Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunyrt Maıbaacılık >* Gazetecılık Türk Anomm Şnkeu adına
Naür Nadı 0 Gcnrl \avın Muduru H ı a ı C«n»L MIKSKSC Muduru
EmiaK Lj^lıg», \azı Islen Müduni Ofcly GotlCTsi., 0 Haber Merkca
Muduru YaJçın Bayer, Savfa Duzem Yönetmem Ah Acar 0 Temsılcıler
ANKARA Akmcl Taa. İZVI1R HıknKI Çoiakan. ADANA Çetıa \Jteaoghı
k Poüukı. Ottl »«Invc. Do Hsberta Fjfi. Mct. Ekooonu Ctr^ı Taıtaa, li Scndıka Şttıu KetNci. KsJıur C<M lurr.
Isunbuj Hıberlcn Kcm laıak. EJıırnı CCKV Ş«?1aa. Van Haboten N<c*H Dotaa, Spoı Dtnumin, \Mallurtlr ^actfcu».
Duı Yuılar ttnm ç*k*ka> Annjnnj ŞaMa Alaas. OUdlae <U lıl Yantı 0 Koorduuıor U M Konfaaı 0 Mılı
Isler Esol Lrl.l 0 Muhairtu Bakal to 0 llılln rillllHM S«fl O—ll>riııı(lı 0 Reklan An* b r u 0 Ek taymiar
Halvı *l,ol 0 Idart U m k G n 0 Istelmr ÖaaV Çdk 0 fclp-lıkrr M» laal 0 Ptrsonc! Srfı
O t » AkM. Ydca «•**. U a a
HikMl Çdıaktra. Ofcıv
t|«r M*»™, llav
Staa, AaaM Tu
S o a i w feyo* Cumbunx- Vb[bumlık vc Guctecıbk T.A« Tark OM* Cad. 39 41 Ca|alotlıı'
34334 la PK IX. UuntaL 1» SI2 0! 05 (20 haıl, Tckt 22246. Fu. (I) 526 «0 72 0
BUnrfBr ABkva: Zıya Gokalp BJv tnkılap S. No 19/4. Td 133 II 41-47, Telet 42344, Fax. (4) 133
05 65 0 baUr H Zıya Blv I3S2 S 2/3, Tel 13 12 30, T«ta. 523». Fu. (51) » 53 «0
0 Aaaa*. laem Cad. 119 S. No I Kal 1 Td 19 37 S2 (4 hu). Ttk» 62155, Fax. f7I> 19 2« 71
TAKVİM: 30 ARALIK 1990 Imsak: 5.50 Gunes. 7.22 Öğle- 12.11 tkindı: 14.30 Akşam: 16.51 Yatsı: 18.17
Yılbaşında büyük ikramiye çıkarsa ve üstünüze *bir şeyler almak3
isterseniz neyapabilirsiniz
Haydi 22 müyarla dağıtmaya...- — ^ — ^ p ^ ^ - ^ ^ — B
^ - ^ ^ ^ M | a B
_ B
^ - a a B
- g a A
^ - ^ - ^ - ^ ^ ^ - ^ - ^ ^ ^ B d
^ ^ ^ ^ ^ ^ f e
^ - ^ a a
^ - ^ ^ ^ B
_ ^ M B
w H a | B
^ - ^ H a | | | H a | | B
^ ^ ^ aBBBBBBBBBjj««>B^BB^BBBB^™«»*MijjjjjBWI*iJiaMi&*^fct£.**fc^*^«Blfc**Eaa™as-.*-'i ••^^••••••••a—• ^^^fca»a»j»j»*B»»«aBBB»>BBBaaafc»a»aa»ıı«ı • ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^
— Guy Larocbe'dan gri ve beyaz şantungdan bir mini elbise. Bir yanında dev bir fiyongu var.
NECLÂ SEYHUN
Gelin, dağıtalım!.. Dağıta-
lım, evet neden dağıtmayacak-
mışız ki? Siz milli piyangonun
tdevizyondaki öğudüne bakma-
yın. Hem bilet alacağız, hem de
düş denizine dalmayacağız. Ne-
denmiş o?..
Bilet zaten o düşün karşılığı.
Çekilişten sonra şanslı iki üç ki-
şinin dışında, hepimizin elinde
kalan düşlerle dolu geçen o üç,
beş gün olacak yalnızca. Haya-
li milyarderliğe oynanan o üç
beş gün.
Gelin, oynayalım bu oyunu,
yılbaşının eşiğinde. Diyelim ki
22 milyar bize çıktı. Ne yapanz?
önce olağanüstü bir yılbaşı ge-
çirelim. Ashnda vakit biraz dar.
Kıyafet seçimi yer ayarlaması
falan... Artık son dakikalar...
Ama ne gam? Para hangi kapı-
yı acmaz ki?
Önce atlayalım bir uçağa, Pa-
ris'e uçahm. En şık giysiler el-
bette orada. Unlü modacılara
bakalım şöyle bir. Cebimizde 22
milyanmız var ya... Kapıdan gi-
rişimizden belli olur bu...
Bizi baş köşeye buyur ederler.
Yürürken yumuşaak halılara
gömülür ayaklanmz. Yaldızlı
koltuklu stii salonlara ahrlar bi-
zi. Dev Çin vazolanndaki çiçek
düzenlemelerinin büyüsüne tu-
tuluruz. Kristal avizelerden bir
ışık seli iner. Her taraf sessizdir.
Sinek uçsa, kanadının sesi du-
yulur.
Bize hizmet etmek için perva-
ne olur modaevi yetkilileri. Mo-
delin biri gider, biri gelir. Vuali
beğenmezsek, taftayı sunarlar,
taftayı beğenmezsek brokan...
Son modanın tüm güzellikleri-
ni önümüze serihniş buluruz.
Ashnda nerede ne var, bilme-
den girersek moda evlerine, çok
kısıtlı olan zamanımızı boşuna
harcanz. Ne istiyoruz her şey-
den önce? Gönlümüzde yatan
aslan ne? Işlemeli modeller mi?
Görkemli, şıkır şıkır kadınsı?..
Bu stilin en güzel örneklerini Je-
an Louis Scherrer'de buluruz.
Söyleyelim şoföre, bizi Avenue
Montaigne'de 51 numaraya,
Scherrer'e bıraksın.
Gönlümüz birden fazla mo-
dele kayarsa da dert değil. Üç
dördunü birden ahr, yılbaşı ge-
cesi son anda hangisini istersek
onu giyeriz.
Hayır, Avenue Montaigne'e
gelmişken Dior'a uğramadan
olur mu?.. Ferre'nin Dior için
hazırladığı alev rengi gece elbi-
selerine bir göz atanz. Aynı
Avenue'de Guy Laroche, daha
başka ama kadınsı modellerle
çıkar karşımıza.
Bir moda evinden ötekine ko-
şarken, bir yandan da gece için
bir karar vennemiz gerek. Ne-
rede geçirelim geceyi, hangi kı-
tlk uçakla Paris'e uçaiım. Kristal avizeli,
yumuşacık halılı salonMu*da, etrafımızda
pervane olan modaevi yetkilileri, en güzel
modellerini sunsunlar önümüze. Ama biz
beğenmeyelim...
Sevdiğimiz bir model olursa, üç dört tane
birden alalım. Dior'un alev rengi gece
elbiselerinden de her ihtimale karşı bir tane
bulunsun...
GECEBAŞI — Aleuuıdre'dan bir gece başı. Sade ve aümlı. Şık
gece elbisesi ve şakırtılı takılarla uyum sağlayvcak bir model.
tada, hangi ülkede, hangi şehir-
de?.. New York'da mı, Lond-
ra'da mı? Paris, Roma ya da
Singapur'da mı? En görkemli,
en egzotık gecelere katılabiliriz.
Otellerde, şatolarda, gece ku-
luplerinde en UnlU, en inarulmaz
daveüere katüabilihz. 22 milyar
bize hepsıne girme olanağı ver-
mez hiç kuşkusuz. Ama madem
ki kaptırdık gidiyoruz pupa
yelken, madem ki dağıttık iyice
neden bir jet sosyetenin de ko-
nuğu olmayalım yılbaşı gecesi?..
Butun kapalı kapüar ardına ka-
dar açılıyor olsun.
Klasik bir davete gideceksek,
klasik bir şıklık, çügın bir dave-
te katılacaksak çılgın bir şıklık
gerek. Dikkati ya öyle çekece-
ğiz ya da böyle...
Çılgınca çekmeğe karar verir-
sek seçeneğin bini bir para... Bu
yıl modacılar bu konuda iyice
"dağıtmış" durumda... Garip
kesimler, en inanılmaz dekolte-
ler, en inanılmaz aksesuarlar...
Bahk ağlan, tüyler, inciler, bon-
cuklar, çiçekler, küçük ziller...
Tam bir delilik.
Hani kâğıttan süsler vardır,
hani kesme kâğıtlardan elmalar,
armutlar, fenerler vardır... Yıl-
başı zamanları dökülür daha
çok ortalığa.
tşte Thierry Mugler tam bu
havada mini elbiseler yapmış.
Kimbilir kaçadır? Tam bir gece
için. Olsun! Kaldırır atanz son-
ra ya da dolabımızda saklarız,
bu gecenin anısına.
Gecelerden bir gece bu ashn-
da. Yalnızca birimizi 22 milya-
nn sahibi edecek bir gece. Ge-
ride kalanlar bir güzel dağıtmış
olacaklar gönüllerince. Pararun
her zaman mutluluk getirmedi-
ğinı düşünüp, bir guzel eğlene-
cekler. Pek de iyi edecekler!..
Muğla
*
Ihraç
kuvarsta
alttn
iddiası
ÖZCAN ÖZGÜR ~
MUGLA — Merkezi Al-
manya'da bulunan Aysan Ti-
caret tarafından Yatağan'ın
Kavakhdere kasabasındaki
Göktepe yöresinde işletilen ku-
vars madenlerinde altın bulun-
duğu öne surüldü. Vali Erol
Çakır, Güllük Limanı'nda
stoklanan kuvars madeni ihra-
caünın gerekli incelemeler so-
nuçlanana kadar durduruldu-
ğunu söyledi.
Muğlalı işadamı ve maden
işletmecisı Muzaffer Makas-
ın Aysan A.Şte yurtdışma ih-
raç edilen kuvars madeninde
altın bulunduğunu savunma-
sıyla başlayan geüşmeler Uginç
bir noktaya geldi. Güney Ege
Linyit Işletmeleri'nde kimya
mühendisi Necla Kınnç, ma-
den muhendisi Naki Yıldınm,
serbest kuyumcu Ünal tnan ve
maden muhendisi Metamet
Antkan'dan oluşan özel bir
grubun maden yatağından al-
dıklan örnekler, ozel bir kuru-
luş olan Bovar Madencilik Sa-
nayi ve Ticaret A.ŞÎce anahz
edildi.
Yapılan analizler sonunda
Göktepe"den çıkanlan ve Ka-
nada'ya ihraç edilen kuvars
içinde altın ve gümüş bulundu-
ğu açıklandı. Analizin ardın-
dan bir açıklama yapan Ma-
kas, kuvars ihracatınm durdu-
ruLması gerektiğini vurgular-
ken yetkililerin kuvars ihraca-
tına göz yumduğunu öne süre-
rek "Eğer işbiriiği >oksa ma-
dene el ko>sunlar. Milli servet
kaçınlıyor" dedi.
Bu aşamadan sonra Muğla
Emniyet Mudürlüğü Kacakçı-
hk Istihbarat Şube Müdurlu-
ğü'nün olaya el koyduğu öğre-
nildi.
Don Corleone'leryeniden beyazperdede, Baba-3 yakında Türkiye sinemalannda
'Baba dönmez' dediniz, yanıldınız
Baba fîlmlerinin ilki 1972'de çevrildi.
Paramount'a 9 Oscar'ın yanı sıra 800
milyonluk bir gelir de getirdi. İkinci 'Baba'
1974'te çekilmişti. Baba-3 yılbaşından hemen
önce ABD ve Kanada'da yüzlerce sinemada
gösterilmeye başlandı. Yakında Türkiye'de
gösterime girecek.
keti Coppola'yla yönetim için 3,
senaryo için 1 milyon dolar, ay-
nca gişe hasılatının yuzde 15'ine
anlaştı.
Kültür Servisi — Corleone'ler
geri döndü. Sinemada mafyanın
dunyasına bakışm önemli ör-
neklerini oluşturan "Baba"lar
dünya sinemalannda artık
"diri" halinde gösteriliyor. Ba-
ba 1, 2 ve sonunda 3... Türkiye^
de şu sıralar ilk iki filmin gös-
terimi surüyor. 1974'te çevrilen
son "Baba"mn üstünden tam 16
yıl geçti, bu filmlerin tekrar gos-
terimi bir "batıriatma" amacı
taşıyor.
Kısa bir süre sonra Türkiye si-
nemalannda da gösterime gire-
cek "Baba 3"ün çekimleri geçen
yıl başında tamamlandı. Filmin
yapımcı şirketi Paramount da
kocaman bir "oh" çekti...
Paramount ilk iki "Baba"nın
başansından sonra 15 yıl sürey-
le filmlerin vönetmeni Frencis
Ford Coppola'nın peşinden koş-
tu. Coppola sürekli "hayır" di-
yordu, uçüncü bir Baba için an-
cak fars tüninde çekmesi koşu-
luyla yumuşuyordu. Böyle bir
"Baba" belki diğer ikisinin taş-
laması niteüğinde olacaktı, ama
Paramount "yeni bir Baba" de-
ğil bir "Baba 3" istiyordu...
Uzun bir süre de Uçüncü "Ba-
ba"yı yaratmanın yollaruu ara-
dı Paramount. Çalışmalannı
Amerika'da surduren Sovyet yö-
netmen Andrei Koochalovsky ve
Sylvesler Stallone ya da Eddie
Murphy gibi isimler oyuncu ve
yönetmen olarak "allernatif'ler
arasındaydı.
Ama Paramount sonunda
beklentisinin karşıliğını aldı ve
Francis Ford Coppola "Baba 3"
için kollan sıvadı. Coppola, red-
dedemeyeceği bir teklif almıştı.
Yönetmenin daha önceki birkaç
filminin ticari başarısızlığı da
sonunda "evel" demesinin ne-
denlerinden biri. Paramount şir-
Yönetmene baskı
Ve fîlm başladı. Bu arada Co-
ppola "sinema tarihinin en çok
baskı goren yonetmeni" unvanı-
nı kazandı. Üzerindeki baskımn
inanılmaz boyutlara ulaştığını
anlatan yönetmen, "Bu sadece
bir film. Bir 'Baba' filmi. Ama
korkunç bir olay haline geldi.
Ashnda bu film Francis hakkın-
da... Acaba yaşayacak mıydım,
yoksa ölecek miydim?"
Coppola bir ordu matador
karşısında bir boğa gibi hisset-
miş kendisini filmin çekim aşa-
masına girdiğinde.
ABD sinemasının usta isimle-
rinden Francis Ford Coppola,
1963 yılında, Dementia 13 adın-
da bir korku filmiyle adım at-
mıştı sınemaya. l^öTde ıkincı
filmi "You'e A Big Boy Now"u
yonetme şansını ekle etti ve son-
ra filmleri sırayla gelmeye
başladı.
Coppola, 1975 yıhnda News-
week dergisiyle yaptığı bir rö-
portajda şunlan soylemişti: "Bir
yönetmen olmak nedir bilir mi-
siniz siz? Hızla giden bîr Irenin
öniınde koşmak gibidir. Eğer
durursan, ayağın kayıp da diı-
şersen, bir hata yaparsan, anın-
da ölursiin. Arkanda böyle bir
şey oldugu surece nasıl yaratıcı
olunabilir? Her gün, elimdeki
bir saatin 8 bin dolar degerinde
olduğunu biliyonım. Sonucuna
giıvendiğim kararlar almak zo-
rundayım. Risk almayı bile göze
alamam."
Kızı rol aldı
"Baba 3" belki de diğer iki
UNLENME SIRASIANDY GARCIA'DA — Francis Ford Coppola'nın "Baba 3"ünde yegeni Mary'ye ftşık.olan "seksi katil" Vin-
cent'ı Andy Garcia (ortada) oynuyor. "Baba 1" Al Pacino'ya, "Baba 2" ise Robert de Niro'ya büyük Un getirmişti. Birçoklan,
"Baba 3"ün de Andy Garcia'yı büyük üne kavuşturacagından emin.
filmden daha iyi ve Coppola'nın
diğer filmleri arasmda da yeri
onemli. Sinemada henüz mafya-
yı Coppola kadar ustahkla
"anlatabilen" çeken çıkmadı hâ-
lâ. Ama sonuç ne olursa olsun
Coppola, "buyiık filmler"çeken
tüm yönetmenler gibi sorunlar
yaşadı.
Bunlardan ilki bütçe oldu. 44
milyon dolara çekilmesi planla-
nan filmin butçesi bu rakamı 10
milyon dolar kadar aştı. Bir baş-
ka sorun da oyunculardı. Son
anda hastalanan kadın oyuncu
NVinona Ryder'ın yerini Coppo-
la'nın tecrubesiz kızı, 18 yaşın-
daki SoFıa Coppola aldı. Yönet-
menin yaptığı bu seçim bircoğu-
na göre kızımn geleceğı açısın-
dan son derece yanlıştı. "Baba
3" aslında bir "afle fUmi" gibi.
Coppola'run babası ve kızkarde-
şi de filmde rol alıyorlar.
Al Pacino ile Andy Garcia^
nın başrollerini üstlendikleri
uçüncü "Baba"da Pacino yine
'mukemmeü" yaratıyor, Garcia
ise çok kısa sürede "ünlii"ler
arasına gireceğini kanıtlıyor.
Garcia'yı en son, geçen kış sıne-
malanmızda gösterime giren
"Dokunulmaziar" filminde Ro-
bert De Niro, Sean Connery ve
Kevin Costner ile izlemiştik.
Eleştirmenler, Garcia'nın çok
iyi bir oyuncu olduğu konusun-
da birleşiyorlar. Oyuncunun il-
ginç bir tarafı da doğaçlama rol
yapması, herkesi şaşırtan ani
yumruklar gibi!
Yönetmen Coppola, son Ba-
ba'nın da senaryosunu "best
seller" Baba romanının yazan
Mario Puzo ile birlikte yazdı.
Coppola, senaryoyu yazabilmek
için 6-8 ay arasında bir süre is-
temiş Paramount'tan.
Sonuçta altı hafta
"koparabilmiş" ve Puzo ile yo-
ğun bir tempoya girmişler: "Sa-
atlerce çalışıp sonra yakındaki
kumarhaneye giderdik. Düşün-
celer tükeniyordu sanki. Mario
nılete takılır ben de 21 oynar-
dım. Kaybetmekten utanıncaya
kadar oynar sonra yine odamı-
za, vani senaryoya dönerdik."
Coppola "Baba" hakkında
şunlan söyluyor: "Baba filmle-
rini çevirirken sanat yaptıgımı-
n düşunerek yapmıyorduk san-
ki; sadece bitirmeye çahşıyor-
duk."
Son zamanlarda kendine öz-
gü, "küçük" filmler çeken Cop^
pola, belki de yorgunluğundan
söyluyor bunlan.
23. oyiınu
Karpov aldı
• LVON (AFP) —
Fransa'nın Lyon kentinde
devam etmekte olan Dünya
Satranç Şampiyonası'nda
23. oyunu Anatoli Karpov
kazandı. Siyahlarla oynayan
Kasparov, 29. hamleden
sonra oyundan çekildi. 22.
oyunda şampiyonluğu
garantileyen Kasparov 12-11
önde bulunuyor.
Şampiyona taraflar
arasında oynanacak 24.
karşılaşmayla sona erecek.
\asaklanan
kesici
• BRÜKSEL (AA) —
Fransız eczaahk fırması,
iki kişinin ölumüne yol
açan ve birçok kişide de
yan etkileri görülen
Glifanan adlı kuvvetli ağn
kesiciyi Belçika pazanndan
çekti. Belçika radyosunun
bugünku haberine göre
Belçika'da önce reçetesiz
satılan bu ilaç hakkında 10
yüdan beri yapılan
araştınna sonucu, ilacın
ciddi yan etkileri olduğu
ortaya çıkarıklı ve Glifanan
reçete ile satümaya
başlandı. Doktorlann bu
ilacı kullamrken çok
dikkatle davrandıklan
kaydedildi. Haberde, ilacın
iki kişinin ölumüne yol
açtığının anlaşılması
üzerine, Fransız Roussel-
Uclaf grubunun
Belçika'daki kolu olan
Roussel Laboratu\-arlan,
söz konusu ağn kesicinin
satışımn 1 ocaktan itibaren
yasaklandığını bildirdi.
Yeni karaciğerli
hasta taburcu
• ANKARA (AA) —
Türkiye Organ Nakli ve
Yanık Tedavi Vakfı
Hastanesi'nde karaciğer
nakli yapılan hasta bugün
taburcu ediliyor. Hastane
yönetiminden yapılan
acıklamada, karaciğer
yetmezlıği nedeniyle 17
yaşmdaki Sabahat
Başaran'a, 5 kasım günü,
beyin kanaması sonucu
yaşamını yitiren bir kişinin
sağlam karaciğerinin
nakledildiği hatırlatılarak
hastanın taburcu olduktan
sonra da kontrollerine
devam edileceğı belirtildi.
Acıklamada, Türkiye'de ilk
kez gerçekleştirilen
karaciğer nakli
ameliyatlarının, organ
bağışının yaygınlaşması
halinde birçok hastanın *
sağlığına kavuşmasını
sağlayabileceği kaydedildi. *
Dinçerler'den _
''gezegen fonu?
• ANKARA (AA) —
Çevreden Sorumlu Devlet
Bakanı Vehbi Dinçerler,
sanayileşmiş ülkelerin
katkısıyla iklim fonu,
gezegen fonu gibi özel
kaynaklar oluşturulmasım
önerdi. Bakan Dinçerler,
Genç Kalemler Dergisi'ne
yaptığı acıklamada, çevre
sorunlarmın büyük
boyutlara ulaştığını, bu
nedenle de toplu
yaklaşımlar gerektirdiğini
söyledi. Bakan Vehbi
Dinçerler, sürekli ve dengeli
kalkınma hedefıne erişmek
için iktisadi ve toplumsal
hedeflere "çevTe
boyutu"nun katılmasının
zorunlu olduğunu da
vurgulayarak sözlerini şöyle
sürdürdü: "önümüzdeki
dönem, ulusal, bölgesel ve
global düzeyde yapılması
gereken fedakârhklann ve
üstlenihnesi gereken
sorumluluklann öne çıktığı
dönem olacaktır!'
Atatürk
konferansları
• ANKARA (AA) —
Atatürk Kültür, Dil ve
Tarih Yüksek Kurumu
1991'in ilk iki ayında 11
konferans, 1 sempozyum, 1
panel düzenleyecek.
Kurumdan yapılan
açıklamaya göre
konferanslar 3 ocakta Yrd.
Doç. Dr. Ersoy Taşdemir'in
"Atatürk'ün önderüğinde
yapılan 1933 üniversite
reformu" konulu
konferansla başlayacak.
Prof. Dr. Abdurrahman
Çaycı'nın "Türk-Ermeni
ilişkilerinde gerçekleT" 11
ocakta, Dr. Ahmet Asrar'uı
"Atatürk ve Muhammed
Ali Cinnah" 17 ocakta,
Erkem Üçyiğit'nin "Atatürk
inkılaplannın Akdeniz
medeniyetleri tarihi içinde
değerlendirilmesi" 25
ocakta, Prof. Dr. Mustafa
Erkal'm "Yurtdışı Türk
gençliği ve meseleleri"
konulu konferansı ise 31
ocak günü gerçekleşecek.
Konferanslar, Turk Dil
Kurumu
konferans
salonlarında duzenlenecek.