki durum ve muhtemel gelişmelerin göz- den geçirildiği bildirildi. İSRAİL lsrail Başbakanı tzak Şamir'in Sözcüsü Avi Pazner, Gorbaçov'un görevden alındığımn açıklanmasmdan hemen sonra yaptığı açık- lamada, ülkesinin Moskova'daki gelişmeleri yakından izlediğini söyledi. Pazner, durum hakkında kesin tahminlerde bulunmak için detayh bilgi almayı beklediklerini ifade etti. Moskova son zamanlarda Tel Aviv ile ilişki- lerini yeniden kurmaya çalışıyordu. DOĞU AVRUPA Gorbaçov'un devrilmesi, iki yıldan daha az bir süre öncesi- ne dek Moskova'nın güdümün- de bulunan Doğu Avrupa ülke- lerinde korku ve kaygı yarattı. Çekoslovakya Devlet Başka- nı Vadav Havel, dün düzenledi- ği basın toplanusında, "Bizi doğnıdan tehdit eden bir tehli- ke olduguna inanmıyorum. Uluslararası tntumnmaz açıktır. Ülkemlzde ekonomik ve politik alandaki radikal degişim dur- mayacaktır, dardurulamaz" dedi. Konuşmasında Çekoslovak- ya'nın 21 Ağustos 1968'de Kızıl Ordu tarafından işgal edildiğin- den de söz eden Havel, "Sovyet- ler Birliği'ndeki son olaylar bi- ze, yirmi yüı aşkın bir sure ön- ce yaşadıgımız acı taribse) olay- lardan başka bir şey anımsat- mıyor" diye konuştu. Havel, "Şüpbesiz, Sovyet olusUruu zor günler bekJemektedir, ancak U- rihin tekertegi geriye çevriJemez' dedi. Polonya Devlet Başkanı Lecb VValesa, Sovyetler Birliği'ndeki gelişmeler uzerine yaptığı açık- lamada, Polonyalılan "bu özel anda" iç politik tartışmalannı ve iş anlaşmazlıklanm bir kenara bırakarak birlik olmaya çağordı. Walesa, "Egemen bir devlet ola- rak demokrasiyi inşa etmeye ve ekonomimizi yenüemeye devam edecegiz" dedi. Macaristan'da Başbakan Joz- sef Antali başkanlığında toplanan hükümet, Sovyetler Birliği'ndeki gelişmeleri görüştü. Eski Doğu Almanya topraklarındaki Sov- yet askerlerinin durumu da darbe ile birlikte merak konusu oldu. SSCB'nin yeni Devlet Başkanı Gennady Yanayev, askerlerin prog- ram çerçevesinde gen çekilmesinin sürcceği- ni açıkladı, ancak bu konudakı kaygılan gi- deremedi. Bilindiği gibi Almanya toprakları üzerinde halen 300 bin Sovyet askeri bu- lunuyor. AT Avrupa Topluluğu bugun Sovyetler Birliği'ndeki son durumu görüşmek üzere toplanıyor. AT'nin Sovyetler Birliği'ne eko- nomik yardımı askıya almayı düşündüğü bil- dirildi. Topluluk adına Belçika radyosunun soru- lannı yanıtlayan Belçika Dışişlen Bakanı Marc Eyskens, uye ülke başkentlerinde bu- yuk bir endişenin hüküm sürdüğünü ifade et- ti. 30 A Ğ U S T O S C E K İ L İ S İ N D E TAIIM MLETIRE : MİLLİ PİyAMGOTAM BİLET1BK : 'tecedes 150E • BMW 5 5 Mtfotk) • 1 Hordo Integra • I Toyola Corola Gt IJlbock • ' Hıî Manfc 323 V5 'F J| «e-aui 21 GTS lOtx* • t Ope vecr: 8 W • t Nasaı Sunnv J< ÇPflK I İ U T U M : 6 Ford T 3ın.s I c G" • 6 Renoıft- I G'S |Opdıı • 16 Sua* 1 3 31 KoNUK YAZAR Dd millivetci lider HALUK OZDALGA 1990 yıhnın güneşlı bir ilkba- har günü Zagreb'e vardığımda Yugoslavya seçimlerinin en önemlisi yapıhyor, 33 partinin katıldığı kampanyanın en yoğun son haftası yaşamyordu. Renk renk parti afişleri, şehir duvar- lannı kaplamıştı. Bunlar arasın- da ak saçlı, gözlüklü, sıcak bir gülucükle seçmenlere bakan bir liderin fotoğrafını taşıyan afiş, diğerlerınden çok daha sık göze çarpıyordu. Fotoğraftaki kişi, kısa bir süre sonra Yugoslavya'- mn en guçlü iki liderinden biri durumuna gelecek ve "Hırvatis- tan'ın babası" diye anılacak Franjo Tudjman'dı. (Franyo Tucman okunur). Secime katılan partiler, ara- larında ittifak yaparak 3 blok oluşturmuştu. Tudjman, kendi örgütu etrafında toplanan bir dizi küçuk partiyle beraber Hır- vat Demokratik Bloku'nun li- derliğini yapıyordu. Merkezde, liberal ve Hıristiyan demokrat eğilimli partilerin oluşturduğu Milli İttifak Koalisyonu yer alı- yordu. Solda ise eski komunist- lerin kurduğu Sosyalist Blok vardı. Seçimlerde yanşan üç blok da eski komunistler dahil, birçok temel konuda aynı şey- leri soyluyordu; hepsı çok par- tili demokratik rejimden, ser- best piyasa ekonomisinden ve Batı Avrupa'yla hızlı bir bütün- leşmeden yanaydı. Farkh görüş- ler, yalnızca Yugoslav devletinin geleceği konusunda beliriyordu. 1990 sonuna kadar Yugoslav- ya'yı oluşturan bütun cumhuri- yetlerde seçimler yapıldı. Hırvat seçimlerinin bu ozelliğinin, her yerde aynen tekrar edildiği gö- ruldu: Demokrasi, Avrupa'yla butunleşme ve piyasa ekonomisi konusunda toplamı 100'ü aşan Yugoslav partileri arasında ge- niş bir fikir biriiği vardı. Göruş ayrılıkları, Yugoslav devletinin yeni bıçiminin ne olacağı konu- sunda çıkıyordu: Federal devle- te devam, konfederasyon veya bağımsızlık. Sonuçta, seçmenler tamamen milliyetçi duygular al- tmda oy vermeyi tercih etti ve butun cumhuriyetlerde en mil- liyetçi kabul edilen partiler ka- zandı. Hırvatistan'da da öyle oldu. Partisini "en Hırvat parti", kendisini de "Hırvat davasına en çok hizmet etmiş, o yolda en de 65 oy olarak secilirken, en çok bedel ödemiş lider" olarak yakın rakibi Sırbistan Yenileş-ş sunan Tudjman, oyların üçte ıkisini alarak muthiş bir zafer kazandı. Tudjman, generallik yapmış, daha sonra Tito'nun "Hırvat milliyetçfliği" suçlama- sıyla ordudan tard edilmiş ve 5 yıl hapse mahkûm olmuştu. Oldukça sert bir kampanya yu- ruttü. Toplantı ve açıkhava mi- tinglerinde Yugoslavizmi ve Yu- goslavya'^ çağnştıran hiçbir şe- ye yer verilmiyor, koyu bir Hır- vatçılık yapılıyordu. Birçok gözlemcı, Tudjman'- ın Hırvat Büiiği örgütünün, Hırvatistan'ın bağımsızlığıyla yetinmek istemediğini, Drina Nehri'ne kadar olan topraklar- me Hareketi'nin lideri Vuk Draşkoviç ancak yuzde 16 oy alabildi. 44 partinin katıldığı milletvekilleri seçimlerinde ise yüzde 46 oy alan SSP, meclis- teki 250 sandalyeden 194'ünü elde etti. Kendisinin ve partisi- nin aldığı oylar arasmdaki fark, Miloseviç'in sahip olduğu des- teği göstermektedir. Miloseviç'- in Sırplar arasmdaki desteğini anlamak için Belgrad sokakla- nnda birkaç saat dolaşmak ye- terlidir. Özellikle arka sokak vitrinlerine esnafm gönüllü ola- rak yerleştirdiği Miloseviç fo- toğraflan, dikkat çekecek kadar çoktur. Tudjman 'Hırvatistan'ın babası' diye anılan Franjo Tudjman, seçimlerde oyların üçte ikisini alarak Hırvatistan Devlet Başkanı seçildi. Tudjman, Tito'nun 'Hırvat milliyetçiliği' suçlamasıyla ordudan atılmış ve 5 yıl hapse mahkûm olmuştu. Miloseviç Sırbistan'da eski komunistler adlarını Sırbistan Sosyalist Partisi olarak değiştirip seçimlere katıldılar. Miloseviç, oyların yüzde 65'ini alarak devlet başkanlığma seçildi. Sırplann önemli bir bölümü Sırpların ağırlıkh konumunun devam etmesiniistiyor. da Bosna-Hersek'ın önemli bir kısmını da kapsayacak "Büyük Hırvatistan" kurmayı hedefle- diğim ileri sürmektedir. Bu id- dia kanıtsız değildir. Mesela partinin seçim beyannamesinde "Hırvatistan'm tarihi ve doğal sınırlarr'ndan söz edilmekte, "Hırvatistan ve Bosna- Hersek'in, doğal ve bolünmez bir jeopolitik birim" olduğu yazmaktadır. Sırbistan'da seçimler, geçen aralık ayında yapıldı ve eski ko- munistlerin temmuz 1990'da isim değiştirmesiyle kurulan Sır- bistan Sosyalist Partisi'nin (SSP) büyuk zaferiyle sonuçlan- dı. Tito'nun partisinin Sırp ko- lu, şimdi Sosyalist Enternasyo- nal ilkelerine uygun Avrupalı bır sosyal demokrat parti hali- ne dönüşmeye çalışmaktadır. Cumhurbaşkanlığı'na SSP'nin lideri Slobodan Miloseviç yuz- Sırplann önemü bir bölümü, kendilerini Güney Slavlaruıın temel direği olarak görmekte ve o nedenle hem federasyonun hem de Sırplann ağu-hkfı konu- munun devam etmesi gerektiği- ne inanmaktadır. Ama bu artık mümkün değildir. Şimdi ne ola- bilir? Yugoslav cumhuriyetleri içinde yalnız Slovenya homojen bir nüfusa sahiptir. Slovenya vatandaşlannın yuzde 9O'ı Slo- vendir ve diğer cumhuriyetlerde yaşayan önemli bir Sloven nü- fus yoktur. O nedenle, Yugos- lavya'dan yalnızca Slovenya'nın kanlı bir iç savaş olmadan ay- nlması düşünülebilir. Hırvatis- tan'ın ayrılması ise hiç kolay olamaz. Hem Hırvatistan'da başka azınlıklar yaşamaktadır (% 11 Sırplar) hem de başka bölgelerde yaşayan Hırvat nu- fus vardır (Bosna-Hersek % 17, Vovvodina % 7). Benzer şekil- de, başka bölgelerde de Sırp nü- fus yaşamaktadır. Sırp-Hırvat nüfusunun kanşrruş olması, bir- iiği konımak isteyen Sırplann en guçlü iddiasını oluşturmak- tadır. Miloseviç bunu kesin ve açık ifade etmektedir: "Yugos- bvya'da bazı cumhuriyetler ba- ğımsızlık Uan ederse, cumhuri- yetler arasmdaki mevcut sınır- tan da yeniden gözden geçirmek mecburiyeti doğacakür." Milo- seviç'in iddiasını destekleyen güçlu nedenler vardır. Tito ve arkadaşları mevcut sımrlan çi- zerken, bunların ileride bağım- sız devletlerin sınırlannı da oluş- turabüeceğini asla duşünmemiş- lerdi. Bu sımrlar, Tito için da- ha çok idari anlam taşıyordu ve romantik bir ifadesine göre "Yugoslav halklannı ayıran de- gil, birieştiren çizgiler" olacalr tı. Hırvatlar bağımsızlık ilamn- da ısrar ederse, Yugoslavya'mn sonu gelecektir. Ama daha kö- tüsu, yaygın ve nerede duraca- ğı belirsiz iç savaş ihtimalidir. Sırplarm Hırvatistan'daki Sırp topraklanna el koymak isteme- si, çatışma başlatacaktır. Benzer bir Sırp-Hırvat kavgası, Bosna- Hersek'in paylaşılması için ola- bilecektir. Büyük olasılıkla Ma- kedonya da bağunsızlığını ilan edecek ve Sırplar, Bulgarlar, Arnavutlar, Yunanhlar arasın- da sert bir mucadele başlaya- caktır. Yalnız küçük bir kıvdaın bekleyen Kosova'da ise belki en şiddetli patlamalar meydana ge- lecektir. Hırvatların da aynı barut fı- çısının içinde olduğu duşünülür- se, bağımsızlıkla kazanacakları olanakların büyük bölümünü kendilerine sağlayacak "gevşek konfederasyon" çözümünü ka- bul etmeleri akla daha yakın gö- rünmektedir. Gözden uzak tu- tulmaması gereken bir başka husus da şudur: Gevşek bir kon- federasyon içinde kalsalar bile politikalanm serbestçe oluştura- bilme imkânım elde edecek Sle venya ve Hırvatistan, bundan sonra Batı Avrupa'yla her tür- lu ilişkilerini Sırbistan ve diğer cumnuriyetlerden daha yoğun bir şekilde gehştirecek ve böy- lece Yugoslavya'da bu kez yeni bir ikili bölünme eğilimi ortaya çıkabilecektir. —BİTTt—
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear