18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 25 OCAK 1991 Savaş MELİH CEVDET ANDAY Kaç yü önceydı, şımdı bılemıyorum, bır tngılız bı- lım dergısı, savaş konusunda, Eınsteın ıle Freud'u mektupla konuşturmuştu Ben de bu konuşmayı, o zaman Şakır Eczacıbaşı dostumun çıkarmakta ol- duğu Tıpta Yenılıkler dergısı ıçın Turkçeye çevirmış- tım Sö>lenenlen ansıyorum da dergının o sayısı şımdı elımın alünda olmadığı ıçm okurlanma metnı eksıksız aktaramayacağun özetlersek, Eınsteın, savaşın akıldışı ve ılkel bır araç olması dolayısıyle ortadan kalkması gerekece ğınıvebunun bırgünyuzdeyuzgerçekleşeceğını ılen suruyordu, çunku çağdaş ınsanın aklı, savaşı onay- layamazdı Freud ıse mektubuna, "özur dılenm Bav Eınste- ın, ben ne yazık kı sızın gıbı duşunmüyorum" dıye başlıyor ve savaşın ortadan kalkmayacağma ınan- dığını behrtıyordu, çunku ırısanı guduleven ıkı temel yapı vardı, bunlardan bın sevgı, otekı nefrettı "Si- rin alanuuzdalu artı-eksı elektrige beozer bunlar" dıyordu Freud, hıçbırı yok edılemez Demek nefret surecek ve savaşlar hıç eksık olmayacaktı Doğrusunu söyleyeyım, o zamandan ben duşu- nünlm de bu ıkı yanıün da benıdoyurmadığı akJım- dan hıç çıkmaz Neden dersenız, ınsanseverhğinden ve ıyı nıyetın den öturu Eınsteın'ı ne denlı oversek ovelım, ınsan severlığın ve ıyı nıyetın savaşı ortadan kaldıracağı na ınanamayız, çunku hıçbıryaptırım gucu >oktur bu duyguların, övunulecek, soylu duvgular olarak başımızıntaaolmuşlardırhep Dahasınıduşunur- sek, savaş karşıthğını ınsanlık tanhmde bulamazsı- nız, yoktur, çok yeru bır yaklaşımdır bu, sosyalızmle başlamış, gelışmıştır Gel gör kı sosvalızm de sava- şı kullanmıştır hem de sosyaüst devletler arasında bı- le savaşa kıl payı yaklaşıldığı olmuştur Pekı vaz mı geçelım savaş karşıtbğından'' Bu baş belâsından kurtulamavacağımız gerçeğıru sıneve mı çekelım9 BuradaFreud'un yanıtı çıkıyor karşımıza, sankı bılımsel nıtehklı bır açıklama bu, savaşın temelıne ruhsal vapımızın değışmez ogelerını kovuvor, kar şı gelınemez, hattâ ıstenen bır dunım olarak goste- rıyor savaşı Ama buraya gehndığınde basıt bır so ru belınvenyor kafamızda. Nefret etmek ıçın tanı- mak gerekmez mı7 Oysa tanhte, bırbırlerını hıç ta nımayan toplumların savaştıklarını bılıyoruz Ay- nca bu toplumlar arasında sevgıye dayalı bır üışkı- nın kurulmuş olduğunu da hıç okumadık Freud1 un kışıler arası ılışkılerde egemen olan bu duygula n topîumlara uygulayıp sonuç almayayonelmesı bıl- mem doğru mudur 7 Bıze çağımız, toplumlararası ılışkılerın çıkar te melıne dayalı olduğunu oğrettı Ancak burada da çarçabuk rahata varmak pek kolay görunmuyor, çunku çıkar anlayışı da toplu- mun yapısma göredeğışmektedır Orneğın ekono mık temelı ıstılâva dayah bır toplumun dostluk duşmanhk davranışı, ıstılâ gucunde olmayan bır toplumun bu turdekı davranışı ıle karşılaştınlamaz Çıkar anla>işında eşıtlık olmadığmı söylemek ıstı yonım Açıklamak gerekırse, orneğın teknıkte (ıs- tersenız çağımız ıçın endustrıde) ılen gıtmış bır ul- ke ıle gen kalmış bır ulke arasında hıçbır zaman dostluk ılışkısı kurulamaz, bu durum teknıkte ılen gıtmış olan ulkede ancak ıştah u>andırır Ovleyse yukanda çıkar temelıne dayalı olduğunu sovledığım ılışkı, karşıhkh bır yararlanma ıhşkısınden çok, bır somuruolayı olarak ortayaçıkı>or Bunun Nefret'le açıklanması yanlış olur Gen kalmış toplumdan nı- çın nefret edılsın9 Hem nefret etme ılle Ezme1 vı ge- rektırır mı° Geçmışte şan şeref ıçın de savaşıldığı olmuştur Insanları oldurmenın şan şeref getırmesı ıse anlaşılır gıbı değüdır Hele dın yuzunden savaş busbutun akıl dışı olsa gerektır Tanhte o kadar çok savaş çeşıtı var dır kı nedenlerı araştırmaktan bıkar ınsan Boyle. olunca da bır zamanlar savaş durumunun sureklı, banşın ıse geçıcı savıldığını anlamak kolaylaşır Asıl şaşırtıa olan, halkın savaş ıstemesı, savaştan sevınç du>masıdır Despotun, dıktatorun, plutokratın bundan yarar umduğunu bılı> oruz, ama halkın ne gıbı bır çıkar sağlayacağı sorusuna yanıt bulamayız Halk, tuccann kesesını doldurmak ıçın olur ancak Tarıhçıler, butakım geçmış u>garhkların savaş, hastahk, deprem gıbı nedenlerle vervuzunden sılın mış olduğunu soylerler Bunlar ıçındeen geçerlı ola nı savaştır elbet Buna karşın, banşın bır turlu sağ- lamabağlanamaması, sağduvu>u ısyan ettırır Es kıden toprağı verımden duşmuş bır topluluğun bı- tek yerlere akın ettığıru büıvoruz, ama açgözluluğun savaşı doğal kıhnası olanaksızdır Onun ıçın de des- potlar dıktatörler, plutokratlar, kutsallaştırdıkla- rı bırtakım kavramlarla halkı kandırma, aldatma volunu tutarlar \eyazık kı bunda başanvadaerer- ler Sonuçta, savaşa göndenlen genç ınsan buna baş- kaldıramaz duruma duşer, korkak, haın venne gır mekten çekınır Ne ters bır uvumdur bu1 "Tarıh değışımın kavda geçmesıdır ' derler Bu- tun savaşlar, uç aşağı beş vukan, benzer nedenler- den doğduğuna gore, tanhçıler nıçın savaşları yaz maktan bıkmazlar9 Bu soru yerındedır, çunku ta rıhler sav aş tarıhlen olup çıkmışlardır nerde> se. Bu vuzden bız şımdı, yaşadığımız savaşta bır değışık lık olup olmadığmı araştırmağa gınşehm Savaşta "baskın"ın en onemlı oge olduğu bılınır, sovlenırdı Başkabırdeyışle, başlayan kazanırtiı>a da ılk vuranın kazanma şansı artardı Napolvon'a ' Neden hep sız kazanı>orsunuz9 " dı>e sormuşlar da "Duşman başlamayı hep bana bırakıyor da ondan"demış Bu savaşta ıse başlamarun gunuay- larca once duyuruldu, hattâ bu yuzden saat sorunu dıye bır sorun çıktı orta>a Amenka saatıyle mı, Or- tadoğu saatıyle mı'' Bu durumda "baskın" ogesı ça lıştınlamazdı elbet Gununde, saatınde başladı sa- \aş Ikıncısı TV'lenn, ozelhkle CNN Amenkan tele vızyonunun belkı de butun dunya halklannı savaş seyırcısı durumuna getırmesıdır Bunun hıç hoş ol- mayan bır yanı uzermde durmak gerekır, o da sava şın nerdeyse "eğlence" ıcıne gırmış olmasıdır Savaş sona erdığınde, bu seyırcının uzulup uzulmeyeceğı meraka değer <\yrıca CNN'm "Amenkan sesı" ol duğuna pek dıkkat edılmedı Bence bu savaşın onemlı venılıklerınden bın de savaşa asken guçle katılan devletlerın ulkelerınde barış toplantılan ve yuruyuşlerı vapılmasıdır (*) Gerçı devlet adamJanna vızgelıyor bunlar, olsun, banşın sesı ne denlı çok duyulursa kamuoyu o denlı bıhnçlenır Bırgunbakanzkı savaşı çıkaran devletler halksız kabvenr Butun umut buradadır Sayın Hıfn Veldet VelıdedeoğTu'nun onensı uyannca, kadın er kek, çoluk çocuk hep bırden alanları doldurmah, banşın sesmı duyurmalı, savaş duşkunlennın cesa retını kırmalıdır Halkın savaş karşısındakı dunımu boylece guçlenır (*) Arap ulkelerı dışında EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Cengâveriik, Tabansızlıkve TRT7.. Bay Turgut özal, "Bız cengâver bır mılletız" buyurmuş1 Ote yandan Içışlerı Bakanı "Ne kadar tabansız bır mıllet olduk" demış' Bır çelışkı yok mu bu konuşmalarda? Mem tabansız, hem cengâver 1 tkı yargıyı da ANAP'ın eskı genel başkanı ıle şım- dıkı Içışlerı Bakanı verıyor Turk ulusu barıştan yanadır Bunu hâlâ anlayamadılar mı'' Turk ulusu haksız yanlış, onursuz bır savaşta yer almak ıs- temıyor Kentler kasabalar, köyler boşaltılıyorsa bunun taban- sızlıkla ılgısı ne 7 Durup dururken Turk halkının başına bır sa- vaş olayı çıkartmışsınız radyoda, TVde durmaksızın Irak'a karşı, Saddam'a karşı sozler soylemışsınız, yabancı güçlerı ulkeye çağırmışsınız, bu guçlerın uçakları her gun Irak kent- lerını bombalamakta Açıkca, savaşa gırmışız Bugun ya- rın Irak'tan bır ıkı fuzenın Guneydoğu yoresıne duşmesı bek- lenmekte Irak Dışışlen Bakanı zehır zemberek bır nota gon- dermış Bu durumda savunmasız korunma onlemlerınden yoksun yore ınsanları guvenlı yerlere goç etmeye başlamış- sa bunun 'tabansız' olmakla ne ılgısı var? Bakıyorum butün gazetelerımız bırçok gazete yazarı, hatta aklı başında aydınlar, Özal yönetımının borazanı durumuna sokulmuş, emır kulu bır TRT'nın, o TRT'nın başına getınlen şıır heveslısı bır kışının ovgusunu, savunmasını ustlenmış' Neymış, yırmı kadar SHP'lı ustelık de mılletın vekılı SHP'lı, TRT Genel Muduru'yle goruşmeye gıtmış Korkusundan ge- nel müdur hemencecık odasından kaçmıs Ceketını duvar- dakı askıda bırakarak sıvışmış Oyle ya ne dıyecek, neyı, nasıl savunacak, TRT'nın ANAP'ın emrınde bır Ozal övgü- cüsu, bır savaş borazanı oluşunu nasıl açıklayacak'? Mılletvekıllerı müdurun odasına alınmak ıstenmemış Özel kalemdekı kışı 'Nereye gıdıyorsunuz ulan' dıye bağırmış, ka- pının önune dıkılmış Mılletın vekıllerı odaya gırınce, kendını yere atmış, kapının onunde TRT kameramanlarının bekledı- ğını bılerek kendını dayak yemış bır acınacak kışı durumuna sokmuş. Yerlerde suruklenışını fılme aldırmayı başarmış Bu arada SHP'lıler de kendılerını tutamayıp bağırıp çağırmışlar Neden sonra, genel mudur odaya gelmış, oturmuş mılletve- kıllerıyle dertleşmış, TRT'ye tek başına egemen olmadığmı, bırtakım kurallara, yerlere bağlı olduğunu söylemış, el sıkış- mış dostça ayrılmışlar Hepsı bu Ama ılk haber bultenınde durum bambaşka bıçımde gös- terılıyor Yırmı mılletvekılı kapıları zorlamış, adamları dovmüş, genel mudür odasına baskın yapmış zorbaca davranmış Olaydan bır saat sonra başbakan geçıyor ekrana ver yansın edıyor SHP'lılere Derken Bay Ozal her zamankı gıbı başlı- yor atıp tutmaya, neymış mılletvekıllerı TRT'ye gelıp genel müdürle konuşamazmış, bır daha böyle ışler olursa guven- lık guçlerı mılletvekılı demeyıp gereken ışlemı uygulamalıy- mış DGM Başsavcısı ardından soruşturma açıyor Bır bar- dak suda fırtınalar yaratmak değıl mıdır bu? Şu TRT'nın ANAP ıktıdarı suresınce tek yanlı borazan ol- duğu günde dört beş kez Özal'ın propagandasını yaptığı, Bayan Ozal'ın renk renk çeşıt ceşıt gıysılerle soyledığı abuk sabuk laflan sureklı sunduğu ulke halkının çoğunluğunu oluş- turan muhalefet partılerının en haklı, en doğru goruşlerıne bıle yer vermedığı bır gerçek değıl mı? Şu savaş gunlerınde halkımızın aklını karıştıran, tek yanlı, tek goruşlu bır propa- ganda aracı bıçımıne gırdığını herkes gormuyor mu' TRT olayında kınanacak yan SHP'lılerın bu 'zıyaret' konu- sunu ıktıdann çok onemlı bır sorun yapacağını önceden go- rememelendır Bay Ozal başta olmak uzere, DSP lıderı Ece- vrt'ın, hatta kendı ıçlerınde Baykalcıların SHP yönetımıne sal- dırmak ıçın bunu bır fırsat sayacaklarını hesaplamamalan- dır. Yapılacak ış, onceden TRT Genel Müdürü'nu aramak, ziyarete geleceklerını bıldırmektı Bunu yapmamış topluca TRT'ye gıtmışler Özel kalem mudüru gelen mılletvekıllerıne kapıyı zorbaca kapatmamış olsa bu tür bır olay yaratılmaya- caktı Işın bu yanını da görmek gerek TRT'nın başındakı kışı devlet gorevlısıdır Gerçek sorum- lu hükümettır, TRT ıle ılgılı bakandır yanı Mehmet Yazar'dır Hesap sorulacak kışı odur, bakandır, başbakandır Genel mu- dür ıse bır araçtır ancak Yapılması gereken SHP'nın TRT önünde bır gösterı düzenlemesı, kapıya kara bır çelenkın bı- rakılmasıydı Cengâver mı yoksa tabansız mı olduğu bır tur- lu anlaşılmayan, daha doğrusu ANAP'lılar tarafından anla- şılmayan halkımızı uyutan, beynını yıkayan TRT, ulus yararı- na çalışan bır yer olmaktan çıkmıştır Savaş borazanlığı, ANAP propangadacılığı yapan bır kurumun savunulacak bır yanı kalmamıştır SHP'lıler TRT yayınlarına bır tepkı goster- mekte çok haklıydılar Ama boyle bır zıyaret olayının her tur- lu olanağa sahıp bır ıktıdar tarafından kamuoyuna çok ters, çok yanlış bıçımde yansıtılacağını da duşunmelıyd^lej^ , Çoğuleuluk ımu Kat ılımeılık mı? ENERJİ NAKİL HATTI YAPTIRILACAKTIR 1- 34.5 kV 2x3x477 MCM ıletkenlı beton dıreklı, Kurtkov-Kartal Merkezler E.N Hallı'nın 23-40 No'lu dırekler arasmdakı kısmının tesısi tşı kapalı teklıf usulu ıle yaptınlacaktır 2 thaleye katüabılmek ıçın ıştırak belgesı aranacaktır Iştırak bel- gesı almak ısteyenler en son 15 2 1991 gunu saat 17 OO'ye kadar aşa ğıdakı adrese ılgılı belgelerle yazılı olarak muracaat etmelıdır 3- Ihaleye katılmak ıçîn jartname almak mecburıdır Şartnameler • TEK tSTANBUL ELEKTRİK DAĞITIM MUESSESESİ Meşrutıyet Cad Asmalı Mescıt Sok No 63 Kat 1 Oda No 104 Tel 152 34 00/226 Tepebaşı Beyoğlu/İSTANBLL adresinden 250.000^- TL (KDV hanç) bedel mukabılinde alınabılır 4- Teklıfler ea geç 27.2.1991 gunu saaı 10 00'a kadar aynı adreste 1. Kat 110 No'lu odadakı muhaberat servısıne verılmelıdır 5- Kurumumuz 2886 sayılı devlet Ihale Kanunu'na tabı olmayıp ıhaleyı yapmamakta veva dıledığme kısmen \eva tamaraen vermekte serbesttır İSTANBUL ELEKTRİK DAGIT1M MUESSESESİ Sosyalıst Birlık Partısı 18'incı partı olarak sı\asal yaşama katıldı. Kuruluş bıldırısınde partının bir yandan çoğulcu olduğu one suruluyor, bır yandan katılımcı demokrası ilkelerını andırır ifadelere yer venlıyor. Parti, sıyasete henuz ilk adımlarını atarken boyle bır kavram kargaşasına duşmemeliydi. YURDAKUL FİNCANCI Sosyalıst Birlık Partısı, 15 ocak gunu ku ruluş bıldırımını Içışlerı Bakanlığı'na ver dıkten sonra ılk bıldırısını yayımladı Ku- ruluş bıldırısınde partılenn Içoğuku" demok rasıyı savunduğu açıkça belırtılıyor Ama aynı bıldırıde "katılımcı" bır demokrası an layışının ızlerını taşıyan ıfadeler de yer alı- vor Orneğın "kendi kendını yoneten" bır halk kavramından söz edılıyor Partı programını henuz görmedığımız ıçın Sosyalıst Birlık Partısı'nın ne tur bır de- mokrası anlavışını savunduğunu henuz bı lemıyoruz Ama kuruluş bıldınsının ışaret ettığı doğrultuda ıse SBP'nın daha başlan gıçta bır kavram kargaşası ıçınde olduğu- nu belırtmeyı gereklı göruvoruz Ashnda bu kavram kargaşası, salt SBP've özgu değıl Bazı sosyal demokrat lıderlerın, baa yazarlanmızın ve hatta bazı sıyaset bı- hmcılerımızın de aynı kavram kargaşasına duştuklerıne sık sık tanık oluyoruz "Ço- ğulcu ve katılımcı" bır demokrasıden yana olduklarını söyluvor, yazıyorlar Gerçekteyse çoğulcu demokrası modelıyle katıhmcı demokrası modeh, bırbınne taban tabana zıttır Tutarlı bır demokrası modeh önerıyorsanız, toplumsal yapının gereklerı ne göre bunlardan bırını yeğlemenız gere kır Gerçı katılımcı demokrası modelı, ço ğulculuğu her zaman ıçerır, ama çoğulcu demokrası, katılımcılığı hıçbır zaman ıçer mez Tam tersıne, Batı'da gorduğumuz gı- bı çoğulcu demokrası, katıhmcıhğı gıderek daraltmaktadır Butun demokrası kuramları ve modelle- rı, kapıtahzmın ve serbest pıyasa ekonomı- sının eleştırısınden vola çıkmıştır Ama ço- ğulcu demokrası modelınde olduğu gıbı kı- mı kapıtahzmı ve serbest pıyasa ekonomı- sını tanrı buvruğu gıbı kabul etien ve sta- tukoyu mazur gosteren bır noktada duğum lenmıştır, kımı de katılımcı demokrası mo- delınde görulduğu gıbı eşıtsızlık ureten kapıtalızme karşı venı bır duzen arayışının urunü olarak belırmıştır Çoğulcu demokrasi nedir? Klasık çoğulcu demokrasının hareket noktasında, mutlak merkezı devlet anlavı- şmın reddı vardır Çoğulculuk, bır bakıma Baron de Montesquıeu'nun kuvvetler ayrı hğı ılkesıne kadar gıder Yargı, yasama ve yurutme guçlennın ayrılması bır tur çoğul- culuktur Ve kurumsal (konstıtusyonel) bır coğulculuktur Ne var kı çağdaş çoğulcular bu kurumsal çoğulcu yapı>ı >ete'h gormez ler Onlara gore bu kurumsal çerçeveye gır meyen sosyal denge ve denetım kurumları da bır o kadar önemlıdır Bu sosyal denge ve denetım kurumlan, çıkar gruplarıdır, baskı gruplandır Sıyasal yaşamın hammad- desı olanlar bunlardır Çoğulcu demokrasının kuramcılarından olan sıyaset bıhmcısı Robert Dahl, bu den ge düzenıne, demokrasıden ve olıgarşıden farklı bır tenmle polıarşı der Polıarşıde kudret, ne doğrudan demokrasıde olduğu gıbı eşıt olarak dağıtılmıştır, ne olıgarşıde- kı gıbı bır avuç azınlığın elınde toplanmış- tır Polıarşı sozcuğunun yapısından da an laşılacağı uzere, ıktıdar çok merkezhdır Klasık çoğulcu demokrasıye gore bugu nun ulus-devletı, doğrudan demokrasıyle yo- netılen eskı Yunan sıte-de\ letınden çok ge- nıştır O nedenle ulus-dev lette doğrudan de- mokrası, yerını temsılı demokrasıje bırak- mıştır Eskı Atına'da yurttaşlann açık ha va parlamentolarının verını, çağdaş ulus de\ lette temsılı parlamenter duzen almıştır Ama temsılı duzen polıarşıye ulaşüması ıçın tek başına yeterlı değıldır Temsıh parlamen- toyu belırleyen seçımler donemseldır Buna karşıhk çıkar gruplan, orneğın ışveren ku ruluşları, ışçı sendıkaları sureklıdır Temsı lı demokrasının ıyı ışlemesı, bu çıkar grup larının dengesıne bağlıdır Seçmenın seçım de vardığı karar tek başına geçerlı olamaz, devletın ışleyışı, bu çıkar gruplarının varlı- ğını ve hayatıyetını surdurecek bır yapıda ol- malıdır Başka devışle devletın >onetımın de çıkar gruplarının da söz hakkı ve kararı olmalıdır Klasık çoğulcu demokrası modeh, serma- >e ve emek orgutlerı arasında sermave lehı- ne bır dengesızlık olduğunun da bılıncın dedır Temsılı parlamenter duzenı, bu den gesızlığı gıderıcı bır öğe olarak önemh gor- melerı bundandır Ne var kı kapıtalıst dunyada çokuluslu fırmaların, dev şırketlerın hızlı gelışımı, serma>e-emek dengesını gıderek daha da bozmaktadır Kapıtalıst şırketler devleştık- çe, uretım ve ıstıhdamda gıderek daha faz la söz sahıbı olmaktadırlar Dola>ısıyla dev- letın para, banka, ıstıhdam vb sıyasetının tek belırlevıcısı halıne gelmektedırler Dev- let, emekle-sermayevı dengeleme uğruna, bu dev şırketlerı karşısına alma>ı artık duşu nemez olmuştur Başka devjşle, dev kapıta lıst şırketlerın gucu, dev letı bır bakıma tut sak almıştır Sonuçta ekonomık eşıtsızlık ve dengesız- lık, sıyasette de gıderek tek seslılığe yonel- mektedır Başka de>ışle çoğulcu demokra- sı, dengelı ve "çok merkezlı" bır demokra- sı amacından hareket etmış, ama polıarşı ye rıne serma>enın monarşısıne varmıştır Klasık çoğulcu modelın bu aksaklığını gı dermek uzere Neo Pluralısm denen yenı ço ğulculuk ortaya çıkmıştır Ama >enı çoğul- culuk bır yandan Havekçı Yenı Sag'dan, bır yandan Neo Marksızm'den gelen eleştırıle nn ağırhğı altında, bıraz daha sağa ka>Ttıış tır Yenı çoğulcu model, temsıl tekelıne sa hıp ışçı-ışveren kutuplu bır lıberal korpo ratızmde karar kılmıştır ABD, Japon>a ve Fransa'da bu ıkı kutuplu lıberal korpora tızm anla>ışı etkınleşmıştır Isveç'te ve Işçt Partısı donemınde Ingıltere'de ıse bu ıkılı- ye hukumetın de katılımıyla ışçı-ışveren- hukumet trı>umvırası anla>ışı gelışmıştır Gerek lıberal korporatızmde gerek trı vumvıra duzenınde artık temsılı parlamen tonun >etkılerı, bu>uk bır hızla, hukumet lerın ve burokrasının elınde toplanmakta dır Başka deyışle venı çoğulcu model, sta- tukoyu mazur gostermekte klasık çoğulcu- lardan da aşırıva gıtmıştır Katılımcı demokrasi Katılımcı demokrası kavramının sıvaset lıteraturune donuşu ıse 1%8'dekı Avrupa oğrencı hareketlerının sonucudur O tarıh lerde oğrencılerın orta>a attığı katılımcıhk sloganı 1970'lerdekı ekonomık durgunluk ve genleme donemınde Batı ışçı sınıfına mal olmuştur Işsızlık, ış doyoımsuzluğu, ışe >a- bancılaşma, enflas>on gıbı nedenlerle, eme ğıyle geçınenlerın >aşamı guçleştıkçe, katı lımcılık kavramı daha genış kıtlelere sesle- nır olmuştur Bu kavram çerçevesınde bazı Batı ulke lennde ışçının ışverı yonetımıne katılımı ha reketı ortaya çıkmıştır Bu gelışme çerçeve- sınde, sıyaset bıhmcılerı de sıyasal yonetı me katılım konusu uzennde duşunmeye başlamışlardır Gerçekte katılımcı modelın ılk ornekle rı, 1871 devrımıvle kurulan Parıs Komunu'nde ve 1917 devnmıvle Çarhk Rus yası'nda kurulan Sovyetler'de gorulur Gu- numuzde Batılı bazı sıvaset bıhmcılerı, bu-' gunku karmaşık toplum vapısına uvgun bı çımde, katılımcı modelı kurumsallaştırma aravışı ıçındedırler Orneğın Batılı sıvaset bı lımcılerınden MacPherson, Rudolf Bahro, Nıcos Poulantzas, katılımcı modelı gelıştı renlerın başındadır Katılımcı demokrası modelı, eskı Atına' nın doğrudan demokrası modelı ıle gunu- muzdekı temsılı demokrası modelının kar masıdır Katılımcı demokrası bır pıramıt sıs- temıdır Tabanda doğrudan demokrası var dır, onun ustundekı her duzeyde temsılı de- mokrası ışler Çekırdek kabul edılen, bellı buvukluktekı bır yerleşım modelınde va da bellı buyukluktekı bır uretım bırımınde, eskı Atına demokrasısı geçerlıdır Bu kuçuk gruplar, sorunları vuz vuze tartışıp göruşe- rek karara bağlarlar Temsılcılerıne yeterınce açık talımatlar verır, ust duzeydekı temsılı kuruma gonderırler Yerel duzeydekı ışlerı gormek uzere yerel konseyler, ulusaı duzev- dekı ışlerı gormek uzere ulusal konsey ku rulur Tabandakı doğrudan demokrası bı nmlerının, seçılmış temsıluyı her an gen ça- ğırabılme vetkısı, mekanızmanın etkın ışle- mesının onde gelen koşullarından bırıdır Sozun bu noktasında Sovyetler Bırlığı ûevlet Başkanı Mıhaıl Gorbaçov'un ulke- de 1917 turu bır katılımcılığı canlandırma- va çahştığını anımsatmalıvım Gorbaçov devrımının perestroyka >enıden vapılanma ve glasnost saydamlık kadar onemlı oğele rınden bın demokratızatsıya-demokratık- leşmedır Batılı sıyaset bılımcılerınden MacPher- son, 1917'de kurulan Sovyetler'ın ışle>eme >ışını, karşıdevrime, yabancı ıstılasına ve ıç savaşa bağlar Gorbaçov ıse sov^etlerın vu- rumemesını, komuta ekonomısınde göru >or Perestro>ka kıtabında jazdığına gore komuta ekonomiM >aygınlaştıkça ve dev sosyalıst ışletmeler ortaya çıktıkça, ekono- mıvı ve ışletmelerı vonetenler, bağlı olduk lan sov\etlerden gelen ıstek ve tavsıyelere ge reken sa>gıyı gostermemışler, kulak ardı edebılmışlerdır Bu gelışme, sovyetlerın >a- nı halk meclıslerının ıtıbarına golge duşur muş, sonunda sıstem ışlerlığını vıtırmıştır Gorbaçov'a gore sovyetler ışlevsız kalınca onların hukumet ve vonetme ışlevlerı par- tıye geçmıştır Gorbaçov un, ıktıdara geldıkten sonrakı ılk ışlerınden bın sov>etlerı canlandırmayı ongoren onlemler olmuştur Seçım yasası değışıkhğı de bu bağlamda duşunulmehdır Sovvetlerı halk hukumetının gerçek organ- ları halıne donuşturme vabası surmektedır Bu çabanın başarısı ıkı ogeve bağlıdır 1. Baskıcı partı vonetımı altında Sovyet halkının yaklaşık 70 vıldır sıyvsete duydu- ğu ılgısızlıkten sıyrılması, 2. Gorbaçov'un da belırttığı gibi eşitsiz- lık ureten Sovvet ekonomısimn duzelülmesı. Katılımcı demokrasının yenıden ışlerlık kazanması Gorbaçov'un bu ıkı noktada ne kadar başarılı olacağına bağlıdır Sonuç Sovledıklerımızı özetlersek, çoğulcu de mokrası ABD ve Ingıltere'de, katılımcı de- mokrası Kıta Avrupasfnda gelıştırılmıştır Çoğulculuk \BD'nın sivasal, sosyal, eko nomık vapısının ozellıklerıru yansıtır, katı lımcı demokrası Kıta Avmpası'mn ozgur- luk geleneğıyle daha uyumludur Çoğulcu demokrası, sureklı ekonomık ve sıvasal eşıtsızlık ureten kapıtalızmı mazur gösterme rolunu ustlenmıştır, katılımcı de- mokrası, bu eşıtsızlığı maskeleyen ve bes leyen kurumları, temeldekı halk meclıslerı' nın denetımıyle aşma>ı amaçlar Çoğulcu demokrası temsılı demokrası- yı ışlerhkten alıkovar, onun venne azman- laşmış bır burokrasının genışletılmış vetkı- lerını getrnr katılımcı demokrası devlet >ö netımını ve ıktıdarı halk meclıslerı tabanı na oturtur Hem Sosvalıst Birlık Partısı, hem sosval demokrat partıler bu avrımları ıyı duşun melıdırler PENCERE VEFATLAR İÇİN Yurtıcı yurtdıstcenazenakle- dılır cenaze ıladama malzeme tabut butun ışlemler hassası yetle suratle yapılır Isletmede aynca 18 ambülans mevcuttur Cenaze ılanlannda hızmet be- delı alınmaz İSLAM CENAZE IŞLERI 147 20 06-140 68 86 Mesul Mudur HafızVELIERDEMIR Nufus cuzdanımı >ıtırdım Hukümsuzdur ÖZLEM BARIŞ Ehlıyetımı Yapı Kredr Vısa kartrmı ve Telecart ımı kaybettım Hukümsuzdur SELA HA TTIN TL \ CER TEŞEKKÜR ve MEVLİD-İ ŞERİF Çok değerlı aıle buyuğumuz Re«*sam ZEYRA SM Hanımefendi'nin vefatı nedenı ıle acımızı bızlerle pa>laşan Sayın Cumhurbaşkanımızın eşı ve Turk Kadınını Guçlendırme Vakfı Genel Başkanı Sa>ın SEMRA OZ\L'a, TRT İstanbul TeleMzyonu'na \e Sayın NURULL\H kADjROGLU na, Mımar Sınan Unnersıtesı Reklorlugu ne, Mımar Sınan l ımersıtesı Mezunlar Dernegı'ne, Sanat Çevresı Dergısı ve Genel Yavın Yönetmenı Sajın HAMİT MNAYTlRKe, rahatsızlığı sırasında ılgısını bır an bıle esırgemeyen Sayın Dr SABRİ KAMBLROCLL'na, bızzat gelen telefon eden, telgraf çeken, çelenk yollayan, Türk Eğıtım Vaktı'na bağışta bulunarak başsağlığı dıleyen tum değerlı dostlarımıza candan teşekkur ederız AİLESİ 27 Ocak 1991 Pazar gunu Levent Camıı nde oğle namazını muteakıp mevlıd ı şerıf oKulturulacaktır "Cengâver" Unlu Frenk Mustafa'run torunu Ekmekçı'nm 'Ankara Notla- n'nda yalnız satırları okumak yetmez satır aralarını da göz- den kacırmayacaksın Suleyman Bey ın konuşmalarına da bırkaç gunden ben Ek- mekçı'nın yöntemı sınmış gıbıdır, Sayın Demırel satır arala- rında bır şeyler söylemek ıstıyor Nedır o? Yanlış anlamadıysam, DYP lıderı dıyor kı Sorumsuz Cum- hurbaskanı Turkıye'yı savaşa ıtıyor, bız bu polıtıkaya karşıyız, ama bır kez savaşa gırdık mı ıs değışır, ustümüze duşenı ya- parız, en onde oluruz Onemlı bır konu Incırlık'ten kalkan uçaklar Irak ı bombalıyor, Bağdat buna yanıt verdığınde ne olacak? Turkıye bır savaşa gırdığı gun savaşın haklı mı haksız mı olduğunu tartısmak zamanı geçecek butun partılerın "mıllı birlık ve beraberlık' adına Çankaya çevresınde butunleşme- sı ıstenecek herkes oldubıttıyı sıneye çekmek zorunda ka- lacaktır Ozal varını yoğunu ortaya koymuş, bu hedefe ulaş- mak ıcın çırpınıyor, Irak, Anadolu'yu bombaladığında ANAP ıktıdarı "vatan, mıllet, Sakarya" edebıyatına başlayacak Suleyman Bey olacakları hesapladığından mı şımdıden uyarıya başladı? * Ozalları gecen carsamba gecesı televızyondakı "Buyûteç" programında ızledım llerıdekı yıllarda tarıhsel bır belge olarak değer kazanacak olan fılm çarpıcıydı Fellını'nın bıle gorsel sanatın dorukla- rında erışemeyeceğı bır gerçeklık dokusuyla, Ozallann ruh- sal ve fızıksel yapıları kameranın gözlemınde belırgınle- şıyordu Ozal ne dıyordu7 — Bız cengâver mılletız" 21'ıncı yuzyıla 9 kalmıştı Çağ atlamıştık.' Ama Turkıye'de Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Sa- yın Özal ne soyluyordu — Savaş korkulacak bır şey değıl unutmayın bız cengâ- ver bır mılletız " Cengâver ne demek"? Savaşçı1 Yunandan başla Turkıye ıle anlasmazlığı meslek edınen ne kadar dıs guç varsa hepsının ağzına çığne çığne bıtme- yecek guzel bır sakız verdı Ozal, Turkıye'nın 'barışçı' değıl, 'savaşçı' olduğunu -hem de aitını çızerek- dıle getırdı • Toplumun her katmanında, kendısını oven kışıyı çevresı ala- yaalır Özal durmadan ovunuyor Oysa sıradan bır ınsan bıle 'hıçbır şeyden korkmadığını, her- şeyı önceden bılıp soyledığını' mahalle kahvesınde durmadan anlatsa gırgır başlar, aklı başında olanlar şısınen kışıye bır şey söylemezler, ama ıçten ıçe notunu verırler, ış uzarsa gu- lumserler Bır cumhurbaşkanı devletın televızyonunda her Allahın gu- nu kendısını nasıl over"? 'Busrfun arkadaşı" ve "CNN'm An- kara muhabın' anlatıyor — Korkak olamayız ( ) Ben 1983'te Tahran'daydım O ta- nhte 15 fuze duştu oraya ben goruşmeler yapıyordum, kade- rımızde alnımıza yazılmamış ( ) Sanıyorum bız bıraz lükse fazla alıştık Kaybedecek çok şeyımız var, o nedenle kaybet- mek ıstemıyoruz " TO ses duvarını aştı, ışık hızını da gerıde bıraktı, konuşu- yor Barışçılığı korkaklık sayan cengâver ruhlu btr cumhur- başkanımız var •Tanrı Turkıye'yı korusun' SAVAŞ İNSANLIK SUÇUDUR Devletlerarası ılıskılerde zor kullanılması kabul edılemez Kuveyt ın ışgalı haksızdır Ancak barışçıl çözum olanağı ve Ortadoğu nun dığer sorunları goz ardı edılerek petrol ve sılah tekellerıyle Arap şeyhlerının çıkarları ıçın başlatı- lan savaş da haksızdır Ortadoğu'nun sorunları savaş ve kıtlesel olumler yoluy- la değıl, tum tarafların eşıt hakla katılacağı 'Ortadoğu Ba- rış Konferansı' ıle çözulebılır Savaşın bır ınsanlık suçu olduğu da dıkkate alınarak Irak halkına karşı bır soykırıma dönuşebılecek ABD nın çıkar- ları ıçın uslerın kullandırılmasına ve savaşa gırme çabala- rına derhal son verılmelıdır Çıkarları barışta olan tum ınsanlar ekonomık ve demok- ratık haklarımızın gaspını da amaçlayan savaş yanlısı gırı- şımlere karşı çıkmalıdır Tum halkımızı, demokratık kurum ve kuruluşlan banş ıçın hareketlenmeye cağırıyoruz Ulkemız barıştan yana tavır koymalı, haksız savaş dur- durulmalıdır OTOMOBİL-İŞ ŞENDİKASI MERKEZ YÖNETİM KURULU Sefakoy, Topkapı, Mecıdıyekoy, Umranıye, Kartal, Gebze, Kocaelı, Bursa, Bılecık, Eskışehır, Izmır, Denızlı, Ankara, Kayserı şube yonetım kurulları VEFAT Merhum Mehmet Şukru SEDEFOĞLL ve merhume Celıle BAVR^KD^Rın kız merhume Hayrı>e Ş\MLI merhume Nevmıve SA^TÇlnın kardeşı Nurhan YILM\Z Erkın Gulav SAATÇİ Fıgen Umıt MLŞTERIOGLL nun bırKik ıe>zelerı merhum Fuaı Melek BAYRAkDAR me hum Nıhat BA'İR'VKDAR merhum Nıjat BA\R^KD^R merhum Melahat Vasfı BAV R\KDAR Sakıp KARAKADIOĞLU ıle Fatma BAV. RAkD^R Ne%bahar BAVRAKDAR Nebahat KARAKAD1OĞLL Melahat Ertuğrul LNLUERın yeğenı Nurhan ALP A.yhan Fazıl ANAL Suna Avhan OZ Neşe Ataman Y^ZG-SkN Ne\zat Muaila BAYR.AKDAR Zerrın RVı RA.KDAR Er5 ın Nıleun BAY RAKDAR Ekın Esat ÖZALP Erol BAYR^KDAR Soınv Gungor CEBEClOCLL Sukan A>sel BAYRMvDAR Se\gı Vural TANYOLL Tuncer Sevgı K-VRAKADIOCLL Gozen KARAKA.DIOĞLL Çığdem Bırol AKSEKILI Canan KAR\kADIOGLL Dını,er AJZU KARAKADIOGLL Yener Armagan U\LLER Taner Işıl LNLUER Avbars Nur UNLLER GulTuncer HENDEKLİ ZaferTomns LNLUERın sevgılı kuzenlen Turk Eğıtım \akfı bağı^ lanndan TÜRKAN SEDEFOĞLU 25 12 1990 tanhınde elım trafık kazası geçırerek tum ıhtımamlara rağmen 2' 1 1991 tanhınde hakkın rahmetıne ka\uşmuştur Cenazesı 2^ 1 1991 cuma gunu Bebek Camu nde öğle namazından sonra Edırnekapı Şehıtlıgı ne defnedılecektır NOT Çelenk gondenlmemesı dıle>enlerın valnızca Turk Eğıtım \ akfı na bağışta bulunmaları rıca olunur (Tel P 4 S2 60 10 haı) TLRK EĞITIM V4KFI İLAN Kadıköy 1 \ğır Ceza Mahkemesı'nın Esas 984/123, Karar 984/202 sayıh 21 9 1984 tarıhlı karan uvannca ıdaremıze 120 240 - TL para cezası odemeve vukumlu kılınan Mehmet Berber kararda belırtılen adresınde bulunamadığından mezkur para cezası tahsıl edı- lememektedır Tebbgata esas olacak başkaca bır adresı bılınernedığınden 7201 savıh Teblıgat Kanunu nun 28 ve29 maddelenne göre ılanen teblığıne ka- rar verıldı Teblıgat verıne kaım olmak uzere tebbğ olunur İSTANBUL GUMRUKLERİ BAŞMUDURL Basın 18290
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear