Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 MART 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Dünya Bankası raporuna göm sağlık harcamalannda Türkiye, Afrika'nın bile gerisinde
Sağlıkta AfrikalıyızTÜRKİYE'NİN SAĞLIK RAPORU'NDAN
Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'ın Dünya Bankası
nezdinde devreye girerek yayımlanmasını
engellemeye çalıştığı raporda Türkiye'deki
sağhk sorununa ilişkin veriler şöyle:
55 milyonluk Türkiye'de 22 milyon insan
sağlık güvencesinden tamamen yoksun .
Sağlık harcamalarının GSMH içindeki payı
80'li yıllarda yüzde 3.5'ten yüzde 3'e gerüedi.
Türkiye bu oranla sağbğa yüzde 4-5 pay
ayıran Afrika ülkelerinin bile gerisinde.
Gelişmiş ülkelerde kişi başına yıllık sağlık
harcamaları 1500-2000 dolar iken Türkiye'de
sadece 38 dolar.
10 bin kişiye düşen yatak sayısı 24, bir
hekime düşen nüfus 1250, bebek ölüm hızı
binde 70. Bu rakamlar katümak istediğimiz
AT ülkelerinin çok gerisinde.
HAKAN AYGÜN
ANKARA — Dünya Banka-
sı'nca yayunlanan "Tiirkiye'de-
ki sağlık sektörünün
ttnansmanı" adlı raporda,
rürkiye'nin sağlık harcamala-
nnda Afrika ülkelerinin bile ge-
risinde kaldıgı kaydedildi.
Hacettepe Üniversitesi Sağlık
tdaresi Yüksek Okulu öğretim
üyesi Doç. Dr. Mehmet Tokat
tarafından hazırlanan "Istues
•nd Options in Healtta
Financing" adlı rapor, bu alan-
da Türkiye üzerine yayımlanan
ilk Dünya Bankası raporu olma
özelliğini taşıyor.
Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'-
ın yayımlanmasını önlemek
amacıyla iki kez Dünya Banka-
sı nezdinde girişimde bulundu-
ğu öğrenilen rapor, üç bölüm-
den oluşuyor.
Sağlık sektörünün mevcut fi-
nansman yapısının incelendiği
birinci bölümde, 55 milyonluk
Türkiye'de sadece 31 milyon ki-
şinin sosyal güvenlik şemsiyesi
altında olduğuna dikkat çe-
kiliyor.
Raporda yer alan mevcut sis-
temle ilgili saptamalar şöyle sı-
ralanıyor:
" — Tiirk sağlık sistemi etki-
ii bir şekilde işlememektedir.
Kaynaklann yetersizliği ve yan-
lış kullanımı, bunda temel et-
kendir.
— 22 milyon insan sağlık gü-
vencesinden yoksundur Ve Sağ-
hk BakanlığVna ümit bağla-
maktadır.
— Sağlık harcamalarının
GSMH içindeki payı 19801i yıl-
larda yüzde 3.5'ten 3'e gerile-
miştir. Bu oranla Türkiye,
GSMH'den sağlık harcamaian-
na yüzde 10-12 pay a>ıran Batı
ttlkeleri bir yana, kendisinden
daha fakir otan aralannda Af-
rika ülkelerinin de bnlunduğu
ve sağtağa GSMH'den yüzde 4-5
ayıran orta gelirli ulkeierden bi-
le geridir. Son yıllardaki arüş da
özel sektörüb bu alana eğilme-
siyle saglanmıştır.
— Kişi başına yılhk sağlık
harcaması gelişmiş ülkelerde
1500-2000 dolar iken Türkiye'-
de sadece 38 dolardır.
— 10 bin kişiye düşen yatak
sayısının 24, bir hekime düşen
nüfusun 1250, bebek ölüm hı-
zının binde 70, ortalama ömrün
65 yıl olduğu Türkiye, aralan-
na katümak istediği AT ülkele-
rinin çok gerisinde kalmaktadır.
— Sağhk sisteminin iyi işleye-
memesinin nedenleri arasında,
araç, gereç ubbi malzeme ve ilaç
eksikliği ile personelin iyi eğitil-
memiş olması sayılabilir. Ayrı-
ca hastane hizmetleri için sap-
tanan fiyatlar da gerçekte olma-
sı gerekenin altındadır.
— Sağlık hizmeüerinin üç
koldan yürütülmesi aksakkkla-
ra yol açmaktadır. Sağhk sigor-
tası sistemi de çok eskidir ve
merkezi planlama yetersizdir.
— Sağlık Bdkanhğı'nın büt-
çesindeki artışlar yetersizdir.
— Birinci basamak sağlık hiz-
metlerine aynlan pay 80'li yıl-
larda yüzde 25ten 28'e çıkarıl-
mıştır. Ancak bu diğer hizmet-
lert aynlan paytann azaltılma-
sıyla gerçekleşmiştir ve yetersiz-
dir. Tedavi hizmetleri ve basta-
neler bakanlık bütçesinin yüzde
50'sini emmektedir. Bütcenin
yüzde 61'i de personel harcama-
lanna gitmektedir.
— Hastanelerdeki ortalama
yatış süreleri hâlâ çok uzundur.
— Bağ-Kur istenilen amaç ve
kapsama ulaşamamıştv.
Sağhk sisteminin "sağhklı"
hale gelebilmesi için çeşitli mo-
dellerin tartışıldığı raporda, Ge-
nel Sağhk Sigortası'nın (GSS)
gerekli olduğuna dikkat çekildi.
Itfaiye Müduru Kılıç
'Korktuğum
başıma
geldi'
REMZt GÖKDAĞ
Istanbul Itfaiye Müdürü Doç. Dr. Abdurrah-
man Kılıç'ın korktuğu başına geldi. Kıhç'ın yan-
gın konusunda en çekindiği bölge olan Beyoğ-
lu'nda en tehiikeli bina olarak tanımladığı "Oda-
knle"de çıkan yangın bu konudaki endişeleri doğ-
ruladı.
Abdurrahman Kıhç'ın geçen yıl Cumhurivet
muhabiri ile yaptığı konuşmasında "Odakule
1
de bana bedava büro versder otıumam. Bence
Istanbul'un yangın açısından en teUiketi binası"
dediği Odakuie'nin 17. ve 18. katlannda önceki
gün çıkan yangın Türkiye'de yangın güvenlik ön-
lemlerinin yetersizliğini bir kez daha gündeme ge-
tirdi.
12 Mart 1579'da Sultan Üçüncü Murad'ın Is-
tanbul Kadısına gönderdiği yangın güvenliği ile
ilgili fermandan bugüne
kadar 412 yıl geçmesine
karşın, Türkiye'de yan-
gınla ilgili ciddi bir ko-
runma yönetmeliği bu-
Odakule'de
önceki gün
çıkan yangın,
Türkiye'de
yangın
güvenlik
pnlemlerinin
yetersizliğini
bir kez daha
gündeme
getirdi.
"Yangından
Korunma
Yönetmeliği"
hazır olmasına
karşın, henüz
belediye
meclisinde
onaylanıp
yürürlüğe
girmedi.
lunmuyor.
1990 yıunın ilk ayla-
rında Istanbul Itfaiye
Müdürlüğü ve çeşitli
üniversite öğretim üyele-
rinden oluşan bir komis- _
yonun yaklaşık 1 yıl üze-'
rinde çalıştığı "Yangın-
dan Korunma Yönet-
meliği" hazır olmasına
karşın, henüz Büyükşe-
hir Belediye Meclisi-
nden onaylanıp yürürlü-
ğe giremedi. Meclis ona-
yının gecikmesinde yö-
netmeliğin yeni ve eski
binalara maliyeti arttın-
cı tedbirler getirmesi ve
yaptınm gücü ohnası
nedeniyle geciktiği belir-
tiliyor.
Avrupa'nın yangın
konusunda yönetmeliği
bulunmayan tek iilkesi
olan Türkiye'de yangın konusuna gerekli önemin
verilmediğini belirten Itfaiye Müdürü Doç. Ab-
durrahman Kılıç. hazırlanan yönetmeüğüı en kısa
zamanda yürürlüğe girmesini istiyor.
Abdurrahman Kıhç'ın bir an önce hayata ge-
çirilmesini istedigi Yangından Korunma Yönet-
meliği, Büyükşehir Belediye Meclisi gündemin-
de 1 yıldır bekliyor. Bu yönetmelik daha önce-
den yangınla ilgili olarak hazırlanan 11 kanun,
7 tüzük ve 10 yönetmelik incelenerek hazırlan-
dı. Üniversite öğretim üyeleri ve itfaiye yetkilile-
rinden oluşan komisyon tarafından hazırlanan
mevzuatm üzerinde 1 yıl çalışüarak taslak hazır-
landı. Hazırlanan taslak Mimar ve Mühendis
Odaları'na, lstanbul'un 21 ilçe belediye başkan-
lığına ve ilgili daire başkanlıklarına gönderilerek
görüşleri alındı.
Hazırlanan yangın yönetmeliği 7 ana bölüm-
den oluşuyor. Odakule gibi ytlksek işyerlerinde
bulunması gereken şartlar hazırlanan yönetme-
likte şöyle sıralanıyor:
• Her 200 metrekare içi bir adet yangın sön-
dürücüsü bulundurulması,
• Otomatik yangın alarm, ihbar ve söndürme
tesisi bulunması,
• Kaçış yollan, çıkış işaretleri, yangın merdi-
veni, sulu ve sabit yangın önleme tesisatı, dedek-
tör sistemi, su kaynağı bulunması.
YANGIN NEDENt BELLİ DEGİL — Odakule yangınının çıkış nedeni henüz tam olarak açıkiığa kavuşmadı. Elektrik
kontağı ihtimali üzerinde dunıluyor. Sabotaj olasılıgı ise yok denecek kadar az. (Fotoğraf: Remzi Gökdağ)
Yandı, bitti, kül oldu...tstanbul Haber Semsi — Odakuie'nin
Transtürk Holding'e ait son iki katında
önceki gün meydana gelen yangının ne-
deni henüz belirlenemedi. Itfaiye Müdü-
rü Abdurrahman Kılıç ve Transtürk Hol-
ding'in sahıbi Faruk Süren'in yangının
elektrik kontağından çıkma ihtimali üze-
rinde durmasına karşın, yangının çıkış
nedeni tam olarak açıkiığa kavuşmadı.
Dün, Odakuie'nin önünde, Faruk Sü-
ren'le yaptığımız görüşmede oldukça ne-
şeli gözüken Süren, yanan iki kat içir. ya-
püabilecek hiçbir şey olmadığını belirte-
rek, yangında sabotaj ihtimalinin de yok
denecek kadar az olduğunu söyledi. Dün
Pera Palas Oteli'ni geçici olarak kullanan
Transtürk çahşanlan ile Pera Palas'a gi-
derek bir görüşme yapan Faruk Suren,
şimdilik çaiışmalarını Nova Baran İş
Merkezi'nde kiralayacaklan bir katta sür-
düreceklerini söyledi. Süren, "Artık her
şey olmuş, yaptlacak şey bilirkişinin ya-
pacağı incelemeden sonra katları
devralmak" dedi. Yangının 18. katta bu-
lunan su deposundan meydana gelen sı-
zıntının elektrik kablolarmda kısa devre
yapmasından kaynaklanabileceğini söy-
leyen Süren, "Birkaç kez bu sızıntı tek-
rar başladı. Yangın bu sıznıtıdan çıkmış
olabüir" dedi.
Itfaiye Müdürü Abdurrahman Kılıç ile
Beyoğlu Savcısı Ali Avşar saat 16.00 su-
larında olay yerinde bir inceleme yaptı.
Savcının yanan 17. ve 18. katlarda ince-
lemelerde bulunduktan sonra itfaiyenin
hazırladığı raporu alarak bir tutanak ha-
zırlayacağı öğrenildi.
Bilirkişi heyetinin incelemelerini ta-
mamlamaması nedeniyle dün Odakule1
de bulunan işyerleri faaliyette gecemedi-
ler. Basın mensupları Odakule İdari Mü-
dürü Naci Özdemir'in izni ile saat 10.45'te
yanan katlara girdi. Elektrikleri kesik
olan ve asansörleri çahşmayan Odakule-
de 17. kata ulaştığımızda dumanı tütme-
ye devam eden evraklar, demir yığını ha-
line gelen printerler, bilgisayar ekranları
ve kül olan evraklarla karşdaştık. Büyük
hasar gören 17. ve 18. katın duvarlan çat-
lamış ve tavanlardan sular damlıyordu.
Şiddetli esen rüzgâra rağmen katlara si-
nen yaruk kokusu hâlâ hissedilebiliyor-
du. Yerde bulunan birkaç yangın söndür-
me tüpünden ise hâlâ duman çıkıyordu.
460 metre karelik katlar tam bir harabe
görünümündeydi.
Odakule Idare Müdürü Naci özdemir,
binanın Şark Sigorta tarafından sigorta-
landığım, hasann bilirkişi heyetinin ince-
lemesinden sonra belirleneceğini söyledi.
Özdemir, binada cumartesi ve pazar gün-
leri giriş-çıkışın özel izne bağh olduğunu,
bunun dışında kimsenin binaya gireme-
diğini belirterek yangının sabotaj olması
iddialannın çok zayıf bir ihtimal olduğu-
nu söyledi.
Dün, olay yerine gelen İSO Genel Sek-
reter Yardımcısı Gültekin Demir, Odakule
binasının 10 milyar liraya Şark Sigorta'-
ya sigortalandığını söyledi. Binanın faa-
îiyete geçme zamanının bilirkişi raporun-
dan sonra belirleneceğini ifade eden De-
mir, Odakuie'nin 1976 yıhnda açıldığını,
o günün şartlanna uygun olarak yangın
güvenlik önlemleri ahndığını belirtti. tt-
faiyenin yaptığı uyanları değerlendirdik-
lerini de sözlerine ekleyen Demir, itfaiye-
nin istedigi standart yangın uyan sistem-
lerinin niçin yapıhnadığı yolundaki soru-
lan ise yanıtsız bıraktı.
Beledîye otobüslerîne döviz yükü
Istanbul ve Izmir belediyeleri teminat
mektubu sağlayamadıklan için yurtdışından
ihale ettikleri otobüsleri getiremiyorlar. Satın
alınmak istenen otobüslerin fiyatı durduk
yerde döviz kurlarıvezamlar nedeniyle artıyor.
HÜSEYtN ERCtYAS
tZMİR — Teminat mektubu
sağlayamadıklan için ihale ettik-
leri körüklü otobüsleri getireme-
yen îstanbul ve Izmir anakent
belediyelerinin ödeyeceği fatura
kabanyor. Süre içindeki döviz
kurlanndaki farklılıklar ve fir-
malann fiyat arttırımı belediye-
lcre ek yük getiriyor. Fiyat de-
ğişikliği olmaksızm bugünkü
kurlar üzerinden otobüs alma-
ları durumunda belediyelerin
milyarlarca lira fazla ödeme
yapmaları gerekiyor.
Îstanbul Anakent Belediyesi,
geçen yıl ocak ayında SOO'ü so-
lo, 150"si köriiklü tip olrnak üze-
re 650 otobüs ahmı için ihale aç-
tı. İhale, solo tip otobüsler için
35 bin 600, körüklü tip otobüs-
ler için 53 bin 950 dolar fiyat ve-
ren Macaristan'ın Ikarus fırma-
smda kaldı. Firmayla anlaşma-
nm kredi sözleşmesinin imzalan-
masından sonra devlet ve özel
sektör bankalanna yönelik giri-
şimlerine karşın teminat mektu-
bu sağlanamadı.
Anakent Belediyesi İETT Ge-
nel Müdürü Vunü Akçay, fırma-
nm süreyi çok kereler uzatması-
na karşın teminat sağlanamadı-
ğını, artık sürenin de uzatılma-
dığını belirterek pesin alımlara
yöneldiklerini söyledi. Akcay,
konuyla ilgili görüşlerini şöyle
dile getirdi:
"Son olarak Macar tkarus fır-
masryla 130'u köriiklü, 20'si so-
lo tip otobüs alımı için bir söz-
leşme yaptık. Geçen yıl ocak
ayında imzaladığımız ihale şart-
lanna uygun olarak akreditif aç-
tınnak suretiyle şartlarda hiçbir
değişiklik yapmadan otobüs alı-
mını öngordük. Bu otobüsler
belediyemizin imkânlanyla pe-
şin parayla satın alınıyor. Yeni-
den ihaleye cıkacagız. Bu sefer
finna bize özel bir fiyat uygula-
ması yaptı, ama bir daha bu
şartlarda otobüs almamıza im-
kân olmayacak."
tstanbul Anakent Belediyesi,
1 Şubat 1990 tarihinde her bir
körüklü otobüs için 126 milyon
782 bin 500 lira ödeyecekken,
bugün alacağı körüklü otobüs-
ler için yaklaşık 184 milyon 509
bin lira ödeyecek. Bir başka de-
yişle geçen süre içinde her bir
körüklü otobüsün maliyeti 57
milyon 762 bin 500 lira dolayın-
da arttı. 50*si nisan ayı, 100*0
haziran ayı sonunda getirilecek
körüklü ve normal tip otobüs-
lerin bugünkü kurlar üzerinden
maliyeti yaklaşık 26 milyar 482
milyon lira. Aynı otobüsler ge-
çen yıl getirilebilseydi 18 milyar
154 milyon 925 bin lira ödene-
cekti.
Izmir Anakent Belediyesi ES-
HOT Genel Müdürlüğü de 1989
yılının kasım ayında 260 körük-
lü otobüs ahmı için ihale açtı.
Otobüsler, en ucuz fiyat ve en
uygun ödeme koşullan getiren
Macaristan'ın İkarus firmasına
ihale edildi. Prosedür işletildı.
Kredi anlaşması gereği teminat
mektubu sağlanma girişimlerin-
de bulunuldu. Yaklaşık bir yıl
süren teminat mektubu sağlama
çabalan sonuçsuz kald:. Son
olarak Tutünbank'tan gerekli te-
minatın sağlanabilme umudu büs 209 milyon 707 bin liraya
doğdu. Ancak teminatın verile- mal olacak. Bir başka deyişle,
bihnesi için bankanın kredi Kmi-
tini arttrrma izni ilgili Devlet Ba-
kanlığı'nca onaylanmadı.
tSHOT Genel Müdürlüğü, ara
ihalede Yugoslavya'nm İkarus
firmasından solo tip 65 otobüs
satın aldı. Bu otobüslerin her
biri 381 milyon 377 bin liraya
mal oldu. ESHOT Genel Mü-
dürlüp daha sonra 50'si köriik-
lü !00 otobü'slük, 4O'ı körüklü
80 otobüslük iki ayn ihale açtı.
Bu ihalelerin ilkinin 18 martta,
diğerinin 5 nisanda sonuçlan-
ması bekleniyor.
ESHOT Genel Müdürlüğü,
teminat mektubunu sağlayıp
260 körüklü otobüsü geçen yıl
getirebilseydi, otobüslerin her
biri için 142 milyon 255 bin lira
ödeyecekti. Bugünkü kur üze-
rinden ESHOT'un aynı koşul-
larda otobüs alımına yönehnesi
durumunda her bir körüklü oto-
ESHOT Genel Müdürlüğü, kö-
rüklü otobüslerin her biri için 67
milyon 452 bin lira fazla ödeme
yapacak. 260 körüklü otobüsün
tamanı düşünüldüğünde, arada-
ki fark 17 milyar 537 milyon 520
bin lirayı buiacak.
ESHOT Genel Müdürü Zeke-
riya Dolar, Macaristan tkarus
finnasının artık yeni bir süre ta-
nımadığını belirterek "Bir daha
böyle ucuz fiyatı, böylesine uy-
gun koşullarda otobüs alma im-
kânı bulamayacağız" dedi.
Dolar, "Teminat mektubu-
nun verilmemesi alımlanmızı
geciktirdi. Böyle olunca tzmir
hmlkına çağdaş bir hizmet ver-
mekten yoksun kaldık. Yeni sa-
tın aldığımız ve alacagımız oto-
büslerie günlük yoicu taşıma ka-
pasitemizi arttırmayı amaçlıyo-
ruz. Bu arada maliyetler katla-
narak artıyor" diye konuştu.
DUNIADA BUGUN
AUSIRMEN
'Ortadoöu'da
Barış Yakın mı?
"Ortadoğu'da barış sağlanabilir mi, olası bir barış yakın
mı" sorusu ilk bakışta akıl dışı gibi görünüyor. Öyle ya savaş
bitmiş, Saddam devrilmese bile -ki düne kadar ohu devirmek
isteyenler şimdi "devrilirse ne olur" diye arpacık kumruları
gibi düşünmeye başlamışlardiF Irak yerle bir edilmiş Bağdat-
ın askeri gücü kırılmıştır.
Bütün bunlardan sonra kim çıkıp da süper teknoloji ürü-
nü silahlarıyla dosta düşmana kendini göstermiş ABD'nin
önerılerine hayır dıyebılecek ve Sam Amca'ya karşı koyabt-
lecektir ki?
Olaya öyle bakınca, barışın çoktan sağlandığını, görüşme-
lerin artık bir formaliteden öteye geçemeyeceğini söyleyebi-
lirsiniz.
Eğer banştan amacınız Pax Americana ise kimse sizin hak-
sız olduğunuzu ileri süremez. Ama eğer gerçek banşı amaç-
lıyorsanız o zaman olaya biraz daha ayn bir açıdan yaklaş-
makta yarar olduğu söylenebilir.
Çağımızda gerçek barış ile silahlann sustuğu ama anlaş-
mazlık konularının olduğu gibi kaldığı savaşmama hali de-
ğişik kavramlar olarak algılanıyor. Tarafların hepsinin haklı
çıkarlannın ortak noktası ya da açı ortayının karşılıklı uztaş-
mayia bulunduğu, haklı ve kalıcı bir düzendir barış.
Yukarıdaki tanımdan da kolayca anlaşılabileceği gibi güç-
tünün kendi yeğlemelerini ya da çıkarlarını zorla kabul ettir-
diği, bir zamanların Pax Romanası'nın günümüze taşınma-
sı olarak niteleyebileceğimiz Pax Americana, kalıcı ve haklı
bir barış değildir.
Ortadoğu'da haklı ve kalıcı barış ancak bölgeyi kana ve
ateşe boğan anlaşmaziık noktalarının, karşılıklı görüşmelerte,
uzlaşma yoluyla çözüme bağlanması halinde sağlanacak-
tır.
Bölgedeki anlaşmaziık konularının uzlaşmayia çözülmesi
için ele alınacak ölçüt ne olmalı, diye düşündüğümüz zaman
ilk akla gelen Birleşmiş Milletler kararları oluyor.
Öyle ya! ABD ve onun ile birlikte Körfez'e güç gönderen
ülketer savaşlarının haklı nedeni olarak Birleşmiş Milletler Gü-
venlik Konseyi'nin 660 sayılı kararını göstermiyorlar mıydı?
Savaş da Irak'ın bu karara uygun olarak Kuveyt'ten çekilme-
siyle durmadı mı?
Demek ki bölgede banşa giden çözümü ararken Birleş-
miş Milletler kararları iyi birer yol gösterici olabileceklerdir.
İşte sorun da çok akla yakın görünen düşüncenin tam bu
noktasında karmaşıklaşıyor. Çünkü Ortadoğu'daki anlaşmaz-
iık konulanyla ilgili tek BM kararı, 660 ve 678 sayılı olanlar
değil. Bunlann yanı sıra bölgenin kronikleşmiş anlaşmazlığı
Filistin sorunu ile ilgili birçok karar daha var. Bölgede ger-
çek barışın sağlanması ancak bu kararların da uygulanma-
sı ya da bu kararlar ışığında görüşmelere başlanmasıyla
mümkün olacaktır.
Gelin görün ki Tel Aviv de Washington da bu konuda uz-
laşmaya hiç de yatkın görünmüyorlar. ABD, Filistin konusun-
da bir konferansın toplanmasını ısteyen Fransız planına bile
sıcak bakmıyor. VVashıngton, İsraıl'i sıkıştıracak en küçük bir
girişime biie yanaşmıyor. İsrail Başbakanı ise Batı Şeria'dan
en ufak bir toprak parçasını bile bırakmayacaklarınt açıklt-
yor.
Bu durumda Ortadoğu'nun tüm konularını ve özellikle Fi-
listin sorununu kapsayan bir konferansın toplanması, toplarv
sa bile bu bir araya gelişin bir anlam taşıması otanaksızlaşı-
yor ve bölgede ana sorunun kanayan bir yara olarak kalaca-
gı anlaşılıyor.
Böylelikle de görülüyor ki Ortadoğu'da yakın bir gelecek-
•e, haklı ve kalıcı bir barışın sağlanması olanaksızdır. Olay-
ların bu noktaya gelip tıkanmasınm baş sorumlusu savaştn
estirdiği hava ile Amerikan seçmeni katında kazandığı itiba-
ragüveneceKpözg Pa^Aaıericana'dan başkastm gormeyerı
Bush'tur.
•Ameriten kamuoyunda bugün egemen olan havaya batarv
ca Başkan Bush'u daha gerçekçi ve geniş görüşlü tutuma
itmenin güç olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Öte yandan çok yanlış bir tutum ile son zamanlarda yaz-
gısını fazlasıyla Saddam'a bağlamış olan Yaser Arafat'ın da
FKÖ'nün Batı kamuoyunda kazandığı sempatiyi azaltarak
Başkan Bush'un uzlaşmaz tutumuna yardımcı olduğunu söy-
lemek pek yanlış olmasa gerek.
Olayların kilitlendiği bu noktada, yalnız bölgede barışın
sağlanmasının güç olduğu değil ama aynı zamanda Körfez
savaşının da geçmişe etkili bir biçimde, meşruiyet tabanını
yitirdiğini söyleyebıliriz.
Öyle ya! Birleşmiş Milletler'in Irak ve Kuveyt ile ilgili karar-
ları için silaha sarılanlar, aynı kuruluşun İsrail ve Filistin ile
kararlarına yan çızınce, nangi haklılık savını ileri sürebilirler
ki?
KlSA KISA
• Sağhk Bakanlığı, Körfez savaşı boyunca Güneydoğu'da
görevlendirilen sağlık personeline yönelik bir anket yaptı.
21 ilde görevli 2383 sağlık personelinin katılımıyla
gerçekleştirilen ankette, personelin yüzde 81.5'i geçici
görevle gittikleri yerlerdeki yaşam şartlanm "iyi" olarak
değerlendirdiler. Personelin büyük bir bölümü de
problemlerin çözülme durumu konusunda da "çözülüyor"
yamtını verdüer.
• Sağlık Bakanlığı, aralannda "grip ve soğuk algınhğY'
tedavisinde kullanılan ilaçların da yer aldığı ve yüksek
dozda kullanıldığında ahşkanlık yapan 90 dolayında ilaa
"kontrole tabi" ilaçlar kapsamına aldı. Böylece, kırmızı ve
yeşil reçete uygulamalarıyla uyuşturucu ve ahşkanlık etkisi
yapan ilaçlann 'kontrolsüz' kullanımım engellemek üzere
başlatılan cahşmanm kapsamı genişletildi.
• İstanbul Tabip Odası'nca Gazeteciler Cemiyeti'nde
"Sağlık ve Medya" konulu bir panel düzenlendi.
Oturum başkanlığını Dr. Dursun Kırbaş'm yaptığı
panelde konuşan gazeteci Vasfıye Özkoçak, basında
çıkan tip ile ilgili haberlerin sık sık eleştirildiğini
hatırlatarak, "Yanlış yazıhyorsa biraz da nedeni haberi
verendir. Bu nedenle tip ile ilgili bir konuda doğru olan
bilgi tip mensuplan elinden başına verilmelidir" dedi.
Gazeteci Şükran Ketenci de konuşmasında Türkiye'de
okuyucunun sağlık konusunda gazeteyi
yönlendirmediğini söyledi. Ketenci, meslek örgütlerinin
gazetelerdeki yanlış haberleri izleyip düzeltmeleri
gerektiğini de bildirdi.
ÖLÜM
Mehmet Ali Sebük öldü
Haber Merkezi— Avukat Mehmet Ali Sebük (85)
İstanbul'da öldü. Sebük'ün cenazesi yarın Kadıköy
Söğütlüçeşme Camisi'nde kılınacak öğle namazından sonra
Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Nâzım
Hikmet'in avukatı olarak bilinen Sebük, kriminoloji
bilimini ülkemize getirip bu konuda ilk dersleri verip, ilk
yapıtı yazan kişi olarak biliniyor. 1906'da Taşlıca'da doğan
Sebük, Kastamonu Lisesi ve Ankara Hukuk Fakültesi'nden
sonra Paris Kriminoloji Enstitüsü ve Lyon Üniversitesi
CAA Bilimleri Bölümü'nü bitirdi. Öğretmenlik, yargıçlık,
savcıhk ve Yargıtay Başsavcıhğı Yardımcılığı yaptı. 1954
Meclisi'nde tzmir milletvekili olarak bulundu.