18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15NÎSAN1991 + + * iBîRMEKTUP Ulaşım sefaleti son bulsun • Sayın İETT Genel Mudürlüğu'ne, acil sorunumuzla ilgilenecekleri ve çözüm getireceklerı umuduyla, Siyavuşpaşa Soğanlı Mahallesi sakinleri adına seslenmek istiyorum. Eminönü ve Taksim yönune çahşacak olan otobus seferleri, ev ve işyeri arasındaki ulaşım sefaletimizi sona erdirecek. Böylece her gun sadece Aksaray ve Beyazıt'a kadar giden otobüs ve .minibuslere zorlukla binebilme ve taksi parası odeme derdiden kurtulmuş olacağız. Sorunumuzun çozuleceği müjdesinin beklentisiyle saygılar. VURAL ÇALIŞKAN KARAKÖTDEN Trafık sorunu • Karaköy İskele meydanında trafik yoğunluğundan yakınan vatandaşlar, trafik ekiplerinin konuyla "yakından ilgilenmelerini diliyorlar. İSKİ'nin su raporu • İSTANBUL (AA) — İstanbul'a su sağlayan 7 barajdaki su rezervinin 1 milyon 355 bin 800 metreküp artarak, 449 milyon 061 bin 200 metreküpe ulaştığı -bildirildi. tSKİ'den yapılan açıklamada, Terkos Barajı'nda 108 milyon 099 metreküp, Alibeykoy Sarajı'nda 18 milyon 798 Ipin 500 metreküp, Ömerli Barajı'nda 160 milyon 862 bin 500 metreküp, Elmah (yeni) Barajı'nda 8 milyon 980 bin metreküp, Elmah {eski) Barajı'nda 617 bin metreküp, Buyükçekmece Barajı'nda 81 milyon 137 bin 200 metreküp ve Darlık Barajı'nda da 70 milyon 567 bin metreküp su bulunuyor. Kente son 24 saat içinde 1 milyon 299 birr-068 meffeküp su verildi. KENTYAŞAM HURİYET/17 TELEFONLAR Belediye Başkaru Tığlay, olan bitene göz yummakla suçlaruyor Planda cami, inşaatı dükkân Imar planında otopark ve yol olarak gözüken 150 metrekarelik alana 'cami' adı altında dükkânlar yapılıyor. Ruhsatsız inşaatı durdurmaya çalışan Avcılar Deniz Köşkler Mahallesi sakinleri, 500 kişilik imza toplamışlar: Cami değil yeşil alan. Küçükçekmece Belediye Başkanı ise 'Kendileri cami diye imza topladılar, şimdi de benden yasaya karşı çıkmamı istiyorlar' diyor. önceki yönetim, bu yeri Diyanel İşleri Vakfı'na eami yapılması için vermiş. Ancak Tığlay yöne- time gelince vakfa bu yerin 50 metre ötesinde yeni bir cami >eri verdi. Oraya liğurlu Camisi ya- pıldı, bugün o cami ibadete açık bulunuyor. Bizim ikinci bir ca- mi>e degil, yeşil alana ihtiyacı- mız var" dedı. Küçükçekmece ve büyükşehir belediyeleri ile Cumhurıyet Sav- cılığı'na suç duyurusunda bu- lunduklarını sövieyen Alpaslan, 500 kişı "Cami degil park istiyor" diyerek şu bilgıyi ver- di: HÜRRİYET UYMAZ Avcılar, Deniz Koşkler Ma- hallesi'nde imar planında oto- park ve yol olan 150 metreka- relik alana "cami" adı altında en az 8-10 tane dukkân >apıh- yor. Ruhsatsız kaçak inşaatı durdurmaya çalışan yöre sakin- leri, Küçükçekmece Belediye Başkanı Ertugrul Tığlay'ı cami altında sürdurulen talana goz yummakla suçluyorlar. Yörede oturanlardan "din adına istismar edildiklerini" söyleyen Pınar Sokak sakini Berrin Alpaslan, "Tığlay'dan "Cami adı altında bir kişiye şahsi çıkar sağlamaya çalışılı- yor. Mevlana Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Hacı Yaşar Doğu, 'altına dük- kân, ustune caıni' diye bu yere yapılacak dukkânları 'yap işlet devret' esasına gore 49 yıllığına kiralamış. Ankara'ya gitti, işle- rini orada hallederek resen tas- dikli planlarla geri döndu bu ki- şi. Tığlay, büyükşehir ve kendi belediyesinin kararlannda bura- sı otopark ve yol olarak gorun- mesine karşın inşaatı durdur- muyor." Öte yandan aynı bolgede otu- ran Evin Sozer, "Büyükşehir Belediyesi, planı görmeden re- sen onayladığı için Ertugrul Tığ- lay, bakanlığa dava açtı. Biz de aynı davaya 500 kişi olarak iş- tirak ediyonız" dedi. "Tığlay'ın büyükşehir ve SHP ile ters düş- mesiyle tehlikeye giren konumu- nu Ankara'dan sağlamlaştır- mak için bu cami olayına göz yumduğu şeklinde söylentiler var" diyen Sozer, caminin imar planına ışlenmesi, belediye mec- lisinde kabul edilerek askıya çı- karılması gerekıyordu. Ama in- şaatın ruhsatı bile olmamasına karşın çakıllar, kumlar geldi, in- şaata başlandı. Küçükçekmece Belediyesi bu inşaata hâlâ-goz yumuyor" de- di. Küçükçekmece Belediye Baş- kanı Ertugrul Tığlay ise "Ken- dileri cami yapılsın' diye imza toplamışlar. Bu caraiyi onlar is- tedi. Şimdi de benden yasalara karşı çıkmamı istiyorlar. kay- makamhğın o yerin Diyanet İş- leri Vakfı'na devredilmesi için müracaatı var. Ne yapabüi- rim?" dedi. Benzer bir olay geçen aylar- da Yenibosna'da yaşanmı*, imar planında okul, çocuk bah- çesi olarak gorünen 60 dönüm- lük hazine arazisinin özei bir kuruluş tarafından konut alanı- na dönuştürülmesi sağlanarak konut inşaaüna başlanmıştı. Ancak Büyükşehir Belediyesi'- nin açtığı dava sonucunda Da- nıştay yurutmeyi durdurma ka- rarı almıştı. Eğitimde nitelikli insamn önemi Kültür Koleji Genel Müdürlüğü Eğitim - Araştırma - Geliştirme Merkezi'nce düzenlenen sempozyumda, eğitimde nitelik geliştirme, eğitim teknolojisi, öğretmen yetiştirme, bilgisayar destekli öğretim gibi konular tartışıldı. Çeşitli üniversitelerin öğretim üyeleri tarafından 66 sözlü, 20 yazılı bildiri sunuldu. İstanbul Haber Servisi — Kultür Koleji Genel Müdürlüğü Eğitim- Araştırma-Geliştirme Merkezi'nce düzenlenen, "Eği- timde Nitelik Geüştirme" konu- lu "Eğitimde Arayışlar 1. Sem- pozyumu" sona erdi. Eğitimde nitelik geliştirme, eğitim teknolojisi, öğretmen ye- tiştirme, bilgisayar destekli öğ- retim gibi konuların tartışıldığı sempozyumda, çeşitli üniversi- telerin öğretim uyeleri tarafın- dan 66 sözlü, 20 yazılı bildiri su- nuldu. The Marmara Oteli'nde 13-14 nisan tarihlerinde uç ayn salon- da gerçekleştirilen sempozyu- mun amacını, "Ülkemizde eği- tim sisteminin geliştirilmesine katkıda bulunacak bilimsel ça- lışmaları, yeni düşünceleri bir araya getirmek ve tartışılması- na olanak sağlamak" şeklinde acıklayan Kultur Koleji Genel Müdüru ve Kongre Organizas- yon Komitesi Başkanı Fahamet- tin Akıngüç, bu yıl ulusal nite- likte ilk kez gerçekleştirilen sem- pozyumun, cjnümüzdekj yıldan itibaren uluslararası düzeyde ya- pe Üniversitesi Eğitim Fakülte- si Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ab- dullah Demirtaş, birey ve top- lum olarak çağdaş sorunların üstesınden gelmenin, nitelikli in- san gücünün geliştirilmesine bağlı olduğunu belirterek "Bu- günku eğitim sorunlarını anla- yıp geleceğimizi tahmin ederek Sempozyuma, "Eğitimde Ni- bugün ve gelecekte daha iyi ya- telik, Bugünü ve Geleceği" ko- şayabilmeyi öğrenmek, eğitim nulu bir bildiri sunan Hacette- ve niteliklerini geliştirmedeki pılacağını söyledi. başarılanmıza bağlı olacaktır" dedi. Eğitim ve oğretimde niteliğin geliştirilmesinde, öğretmenlerin rolu uzerinde duran Buca Eği- tim Fakultesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Mustafa Yıl- man, toplumun gerçek gereksi- nimlerine en uygun eğitim siste- mini oluşturabilmek için, işe ön- ce iyi öğretmen yetiştirmekie başlamak gerektiğinı söyledi. Konuşmacılar, eğitimde niteliğin önemini vurguladılar. (Kotograt: Sabahaftin Böstâhcıoğlul Polislerin yakınları zor tesclli edildi. (Fotoğraf: Uğur Günyüz) Şehit polislere tören İstanbul Haber Servisi — Güngören'de sivil ekip otosu içinde otururken, otomatik si- lahlı iki kişi tarafından çapraz ateşe tutularak öldürulen Ba- kırköy Infaz Ekibi'nde gorev- li polis memurlan Nebi Şeker ve Kenan Yamak'ın cenazele- ri, Bakırköy Emnıyet Amirli- ği önunde düzenlenen toren- den sonra memleketlerine gön- derildi. Tören sırasında polis memurlannın yakınları sinir krizleri geçirdiler. İstanbul Emniyet Müdürü Mehmet Agar, törendeki ko- nuşmasında, polis örgütünün en acılı gunlerinden birini ya- şadığını belirterek, polislerin bu kutsal günlerde görev ya- parken alcakça şehit edildiği- ni. söyledi. Ağar, şöyle konuştu: "Tesellimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden arkadaşlan- mızın da şu an aramızda bu- lunmasıdır. Olay ortada, şehit ailelerinin maddi yaralannı sa- ranz, ancak babalannı, koca- larını ve evlatlannı geri getire- meyiz. Bi/e düşen görev, o al- çaklan bulup cezalandırmak- tır. Onlara verebileceğimiz en büyük teselli budur." Törene, Şeker ve Yamak'ın aileleri, yakınlan, İstanbul Va- lisi Cahit Bayar. gore\ arka- daşları, askeri erkân ve emni- yet mudür yardımcıları ile çok sayıda vatandaş katıldı. Tören sırasında Kenan Ya- mak'ın eşi Mehtap ile Nebi Şe- ker'in eşı Selma, fenalık geçir- diler. Şehit polislerin tabutla- nmn tören yerine getirilmesı sı- rasında Şeker'in kızı Özgür'ün çığhklar atarak tabuta sarılma- sı ise çevredekilerin gözlerini yaşarttı. Bakırköy Emniyet Amirliği binası önündeki törenden son- ra, polis memurlanndan evli ve 3 çocuk babası Nebi Şeker'in cenazesi doğum yeri olan Ada- na'ya, evli ve bir çocuk babası Kenan Yamak'ın cenazesi de memleketi olan Iskenderun'a gönderildi. Öte yandan Şeker ve Ya- mak'a ekip otosu içinde oto- matik silahlarla saldıran ve ölümlerine neden olan yasadışı s«l bir örgüte üye sanıkların yakalanması için polisin ope- rasyonları surüyor. Çeşitli ev ve "nokta"lan basan siyasi şu- beye bağlı ekipler, saldırganla- rın izlerini 'bulmaya çahşıyor. m Polis kdat: 055 • İtfaiye: 000 • Jandarna: 056 • Zabıta MUirttiâ: 527 57 00 • MezatıUaf MiJ«rtip: 172 13 73 -74-75 ve 088 • bld arua: 068 • SAĞLIK: H U H Acil: 077 Saftl* MMartt«i: 511 89 18 C«fnt*a«a Tıp: 588 48 00 Çapa Tıp: 525 92 30 Mannara Tıp: 340 01 00 Haydarpa$a ÜMMiıe: 345 46 80 Şisli Etfal: 131 22 09 Takstaı İlkyafftn: 152 43 00 SSK Samatya: 588 44 00 SSK MuMTdam: 132 30 00 SSK Göztepe: 358 67 60 • TRAFİK: Traflk $ube Md.: 176 24 14 (Isl), 356 04 85-86 (Kadıköy) BMge Traflk: 377 22 07 (E-5) 356 04 86 (Şehınçi) 314 36 (B Çekmece) • TMY: İç Hattar 573 13 31 Dıs Hattar 574 23 00 (25 hat), Saırtral: 574 73 00 Rtzarvasyon: 574 82 00 (45hat) • DDY: Siıfccci Bam«aa: 527 00 50 HJ>asa Da«»ma: 336 20 63 H.Pa*a Saıtnl 348 80 20 • VAPUR: $«Wr Haöan: 526 40 20. 144 42 33 DeHı Yettan (Actata): 145 53 66. 144 25 02 149 18 96 Dcaiz Otobisi: 149 15 38 • METE0R010Jİ: (Hava tahmını öğrenme) 573 89 80 • ELEKTRİK AIOZA: btaabvl: 526 62 74 Fanh-TaMakaie 526 62 74 Bayaite 150 83 50. Kattiy. 348 71 40 • TEK: 069 • Stl AMZA: *-. 522 97 03 147 51 10, Katfıkiy: 333 02 20 • İETT fien. Md.: 145 07 20 (17 hat) • PTT: 011 (Bılinmeyen numaralar ve nöbetçı eczane sorma). 021 lanza) 028 ıaanısn-,aı Rusya Ortodoks Patrigi Fener'de • İSTANBUL (AA) — Fener Patrikhanesi'ne ilk resmi ziyaretini yapmak uzere tstanbul'da bulunan Moskova ve butün Rusya Ortodoks Patriği Aleksios-2, dün sabah Fener Patrikhanesi'nde düzenlenen ayine katıldı. Aleksios-2, pazar ayinini, Fener Patriği Dimitrioi ile birlikte yönetti. Ayinde, Yunanistan'ın İstanbul Başkonsolosu Lefter Danelis, Sovyetler Birliği'nin İstanbul Başkonsolosu Gennadi Pavloşin ve Istanbul'da bulunan bazı Yunanlı milletvekilleri de katıldı. Patrik Aleksios-2,17 nisan çarşamba günü Turkiye'den aynlacak. HABERLERIN DEVAMI OLAYLARIN ARDINDAKİGERÇEK Belediye kaynıyor (Bastarafı 1. Sayfada) cezaevlerinin büyuk çapta bo- $altılması gerçekleşiyor. * ' Turkiye'defikir özgurlukleri- ni engelleyen ünlü ceza madde- İeri de kaldnıldı; bu, önemli bir adım, olumlu bir gelişmedir. Sol muhalefetin yıllardan beri ulaş- mak istediği amaca muhafaza- kâr ANAP'ın iktidarında varıl- ması, ilginç bir olgudur. Cerçı bir süreden beri 141, 142, 163'üncu maddeler 'fiilen' aşıl- mıştı; ama cezaevlerinde bu yuz- fien yatan kişiler bulunuyor, yargılamalar sürüyordu. Dunya- da ise çoktandır Amerika ile Sovyetler kaynaşmışlar, 'komü- nizm tehlikesi' aşümıştı. Vaşington-Moskova birbihne yaklaşınca, Türkıye'deki iktida- nn yörungeye çekilmesi doğai sayılmalıdır. Ne kadar gecikmiş olursa ol- sun, fikir özgürluğıinu engelle- yen ceza maddelerinin kaldınl- ması Şeker Bayramı 'nı tatlandı- ran bir işlenıdır. * Ancak, bu tadı buruklaştıran yasa maddeleri de AS'AP ikti- danmn bayram öncesi yasama paketınde bulunmaktadır. 'Terö- n Karşı Mücadde Yasası'nda hukuk devletine ters düşen ku- rallar çoktur; 'koşuüu salıverme kapsamında da buna benzer bir xtızi çelışkıye rastlanıyor; bu ba- <kımdan ilerde Anayasa Mahke- mesi'ne epey iş duşecek gibi gö- rünuyor. • • Bayramın tadını kaçıran bir başka olumsuz gelişme ekono- mık durumun kotüleşrnesinde beiirlenmektedir. Gerçekten iş- veren kesiminde olsun, devletin yüksek bürokratlannda olsun, ekonomiye iyimserlikle bakabı- len yok gibidir. Emekçi halkın durumunu yinelemeye gerek duymuyoruz. Körfez Savaşu ba- şıbozuk gidişe tuz biber ekmış; Iraklı sığmmacıların yiıku de bunun üstüne gelmiştir. Son günlerde tırmanma süre- cine giren terör de karamsarlık- ları besleyebilir. • Yine de bayram arifesinde ge- Ieceğe bakış açımızın aydınlan- ması için çaba göstermek gere- kiyor. 1989'dan bu yana dünya- da hızlı bir değişim yaşanmak- tadır. Doğu-Batı bütünleşirken, elbet her toplum bundan payı- m alacaktı, 1990'da başlayıp 1991'de savaşa dönuşen Körfez bunahmı da butun ülkeleh etkısi altına alan ruzgârlar estirmek- tedir. Turkiye, bu değişimin dışın- da yaşayamaz. Ulkemizdekiyaşam biçimı ve düzeni, 12 Eylül 1980'le birlikte saptanan çerçeveye sığamaya- caktır. Şimdilik bu çerçevenin, ancak bir kösesî kınldt Toplum- sal gelişme, siyasal koşulları ve azmlığa duşmüş ıktidarı zorla- maktadır. Halk çoğunluğu, ye- ni bir siyasal arayışm kefesine ağırlığını koyuyor. Her şeye karşın, daha mutlu bir geleceğin arifesinde olduğu- muzu düşunebiliriz. • * • (Baştarafı I. Sayjada) pariamento. bürokrasi, bakanlık ve üniversite öğretim üyesi ola- rak edindigim birikimleri bu gö- revimde İstanbul kenti için olumlu ve yararlı bir biçimde de- ğeriendirmeye çalıştım. İstanbul Belediyesi, Turkiye^ nin en bıiyük kamu kuruluşu- dur. Ancak İstanbul'un yüzyıl- lann birikiminden gelen çok bü- yük sorunları vardır. Çozum bekJeyen son derece karmaşık sorunlan vardır. Su. ulaşım, tra- fik, temizlik gibi sorunlar uze- rinde çalışümış, ciddi ilerleme- ler ve gelişmeler obnuştur. İstan- bul'un bu büyuk sorunlarının çözümünde siyasal iktidar ma- alesef belediyemize destek olma- mış, bilakis çeşitli engeller çıkar- mıştır. Bilindiği gibi ben aslında po- litik hayatın içinden geliyorum. Ülkemiz yeni bir genel seçiım doğru gidiyor. Aslen politika içinden gelen bir kişi olarak ye- niden aktif politikaya girmek is- tiyorum." SHP genel merkezinin Sözen- Coşkun uyumsuzluğundan ha- berdar olduğu bildirildi. Bir MYK üyesi, "İstanbul Belediye- si'nin yeni bir aüiım hazırlığı içinde olduğunu, bunu da yeni bir kadro ile yapmayı dü- şünduğünu" söyledi. Yakın çevresi; "Alev Coşkun, Sözen'e dayanamadı" diye ko- nuşurken, Alev Coşkun'un da bir süreden beri "partisine zarar verebileceği" gorüşuyle konuş- mamayı yeğlediği belirtiliyor. Coşkun, "Anlaşmazlık konula- n neydi?" biçimindeki soruları açıkça yanıtlamaktan kaçındı. Ancak belediyeden bir kaynak, istifanın en önemli nedeninin kadrolar arasındaki uyumsuz- luktan kaynaklandığını belirtti. Bu kaynak, "Sözen'le Coşkun'- un anlaşamadığı en önemli nok- ta, belediyenin üst düzey kadro- lan arasındaki göriış aynlığıydı. 8 milyonluk kentin sorunlanna daha aktif kadrolar çözüm ge- tirebilecekken Sayın Sözen, ıs- rarlı uyanlara kulak kapayarak, kendi çevresinin insanlarına gü- vendi ve ayncalık gösterdi. Alev Coşkun'un görevden alınmasını istediği bazı yoneticileri Sozen korudu. Aynca kaynak yaratma önerilerini hiç dirîlemedi. Alev Coşkun da 'Bu işin tadı tuzu kal- madı, benim de artık belediye- de sözüm geçmiyor' diyerek, ge- nel merkeze haber verdi ve Sö- zen'i terk etti" dedi. 26 Mart yerel seçimlerinden sonra Nurettin Sözen, parti ust duzey yoneticileri ve karar or- ganlarırun onayıyla goreve gelen Alev Coşkun'u istifaya goturen nedenleri şöyle sıralamyor: • Uğur Bostancı olayı — Mali işlerden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Uğur Bostancı ile Alev Coşkun arasındaki anlaş- mazlık 1,5 yıl öncesine dayaru- yor. Diğer genel sekreter yardım- cılan ve ust duzey yetkililerle de anlaşmazlık içinde olduğu belir- tilen Bostancı'nın, 1,5 yıl once görevden alınması isteği Sozen tarafından reddedildı. Sözen'in tuttuğu kişi olarak bilinen Uğur Bostancı nedeniyle Alev Coşkun ile Sözen'in arası açıldı. Son olarak Uğur Bostancı'run belediyeye ahnacak bir dizi ki- tap için emniyet müdürlüğüne danışarak sakıncalı olup olma- dığı yolunda bir rapor istemesi, SHP genel merkezinin de dik- katlerini üzerine çekti ve SHP istanbul ll Örgütü Bostana'run görevden ahnmasını istedi. Perpa — Göreve geldiklerin- de özel mülkiyete ait arsalara te- cavüz edilerek yapıldığı belirle- nen Perpa hakkında belediye aleyhine Şişli 3. Asliye Mahke- mesi'nde dava açıldı. Dava so- nunda Büyükşehir Belediyesi ar- salarına tecavüz edilen iki kişi- ye 16 milyar lira ödemeyi kabul etti. Bu paranın 9 milyar lirası- nı Perpa Kooperatifı, 7 milyar li- rasıru belediye ödeyecekti. Koo- peratif 9 milyar liranm son iki taksidini ödemedi. Buna karşı- Uk belediye de kooperatife tapu- larını vermedi. Böylece binada 1900 dükkânı bulunan belediye bu dükkânlannı yaklaşık ı yıl- dır işletemiyor. Tapulann koo- peratife verilmesi gerektiği göni- şünü savunan Alev Coşkun ile para ödenmeden tapu verilme- yeceğini söyleyen Sözen arasın- da anlaşmazlık çıktı. Sonuçta dev çarşı işletmeye açılamadı. Büyükşehir Belediyesi'nde gorev yapamayan bazı yoneticı- lerin Büyükşehir Belediye Baş- kanı Nurettin Sözen tarafından ısrarla görevden alınmaması da Sözen-Coşkun arasında iplerin kopmasında önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor. Bazı daire başkanları ile müdürlerin görevden alınması gerektiği gö- rüşünü savunan Coşkun ile bu kişilerin kesinlikle görevden alınmayacaklannı belirten Sö- zen, birbirleriyle ilişkilerini so- ğutuyordu. Son olarak Alev Coşkun'un kadrosundan Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Ma- ni'nin kadrolara söz geçireme- mesi nedeniyle istifa etmesi, Coşkun'un istifasında önemli rol oynadığı belirtiliyor. îstanbul Boğazı tüp geçit pro- jesinde Fransız Sogea firmasına ayncalık tanındığı yolunda ge- çen sonbaharda basında çıkan haberler, Sözen-Coşkun arasın- da güvensizlik yarattığı öne sü- rülmüştü. Firma ile önyeterlilik anlaşmasının imzalanması kar- şılığında Coşkun'a maddi çıkar sağlanacağı yolundaki iddialar üzerine, Sözen'in eski daruşma- nı Mehmet Bolük, Coşkun hak- kında savcılığa başvurmuştu. Savcılık, bu iddialan yersiz bu- larak Coşkun'un suçsuz olduğu- na karar vermişti. Sözen, bu id- dialara karşı Coşkun'un yarun- da yer almış, ancak Coşkun'la aralarmdaki güven zedelenmiş- ti. Sözen'in işbaşına gelmesinden sonra üst düzeyde görev verdiği, ancak yönetim tarzında anlaşa- mayarak ayrılan pek çok yöne- tici var. Genel Sekreter Yardımcısı Uğur Bostancı'nın ve Park ve Bahçeler Müdurü Tarık koral 1 ın da Sozen tarafından görevden alınacakları bildiriliyor. GOZLEM UGURIVIUMCU Kürtlere yardım yağıyor, diplomatik trafik yoğunlaşıyor TBaşıarafı I. Sayfada) Almanya Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher ve Fransa İn- sani İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Bernard Kouchner'in Turkiye ziyaretiyle yoğunluk kazanacak. Halen Tahran'da bulunan Ogata, yann Diyarba- kır'da olacak. 19 nisanda Türki- ye'ye gelecek olan Genscher, Dışişleri Bakanı Alptemoçin'le Şörüşecek, Cumhurbaşkanı Özal tarafından kabul edilecek. Fransız bakan Kouchner'in de hafta içinde ikinci kez Turkiye'- ye gelmesi bekleniyor. BM Dün- ya Gıda Programı'nın Türkiye'- deki sığınmacılara bugune ka- dar 15 milyar lirahk yardımda bulunduğu açıklandı. Ankara Büromuzun haberine göre AT'nin Turkiye ve İran sı- nırındaki Iraklı sığmmacıların yansının temel gıda gereksinimi- ni karşılama kararı aldığı açıklandı. Avrupa Toplulukları Komis- yonu Turkiye Temsilciliği'nden dün yapılan açıklamada sığın- macıîarın yaklaşık yansı olan 600 bin kişinin temel gıda gerek- siniminin iki ay boyunca karşı- lanacağı, ekmek, yağ ve merci- mek yardımı yapılacağı belirtil- di. Bu yardımların ilk diliminin 6 milyon dolar tutacağı kaşde- dildi. Komisyonun Kurt sığın- macılara yardım için önceki gun aldığı kararlar da şöyle sı- ralandı: — Dunya Gıda Programı'nca tayin edilen miktarlar temel alı- narak 18 bin ton un, 1.080 ton bitkisel yağ ve 720 ton merci- mek sağlanması. Bu mıktar. 600 bin multecinin 2 aylık temel gı- da gereksinimini karşılayacak. — Turkiye'de kurulacak lo- jistik ve operasyonel usler, Van, Çukurca ve Şemdınli'den uza- narak 150 bin kişiye yardım ulaştınlmasını sağlayacak Ufuk Tekin'in haberine gore "havadan yardım"ın Turkiye'- deki ana durağı olan Incirlik Üssu, önceki günden başlayarak dün tarihinin en büvük kargo uçak trafiğinı yaşadı. Usse, ABD'den ve Avrupa'daki ABD uslerinden Ingıltere ve Fransa'- dan C-5 Galaxy, C-130 kargo uçaklarıyla yüzlerce ton malze- me taşındı. Amerikalı askeri vetkililerden alınan bilgilere gore önceki pa- zar gunu başlayan >ardım hare- kâtından bu \ana Incirlik Üs- su'ne gelen asker sayısı, dun sa- bah 4.800'e ulaştı. Yardımların daha hızlı vapılabılmesı için ABD Kara Kuvvetleri'ne ait UH 60 Black Hawk tipı helikopter- lerden 15 tanesınin Almanya'- nın Sranksurt Üssu'nden İncır- lik'e ve daha ^onra Batman uze- rinden Silopi've gonderileceği bildirildi. Bu arada Amerıkan 6. Filo- su'na bağlı San Diego gemısinin önceki gun İskenderun Limanf- na getirdiği yardım malzemele- ri kamyonlarla sınır boyuna ta- şınırken, dun 17.45'te de 8 bin ton gıda maddesi yüklü ABD'- nin "USS Charleston'" gemısı, İskenderun Körfezi'ne girdi. Geçen günlerde Incirlik Üs- sü'ne gelen askeri teknik perso- nelin bir bolumü önceki gün Di- yarbakır'a ve daha sonra da sı- nır boyuna kaydırılarak dun Işıkveren koyune ulaştı. Yakla- şık 100 kişilik ABD heyetinin, bölgenin arazi yapısı, helîkop- terlerin inebileceği olası alanlar ve yol durumuyla ilgili araştır- ma yapacağı bildirildi. Bolgedeki muhabirimiz Yu- suf Toprak'ın haberine gore dun Altınyayla'ya da 70 ABD askeri geldi. Bir tümgeneral ko- mutasındaki askerlerin silahlı \e tam teçhizatlı oldukları gorül- du. ABD'li askerler, asıl görev yerlerinin Almanya olduğunu, ancak bir hafta once İncirlik'e oradan da Altınyayla'ya getiril- diklerini söylediler. Almanya Çalışma Bakanı Norbert Blara ile yardımcısı D.R. Vaecking dun ozel bir uçakla gittiği Batman'dan heli- kopterle sınır boyuna geçti. AA'ya gore Bonn'da topla- nan Alman Kriz Komitesi, sığın- macılara yardımm arttınlması- nı görüştu. Fransa'nın Ankara Büyükel- çiliği'nden dun yapılan açıkla- mada da Fransız ordusu tarafın- dan İncirlik'te konuşlandınlan 5 Transall C-160 uçağı ile 8-12 nisan tarihleri arasında sığmma- cıların bulunduğu boıgeye 17 uçuş yapılarak 70 ton yardım malzemesı atıldığı bildirildi Mehmet Aka'nın haberine göre Luksemburg hükümetinin çadır, ilaç, yiyecek ve giyecek- ten oluşan 8 kamyonluk yardı- mı da bölgeye ulaştı. Bu arada, Içişleri Bakanı Ab- dülkadir Aksu ile Devlet Baka- nı Vehbi Dinçerler, bolgede in- celemelerde bulunmak iizere dun Dıvarbakır'a gittiler. Ola- ğanustü Hal Bolge Valısı Hayri Kozakçıoğlu, Işıkveren'dekı Iraklıların bir bolümünün Silo- pi ilçesi yakınlarındaki Hac Ko- naklama Tesisleri'ne nakledil- mesine bugun başlanacağını bil- dirdi. Kozakçıoğlu, dun TRT'ye yaptığı açıklamada 3-4 gün icin- de en az 20 bin Irak uyruklu kı- şinin kotü şartlardan kurtulup Hac Konaklama Tesisleri'nde misafir edileceğini soyledı. Bu arada, AA'nın haberine gore Kızıla\, Iraklı sığınmacılar- dan bir bölumunu barındırmak için Habur gırış kapısı yakınla- rındaki Hac Konaklama Tesıs leri'nde ve Şemdinli'de çadıı kamplar kuracak. (Bafrara/ı I. Sa\ faüa) Karar gerekçesi şöyle: —r.. 25.12.1990 günlü dava konusu yasanın 12. madde- siyle 2547 sayılı Yükseköğrenim Yasası'na eklenen ve içeri- ği bakımından dini ınanç ve gereklere dayalı bulunmayan, Anayasa Mahkemesi'nin 7 Mart 1989 günlü 89/1-12 sayılı ka- ranna aykırı olmayan ve yükseköğrenim kurumlarında çağ- daş kıyafet ve görünüme ters düşen dinsel nitelikteki kılık ve kıyafetin serbest bırakılmasını öngörmeyen, ancak yürürlük- teki yasalara aykırı olmamak kaydıyla kılık ve kıyafete ser- bestlik tamyan ek madde 17'ndnin anayasaya aykırı o/ma- dığına ve ıptal isteminın reddine... Bu gerekçeden 'Bundan sonra artık türban serbesttir" an- lamı çıkar mı? Çıkmaz. Nedir öyleyse bu kararın doğru yorumu? Şudur: Anayasa Mahkemesi, "Dini inanç sebebi ile bo/un ve saç- iarın örtü ve türbanla örtülmesi serbesttir" diyen yasa, Yük- seköğrenim Yasası'nm ek 16. maddesini anayasaya aykırı bulmuş ve iptal etmişti. Bu karar yürürlüktedir. Ve herkesi bağlayıcıdır. Kimleri bağlayıcıdır? Yasama organını, yürütmeyı, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişıleri... Ozetle herkesi. Anayasa Mahkemesi, "Bu konuda yeni bir karar almamı- za gerek yok, türban ile üniversite ve yüksekokullara gelinemez" diyor. Böylece ne yapıyor? Eski karannın gerekçesini koruyor. Sonra ne diyor? "Bu son yasa" diyor... "Yükseköğrenim kurumlarında din- sel gıysilere izın vermiyor" diyor. Başka? "Bu yasa yükseköğrenim kurumlarında çağdaş olmayan gıysilere izın de vermiyor diyor. "Öyleyse" diyor ve ekliyor: —Ne gerek var bu konuda karar vermeye? On üye "Yükseköğrenim kurumlarında türbana yer yok' görüşünde birleşiyorlar. Dört üye "Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği bir konuda TBMM yeni bir yasa çıkaramaz, bu bir yetki saptırması olur, bu nedenle maddeyi ıptal edelim, ret edersek, bu karar yan- lış yorumlanır" görüşü ile karşı oy yazısı yazıyorlar. ' Altı üye de "Gerek yok, biz yorumlu ret kararı verdikten sonra bu yasa yükseköğrenim kurumlarına türbanla girilmez bicimınde yorumlanır" gerekçesi ile ret kararını oluşturuyor- lar. Bu altı üye ile azınlıkta kalan dört üyenin 'esas' konuda görüşleri aynı. Bu görüş de şu: —Dinsel gıysiierle yükseköğrenim kurumlarına geiinemez. Bir üye de türbanlı giysilen anayasaya uygun buluyor ve bu yolda değişık karşı oy yazısı yazıyor. Bu üye kim? Kim olacak? Sayıştay'dan gelen o unlu üye Haşim Kılıç... Anayasa Mahkemesi'nin 5 Temmuz 1989 tarihli kararın- dan sonra YOK, 9 Ocak 1990 günü 90.4.26 sayılı kararı al- mıştı. Neydi bu karar? —Oğrenci kıyafetlennin tamamen serbest olduğu ve hat- ta bazı tarikatların kisvelerinin giyileceğine, yürürlükte olan dısiplin yönetmeliğınin ızin vermeyeceği açıktır. Anayasa Mahkemesının son kararı ile de türbana 'ser- bestlık tanınmadığı' da açıktır. Yükseköğrenim kurumlarında türban serbest mı? Hayır değıl...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear