23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURlYET/16 HABERLERİN DEVAMI 7 MAYIS 1990 Ifeşîl dünya içîn el ele HAKAN KARA ÜMİT OTAN HANDAN ŞENKÖKEN tZMİR — Aliağa Gencelli'de yapımı tasarlanan termik santra : la karşı yaklaşık 50 bin kişinin el ele vererek kiloraetrelerce oluştur- duğu "insan zinciri" eylenıi dün gerçekleştirildi. Cumhuriyet Ala- nı, Karşıyaka ve Gencelli'de top- lanan binlerce kişi, termik santralı protesjo etti, "Gencelli genç kal- sın, termik sanlrala hayır" sloga- nıyla el ele tutuşarak oluşturduk- ları insan zinciriyle en büyük çevre eyletnini yaptı. Çevre eylemine, parlamenterler, SHP, YP, SP, Ege ve Bakırçay Belediyeler Birliğı, meslek odaları ile çeşitli çevre grupları, Yünanistan Ekolojik Al- ternatif Partisi temsilcisi katıldı. Saat 10.00'da Cumhuriyet Ala- nı'nda protesto eyleminin ilk hal- kası oluşturuldu. Alana toplanan binlerce kişi, giydikleri "çevre dostu" önlükleriyle el ele tutuşa- rak Alsancak vapur iskelesine dek zincir oluşturdu. Alanda aynca Bornova Belediye Bandosu eşli- ğinde folklor gösterileri yapıldı, el ele tutuşan yüzlerce kişi halay cek- ti. Alanda YP Genel Başkanı Ce- lal Ertuğ, Izmir SHP ve bağımsız milletvekilleri, DYP'li Manisa Be- lediye Başkanı Zafer Ünal, Muğ- la Belediye Başkanı Orhan Çakır, görevden alınan Çanakkale Bele- diye Başkanı tsmail Özay hazır bulundular. Anakent Belediye Başkanı Yiik- sel Çakmıır'un alana gelmesiyle eylemcilerde hareket daha da art- ü. Çakmur, öteki belediye başkan- lanyla birlikte çevre hareketinin simgesi olarak manolya ağacı dik- ti. Çakmur burada yaptığı kısa konuşmada, çevre hareketinin kimsenin tekelinde olmadığını, te- miz bir demokrasi ve temiz bir çevre için birlik oluşturulması ge- rektiğini söyledi. Gelecek nesille- re temiz ve sağlıklı bir yaşam sağ- layabilmek için bilinçli hareket edilmesi gerektiğini ifade eden Çakmur, başlatılan eylemin başa- nya ulaşacağını belirtti. YP Genel Başkanı Celal Ertuğ, bu eylemde insanlann ilk kez kimseyi dinleyip alkışlamak için değil, birlikte bir şeyleri başarmak, dünyayı değiş- tirmek için yan yana gelmeleri ge- rektiğini ifade ederek şunlan söy- ledi: "Birey olarak, insan olarak, kaygısız, şartlanmasız gelsinler ve yanıbaşlanndakine siyasi görüşü- nii sormadan. ortak bir amaç uğ- runa kenetlenebilsinler. Sorunla- nn artık masabaşlannda hiikümet kunıp bozarak büyük kararlaria çözülmediği, çözıilmeyeceği aşi- kâr. Burada yalnız bu amaçla bu- lunuyoruz. Bizim yaşamınıız üze- rine kararian biz veririz ve bu ter- mik santralı yaptırmamaya karar verdik, yaptırmavacağız. Bunun dışındaki politikalara kanşmıyo- ruz ve bütün kirlenmeler gibi ve hatta hepsinden çok politik kir- lenmeye karşıyız." Daha sonra "çevre dostu" im- zalı bildiri okunarak "Biz Gencel- li'de termik sanlrala hayır diyonız. Bize sorroadan, karar alanlara sevgi zincirimizin gücü ile cevap verelim, haydi hep birlikte sevgi zincirine" denildi. Bunun üzerine Birinci Kordon'da ellerinde "ku- nı kafa", tişörtlerinde "Termik santral istiyomz" yazılı genç kız- ların başlattığı insan zinciri önün- de yeşil bir "tnnl*! ile santralı pro- testo ettiler. İnsan zinciri arasıu- da küçük çevre dostlan temsilci- lerinin de bulunmaları dikkati çekti. Termik santrala karşı hare- ket içerisinde, "Biz istemiyoruz, yapamazsııuz", "Tribünier sahaya, demokrasi sokağa", "Dün Yata- gan, bugün Gencelli, yann nere- si?" "Yıldızian değil, dünyayı istiyoruz" pankartları, el ele tutu- şan insan zincirinin önünde yer aldı. Cumhuriyet Alanı'nda topla- nan binlerce kişi, insan zinciri önünde otobüslere bindirilerek, Çiğli'ye götürüldü. Burada her 500 metrede bir ağaç diken çevre- ciler, Foça'ya doğru insan zinciri oluşturmaya başladılar. Karşıyaka Anıt Alanı'nda top- lanan binlerce kişi, çevre eylemi- nin ikinci halkasını oluşturdular. Saat 10.00'dan itibaren toplanma- ya başlayanlara belediye bandosu konser verirken folklor gösterile- ri yapıldı. Buradaki eylemciler de saat 11.30'dan itibaren, "Termik santrala hayır" sloganları atarak ve alkış tutarak insan zincirini oluşturmaya başladılar. Anıt- Naldöken Kavşağı-Soğukkuyu- Çiğli güzergâhında insan zinciri oluşturan çevreciler, Izmir'den ha- reket eden grupla birleştiler. Bu arada ellerinde "Enerji güneşten gelsin", "Sadece bizim dünyamız var", "Ölmeden önce gulelim", "Sayın bakan, sizin kastınız bize, bizim kastımız ise size değil" pan- kartlarını taşıdüar, gökyüzüne ba- lon uçurdular. Termik santrala ha- yır eylemi, yaşlı genç, anne baba, dedelerin katılımıyla bir bayrama dönüştü. Termik santrahn yapılacağı Gencelli köyünde sabahın erken saatlerinden itibaren toplanan çevreciler, burada da folklor gös- terileri yaparak "Termik santrala hayır" dediler. Binlerce kişinin arasında SHP'li parlamenterler- den Neccar Türkcan, Turan Beya- zıt, Veli Aksoy, genel sekreter yar- dımcılanndan Giiler Tanyolaç, ba- ğımsız Izmir Milletvekili Kemal Anadol, çevre belediye başkanla- n dikkati çekü. Çevrecileı saat 12.00'den itibaren el ele tutuşarak insan zinciri oluşturmaya başladı- lar. Gencelli'den tzmir-Aliağa ka- rayoluna kadar olan 13 kilomet- relik yol, el ele tutuşan insanlarla doldu. lzmir ile Karşıyaka'dan hareket eden ve her 500 metrede bir ağaç dikenler ile Gencelli'den hareket edenler Aliağa yakınlannda insan zincirini birleştirdiler. Böylece ter- mik santrala karşı en büyük pro- testo hareketi gerçekleştirilmiş oldu. Şenlik ve mesajlar Gencelli Termik Santralı'na karşı gerçekleştirilen protesto ha- reketine çeşitli kurum ve kuruluş- lardan destek mesajları gönderil- di. Yünanistan Ekolojik Alterna- tif Partisi temsilcisi Andriette Sat- hi Schoorel de protestocular ara- sında yer almca, eylem uluslara- rası boyuta dönüştü. Schoorel, partisinin mesajım iletirken "Ege Bölgesi'nin tıim sorunlannın ay- nısını Yunanistan'da yaşıyoruz. Çünkü bitki örtüsünden hayvan- lara, deniz sulanmıza kadar her şeyi aynı dengede paylaşıyoruz. İz- mir'in çevresinin kirienmesini Ati- na ya da Selanik hissedecektir. Özellikle bu tip santrallann, em- sallerinden daha fazla kirlilik ya- rattığını herkes biliyor. tzmir ve çevresinin bir elektrik ihtiyacımn da olmadığını duyduk. O halde bu termik santralı kim, niye yapür- mak istiyor?" dedi. İnsan zinciri eyleminden sonra termik santralın yapılacağı alan- da toplananlar piknik yaptılar. Çeşitli sanatçılar da konserleriy- le eyleme kaüldılar. İnzan zinciri eylemine katılan- lar yol boyunca araçlardan ve bi- nalardan bol alkış aldılar. Gencel- li'de başlayan ve İzmir'e doğru uzanan insan zinciri, İzmir ve Kar- şıyaka'dan gelenlerin de eklenme- siyle kilometrelerce uzunluğa eriş- ti. Gencelli Santralı'nın yapılaca- ğı yeıdeki "Termik Şölen"in baş- lamasından önce insan zincirini oluşturanlar 50'yi aşkın belediye otobüsü ve yüzlerce özel araçla Gencelli'ye taşındılar. Termik Şö- len'in yapılacağı alanda oluşturu- lan bir podyumda "İnsan Zinciri Grubu" ile Arif Kemal birer kon- ser verirken halaylar çekildi. Alanı dolduranların çimenlere oturarak konseri izlediği görüldü. Toplulu- ğun içinde yöredeki tüm belediye başkanları, parlamenterler ve kü- çük çevreci Evrim Coşar büyük il- gi gördü. lzmir Anakent Beledi- ye Başkanı Yüksel Çakmur, bura- da yaptığı konuşmada, "Bu ey- lem, demokrasi için çok anlamlı oimuştur. Susturulmuş bir toplum olmaktan çıkışımızın bir müjde- sidir. Demokrasinin evrimidir* ki- lometre taşlanndan biridir" dedi. Evrim Coşar da "25 yıl sonra ben çocuklanma >eşile özlem çektir- mek istemiyorum. 25 yıl sonra ötnrü bitecek termik santral is- temiyorum" diye konuştu. IZMlR'den HJKMET ÇETJNKAYA (Baştarafı I. Sayfada) Çakmur: — Eski bakan arkadaşım... Ertuğ: — Daha daha... Çakmur baktı ki olacak gibi değil, açıkladı: — Yeşiller Partisi Genel Baş- kanı... >feşiller Partisi üyeleri eğer kız- mazlarsa hemen söyleyelim: — Yaramaz çocuklara benzi- yor hepsi... Cumhuriyet Alanı'nda tanık ol- duk, sosyal demokratlarla sava- şım veren bir havaları var. Kamu- oyunda adları duyulmasına du- yuldu. Ancak henüz emekliyor- lar, yürümeleri ise Türkiye gerçe- ğine göre uzun sürer. Bu arada araçları olmadığından belediye otobüslercıe doluşuyorlar. Yani hem bağcıyı dövüp hem üzüm yemek istiyorlar. * Bir geçkin yeşilci feminist ya- nımıza yaklaştı. Elindeyeşillerin rozeti var — Yakanıza takabilir miyim? — Hayır, teşekkür ederim... Geçkin feminist bize çok kızdı ve sordu: — Yoksa siz de sosyal demok- rat olanlardan mısınız? Gazeteci olduğumuzu söyle- dik. Sonra bizi tantyınca ekledi: — İstanbul'dan geldim, çok yorgunum... SHP lideri Erdal İnönü'nün ha- beri olsun; Yeşiller, SHP'ye atter- natif olmaya hazırlanıyor. Ecevit 1 in DSP'sinden sonra şimdi de eski CHP'Iİ Ertuğ'un yeşilleri... Gencelli'de gerçekten görkem- li bir hava vardı. Doğa harika, gü- neş kişinin iliklerine işliyordu. Kot pantolonlu kızların yanında şal- varlı kadınlar, bıyıklı kasketlilerin karşısında eşofmanlı beyler, ba- yanlar ülke manzaralarını çeşit- liyorlardı. — Bizim insanımız sevdi mi ölesıye sever... Tuttu mu ölesiye tutar... Baktık bir grup Harbiye Marşı soylüyor, ötede bir başka grup gi- tar solosu yapıyordu. Şaşırmaya hiç gerek yoktu. Daha ileride da- vul zurna eşliğinde "Halimem" türküsüyle oynayanlar görülüyor- du. Herkes el ele vermiş, Gen- celli'de kurulacak olan "termik santrala hayır" demek için bura- daydı. Gördük ki Türkiye'de değisen bir olgu vardı: İnsanlar artık çev- reye sahip çıkıyorlar, insan hak- larına saygı için "sevgi zinciri" oluşturuyorlardı. Kadınıyla erkeğiyle, yeşilcisiyle sosyal demokratlarıyla, sosyalis- tiyle. bıyıklısıyla bıyıksızıyla, gen- ciyle yaşlısıyla, kotlusuyla, şal- varlısıyla. ithal lastik pabuçlusuy- la, çizmelisiyle Gencelli'de ant içiyordu: — Yeşil ve temiz bir dünya is- tiyoruz, sağlıklı bir yaşam için... O nedenle termik santrala hayır... Binlerce insan işte bu neden- le Gencelli'ye gelmişti... Toplumsal piknik coşkulu geç- mişti... Çevreye tarihi damga (Baftara/ı I. Sayfada) • Alana manolya ağacı diken Anakent Belediye Başkanı Yük- sel Çakmur çevre etkinliklerinin hiçbir partinin tekelinde olmadı- ğını anımsatnken "tennik santra- la hayır" eyleminden önce Japon termik santrallarının ne kadar iyi olduğunu anlatan televizyon programına veryansın etti. Çak- mur, "Televizyon gelsin buraya, bu agacın altında, termik santral- lann yararlı raı zararb mı olduğu- nu tardşalım" dedi. Çakmur, ko- nuşmasını "sürgünün, sansüriin Deneme sııı avı yapıldı Haber Merkezi — Mılli Eğitim Bakanlığı ile Özel Dershaneler Birliği (ÖZDEBİR) işbirliği ile Türkiye çapında diizenlenen ödül- lü Anadolu liseleri ile özel Türk ve yabancı okullar deneme sına- vı dün yapıldı. Sınava 50 bin do- layında öğrenci katıldı. ÖZDE- BİR Genel Başkanı tbrahim An- kan'ın verdiği bilgiye göre tek oturumda yapılan deneme sına- vında ilk 10 arasına girecek öğren- cilere birlik tarafından bir yıl sü- reyle ayda 200 bin lira karşılıksız öğrenim bursu verilecek. İllerde birinci olanlar ise, 75 bin lira pa-" ra ödülü ve il milli eğitim müdür- lüğü tarafından hazırlanmış biı sertifıka kazanacaklar. Sınav so- nuçları 10 gün sonra okullara ve öğrencilerin adreslerine postala- nacak. ÖZDEBİR tarafından açıkla- nan cevap anahtarlan şöyle: Milli Eğitim Bakanlığı ile ÖZ- DEBİR'in işbirliği ile hazırlanan ve Türkiye çapında 6 Mayıs 1990 Pazar günü uygulanan 1990 Ana- dolu liselerine giriş deneme sına- vı cevap anahtarı şöyle: Test I: 1-D, 2-C, 3-B, 4-B, 5-D, 6-C, 7-A, 8-C, 9-C, 10-D, 11-D, 12-B, 13-B, 14-A, 15-C, 16-D, 17-B, 18-B, 19-A, 20-A, 21-A, 22-C, 23-C, 24-D, 25-B, 26-C, 27-D, 28-B, 29-A, 30-A, 3I-B, 32-A, 33-D, 34-C, 35-D, 36-B, 37-A, 38-C, 39-C, 40-A, 4İ-A, 42-C, 43-D, 44-B, 45-A, 46-B, 47-C, 48-A, 49-B, 50-D. Test II: 1-B, 2-A, 3-B, 4-C, 5-C, 6-D, 7-A, 8-A, 9-D, 10-B, 11-D, 12-A, 13-D, 14-A, 15-D, 16-B, 17-C, 18-C, 19-C, 20-A, 21-B, 22-A, 23-D, 24-C, 25-A, 26-B, 27-A, 28-D, 29-C, 30-B, 31-A, 32-B, 33-C, 34-B, 35-A, 36-A, 37-B, 38-C, 39-D, 40-D, 4I-B, 42-C, 43-B, 44-A, 45-C, 46-A, 47-B, 48-B, 49-B, 50-C. olmadığı, demokrasisi teraiz, çev- resi temiz bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz" diye bitirdi. • Termik santralı protesto etkin- tiklerinde davul zurnadan tram- bona değin çok değişik müzik araçları kullanıldı. Belediye ban- dosunun çaldığı mastika eşliğin- de halay çekenleri, kaset çalaria- rından yükselen rock müziğiyle dans edenleri, yine davuz zurnay- la oynayanları yan yana görmek olasıydı. • Gencelli yakınlannda Aliağa Belediye Başkanı Hakkı Ülkü, Foça Belediye Başkanı Nihat Di- rün, sevgi zincirinin oluşturulması için en çok çaba harcayanların arasındaydı. Santralın yapılacağı doğa güzeli alan, içinde "Yaşa- mak istiyoruz" yazılı giysileriyle> oynayan çocuklarla daha bir gü- zel görünüyordu. • Gencelli çevresinde yakın köy- lerden gelen çifçi yurttaşlar, şal- varlı kadınlar, yediden yetmişe oluşan sevgi zincirinden kendile- rine yer bulurken karşılarında bu denli kalabalık bir topluluğu bul- manın şaşkınlığını yaşıyorlardı. Horozgediği'nden Mehmet Genç, "Bu kadar insan işi gücü bırak- mış, buraya koşmuş. Demek ki santral tehlikeli" diyordu. • Sevgi zincirinde kullanılan pan- kartlar ve sloganlardan bazılaru "Aydınlanmak için kararmak niye? / Elimi tut çarpılmazsın, ben termik santral değilim / Dün Yatagan, bugün Gencelli, yann? / Artık seçmen değil ynrttaşız / Bugün dünya için ne yaptın? / Düşünüyorum o halde hayır / Ben çocuğum yaşamak istiyorom / Düşünün, isteyin, kımıldayın yeter / Uzaktan "bakan"lar bi- nu yaklaşsanıza / Ben istemiyor- sam yapamazsımz / Tribünier sa- haya, demokrasi sokağa / Bir KW saat elektrik için Yatağan'- da kaç çocuk ölüyor? / Güneş enerjisi aklınıza gelmiyor mu? / Dünyayı seviyoruz, demokrasi is- tiyoruz / Gencelli genç kalsın / Termik santral insanlık düşmanı / Termik santralı yaptırmayaca- ğız / Çocuklar ölmesin, şeker de yiyebilsin / • Sevgi zincirine katılmak için Adana, Ankara, İstanbul, Sam- sun, Trabzon gibi kentlerden ge- lenler de dikkatleri çekti. Gencel- li'deki araçlarda birçok ilin trafik plakasına rastlanıyordu. Sevgi zincirini oluşturanların "yıgınsal katıhmdan" sonra en çok konuş- tuklajı konu, önceki gun televiz- yonda termik santralb.nn rekla- mının yapılmasıydı. Yurttaşlar, "Termik santralları çok seven TRT, acaba bu gece burada bin- lerce insanın termik santrala ha- yır dediğini aktaracak mı" diye sordular. . WASHINGTON'DAN AHMET TAN KABİR ZİYARFTİ — Akbulul, Irak gezisinde Genç Osman'ın kabrini ziyaret etti. (Fotograf: AA) Irak'tan üç şikâyet TUNCAY ÖZKAN BAĞDAT — Başbakan Yıldı- nm Akbulut 3 günlük resmi ziya- ret için geldiği Irak'ta dün Dev- let Başkanı Saddam Hüseyin ile görüştü. Saddam Hüseyin'e Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'ın iyi di- lek mesajım ileten Akbulut, Hü- seyin'i Türkiye'ye davet etti. Dün Türk ve Irak yetkilileri arasında sürdürülen KEK protokolü görüş- melerinde de su sonınu nedeniy- le kısa bir süre kriz yaşandı. Ta- raflar görüşmeleri bıraktılar. An- cak Türk Büyükelçiliği'nde Baş- bakan Yıldırım Akbulut'un ver- diği resepsiyon sırasında Irak Baş- bakan 1. Yardımcısı Taha Yasin Ramazan ile Başbakan Yıldırım Akbulut'un devreye girmesi sonu- cu dün gece yerel saatle 22.00'den îtibaren görüşmeler yeniden başladı. Türkiye ile Irak arasındaki gö- rüşmeler Irak'm Türkiye'nin Fı- rat'tan gönderdiği sarüyede 500 metreküplük suyun Irak tarafın- dan 700'e çıkartılmasını istemesi üzerine kriz noktasma geldi. Dev- let Bakanı Işın Çdebi'ye Irak Pet- rol Bakanı Issam Çeleoi Türkiye'- nin sular konusundaki kesin gö- rüşünü açıklamasını istedi. Işın Çelebi bunun üzerine Türkiye'nin su konusunu KEK protokolünün dışında ayrı bir protokol halinde ele almak istediğini bunun su ba- kanları arasında yapılacak ayrı bir toplantıyla desteklenmesi görü- şünde olduklarını ve Türkiye'nin saniyede 500 metreküpün üzerin- deki suyu aşağıya bırakamayaca- ğım dile getirdi. Bunun üzerine Is- sam Çelebi su mesdesinin bundan önce olduğu gibi KEK protokolü içinde yer almasını istediklerini bildirdi. Görüşmeler.bu su nok- tasında kilitlenince kriz ortaya çıktı ve Türk-Irak resmi görüşme- leri yaklaşık 5 saat kadar kesildi. Görüşmeler her iki ülke başbaka- nının araya girmesiyle yeniden başladı. Türk-lrak görüşmelerinde gü- venlik konusunda imzalanması beklenen protokolün de ayn gö- rüşmeler konusu olacağı öğrenil- di. Başbakan Akbulut güvenlik konusunun KEK protokolünün içinde yer almayacağını açıkladı. Peşmerge sitemi Öte yandan Akbulut ile Irak Başbakan Birinci Yardımcısı Ta- ha Yasin Ramazan'ın da katıldı- ğı resmi görüşmeler sırasında Iraklı yetkililerin, Türkiye'ye peş- mergelere kapıları açmasından dolayı sitem ettikleri ve bu konu- daki yakınmalarını dile getirdik- leri öğrenildi. Türk tarafının ise konunun insani boyutunu Iraklı yetkililere anlattığı bildirildi. Görüşmeler sırasında güvenlik- işbirliği anlaşması imzalanması konusu taraflarca olumlu karşı- landı. Irak'm anlaşmanın içinde sıcak takip unsurunun da yer al- masına yönelik önerilerine karşı Türk tarafı güvenlik-işbirliği an- laşmasıyla her iki ülkenin de ar- tık sıcak takip yoluna başvurma- dan sınırlanndaki güvenlik ön- lemlerini yeterli düzeye getirme- sinden yana olduğu Irak tarafına iletildi. Iraklı yetkililer Türk tarafına resmi görüşmeler ve ziyaretler sı- rasında süper topla ilgili sitemle- rini aktarmaya devam ettiler. Bir Türk yetkili konuyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı: "Süper top konusu görüşmeler- de gündeme getiriliyor. Türk ta- rafı olarak uluslararası ticaret yü- kümlülüklerinden kaynaklanan görevlerimizi yerine getirdik. An- cak bu konuda bazı çelişkiler de bulunuyor. Çünkü süper topun yapımcısı ve Irak'a getirilmesine izin veren ülke İngiltere. Öyle bir malın Türkiye gümrüklerine gir- diğini bildiren, buna karşı onlem isteyen de İngiltere. Ortada bir çe- lişki var. Hem yapımına ve Irak'a getirilmesine izin veriyorsunoz, sonra da bunu başka türlü yonım- luyorsunuz. FJbetteki Türkiye ile Irak arasındaki iiişkilerin diizel- mesinden ve gelişmesinden belli ölçülerde rahatsızlık duyanlar vardır." Başbakan Yıldırım Akbulut ak- şam da Bağdat'a yaptığı resmi zi- yaret nedeniyle Türk Büyükelçi- liği'nde onuruna verilen koktey- le katıldı. Kokteyle girmeden ön- ce bir süre gazetecilerle görüşen Akbulut iç politika konularına değindi. Akbulut, bazı bakanlann 3 ha- ziran seçimlerinden sonra Mesot Yıunaz'ı desteklemek amacıyla is- tifa edecekleri yönünde basmda yer alan haberlerin anımsatılma- sı üzerine şunlan şöyledi: "Ben bu faaliyetieri bilmiyo- nım. Böyle bir tespit yapma za- ruretti duymuyonım. Ami pren- sip olarak arkadaşlanmdan mem- nunum. Onlardan böyle bir hare- ket beklemiyorum. Ben siz ne ka- dar söylerseniz söyleyin inanmı- yorum. Yaparlarsa yanlıştır. Ben onlarla bağdaştıramam. Ya kabi- nede olmalılar ya orada. Ben hiç bir arkadaşımın o şekilde hareket ettiğini kabul etmiyorum, etmem de mümkün değil. Ama eğer ha- kikaten böyle hareket var ise bu- nu yapmamalıdırlar. Ayrılmala- n gerekir." ÖGLE YEMEĞİ — Demirel GAP gezisine katılanlarla öğle yemeği yedi. (Fotograf: Banş BU) Demirel: Su kullananın (Baştarafı I. Sayfada) Komutanın ikinci yoldan gitmele- rini istemesi üzerine Demirel, "Yol vermiyorlarsa vermiyoriar, biz bir yoiunu buluruz" dedi. Demirel, Suriye sınırına paralel ve PKK'run eylem yaptığı güzergâhta seyreder- ken, konvoyun etrafındaki güven- lik çemberi yoğunlaştırıldı. Bu arada, Harran Belediye Başkanı Mahmut Özyavuz, makam aracı yerine kullandığı "GAP" adında- ki atını Demirel'e armağan olarak verdi. Demirel de başkana sıfır ki- lometrede Kartal marka bir ma- kam otomobili hediye etti. Şanhurfa'da GAP alanında in- celemelerde bulunan Demirel, GAP'ın geciktirildiğini ve proje- nin istenen düzeyde yürümediği- ni bildirerek iktidarı "GAP sade- ce övünmek için yapılmıyor" di- ye eleştirdi. Demirel, dün sabah Şanlıurfa- da düzenlediği basm toplantısın- da Türkiye'nin kalkınmada önce- likli yöreler politikasını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söy- ledi. Yapımı süren Atatürk Bara- jı'nın GAP'ı örttüğünü kaydeden Demirel, "Proje yürümüyor. Yap- tıkları. yapılması lazım gelenleri örtüyor, biz GAP'ın entegre bir proje olarak yapümasını istiyoruz. Hem GAP'ın yapılması Doğu'nun kalkınması anlamına gelmez" di- ye konuştu. Fırat'ın sulanmn Türkiye ile Irak ve Suriye arasında sonın ol- duğuna dikkati çeken Demirel, "Bu su boşu boşuna akıyor. Esa- sen Irak ve Suriye'nin 'Siz suyu kullanmayın, köylünüz fukara kalsın' demeye haklan yoktur. Su- yu kesraek de mümkün değil. Herkese yetecek kadar su var" de- di. Demirel, Başbakan Akbulut- un Irak'ta karşılaştığı protokol so- rununun hatırlatılması üzerine "bunun su ile değil, süper top ile ilgili olduğunu sandığım" söyle- di. Demirel, Dicle ve Fırat'ın ulus- lararası su olmadığını da vurgu- layarak şunlan söyledi: "Bu sular Türkiye'nin hudutla- rından çıkana kadar bizimdir. Çelebi, Saracoğlu'na çattı (Baştarafı I. Sayfada) rüşlerini anlatacağını ifade etti. Ekonomiden sorumlu bakan- lardan Devlet Bakanı Işın Çelebi, Bağdat'ta düzenlediği basınla soh- bet toplantısında gazetecilerin enflasyon rakamları ve Türkiye 1 deki ekonomik göstergeler konu- sundaki sorularını yanıtladı. Çe- lebi, son enflasyon rakamlarının henüz kendisine ulaşmadığmı, bu- nun için ayrıntıh bir değerlendir- me yapamayacağını bildirdi, 4 ay- lık enflasyon rakamlarının DPT'nin haz'ırladığı 1990 yılı eko- nomik programdaki hedeflerle tu- tarlı olduğunu belirtmekle yetin- di. Çelebi, gazetecilerin "Devlet Bakanı Güneş Taner'in ekonomi- den sorumlu tek bakanmış gibi yaptığı açıklamalar ve enflasyon konusundaki farklı rakamlarını nasıl değerlendirdiği" sorusuna, "Biz Bakanlar Kunılu'nda bir ta- kım oyunu oynuyoruz. Benim bu- rada farklı bir şey söylemem olmaz" yanıtını verdi. 1990 hedefleri arasında tek sap- manın ihracatta olabileceğim vur- gulayan Çelebi, "İhracat artık Türkiye'de enflasyon kadar acil çözüm bulunması gereken bir so- nın haline geldi" görüşunü savun- du. Çelebi, Merkez Bankası'nın kur politikasının ihracatı olumsuz yonde etkilediğini dolaylı biçim- de eleştirdi. Merkez Bankası'nın parasal programını ima ederek, Türkiye'de hiç kimsenin tek başı- na program yapamayacağını söy- leyen Çelebi, "Yapdsa da bu prog- ramlar gerçekçi olmaz. Türkiye 1 de bu programlan DPT ile bün- yesindeki uzmanlan gayet iyi ya- pıyorlar. Bunu gördük" diye ko- nuştu. Çelebi, 21 mayısta tstanbul Sanayi Odası'nda yapacağı konuş- mada da bu konudaki eleştirile- rini aktaracağını açıkladı. Dağlardaki madenler ne ise dağ- lardaki karlar da odur. Su haktır. Su kullananındır. Kimin toprağın- dan geçiyorsa o kullanır. O kul- lanmıyorsa komşusunun kullan- mak hakkıdır. Irak ve Suriye ra- hatsız olacak diye suyu kullanma- mazlık edemeyiz. Irak ve Suriye 1 nin senin toprağın ve köylün aç- ken su istemesi hak değildir. Su- yun başında olan suyu kullana- cakbr. Kimsenin suyunu kesmeye niyetimiz yok." Demirel, Atatürk Barajı'nın bir an önce dolması için Irak'a bıra- küan su miktaruun yeniden göz- den geçirümesi konusunda ise "Gerek yok. 6 ay sonra faaliyete geçsin, yağışlı bir yıl olur" dedi. Şanhurfa'da GAP gezisini sür- düren Demirel güvenlik nedeniy- le yol değiştirmek zorunda kaldı. Dün Urfa'nın Harran, Akçakale ve Viranşehir Uçelerinde konuşan Demirel'e, Akçakaltfden Ceylanpı- nar'a geçerken güvenlik nedeniy- le sınır yolundan izin verihnedi. Yörede görev yapan sınır taburu komutanı binbaşı, DYP yetkilile- rine yolun Suriye sınırına 600 met- re mesafeden geçtiğini ve bir ateş açılması durumunda konvoy ne- deniyle müdahalenin mümkün ol- mayacağını belirtti. Bu durumu Demirel "İzin vermiyorlarsa ver- miyoriar, biz yoiunu buluruz" di- ye değerlendirdi. Demirel daha sonra hududu da- ha uzaktan izleyen yol üzerinden Ceylanpınar'a geçti. Bu arada Harran'da kurulan kıl çadırda Demirel'e büyük bir ziya- fet verildi. Demirel için 8 kazan pi- lav, 8 kazan helva pişirildi, 45 ko- yun kesildi. Harran Belediye Başkam Mah- mut Özyavuz da Demirere, ilçenin altın anahtarı ve fahri hemşerilik beratının yanı sıra bir at ve bir cey- lan armağan etti. Belediye Başka- nının makam aracı olarak kulla- nılan "GAP" adındaki at ve "Harran" adındaki Ceylan, Demi- rel'e daha sonra Ankara'da teslim edilecek. (Baştarafı 1. Sayfada) Geçen hafta Brüksel'de olağa- nüstü bir toplantıda biraraya ge- len NATO ulkeleri dışişleri ba- kanlarının gündemi yüklüydü. Bush'un aynı günlerde NATO li- derlerine gönderdiği mektup saye- sinde, kısa menzilli nükleer silah- larda tek yanlı indırimden Ortak Avrupa Evi düşüncesinin benim- senmesine kadar ^ek çok "kritik" konu tartışıldı. Ancak gene de toplantının adı "Almanya Konseji" olmaktan kurtulamadı. Demokratik Almanya'daki 18 mart seçimlerinden sonra "istik- rarlı bir hız"la ilerlcyen "birleş- me süreci", Brüksel'den sonra Washington zirvesine de damga- sını vurmaya aday. NATO'nun merkezinde, "bir- leşmenin miman" diye tanınan Hans Dietrich Genscher'in Al- manya'nın asken statüsü konu- sundaki görüşü benimsendi. Was- hington'daki gözlemciler, bu gö- rüşün "tek çıkar yol" olduğu ko- nusunda Bush'un Gorbaçov'u ik- na etmesini bekliyorlar. Litvanya'dan sonra Letonya'- nın da bağımsızlık bayrağını çek- mesiyle, "iç" sorunları daha da boyutlanan Sovyetler Birliği'nin Almanya konusunda fazla bir yaptınm gücü olamayacağı Was- hington'da gözlemcilere egemen. Beklenen gerçekleşirse, Birleşik Almanya NATO üyesi olacak. Ancak NATO askeri birlikleri "şimdilik" Doğu Almanya top- raklarında üslendirilmeyecek. "Gecici bir süre" için Sovyet as- kerlerinin burada kalması da ma- sadaki pazarlığın unsurlan arasın- da yerahyor. Tek Almanya'ya giden yolda en önemli adımlardan biri olan parasal birliğin resmileşmesi ön- cesindeki bu son "süperler zir- vesi" Avrupa'nın askeri-stratejik dengeleri açısından da ilginç bir döneme rastlıyor. Konvansiyonel kuvvetlerde önemli miktarda indirim öngören AKKUM anlaşması imzaya nere- deyse hazır. ABD ve Sovyetler Birliği'nin merkezi Avrupa'daki birliklerini karşılıkh olarak 195 bine indirmeleri gündemde. Kısa menzilli nükleer füzelerde ABD'nin tek yanlı indirime git- me, Lance 2'leri bir daha üretme- me ve konuyu SSCB ile yeni bir müzakere konusuna dönüştürme önerisi de Bush'tan gelince "Gor- baçov ne diyecek?" soruları artıyor. Washington'a bakılınca Avru- pa belki de ilk kez bu kadar "ya- kın" görünüyor. Nitekim zirveye hazırlanan ABD başkenti, Doğu Avrupa'daki değişimin "ebesi" olarak "transatlanrik işbirliğini" görüyor. Atias Okyanusu'nun iki yaka- sının biraraya getirilmesi Avru- pa'da yaşananlar, özellikle de Tek Almanya olgusu nedeniyle, ABD için artık her zamankinden daha çok önemli. Patenti Gorbaçov'a ait olan "Ortak Avrupa Evi" dü- şüncesinin benimsenmesi de bunu kanıtlıyor. ABD, NATO'yu bu evin "te- mel direklerinden" biri yapmaya kararh. Kuzey Amerika'mn iki ul- kesi yeni oluşumlarda Avrupa ai- lesinin bi| parçası olarak katkı ya- pacak. Askeri birlikler çekilirken, siyaset ve ekonomi Atlantiğin bir yakasından diğerine akmaya de- vam edecek. • * • Bu konulann heyecanla tartışıl- dığı Washington'dan görülen Türkiye ise fazlasıyla "kendi der- dine duşmüş" durumda. Oysa Ankara da Ortak Avrupa Evi'nin başkentlerinden biri olacak. Avrupa Güvenlik ve işbirliği Konferansı'nın 35 ülkesinin kura- cağı bu ev, ülkemizin "Avrupa ile , bülünleşme" çabasının somutla- nabileceği en uygun ortamlardan biri. Ne var ki olağanüstü NATO toplantısına Dışişleri Bakanı'nı göndermeyen tek ülke de Türkiye. Bu noktada alt alta sıralanacak kimi sorular var gündemde: Yeni nükleer yükümlülükler de dahil, farklı bir siyasi-askeri stra- teji bütünü içinde yer alacak sa- nüan Ankara, geleceği konusun- da "daha inisiyatifli" davrana- maz mı? Washington zirvesinde biraz daha belirginlik kazanması bek- lenen "Ortak Avrupa gelece- ğinde" Türkiye'nin şimdiden kat- kı yapmakta gecikmemesi gerek- mez mi? Aksi halde, tuğlasını koyup harcını sıvamaya yardım etmedi- ğimiz bir evde kendimizi "isten- meyen konuk" gibi hissetme teh- likesi doğmaz mı? Sirmerfe yurtdışına çıkış (Baftarafı 1. Sayfada) nun anlaşılması üzerine salıveril- di. Bu arada Ali Sirmen'in 1987 yılından bu tarafa 7 kez yurtdışı- na çıktığı ve böyle bir sorunla kar- şılaşmadığı anlaşıldı. Ali Sirmen, dün sabah Türk Pen Kulubü'nü temsilen Uluslara- rası Pen Konferansı'na katılmak için Portekiz'e hareket etmek üze- re gazeteci-yazar Hıfzı Topuz ile birlikte Atatürk Havalimanı'na geldi. Sirmen, bilet işlemlerini yaptırdıktan sonra pasaport kont- rolüne geçti. Kontrol sırasında Ali Sirmen'in yurtdışına çıkamayacağı ve "yakalaması" olduğu, görevU memurlarca kendisine bildirildi ve Havalimanı Emniyet Şube Mü- dürlüğü Karakolu'nda alıkonuldu. Sirmen'in "tahdidi"ne (bazı yazı- lanndan dolayı) 1982 yılında ts- tanbul Sıkıyönetim Komutanlığı- nın "emri" gerekçe gösterildi. Sir- men, görevli memurlara 1988 yı- lında aldığı pasaportla 5 kez, 1987'de de özel pasaportla 2 kez yurtdışına çıktığım ve bugüne ka- dar böyle bir olayla karşılaşmadı- ğını söyledi. "Bir hata yapılmak- ta olduğunu" söyleyen Sirmen, il- gililere pasaportuna da işlenmiş olan "tahditlerinin" kalkmış oldu' ğunu gösterir tarih ve sayı numa- ralannı da gösterdi. Ancak pasa- port polisi yetkilileri, bilgisayarda "tabdiuT gözüktüğü için yurtdı- şına çıkmasına izin veremeyecek- lerini, aksi takdirde sorumlu ola- caklannı belirttiler. Bunun üzerine Portekiz uçağı- nı da kaçıran Ali Sirmen için ga- zetemiz yazarlarından Uğur Mumcu aracılığı ile olaydan Içiş- leri Bakanı Abdülkadir Aksu ha- berdar edildi. Ardından Emniyet Genel Müdürlüğü düzeyinde ya- pılan incelemede, Ali Sirmen'in tahdit ve yakalamasının olmadı- ğı anlaşıldı. Sirmen, daha sonra da Yabancılar ve Pasaport Daire Başkanlığı'run emri üzerine Ata- türk Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü'nce salıverildi. Ali Sirmen, salıverildikten son- ra yaptığı açıklamada, "1988 yı- bnda aldığım eiimdeki yasal pasa- portla bugüne kadar 5 kez yurt- dışına çıkıp dönmüş olmama kar- şın, PEN Kongresi'ne katılmam engellendi. Emniyet görevlileri kendi açılarından belki haklıdır- lar, hepsi de gayet dikkatli davran- dılar, ama bu işte inamlmaz lers- likler olduğu açıktır" dedi. Sir- men, tahditlerinin 1988 yılında kaldınlmış olmasma rağmen de "Nasıl oluyor da aynca bir yılı aş- kın süre içinde lahdidin kalküğı bilgtsayara işlenemiyor?" diye sor- du. Sirmen daha sonra şöyle de- di: "Ve nasü oluyor da her gün ber- kesin gözü önünde yaşayan bir kişi 1982'den beri arandıgı halde, iki- si özel izinli olmak üzere yedi kez yurtdışına çıkıp dönüyor ve yaka- lanmıyor? Eğer böyleyse, sınır ka- pılan kevgire dönmüş demektir. Eger değilse, bu kez yurtdışına çı- kışımın engellenmesini anlamak güçtür. Açık olan bir şey var ise elimde yasal ve geçerli bir pasa- port olmasına ve hakkımda her- hangi bir tahdit bulunmamasına karsın PEN toplantısına katıla- raadım." KKTC: UBP yine iktidar (Baştarafı 1. Sayfada) oy oraruru aşarken, Yeni Kıbrıs Partisi (YKP), yüzde bire yakın bir oy oranı alabildi! UBP, seçim yasasının üç seçim bölgesinde de yüzde 34 oy koşu- luyla en çok oy oraru alan parti olarak, tüm seçim bölgelerinde yüMe 53'ü aşan ve KKTC gene- Iinde yüzde 54,29'u bulan bir oy oraru sağladığı için, Lefkoşa'dan 7, Magosa bölgesinden 6, Girne bölgesinden 2 avantaj miUetvekil- liğini de alarak, nispi değerlendir- melerle toplam 34 milletvekili çı- kardı. MilletvekiUikleri, bölgele- re göre şöyle oldu: Lefkoşa: 23 milletvekilliğinden UBP 16, DMP 7, Magosa: 19 mü- letveküliğinden UBP 13, DMP 6, Girne: 8 milletvekilliğinden UBP 5, DMP 3. DMP, üç seçim bölgesinin her birinde yüzde 43'ü aşan ve KKTC genelinde yüzde 44,59'u bulan bir oy oranıyla 15 milletvekilliği ka- zanırken, en çok oyu yüzde 45,49 ile Girne'den aldı. UBP, en yüksek oy oranını yüzde 54,64 ile Lefkoşa'dan elde etti. KKTC genelinde sakin se- çim yaşandı. KKTC'liler dün sa- bah 08.00'den itibaren sandık ba- şına gittiler. Toplam 101 bin 306 seçmenin bulunduğu KKTC'de dünkü ^eçimlere yüzde 90'ın üze- rinde bir katılma sağlandı. Bun- da, partililerin, hasta, yaşlı deme- den tüm yakınlannı sandık başı- na taşımaları da etken oldu. BAYKAL 6 Özal, TMO Mtidürü mü?' MEHMET GÜLTEKİN BAYBURT/GLMİJŞHAJNE — Doğu Anadolu gezisini sürdüren SHP Genel Sekreteri Deniz Bay- kal, Bayburt'ta yaptığı-konuşma- da, Cumhurbaşkanı Özal'ı "sert bir dille" eleştirerek "Sen kim olu- yorsun da buğday taban fiyaünı açıkhyorsun? Yoksa Toprak Mah- sulleri Ofisi Genel Müdürii mü- sün?" dedi. Baykal, dün Erzurum'dan Bay- burt ve Gümüşhane'ye geçerek ge- zisini sürdürdü. Beraberinde çok sayıda milletvekili, PM ve MYK üyeleri ile Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik de bulunan Baykal, Bayburt'un "Saat Kulesi" Meyda- nı'nda coşkulu bir kalabahğa hi- tap etti. Baykal, "Anadolu'nun meydan meydan erken seçim istediğini" vurgulayarak "Halk da yerinden memnun değil. Türkiye bir arayış içerisinde. Halk, ülke- nin gidişatını değiştirmek istiyor, bunu kim yapacak diye birbirle- rine sonıyor. " dedi. Konuşması sık sık alkışlarla ke- silen Baykal, Cumhurbaşkanı Özal'ın buğday fiyatları ile ilgili sözlerini eleştirirken de "Vatandaş çorba parası bulamazken, Cum- hurbaşkanı lüks otdlerde tatil ya- pamaz. Sayın Özal, geçenlerde buğdayın fiyatını da ilan etti: 425 lira. Sen kim oluyorsun da buğ- day taban fiyatını açıkhyorsun? Yoksa Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürii müsün?" biçimin- de konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear