18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 OCAK 1991 CUMHURİYET/9 E İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N G O R U Ş Değişik sanatlar Politika da askertik sanatı gibidir. Yanlışlan affetmez. Lamia Onat (Emekli hâkim) SİVİL SAVUNMA ÖNLEMLERINI KENDİ KENDİNİZE ÖĞRENİN!... Alarm: kırmızı... beyaz... sarı...SALI gecesi Adana'da kır- mızı alarm veriliyor. Canavar dudükleri ötüyor, herkes telaş- la kendini korumaya çalışıyor ama nasıl korunacağını bilen yok. Sonra tehlikenin geçtiği anlaşılıyor. Beyaz alarm ve- riliyor. Bu olay akşam saat 21.00 ci- vannda oluyor. TRT alarm ve- rildiğini bütun yurda duyurup tüm Turkiye'yi paniğe soku- yor. Tehlikenin geçtiğini ise iki saat sonra duyurabilıyor. TRT haberciliğı boylesıne ciddi bir konuda bunca geri ve yetersiz kalırken TRT yöneticileri, SHP milletvekillerinin TRT Genel Müdüru ıle randevusuz ve zorlayarak göruşme istem- lennı "SHP'nin terorü ve bas- kını gibi" sunmak ıçın çarpıt- ma çabasında. — Sayın se>1rciler tehlike geçti san alarm verildi— Bu sırada verilen alarm ise beyaz alarm yani tehlike geç- ti. TRT muhabirınin söylediğı "san aivm" "saldın ihtimali var" anlamında. TRT kendi muhabirine dahi alarm konu- sunda hiçbir bilgi öğreteme- miş. TRT'nin alarm bilgisı ge- nel mudüru SHP milletvekil- lerinden korumak üzere sade- ce özel kalem mudürüne veril- miş. Kırmızı alarm: SHP mil- SİVİL SAVÜNMA TEDBİRLERİ letvekilleri geüyor. Sarı alarm: Genel mfidfir aman kendinizi koruyun. Beyaz alarm: Başbakana söyleyin onlan saldırgan gös- teren açıklamalar yapsın. Şimdi gelelim lçişleri Ba- kanlığı'nın Sivil Savunma Ge- nel Mudürlüğu'nce bastınlan broşürlerine. Bu broşürlere gö- re alarmlar şöyle sıralanıyor: San alarnı: Saldın ihtimali var anlamında. 3 dakika su- rekli ve dilz olarak çalınan si- ren sesi. Kırmızı alarm: Saldın tehlı- kesi var anlamında. Uç dakı- ka ytıkselip alçalan dalgalı sı- ren sesi. Siyah alarm: Radyoaktif serpinti tehlikesi. Kesik kesik olarak çalınan siren sesi. Beyaz ikaz: Tehlike geçti an- lamında. Radyo, TV gibi yayın organlan ile duyuruluyor. An- cak TRT muhabiri eğitilme- mişse yanlış duyurur. Halkı aydınlatması gereken kamu ile- tişim aracı, yanlış bilgi verir- ken TRT genel müdürü de "Bize saldırdılar" diye halkı başka türlu yanıtmaya çahşır. Sıvil Savunma Genel Mü- dürlüğu'nun hazırladığı bro- şürlerde dikkatımizi çeken bazı "bllgileri"(!) sunmakta da ya- rar görüyoruz. özelhkle de tehlike içindeki Güneydoğu Anadolu'da okuma yazmayı çat pat bilen insanların yaşa- dığı bölgelerdekı ınsanlara da- gıtılan sivil savunma broşurun- den örnekler: —Kimyasal savaş hakkında gerekli bilgileri oğretıiniz, çev- renizdekikre ogretraiz... —Kimyasal savaşa karşı ko- rnyan malzemeleri temin etrne- ye calışınız ve kullanmavı oğ- reniniz.. —Kendi kendinize yardun ve ilkyardım esaslannı ög- rnıiniz.. —Kimyasal saldın sırasında dışarda iseniz sıgınrna yerleri- ne girmeden once derhal elbi- selerinizi çıkanmz ve cildinizi bol su ile yıkayınız.. MADEN GREVİ HAVAGAZINI ETKİLEDİ Maden işçileri tam iki aydır kendilerine insanca bir ücret verilmesinin re madenlere geri dönmenin beklentisi içinde. Savaş bulutlan arasında hükiımet sendikaya vaat ettiklerini de vermez oldu. Ama onlar yine de İstanbul insanını havagazından mahrum etmediler. (Fotoğraf: Birol Üzmez) İşçiye verilmeyen ithalata gidiyor MADEN işçilerinin grevi başlarken Istan- bul'da havagazı işletmelerinin elinde sadece bir aylık kömür stoku vardı. Stok bitince bu kez dışarıdan kömur almmaya başlandı. tskende- run Demir Çelik, Sabancı Akçimento ve Essot gaz fabrikalanndan alınan kömurle bir silre da- ha gaz uretimi devam etti. Zonguldak grevinin ne zaman sona ereceği bilinmediğindende ihale yoluyla Sovyetler Birliği'nden 3 aylık, 20 bin ton kömür getirtilmesi için anlaşma yapıldı. Geçen hafta cuma günü ellerinde çok az kö- mür kalan havagazı işletmesi yetkilileri en azın- dan iki gün daha uretimi devam ettirebilmek için taş kömuriine linyit tozu kamlar. Linyit ka- tüması, gazdan kükürt kokusunun gelmesine neden oldu. Cumartesi akşamı uretimi durdur- mak zorunda kaldılar. Yetkililer ithal kömur ge- lene kadar uretimlerinin devam edebilmesi için Şemsi Denizer'le bir görüşme yaptılar. Sendi- ka izin vermeden işletmeden çıkanlamayan stok kömürden istediler. Denizer "Sanayi değil ka- mu amaçlı" olduğu için havagazı ışletmelerıne 1500 ton kömür verilmesine karşı çıkmadı. Sa- lı gunü gelen ilk 200 ton kömurle de gaz üretı- mi yeniden başladı. Yetkililer Rusya'dan kömurun 10 gun içinde geleceğini, o zamana kadar Zonguldak'tan ala- cakJan kömurle üretımi devam ettirmeye çalı- sacaklannı söylediler. Gaz ışletmelerinden bir yetkili "Şemsi Deni- zer'in ve oradaki maden işçilerinin anlayışıyla uretimi devam ettirebiliyoruz" diyerek şöyle ko- nuşuyor: "Grevin bu kadar uzun sıireceği tahmin edilmemişti. O ytizden de daha fazla stok yok- tu. Şimdi maden işçilerine verilecek ücretlerle döviz olarak yurtdışından komur getirmek zo- runda kalıyonız, yazık değil mi?" BİR KITAP VE BASIH Arap çöllerinde Türkler "ARAP Çöllerinde Türk- ler" araştırmacı Alpay Kaba- calı'nın 77 sayfada pek çok ta- rihi olayı çok iyi özetlediği bir araştırma. Birinci Dünya Sava- şı yıllannda, Türk insanının kanının Arap çöllerini nasıl su- ladığmı örnekleri ile anlatıyor. Bu savaşlarda tttihat Terakki önde gelenlerinin sorumluluk- lannı da ortaya koyan araştır- mamn son sayfası oldukça il- ginç bir başka noktaya, o gü- nün basınma dikkat çekiyor. Savaş sırasında tttihatçılara yağ çeken bazı kalemlerin ba- ' şarısızlıkla sonuçlandığı gün nasıl dönüş yaptıklannı an- latıyor. Enver Paşa'nın orduları Kafkas'ın buzlu dağlanna gömdüğü gunlerde: "Kafkas tepeleri bir beyaz örtüye bürunmuştü. Ellerin- den gelse bahadırlanmız kar- lan nefesleriyle eritip ilerleye- cekler" gibisinden destanlar yazan gazeteler, sinsi bir dinleyişten sonra lttihatçılann ileri gelen- lerinin kaçtıklanndan şüphele- ri kalmadığı gün: "— Kaçtılar, bu alçaklar.. ÇöUerin kızgın cehennemlerin- de, Kafkas'ın buzlu dağlann- da memleket gençligini mahve- den bu turediler bir hırsız gibi gecenin karanlıklanna kanşa- rak kaçtılar en sonunda. He- sap vermeden, yaktıklan can- lann, yıktıklan hamumanlann hesabuu vermeden..." dıye yazmaya başlamışlardı. Bu ktikreyişi aynı gazeteler- de aynı adamlar yapmış. FOTO ŞAKAYLA KARISIK Bu adam ne yapıyor? BU adam kim, ne yapıyor? a) Sağır dibiz okulanda ho- ca: El işaretleri ıle konuşma kursları veriyor. b) Ordu Ukımının antrenö- rii. Sporculanna (5-2 >-enmeli- yiz) taümatım veriyor. c) Trafik polisi: Sağdan ge- lenlere dur, soldan gelenlere geç diyor. d) ABD Genelkurmay Baş- kanı: Savaştan galip çıkarsa ABD'nin ilk siyah devlet baş- kanı olabilir. Beceremezse ne olur onu da kendi düşünsün. Yenı bastınlan ve kamu iş- yerlerine dağıtılmakta olan son bir teksir metninin başlığında, "Seferberlik veya sa\^ş halin- de sivil savunma yoniinden halkın onceden alacağı tedbir- ler ve yapacağı isler hakkında talimat" yazıyor. Bu broşurde evlerde önceden birer sığınak yeri hazırlanması isteniyor. Nasıl hazırlanacak bu sığınak? Şöyle: "Burayı sivil savunma ma- halli bürolanndan temin ede- ceginiz broşuriere gore hazır- laymız.." Talimatta aynca ikaz sesle- ri ve bu ikazlar alımnca yapı- lacak işler kısaca anlatıhyor: "Herhangi bir ikaz haberi verilmeden goz kamaştıncı kuvvelli bir ışık, >nkıcı bir sı- caklık, çok şiddetli >e sarsıcı patlama sesinin duyulması bir nukker taarnızun belirtisidir.." gibi. Teksir taümatın son ve en et- kili maddesi ise şöyle: "Yukarda belirtikn tedblrte- ri alırken Sivil Savunma Genel Müdüriüğü'nce banştan itiba- ren hazırianıp Sivil Savunma Mudurluk veya Memurluklan ile Koruma klavuzlarında bu- lundunılan "Sivil savunma ba- kımından halk tarafından ya- pılacak teşkilal ve alınacak tedbirler hakkında vonetme- lik", Sivil Savunma ikaz Kar- tı. Hayatta Kalmanın 11 Çaresi ve Nukleer Taarruzlara Karşı Aile İçin Konıvucu Bilgiler ad- lı yajınlan temin ediniz." Anladınız mı? TRT yanlış bilgi verecek. Broşürlerde kim- yasal korunma yollan ve mal- zemelerini kendi kendinize te- min etmeniz gerektiği yazıla- cak, dağıtılan bilgi talimatla- nnda ise gidip başkaca'broşıir- leri bulup okumanız istenecek. Sivil insanlarımızı işte böy- le koruyoruz... SAVAŞA HAYIRIN ANLAM1 İlkeller ve uygarlar İLKEL ınsan, kendi istediği- ni karşısmdakine kabul ettirmek için kas gucunu kullanır. tnsan toplumları ilk çağlardan bu ya- na komşu ülkelere dediklerini yaptırmak veya o ulkenin hoşla- nna gıden zenginlikleiTni sömü- rebilmek ıçın kas gucü ve silah güciınu kullanmışlardır. Uygarhk tarihı Uerledikçe, sa- vaşlann uzun vadeli çözümler değil çözümsüzlukler getırdiği, ınsanlann aa çekmelenne neden olduğu yaşanan deneylerle iyice anlaşılmıştır. Şimdi insanhk ev- riminin üst noktalanna ulaşabil- miş insanlar ve insan toplumla- n savaşın ilkel bir yöntem oldu- ğunu biliyor ve olabildiğince ka- çınmaya çalışıyor. Bu ilkel yön- teme başvuran yönetimlerine de karşı çıkıyorlar. Henuz insanhğın eriştiği "sa- vaşsız bir dünya" duşünce evre- sıne ulaşamamış insanlar ve top- lumlann bol miktarda bulundu- ğu da bir gerçek. Bunlar halen is- tediklerini, guçlerini ve göz koy- duklanm başkalanna silahla ka- bul ettirebileceklerini zanneden ilkeller. İlkel olduklan için de in- sanları savaşa surukleyebilmek için ilkel duyguları ve inançlan sömürüyorlar. Saddam Arapla- nn din duygulannı sömurmeye çalışıyor. Turkiye'yi savaşa sok- mak isteyen ilkeller de "korkak- lıkla suçlama" gibi ilkel duygu- sal tepkileri kaşımaya çalışı- yorlar. Savaşa hayır diyenler korkak değil ama savaşa gireüm diyen- ler insanlığın ulaştığı evreye yak- laşmamış olan ilkeller. Etek altında Savaş isteyen şahinler sa- vaşa karşı olanlân korkak- lıkla suçluyorlar. Saddam denen adam- dan mı korkacak mışız? Bu cesurların cesaretle- rini kimden aldıkları ise belli. ABD ve müttefik güçle- rin Irak'ı bombalama- sından. Eğer Irak, kendinden daha kuvveüi ve teknolo- jik ustunluğü olan kuvvet- ler tarafından dövülüyor olmasaydı bu "cesurlar" aynı şeyi söyleyebilecekler miydi acaba? ABD'nin eteklerinin al- tına sıgınıp cesaret göster- mek de bu cesur kişilere pek yakışıyor doğrusu. HAYVANLAR tSMAİL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK PİKNtK PtYALE MADRA WW™h yıtozwi2 HIZLI GAZETECt \ECDET C. ŞEFIK KOLDAŞ (32) bkonomist Umut'un bantlan sanınm bıtmek uzere Bıraz sonra çeşıtlı kesımlerden goruşler de belırtılmeye başlanır Her şeye şİ, Ama eğer bu bantlan kıtap olarak yayımlamazsan senı affetmem Halta senr öldurürüm dıyecektım Son yazdıklanndan etkılendim Vazgeçtım. Ben söyleyeceğımı söylodım Karar senin Kıtabı yayınla da bız de saklayalım. SENIH BOROY (36) Çizer Bu öykû yayımlanırken "Bakalım mekanlan gerçege uygun mu çızıyo?" dıye merak edıp taa Parıslere gıttık Her yerı karış karış gezdık Seırve kıyıları, Eıftel, Mantparnasse, Pont-Neuf Köprüsü, D'orsay Muzesı Gelınce bazı hatalar saptadık Örneğın Chatelet Metro Istasyonu dıye çızdığı yer, aslında St.Mıchele Istasyonu Aynca Hızh'nın çenesındekı sakallar bazen 6, bazen de 7 tane oluyor 6 mı 7 mı? Doğrusu hangısı bılmek ıstryorum. ÇİZGtLİK KÂMİL M4SARAC1 AĞAÇ YAŞKEN EĞİIİR KEMAL GÖKHAS GÜRSES GARFIELD jm DAVIS C MONA 4 £ LI6A") O ^>\ TARİHTE BUGÜN MİİMTAZ ARBL4N 25 Ocak İDİAMİN. UGANDA 'DA ASKERİ DARBB YAPIYOR! 19?1'DE SUSUKI, SıH DOĞU AnerKA ÜUteSl OIAN UGANC»A 'PA. OCVCBT İ8AŞK4NI M/İ.TVN AMlM o , GENSL SErLB t> tDİ OÜOTE, UGAMDA ıNGlLİZ roNErtMlNOerK£Al,Sâ- KAGŞI MUCAOSLE STMIÇ, BA - SONRA &4Ç8AKAH Ot-MtJŞTU. iPt AMlMLE 8IK.LIKTE KISALUĞt OA Ğ Ü , SOLCU raPMA /Of AMİM 774l&mNOAN ÇrfGfCAsffŞT7. /IMrH LtK 8ı& DfKTKiTOgLUtC İLK l/P 'DA 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear