18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
:UMHVRİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 20 KASIM 1991 Doç.Dr.ZEHRA İPŞİROĞLU Çağdaşlaşma Engelleri Strasbourg'da bır kongrede tanıştığım ve bir süre Afganis- tan'da öğretim üyetığt yapmış olan bır Alman dilbitimci ge- çenlerde bana Afganıstan üzerine yazdığı bir inceleme yazısını gönderdi. (slam toplumunda kadınlartn konumunu, sözgelimi kız öğrencilerin nasıl kapalı kapılar ardında sözlü sınava gtrdıklerını; öğretim üyelerinın, nasıl günah çıkaranla- rı dınleyen rahipler gibi öğrencilerin seslerinı dınleyerek de- ğerlendirme yaptıklarını anlatıyordu bu yazısında. Gördüklerıni, yaşadıklarını olabıldığınce nesneî olarak ak- tarmaya çalışırken uzerinde durduğu temel nokta, islam gete- nek, görenek ve âdetierının Batı'dakındençokfarklı oluşuydu. Bu bakımdan eleştırel bir yaklaşımın Avrupamerkezcılık ola- cağını söylüyordu. Kaldı kı Afganlı kadınlar durumlanndan hiç şikâyetçi olmadıklanna, tersine geleneklere bağlı muttu bir yaşam sürdürdüklerine göre Batı ölçütlerınden yola çıkan eleştirel bıryaklaşım iyıden iyiye yersız kalacaktt Ancak, ya2inın sonuna doğru yabancı düşmanlığını savu- nan ve kışkırtan aşırı dıncı akımlara karşı bır uyan dıle getınlı- yor, bunlann gerçekten tehtıkelı olabıleceklerıne işaret ediii- yordu. Böylece yazının bütününe egemen olan hoşgorülü ha- vayayine de bır yerde sınır çizılmış olunuyordu. Yazıda Avrupamerkezcilik kavramına takılmıştım. Nedır Avrupamerkezcılik? Evrensel haklar olarak benimsediğımız insan hakları, kadın hakları, özgürlük gibı değerlen savunma mı, yoksa bu hakların sadece Avrupa'nın tekelınde olduğunu ' öne sürmek mi? Şimdi- Avrupamerkezcilik kavramına takılmıştım. Nedir Avrupamerkezcilik? Evrensel haklar olarak benimsediğimiz insan hakları, kadın hakları, özgürlük gibi değerlen savunma mı, yoksa bu haklann sadece Avrupa'nın tekelınde olduğunu öne sürmek mi? lerde çok moda olan "çok kültürlü yaşama" "kültürter arası etkile- şım" vb. kavramlann ardına sığınarak "islam geleneğınde kadına er- kekten farklı bir konum tanındığına göre bıra- kalım onlar da kendi ge- lenekterine göre yaşası- nlar, bız karışamayız" duşüncesı aslında çifte standart bir görüşü ser- gilemiyor mu? Bu hoş- — — — — — — — — _ _ _ _ _ . gorü maskesinin attında bir umursamazlık, aynı zamanda da kendıni beğenmişlik se- zı'mıyor mu? Afganlı kadınlann durumtarından hoşnut olmalarına gelin- ce, acaba onlara kendı düşüncelerini dile getirme, kendi hak- larını savunma hakkı tanınmış mı? Ayrıcatanınsa bile özgür- lük bilincinın daha uyanmamış olduğu bir ortamda, kadtnın özgürlük ıçin savaşması nasıl duşünülebilır' Tersine, böylesi- ne baskılı koşullarda kadına sağlanan güvence, sorumlulu- ğun, kadına degıl de kendısınden daha gûçlü olduğuna inandığı erkeğe verılmesinin de çekici bır yanı olduğu yadsı- namaz Düşündurücü olan başka bır nokta da aşın dirtci akımlara karşı dile getırilen uyan. Bana dokunmayan yılan bın yasasm hesabıyla, "varsın kadınlar ezılsın, ucu doğrudan bana do- kunmadığı sürece benı ılgilendırmez" düşuncesi de bence bencillığin ve umursamazlığın ayn bir göstergesi. öyle sanıyorum kı Avrupamerkezcilik, çok külturlülük, kûl- türlerarası etkileşim vb. kavramlann tçerdıklen ya da ıçerebi- leceklen değışık anlamlan enine boyuna sorgulamadıkça, Batı'nın ikırcıklı yaklaşımını veÛçüncü Dünyaulkelerınebakı- şındakı Avrupamerkezcı ve koloniyalıst tavrı anlamaya ola- nak yok. insan hakları gerçi Avrupa'da çıkmış, ancak Avrupa'- nın tekelınde değil, bunu unutmamamız gerekiyor. Burada amacım Batı ülkelerini eleştiren bır yazı yazmak değıl, bırakalım onlar kendilerıni eleştirsınier, kendi kullan- dıkları kavramlann hesabını kendilerı versınler. Ama biz ne- yın neresınde olduğumuzu lyice bilelim. Çünkü Batı'dan her- hangı bır şeyı, bir düşünce akımını. bır modayı vb. hiç he- (Arken 19. Sayfada) SosyalDeğerlerve Partileriıniz ANAP. programıve uygulaması itibanyla kesinkes sermayeden yana ve çahşanı gözardı eden bir muhafazakâr parti olduğu halde DYP'nin tabandakî değerlerden kaynaklanan daha bütünü kavrayıcı veçakşanlan koruyucu bir yaklaşımı vardır. Prof. Dr. GÜLTEN KAZGAN Türkiye'de son 70-80 yıldır sosyal felsefe, çok değişik kaynaklardan gelen değerler sıste- minin etkisi altındadır ve toplum bunlann bir bileşıminı yapmaya çahşmaktadır Kaynakla- azalmaktadır. Aynca ekonomik yaşamdakı etkenliği sosyal yaşamdakının de üstündedir Dığeryandan büyük kentlerın varlıkh ve Batı kültüruyle yetişmiş kesimlerinde bireycilik ButÜncÜlÜk Örneğın Sayın Demirel'ı ve onun geçmışteki Adalet Partisi ya da bugünkü Doğru Yol Par- tisi'ni ele alalım. Sayın Demirerin kendısı köy kökenlidır ve "Çoban Sülü" tanımlamasından anlaşılacağı gibı köy yaşamı ıçınde çocukluğu- nu geçırmiş, kişiliğınin ohışmasında Asyah - İslami değerler yer almışür. Batı bireycüiğiyle gençliğinin daha ileri bir aşamasında karşılaş- raışür. Kokktivist anlayıştan gelen "hüküm- darın bütün tebaanın koruyucusu" olduğu yaklaşımı ve İslami geleneklen -hiç olmazsa din kurallannı uygulama gibi- sürdürmenin kendisinde bulunması olağandır. nn biri Türklerin Asy alı kökenlerine bağlana- büyük Ölçüde egemendir, sosyal değerler siste- bilecek olan "kolektivist" değerler sıstemidir. Yalnız Türkler değil, bugün Asya kökenli ül- kelerin çağdaş sosyal yapvlannda da aynı öğeler. gıderek etkenliği azahyor olsa da mev- cuttur. Japonya. Kore. Çin ve diğer Asya toplumlannda benzer değerler sıştemi hâlâ ya- şamaktadır ve bu toplumlara ilişkin BaU'nın kolayca anlayamadığı olgulann temelınde yatmaktadır. (*) Batı bireyciliğinden çok farklı olan bu sos- yal değerler. K. Wittfogel'ı despot Asya top- lumlanndan türeyen Marksist komünizmin, bırincinin etkisini taşıdığı savina götürmüştür; öyle ki Sovyetler Birlığı merkezci - bürokraük - kokktivist yapısında geçmışten devraldığı bu yapıyı yansıtmıştır. K. Marx'ın "Asya - Ti- pi - Uretim - Tarzı"nı Batı kapitalizminden ayırması, Wittfogerin yaklaşımınm temelini oluşturmaktadır. Aynı kökenden gelen Türk sosyal değerler sistemi de bireycı Batı değerle- rinden farklıdır ve Türk siyasal felsefesinın oluşmasında etkenliğini sürdürmektedir. tslami değerler İkıncı kaynak. İslami değerler sıstemidir \e bınncıyle yüzyıllardır iç içe geçerek yaşamış- tır. Bazınoktâlardabuıkısınden kaynaklanan sosyal değerler bağdasmış. bırbırınin etkenli- ğini güçlendirmiştır: Orneğin, her ikismde de kadınlann sosyal yaşamdan dışlanması gibı... Çin'den Japonya'ya, Hındistan'dan Iran'a Asya toplumlannda gözlenen bu yaşam biçi- mınin Türk loplumuna sadece IslamiyetHen geldiği herhalde söylenemez. Bağdaşmanın ol- madığı noktalarda arada farklar ortaya çık- mışür: Osmanh İmparatorluğu'nda Şer'i Hukuk yanında laik nitelikli örf ve âdeı huku- kunun ekonomik yaşamda bulunması, faizin yürürlükte olması buna örnekür. Üçüncü kaynak. Batı'nın bireyci felsefesi- dir: Tanzimatla birlikte etkenliğini duyurma- ya başlamış, Batı kurumlan aktanhp yerkş- tikçe de bu etkenUk bir altyapıya kavuşmuştur. Türkiye Cumhuriyeü kurul- duktan sonra Batı'nm temel kurumlan ve sosyal değerlen daha süratk aktanlmış, hele İkinci Dünya Savaşfndan sonra uluslararası Batı örgütlerinin de üyesi olunca (A\rupa Konseyi, OECD vb.) Türk toplumu bireyci anlayışın etkısı altına girmekle kalmayıp bun- lan kendi içinde yaratır duruma girmiştir, Piyasa ekonomisi ve kapitalizmin gelişmesi bunun temelinde yatan başlıca etkendir. Günümüz Türİciyesi'ne bakıldığında bu üç değişik kaynaklı sosyal değerler sistemınin farklı ağırlıklarla etken olduğu görülür. Kırsal yörelerde birinci ve ikinci kaynağın etkisi hâlâ çok büyüktür; bireycilik Batı bölgesindeki kır- sal yörelerde etkenlık kazanmış olsa da Doğu'ya dogru gidildikçe etkenliği giderek mı ve yaşam bıçiminde Asyalı - İslami değerle- rin etkenliği çok azalmıştır. Küçük, özellikk sanayüeşmenin neredeyse bulunmadığı kent- ler ve kasabalar bu ikisi arasmda yer alır ve yıne Batı bölgekriyle diğerlen arasında çarpıcı farklar bulunur. Demokrasıde siyasal partikr, gerçekte ta- bandakı bu karmaşık yapıyı yansıtır. Bugü- nün Türkiyesi'ndeki siyasal partılerin dokusu, bu bakımdan, tek parti dönemi Cumhuriyet Halk Partisı'nden farkhdır. Tabandaki bu de- ğerler karmaşası bugünkü siyasal partılerin dokusuna yansıdıgı gibi, bizım bupartıleri de- ğerkndırmemizi de kaçınılmaz olarak boz- maktadır. Eğer Batt'nın bireyci gözlükkrini takarak bakarsak başka; İslami - Asyah sos- yal değerlerin geçmişi yansıttığını ve Türkiye'- nin geleceğini temsil etmediğini kabul eden değerler sisteminden, yani laik aydm gözlükle- riyle bakarsak başka; Asyalı - İslami değerkr- le dünyayı gören tabandaki halk açısından bakarsak partiler yelpazesmin sağı - solu fark- lı olabilmektedir. Nitekim, ne dünkü Adalet Partisi'nin ne bu- günkü Doğru Yol Partisi'nin programında ya da AP'nin iktidarda olduğu dönemdekı uygu- lamalannda bu bütüncülüğü yadsıyan bir şey yoktur. Aksine. 196O'lı ve 1970'li yıllarda ta- nm üreticilerinin ve ışçilerin refahını artırmak için -olanaklar elverdiği ölçüde- uygulamalar devreye sokulmuş ve gelir dağılımı diğer dö- nemlere oranla büyük ölçüde iyileşmiştir. Özel sanayi kurulmuş;, tanmda teknoloji ıyileşmiş, verimhlik artmış ve bu gelir artışınm tabana intikali ıçin gereken vergi ve kamu harcamala- n düzenlemesi yapılmıştır. Demirel ve partisi içın öyleyse hangi anlam- da sağcı muhafazakâr parti denebilır? Batı'- dakı muhafazakâr partikr (çoğunluğu Hıristiyan demokrat olarak isim ahrlar) ıle hangi bağlamda ortak yanlan vardır? Marga- ret Thatcher ıktidara gelmezden önce işçikrin ücret arüşlannı sınırlayacağını, tanma destek veren AT tarım politikasına karşı çıkacağını ve sermaye üzerindeki vergiteri azaltacağını söykyerek iktıdara gelmiş ve söyledijani de yapmıştır. Batı Avrupa'da muhafazakâr par- PARISTEN SELÇUK DEMİREL tılerin sosyal önkmleri benımsediği ve sol partiknn uygulamaya koyduğu kurumsal ya- pılan değiştırmedığî bır gerçekür. Ne var ki bunlar sol partıkrin şıddetlı muhalefeti ve sen- dikalann komünistkşmesı korkusu karşısın- da otmuştur. Oysa Türkiye*de cıhz bir sol aydın grubu ve bır tek sendika birliğı dışında sol muhalefetin baskısı da söz konusu olma- mış, komünist - sosyalistpartiler ise hiç bulun- mamıştır. Bu durumda, Sayın Demirel ve partisi orta sağ - muhafazakâr parti olarak tanımlandı- ğında bunun temelinde kendisinin İslami değerlere kişi olarak bağlılığı vardır, ekono- mik uygulamalan değil; bu sonuncusu açısın- dan, oysa bır sosyal demokrat partiye daha yakındır. Batılı. bireyci hukukla çatışan geç- mişteki görüşknyse, (şimdi bunlan da terk ettiği koalisyon protokolünden anlaşıhyor) Asyah - İslami değerlerden türeyen hukuk an- layışıyla bunlann bağdaşmazlığında aranabi- hr. Halkın kendısını "Baba" diye tanımlama- sı, acaba yukandaki çözümlemenın bır kanıtı olamaz mı? Bireyci İngihzlerin Maggie dedik- leri Bavan Thatcher'a "Ana" dedıkkn acaba hiç oldu mu? Adil dûzeo Partıkr yelpazesındeki karmaşaya bir diğer öraek Sayın Erbakan'ın Refah Partisi'dir. Bu- günkü tammlamaya göre bu parti radıkal sağ sayılmaktadır. Oysa islami değerlen (kadının örtünmesi gibi) bır yana bırakılırsa, bu parti ekonomik programı itibanyla ortaçağdakı anlarnda "ütopik komünist" hareket ıçine ko- nabilir. Piyasa düzemne karşıdır, "adil dü- zen"i savunur; Batı'ya, emperyalizme karşıdır: ağır sanayiin yanmdadır; aylak ser- maye gelın demek olan faize karşıdır vb. İmdı böyle bır ekonomik programa, acaba "radikal sağ" denebılir mı? Batı'da muhafazakâr sağın ekonomi programı "tam serbest piyasa eko- nomisı"dır; "reel pozıüf faız uygulaması" diye dünyayı kasıp kavuran dalga da bunun 1970'li yıllann sonundan bu yana tam ege- menliğini kurmuş olmasından kaynaklan- maktadır. Bu durumda Refah Partisi radikal sağ mı. yoksa sol mudur acaba? Bu karmaşada yelpazedekı yen belli olan iki parti, ANAP ve SHFdır. ANAP muhafaza- kâr bir sağ partidir; ıktidan boyunca yaptığı uygulamalar çiftçi-işçi-memur gibı calışanla- nn aleyhıne olduğu gibi iktidara ilk geldiğinde konu ettiği '"orta direk"in de kısa sürede lafını etmez olmuştur. ANAP Amerikanvâri birey- ciliği yerkştirmeyi amaçlamıştır. SHP ıse bir orta - sol partidir ancak onun da örgütlü işçi, çiftçi tabanı pek olmadıgı için sosyal - demok- rathğı henüz tam oluşmamıştır. Sanıyoruz ki DYP - SHP koalisyon çaîışmalannın düzgün gitmesinde ülkenın içinde bulunduğu ciddı iç ve dış sorunlar kadar, DYP konusunda yuka- nda değindiğimiz kavram kargaşasınm da payı olmalıdır. Diğer bir deyişle ANAP, prog- ramı ve uvgulaması itibanyla kesinkes serma- yeden yana ve çalışam gözardı eden bir muhafazakâr parti olduğu halde DYP'nın ta- bandaki değerlerden kaynaklanan daha bütünü kavrayıcı ve çalışanlan koruyucu bır yaklaşımı vardır. (*) Bır sohbet loplantısında ıterı sürdüğüm görüşler, basına yansımış, ancak vansıdığı kadanyla pek de an- laşılabılir bıçimde görûşlenm ıletilememjştır Bır yanlıj anlaraaya yer bırakmamak amacıyla buyaayı yazmak gereğım duydum a Gorolla ailesinin yeni üyesi '92 COROLLA XLe ile önce test stirüşüne çıkın, sonra da fiyatını sorunl Sizi. 16-24 Kasım ta- rihleri arasında, Toyotasa yetkili satıcılarına çağı- rıyoruz Dunyanın en çok satan oto- mobilinin '92 COROLLA XLe tipi test suruşü ıçin sizi beklıyor. Ustehk surpriz armaŞanlarımızla birlikte! '92 COROLLA XU, multi valve (çok supaplı) motora sahip Bu motor hem çok güçlu, hem çok atak. 11 7 sani- yede, O'dan 100 km hıza ulaşıyor Aynı zamanda ekonomik 100 km'de sadece 5.3 litre benzin yakıyor. Orneğin, bir depo normal benzinle (90 km sabit hız- laHstanbul'dan Antalyaya gidiyor. TOYOTA MULTI-VALVE ENG1NE '92 COROLLA XLe sağ- lam, dayanıklı, yuksek ka- liteli.Üstünperformansve ekonomiyı, rahat bir kullanım ve mukemmelbirergonomıylebirieştiriyor Toyotasa yetkili satıcılarına gelın. '92 COROLLA XLe ile önce test süru- şune çıkın, sonra da fıyatınt sorun Bek- lentilermizin ve paranızın tam kar- şıhğını bulacak, bize hak vereceksiniz. TOYOTA "Türkiye de otomobilin yannı" Test sûrûsü yapabilecefeiniz Tovotasa yetkili satıcılan. ADANA-BaikatogluOtomotıvTıcveSan AŞ Tel (7H17 98 30 ADAPAZA1U-Tuzcuoglu Oto Traktor Tıc veSan A_Ş Tel (2611 20 174-U 030 ANKARA-Cankaya Toyan OtomotıvSan veTıc A.Ş Tel (4|1409î48-«W«nALYA-G<>kscıylarKoll Şn Tel (3n223034-35BURSA-AkkoYunluMotorluAraçlarTıc A-Ş Tel (24)224644-223644ERZURUM- InterlnşaatveSan AŞTel (Ollin^gESKlŞEHİR-SataraomotivSan vcTıc ^ Ş Tel l22UQ9030/40GAZ)ANTEP-MuhmınoeluOtomo(ıvSan veTıc Ltd Ştı Te! l85ı 21 55 51 14 Hat) HATAY- iskendemn Bmbaylar Holl Ştı Tel I88H 14 19»-13 668 IÇEbMersin Ozyıldınm OtomotıvTıc A-Ş Tel (74) 25 II 03-25 97 84-26 19 75 ISTANBUL-Altunızade Gökkuşagı Otomotıv San veTıc Ltd Ştı Tel (11310 4990(5 Hat) İSTANBUL-Dolapdere KoltaşKamyonOtomobil LastıkTıc AŞ Tel II) 153 47 00l5Hat)ISTANBUUSelarm«esme NataşNakıl AraçlatıTıc A-Ş Tel jl 13632965-360< ISTANBUL-EtılerOrtaköyOtomotıvSan veTıc A.ŞTel (lH577970l3HaHİSTANBUL-PendıkDumankayaOtomotıvSaı\ veTıc AŞTel (11379O9221ZMIR-AlsancakÇam] OtomotıvSan veTıc Ltd Ştı Tel (51)220320-220178İZMİT-KocaelıKayaOtomotıvSan veTic AŞ Tel (2l)159140(6Hat)ICAYSERİ-TavOtoMotorluAra<:larTıcveSan A.? 135) 2108 08-09-11-12 KONYA-OtOjenOtomotıv AŞTel-(33113 50 14-13 33 64 MANlSA- Pulmak Makına Tıc veSan AŞTel (551)13 181-14 556 SAMSUN-Derınde Otomobıkılık A.Ş Tel (36) 11 61 44 TURKITCDE TOYOTA lARTOrOTA GUVENCESNDEOIR TOYOTA BIRHACIGMER B A N C I HOLD.VG KURUUIŞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear