18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
:UMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 20 KASIM 1991 Sosygl demokrattar tartlŞiyor Nedenyenildiknasılkazanırız? GAZETECt OKTA Y EKŞt (Hürriyet Gazetesi Başyazarı) Sosyal demokrat söylemi Demirel kaptıSon gelişmelerde benim inanctma gö- re sadece Sosyaldemokrat Halkçı Parti değil, bir bütün olarak sosyal demokrat- lar yani Demokratik Sol Parti'yi de içinc alan tûm kesim yenilgiye uğradı. Bir baş- ka deyişle Demokratik Sol Parti'nin yüz- de lO'luk "genel baraj"ı aşıp parlamen- toya yedi milletvekili sokabilmiş olması, bu gerçeği değiştirmeye yetmedi. Çünktl ortak (yahut toplam) oy yüzde 31'de kal- dı. Oysajsosyal demokrat kesimin oy po- tansiyelinin yüzde 42'ye (1977) ulaştığıru gösteren seçimler yine bu ülkede üsteîik Demokratik Sol Parti lideri Bülent Ece- vit'in CHP Genel Başkanı olduğu dö- nemde yaşandı. Demek ki sosyal demokratlann uğra- dığı yenilgiyi bir bu kesimin bütün açı- sından bir de o kesimin parçalanm oluş- turan SHP ve DSP açısından incelemek doğru olur. Genel değerlendirmede benim vardı- ğun sonuç şu: Sosyal demokratlar, ken- dilerini daha yakın hissettikleri sosyalist sistemin, kapitalist ekonomilere karşı 1917'den beri süregelen savaştan uğradı- ğı hezimetin şokundan kurtulup yeni bir söylem üretemediler. Bu hezimete, kapi- talist ekonomilerin yülardan beri ustaca uyguladıklan bir poütikanın sonuçlan da eklendi: Büindiği gibı sosyalist sistem ve sosyal demokratlar "sosyal güvence"yi, sosyal demokratlar ayrıca "özgurluk- çü"lüğü ve "insanca yasama'yı bayrak olarak kullanmaktaydılar. Kapitalist sis- tem, kendi bünyesine uygun "sosyal giivence" mekanizmalanyla (sağhk sigor- tası, işsizlik sigortast, sendikal haklar vb.) sosyalist sistemin en önemli propaganda si- lahını etkisiz kıldı. Ke- za kapitalist sistem, li- beral ekonomilerin öz- gürlükçülüğe karşj de- ğü tam tersine demok- rasinin ve sonuç olarak da özgürlukçü akımla- nn rahatça yaşayıp ge- lişebileceği bir ortam teşkil ettiğini -uygula- malarla, örneklerle- ortaya koydu. Dünyadaki bu geliş- melerin Türkiye'deki genel kamuoyunu ve o yüzden de ülkemizin sosyal demokratlarını etküememesi mttmkün degUdi. Sosyal demokratla- nn genel olarak ugra- dığı yenilginin iç ne- denlerine gelince: Birinci neden; hepi- mizin büdiği gibi sos- yal demokratlar ara- sındaki ayrüık, yani bu kesimin SHP ve DSP diye ikiye bölünmüş olmasıdn*. Ben yıllar- dan beri politikayı ya- kmdan izleyen bir HP ve DSP'nin 'özgürlükçülük' söylemleri DYP tarafından eller'mden alınarak daha ileri hoyutlara götürüldü. Sosyal demokratlar henüz düşünüp dururken Demirel, "Anayasamız ve rejimimiz Paris Şartı 'mn iikelerine uygun şekilde yeniden inşa edilmeli" dedi. gazeteci-yazar sıfatryla söyleyeyim: özel- ükle Bülent Ecevit'in tutumundan kay- naklanan bu bölünmeyi izah edecek cid- di bir sebeple hâlâ karşılaşabilmiş deği- lim. Ecevit'in söylediklerinin, savunduk- larımn hep bu tabloya bir kıhf uydurma çabası içinde kaldığına ve sonuç olarak da anlamsız bir kapris, yahut inattan öte bir değer taşımadığına inanmaktayım. tkinci neden; sosyal demokratlanmızm Türk seçmenine, dünyadaki değişme bir yana, Türkiye'de son on yü boyunca özel- likle ekonomik değişmeyi yakalayıp yeni ve umut dolu bir mesaj verememeleridir. Nitekim SHP'nin bölük pörçük ekono- mik reçeteleri ile DSP'nin gündemden düşmüş bir "kooperatifcilik" reçetesi Türk seçmeni için artık hiçbir önem ve değer taşımamaktadır. Seçmen yeni "Al beni..- AI beni götür..." diyebileceği ve kendini rahatça eUerine tesfim edebileceği bir ses aramaktadır. Günlük eleştiri, boş laf, negatif yaklaşım değil... Oysa hem SHP'nin hem de DSP'nin zihinlere yer- leşmiş izlenimi (bu iki partiden birinin sandıktan gül çıkartma, ötekinin 'gözün aydın Türkiye* sloganlanna rağmen) ma- alesef bu idi. Üçüncüsü; her iki partinin de "özgüriükçülük" söylemle'rinin Doğru Yol Partisi tarafından ellerinden alınıp daha ileri boyutlara götürülmesidir. Ni- tekim sosyal demokratlar henüz düşünüp dururken Süleyman Demirel'in ortaya cı- kıp, "Anayasamızı ve rejimimra Paris Şara'nın flkekrine nygun şekilde yeniden inşa edümesi gerekir" dediği ortadadır. Sosyal demokrat partilerin yenilgileri- nin kendileriyle ilgili nedenleri bence şöy- le açıklanabihr Sosyaldemokrat Halkçı Parti biri "ge- nel merkez" kökenli, ikincisi "genel mer- keze muhalif kanat" kökenli iki nedenle yenilgiye uğradı. Genel merkez, son iki yıldan beri her fırsatta "erken seçim" ister gibi görünme- sine rağmen belli ki bir erken seçim için gerekli hazırhklan yapmadan 20 Ekim'e yakalandı. Nitekim hem erken seçim is- teyen hem de bunun gerçekleşmesi için meydan meydan dolaşıp iktidan zoriayan Doğru Yol Partisi gibi yola erkenden çık- mayı beceremedi. Bir başka deyişle, "er- ken seçim" karan verildiği tarihte Doğ- ru Yol Paüsi (Süleyman Demirel) yola çı- kah altı aya yakın zaman olmuştu. tkincisi genel merkez. Parti örgütünü (bir Refah Partisi gibi) tümüyle kampan- yanın içine sokamadı. O 'iktidara geüyonu" heyecamm örgüte de, kendi ta- raftarlan seçmene de veremedi. Genel merkezin yenilgiyi parti ici mu- halefete fatura etme çabalan ashnda hak- sız değildir. Bir parti- nin iç kavgası iki yıl boyu kesintisiz sürerse, parti içinde "örgntiü bir rauhalefet" yapısı oluşturulur da bir taraf ötekinin başansı nede- niyle üzülecek, başarı- sızhğmdan mutlu ola- cak kadar ölçüyü kacı- nrsa, o partinin dışa karşı verecegi kavga- dan başanh çıkması imkânsızdır. O neden- le bu kavgada genel merkezin sorumluluğu hiç yoktur demeden belirtelim ki SHP'nin aldığı sonuçta Baykal- cı diye bilinen SHP'li- lerin erken seçim kara- rı verilinceye kadar sürdürdükleri iç kavga- nın rolü büyüktür. Bunlara SHP'li beledi- yelerin halkta yarattığı hayal kmkhğını ve SHP-HEP işbirliğinin olumsuz etkisini ekle- mek gerekir. Demokratik Sol Parti'nin yeterince ba- şanh olamamasımn nedeni herhalde Sayın Ecevit'in ileri sürdüğü gibi, "Bir kısun bası- nın, bazı yazariann kampanyamn özellik- le belli bir aşamasından itibaren Demok- ratik Sol Parti'yi karalamalan" değildir. Sayın Ecevit'in bu sözleri eğer geçerli olsaydı, söz konusu gazeteterin ve yazar- iann desteklediklerini ileri sürdüğü SHP bu kadar ağır bir yenilgiye uğramazdı. Sayın Ecevit'in kendisini aldatmaktan vazgecmesi sanınm en doğrusudur. Al- dandığı nokta SHP ile DSP'nin "öz"de hiçbir farkhhk taşımadığını görmek iste- memesidir. tkinci nokta; SHP'nin çozü- lüp dağılacağma ve tüm sosyal demok- ratlann kendisini destekleyeceğine üişkin beklentisidir. SHP'nin dağıhp dağıhnayacağmı za- man gösterir. Belki SHP, SHP olmaktan çıkar, bakarsıruz CHP'leşir. Veya yeni bir oluşum SHP'nin yerini alır. Ama biz san- mıyoruz ki tüm bu oluşumlar yüzünden DSP tek başına iktidara gelecek kadar palazlarur. Palazlanamaz, çünkü DSP bugünkü görüntusü, yapısı ve işleyişiyle sosyal de- mokrat kesime yeterince güven vereme- mektedir. Onun da nedeni partinin ka- zanç gayesi gütmeyen bir aile şirketi gibi işletilmesidir;' SİYASET BtLİMCİ TÜRKER ALKAN Yenilginintek nedeni yokSosyal demokratlarm seçim yenilgisi- nin bir tek nedeni bulunduğunu sanmı- yorum. İç içe geçmiş birçok neden birbi- rini üretip çoğaltarak bu sonuca yol aç- tı. Hem sosyal demokrat partiler arasın- da hem de partilerin kendi bunyeleri için- de bölünme ve çekişmeler, insanlara gü- ven vermedi. Birinci ve ikinci kademedeki liderler kitleleri süriıklemekte güçlük çek- tiler. Bir parti hareketi, sadece doktrin, program ve siyasal görüşten ibaret değil- dir. Partinin, kitleleri sürükleyecek, in- sanlara heyecan ve inanç verecek bir di- namizme ulaşması gerekir. Bu, gerçekleş- tirilemedi. Sorunlara doğru teşhis koy- mak yetmiyor. Teşhisi ve tedavi yöntemini etküi bir bicimde insanlara anlatabilmek gerekiyor. Sosyal demokratlar bu işi pek beceremediler. tşin kötüsü, sağdan gelen bir lider Süleyman Demirel, bu işi sosyal demokratlardan daha iyi başardı. Demi- rel'in konuşmalannın ve önerilerinin bü- yük bir bölümü sosyal demokratik içerik taşıyordu. Sağ yelpazenin kalababklaş- ması ve ANAP'tan sonra kurulan DYP'nin kendisine yer arayış çabalan, Demireri yeni bir söyleme doğru itti. Yel- pazedeki bu sıkışıkhk ve itiş kakış, sos- yal demokrat partilerin oy kaybetmesine yol açtı. Bu durum nasıl mı düzelir? Yukanda söylediklerim doğruysa, yapılması gere- kenler de kendiliğinden ortaya çvkıyof. Li- derlik ve önderük kademelerinin değiş- mesi gündeme gelmelidir. Sosyal demok- ratlar, amaçlanru yitirmeden, araçlannın ne kadar elverişli olduğunu tekrar gözden geçirmelidir. Ve kitlelerle olan bağlannı daha sağlam kümanın yollanru aramalan gerekiyor. YAR1N Murat Karayalçtn (Ankara Bûyûkşehir Belediye Başkanı) Ercan Karakaş (SHP MYK ûyesi-İstanbul Milletvekili) Seiçuk Sonmez (DSP Genel Sekreteri) Şerif Vural (SHP Ankara İl Başkanı) îltüzer Şimşek (DSP Çankaya llçe Başkanı) Cem: Sağın değişimi karşısında şaşırdık _ J, ilk olarakciddi bir demokrasi ve insan haklan platformunda göründti. Bu değişim karşısındasosyaldemokrasi, şaşınpkaldı. Söyleyeceksöz bulamadı. Çünkü solu solyapan, sola kimliğini, ayrıcahğını kazandıran, asıl özelliğinden, emek boyutundanyoksundu. Emek boyutu yıllarca ihmal edilmiştl BUrbirindenfarkı kalmayan, en azından öylegözüken siyasetlerarasında SHP'nin seçim şansı olamazdı. Türkiye solu, ciddi bir sol olmadığı için sol bir kimliğin özgün iddialarını, çözümlerini,veprogramını sunamadığı için ağır yenilgiye uğradı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP'nin genel başkan adayı Deniz Bay- kml'ın liderligini yaptığı "Yeni Sol" hare- ketin önde gelen isimlerinden tstanbul Mil- letvekili lsmafl C«m, SHP'nin seçim yenil- gisini açıklarken "Turkiye'nin sosyal de- mokrasisi, öncelikle sol içeriğindeki zaaf- tan ve yetersiriikten ötürü 1991 seçiminde başansu oWu" dedi. Cem, "Sosyal demok- rasi, kendisini, kendi ideolojisi doğrultu- sunda yenikmedigi için, imajı ve mesajı es- ki ve eskimiş katdığı için, degişimin praü- gine girmediği için yenildi" diye konuştu. tsmail Cem, Cumhuriyet'in sorulanm şöyle yarntladı: — SHP'nin seçim yenilgisİBİn temel nede- ni nasd açıklanabilir? CEM — SHP'nin neden ağır bir seçim yenilgisine uğradıgının önce çok öz, çok özet bir açıklaması var: Turkiye'nin sosyal demokrasisi, öncelikle sol içeriğindeki za- aftan ve yetersizlikten ötürü 1991 seçimin- de başansız oldu. Kendisini sadece in- san haklan ve demokrasi konularmda öne çıkaran, kimliğinin sadece bu boyutu ile kendini ve işlevini sınırh sanan bir sosyal demokrasi söz konusu. Emek boyutu çok eksik, emeğe özgü iddialan da emeğe öz- gü çözumleri de âdeta ortahkta gözükme- yen bir sosyal demokrasi... Bu özeUikleriyle ve zaaflanyla, Türkiyei nin sosyal demokratlan uzunca süre duru- mu idare edebildi. Çünkü, insan haklan ve demokrasinin 'teken' kendilerine aitti. Ancak son beş-alü yüm Türkiyesi'nde bir olumlu değişim yaşandı. Sağ, hiç de- ğilse bir kesimiyle, demokrasi sorunlanna eğildi. Avnıpa Konseyi tşkenceyi önleme Anlaşması'mn imzalanması, anadil yasa- ğının kalkması, 141,142 ve 163. maddele- rin yasaklardan çıkanlması, vb. Bunu, DYP'nin 1991 seçimine sunduğu ve içeriği bakımından bizim taleplerimizin çok da gerisinde kalmayan 'Demokratikleşme Prognunı' izledi. Sağdaki bu değişimin nedenleri ayn tar- tışma konusu. Turkiye'nin sağı, kendi ya- rarları bakımmdan dünyadaki değişime uyum zorunluğuna mı girdi, gerçekten li- beralleşti mi, solun ısrarh mücadelesi mi sağı bu noktaya getirdi, vb. Her ne ise so- nuç ortada; sağ, ilk olarak, ciddi bir de- mokrasi ve insan haklan platformunda gö- ründü. Bu değişim karşısında sosyal demokra- si, saşınp kaldı. Söyleyecek söz bulamadı. Çünkü, solu sol yapan, sola kimliğini ve ayncahğım kazandıran asıl özelliğinden, emek boyutundan yoksundu. Emek boyu- tu, yıllarca ihmal edilmişti. Emeğe özgü ciddi iddialan da çözumleri de yok gjbiy- di Tek bildigi sey, insan haklan ve demok- rasiydi. Bunu şimdi sağ da söylemeye baş- lamıştı. Üstelik, daha carpıcı sloganlarla, daha etküi bir dille bunu sağ yapıyordu. Bu durumda sonuft SHP Sayın Genel Başkaru'mn 'Cumhuriyet'tekı açıklamasuı- da beürtildigi gibi, 1991 seçiminde bütün partilerin benzer şeyler söyîeyip, benzer va- atlerde bulunması oldu. Yani bir bakıma,'... yok ashnda birbiri- mizden farkmuz, ama biz .J misali... Birbirinden farkı kalmayan, en azından öyle görünen siyasetler arasında, SHP'nin seçim şansı olamazdı. Nitekim olmadı. özetle ve sonuç olarak, Turkiye'nin so- lu, ciddi bir sol olamadığı için, sol bir kim- liğin özgün iddialannı, çözümlerini ve programmı sunamadığı için, öncelikle bu- nun için, 1991'in ağır yenilgis'ıne uğradı. SHP olarak, bu noktadan hareketle kök- lü bir yenileşmeye ihüyacımız var. — Nasıl bir 'yenileşme?' CEM — Yenileşmiş görünmek için ye- nileşmek, modaya ayak uydurmak değil ta- bii... Türkiye'de sosyal demokrasinin yenilen- mesi, kendi ideolojik özünün doğrultusun- da, kendi tarihsel kulvannda gerçeklesecek. Buna ihüyaç var. Yoksa 'yenüik' niyetine sağın anlayışlannı ve yöntemlerini taklide değil... Bizim önerdiğimiz yenileşme, belirli kay- gılardan hareket ediyor, belirli eksikleri gi- dermeyi amaçhyor; belirli yaklaşımlan si- yasetin teorisinde ve pratiğinde öngörüyor. tdeolojik bütünlüğü, mantığı ve sistema- tiği olan bir yenileşme programı bizimki... Sosyal demokrasi Türkiye'de 'Neden ye- nildi, nasd ita-^»mlıı J sorulannın cevabı da, bu yenileşme programındayatıyor: Sosyal demokrasi, kendisini, kendi ideolojisi doğ- rultusunda yenilemediği için, imajı ve tne- sajı eski ve eskimiş kaldığı için, değişimin pratiğine girmediği için yenildi. Sosyal de- mokrasi ya da SHP, ciddi bir yenileşme programını benimserse güçlenir ve bundan sonra başarıh olur. Böyle bir yenileşme programının bazı te- mel noktalan şöyle özeüenebüir. 1. Geçmişin degil, geleceğin partisi ola- bümek... • SHP'yi büyütmek ve yeni seçmen kit- lelerine açümak için, daha az eski ve daha çok yeni olmaüyız. Eskiyle sürekli çağrı- şım yapan, kendini geçmişin sembolleriy- le tanımlayan, geleceğini, gecmişte aradı- ğı izknimini veren bir sol, özgücüne kıyasla çok dar bir alana ve çok sınırh bir seçme- ne kendini sıkıştırmış demektir. • Çağdaşhk, yenileşme ve değişim, so- lun bizatihi kendisidir. • Yakın tarihhniz derslerle dolu: CHP, parti içindeki tutuculann 'reddi miras CEM-Daha âretken, dahademokrat ohnanuzlazım. Orgütlenmede başarısağlanamadı ŞAHİN ALP AY Sosyal demokratlann 20 Ekim secimle- rindeki yenilgisinde, istisnalanna karsın SHP'li belediyelerin genelde başanh görül- meyişi de rol oynadı. Özellikle htanbul ve tzmir gibi büyük kenüerde belediye hiz- metlerine yöneük şikâyeüer, yolsuzluk ha- ber ve söylentileri, gecekondulaşma ve işportacıhğa gösterilen hoşgörü, kamuo- yunun • oluşmasını etkileyen kesimlerde SHP'ü belediyelere karşı olumsuz değer- lendirmeleri yaygmlaştırdı. Sonuçta, SHP'li belediyelerin icraatının, orta sıraf kenthleri SHP'den uzaklaştırdığı gibi ge- cekondu bölgelerinin oylarun da bu par- tiye kazandıramadığı görüldü. SHP, bü- yük kentlerin ve geüşmiş tayı bölgelerinin birinci partisi olma özelliğini, ANAP'a kaptırdı. Türkiye'de seçmenlerin yerel seçimler- de de partileri ülke genelinde izledikleri po- litikaya göre değerlendirme eğiliminin ol- duklannı biliyoruz. ANAP'lı belediyelerin genelde başarılı görülmesine karşın ANAP'm 1989 yerel secimlerinde uğradı- ğı ağu yenilgi, bunun bir örneğiydi. 1991 genel secimlerinde SHP, belediyelerin genelde başanh olduğunu inanüdığı yerlerde de örneğin Ankara'da, 1989 yerel seçimlerine oranla büyük oy kaybına uğradı. SHP yönetiminin olsun, SHP'li beledi- yelerin olsun, bugüne kadarki belediye ça- hşmalanm gözden geçirerek "ne yaptık ve yapamadık da kentli seçmenleri partiden soğuttuk" sorusunu tartışarak deneyim- lerden ders çıkarmalan, önümüzdeki ye- rel seçimlerde başanh olabümelerinin her halde bir önkoşulu. Milletvekili adaylan Sosyal demokratlann son seçimlerde, seçmenlerin karşısına başanh olacağına dair güven veren, niteükli milletvekili adaylanyla çıkamarruş ohnalan, seçim ye- nilgisinin başka bir nedeni olarak gö- rülüyor. DSP milletvekili adaylannı merkez yok- lamasıyla beürledi. SHP'liler, milletveki- li adaylanmn tümüyle DSP Genel Başka- m tarafından behrlenmesini, DSP'nin sos- yal demokrat nitelikte bir parti olmayışı- nın göstergesi olarak sürekli vurguladüar. SHP milletvekili adaylannı, önseçimle beürledi. Bu "demokratik" uygulama, SHP'nin milletvekili adaylanmn büyük bölümünün parti içindeki etnik grup, mez- hep, memleketlilik dayanışması temelinde mobüize edilen delege oylanyla beurlenme- si sonucu verdi. Bu tür dayanışma grup lanrun desteğini sağlama olanağı bulunma- yarüann önseçimde kazanma şansı yok gj- biydi. Nitekim, partinin en üst düzey yö- neticileri dahi kazanamama endişesiyle ön- seçimlere girmeyip, kontenjandan aday gösterilmek için büyük bir mücadele ver- dileT. Parlamento çahşmalannda ihüyaç duyulacak uzman kişilere aynhnası gere- ken komenjanlar, partinin üst kademe yö- r erek SHP gerekse DSP, seçmenin karşısına ülkeyi başarıyla yönetebileceğine dair güven veren siyasi kadrolarla çıkamadılar. neticilerini parlamentoya sokabümek için kullamldı. SHP'nin modern anlamda bir parti örgü- tü haline gehnesiyle yakmdan ilgili. Bu ba- kımdan "naylon üyeük" (yani, gerçek ol- mayan üyeler) ve "naylon delegelik" (ya- ni, gerçek olmayan üyeler tarafından se- çUmiş delegeler) sorunlarımn aşüması ger- çek bir ihtiyaç. Adresleri belli; parti üyesi kimliği taşıyan; düzenü olarak aidat öde- yen; parti toplantı ve çahşmalarma şu ve- ya bu ölçüde düzenli olarak katılan ger- çek üyelerden oluşan, gerçek parti örgüt- leri kurulması zamanının geldiği görülü- yor. Ancak böyle bir parti örgütünde, üye- lerin tümünün katûdığı önseçimlerin de- mokratik bir aday belirleme yöntemi ol- duğundan söz edilebUir. Bu anlamda mo- dern parti örgütleri kunılmasmm, Turki- ye'nin demokratikleşmesi, yani sivil top- lumun güçlenmesi açısından da çok büyük bir önem taşıdığı açıktır. Sosyal demokrat adına layık, modern bir parti örgütü kurma çabası açısından DSP'nin, SHP'ye göre çok daha geride ol- duğu yadsmamaz. Kamuoyunda DSP'nin üye kazanmaya değer ve önem vermeyen; yaimzca seçimden secime faaliyet gösteren bir örgüt izlenimi uyandırdığı bir gerçek- tir. Önseçinüer demokratik mi? EMiyetli siyasi kadrolar Uygulamada ahnan sonuçlar, bugünkü haliyle önseçimlerin gerçekten demokratik olup olmadığı sorusunu gündeme getir- mekte. Milletvekili adaylanmn, parti üye- lerinin iradesinden ziyade, delegeler ara- sındaki etnik grup, mezhep ve hemşehri ce- maati temelinde oluşan rekabet ve pazar- hklar sonucu belirlendiği önseçimler, de- mokratik sayüabilir mi? özellikle seçmen lerle adaylann yüz yüze temas halinde ol- madıklan büyük seçim çevrelerinde, bu bi- çimde beürlenen mÛletveküi adaylanyla ne ölçüde başanh olunabilir? 20 Ekim seçim lerinde ilk kez uygulanan tercih oyu, bü- yük seçim çevrelerinde dahi adaylann ki- şiliklerinin giderek daha ağırlıklı bir rol oy- nayacağına işaret ediyor. Aday beürlemede önseçim sisteminin de- mokratik bir nitelik kazanabilmesi, Gerek SHP, gerekse DSP'nin seçmenin karşısına bilgi ve deneyimleri itibanyla ül- keyi başanyla yönetebileceğine dair güven veren siyasi kadrolarla çıkamamış olma- lan, kamuoyunda sosyal demokrat parti- lere karşı yöneltilen başka bir önemli eleş- tiri, Siyasetin gjttikçe uzmanhk gerektiren; ideolojiden çok bilgi ve beceriye dayalı bir problem-çözme işi haline geldiği gunümüz- de, işinin etui olduğu izlenimi vermeyen si- yasi kadrolarm seçim kazanma olasılığınuı gittikçe zayıflayacağı düşünülebilir. Sos- yal demokrat partüerimizin bilgi, deneyim ve erdiyetine gırven duyulan bir siyasi kad- ro yetiştirme işine bundan böyle daha çok önem vereceklerini bekleyebiliriz. StRECEK 'Sosyal Demokrasi'nin Geleceği' Dizimiz boyunca çeşitli görüşlerdeki okurlarımızın düşüncelerine de yer vermekistiyoruz. Yarım daktilo saytasını geçmeyecekyazılarınızı / P.K. 246 34344 İstanbul / adresine gönderebilirsiniz. yapriıyor' iürazlan arasında, <devlet partisi' kimliğini geçmişe bırakıp, 'taallan partisi' kimliğîne dönüştüğü için, yeni kitlelere açı- labilmişti. Yenileşmenin ve değişimin ön- cüsü olabildiği için 'birinti parti' konumu- na ulaşmıştı. Yani, gecmişte çaküıp kalmak yerirıe, ge- üştiği, değiştiği ve kendini yenilediği için... II. Daha az 'uyumun' daha çok 'değişimin' partisi olabümek... • Sol partilerin buyümesi, mevcut düze- ne uyum göstermenin değil, ondan farkh- laşmanın sonucudur. SHP olarak 'degişim' iddiamın ve başkalanndan '(arklüıtımua' çok daha açık, net ve somut biçimde orta- ya koymak, savunmak durumundayız. • Bizim özeüiğimiz, gücümüz ve üstün- lüğümüz, başkalanmn kendi sosyal ve st- mfsal öncelikleri bakımından yapamaya- caklannı, bizim, sosyal ve sımfsal öncelik- lerimiz sayesinde yapabilecek olmamızdır. • SHP'nin özünden kaynaklanan bu farkhhk ve üstünlük, yeterince ortaya ko- nabümiş ve ondan yeterince yararlarulmış değildir. Bu özümüzle bagjantıh öneriler ve çozumler, bizim siyasetimizde ve mesaj- lanmızda çok daha ağırhkh ve net ohnah- dır. III. Sotculngumnza ve demokratiıgınu- za daha fazla sahip çıkmak... • Kendi kimüğimizi yeterince öne çıka- ramıyoruz. Sol ve demokrat olmanın ge- reğini yapmakta, avantajım kullanmakta geri kalıyoruz. Sosyolojik özeUikleriyle bel- ki 'bizdeo fazb biz olan' kitleler, ancak çok küçük bölümüyle bize destek ve oy veriyor. îşçi, köylü, küçûk esnaf, memur... Bunla- ra, sımfsal beklentileriyle değil ama, çağ- daşhk ve demokrasi özlemleriyle bize ya- kın olanlan ekleyiniz. Nüfusun yüzde 80*ini bulursunuz. Oysa oyumuz yüzde 20'ler düzeyinde gözüküyor. Demek Itibir yanhşımu var. • Kendi kişüiğimizi bütünüyle ve acık- ca ortaya koymaksızın, sosyolojik ve sınıf- sal ÖzeUikleriyle solda olan bir kitleye bü- yük ölçüde ulasmak ve oy ahnak mümkün değüdir. • Bizim gibi 'Demokrat' sıfatını taşıyan bir parti, geçmişin tek parti dönemindeki- leri hatırlatan bürokratik anlayışlann yan- sıması olamaz. Sosyal demokrasi, her şey- den önce, halka güvenmek ve inanmakur. Tüm çözumleri merkezden, devletten bek- leyen anlayışlar karşısında sosyal demok- rasi, "sivil toplumnn" ideolojisidir. • 'Merkezci devtet sokuluğu' geleneğin- den hâlâ tumuyle kurtulamamış ohnanuz, partimizin ufkunu, etkinlik alaru ve seç- men kitlesini daraltnuştır. IV. Partimizi sag ve sol sapmalardan sa- kınmak^. • Ciddi bir sosyal demokrat partinin en büyük düşmanı, sağ ve sol sapmalardır, tu- tucu, gerici eğuimler; goşizmlerdir. Bu has- tahklann çeşitli türleri, farkh farkh biçim- lerde sol partilere musallat olabüirler: Bağ- nazlık, dışlayıcıhk, ırkçıhk, bölgecüik, McCarthy'cüik, marjmalleşme, dernekleş- me, vb. • SHP'yi sağ ve sol sapmalardan sakın- manın temel aracı, ideolojik sağlamhktır. Siyaset mücadelesi öncelikle ideoloji zemî- ninde kazaruhr ya da kaybedilir. • tdeolojisine soğuk bakan, ideolojiden kaçman bir sosyal demokrasi, toplumda- ki büyük sentezleri oluşturmak şöyle dur- sun, kendi parüsinin içinde bile düşünce- lerin sosyal demokrat sentezini kuramaz. V. Partide demokrasivi ve bütnalüiü saglayabilmek_. • SHP'nin en değerli kaynağı, kendi üye- leridir. Parti kararlannın oluşumuna üye- lerin sistemü ve düzenli biçimde katüınu, kendi birikimini partiye katması mutlaka sağlanmalıdır. Bunun, bütün sol partiler- de yülardır başanyla uygulanan yöntem- leri vardır. • Emeğin parti yönetimterindeki eksik- üği, partimizin ve sosyal demokrat kimli- ğunizin zaafıdır. lşci üyelerimizin parti go- revlerine gelebümesi için bir anlayış ve uz- laşma zemini mutlaka oluşmahdır. • Gençlik, partimizden uzak duruyor. Gençlerle ilişki kurmak, yaygın bir 'sempatizan' topluluğu oluşturmak gereki- yor. Gençlik konusunda özel, sürekh" ve ciddi bir uzmanhk birimine ihtiyaç var. • 'Secinde gelen secimle gideceV sözü- nü son kurultayda verenler, bu sözlerini tuunadı. 'Görevden almanın' yeni ve acı- masız yöntemleri de oluştu. Bu yanhşlan elbirliğiyle partimizin çöp sepetine fırlat- mak, ortak görevimiz ohnahdır. • II ve ilçe 'yönetim kunıta', < delegasyon > seçimleriyle, 'Parti Meclisi' secimleri, ins- pi seçim yöntenüyle' yapümahdır. Sentez alışkantı|ı' partide geuştirirmelidir. Liste- lerin 'düşünce temeünde 1 vanşmasıru özen- diren ve birçok sol partide kullanılan yön- temler kullanumahdır. • Son ve en Önemli nokta: Bütün çağ- daş sol partüerde olduğu gibi, siyaseü 'dü şönce zeminine' bina etmeliyiz; 'duşünce- leri vanşünp' sentezler kurabümeliyiz. • Aym partinin insanlan olduğumuz bi- Unciyle, birbirimize sahip çıkmalıyız... Sonuç. Çağ değişiyor, toplum, insan ve Türki- ye değişiyor. 'Sivil toplum' özeuiklerini almamız la- zım. Daha 'otumlu', daha 'uretken', daha 'demokrat' olmamız lazım. Gecmişte yeterince savunarnadığunız ba- zı düşünceleri de ömeğin, bir refah toplu- mu yaratmak ve refahı paylaştırmak iddi- amızı; bireyin, eğitimde ve mesleğinde yük- sehne hakkıru, yüksehne ve büyümede fır- sat eşitliğini, şimdi daha net ortaya koya- biliriz. Turkiye'nin tüm çağdaş birikimlerini sosyal demokrat gelişme ve büyüme prog ramı ekseninde bir araya getirerek daha gu zel, daha gelişmiş, daha adil bir Türkiy yaratabiliriz. Bunu geTçekleştirecek birikime sahibi: Bunu başaracak gücümüz var. Yüreğim var. Yeter ki 'statökonun' bağlanndan ke dimizi kurtaralım, yeter ki değişimin ve > nileşmenin partisi olabüelim..:'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear