18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHU 25 OCAK 1991 AIDS'LE SAVAŞIN — AIDS'lilerden oluşan bir gnıp New York'ta bir televizyon istasyonunun öniınde Araplarla değil AIDS'l* savaşın' slöganlan ile bir gösteri yaptılar. Gösteri sı- rasında taşkınlık yapanlan New York polisi gö/altına aldı. (Fotograf: AP) THY dtizenleme yapacak ANKARA (UBA) — Türk HavaYolları yolcu sayısının düş- mesi nedeniyle seferlerde yeni düzenlemeler yapacak. THY'den yapılaa açıklama- da, Körfez savaşı nedeniyle yol- cu durumunda beklenenin üze- rinde düşmeler olduğu belirtile- rek'' Bu nedenle ticariaçıdanye- ni tarife önlemlerinin alınma mecburiyeti kaçınılmaz bale geldi" denildi. Ilk aşamada, seferlerin birleş- tirümesi yoluna başvurulacağına dikkat çekilen açıklamada, daha sonra ise altematifi bulunan böl- gelerdeki seferlerin iptalinegidi- lebileceği kaydedüdi. YARALI KAOLA — Avustralya'daki bir hayvanal babçesi- nin yöneticisi, geçenlerde patlak veren fırtınada başına diişen taştan yaralanan yedi aylık bebek Kaola'ya bir okaliptus dalı uzatıyor. Hayvanat bahçesi yetkilileri kiiçiik Kaola'nın hızla iyileştiğini belirttiter. (Fotograf: Reuter) Onlisans sınavlarma erteleme yok ANKARA (ANKA) — MiUi Eğititn Bakanlığı, anaokulu- anasınıfı öğretmenlerinin önli- sans sınavlannın ertelenmeyece- ğini açıkladı. Bakanlıktan yapılan duyuru- da, bu konuda bazı tereddütle- rin doğduğu belirtilerek "Daha önce belirlenen sınav takvimi aynen uygulanacaktır" denildi. Duyuruda bu konuda illere ge- nelge gönderildiği bildirildi. Milli EğUim Bakanlığı, sınav- lara katılacak öğretmenlerin sı- nav günlerinde maaşlı izinli sa- yılacaklannı bildirdi. Ankara dı- şından gelecek öğretmenler sı- nav günlerinin bir gün öncesi ve sonrası da maaşlı izinli sayıla- caklar. CASUS YÜZÜK — Ünlü mücevherci Chrisöes üginç bir üra- nünü sergiledi; KGB casus yiizıiğu. Casus yüziiğü Rus altının- dan yapılmış olup içinde bir kamerası bulunuyor. Martın 14'ünde satışa çıkanlacak olan yüzüğiin fiyatı 3000 pound. (Fotograf: AP) HABERLERIN DEVAMI Washington: Türkiye'ninkatkısı şimdilik yeterli(Baftarafı I. Sayfada) Amerikan kuvvetlerinin rahatla- tılması arzulanabilir. Nitekim Irak Dışişleri Bakanı T»nk Ariz'in Türkiye'ye yolladığı mektupta kuzeydeki Irak birîik- lerindeki bu "zaafiyetin" yarat- tığı kaygının Lzlerine rastlaiııyor. Ancak böyle bir senaryo yürür- lüğe girse bile Türk kuvvetleri- nin devreye sokulacağı kuşkulu. Hatta Amerika, bu konuda Irak, Türkiye'ye tsrail'e attığı türdcn psikolojik baskı yarat- mak dışında askeri önemi bu- lunmayan füze atsa bile Türki- ye'nin bunu "absorbe etmesi için eliaden gclen çabayı harcayacağı" umudunda. Bu yüzden Türkiye'nin şimdilik ro- lünün en azından Amerika'nın gözünde "sonuna kadar lojistik destek" ve "sınırdaki askeri gü- cüati arttunnak" biçiminde siv- rildiği anlasılıyor. Bu taleplerde- ki incelikler şöyle sıralanabıür: 1) ABD ile Türkiye arasmda şu ana kadar üs kullanımı ko- nusunda yapılan görüşmelerde taleplerin "kademeli" olarak geldiği aniaşılıyor. Yani örneğin ABD Dışişleri Bakanı James Baker, savaştan önceki son Türkiye seyahatinden lojistik destek için "tam rahatlamış" olarak donüyor, ama "ötesi" konusunda zamana yayılan bir yanıt alıyor. Yani kararlar "on the spot" (anında) ahmyor, ge- lecek için bir taahhütte bulunul- muyor, ama diğer yandan da Baker, yakın çevresindeki gaze- teci grubuna "ötesi" konusun- da da Çankaya'ya güvendiği iz- lenimini uyandıracak biçimde konuşuyor. Baker'ın havasından Ameri- ka'mn ihtiyacı olduğu zaman Türkiye'nin buna olumlu baka- cağı gibi bir sonuç çıkıyor. Şu ana kadar Baker'ın bu rahatlı- ğa sahip olmasının kendisine bazı güvenceler verilmesinden kaynaklandığını kanıtlamakta güçlük çektik. Ancak Baker'ın bu rahatkğırun, "özal'ın şu ana kadar yaptıklannın, bondan sonra yapacaklannın göstergesi obnasından" kaynaklanıyor ola- bileceği yönünde bazı işaretler bulunuyor. 2) Üs kullandırüması konu- sundaki ikinci önemli nokta şu: Türkiye'nin bu yönde karar al- mış olması, konuyu otomatik olarak Türkiye'nin "kontrolüne" sokuyor. Yani Türkiye izni vermeye veriyor, ama izni veren makam olarak da gelişmeleri "kontrol" etme şansına sahip oluyor. Eğer Türkiye izni vermese Amerika bu üsleri kullanabilir miydi? Bir görüşe göre savaşta bıçak kemiğe dayandığı zaman Ame- rika, Türkiye'deki üsleri bir şe- kilde kullarunaıun yolunu bu- lurdu. Ancak iş o aşamaya gel- diğinde de inisiyatif Amerika'- ya kaptırılabüirdi. Oysa şu an- daki kontrollü kullandırma, hem inisiyatifın Türkiye"de ol- masını sağlıyor hem de Ameri- ka'mn TürkiyeMen üsler konu- sunda talep edip de aldığı her şey için önümüzdeki SEİA gö- rüşmelerinde serbest ticaret an- laşması müzakerelerinde ABD- nin karşısına çıkarılmak üzere Türkiye'nin hanesindeki artı işa- retlerinin sayısını kabartıyor. Amerikan yönetimi bundan habersiz değil, "Eğer Babhyız diyorsanu üsleri kullandırına- manız zaten mümkiin değildi, ama şimdi sanki biz istedik, siz de bizi kırmamıssınız gibi oldu. Günii geldiğinde bunu karşımı- za çıkaracaksınız ve her verdigi- niz için OD isteyeceksiniz. Biz bunu bilmiyor degiliz, ama dip- lomaside bu yoüar •onuldir. Öroegin İsrail de Irak'a saaki bi- zi kırmamak için saldırmıyor görünüyor. Oysa asunda kendisi de saldırmak istemiyor, çünkü bu işi bizden daba iyi yapacagı- na inanmıyor. Ama bizim söztt- miizü dinlediği için saldırmıyor gibi davranarak karşdığında Amerika'dan bazı şeyler kopar- mak istiyor. Nitekim karşımıza 13 nülyar dolariık fatura daya- dı. Bunlar diplomaside meşnıdur" de'niliyor. 3) Amerika'mn talepleri üs kullandırmanın ne kadar "ötesine" geçebiür? Her şeyden önce Türkiye üsleri "lojistik" açıdan sonuna kadar kullandır- mak niyetinde. Ancak bızzat Türk uçaklannın da operasyo- •na dahil olması yönünde bir ni- yet'görünmüyor. Eğer Amerika daha fazla katkı için üstelerse Türkiye'nin sınırdaki askeri güç- lerinin sayısını üçte bir oranm- da arttıracağı ve bununla önemli sayıda Irak gücünü "sabitleştirecegi" ortaya çıkıyor. Ancak savaşın gidişatı Amerika açıstndan çok olumsuz olup da Amerika sınır ötesi için bazı di- leklerle ortaya çıkarsa, o zaman Türkiye'nin tavnnın şöyle olaca- ğı anlaşıhyor: '•Türkiye'nin bu işe daha fazla girmesi Amerika'uD da çıkarla- nna değil, çunktt İran ve Suriye seyirci kalmaz, onlar da girer. Durum kontrolden çıkar" Türkiye bu görüşünü Ameri- kan yönetimine iletti mi? Her şeyden önce Türkiye'den henüz bu konuda resmen bir şey istenmiyorken Türkiye'nin orta- ya çıkıp bu yönde göriiş belirt- mesi uygun değil. Bu yüzden Türkiye'nin şu ana kadar yaptı- ğı, yönetimin kulağına kar suyu kaçırmaktan öteye geçmedi. Bu da doğnıdan değil, yönetime ya- kın bazı aracüar eliyle ve eğer bu aracılar bu konuda sorular yö- neltmişse yapıldı. Peki yöneti- min bu konudaki havası nedir? Türkiye'nin bu yaklaşımı, yöne- timin üst duzeyinde "makul" bulunuyor, ama alt kademeler- de ve Kongre'de farklı sesler var. 4) Üs kullandırüması konusu- nun teknik açıdan bazı incelik- leri bulunuyor. Her şeyden ön- ce bu üsler SEÎA çerçevesinde kullanıhnıyor, çünkü SEİA "alan dışı" konuları kapsamı- yor. öte yandan Türkiye ile Amerika arasmda üs kullandır- mak için yeni bir yazılı anlaşma da bulunmuyor. Kullandırma- nın büyük ölçüde karşıhklı gü- vene dayandırıldığı, yazılı olarak da bir "mektup teatisinin" ger- çekleştiği aniaşılıyor. Aynca iki ulke genelkurmayı arasmda da mektup teatisinin söz konusu olabileceğine dikkat çekiliyor. Yani üslerin kullandınlmasının yasal açıdan SEİA ve NATO'ya değil, BM Güvenlik Konseyi ka- rarının üç nolu maddesine da- yandınldığı aniaşılıyor. Dolayı- sıyla ortada "Amerika üs kulla- nacak, bunun karşılığında da Türkiye'ye şunu verecek" gibi bağlayıcı bir anlaşma bulunmu- yor. 5) Anlaşma olmasa bile Ame- rika'mn Türkiye'ye verdiği mek- tupta, Us kullandırma ile irtibat- lamadan Türkiye'nin gereksin- melerine sıcak bakılacağı vurgu- lamyor. Bu yönde de bazı çalış- malar gerçekten var. Türkiye'nin Washington Bü- yukelçisi Nttzhet Kandemir, son iki gün içinde güvenlik işlerin- den sorumlu ABD Savunma Ba- kan Yardımcısı Stephen Hadley ile siyasi işlerden sorumlu ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Ro- bert Kimmit ile birer görüşme yaptı. Ancak Ankara'da üst dü- zey çevrelerin üs kullandırmanın yukanda sözü edilen çalışmalar- dan daha geniş bir alanda Tür- kiye'ye yarar sağlayacağı duşün- cesine dayanarak bu kararı al- dıklan aniaşılıyor. Geçen gün- lerde Türkiye'de Cumhurbaşka- nı Turgui Özal ile de görüşen es- ki ABD Savunma Bakan Yar- dımcısı Rkhard Perle, önceki gün bir TV programında, "Tvrldye'nin bu savaştan sonra OrtadogVnnn süper giicü ola- rak sivrilecegini ve bunun Batı tarafından kabul edileceğini" söyledi. Perle'nin bu analizi söz konusu perspektif hakkında bir fikir veriyor. Washington'da sadece Perle değil, hemen hemen tüm Türki- ye gözlemcileri, Cumhurbaşka- m Ozal'ın attığı son adımlardan sonra Türkiye'nin dış politikada eski çizgisine dönüşünün güç olacağmda birleşiyor. Amerika, özal'a sadece Türkiye açısından değil, bugüne kadar Körfez pet- rolünü korumaya isteksiz dav- ranmış Avrupa'yı, özellikle Al- manya'yı yeni bir noktaya getir- miş olması açısından da minnet- tar. Türkiye bu kapsamda âde- ta Truva atı rolü oynadı. Bu ytiz- deu Amerikan vaatlerinin ardı arkası kesilmiyor. Ancak bir an- laşmayla belgelenmerriş olan vaatlerin ne ölçüde gerçekleşe- ceğini şimdiden kestirmek güç. Eski cumhurbaşkanlarından Kenan Evren, Amerika ile iliş- kilerde yazıya dökülmemiş taah- hütlerin sakıncalanna dikkat çekmişti. Evren, bu konuda hay- li deneyime sahip bulunuyor. Türk Dışişleri değerlendiriyor: Irak füze ataeak mı? (Baştarafı i. Sayfada) tutumları nedeniyle "olanaksızlaşması" durumunda, Türkiye'ye saldırmayı göze ala- bileceği de ifade ediliyor. Irak yönetiminin "üçiincü adamı" ve en üst düzeyli Hıris- tiyan yetkilisi olarak da tanınan Tarık Aziz'in dün Irak'ın Am- man Büyükelçiliği aracıhğıyla Türkiye'ye ilettiği mesajın tam metninin Bağdat Radyosu'nca duyurulması, Dışişleri Bakanlı- ğı çevrelerinde rahatsızhk yarat- tı. Radyonun yaymı üzerine me- sajın içeriğini doğrulayan Türk yetkililer ilk değerlendirmelerin- de, "Irak sert bir uyanda bulu- nuyor, bunu da tüm dünyaya ilan ederek Türkiye'yi tavnndan vazgeçirmeye çahşıvor. Tehdidin ciddi olup olmadığım zaman gösterecek" ifadesini kullandı- lar. Ancak Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal, ANAP hükümeti, as- keri yetkililer ve Dışişleri Bakan- lığı çevreleıinin değerlendirme- lerinin, "Irak'm Türkiye'ye sal- dırmasının hangi koşullar altın- da beklenebileceği" unsuru çer- çevesinde yoğunlaştığı belirtildi. Cumhuriyet muhabirinin Ta- nk Aziz'in mesajma ilişkin ha- zırlık ve değerlendirme çalışma- sında yer alan bir üst düzey yet- kilkien çdindjği -bilgiye götts, Irak'ın Türkiye'ye saldırmayaca- ğı yönundeki görüş şu gerekçe- lere dayandınlıyor: — Irak Türkiye'ye saldınrsa karadan da ikinci cephe açılması tehlikesiyle karşılaşacak. Bağdat yönetimi ise kuzeye daha fazla kara birliği kaydırmak is- temiyor. — Türkiye'ye saldırı kara cep- hesinin açılmasma neden verme- se bile NATO'nun otomaukman devreye girmesi anlamına gele- cek. Bu durumda iş, BM çerçe- vesi dışına çıkarak NATO üyesi ulkelerin yeni ve gelişmiş bir gü- cü bölgeye yollaması sonucunu verebilir. Bu değerlendirmeyi yapan yetkililer, Tarık Aziz'in mesajı- nın "uzun süredir Turkiye'nin tutumuna tepkisiz kalan lrak- ın verebileceği tek mesaj" oldu- ğunu da belirüyorlar. Bu görü- şe göre, Bağdat yönetiminin İn- cirlik Üssü'nün kullanıldığı "tartışmasız bir gerçek" niteli- ği kazandıktan sonra Ankara- ya "daha ılımlı" bir mesaj gon- dermesi mümkun değildi. lrak'ıs "senucfet kesmlikie yenileceği" görüsunü taşıyan Türk yetkilileri, bir füze saldı- nsı olasılığını da "tümüyle göz- den uzak" tutmuyorlar. Böyie bir saldırının özellikle Irak'ın "yenilmemek için tek şans ola- rak savaşı bölgeye yaymak ve ye- ni mullefikler kazanmak yolu- nu görmesi durumunda" gunde- me gelebileceği belirtiliyor. Türkiye'ye bir saldırı yapıtması durumunda, İsrail'in izlediği "karşılık vermeme" politikası- nın benimsenmesi ise "pek mümkun" görünmuyor. Bu du- rumda, Türkiye'nin NATO'nun devreye girmesinden sonra bir NATO gucunün parçası olarak hareket edeceği, böylece "sınır- lı misilleme" yoluna gideceği be- lirtiliyor. Irak'a verilecek karşı- lığın kuzeyden açılacak bir ka- ra cephesi dışındaki biçimlerinin de gözönune alınacağı ifade ediliyor. Yetkililer, Irak'ın Türkiye'ye saldırmasının şu koşullar kapsa- mında gerçekteşebileceğini belir- tiyorlar: • Suriye \e İran, Irak'ın top- rot bütânluğu konusunda çok titiz. Türkiye'nin ikinci bir cep- he açması durumunda onlar da devreye girebilirler. Böyle olur- sa, Arapların Irak'ı destekleme- leri bile gündeme gelebilir. Sad- dam Hüseyin karadan cephe açılmasının yaratacağı kanşıkh- ğın Türkiye'yi durduracağından emin olursa saldırabilir. • Saddam Huseyin hiçbir ka- zanma şansı kalmadığını hisset- tiği anda, halkına "Bize düsman olan herkesi cezalandınyorum" mesajı vererek hareket edebilir. Bu durumda da saldırı günde- me gelsr. Genel değerlendirme ve yanıt Tarık Aziz'in mesajma Dışiş- leri Bakanı Kurtcebe Alptemo- çin tarafından nasıl bir yanıt ve- rileceği dün öğle saatlerinde he- nüz kesinleşmemişti. Alptemo- çin bu konudaki bir soruya "İl- gili olan herkes değerlendiriyor. Bir degerlendirelim ondan son- ra konuşuruz" karşıhğını verdi. Ancak Dışişleri Bakanlığı kay- nakları, bakanm bir yanıt mesajı hazırlaması durumunda, bunun ana unsurunu, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi kararlarını uygulamaktan başka bir girişim- de bulunmadığı görüşünün oluşturacağını dile getirdiler. Çankaya Köşkü'ne yakın bir kaynak ise mesaja ilişkin genel değerlendirmenin üç noktada toplandığını açıkladı: 1) Irak beklenen tepkisini gös- terdi. Türkiye'yi tehdit etti. 2) Bağdat yönetimi tehdit yo- luyla Türkiye'yi üslerini kullan- dırmaktan vazgeçirmeye, en azından ABD ucaklannın etkin- liğini sımrlamaya zorlamak iste- di. Bu yönde bir adım atıl- mayacak. 3) Irak Türkiye'ye saldınrsa açılacak kara cephesinden çe- kindiği için askeri girişim yap- mıyor, ancak Suriye ve İran'ın tutumlarını da gözönünde tuta- rak bu riski alacağı bir noktaya gelebilir. Körfez savaşı: Kuveyt'e ait Kurah Adası ele geçti (Baftarafı 1. Sayfada) huriyet Muhafızları'na yönelik saldınlarmın başanlı olduğunu açıkladı. Müttefik kuvvetler tarafından ele geçirilen Kuveyt'e ait Kurah Adası, Irak'ın 2 ağustosta Ku- veyt'i işgalinden bu yana geri alı- nan ilk Kuveyt toprağı oldu. BBC, müttefik kuvvetlerin ele geçirdikleri adaya Kuveyt bayra- ğı diktiklerini haber verdi. Müttefik kuvvetlerin Kuveyt açıklannda küçük bir adayı ele geçirdiği haberleriyle ilgili ola- rak Amerikalı Albay Phil La- combe, Riyad'da yaptığı açıkla- mada, Kurah Adası'ndan açılan ateşle başlayan çatışmada, 29 Irak askerinin tutsak alındığuu, 3'ünün de öldüniklüğunü söyle- di. Lacombe'a göre, olay şöyle gelişti: USS Kurts gemisinden kalkan ABD Deniz Kuvvetleri'ne ait A-6 helikopterleri, dün Irak'a ait iki mayın tarama gemisinden bi- rini batırdı. Denize düşen 22 Iraklı asker, helikopterlerle çe- kilerek tutsak alındı. Diğer ge- mi, mayına çarpıp battı. Bunun üzerine, Kuveyt'e ait Kurah Adası'ndan helikopterlere ateş açıldı. Helikopterlerin karşılık vermesi üzerine çatışma çıktı. Suudi Arabistan-Kuveyt sımnn- dan 22 deniz mili doğuda, 18 de- niz mili kuzeyde meydana gelen çatışmada üç Irak askeri öldü. 22 kişi dahil, 51 kişi esir alındı. Laeombe, adanın şu anda ki- min elinde olduğu yolundaki so- rulara karşılık, "Buna şimdilik cevap veremem" dedi. BBC Televizyonu ise, mütte- fik kuvvetlerin adayı ele geçir- diğjni ve adanın Irak tarafından donanma üssü olarak kullaml- dığmı bildirdi. BBC, ada yakın- lanndaki çatışmada üç Irak ge- misinin batınldığım kaydetti. Beyaz Saray ABD yönetimi dün Körfez sa- vaşınm ne zaman sona ereceği- ni kesin olarak bümediğini ve savaşın aylarca sürebileceğini açıklayarak, kamuoyundan sa- vaşın kısa olmayacağının ve ka- yıp vermeden bitirilemeyeceğini kabul etmesini istedi. Beyaz Saray Sözcüsü Marlin Fitzıvater, "Yönetim içinde sa- vaşın bitiş tarihi konusunda ke- sin bir görüşe vanlabilecegini sannuyorum. Ancak ayiaraca sürebileceğini söyleyebilirim" dedi. AA'nın haberine göre Irak sa- vaş uçaklannın Körfez'deki müttefik kuvvetlere ait savaş ge- milerine saldırdığı, ancak uçak- ların düşürulduğü bildirildi. In- giliz Yayın Kurumu BBC'nin muhabiri, iki Irak savaş uçağın- da 'mublemelen' Fransız yapımı Exocet fuzesinin bulunduğunu bildirdi. Irak savaş uçaklannın, füze saldınsını gerçekleştireme- den devriye görevini yapan bir Suudi savaş uçağı tarafından düşurüldüğü açıklandı. Müttefik kuvvetlere ait uçak- larm, dün sabah, Irak'm güney- doğusunda bazı kentleri bomba- ladıkları bildirildi.' İran Haber Ajansı İRNA, müttefik uçaklannın dün TSİ 05.30 ve 07.45 sulannda tran sı- nırına yakın Basra'yı iki kez bombaladıklarını duyurdu. Görgü tamkianna dayanan tran ajansı, Basra bombardımanına çok sayıda uçağın katıldığını kaydetti. CNN televizyonu da Incirlik'teki hava kuvvetlerinin dün Bağdat'ı da bombaladıkla- nm duyurdu. İRNA, Basra'ya 40 km mesa- fedeki Hürremşehr'in de bom- balandıgını ve Irak uçaksavarla- nnın seslerinin sımnn İran tara- fından duyulduğunu bildirdi. Körfez savaşında Fransız uçaklan, dün ilk kez Irak'taki askeri hedefleri bombaladılar. Paris'te askeri kaynaklardan öğrenildiğine göre, Fransız pilot- lar, Irak'm Kuveyt sınırı yakm- larındaki Cumhuriyet Muhafız- lannın mekanize birliklerini he- def seçtiler. Kayıplar Irak, müttefik kuvvetlere ait üç "bava bedefini" düşürdüğü- nü bildirdi. "Hava hedefi" ifa- desini Irak, füze ya da uçak an- lamında kullanıyor. Bağdat Radyosu'nda yayımlanan Irak askeri bildirisinde, üç hedefin ne zaman düşürüldüğü konusunda aynntı verilmedi. Bildiride, Irak birliklerinin müttefik kuvvetle- re ait toplam 172 uçağı ve çok sayıda Cruise füzesini düşür- dükleri öne sürüldü. Ingiltere Savunma Bakanı Tom King, Körfez savaşında, İn- giltere'nin bir Tornado savaş uçağı daha kaybettiğini belirte- rek, bölgeye daha fazla savaş uçağı gönderileceğini söyledi. Bu arada ABD'nin de dün Irak'- ta bir F-16 uçağımn düştüğü bil- dirildi. ABD'nin Suudi Arabistan'da- ki askeri sözcüsü Albay Greg Pepin, ABD'nin şu anda Kör- fez'de kara kuvvetlerinden 260 bin, deniz kuvvetlerinden 75 bin, deniz piyadesi olarak 90 bin ve hava kuvvetlerinden 50 bin olmak üzere toplam 475 bin as- keri bulunduğunu kaydetti. Al- bay Pepin, diğer müttefik ülke- lerin de toplam 200 bin askeri bulunduğunu bildirdi. Greg Pepin, Irak'a düzenle- nen bir hava saldınsında yeral- tında saklanmış üç adet Sovyet yapımı "Badger" ağır bombar- dıman uçağının yerinin beürlen- diğini ve imha edildiğini söyle- di. Bu arada ABD Savunma Ba- kanlığı, müttefik kuvvetlerin Irak'ın Elit Cumhuriyet Muha- fızlan'na yönelik saldınlarmın başanlı olduğunu bildirdi. Ba- kanlıkta düzenlenen brifingde konuşan General Martin Brand- tner, "Elimizdeki göstergeler, bombardtmanlann başanlı ol- duğunu gosteriyor" dedi. Irak lideri Saddam Hüseyin, dün Suudi Arabistan sınınnda- ki birliklerini denetledi. Saddam Hüseyin, savaşı kazanacaklan- nı belirterek 4i Şn ana kadarki hava saldınlannda ABD ve mut- tefıkleri, ancak 90 askerimizi öl- dürebildi. ABD ve mutlefikleri. kara savasmdan korkuyorlar" dedi. İngiltere Başbakanı John Ma- jor, Irak, Kuveyt'ten çekildiği takdirde Körfez'de kara savaşın- dan kaçmmamn hâlâ mümkun olabileceğjni bildirdi. Avam Ka- marası'ndan konuşan Major, kara savaşının, hava saldınlan Irak ordusunu zayıflattıktan sonra başlayabilecegini de söy- ledi. Uydu fotoğraflan Irak'ın elinde Almanya'da yayımlanan "Aagsburger /Ulgemeine" gaze- tesi, Irak ordusunun elinde, Amerikan uydulannca çekilmiş ve Irak topraklannı en ince ay- nntılaruıa kadar gösteren fotoğ- rafiann bulunduğunu öne sür- dü. Gazete, Irak'ın, bu fotoğraf- lar sayesinde, askeri hedeflerini en iyi biçimde kamufle ettiğini ve müttefik hava kuvvetlerinin, Irak ve Kuveyt'teki askeri hedef- leri saptamakta çektikleri güçlü- ğün buradan kaynaklandığını kaydetti. Gazete, haber kayna- ğını belirtmeksizin, Irak'ın yıl- lardır, "Eosat" adlı Amerikan firmasmdan büyûk paralar kar- şılığında bu uydu fotoğraflarını aldığım savundu.' ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon), Irak'ın Scud füzele- rine yerleştirebileceği kimyasal başlıklan etkisiz kılması için yo- ğun araştırmalara girdiği haber verildt. İsrail bölgesel banşa hazır İsrail'in VVashington Büyükd- çisi Zalman Şoval, Tel Aviv'in Körfez savaşımn sona ennesinin ardından bölgesel silah indirimi çabalarında ve Filistinlilerle ye- ni barış görüşmeleri girişimle- rinde yer almaya hazır olduğu- nu söyledi. VVashington'daki Ulusal Basın Kulübü'nde konu- şan Şoval, savaş sonrasında Or- tadoğu'da istikrann sağlanabil- mesi için Saddam Hüseyin'in "kesinlikle ve tümüyle" mağhıp edilmesi gerektiğini belirtti. AA'nın haberine göre Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas ile İngiliz meslektaşı Douglas Hurd de dün Paris'te bir araya gelerek, Körfez savasmdan son- ra Ortadoğu konusunda ulusla- rarası konferans toplanması ola- nağını ele aldılar. Kürt liderleri AFP'nin haberine göre Kür- distan UlusaJ Kurtuluş Cephesi Sözcüsü Mahmut Ateş, Brük- sel'de yaptığı açıklamada, Tür- kiye'den kalkan ABD uçaklan- nın Kuzey Irak'ta, Türk uçakla- nnın da Güneydoğu bölgesinde Kürtleri bombaladığını iddia et- ti.Kürdistan Cephesi Sözcüsü Celal Talabani de V/ashington Post gazetesine yaptığı açıkla- mada, Batı ülkelerinin, Irak ile olan boru hattının kapatılması ve Amerikan uçaklanna üsleri açması nedeniyle Türkiye'yi memnun etmeye çahştıklannı, bu nedenle Kürt liderlerini des- teklemediklerini söyledi. İran ve Suriye'nin Irak'a çağnsı Suriye ve tran, Irak'ın, asker- lerini en kısa zamanda Kuveyt1 ten çekmesi çağnsmda bulundu- lar. İran ve Suriye devlet başka- nı yardımcıları arasında İah- ran'daki görüşmeden sonra ya- pılan ortak açıklamada, ulusla- rarası sımrlara saygı duyutaıası ve Irak'm parçalanması gibi bir girişimde bulunulmaması gerek- tiği konusunda göriişbirliğine vanldığı kaydedüdi. öte yandan, İran Dışişleri Ba- kan Yardımcısı Mahmut Vaea ülkesinin Irak ile müttefik güç- ler arasındaki savaşta tarafsız kalacağını bir kez daha tekrar- ladı. Bu arada SSCB Savunma Ba- kanhğı dün bir açıklamayla, Körfez savaşında SSCB'nin Irak'a çeşitli şekilde destek sağ- ladığı yolundaki tüm haberleri yalanladı. Japonya'ya tehdit Irak'ın Japonya Büyükelçisi Raşid El Rifai, Japonya'mn ken- dilerine karşı savaşan müttefik kuvvetlere toplam 9 milyar do- lar yardım etmesinin Japonya'- yı Irak'ın düşmam haline getir- diğini belirterek mültecileri taşı- mak için bile olsa bölgeye gele- cek Japon askeri uçaklannı dü- şüreceklerini söyledi. BAŞKENTTEN AHMET TAN Özal'dan *özer izlenimler...ANKARA — Heyecan için- de dün Çankaya Köşkü'ne çık- tık. Cumhurbaşkanı, basına "özd savaş bügUeri" verecek- ti. Çagnda bu bilgilerin "yazü- mamak üzere verilecefi" bildi- rilmişti. Cumhurbaşkam'nın söyleyecekleri "sıcak haber" haiine getirilmeyecekti. Ozal'ın anlatacaklan, "gazetecinin özel kültürünü" arttırmak içindi. Heyecan biraz da, Ozal'ın basına ne ölçüde güvendiğini görecek olmaktan kaynakla- nıyordu. Aynca Irak'ın, Tank Aziz afzından önceki aksam Anka- ra'ya gönderdigi "füze gibi mesaj" da Çankaya ziyaretinin heyecanını arttırmıştı. Kösk'ün nizamiyesinde ilk kez göriikn bir önkmle karst- laştık. Bu gazetecileri havaym sok- mak için miydi, yoksa bir ih- bar mı alınmıştı? Cumhurbaşkanlığı'nca ad- lan belirtilerek çagnlmıs olan gazete yöaetkileri ve yazarla- ru özel arabalan deaieümden geciriliyonlu. Motor kapatlan açılıyor, bagajlannın içi araıuyor, ucu- n* büyük aynalar takdmış so- polarla otolann altı taranıyor- du. Otomobilleri armma tara- madan geçmiş ve yakalanna "ziyaretçi karn" takdnus gaze- teciler olarak, karia kaph bah- çenin yollanndan geçip Köşk- fln büyük sajonuna ahndık. Birazdan Özal belirdi. Bir yetkili de kara kaplı, çok ka- un iki dosya geürdi. Bu dosya- lann Körfez krizi konusunda lehte-aleyhte yazılan koşe yazı- faui olduğunu, daha sonra biz- zat Cumhurbaşkanı açıkladı. Çiceklerle çevrili ynksekçe bir zemine oturtulmug masa- »mn başına geçti. Bir iki selam-kelam cimle- sfaıden sonra, krizin patlak ver- mesinin ardından, 18 Ağustos günü, yine burada aynı gaze- tecilere yaptığı "özel toplantı- 'nın kitap haline getirilmiş notiarını okumaya başladı. Özal, o günden bu yana ge- çen tüm olaylann kendisini na- sıl doğruladığını kanıtlamak istiyordu. Bu işlem tam 40 dakika sördü. Sonra da "Bunu dağıtaca- gım, sonra okursunuz" dJyerek "bugünlere" geldi. "Bugünler" için söyledikle- rini okurlanmızın merakına hönnetsizlik pahasına es ge- cecegiz. Çünkü, verdiği bilgiler "ki- şiye özel"di. "Böyle bir dönemde, kişiye özd bilgi ne demek?" diye so- nılabilir. Ancak, bu sorunun muha- Ubı, bügiyi alan değU, bilgiyi veren makam obnah. Yurttas- lanmız bu soruyu, Çankaya Köşkü'nün rehberde mevcut tekfonundan Özal'a yöneltebi- lirier. Bire yirmi! Dankü "özel savaş bügisi" davetinde dikkati çeken birkaç nokta var 1- Verilen bilgilerin çogunn yabancı televizyonlara yapılan genel açıkhunalar oluşturuyor. Bunu bizzat Özal, son müla- katuun videosunu sevrettirerek gösterdi. 2- Tuzlu ve kunı pastalar ile filtreli sütiükabve servisi mü- kemmeldi. 3- 2 Ağustos'tan bu yana iz- lediği politikanın yerindetigin- den çok emin olan Özal, bir koyup üç alma sozunu soyle- medigini, "Bu işin sonunda bir koyup on-yinni alacağu" de- dtğiaiaktardı. 4- Özal dün dolaylı olarak, yalnız Bush'un telefonlanna degil, vatandaşın telefonlanna da çıküğını söyledi. Bu, danıs- man çevresini savaş hali nede- ni ile genislettigini ortaya koyuyor. 5- Toplanüdan sonra özal, kimin tarafından hazırlandığı beffli olmayan yemek tarifine benzer bir metin dağıttırdı. Bu metin, basının uyması gerekli kurallan içeriyordu. Gazeteciler, atlatma özel savaş baberi beklerken, eUerine tu- tuşturvlaa bu kâğıtlan katla- yıp Çankaya'dan indiler. Son- radaa ögrenildj ki, Türk Ceza Kanunu'nun 136 ve 137. mad- deieri, bu Urife uymadan ha- ber yapanlann 10 yıla kadar hapsini öogöriiyonnuş. Dünkü Çankaya daveti bir seyi daha ortaya koydu. Özal, köse yazarlannın kriz ve savasla ilgili her yazdığını bilgisayariarda ve dosyalarda suuflandınyor. Bunun nedenini Cumbur- baskanı, berhalde evsahibi in- celiğine uymayacağı için açık- lamadı. Acaba bu dosyalar, Ueride iddianameye mi dönüşecekti? Bn sorunun yanıtı, toplan- tının biüminde, dolaylı olarak Sözcü Kaya Toperi'den geldi: "Dosyalarda Saddam'ın yağdanlıklannın yazdıklan var..." Bunlar, Özal'ın siyasetini ye- terince benimsemeyen ya- zariardı... Savaşanülkelerde basına kısıüama NEW YORK (UBA) — Sava- şa doğrudan katılan ülkelerde basın mensuplan, savaş şartlan nedeniyle uyarıldı. Uyanda, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararlanna uygun olarak Irak'a karşı harekete geç- miş bulunan çokuluslu güçlerin güvetüiğinin korunması, harekâ- tın başansımn sekteye uğratıl- ması" için uymalan gereken hu- suslar kaydedildi. Basın men- suplannın azami dikkat göster- mesi istenen hususlar şunlar: "1—Birliklerin sayısal ve iş- levsd nitelikleri. savaş kaabili- yetleri, uçaklan ve silah sistem- leri, yer destek ve lojistik mal- zeme ve imkânlan (top batarya- lan, tanklar, radarlar, füzeler, kamyonlar vs. gibi), yakıt ve mubimmat gibi harekâta katılan birliklere sevki öngörülen im- kânlara ilişkin bilgilerin aktanl- ması sırasında harekâta katılan birimleri genel mahiyetteki ta- birierie anılabileceklerdir. Bun- lar "Birlik, batarya, görev kuvveti" gibi tabirler olabilir. Büyüklükleri ve sayılanna iliş- kin tanımlamalar için ise "bü- yük", "küçük", "btrçok" gibi ta- birler kullanıUbilir. 2- Bilgi aktarımı. fotograf ve görünlü yansıtılması, söz konu- su edilen birliklerin konumu, konuşlandınlmış bulunduklan mahalkler ve tesisler ile bu bir- Hklerin seviye ve kapasiteleri açı- ğa vurulmamalıdır. Konumlar, genel olarak "bolge, deniz, yö- re, güney-doğu. ortak tesis" gi- bi tabüierie anüabilirier. 3- Ülkemizin ve dost birlikle- rin kuvvet intikaHeri, taktik ko- nuslandıntanalanna ilişkin bilgi- ler operasyonlann ve birlik men- suplannın can güvenliklerini tehlikeye atabfleceginden bu bil- giler hakkında haber geçilme- mesi uygun olacaktır. Bu sımr- lamaya birliklerin isimleri, hare- kâün adı gibi tanımlamalar da dahüdir. 4- Göreve katdan uçaklann ti- pi, havalandıgı veya indigi alan- lar hakkındaki bilgilerin veril- memesi gerekmektedir. 5- Kayıp ve düsürülmüş bir uçağın tanımlanmasına ilişkin verilere (tipi. ismi, no'su) ve bunlann arama ve kurtanna operasyonlanna iüşkin bilgilere yer verilmemesi gerekir." AFRODIT EVLENDİRME BÜROSU YASAL BİLİMSEL CtDDİ 144 96 20
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear