25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 7 MAYIS 1990 Atatürk ve Laiklik Yobazlann Atatürk'e düşman olmalannın ana nedeni, O'nun laikliği getirmiş olmasıdır! Evet, gerçekten de Atatürk 1924'te 'medreseleri', 1930'da da kent okullarından din derslerini kaldırtmıştır ve hiç şüphesiz bunlan 'laik bir toplum' yaratma ülküsü uğruna yapmıştır. Doç. Dr. HÜSEYİN BATUHAN Bundan önceki bir yazımda (6 Mart 1990) "Din Kültüru ve Ahlak Dersleri" başlıgını taşıyan ders kitaplannda yeni yetişenlere açıkça lslamın dogma- larımn asılanmaya çalışıldığını -bu kitaplardan al- djğım bazı aJıntılarla- belgeleraeye çalışmış, bu ara- da kıtapların asıl adının "Mtlslümanın El Kitabı" olması gerektiğini belirtmijtim. Baska bir deyi$le, bu kitaplarda resmen din propagandası yapılmak- ta, dolayısıyla anayasarnızın laikJik ilkesi pervasızca çiğnenmektedir. Kuşkusuz bunun asıl suçluları, 1982 Anayasası'na okullarda zonınlu olarak din dersleri okutulraasına izin veren bir maddenin ko- nulmasını sağlayanlardır. Tarihsel gerçek Burada bir tutarsıztık olduğu açıktır. Öyle ya, laik bir devlette zorunlu din derslerinin işi ne? Bi- zim her şeyi kılıfına uydurmada usta politikacıla- rımız bu tutarsızlığı kamufle etrnesinin de yolları- m aramışlar ve akıllarınca bulmuşlar! Nasıl mı? İI- kin derslere "Din Kültürü" yaftasını yapıştırarak sorua da kitaplara bu derslerin laikliğe lers düşme- diğini, daha da önemlisi, Ataturk'iin de aslında bu tür dersler verilmesini yürekten istediğjni kanıtla- maya çaJışan bö/ümler ve alıntılar koydurarak! Oy- sa, güneş balçıkla sıvanamayacağı gibi herhangi bir çelişkiyi, başka bir çelişkiye düşmeden örtbas et- mek mümkün degildir! Şimdi gelelim Atatürk'ün din ve din dersleri ko- nusundaki düşüncelerine: Bütün kitap'yazarları her vesile ile Atatürk'ün dine sa>gılı bir insan olduğunu, hatta Islam dinini zaman zaman övdügıinü vurguluyorlar. Doğrudur, biz de Atatürk'ün din va da tslamlık aJeyhinde her- hangi bir sözüne rastlamadık. Dolayısıyla yobaz- lann onu 'din düşmanı' gibi göstermek istemeleri- nin başka nederüeri olsa gerek. Kolayca tahmin edi- lebileceği gibi O'nun halifeliği, medreseleri, Arap yazısını ve okullardan din derslerini kaldırtması başlıca nedenler arasında sayılabilir. Sozün kısası, yobazlann Atatürk'e düşman ol- malannın ana nedeni, O'nun laiklifi getirmiş ol- masıdır! Evet, gerçekten de Atatürk 1924'te 'med- reseleri', 1930'da da kent okullanndan din dersle- rini kaldırtmıştır ve hiç şüphesiz bunlan 'laik bir toplum' yaratma ülküsü uğruna yapmıştır. Ama gelin görün ki bu gerçekler apaçık ortada dururken hatta tarih derslerinde okutulurken 'Din Kültürü' yazarları, Atatürk'ün bazı sözlerinden alıntılar yaparak bu gerçekleri kamufle edebilecek- lerinı sanmışlar. ÖrnegJn, Atatürk bir yerde, "Her fert dinini diyanetini öğrenmek için bir yere muh- taçtır. Orası da mekteptir" (Ilk 5. sınıf, s. 73) de- miş mi, dememiş mi? Demiş! Başka bir yerde, "Na- sıl ki her hususta yüksek meslek ve ihtisas sahiple- ri yetiştirmek gerekli ise dinimizin gerçek felsefe- sini inceleyecek, araştıracak, bilimsel ve teknik ola- rak telkin kudretine sahip seçkin ve gerçek din bil- ginlerini yetiştirecek yüksek öğrenim kurumlanna sahip olmahyız." (Orta II. s. 119) demiş mi, de- memiş mi? Evet, demiş! Yalnız Atatürk bunlan ne zaman, nerede söylemiş, orası belirtilmiyor. Neden belirtilmediği de besbelli! O zaman ben soyleyeyim: Atatürk bunlan, 31 Ocak 1923'te Izmirlilerle yaptığı bir söyleşi esna- sında, 'medreseler'e ilişkin bir soruyu cevaplandı- rırken söylemiş! (Bk. özer Ozankaya: Atatürk ve Laiklik, s. 204). Ancak daha o yıllarda Ataturk'- un medreseieri kaldırmayı aklına koyduğu, aynı söyleşi esnasında, "Ulusumuzun, ülkemizin kültür evleri bir olmahdır. Bütün ülke çocukları, kadın erkek, oradan çıkmalıdır" (A.E.s. 204) demiş ol- masından da kolayca anlaşılıyor. Nitekim, J Mart 1924 günü TBMM'yi açış konuşmasında Atatürk "Eğitim ve Öğreümln birleştirilmesi ilkesinin an yi- tirilmedtn uygulanması gerektiğini" vurguluyor. (A.E.S. 205). Bilindiği gibi ardından "Öğretimin Birleştirilmesi" Yasası çıkartılıyor. (1924). Medreselerin kapatılması egitimin laikleştirilmesi yolunda atılmış ilk adımsa, 1930'da din dersleri- nin kaldırılması da ikinci adımdır. Bu iki adım ara- sındaki geçiş döneminde Atatürk'ün 1924 Anaya- sası'na "Türkiye devletinin dini Islam dinidir" maddesinin konulmasına niçin göz ynrnmuş oldu- ğunu merak edenlere Atatürk'ün Büyök Nuıuk'u- na başvurmalannı salık veririz. (Aynca Bk: Ozan- kaya. A.E.s. 190 ve devamı) Ancak bizim için önemlı olan, bu maddenin de çok geçmeden, 1928 Anayasası ile kaldırılmış olmasıdır. Özetlemek gerekirse; tarihsel gerçek şu: Anlaşı- lan başta Ataturk, okullarda din dersleri verilme- sinde bir sakınca görmemiş, aynca 1924 tarihli "Öğretimin Birleştirilmesi" Yasası'mn 4. maddesin- de belirtildiği gibi bir ilahiyat fakültesi ile imam- hatip okullan açılmasını da öngörmüş, ancak bu projelerin gerçekleştirilmesi yolunda herhangi bir adım atmadığı gibi 1930'da kent okullarından din derslerini kaJdırtmış. Siz olsanız, Atatürk'ün bu davranışlarını nasıl yorumlarsıruz? Bana kalırsa, en akla yakın yorum şudur: Ata- türk artık "Hayatta tek gerçek yol gösterici bilim- dir, fendir" sözüyle dile getirdiği görüşün doğru- luğundan emindir, dolayısıyla gençliği bu yoldan saptırabilecek her türlü uyguLamadan kaçınmak ge- rektiği görüşündedir. Yoksa durup dururken din derslerini niçin kaldırsm? Aynca niçin daha önce tasarladığı fakülte ve okullan kurdurtmaktan vaz- geçsin? Saptırmalar, kasıtlı yorumlar Ancak "Din Kültürü" deslerinin yazarları bu gerçekleri görmemekte ısrarlı görünuyorlar neden- se. Atatürk "Her fert dinini diyanetini öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da mekteptir" demiş mi, dememiş mi? Bitti. Demek ki Atatürk, okul- larda din dersleri okutulrnasını istiyor, hatta gerekli görüyormuş! Orta II kitabının yazarı bu konu- (Arkası 19. Sayfada OKURLARA. OKAYGÖNENSİN 66Y1I 66yıl temelindeki ilkelerden ödün vermemek... 66yılçağdaşlığısavunmak... \<, '--. 66 yıl demokrasi demekten usanmamak... '- - 66yılgazetecilikyapm3k... 66yıl değişik düşüncelere sayfalarını açık tutmak... 66yıl gazetecilik dışında iş yapmamak... 66yıl yüzlerce yazarın çizerin okurlara ulaşmasını • sağlamak... 66yıl dört bir yandan gelen baskılara göğüs germek... 66yıl en güç anlarda bıle yılmamak... 66yıldoğru bildiğini yazmaktan çekinmemek... 66 yıl her siyasal iktidarın hışmını çekmek... , 66 yıl görev duygusunu yitirmemek... ... •.- 66yılaydınlanmadanyanaolrnak... • 66 yıl aynı inançla yurt çıkarlarını savunmak... Bugün Cumhuriyet 66yaşını dolduruyor, 6Tden gün alıyor... Bu dev birikirnin verdiği güç ve dayattığı sorumluluk bir yanda, okurtanmızın hergünkü güveni, dikkati ve eleştirei bakışı diğer yanda Cumhuriyefin hersabah gepgenç doğmasını sağlıyor, sağlayacak... (Arkası 19. Sayfada) EVET/HAYIR OKTAY AKBAL İkili Ölçü! SHP'li yedi millefvekili Paris'teki bir uluslararası toplantıya göz- lemci olarak katıldıkları için partiden atılmışlardı Bu işlemi yan- hş bulan başka yedi millefvekili de kendiliklerinden SHP'den ay- rılmıştı. Bir toplantıya katılmak milletvekilleri için 'suç' sayılmıştı. Katı- lanların çoğu Güneydoğu milletvekiliydr. Elbette ki çok yanlış bir karardı Bu Zaten Onur Kurulu'nda da bir oy farkıyla bu so- nuca vanlmıştı. Yazıldı, söylendi, böyle bir karar çok ağırdır, partiyı yaralayıcıdır, yanlıştır diye! Bu on dört milletvekilin ardı sıra birçok belediye başkanı, parti üyesi de partiden ayrıldıkları- nı bildirdiler. Bir mılletvekilinin bir dış ülkede toplantıya -üstelik de orada tek söz söylemedıkleri halde- katılmalan nasıl bir parti suçu olu- yordu, o milletvekıllenaf partiden atmak için nasıl bir fırsat sayı- lıyordu? Bunu anlamakolanaksızdı. Ama olanlaroldu. SHP kö- tü bir sınav verdi. Şımdi 19 mılletvekili yeni bir parti oluşturma çabasına girişmek zorunda kaldıysa bunun sorumlusu SHP üst yönetimıdir. Geçen gün Hürrıyet'te bir açıklama çıktı. Kürt lideri Mesut Bar- zani eylül 1989'da Stokcholm'de toplanan Sosyalist Enternas- yonal görüşmelerinde SHP lideri inönü ile konuştuklarını, ken- dısıne birçok konuda görüşlerini aktardığını bildiriyor... O görüşmede Barzanı şunları da söylemiş inönü'ye: "On ıki mılyon insanın kültürel ve ferdi haklarını tanımadıkça hıçbir Avrupaülkesi sizi AT'ye almayacak. Söz birliği ettiler. Kal- dı ki Paris'teki Kürt Konferansı'na katıldı diye yedi SHP mılletve- kilıni ibraç ettiniz, bunlar Avrupa'nın dikkatinden kaçmıyor. De- mokratik bir ülkeye yakışmıyor bunlar." SHP Genel Başkanı da Barzani ile eylül ayında karşılaştıkJa- rını kabul edıyor. Yedi SHP'linin Paris'teki Kürt toplantısına gözlemci olarak ka- tılmalan ile inönu'nün Barzani ile karşılaması insanı biraz dü- şündürüyor. Türkıye'de en yüksek devlet görevine aday olan bir kişinin uluslararası bir toplantıda Kürt lideriyle karşılaşması, ko- nuşması doğal bir durumdur elbet. Bir politikacı böyle toplantı- larda yanına yaklaşan herkesle konuşur. Ama milletvekillerinin de uluslararası toplantılara katılmaya haklan yok mudur? Genel başkanı, Sosyalist Enternasyonal toplantısında Kürt lideri ile gö- rüşür ama SHP milletvekilleri gözlemci olarak bir toplantıya ka- tılamaz! Böyle bir durumu benimsemek kolay olmaz. Polıtikacı- lar, hele mılletvekılliği sorumluluğunu üstlenmiş kişiler parti yö- netımınin emır kulu değildirler. Eylülde yapılmış bir görüşme sekiz ay spnra açıklanıyor. Hem de Kürt liderlerinden biri tarafından. Sayın inönü bu konuda da- ha önce kamuoyu önünde gerekli gördüğü bir açıklamayı yapa- bılirdi. Genel başkan herkesle görüşür, ama milletvekillerine böy- le bir hak tanınmaz diye düşünmek mantığa aykırı bir tutum ol- muyor mu? SHP iyi yönetilmiyor. SHP bir karmaşa içinde. 1 Mayıs Isonu- sunda genel başkamn söyiedikleri eleştiri düzeyini aşmadı. Genel sekreter bu konuda ağzını açmadı. Parti meclisi ise suspus kal- dı. 1 Mayıs geçiştirilemeyecek bir konudur. Sosyal demokrat bir parti olan SHP'nin 1 Mayıs'ı bir- kaç cümle ile geçiştirmemesı ge- rekirdi. Genel sekreter isteöiğı zaman Meclıs kürsüsünden ateş pûskürmeyi başarıyor. Ama konu toplumsal bir içerikte oldu mu, emeğın, emekçinin savunmasıy- la ılgıli oldu mu, SHP ûst kade- mesı. başta genel sekreter her- keste bir suskunluk, bir aldır- mazlık!.. SHP yarının iktidar partisi sa- yılmaktadır. Ama bu anlayışla, bu tutumla, hele hele bu kadro ile ik- tıdara gelirse yararlı ne başara- bilir ki! Sosyal demokrat bir par- ti olarak SHP'nin sorumluluğu- na, programmdaki ilkelere sahip çıkması gerekıyor. Program unu- tulmuş, sosyal demokratlığın başlıca ilkesi olan, emeğe saygı, emekçiden yana davranışlarda bulunma bir yana itilmiş... Genel başkan Kürt lideriyle görüşebılir, tartışabilir, ama mil- letvekilleri bir toplantıyı izleye- mez! İzlerse parti suçu işlemiş olur, partiden uzaklaştırılır! Bu, bir çelişkı değil midir? Bu yanlış- fığın geç de olsa düzeltilmesi ge- rekmez mi? Partiden uzaklaştırı- lan. daha sonra arkadaşlarını desteklemek için partiden kopan milletvekillerini yeniden SHP'ye çağırmak niye düşünülmesin? AĞLAMAKVE GÜLMEK İlhan Selçuk 8. bası 5000 Iira (KDV içinde) Çağdaş Yavınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbul Ödemeli gönderihnez. CUMHURBAŞKAM GAZİM.KEMAL PAŞA'NBV SONBAHAR GEZtLERt Nuri Onat (yayına hazırlayan) 3000 Iira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbul Ödeadi gönderilmez. SeremikSÖJ inönü Cad Miralay Şefık Bey Sk. No 7 80090 TAKSİM ' İSTANBUL Tel |1) 145 14 40 {i Hat) Faks: (1| 145 U 45 Tı Trofik kurallarını biliyorsunuz Ama ya karşınızdaki? Kuralları biliyorsunuz ve harfiyen uyuyorsunuz... Peki, karşınızdaki? Ya o bilmiyorsa? Ya uymuyorsa? Ya hızlıysa? Ya alkollüyse? Ya görmezse? Ya çarparsa?.. Kazaların yol açacağı zararlara karşı yeterince guvenceniz var mı? Yoksa, olsun! Bugün en yakın Istanbul M*rk*z: Tel: 174 70 00 (20 Hat) Anfcara Şub«si: 117 91 15-18 (4 Hat) Izmir Şubesi: Tel: 21 92 57/58-21 87 82 İmtaş Sigorta Acentesi'ne uğrayın. 72 yıllık tecrübeden yararlanın... Can ve mal güvenliğiniz için! İmtaşSigorta Riske Karşı!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear