14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/19 BEKLENEN AN GELDI! Türkiye'nin ilk özel televizyonu Magic Box'ın 1. Kanalı Star 1, 7 Mayıs Pazartesi günü test yayınlarına başlıyor. Her gün saat 18.00 - 23.00 arası eşsiz videoclip'ler ve Amerikan Profesyonel Basketbol Ligi NBA Play-Off maçları... L Haziran'da hafta içi 12, hafta sonu 16 saat g birbirinden güzei müzik programları, spor ve diziler... Eylül'de büyük açılış! Sürekli yayınlara geçiş... Özlenen canlı, sürprizli show'lar, filmler, diziler, müzik, eğlence, spor programları ve uluslararası haBlrler... .^ ...Ve futbol olayı! Türkiye 1. Futbol Ligi... 1990 - 91 sezonundan itibaren TV ve radyo yayın hakları yalnız Mogic Box'to! Savaş şov 'Baştarafı 18. Sayfada) BHUNCITEUVHYON KANAU IZLEYEBILIRSINIZ i Çanak anteniniz varsa, ikinci bir anten almanıza gerek yok... Yapmanız gereken; k Anteninizin çapı 2 m/nin altındaysa, hiçbir ilave teçhizata m gerek kalmadan, anteninizin yönünü EUTELSAT F5 f uydusuna (10 derece doğu) çevirtmek. *% k Anteninizin çapı 2 m/nin üzerindeyse ve RTL, SAT I, Tele 5, m Eurosport gibi yayınları izleyebiliyorsanız uygun fiyata f alacağınız ilave bir LNB parçası taktırmak. Çanak anteniniz yoksa, 1.20 m. çapında ufak, pratik ve hesaplı bir çanak anten için antencinize başvurunuz. • Not: Magic Box'ın önerdiği uydu sistemi META'dır. Anten konusunda detaylı bilgi için aşağıdaki telefonlara başvurunuz. + Tel.: 152 30 38 • 152 32 46 - 152 32 82 - 152 41 27 - 152 41 73- * 152 37 53 - 152 43 29 - 152 43 19 - 152 42 15 - 152 57 96 •;••- Jf Hepsi bu! Yaşamanın tadını değiştirmeye, müziğe, eğlenceye, futbola, spora doymaya hazırlanın! G E C K A L M A Y I N ! Adnan-Tanju mucadelesinde Hakem Engin Kurt'un çaldığı penaltı bizce en hafif deyimiyle çok ağırdı. Zaten o penaltı atışı ve 2 ger- çekten güzei pas dışında, sahada güçsüz Tanju'yu kimse göreraedi. Dün Galatasaray bütun sezon bekleyen Savaş'ın şut şovunu ser- giledi, bir de Hayrettin'in ilerisi için umut veren performansını... Bunlara eklenecek ne var dersiniz, Kaptan Cüneyt'in yeniden kaza- nıldığını gösteren oyunu, güçlü Yusuf ile Erdal'ın birlikte direkte patlayan nefiş şutlannı seyrettik. Bu arada, tribündeki seyirciye kızıp oyuna küsen ve sahadan alın- masmı isteyen, bununla da yetinmeyip, soyuoma odasından tribü- ne fırlayıp seyn-ciyle tartışan Uğur'un hareketinin uedenlerini anla- mak gerçekten çok güç. Tbni ile Müjdat (Baştarafı 18. Sayfada) tin A$ık, Aziz Yılmaz, Yusuf Du- ru, hepsi soyunma odasındaydı- lar. Olay sonrası önce Toni sta- dın büyük giriş kapısından, son- ra da Müjdat laraftarlarm alkış- ları ve polis kordonu altında ar- ka kapıdan stadı terk ettıler. Fenerbahçe Yönetim Kurulu dün akşam olağanüstü toplandı. Olay görüşüldü ve Toni'nin suç- lu olduğu görüşü ağır bastı. Adı- 2. LİG Kartalspor-Kasımpasa Çarşambaspor-S.Beykoz Kocaelispor-Kütahyaspor Orduspor-Bulancakspor Giresunspor-Eskişehir A.Sebatspor-E.B.Eyüpspor F. Karagümrük-Rizespor D.Ç.Karabükspor-Bartm 1-1 1-0 2-0 4-3 2-1 : 2-0 3-1 1-1 3. LİG Pendik-Galatasaray Yüce-Feriköy Babaeski-Galata Kırklareli-Tekirdağ Çorlu-S. Sirkeci G. O. Paşa-Uzunköprü Vefa-L. Burgaz tstanbul-Silivri E. Ereğli-B.Paşa Gebze-Yalova Akyazı-Ü. Anadolu Düzce-A. Hisarı 2-4 1-0 1-2 1-1 4-3 7-2 4-0 3-3 3-1 0-0 1-1 1-1 nın açıklanmasını istemiyen bir yönetici, "Majdat maç sırasında hata yapabilir. Ama Schumac- her'e ona tekme atma bakkı ve- rilraez. Üstelik Schumacher şerefli Fenerbahçe'nin kaptanlık bandı- nı yeri«re atmıştır. Suçludur. Ola- yı başlattıgı için suçludur, takımın eski kaptanına tekme attığı için suçludur. 5-1'lik galibiyete bile sevinemedik" dedi. Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nun bugünkü toplantıda Schumacher'e büyük ceza vermesi bekleniyor. Sarıyer hak (Baştarafı 18. Sayfada) ki adamla Sarıyer birçok maçın- nı eksik kadro ile oynamasına karşm kazanmasıru bildi. Dün Trabzon maçında da böyle oldu. Savunmada görev ve so- rumluluk verdigi birçok kişinin oynayamaz dediği Cem ve Zo- ran'la Trabzonspor'un ataklanna başarı ile karşı koydu. Mehmet, Esat ve Müller de gününde olun- ca bu Sanyer'e gol atmak otduk- ça zor. Zira topu yitiren her oyun- cu kalesini savunma düşünce ve eylenıi içine girip olağanüstü mü- cadele ediyorlar. Akıllı ve gole ya- kın oyunculann Sercan, Mustafa ve Osman ile de rakiplerinin işini kolayca bitiriyorlar. Dün, hiç de iyi oynamamalarına rağmen yine de kazanmayı hak eden taraftılar. Hak yerini buldu. Stiper futbol (Baştarafı 18. Sayfada) lar atıyorlar. "lnönü KartaJ'a roe- zar olacak...", "...Beşiktaş şam- piyon olamaz" türünden klişe te- zahürat yoğun biçimde sürüyor. Maçın başlamasına az bir süre ka- la sahaya çıkan Veselinoviç'e de büyük sevgi gösterisınde bulunu- yorlar. G. Saray (Baştarafı 18. Sayfada) puk pasına Prekazi çok sen vur- du: 3-0. 40. dakikada Bursaspor'- un golü geldi. Tugay'ın hatalı geri pasını yakalayan K.Erhan, Hay- rettin'in müdahalesine karşın ta- kımının tek golünü attı: 3-1. 60. dakikada yine B.Savaş sahnedey- .di. Erdai'la gırdiğı verkaçta kale- ye 26-27 rnetre uzaktan çok akıllı bir vuruş yaptı ve 90'dan ağları sarstı: 4-1. G.Saray'm bitmeyen baskısı 5. golü de getirdi. Kaza- nılan frikiki Erdal Savaş'a çıkar- dı. Bu futbolcunun 20 metreden attığı şut kendisinin 3., takımının 5. golü olarak Bursa fılelerine gitti ve Galatasaray, Trabzonspor'un puan yitirmesi ile lig üçüncülüğü- ne oturdu. Buruksevinç (Baştarafı 18. Sayfada) yediği gol ile bütün oyunun ve atılan süper gollerin üstüne bir sün- ger çekti. Oysa Fenerbahçe oyuna çok mükemmel başlamış, uzak- tan şutlarla Ankaragücü kalesini bombardımana tutmuş, verkaçlar- la süslediği güzei oyununu attığı süper gollerle değerlendirmişti. İkinci yarıda Oğuz'un oyundan çıkması ile onun görevini üstlenen Şenol ve orta sahada Müjdat yine ilk yarıdaki oyunu yinelemişler ve Fe- nerbahçe farka gitmişti. Ancak 4. golden sonra Fenerbahçe forveti egoist bir oyun anlayışına bürünmüş, defans ise işi iyice hafife al- raıştı. Bilal'in golü ile Fenerbahçe yeniden hızlantrken Fenerbahçe defansı arka arkaya yaptığı hatalarla Ankaragücü'nün gol poâsyon- larma girmesine adeta yardımcı olmuştur. 5-1'den sonra oyunun iyice tadı kaçmış, Schumacher'ın takıra ar- kadaşlanna yaptığı davranışlar tribünlerden de protesto ile karşılanrruş ve Fenerbahçe sahayı terk ederken taraftarlar staddan buruk bir se- vinç içinde ayrılmıştı. GOLLER: Dakika 12: Aykut çalımlarla cezaalanına girmek için çaba gösteriyor. Savunma faulle durdunınca verilen ceza atışıru Ofıız kullandı. Altı pas? doğru gelen topa iyi yükselen B.Şenol'- un kafa şutu ağlara gitti (1-0). Da- kika 23: Bilal'in verdiği pasla ra- kibinden sıyrılan Oguz üstüne doğru gelen Zalad'ın yanından to- pu plase bir vuruşla ikinci kez ka- leye gönderdi (2-0). 26. dakika: Möjdat'ın soldan ortaladığı topu cezaalanı içinde bekletmeden şut- layan Ayknt çok şık bir gol attı. (3-0). 36. dakika: Cezaalanı çiz- gisi ustünde kazarulan serbest atışı Müjdat bomba gibi bir şutla 4. kez Ankaragücü ağlanna gönder- di ( 4 ^ . 58. dakikada B.ŞenoJ'on verdiği pasla Hayati'yi çalımlayan Bilal, Zalad'ın yanından çok sert bir şutla topu beşinci kez gol ola- rak değerlendirdi. (5-0). 76. daki- ka: Cengiz cezaalanı içinde önü- ne geleni çalımladı. En son Toni'- ye de çalım atan Cengiz'in şutu- flu Vişnevski eliyle önledi. Veri- len penaltıyı K.Ziya gol yaparak skoru belirledi. (5-1). Schumacher (Baştarafı 18. Sayfada) var ki Schumacher, geçirdiği depresyon ile bir saldırgan kişiliği- ne bürününce, bu şahane goller, bütün Fenerbahçe taraftarlanna ze- hir oldu. Schumacher, Türkiye'de bir olaydı. Tüm spor dünyamız bu Al- man futbolcuya sevecen gözlerle bakıyordu. Zaman zaman yaptığı anormal hareketler hoşgörüyle karşılanıyordu. Ne var ki, Türkiye'- de gördüğu bu derece sevgi ve saygı onu adeta şımartmıştı. O dere- ce şımartmıştı ki giderek kendini Fenerbahçe'nin üzerinde biri gibi gönneye başlamıştı. Unutulduğu bir anda Türkiye'ye getirilerek mil- yarlarca para ödenen bu futbolcuya yönetimler dairna ayncalıkh mu- amele de yapıyorlardı. Zaman zaman antrenörü, zaman zaman da yönetimleri yönetme hevesine de kapıldı. Bütün bunları olgunlukla karşılayacağına büsbütün çılgınlaşmaya başlamıştı. Sonuçta, dün de sahada izlediğimiz gibi işi Mujdat'ı ve B.Şenol'u tekmelemeye ka- dar götürdü. Fenerbahçe sanki bir sömürge ve Schumacher de "SS" subayı! Schumacher nedense bu küstahlığının sahada karşılığını görme- di. Öncelikle Sadık Deda'nın Schumacher'i oyundan çıkartması ge- rekirdi. Çıkartmadı, üstelik de tekme yiyen Müjdat sarı kart gördü. Fenerbahçe yönetimi ise Schumacher'in bu deprasyonu nedeniyle sa- ha kenanna alınması gerekirken bunu yapmadı. Bize göre Türk futbol seyircisini ve Fenerbahçe'nin onurunu hiçe sayan Schumacher bun- dan böyle tutulursa "Yanklar olsun" böyle Fenerbahçe'ye. CIJMBBJRIYCT'TEİY OKURLARA... OKAY GÖNENSİN (Baştarafı 2. Sayfada) Nisan 1990'da gazetelerin ortalama günlük net satışları ve bir önceki aya göre farkları, Satış Servisimizin belirlemelerine göre şöyle oldu: 800 Liralık Gazete Cumhuriyet 133.439 -925 700 Liralık Gazeteler Sabah Hürriyet Günaydın Mllliyet Türkiye Tercüman 548.369 534.207 479.840 358.014 313.976 136.519 -16.193 + 45.822 + 16.149 -8.300 + 1.924 -63.947 500 Liralık Gazeteler Bugün Tan Fotospor Zaman Güneş Yeni Asır 312.196 166.521 158.470 69.000 67.886 49.819 -18.504 -31.853 + 23.025 + 3.000 -4.119 + 3.677 Gazetelerin nisan ayında televizyon ve basın reklamları için harcadıklan miktar 4 milyan aşarken dökümü şöyle oldu: Günaydın 870 milyon Sabah 820 milyon Hürriyet 690 milyon Tan 495 milyon Bugün 410 milyon Milliyet 260 milyon Fotospor 255 mityon Türkiye 250 milyon Zaman 70 milyon Gûneş 65 milyon Yeni Asır 42 milyon Cumhuriyet 40 milyon POLITIKADA SORUNLAR ERGUN BALCI (Baştarafı 3. Sayfada) zirveden on gün önce Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl ile Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, AT'nin 1 Ocak 1993e kadar siyasal bütünleşmesini gerçekleştirmesi için acil çağnda bulunmuştular. Thatcher'ın direnmesı üzerine Mitterrand ve Kohl, siyasal bütünleşme sorununun görüşülmesini hazira- nın sonlarına ertelemeyi kabul ettiler. Mitterrand'ın AT'nin bir an önce siyasal bütünleşmeyi gerçekleştırmesini istemesinin ne- deni, Almanya'nın doğuya yönelmesinden kaygılanmasıdır. Fran- sa lideri, deyış yerinde ise Almanya'yı AT içinde hapsetmek isti- yor. Ne var ki Thatcher, değişik düşünüyor. Ingıltere Başbakanı- na göre siyasal bütünleşme, hükümranlık hakkından önemli öl- çüde ödünlerı zorunlu kılacak: Avrupa Parlamentosu'nun ağır- lığı artarken, ulusal parlamentolar geri plana itilecek ve Brük- sel'deki merkeziyetçi bürokrasi, ulusal hükümetlerın yetkj ala- nını daraitacak. Thatcher'ın kaygıları Danimarka, Portekiz, Hol- landa ve Lüksemburg tarafından da paylaşılıyor Bu ülkeler de hükümranlık haklarından özveride bulunmak istemiyorlar. Ama birsorun var; Avrupa'da blokların zayıflaması, milliyetçi- lik akımının ön plana çıkmasına yol actı. iki Almanya'nın birleş- mesi bu akımı dana da güclendirecek. Avrupa'nın tekrar milİH yetçi kavgalara sürüklenmesini önlemenin yolu da bütunleşmek- ten geçiyor. Avrupa yeniden şekillenmenin sancılarını çekiyor Türkiye bu son derece önemli gelişmeieri yeterince yakından izliyor mu? Dışişleri Bakanı Ali Bozer'in Malezya gezisini NATO toplantı- sına tercih ettiği düşünükJüğünde bu soruya olumlu yanıt ver- mek güçtür. Atatürk ve Laiklik (Baştarafı 2. Sayfada) da daha da ileri gidiyor ve Atatürk'e söylemediği bazı şeyler söyletmek- ten bile cekinmiyor: "Vukanda belınildiği gibi din egitiminin bilgisiz ve yetkisü kim- seler tarafmdan değil, okullarda be- lirli bir program çerçevesinde yapıl- masına işaret eden Atatürk..!' (s. 120). Sayın profesör aklınca, Ata- türk'ü arkasma alarak, "zorunlu" din dersleri okutulmasıru haklı gös- terecek! Hatta kendisine göre Ata- türk "Türk çoragunun özgur, dini- ne saygılı, âdrt ve göreneklerioe bağlı yetişraesini istiyor"muş, bu- nun için de onun "dinimizi kötüye kullananlara karşı u>-anık oJması. bilgili olması" gerekirmiş! (A.E.s. 121; altını biz çiziyoruz.) Ee, bu na- sıl sağlanacak? Elbet, "bir program çerçevesinde" (herhalde "8 yıl boyunca" demek istiyor.) Kendisi gibi 'aydıniann yazdığı kitapları okutarak! Zira, ne demiş Atatürk? "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, der- vişler, müridler ve mensuplarırun memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki yol ilim ve medeniyetin yoludur" (AJ.s. 123) demiş. Çok da güzei söylemiş, ancak bu sözu Atatürk 1923'te söylemiş, dolayısıy- la bu sözü zorunlu din derslerini haklı gösterme amacıyla anmak, öküzün altında buzağı aramaktan farksız bence. ^ani sayın profesör "bu dersler okutulmazsa çocukla- rımızı şeyhlerin ve muridlerinin elinden kurtaramayız, dolayısıyla "ilim ve medeniyet yolunda ilerleyemeyiz" demeye mi getiriyor? Eğer niyeti bu ise kimi kandırdığı- nı sanıyor? "Şeyhler ve dervişler" çağmın ne zaman ve nasıl geri gel- diğini hepimiz biliyoruz. Bu geliş- meyi kimlerin ve ne amaçla başlat- tıklarını da biliyoruz. E V I Z Y O N Sevgili dostumuz, değerli insan AYHAN BAŞARAN'ı bir trafık kazası sonucu yitirdik. Acımızı ailesi ve bütün dostlanyla paylaşıyoruz. O'nu özlem, saygı ve sevgiyle hatırlayacağız. Ahınel Abakav. Kâzım A^ank. Mehmel 4közer. Alper Aklan, Ilhan Akkan. tzzet Araral. Petami Arıırk. Aka> Antov Bülenl Anumlı, Alilla AifUl. Abdurrahman Alalay. Hü«-\in Aula>, Mut.lafa Alala\. Veysel Av^ar, Onman Ajbere, Vedal Baranoğlu, Eıhem Cankunaran. Merrain f-oıjkun. l mur Cooİıun. Musiafa Çam. Tevfik Ça>dar. Umei Rıza Çebi. Metin Çulhaoğlu. >ezih Damal. Şükran Deri«. >usret Do^ruak. Recai Emre. Figen Er. Salih Er. Kadir Erba», Aauman Erdosl. Haluk Krdosl. Cem Eroglu, Hayri Ertek. Fahrrtlin Fıdan. Ceval Ceray. Turgul Gökdere. Aykut Cökcr. Ne»e Göker. Milhat C4rkem, Arif GttlSksuz, Ali Güna). Nezahat Gttndoğmuş, Çetin Güner. >ahit Harıköylü. Alpaslan Ifiklı. Burhan Karaçal. Ra^il Kaya. Özean Kesgeç, Ne^el Kocabıyıko|;lu. Rengin KoraİM.vıkoğlu, Yıldırım Ko^. Mustafa koçjigil. Hayri Kurt);6zU. Tamer Le\ent, Bayranı Meral. Haluk Orhun, Gürbttz Özaltınlı. Mehmet kök Ozaltıniı. Muıa Özdernir. VarlıL Özmrnek. >urettin Pirim, Perihan Pulal. Ömür Sezf[in, Hasan Şahin. Erol Şala^ Er^en Şanıtal. Genoay Şaylan. Ali Şim^ek. Özkan Taner. Tun<r Tayanc. Erhan Trz^ör. Durmu» Tiryaki, Şenol Tıryaki. Ahmet Toptan, Haluk Tosun, Se»gi Tunrel. Tanrr Tunrel. Mete Tun^a), Ne«e Tunçay. Gürel TUziin. Tttlay l'lutürk. Kudret l'lutürk. Ahmel Unutnıaz. Tahgin Usluoğlu. Fatih İ.luıı. Fikret Kemal Yıldırım. Sacil Yöriiker. Ama biz yine asıl konumuza dönelim: "Din Kültürü" kilaplannm ya- zarları sadece Atatürk'u kendi da- valarına bulaştırmakla yetinseler, yine iyi; bu zorunlu derslerin laik- İikle bagdaşmadığı izlenimini sil- mek için de az çaba harcamıyorlar! Örnegin, Doç. B. Bilgin laikliğin ol- dukça uygun bir tanımını yapıyor, hatta bir yerde "Atatürk milleti ve ülkeyi bu tehlikelerden kurtarmak için 'DevletiD dini olnaz' ilkesini getinniştir" (İlk 5. sınıf s. 72) di- yor. Aynı şekilde, Prof. Tunç da "Devlet her turlü dini inanış ve mezhep anlayışı karşısında tarafsızdır" (Orta II. s. 116) diyor, çok da doğru söylüyor, ancak bu sayın yazarlardan ne biri, ne oteki okuJlannda zoria din dersterini (ya- ni tslamlık) okutulan bir iilkede devlctin ba tarafsızlıgı nasıl sağla- yacagı sorusunu sormaya yanaşmı- yor. Yoksa derslere 'Din Kültürü' başlığinı takmakla tarafsızlığın sağ- lanrnış olduğunu mu düşünü- yorlar? Geçenlerde CDmhariyel'te bir Katolik ana-babanın "Milli Eğitim Bakanı'na Açık Mektup"u çıktı. Meğer bu dersler Miıslüraan olma- yan azınbk çocuklanna da okutu- luyormuş! lnanılacak sey değil! Bu ana-baba haklı olarak feryat figan ediyor; Zorla okutulan şeyler ara- sında: 'Tevrat ve Incil'deki tutarsız- lıklara, lslamı öbür inançlardan üs- tün tutan özelliklere değin pek çok şey var. Bizim çocuklarımız, kendi inançianna ters diışen şeyleri ogren- m<k zonında degiller. Üstelik yet- kilerini aşarak sınıfta zorla namaz kıldırmaya kalkan oğretmenler de varT' Rezalete bakın: Laik olmayan Osmanlı devletinin bile uyrukları- na reva görmedigı bir manevi işken- ceyi sözüm ona laik devletimiz - hem de yirminci yüz>ılın sonunda- uyruklanna reva görebiliyor! Tanrım, sen aklımı koru, yoksa korkulu bir rüya mı göruyorum? EKONOMtNOTLARI (Baştarafı 13. Sayfada) Piyasa, enflasyon oranıyla dö- viz kuru artışları arasında büyü- yen uçuruma nereye kadar dayanacak? Bu soruların yanıtlarını düşü- nürken insan ister istemez biraz daha karamsar oluyor, enflasyc- nun geleceği konusunda. Uma- lım bizim bu karamsarlığımız yersiz olsun, brr mucize gerçek- leşsin ve enflasyon hızla inişe gecsin, biz de artık geleneksel- leşen bu tûr yazıları yazmaktan kurtulalım.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear