18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 OCAK 1991 HABERLER CUMHURÎYE7Y5 Hocaoğlu'dan Güneg'e dava • ANKARA (UBA) — TBMM Başkanvekili ANAP'h Yılmaz Hocaoğlu, SHP Grup Başkanvekili Hasan Fehmi Güneş hakkında kendisine Meclis'teki bir oturumda hakaret ettiği gerekçesiyle 40 milyon Uralık manevi tazminat davası açu. Davanın ilk duruşması dün yapıldı. Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada söz alan Hasan Fehmi Güneş'in avukatı Fanık Karacabey, haklarında dava açıldığından tebligat yapılmadığı için geç haberdar olduklarım belirterek savunma için süre istedi. Yıhnaz Hocaoglu'nun, avukatı Bilgin Yazıcıoğlu ise davanın bilerek geciktirildiğini söyledi. Mahkeme, davaya konu olan 25 ekim tarihli TBMM tutanağımn getirilmesini kararlaştırdı. İnönü-Demirel Yunan TV'sinde • ATtNA (Cumhuriyet) — SHP lideri Erdal İnönu, DYP lideri Süleyman Demirel ve Dışişleri eski Bakanı Mesut Yılmaz, Yunan TV'sinde, Körfez savaşı ile ilgili görüşlerini açıkladılar. İnönü, Demirel ve Yümaz, Türkiye'nin Körfez savaşına fiilen katılmak istemediğini, ancak Irak'tan bir saldırı gelmesi durumunda kendisini savunacağım söylediler. Liderler, olası bir saldırı karşısında Yunanistan dahil NATO ülkelerinin Türkiye'yi desteklemesini beklediklerini ifade ettiler. RP'ye DGM soruşturması • KAYSERİ (AA)— Refah Partisi'nin 17 Şubat 1990 tarihinde Kırşehir'de düzenlediği seçim mitinginde çekilen bir fotoğraf nedeniyle Kayseri Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafmdan sonışturma açıldı. Alınan bilgiye göre RP, Kırşehir Belediye Başkanlığı seçimi için 17 Şubat 1990 tarihinde, Kırşehir Ahi Meydanı'nda bir miting düzenledi. Düzenlenen rnitingde RP Genel Başkaru Necmettin Erbakan'm konuşması sırasında, 4 kişi ahi camisinin minaresinin şerefesine çıkarak mitingi buradan izlemişlerdi. Abdülkadir Davarcıoğlu, minarede mitingi izleyen 4 kişiden 3'ünün kimliğinin tesPit edildiğini, açılan sonışturmamn sürdürüldüğünü ve mitingi düzenleyen RP Kırşehir yöneticÜerinin ifadelerinin alınacağını söyledi. • • Aybar, Ozal'ı eleştirdi • İç Politika Servisi — Eski SDP Genel Başkanı M.Ali Aybar, Cumhurbaşkanı özal'ın başından beri Türkiye'yi Körfez savaşma sokmaya çahştığını öne sürdü. Aybar, Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz'in son mesajınm aslında 'nota' olduğunu ve "savaş" anlamına geldiğini de vurgulayarak Özal'ın "muradına erdiğini" ifade etti. Horzum Komisyonu • ANKARA (Cumhmriyet BMrosa) — İşadamı Kemal Horzum'un Emlak Bankası'nı dolandırdığı yolundaki iddiaları araştırmak üzere kunılan Meclis Araştırma Komisyonu'nda dün dönemin Deylet Bakanı Yusuf özal ile Merkez Bankası eski Başkanı Zekeriya Yüdınm ve şimdiki başkan Rüşdü Saracoglu dinledi. Komisyon Kemal Horzum ile Bttlent Şemiler'in yeniden dinlenmesini kararlaştırdı. Komisyon Cıımhurbaşkanı Özal'ı da dinlemek istemiş, ancak özal bu isteği reddetmişti. Inönü, Körfez savaşının başkalarının çıkarına olduğunu belirterek ÖzaVı yanıtladv Cengâverlik değil, aptallıkİnönü, Belediye-İş'in panelinde yaptığı konuşmada Özal'ın iktidarının devamını sağlamak için ülkeyi savaşa sürüklediğini söyledi. Özal'ın halk gününde söylediklerini de eleştiren tnönü, "Başkasının çıkarı için savaşmak cengâverlik değil, aptalhktır" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'ın önceki gunku sözlerini kastederek, "Başkala- nnın çıkarlan için savaşmak; cengâverlik değil, aptallıktır" dedi. İnönu, Türkiye'nin "ABD yönerjminîn isteği dogrultusun- da savaşa girroesi halinde 12 Ey- lul yonetiminin yaptığı gibi eko- nomik sorunların ve işçi hare- ketlerinin geri plana atılacagını" söyledi. SHP lideri, ANAP'ın "bir azınlık iktidan olduğunu" savunarak, Özal'ın bu iktidann devamını sağlamak için ülkeyi savaşa sürüklediğini kaydetti. tnönü, dün Belediye-Iş Sen- dikası'nca düzenlenen "11. Yı- lında 24 Ocak" konulu panele katıldı. SHP lideri burada yap- tığı konuşmada, 24 Ocak karar- ları ile ekonomi poliükasının dı- şardan yönetilmeye terk edildi- ğini belirterek "Ama o da yet- medi. Şimdi dış poütjkayı da terk ediyorlar. Bu elbet de birden bi- re olmuyor. İletişim organlan ellerinde olduğundan TRT kor- san Magic Box ile yavaş yavaş Türkiye'yi savaşa sokmak için bir kamuoyu oluşturmaya çalı- şılıyor. Türkiye'nin kaderi, dı- şandan idareye bırakılıyor" di- ye konuştu. İnönü, Cumhurbaşkanı Özal'ın daha önce Bulgaristan ile olan anlaşmazlıkta ve Davos sürecinde de aceleci davrandtğı- ru, partisinin bu aceleciliği eleş- tirmekle birlikte bu politikalan desteklediğini belirterek şöyle konuştu: "Özal bugünkü ABD yoneti- minin isteği doğnıltusunda bir politika izlemeye girişti. Biz bu- nun karşısında olduğumuzu ba- şından beri söyluyoruz. Eğer Tiirkiye ABD >onetiminin iste- ği doğrultusunda savaşa girerse, o zaman ekonomik sorunlar ve işçi hareketleri unutulacak, ay- aı 12 Eyliil askeri rejiminin >ap- tığı gibi 'Savaş hali var' baba- nesiyle bunlar geri plana atıla- cak. Müttefiklerin kazanacağı açık olduğu için de Özal daha sonra kazananların yanında muzaffer bir komutan gibi gö- zükecek." Vatandaşm hayatıyla kumar oynayarak siyaset yapılamaya- cağını anlatan İnönü, "Üç kişi ölecek ama digerleri daha iyi ya- şa>acak. Bir âyasetçi bunu söy- leyemez. Bir partinin iktidarının devamı bu kadar önemli bir me- sele midir? Sayın Özal'ın yap- tığı bu. Azınlık iktidarının oy- larıyla Turidye'yi savaşa götürecekler" dedi. İnönü, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'- ın önceki gün halk önünde yap- tığı konuşmasını da eleştirerek "Başkasının çıkarı için savaş- mak cengâverlik değil, apfallık- tır. Başkalarının oyununa gel- mek ve bunu halkımızın anla- mayacağını. görme>eceğini san- mak. BUDUD için de bir ifade var. Ama onu söylemeyecegUn" diye konuştu. İnönü, Cumhurbaşkanı Özal ve Başbakan YıMınm Akbuhıt'- un BM Güvenlik Konseyi karar- larını "Türkiye'nin savaşa gir- mesine ya da her türlü yardımı yapmasına amir" olarak yo- rumladığını, bunun yanlış oldu- ğunu söyledi. tnönü, Güneydo- ğu Bölgesi'nin ekonomik ve sos- yal açıdan felç yaşadığını, Tür- kiye'nin büyük bir özveride bu- lunduğunu kaydederek, "Tiir- ki>e'nin daha ne yapması isteniyor" dedi. Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun mil- li birlik ile açıklanarhayacağını kaydeden İnönü, "Milli birlik bir tek partiyi iktidarda tutmak için olur mu? Böyle demokrasi olmaz" diye konuştu. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Körfez savaşında Türki- ye'nin izlediği politikaların yan- lışlığı ve savaşa karşı oldukları- na ilişkin görüşlerini yinelemek üzere bugün Adana'ya gidiyor. Edinilen bilgiye göre SHP lide- ri yann sabah Adana'da merkez yürütme kurulunu toplayacak. Daha sonra Adana ve lçel'de kapalı salon toplantılannda ko- nuşacak olan İnönü, ayrıca kentteki güvenlik önlemleri ve gelişmeler konusunda çeşitli ke- simlerin görüşlerini alacak ve in- celemelerde bulunacak. SHP Genel Başkanı tnönü, pazar sabahı Ankara'ya döne- rek Mülkiyeliler Birliği'nce dü- zenlenen 'banş platformu' top- lantısına katılacak. Toplantıya DYP Genel Başkanı Demirel' in de katılacağı bildirildi. Bandı aynen yayımlasınlar SHP milletvekilleri TKT'nin keserekyayımladığı bandın tümünü ele geçirdiler SHP yönetimi, dün parti genel merkezinde düzenlenen basın toplantmnda TRT'ye yaptıkları ziyaret sırasında çekilen 30 dakikalık görüntü bandının tamamını partililere ve gazetecilere izlettirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — SHP'li bir grup millet- vekilinin TRT'ye yaptıkları "ziyaretin" yankılan sürerken SHP yönetimi TRT'nin ziyaret svrasında çektiği 30 dakikalık görüntünün tümünü basına ve partililere izletti. SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğnıl Günay, "Sayın Cumhurbaşka- nı, Başbakan ve TRT Genel Mudürii, eğer >urttaşlann onu- nınu, hukuka saygısını lümüy- le terk etmedilerse bu bandı ay- nen yayımlasınlar. Bunu, şeref- lerine tevdi ederek rica ediyo- rum" dedi. Günay, TRT'nin yayımlamaması hah'nde bandı kendi olanaklanyla çoğaltarak tüm örgütlere partilere ve mes- lek kuruluşlanna gönderecekle- rini söyledi. DGM'nin talimatıyla önceki gece evine polis gönderilen Gü- nay'ın ifadesinin alınmasından DGM savcıhğı tarafından "He- nttz o aşamaya gefinmediği" ge- rekçesiyle son anda vazgeçildi. Gunay, "Halk onurunu. huku- ku çiğneyenleri anyorlarsa, Ne- cati Bey caddesine değil, Çan- kaya'ya bakılsın" dedi. TRT Genel Müdurü'nu ziya- ret eden SHP'li yöneticiier ve milletvekilleri dün genel merkez binasında bir basın toplantısı düzenleyerek TRT'den ele geçir- dikleri ziyaret bandının tümünü kesintisiz olarak basına ve par- tililere izlettiler. Genel Sekreter Yardımcısı Günay, "Kendi lehi- mize ve aleyhimize bulün ger- çeklerin halkunız tarafından bi- linmesini istiyoruz" dedi. TRT'nin dün sabahki yayının- da, ABD'de savaş kışkırtıcılığı yapan TV kuruluşları aleyhine yaptığı gösterileri de "aniden" kestiğini beUrterek şöyle konuş- tu: "TRT nzan zgmandan beri siyasal iktidann, siyasa) iktida- nn tepesindeki bir ailenin özel yayın organı, özel kamerası gi- bi davranıyor ve gerçekleri hal- kımızdan gizlemeye çalışıyor. Neden halktan gerçekleri gizle- diğine ilişkin nezaket çerçeNesin- de yaptığımız bir ust diizey go- riışme. Genel Müdür makamın- da olmasına karşın. kendi gö- revlüeri eli> le senaryolar düzen- lenerek ve özel kalem mudürü- nün işgüzarlığıyla çarpıtılarak topluma sunuldu." Günay'ın DGM tarafından BASIN TOPLANTISI — SHP Genel Sekreter Yardımcısı Güçay, dün yaptığı basın toplanüsında TRT'den 'bandın tamamını yayımlamasım" istedi. (Fotoğraf: AA) DSP LİDERİ, CUMHURBAŞKANI VE İÇİŞLERİ BAKANESISUÇLADI Ecevit: Halktan özür dilesinlerANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, "Türk askeri Batı emperyalizminin kiralık nepal gurkası değildir" dedi. Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'ın Gü- neydoğu Anadolu halkını "Bi- raz fazla lükse alışmış" ve "cen- gâver"liğini unutmuş gibi gös- terdiğini, İçişleri Bakanı Abdül- kadir Aksu'nun da Türk ulusu- nu "tabansız'Mıkla suçladığını söyleyen Ecevit, Özal'ın ve Ak- su'nun ulustan özür dilemesi ge- rektiğini söyledi. Türk ulusunun kahramanbğı- nı ve cengaverligini yitirmediği- ni belirten Ecevit, Özal ile Ak- su'nun sözlerini "çirkin bir olay" olarak niteledi. Yöneticilerin sorumsuzluğu- na karşı Türk ulusunun inan- madığı bir savaşa sürüklenmesi durumunda bile cengaverliğini göstereceğini belirten Ecevit, "Fakat kimvasal silah tehdidi altındaki bölgeler halkına gaz maskesi bile dağıtmadan, Türk ulusunu, bölge dışı devletlerin ve bölgedeki çağdışı rejimlerin çıkarlan uğnına savaşa siırük- lemeye de kimseuin hakkı yoktur" dedi. Ulusal iradeyi çarpıtan bir se- ir.'m sistemi sayesinde iktidar yetkisini gasp etmiş ve inancmı yitirmiş kimselerce yönetiliyor olmanın Türkiye Cumhuriyeti için "büyük talihsirfik" olduğu- nu söyleyen Ecevit, şöyle konuş- tu: "Türk ulusuna düşmanlan- nın bile reva görmediği hakaret- lerde bulunan Cumhurbaşkanı ile İçişleri Bakanı ulustan özür dilemelidirler." başlatılan soruşturma ile ilgili olarak ifadesinin istenmesi ve sonraki olaylar, edinilen bilgile- re göre şöyle gelişti: Günay'ın Ümitköy'deki evi- ne önceki gece geç saatlerde ge- len 4 sivil polis, eşine ve çocuk- larına Günay'ı "DGM talima- tıyla emniyet müdüriuğiine gö- türmek üzere emir aldıklanm" söylediler. Günay'ın bir toplantı nedeniyle evde olmadığını öğre- nen polisler, sabahın erken sa- atlerine kadar evin önune park ettikleri araçlarında beklediler. Günay, dün emniyet müdür- luğünu arayarak yapılan işin hukukdışı olduğunu, ifade ver- mesi gerekiyorsa, bunu DGM' ye kendisinin giderek vereceği- ni söyledi. Bunun üzerine DGM savcıhğı, genel merkezi araya- rak Günay'ın saat 13.30'da ifa- de vermek üzere gelmesini iste- di. Ancak dünkü basın toplan- tısının ardından, DGM savcıh- ğı "Henüz ifade aşamasına gelinmedigi" gerekçesiyle Gü- nay'ın DGM'ye gelmemesini is- tedi. Erdem'e mektup SHP Grup Başkanvekilleri Hasaa Fehmi Güneş ve Onur Kumbaracıbaşı TBMM Başkanı Kaya Erdem'e TRT'nin haberi veriş biçimini kınayan bir mek- tup vererek Erdem'den konuyla ilgili tepkisini göstermesini iste- diler. Güneş ve Kumbaracıbaşı Cumhurbaşkanı'nın güvenlik güçlerini kışkırtıp milletvekille- rini hedef gösterdiğiru dile getir- diler. Bu arada DGM Başsavcı- sı Nusret Demirai soruşturma- nın devam ettiğini, yapılacak de- |erlendirmeden sonra milletve- kili ohnayan kişilerin ifadesine başvunılacağuu söyledi. Tepkiler ANAP Gaziantep Milletvekili Hasan Celal Güzel, TRT'ye dü- zenlenen eylemin yanlış olduğu- nu ancak TRT'nin de yanlış yaptığını söyledi. Güzel, Gazi- antep'te düzenlediği basın töp- lantısında, "Aslında TRT ya- vınları objektif değildir, taraf- su değildir. CNN vayınlan sıra- sında yapılan sansür son yılla- nn en gulünç olayıdır" dedi. Demirel, IrakDışişleriBakanı TankAziz'in mektubunu yorumladv Saldırı işareti niteliğindeANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) — DYP Ge- nel Başkanı Süleyman Demirel, Irak Dışişleri J Bakanı Tank Aziz'in Türkiye'ye gönderdiği mektubu "saklın isareti" olarak niteledi. DYP Genel İdare Kurulu bildirisinde de Ortadoğu'nun dünya si- lah sanayii ve teknolojisinin bir arenası ve canlı laboratuvan haline dönüştürül- düğü belirtildi. Demirel, gazetecilerin sorulan üzeri- ne, Irak Dışişleri Bakanı Aziz'in Türk hükümetinin düşmanca tavır içinde ol- duğunu ifade ettiği mektubunu değerlen- dirdi. Mektubun "protesto mektubu" olduğunu kaydeden Demirel, bunun Türk hükümetinin "Irak karşılık vermez" iddialanm yalanladığım söyle- di. Süleyman Demirel şunları söyledi: "Irak, 'Türkiye'den kalkan uçaklar ülkemizi bombalıyor" diye protesto edi- yor. Bizim şimdiye kadar soyleye geldi- ğimiz buydu. Bundan korkuyorduk. Mektup saldın işareti niteliğindedir. Bu mesajın gelmesinin şaşılacak bir tarafı yok. Hak veriyor değilim, ama kendi topraklanmızı komşu ülkeye saidında kullandırırsanız bu husumet yaratır." Irak'm elinde Kayseri'ye kadar ulaşa- bilecek uzun menzilli füzeler bulundu- ğuna dikkat çeken DYP lideri Demirel, "Türkiye'yi yönetenler, yanlış zaman- da yanuş düşmanla yanlış bir savaşın içi- ne girdiler. Kediyi bile sıkıştınrsan yü- zünü tırmalar" dedi. Demirel, Irak'm uyarısına karşın ABD'nin Türkiye'den ikinci-üçüncü üs istediği yolunda haber- ler olduğunu da bildirerek "Ben bunu Dışişleri Bakanı'na sormuştum. Böyle bir şey olmadığını söylemisti. Bugüne kadar söylediklerinin hep tersi çıktı" şeklinde konuştu. GİK bildirisi DYP Genel Başkanı Süleyman Demi- dir. Milletin bundan habersiz olması de- mek, geleceğinden de habersiz olması demektir" göruşünü dile getirdi. "Ha- ber alma hakkı önüne kalın bir perde çe- kilmiş bulunan iilke ve milletin, devle- tin yönetimi tarafından yanıltıldığının" viırgulandığı bildiride şöyle denildi: "Hükümet, kime, ne zaman, nerede, kim tarafından ve kirnin adına verildiği bilinmeyen vaatlerin sadece aleti veya vasıtası, iktidar partisi çoğunluğu ise sa- dece tasdikçisidir. Sivil savunma tedbir- leri son derece yetersiz ve âdeta halkın DYP Genel İdare Kurulu yayımladığı bildiride, "Ülke topraklarınm ne gibi olaylar için kullandırıldığından ülke ve milletimiz habersizdir. Milletin bundan habersiz olması demek, geleceğinden de habersiz olması demektir" denildi. rel'in başkanhğında Önceki gün topla- nan GİK dün bir bildiri yayımlayarak "Demokratik bir idare altında yaşadı- ğını sanan veya öyle olduğuna inandın- lan ülkemiz, bugünü ve yarını ile hali ve geleceği ile içinde yaşadığı ve yaşayaca- ğı bir büyük olayı, gerçek yüzü ile maa- lesef bilememektedir. Ülke topraklan- nın 'kapsamlı kullanımı' gibi belirsiz bir anlatımla ne gibi olaylar için kullandı- rıldığından, ülke ve kullandırılan top- raklann sabibi olan milletimiz habersiz- kendi imkânlarına terk edilmiş durum- dadır. Savaşı kârlılıkla ölçen siyasi yak- laşımlann, yalmz devlet yönetimlerinin değil, insanlığın evrensel ölçülerinin içe- risinde dahi bulunmaması gerektigine inanınz. Kimin kanı olursa olsun. akan kanın insan kanı olduğunu kimsenin unutmaması lazımdır. Bu çarpık man- tıktan, ülkemizin ve bölgemizin mııtla- ka zarar görmeden çıkması lazımdır." Birlik ve beraberliğe yönelik her ha- reketin karşısında, yöneticilerin o ana kadarki doğruluğu ve yanlışhğına, hak- hlığı ve haksızhğma daha sonra bakıl- mak üzere bir milli birlik ve bütünlük bulacagından kimsenin şüphe etmeme- si gerektiğinin kaydedildiği bildiride, "Hiçbir hata veya kastan, özellikle böyle bir konuda hesaptan kurtulmayacagı ke- sinlikle bilinmelidir" uyarısı yapıldı. DYP Grup Başkanvekiü Mustafa Ço- rapçıoğlu, dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Tarık Aziz'in uya- n mesajmın bir politika değişikliğine ne- den olup olmayacağına ilişkin soruyu yanıtlarken "Bu 'Godo'yu Beklerken' piyesini andınyor. Bu hükümetten çok az şey bekliyoruz, hayal kınklığımu az olsun diye. Zaten hükümet, başka yer- ler tarafından savaşa şartlandınlıyor" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, güvenlik güçlerine yaptığı cağ- rıyı çok yanüş bulduklannı söyleyen Ço- rapçıoğlu, "Bunu yapan yer başka ma- kamlar olmalıydı. Yetkisi yok" dedi. Hükümetin halka yeterli bilgi vermedi- ğini savunan Çorapçıoğlu, halktan ger- çeklerin saklanmamasını istedi. SHP milletvekillerinin TRT'yi basma- sını değerlendirirken bu tür olaylann partilerinin prensiplerine aykın olduğu- nu belirten Çorapçıoğlu, Başbakan Yıl- dınm Akbulut'un 'Elimize fırsat geçti" diye yaptığı açıklarnaları da onaylama- dıklarını söyledi. CÜNEYT ARCAYÜREK YA2IY0R Saldırının Ölçeğinden, Verilen Bir Güvenceye Kadar... ANKARA — TÖ ne zaman basını "brife etmek" amacıyla Köşk'e çağırsa veya hemen her gün Meclis'teki odasında "kendinden" milletvekilleri ile ne zaman sürekli görüşme- ye başlasa, siyasal kulisin yüreği daha hızlı çarpıyor. Örnekleri bilindiğinden, bu türden "iliskiler"den sonra ya önemli bir hükümet karan çıkıyor ya da ABD'ye verilen söz- leri gerçekieştirecek yeni bir izin, bir yetki TBMM'den iste- niliyor. Dün böyle günlerden biriydi. Basın temsilcileri Köşk'e çağ- rılmıştı. Son bir iki gündür TÖ Meclis'e gejiyor, "kendinden" milletvekilleriyle tek tek görüşüyordu. Ûstelik "zemin ve zaman" TD'nün eğilimlerine, savaş tutkusuna giderek faz- laca uyar duruma giriyordu. Bağdat'ın atacagı tüzeyi Türkiye'nin saldırı sayarak sava- şın derhal başlamasını bekleyenler çoğunluktaydı. Ne var ki "saldınnın ölçeği üzerinde" görüşler dikkatlerden kaçıyor- du. Milli Savunma Bakanımız Hüsnü Dogan, hem askerie- rin daha savaş başlamadan önce hazırlayıp yetkililerin önüne koyduğu "saldırı ölçekleri ve bu ölçeklere göre savaşa gir- mek, savaş açmak" derslerini iyi çalışmıştı hemde Köşk: ün "yegeni" olması nedeniyle bu duyariı konudaTO'nünegi- limlerini çok iyi biliyordu. Mehmet Barlas biraderimizin dün yayımladığı son deme- cinde Bakan Doğan, İnciriik'e Irak'm atacağı bir füzenin "sal- dırı kapsamına" girip girmeyeceğine değinen soruyu, hem askerlerin hem de Köşk'ün düşüncelerini özetler biçimde yanıtlamıştı. "Bu kavrama (saldınya) yeni mantık getirmek gereksizdi". Milli Savunma Bakanımıza göre "tecavüzün çok çeşıdi vardı. Bunu tas- nif^mekdegereksiz- y e r i basite indirgersek bir füze aelir, ındırgersek bir fuze . « . . _i» gelir, boş topraklara DOŞ TOpraklaici CJUŞer, düşer, zarar vermez- Z Q r a r vermeZSe, ÖUHU se, bunu savaş aça- ' ,.,_. cak nitelikte gerçek S3V3Ş SLÇSLCSLK nitellKte bir saldırı saymayabi- nCkr r^k hir salrlırı lirdik. Bakanın söyle- ÇerçeK Oir SSiain i i gibi, -tecavüz saymayabilirdik. S ^ î Bakamn SÖylediği9 ibi, kirse", örnegin Ada- şerek yüzlerce n insani öidüren bir füzeden hesaplamak gerekirse", sonra elbette teca- „ ^O. . . ~. sava- omegın Aüansnın saldınylayanrtverece- yÜZİerce İnsant ÖldÜrBH m K X*« M bu bir füzeden sonra irdelemelerle" terazi- elbette "teCaVÜZ y k fyord v u rmak 9ere " ölceğimiz" savaşa Saldırı ölçeğinin saptanması kadar. ha- rekete nasıl geçeceği- mıze ilişkin kimı varsayımlar da önem taşryordu. Savaşın böl- gede daha genişlemesine yanlı olmayan ABD, şimdilik Türki- ye'nin kara harekâtına girişmesini istemeyebilirdi. Ne var ki saldırı ölçeği Irak a karşılık vermemızi gerektirıyorsa, o za- man ilk aşamada hava kuvvetlerimizin ABD yanında hava saldırılarına katılması olası değil miydi? ->J "Kendinden" milletvekillerine bir iki gündür nasıl övünü- yorsa, hemen her çevreye, bu arada basına da krizin baş- lamasından bu yana ne söylediyse aynen çıktığını demeç- leriyle anımsatıyormuş. Zaten TO'nün kendini övme aşama- sına girdiğini göstermek için dün, "Kendinden milletvekil- lerini kabulünde, '2 ağustostan bu yana ne söyledimse ay- nen çıktı' diyormuş. Pess!" diye yazmıştık. TO'nün övünülere 2 ağustos tarihini göstererek başladı- ğını öğrenmiştik. Meğer başlangıç tarihi 18 ağustos imiş. Dü- zeltip özür diliyoruz. Yalnız bir önemli noktanın aydınlığa kavuşması gerektiğl- ne inanıyoruz. Sözünü edecegimiz konu, bir devletin onu- ru, verdigi söze sadakati ve uluslararası güvenilirtiği ile ilgili. Kriz 2 ağustosta başladı. Bağdat, Saddam'ın bir numa- ralı yardımcısı Taha Yasin Ramazan'ı 5 Ağustos 90'da An- kara'ya gönderdi. Belinde tabancası ile Köşk'e giren Rama- zan, TÖ ile bir saatten fazla görüştü. Bu görüşmede Türk devleti adına "Bizim topraklan sizin zarannıza kullanmayız" güvencesi verildi mi verilmedi mi? Demirel'in 12 ağustos günü Meclis'te ortaya attığı bu so- run, o güne oranla bugün daha fazla önem taşıyor. Evet, Bağdat'a böyle bir güvence verildi mi, verilmedi mi? P A R T I L E R D E N Savaş laboratuvan GAZİANTEP (AA) — ANAP Genel Başkan adaylanndan Gaziantep Milletvekili Hasan Celal Güzel, tncirlik Üssü'nün kullandırılmasıyla Türkiye'nin ftilen savaşa katıldığmı söyledi. Güzel, Türkiye'nin savaşta yeri olmadığını kaydederek "Genel olarak bu savaşın bizim savaşımız olmadığmı hep söyledim. Ve savaş ihtimalinde bile halkın, bügilendirilmemesinden dolayı endişeyle izlediğini aözlemledim. İncirlik Üssü kapatılsın • ANKARA (ANKA) — Sosyalist Birlik Partisi (SBP) Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol, Adana'da bulunan İncirlik Üssü'nün ABD uçaklan tarafından Irak topraklannı bombalamada kullanılmasıyla Türkiye'nin fiilen savaşın içine sokulduğunu söyledi. İncirh'k'te, Adana ve Güneydoğu'da yaşayan yurttaşların çaresizlik içinde bulunduğunu anlatan Anadol, tncirlik'teki ABD'li ailelerin uçaklarla Ahnanya'ya gönderildiğini belirtti. AÇIK OTURUM Ortadoğu-Savaş-Türkiye Konuşmacılar: Prof. Dr. Aydın Aybay Prof. Dr. Edip Çelik Mahmut Dikerdem Prof. Dr. Erdoğan Teziç Yöneten: Doç. Dr. Yücel Saymah (İstanbul Barosu Başkan Vekili) • Tarih: 26.1.1991 • Yer: İstanbul Gazeteciler Cem/yeff Burhan Felek Salonu • Saat: 14.00 İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear