23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 MA YIS 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN Meteoroloıı Genel MCıdürlüğû'n- den alınan bılgıye göre, yurdun kuzeybatı kesımler parcalı bulutfu. ötekı yerler az bulutlu geçecek HAVA SICAKLIĞI, Artacak RÜZ- GÂR Yurdun kuzeydoğu kesım- lerınde kuzey ve batı, ûığer yer- lerde gûney ve batı yörtlerden tıa- fif, ara sıra orta kuvvette esecek Denızlerımızde. Karadeniz'de gûn- balısı ve karayel, ötekı denızlerı- mizde günbatısı ve lodostan 3-5 kuvveönde, saatte 10-21 denız mı(i hızla esecek Dalga yüksekiığı 0£-1,5 m , açıklartia 2 m. dola- Adana Adapazarı Adıyaman Atyon Ağn Ankara Antakya yında olacak Van Gölü'nde tıava az bülutlu gececek Rüz- gâr kuzey ve batı yönıerden hafıf, ara sıra orta kuwett& esecek Göl küçük daigalı olacak Görüş uzaklığı 10 km dolayında bulunacak. v Artvm /yiın Balıkesif Bılecık 8ıng6l Bıtlıs Bolu Bufsa Çanaklole Corum Oerdı A 23° 11° Oyarbakj' A B 19° 10° Edıme B A 22° 7°£rancan A A 15° 1° Emınjm A A 18° 4°Esk>şehr A A 18° 4°Gazıantep A A 24° 13° ûntsun A A 24° 10 Gumüşhane A A 17° 5°HakKin A A 25° 10° Isparta A B 20° 8°lsantaıl B B 20° 8 ° W w A A 16° 2° Kare A 14° 3°Kasiamonu B B 12° 4°Kaysen A B 21° 10° Kııttarei B B 22° 11° Konya A A 14° 5°Kütahya A A 21° 9°Malalya A 23° 5 Manısa 22° 9">KMaras 18° 2°M«sn 10°-1° Mujla 16° 6°Mus 19° 7°Nıjde 16° 8°0rdu 15° 5 ° t a 18° 3°Samsun 16° 2°Sırrt 20° 10° Sınop 23° 8°Sıvas 16° 4°fekırda0 15° fttiam 12° 3°*jnc<* 22° 9°Uşak 24° 2°Van 18° 3°*zgat 19° 10° Zongulda* A 24° 9° A 19° 7° A 23° 12° A 22° 9° A 16° 2° A 16° 4° A 14° 8° A 18° 4° A 18° 10° A 24° 6° 8 16° 9° A 8° 2° B 22° 10° A 17° 7° A 18° 3° A 16° 3° A 17° 2° A 10" 1° B 17° 9° : açık " yo0murhj g £ stslı A-açık B-buluOü G-güneşi K-kart S-sslı Y-yaJmurtu BULMACA SOLDAN SAĞA: • 1/ Tadını arttırmak • için çay harmanına katılan beyaz bir çay türü. 2/ Sakağı da de- nilen ölümcül bır hay- van hastalığı... Eski Turklerde çocukları koruyan tannça. 3/ Turkiye'nin plaka işa- reti... Van Gölu çevre- sinde kurulmuş eski krallık. 4/ Jstanbul- un eski adlanndan bi- ri. 5/ İlkel benlik... Su. 6/ Avuç... Yapıt- lar anlamında eski sözcük. 7/ İnce yapılı... Kripton ele- mentinin sitngesi. 8/ Mimar Sinan'ın en ünlü yapıtlarından biri. 9/ Bir ya- pıt ya da yazının son bolümu... Evcil olmayan hayvanları vurma ya da ya- kalama işi. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Alışılandan ya da beklenenden fazla verimi olan. 2/ Yuvarlak ve yassı bi- çimli nesne... Hamurun fınna verilrae- den önce dinlenmesi için uzerinde bek- letildiği tahta. 3/ Eski Mısır'da insanoğlunun hayati dayanağı olan uretici guç... Yoksullara yiyecek dağıtmak için kurulmuş hayır ku- rumu. 4/ Yılmaz Güney'in bir filmi... Kilirae benzer, renkli ve mo- tifli uzun yolluk. 5/ Italyan Radyo-Televizyon Kurumu'nun simge- si... Yarı. 6/ Afrika'da bir ulke... Kuzu sesi. 7/ Hac zamanı dışında Kâbe ve diğer kutsal yerleri ziyaret etme... Kayak. 8/ Tabaka... Di- şi koyun. 9/ Hayvanın boynuna bağlanan ip... Konut. 60 Y1L ÖNCE Cumhuriyet Cumhuriyet 7 yaşında 7 MAYIS 1930 "Cumhuriyet" bugun yedinci yaşına ayak basıyor. 1924 mayısının 7'sinde çıkmağa başlıyan gazetemiz taşıdığı kutsî ismin mefhumunu neşriyat hayatında kendine bayrak yapacağını vadetmişti. Halkın ve hakkın daima yüksek, daima pâk olmasını temine giden bu mefkûrenın bugün sahife haline gelmiş eserlerini seyrederken vicdanımızda cezbeli bir haz Mantotar kefaletsa 8A> vaıicita kürkçu Vm. Beyko tclefon Istandul - 1685 var. Yedi senelik hayat tarihimiz, dinmiyen bir şevkin, sinmiyen bir zevkin ulvî gayeye akışını naklediyor. "Cumhuriyet" . luttlenia se&ine ses uydurarak yürümek gibi çetin bir sahada muzaffer mahsuller aknış olmakla jnüftehirdir. "Cumhuriyet" kendimin diye ele aldığı okuyucuları için, ihtiyaçlan ve onların çareleri için bütün sahifelerini bir mücahede destanı yaptı. Fikir yolunda vasıta, vatan işlerinde özlu bir ka>Tiak olmağa çalıştı. Halka arkadaş ve tamamen halkın malı olmak... Biz bununla iftihar ediyoruz. Her gun yeni bir tekâmül gösteren "Cumhuriyet" bundan sonra da karileri için hiç bir şeyi esirgemiyerek çalışacaktır. Sesli sinema Sözlü ve sesli filim yavaş yavaş lstanbul'un her tarafını kaplıyor. Şimdiye kadar bundan mahrum olduğu için Beyoğlu'na inmeğe mecbur olan Kadıköy halkı artık bu zahmetten kurtuluyor. Çunkü Kadıköy Sureyya sineması sesli ve sözlü makine ile teçhiz olunmuştur. Bu makinenin küşat resmi sesli ve sözlü "Brodevey melodi" filmi le ve bir çok yuksek zevatın huzurile bu akşam yapılacaktır. Yeşilgün bayramı Mayısın on altıncı cuma gunu yapılacağı evvelce yazılan Yeşilgün bayramımn bir hafta sonraya tehir edildiği haber alınmıştır. Bir çok genç Yeşilhilâlcilerin idman bayramına iştirakini nazan dikkate alan Yeşilhilâl cemiyeti bayramını daha canlı yapmak için bu kararı ittihaz etmiştir. 23 mayıs cuma günü Boğaziçinde gezinti yapılacak, rozetler tevzi edilecek, içkisiz olarak eğlenilerek bayram tes'it ' edilecektir. ItilafL Senelerdenberi yapılamıyan Adalar ve Anadolu sevahflinin tenviri için elektrik şirketi ile Nafıa Vekâleti arasında muzakere cereyan etmekte olduğunu yazmıştık. \hiren bu müzakeratın hüsnu neticeye vararak Vekâletle iirket arasında itilâf hasıl olduğunu haber aldık. Bu itilâfa göre gerek tstanbul Şehremaneti hududu dahilinde ve gerek Kartal, Pendik ve Yakacık gibi bu hududun haricinde bulunan Anadolu sahilinin en muhim mahallelerine tenvirat ve kuvvei muharrike için elektrik verilmesi mumkün olacaktır. Bu geniş program yakında tatbik edilecektir. Vekâletçe mezkûr mahallerin kâffesine azamî beş sene zarfında elektrik verilmesi şart ittihaz edildiğini haber aldık. Büyükâda'ya 1931 senesi yazında ve Heybeli Adaya da 1932 senesi yazında elektrik verilmiş olacaktır. Bu itilâflar Anadolu sahili ahalisine büyük istifadeler temin edecektir. Elektrik ucret tarifeleri Rumeli ve Anadolu sahilinde seyyanen tatbik edilecektir. Gelecek ağustos iptidasında, Kartal'da inşa edilmek üzere bulunan çimento fabrikasına şebekeden elektrik verüecektir. Bu suretle yakında memlekete luzumu olan çimento ecnebi mamulâtına ihtiyaç göstermeden bizzat imal ve temin edilmiş olacaktır. Geç te olsa, Adaların ve Anadolu sahillerinin elektriğe kavuşmalannı memnunıyetle karşılanz. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet 7 MAYIS 1960 Gazetemiz 30 Nisan - 9 Mayıs 1960 tarihleri arasında tstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından kapatıldığından yayımlanamamıştır. GEÇEN YIL BUGÜN C ^ 7 MAYIS 1989 Şeker Bayramı nedeniyle gazetemiz bugun yayımlanmamıştır. Helsınkı :!Qr. Lenıngraa ,\jj . & Moskova Kahıre »* DUNYADA BUGÜN Amsffifdam A 25° Amman A 26° Atına A 18° A 32° A 24° A 24° A 21° A 22° A 26° A 24° A 26° A 25° A 26° A 34" A 35° A 24° A 22° A 22» A 28° A 22° A 24° A 23° Barcdona Basa Bögıad Be™ Bonn Bruksel Buoapeşte C«nwre Caayır Cıdde Ouba frartk<yn Gırne Helsnkı Katee Kop«rt«g Kökt Ufkosa Unıngrad Londra Madna Mılano Monireal Mûnıh Nevı ftrk Oslo Pans PUQ Rıyad Homa Sofya Sam TelAvıv üınus VSnedık Vıyana A 15° A 24° A 23° A 23° A 19° A 14° A 25° 8 16° Y 22° A 26° A 24° A 34° A 24° A 19° A 23° A 24° A 25° A 20° A 23° A 22° VVaslunglDnA 20° Zurtt A 24° TARTISMA Hitit Göneşi bizim Türk-İslam geleneğinden gelen bağnaz çevrelerimiz bunlardan surekli rahatsız olmuş- lar ve her fırsatta bunlan ortadan kaldırma- run yollannı aramışlardır. Bin dokuz yüz sek- sen dörtte gene Ankara Sıhhiye'deki Hitit ge- yik heykelinin kaldırılması girişimleri buna ya- kın ve canlı bir örnektir. Üstelik bu rahatsızlığı Saym Kemal yazısın- da da belirterek, "Dalokay döneminde seçi- len Hitit Güneşi tartışmalı oldu ve bu simge>i puta benzetenler bile çıkmıştı" diyor. O dönemde Hitit Guneşi'ni puta benzetenler şimdi değişmişler midir? Sanmıyorum. Ben Sayın Mehmed Kemal'e katılmıyorum, aksine Ankara Belediyesi bağnaz ve gerici çevrelerin çok sevineceği bir karar almıştır. Cumhuriyet Gazetesi yazar|arından Sayın Mehmed Kemal, "Politika ve Ötesi" koşesin- de (25.4.1990) "Ankara'nm Simgesi" başlıklı yazısında Ankara Beledivesi eski başkanlann- dan Vedal Daloka> döneminde seçilen Hitit Guneşi'ni nedense yeni yönetimin değiştirme karan aldığını ve yerine bir kü keçisi olan "An- ld"nin seçildiğinı yazmıştır. Sayın Kemal, Ev- lijn Çdebi'nin Seyahatnamesi'nde tiftik keçi- sinin tarihçesine ve bolgede önemli bir hay- vansal urun olarak ticarette iyi bir gelir kay- nağı olduğuna değindiğini de yazarak "Vedat Daloka) döneminde seçilen Hitit Guneş Kur- su amblemi tartışmalı olmuştu. Bu simge>i pu- ta benzetenler bile çıkmıştı. Karayalçın döne- minde ise Hitit Güneşi yerine Anki adlı keçi- nin amblem olarak seçilişi daha uygun görii- nuyor" diyerek Hitit Guneşi'nin yerini kıl ke- çisinin almasını olumlu buluyor, yazısımn so- nunu da "Bağnaz çevreler, dileyelim ki keçi ambleminden de huylanmasınlar, ters \orum- da bulunmasınlar. Sonra >eni bir simge daba aranır..." bıçimindenokıalamaktadır. Ben Sayın Mehmed Kemal'e katılmıyorum, aksine Ankara Belediyesi bağnaz ve gerici çev- relerin çok sevineceği bir karar almıştır. Bağ- naz ve gerici çevreleri asıl rahatsız eden Hitit Güneşi ve o simgenin altında yatan köklu Anadolu uygarlığıydı. Turklerden önce Ana- doin'da yaşamış ve Anadolu'nun gerçek sahip- leri olan gelişmiş bir kulflire sahip Hitit'leri Hatanın Maliyeti Sekiz milyonluk Istanbul'da turuncu r£nk ya da lacivert kuşak kaç kişinin oylarıyla seçilmiştir? Belediyenin bunu yanıtlaması gerekir. Ülkemizde son on yıldır yaşanan depoliti- zasyon süreci, irticaya, din kurumlarına, ge- rici güçlere devlet desteğinin sağlanması ve bu- gün gelinen kultursüzlük ortamı bunun en guclü örneğidir. Bugun Tiirkiye'de ekonomik, politik, sosyal, kültürel sorunların bilincinde birey, çevre, örgüt olarak aydın insanlar var- dır, Anadolu uygarlıklarının bir parçası olan Hitit Güneşi'ne de bu cağına sorumlu aydın insanı sahip çıkacaktır, gericiler değil. İnsanın geleceğini biçimlendirmek ise an- cak geçmiş tarihsel uygarlıklann birikimirri bi- limsel yöntemlerle değerlendirip yaşadığımız çağın deneylerini de katarak mumkündür. Hi- tit Güneşi amblem olarak kalmalıdır. UCUR PtŞMANLIK Tarsus tstanbul'da Belediye otobuslerinin turuncu renge bo>anması hatadır. Bunun hata oldu- ğunu halktan gelen tepkilerin yoğunluğu gös- termektedir. Ilginçtir ki eleştıriler buyük öl- çüde estetik ve çevre bilinci olan; dahası bu yönetime oy vermiş kişilerden geunektedir. önce şu hususa değinmek gerekir: Beledi- ye demokratik ve katılımcı bir davranış ile ls- tanbul halkına seçim olanagı sunduğu inan- cındadır. Ancak renk zaten seçilmişti. Belir- lenmesi istenen, otobüslerin kenarlarında da- *4na nu, yoksa çizgi mi olacağı idL Kımse da- nlmasın, ama buna halkla bütünleşmek de- ğil, halkla alay etmek denir. linutulmamalı- dır ki 1983 seçimlerinde bile alternatifler daha fazlaydı! Merak konusu olan bir nokta da bu ankete kaç kişinin katıldığıdır. Sekiz milyonluk Istan- bul'da turuncu renk ya da lacivert kuşak kaç kişinin oylanyla seçilmiştir? Belediyenin bu- nu yanıtlaması gerekir. tstanbul Belediyesi'nce renk konusunda ya- pılan açıklamada "Turunca rengin deneylere dayah bUimsel verilere göre diğer renklerden daha belirgin oldoğu ve cisimleri rtaha büyuk gösterdigi" belirtilmektedir. Bu doğrudur. An- cak bundan hareketle belediye otobüslenni tu- runcuya bo>'amanm mantığını anlamak müm- kun değildir. Avmpa'nın birçok ulkesinde yu- kanda belirtilen nedenle -otobusler değil, ama- itfaiye araçları turuncu renk taşırlar. Ne var ki bu turuncu rengin tonu da bizdekinden çok daha sevimlidir. Birçok kentte ise stilize edil- miş çiçeklerle süslenmiş belediye otobusleri bir bahar dalı gibi yollarda dolaşır dururlar. Sayın Sözen, boyama işinin maliyetinin sı- fır olduğunu söylüyor. Oysa halkın beğenisi- ne, halkın iradesine karşı gelmenin; "ben yap- üm okta" düşuncesiyle hareket etmenin önem- li bir maliyeti vardır. DOÇ. DR. SAVAŞ TAŞKENT Turk-lngılız kültur ıhşkılennın mimon ve Tûrk-lngihz Kûltur Derneğı'nın kurucu Oyelennden Prof irfan Şahinboş (1913-1990). Prof irlon Sahinboş ve şımdıkı Turk-ln- gıhz Kulhjr Derneğı Yönetım Kurulu Boşkant, Prof. Ünal Aytür Türk ve tngıliz kultürierı orasındc sıkı boğlor kurulmasındo çok onemlı rol otmışlardır. The British Council celebrates 50 years in Turkey • O0«00« O«0«0«0 oo»«»oo ••••••• OOt»»00 Kültürel, eğitsel ve teknik işbirliği yoluyla İngiltere için kalıcı biranlayış ve takdir ortamı yaratma çabasında Türkiye'de elli yıl. POLİTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Adalara Ne Oluyor?.. Gençliğim İkınci Dünya Savaşı yıllarında geçti, yurtdışına çı- kamadım. Avrupalara, Amerıkalara gıdemedim. O yıllarda Av- rupa'ya okumaya giden şaırler de geri döndüler Oktay Rifat, Ca- hit Sıtkı Tarancı gibi... Almanlar Parıs'e girerken Cahit'in bisik- letle güney kentlerıne uzandığı soytenir. Paris, okunan kitaplardan olacak her şairın gönlünde yatar. Va İstanbul? O da o yıllarda Paris'e eşti. Paris'e gidemeyince genç şairler İstanbul'a koşarlardı. İstanbul benım için o yıllarda, bir Paris'ti. Kışları bıraz para biriktirir, yazları gelir İstanbul'da har- cardım. Her geldiğimde bırkaç ay kalırdım. Para suyunu çekin- ce de dönerdim. Bu tutku bende birkaç yıl sürdü dryebilirim. Çağ- daş şiirimizin sanatçı, şair, ressamlannı bu geliş gidişlerde ta- nımıştım. İstanbul'a gelir giderdim ama adalannı bilmezdım. Bir gün ga- zeteci arkadaşım Nusret Baban'la bındik bir vapura, adaya git- tik. Nusret Baban, bizim dönemde çok başarılı bir gazeteciydı Mesleği bıraktı, güneyde bir otel işletiyor. Nusret'le Büyük Ada'da bir yerli turist gibi dolaşmaya başla- dık. Faytona bindık, kıyılara vurduk. Sonunda bir meyhaneye çö- reklendik. Rum garson (eskiden Rum meyhaneleri ve garson- lar vardı), önümüze ne koyduysa hiç itiraz etmeden kabullen- dik, masayı donattık. Yedik içtik. Öyle bir hesap geldı ki zar zor ödedik. Ne zaman Ada'yı düşünsem bu kabarık hesap akhma düşer. Ama bugünün hesapları ile karşılaştırsak, daha az gelir Bugün ne Rum meyhaneleri var, ne Rum garsonları. Adalar üstüne başka anılarım olmadı mı? Olmaz olur mu? Bir başka anı: Bır dönemın sanatçı, yazar, oyunculan çağrılı olarak Büyük Ada'ya gıttık. Nejat Devrım'in çağrılısı ıdık. Şakır Paşa Ko nağı'na gitmiştık. Kimleryoktu? Suat Dervış, Neriman Hikmet, Asaf Halet Çelebi, Haşmet Akal, Nuri lyem, Nasıp lyem. Ferruh Başağa... Daha adlarını şimdı anımsayamadığım birçok arka- daş... O gece Şakir Paşa Konağı'nda kalındı. Bir anı daha: Metin Eloğlu, Sabri Altınel Balıkçı Bakı'ye gıtmiş- tik. Selahattin Hılav, Erdoğan Tokatlı da var mıydı? Bakı balığa çıkar, Allah ne verdi ise toparlar gelırdi. Yıllar sonrası, İstanbul'a göçtükten sonra adalara yılda birkaç kez gider oldum. Bütün bu anılardan sonra 'Devr- i dilara-yı Özal'a' geliyoruz. Başına bir prens eklenen adalar tükenıyormuş.. Ada Dostlan böyte soylüyortar Adalar tükenirken bır 'kampanya' açmışlar. Ada- yı kurtarmak için buldukları birçok slogan var, bır tanesi şöyle: "Boğaz bittı... Adalar boğazlanıyor..." Kim boğazlanmıyor ki kim bitmiyor ki? Ülkenin dört bir yariı boğazlandı. Kırlık, yeşillik ne varsa Rökünden kazınıyor. Kimile- ri, ülke çökerken sen adalaria uğraşıyorsun diyebilir. Adalar da yrtirdiklerimiz arasında değil mi? Adalar tarihi boyunca böyle olmamış... Gelenler talan ediyor- larmış ama ormanları yakmıyorlar, çevreyi böylesi kirletmiyorlar- mış... Latinler gelmişler, ganimetleri almışlar, talan etmişler. ama doğaya dokunmamışlar. Kazaklar gelmişler, onlar da talan et- mişler, doğaya dokunmamışlar... Bugün gelenler ne bıçim ka- rıncalar ise ot komuyorlar, kemiriyorlar. Adaları bılenlerin yüreği kan ağlryor. Eskiden adalılar vardı. Kimbilir onların yüreklerı nasıl? Durum yüreği yananlar için şöyle: "... İstanbul bittı... Marmara'nın kurtarılması için çok geç ka- lındı. Adına ıster Adalar ılçesı, ıster Marmara Takım Adaları, is- ter Prens Adaları, ıstersenız Kızıl Adalar deyın, bu yörenın, bt- yolojik olarak can çekişen, Marmara'nın ortasında, tarıhiyle, kül- türüyle ve doğasıyla ölüme mahkûm edilen, çok onemlı bır bölümu hâlâ kurtarılabilir. Bir tarih ve doğa kalıtımına sahiptir " Adalar, adalıların çekilmesıyle çöktü Ada nerede. adalılar ne- rede? Doğayı ve coğrafyayı talan edenler geldiler. çevrenize bak- mıyor musunuz? Yıllarca sömürenler, şimdi somurulüyorlar. ÇAUŞANLAREV SORULAR1/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL .„,, "Primleriın kesintisiz ve tavandan" SORU: 2» yıl 10 ay çalıştıktan sonra 1979 yüında SSK'dan ay- lık oranı >üzde 70 ile emekli oldum. Çalıştığım sürece primlerim kesintisiz ve tavandan ödenmiştir. 1.400 gös- tergeden emekli olmama ragmen 4 milyon 200 bin lira- yı bulamadtgım için de süper emcklilikten yararlanamadım. Sorulanm: 1) Ocak 1982'den sonra 5.000 günden fazla her 240 gün için aylık oranı yüzde l'er artınlmış. Bu bizierc de yansıbldı mı? 2) Bu arttınm bize uygulandıysa bugün aylıgım ne oranda ve ne kadar ödenmektedir? 3) Uygulanmadıysa yüzde 70'ten ne aylık almalıyım? 4) Bulabilip de 4 milyon 200 bin lira yatırabilsevdim nc kadar aylık alacaktım? 5) Emekli olmayıp çalışmamı gene tavan uzerinden prim ödeyerek surdurseydim ve 1990, 1991 yada 1992 yıllanndan birinde emekli olsaydım, bu rülara göre bana ne kadar a>lık bağlanırdı? YANITi 1) 506 sayılı yasa, yürürlüğe girdiği 1 Mart 1965 yı- lından bu yana sıkça değişmiştir. 2422 sayılı yasa ile 1 Ocak 1982'den geçerli olarak "yaşlılık ay- hğının hesaplanması" kuralları yeniden düzenlenmiştir. 25 yıllık sigortalüık süresi içinde, en az 5.000 gun malullük, yaşlılık ve olüm sigortalan primi ödeyenler için aylık bağlama oranı yuzde 70'ten yüzde 60'a indirilmiş, buna karşılık 1 Ocak 1982'den önce yok sa- yılan ve aylık oranını belirlemede hiçbir katkısı olmayan 5000 gun- den fazla her 240 günlük malullük, yaşlılık ve ölum sigortalan primi, için yuzde 60 oranının yüzde l'er antırılması kuralı getiril- miştir. Böylece 28 yıl 10 ay (10.380 gün) çalışması olan sigortalı- dan biri, 1 Ocak 1982'den önce emekli olduğu için 5.000 gunden fazla ödediği 5380 gün, oranı belirlemede değerlendırilmeyerek, 5000 gun için saptanan yuzde 70 oran üzerinden emekli olmuştur. Yine 10380 gun (28 yıl 10 ay) prim ödeyen diğer sigortalının, 5.000 günü için yüzde 60 belirlenmiş, artan 5380 gunu için ayrıca yüzde 22 oran eklenerek kendisine yaşlılık aylığı yuzde 82'den bağ- İanmıştır. Kısaca bugünkü uygulamada, 1 Ocak 1982'den once 5.000 gün prim ödeyenle 10380 gün prim ödeyen aynı orandan ve jiizde 70'ten yaşlılık aylığı almaktadır. Bugune değin bu kuralı değiştiren bir yasa da çıkmamıştır. 2) Bu nedenle aylık oranınızda bir değişiklik olmamıştır. Bu- gün 1.400 gösterge ile yüzde 70'ten ve 28'yıl 10 ay için, 424 bin 900 lira aylık ödenmektedir. Her 240 gün için yüzde 1 arttınrn uy- gulansaydı ayhğıruz yüzde 82 orandan, 467 bin 740 lira olacaktı. 3) Bulabilip de 4 milyon 200 bin lira yatırabilseydiniz avlığınız yine yüzde 70'ten, 501 liraya yukselecekti. 3395 sayılı yasa ile getirüen en büyük haksızlık da 9 Temmuz 1987'den önce emekli olanlann, 700 ile 1.400 gösterge arasında sı- kışıp kalmasıdır. Oysa ki bugünün asgari ücretinden prim ode>'en- ler, dünün en ust düzeyinden prim ödeyenlerle hemen hemen eşit aylık alır duruma getirilmiştir. 28 yıl 10 aylık çalışma süresinin son 5 yılmı tavandan prim öde- yenlere, 255 katsayı ile 175 bin sosyal yardım zammına göre yuzde 72 orandan 1990 yılında 4.050 göstergeden 918 bin 580 lira aylık bağlanmaktadır. 1991'de bu aylık 5.300 göstergeden, 1 milyon 148 bin 80 lira, 1992'de ise tavan gösterge olan 6.400'den, 1 milyon 350 bin 40 lira olarak bağlanacaktır. fOTOART PROOUKSnrOM T.C. AKYAZI SULH ÇEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas No: 1988/711 Karar No: 1990/26 Akyaa Çatalköpru köyünde imal edilrnekte olan ve Ada Sucukla- n nam ve isminde piyasaya sürülen sucuklann gıda raaddeleri nızam- namesine aykın olduğundan dolayı yapılan açık yargılama sırasında; Sanık Ada Sucukları sorumlusu ve ımalatçısı Akya'zı Çatalköpru köyü nflfusuna kayıtlı Hüsnu oğlu, 1962 d.lu, Hilmi Aslan'ın mah- kememizin yukanda esas ve karar numaraları yazılı kararı ile TCK'nın 396, 647 sayılı kanunun 4. maddesi, TCK 72. maddeleri gereğınce neticeden 32.000 TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına, 7 gun süre ile işyerinin kapatılmasına, 3 ay sure ile failin curme vasıta kıl- dıgı Çatalköpru köyü Ada Sucuklan'ndan dolayı meslek ve sanatın ve ticaretin tatıline. cezanın teciline karar verildi. 16.4.1990 Basın: 23311
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear