29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURİYET/5 Karakaş'tan uyarı • tç Politika Servisi — 1988 yılından bu yana "Sosyal Demokrat" adıyla ayhk bir dergj yayımlayan SHP Istanbul tl Başkanı Ercan Karakaş, başka bir grup tarafından h'aftalık olarak yayımlanan "Sosyal Demokrat lstanbul" adh gazeteyi mahkemeye verdi. Karakaş, SHP örgütü ve belediyelere gönderdiği yazılı bir açıklamada, Sosyal Demokrat lstanbul adh gazete sorumlulannın kendi dergisinin adını kullanarak para topladıklarmı ve abone kaydı yaptıklannı, bu kişilerle dergisi "Sosyal Demokrat"ın hiçbir ilgisinin bulunmadığını duyurdu. Danıştay başkanı • ANKARA (UBA)— Süleyman Türkoğlu'nun yaş haddinden emekliye aynlmasıyla boşalan Danıştay Başkanlığı seçimi bugün yapılacak. Danıştay Yasası uyannca 15 gün içinde tamamlanmaşı zorunlu olan Danıştay Başkanhğı seçimine, 21 aralık cuma günü başlannuşu. Seçime katılan adaylardan hiçbiri seçilebilmek için gerekli olan 37 oyu alamayınca Danıştay Başkan Vekilliği seçimlere bugün devam edilmesini kararlaştırmıştı. Bu oylamada, 7. Daire Başkanı Ekrem Ispir 36, 4. Daire Başkanı M. Atıf Kösebalaban ise 20 oy alarak seçimlerin bundan sonraki aşamalarına katılmaya hak kazanmışlardı. Danıştay başkanhk seçimlerinde genel kurulun 73 üyesi oy kullanıyor. İnönü anıhyor • ANKARA (AA) — Türkiye Cumhuriyeti'nin tkinci Cumhurbaşkaru Ismet Inönü'nün Ankara'daki ilk heykeli ölümünün 17. yıldönümünde bugün açılacak. Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Pembe Köşk karşısında yaptırılan İnönü Parkı'nın açılışını Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın yapacak. Törende, kaidesine geçen günlerde yerleştirilen İnönü heykeli de açılacak. Heykeltıraş Mine Sunar tarafından yapılan İnönü heykeli, 4.5 metre yüksekliğinde ve 3 ton ağırhğında. 2 bin 900 metre kare alana sahip tnönü Parkı'nda havuz, gezinti yollan, dinlenme ve oturma bölümleri de yer alıyor. Koçak'ın goru önergesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP Ankara Milletvekili Tevfık Koçak Tekel Genel Müdürlüğü, Kayacık Tuzlası işletmesindeki işçilerin sorunlanm meclis gündemine getirdi. Koçak, Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle Meclis Başkanhğı'na verdiği soru önergesinde, işletme müdür yardımcısının partizanlık yaptığı, işçilere küfür ettiği iddialannı anımsatarak soruşturma açılıp açılmayacağmı sordu. YeniÜlke toplatıldı • Haber Merkezi— Haftahk Yeni Ülke gazetesinin 23 Aralık 1990 tarihli 10. sayısı toplatıldı. Yeni Ülke'den yapılan açıklamaya göre lstanbul 2 No'lu DGM tarafından alınan toplatma karannda, gerekçe olarak tsmail Beşikçi'nin Istanbul'da yapılan bir panelde yaptığı ve "milli duyguları zayıflattığı" iddia edilen sozlerine yer verilmesi gösterildi. Yazûşleri Müdürü özkan Kılıç imzasıyla yapılan açıklamada, Yeni Ülke'nin 10. sayısının daha çıktığı ilk gün toplatılmasının protesto edildiği belirtildi. Büîçe görüşmelerinde muhalefetin eleştirileriniyanıtlayan Akbulut: Çevik Kuvvet'iben çaANAP'lıların oylanyla kabul edilen bütçenin tümü üzerinde yapılan son görüşmelerde konuşmacılar enflasyon, Körfez krizi, yerel yönetimler ve Özal'ın tutumu gibi konular üzerinde ağırlıkh olarak durdular. rindeki görüşmelerden bu yana 13 gündür en fazla ilgi gören dünkü görüşmelerde, ANAP grubunun göruşmelerini grup başkanvekilleri Yasin Bozkurt ve Raşit Daldal açıkladılar. Muhalefet adına ilk kürsüye gelen SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Körfez krizi hakkında partisinin görüşlerini açıkladı. SHP grubunun bütçe üzerinde- ki görüşmesini de grup başkan- vekilleri Hasan Fehmi Güneş ve Onur Kumbaracıbaşı açıkladı. DYP Genel Başkanı Süley- man DemireTin konuşmasından sonra HEP Genel Başkanı Feh- mi Işıklar, partisinin bütçenin tümü üzerinde görüşlerini açık- layamaması nedeniyle yakındı. Işıklar'ın partisine söz verilme- mesini eleştiren konuşmasını, oturumu yöneten Başkan Kaya Erdem, anayasa ve tüzük hü- kümlerine göre HEP'e söz ver- mesinin mümkün olmadığını bildirerek yanıtladı. Muhalefetin eleştirilerini Baş- bakan Yıldınm Akbntut ile Ma- ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — TBMM Genel Kurulu 1991 yüı bütçe yasasıru kabul et- ti. Akbulut bütçe görüşmelerin- de yaptığı konuşmada "Çevik kuvveti ben çagırdım. Daha güçlü olmak varken neden böyle bir imkânı kullanma>ayım?" dedi. Irak'ın Türkiye'nin güney sınınnda 7 tümen asker tuttuğu- nu belirten Akbulut, "Bunlan herhalde orada piknik yapsın diye tutmuyor" görüşünü dile getirdi. Akbulut, muhalefetin sine-i millete dönme konusun- daki açıklamalanna da "Buy- run dönen, milletin sinesinde si- ze yer yok" yanıtını verdi. Ak- bulut güneydoğu kararnamesi- nin Anayasa Mahkemesi tara- fından "iptal edileceginin baş- Un belli olduğunu"-söyledi. TBMM Genel Kurulu'nun dün saat 10.00!da başlayan otu- rumunun TVl'den naklen ya- yımlanması milletvekillerinin görüşmelere ilgisini arttırdı. 10 aralık günü yine TV'den naklen yayımlanan bütçenin tümü üze- liye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci yanıtladılar. Kahveci konuşmasında muhalefet lider- lerini birlikte halkın arasına gir- meye çağırarak "Sine-i milletten vaz nu geçüniz? Komisyona gil- tigine göre buzdolabına kondu" dedi. En düşuk devlet memuru maaşının 571 bin 593 lira oldu- ğunu ifade eden Kahveci, ikti- darm tek hatasının vatandaşın tüketim talebini kamçüamak ol- duğunu söyledi. Kahveci, "Biz memur ve işcinin gelecegini sat- mayız ve sattmnayız" dedi.Ak- bulut konuşmasuıa 12 Eylül ön- cesi yönetimleri eleştirerek baş- ladı. 24 Ocak kararlanndan söz ederken Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dan sadece "Özal" diye bahseden Akbulut, muhalefet sıralarında "Sayın demelisin" diye uyarüdı. Muhalefet millet- vekillerine "Allah rızası için verdiginiz sözii bbir kez tutun. Sine-i millete dönecegiz diye millete söz verdiniz. Buynın dö- nün" diye seslendi. Akbulut, muhalefet liderlerinin grevci iş- çileri desteklemek amacıyla mi- ting düzenledikleri Zonguldak'- ta "sol örgütlerin cirit attıgını" önesürdü. Demirel'i "Roman- ya'da cereyan eden kanlı olay- İarı telaffuz etmekle" suçlayan Akbulut, "Yollar yürttmekle SHR BÜTÇEYİBEĞENMEDİ: aşınmaz demiyoroz. Yol rüraekle aşındı" dedi. Çevik kuvveti "bayrak gös- termesi ve dayanışmayı ispatla- ması için kecdisinin cağırdığı- m" belinen Akbulut, bir saldı- n halinde NATO'nun Türkiye'- nin yanında olduğuna ilişkin ka- rar aldığını anımsattı. Akbulut'- un NATO ile ilgili sozlerine SHP'li MusUfa Yılmaz ayağa kalkarak yanıt vermek isteyin- ce ANAP'lılar birleşimi yöneten TBMM Başkanı Kaya Erdem'e "At onu dtşan" diye seslendi- ler. Erdem de ANAP'lılan "Liitfen siz de başkana müda- hale etmeyin" sözleriyle uyardı. Akbulut DYP'nin kontrgeril- la konusunda verdiği önergeden bölümler okuyarak "Bnrada devletin cinayet işlediği iddia edüryor" yorumunu getirdi. Bu- nun üzerine SHP'li Ilhami Bi- nici de "Devlet degil kontrgeril- la cinayet işledi" diye bağjrdı. SHP Grup Başkanvekili Hasan Fehmi Güneş'e Güneydoğu ka- rarnamesiyle ilgili sözlerini ya- kıştıramadığını söyleyen Akbu- lut, "Olaganüstü Hal ile ilgili karamamenin iptal edilecegini anlamamak mümkün değildi" deyince SHP sıralanndan alkış- lar yükseldi. Konuşmasının so- nunda işçi ve memurun enflas- ımyon altında ezümediklerini söy- leyen Akbulut, muhalefete "Milletin size güveni yoktur" diyerek kürsüden indi. Bütçe aleyhıie kişisel olarak söz alan SHP Denizli Milletve- kili Adnan Keskin'in konuşma- sından sonra DYP Grup Baş- kanvekili Vefa Tanır, Akbulut'- un DYP'nin kontrgerilla hak- kındaki önergesiyle ilgili konuş- masında gerçekleri çarpıttığı ge- rekçesiyle söz aldı. Tanır kürsü- ye gelince TRT naklen yayımna son verdi. Yaptığı konuşmada Tanır, Akbulut'u "Başbakan önergeyi hiç okumamış, ya da okumuşsa da bir kelimesini bi- le anlamamış" diye eleştirdi. 1991 bütçesi 273 oyla kabul edildi. 149 ret oyu verilirken bir üye de çekimser kaldı. Konuşmalardan sonra SHP Genel Başkanı Erdal İnönü Baş- bakanın sözleri hakkında görü- şünü soran gazetecilere "Nesi- ae cevap vereyim. Başbakan yoktu ki, birtakım sesler duy- dum, ama başbakan yoktu" ya- mtını verdi. DYP lideri Demi- rel de TBMM'den aynlırken Akbulut'un konuşmasını "Ya- zık Türkiye'nin haline. Eline ve- rilen kâğıtlan okuyor. Ciddiye alınacak hiçbir şeyi yok" diye değerlendirdi. Eleştirilemeyecek kadar kötü Cumhurbaşkanı Turgut Özal, muhalefete "Siz önce bir sine-i VflTlZ millete donün, bir o cesareti gösterin. Biz de secimde vanz" dedi. 1991 mali ytlı bütçesinin TBMM'de kabulü nedeniyle dün akşam Büyük Ankara Oteli'ode düzenlenen kokteyle muhalefet liderleri katılmadı. SHP Amasya Milletvekili Tahir Köse erken secimden söz edin- ee Özal, "Siz önce bir sine-i millete dönün de biz sonra düşiinürüz. Siz bir o cesareti gösterin. Biz de secimde vanz" dedi. Köse, "Genel seçim mi ara seçim mi?" sonısunu yöneltince Özal "Ne sornyor- sun, siz bir gidin hele" dedi. Bagımsız Bingöl Milletvekili tlbami Binici, Özal'dan kontgerilla konusun- da genel görüşme açılmasını istedi. Özal da Binici'ye olumlu yanıt verdi. (Fotoğraf: AA) DYP BÜTÇEDEDEMİREL'LE YÜKLENDİ Pişkinlige adeta abide dikti ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, Irak'a karşı caydıncılık gerekçesiyle NATO Çevik Kuvveti'nin Türkiye'ye çağrılmasını "bir ayıp" olarak niteledi. Demirel, isim vermeden eleştirdiği Cumhurbaşkanı Özal için "Şimdi yerin dibine girme zamam" ifadesini kullandı. DYP lideri, erken genel seçim çağnsmı da yineledi. DYP lideri, 1991 bütçesinin tümü üzerindeki konuşması sı- rasında, iç ve dış politika konu- larına değindi. Demirel, Irak'a karşı NATO'dan Çevik Kuvvet istenmesi konusunda, "Bir yan- dan Irak'ın gücünü abartmayın, diye taa Amerikalara. kendi hüsnü kuruntunuzla telkinlerde bulunacaksınız. Ondan sonra da döDiip topraldanmızı savunmak için NATO'dan Çevik Kuvvet is- teyeceksiniz. Bu sadece gerçek- leri örtmeye çalışan iki >üzlü bir politika değil, bir ayıptır" dedi. Çevik Kuvvet'in çağrüması ile ilgili kararnameden hükümetin haberi bile olmadığuu, bu karar- namenin bir yüzkarası olduğu- nu anlatan Demirel, "Hükümet üyelerine bile güvenmeyen bir hükümet, acaba dümanm nere- sinde vardır" diye sordu. Demi- rel, "Savaşa gidebilecek bir ka- ran görmeden. bilmeden imza- lıyor, bunu daha sonra başkala- nndan, basından öğreniyor ve bunu da kendisi için en ufak bir onur meselea yapmıyor" dedi. Demirel'in bu sozlerine ba- kanlar için ayrılan koltuklarda oturan Devlet Bakanı Mustafa Taşar, laf atarak karşıhk verdi. Bunun üzerine sinirlenen Demi- rel, Taşar'a doğru dönerek, "Siz benim muhatabım degilsiniz. Bakın önünüzde Başbakanınu oturuyor. Kabadayılıgınızı baş- ka yerde yapın" dedi. Demirel, "Bu hükümet mi Türkiye'yi yönetiyor veya yöne- tecek? Harbe sokacak ve bütün bunlan seyreden Meciis çoğun- luğu mu bu çok nazik ve kritik günlerde Türkiye'ye sahiplik edecek?" diye sordu. Demirel, Osmanlı Imparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'na girişini anım- satarak şöyle konuştu: "Aynen bugün olduğu gibi, savaşı kumar sanıp, o kumarı memleket çocuklannın kanıyla oynamaya kalkanlann kör basi- retleri yüzünden koca bir impa- ratoriuk tarihten silindi. Goben ve BresJav'ın yerini ve rolünü In- Güneş Ülkeyi kim yönetiyor? Anayasaya göre hükümet, ama uygulama ters işliyor. Cumhurbaşkanı sorumsuz. açan konuşmasında Güneş, anayasaya uygun ve yetkilerini aşmayan bir cumhurbaşkanı is- tediklerini belirtti. Zonguldak grevine de değinen ve "Onların sonınlannı dinleseydniz, çö- züm getirseydiniz, sokaga dök- mezdiniz. Sizin sayenizde oldu. lşçiler erken seçim istiyoriar şimdi" diyen Güneş'e bir ANAP'h milletvekili "Aynur Aydan'dan bahset" diye seslen- di. Güneş bu milletvekiline "Ben onun cevabını verdim. Öyle lök gibi laf atılmaz" der- ken ayağa kalkarak bağıran ANAP Zonguldak Milletvekili Pertev .4şçıoglu'na da "Aranız- da doktor yok mu? Sakinleşti- rin şunu" yanıtını verdi. Zon- guldakla ilgili laf atmalar sürer- ken Güneş bu kez ANAP'hla- ra, "Halk sizden vekâleti aldı, noterden protesto mu çekmesi lazım?" diye sordu. Grup Başkanvekili Onur Kum- baracıbaşı, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı kayyım, Türkiye ekonomisini de "kötü durnnt- daki bir aile"ye benzetti. "Kay- yımı da yanlış seçtiniz" diyen Kumbaracıbaşı, Türkiye'deki değişimin transformasyon değil, deformasyon olduğunu öne sür- dü. TRT'yi de eleştiren Kumba- raabaşı, Cumhurbaşkanı özal'- ın "Ataturk'ün de batası oldnğu" yolundaki sözlerini anımsatınca ANAP sıralann- dan, "Olabilir, hatası olmuş- tur" sesleri yükseldi. Kumbara- cıbaşı'da bunun üzerine, "Ben- ce hatası vardı. Hatası biraz er- ken ölmiış olmasıdır. Bazılan- nın hatası da erken doğmalan- dır" vanıtını verdi. Şahsı adına bütçe aleyhine söz alan Denizli Milletvekili Ad- nan Keskin adı vermeden Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'ı "ufak tefek adam" diye tanımlayarak ağır bir dille eleştirdi. Keskin, "Işverenler sendikasında görev yapmıştı" diye söz ederek anlat- tığı Özal için, "Döneminde ça- lan, çırpan, yağmalayan, gemi- sini kurtaran kaptan muamele- si gördü" dedi. Bu sözleri ANAP'lılara tepkisine yol açar- ken Keskin, "Ben kimsenin adı- nı agzına almadım" dedi. Kes- kin sözlerini, "Parti kurmak is- teyen bu ufak tefek adamın geç- mişinde takunyacılık, banker skandalı var" diye sürdürdü. Keskin kürsüden inerken de ANAP'lılan "tepinme, tepin- me" diye seslendi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — SHP grup başkanvekil- lerinden Hasan Fehmi Güneş, hükümetin "bakanlık koltuğun- ida uyuduğunu" söylerken Onur Kumbaracıbaşı, hükümeti "eleştirilemeyecek kadar kötü bir bütçe yaptığı için" kutladı. Denizli milletvekili Adnan Kes- kin de Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı ad vermeden "ufak tefek adam" diye eleştirerek, "Bu ufak tefek adamın geçmişinde takunyacılık, banker skandalı var" dedi. Bütçe üzerine son görüşme- lerde Amman ve Bağdat gezisi izlenimleri ve Körfez krizi konu- sunda görüşlerini acıklayan Ge- nel Başkan Erdal İnönü'den sonra kürsüye Hasan Fehmi Güneş geldi. İktidarın 1991 he- sabında demokrasi, örgütlenme ve sivilleşmeyi algılamadığını belirten Güneş, "Ülkeyi kim yö- netiyor? Anayasaya göre hükü- met, ama uygulama ters işliyor. Cumhurbaşkanı sorumsuz, ama siyaset üretiyor. Sorumlu uyu- yor, uygulamaya uyuyor, otur- dugu yerde uyuyor. Ama bir farkla, uyumak için bakanlık koltuklarını kullanıyor, arada bir de boş kararnamelere imza atıyor" dedi. ANAP'lıların tepkilerine yol cirlik ve Erhac'ın almaması için herkesi uyanyorum." Konuşmasının son bölümün- de 18 sayfalık bir metni okuyan Süleyman Demirel, erken seçim konusundaki görüşlerini de di- le getirdi. Cumhurbaşkanı Özal ve hükümete seçim çağnsını yi- neleyen DYP lideri bu konuda ANAP'lılara seslenirken şöyle dedi: "Milletin çagırdığı sizsiniz. Burada adeta pişkinliğe abide dikerek, 'Muhalefetin sine-i mil- lete dönme karannı destekliyo- ruz' demeniz bir vurdnm duy- mazlıktır. Karanmızı destekli- yorsanız, gelin seçim karan ala- lım. Hem de bugün. Bastıgı ye- ri titreten başkanınız kaçtı. Ba- kalım siz ne yapacaksınız? Da- ha ne diyelim? Kırkpınar'dan davul mu getirelim?" BUTÇEDEN NOTLAR Nane ruhu ve Kırkpınar davulu... GÜNSELİ ÖNAL ANKARA — Başbakan Yıldınm Ak- bulut, bütçe üzerine TBMM Genel Ku- rulu'nda dün yapılan son görüşmelerde muhalefetin eleştirilerini, Devlet Baka- nı Kâmran İnan'ın çantasında getirdiği "naneli şekerleri" emerek dinledi. Bütçe görüşmelerinin ilk günü Mec- lis'e geç gelen Akbulut, dün zamanın- da gelerek salondaki yerini aldı. Muha- lefet liderlerinin ve diğer sözcülerin göz- lerinin içine bakan ve zaman zaman ken- disini parmakla göstererek yönelttikle- ri eleştiriler üzerine, sağına soluna, ba- zen de ANAP grubuna doğru bakan Ak- bulut, sık sık gülümsedi. Akbulut ve ba- kanlar, peş peşe gelen eleştiriler karşı- sında İnan'ın dağittığı naneli şekerlerle ferahladılar. SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, Irak gezisine ağırhk verdiği konuşmasını ya- zılı metinden okumayıp irticalen yapın- ca, o ana kadar sönük geçen görüşme- lerin tansiyonunu bir anda yükseltti. İnönü, kısa konuşması sırasında ANAP'lıların her sataşmasını karşı so- ruyla yanıtlayınca ANAP sıralanndan gelen sesler giderek azaldı. İnönü'nün konuşmasının sonuna doğru iyice sessiz- leşen ANAP'hlardan banlan, konuşma- sını tamamladığında Inönü'yü SHP mil- letvekilleriyle birlikte alkışladılar. SHP'ye aynlan iki saatlik süreyi pay- laşan Grup Başkanvekili Hasan Fehmi Güneş ve Onur Kumbaracıbaşı ile süren bu yüksek tansiyon, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, erken seçim önerisi ve çevik kuvvet konusuna değinince ye- ni bir boyuta ulaştı. Bütçe üzerine ilk sözü alan ANAP Grup Başkanvekili Yasin Bozkurt ve Ra- şit Daldal'ın, muhalefet liderlerine yö- nelttikleri eleştiriler ANAP milletvekil- lerinin bile ilgisini çekmekten uzak kal- dı. Salondaki çok az sayıdaki muhale- fet ve ANAP milletvekilleri, bu konuş- malar sırasında aralarında sohbete dal- dılar. Kendilerini kulise atan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt ile ANAP milletvekilleri Yaşar Al bay- rak ve Nabi Poyraz, sıkıntılarını "Or- du'nun Dereleri" adh türküyü birlikte mırıldanıp yaylarını yudumlayarak attılar. Görüşmelerin olmasa bile günün renkli isimlerinden birisi de Meclis'e yi- ne bilgisayanyla gelen Devlet Bakanı Güneş Taner idi. Taner, yanına gelen ve aralarında SHP'lilerin de bulunduğu çok sayıda milletvekiline, bilgisayannı kullanarak açıklamalarda bulundu. Bozkurt, sohbete dalan muhalefet milletvekillerinin dikkatini, 1980 önce- sine sataşarak çekebildi. Sohbetlerini ya- nda kesen DYP milletvekillerine, "Ya- ranıza dokununca nasıl gocunduğunu- zu görüyorum. 70 senterauhtaçsözü de o zaman çıktı zaten" diyen Bozkurt, ko- nuşmasına ilk tepkiyi, "Allah kahretsin" diye bağıran DYP'li tbrahim Giirdal'dan aldı. Muhalefet milletvekil- leri, bir daha bu gerilimi yakalayama- yan Bozkurt'u, "erken seçim" isteyerek kızdırdılar. Daldal, İnönü'nün Bağdat gezisini eleştirince, SHP Muğla MUletvekili Mu- sa Gökbel, "Saddam nerede, ben oradayım" diye gülerek kuiıse çıktı. TBMM Başkanı Kaya Erdem, konuş- macılara sataşan milletvekillerini sık sık uyardı. Güneş'e sataşan ANAP Zongul- dak Milletvekili Pertev Aşçıoğlu'na, "Sayın Pertevoglu" diye hitap eden Er- dem, Güneş konuşmasını uzatınca, da- ha sonra SHP adına kürsüye gelecek olan diğer Grup Başkanvekili Onur Kumbaraabaşı'ndan, "Daha sayın ilrîn- ci var" diye söz etti. Demirel, "Hükümeti yönetenlere de hükümet olanlara da sesleniyorum" de- yince Akbulut, önce yanında oturan Mehmet Keçeciler'e döndü, sonra hafif bir tebessümle Demirel'e baktı. Demi- rel'in ANAP sıralanna, "Çogunluk gru- bunun mensubu sayın milletvekilleri" diye hitap etmesi dikkat çekti. Başkan Erdem, Demirel'e yerinden laf atan milletvekillerine, "Hükümet ce- vap verecek" uyansında bulununca, DYP lideri fırsatı kaçırmadı: "Hükümet cevap veremeyecek..." Demirel, erken seçim için "hodri meydan" dediklerini anımsatarak sordu: "Kırkpınar'dan davulcu mu getire- lim?" CUNEYT ARCAYUREK YAZIYOR Korkmayan Beri Gelsin ANKARA — Bütçe görüşmelerinin son günü, sabah. Mec- lis koridoriarında daha çok gazetecilerle görevli bürokrat- iar ayaklannı sürüyerek dolaşıyoriar. Bir bezginlik, bir istek- sizlik. Genel kurul salonu yine boş. Ön sıralarda kimi milletve- killeri, yüzleri TV kameralarına dönük, kürsüdeki konuşma- cıyı dinliyorlar mı dinlemiyorlar mı belli değil. Kürsüdeki konuşmacı cümleleri zorfayarak ANAP iktida- rını savunuyor. Olumsuz bir on yılı on yıl öncesinden örnek- lerle halkın gözünden kaçırmayı deniyor. Doyurucu hareketlerden yoksun bütçe göruşmelerini İnö- nü'nün Irak gezisini anlatacak konuşmasıyla, Demirel'in kür- südeki iki saatinin canlandıracağı umudu çoğunlukta. Bir yıl boyunca devlet yönetiminin ana çizgilerini, ekono- mik ve sosyal yaşantıdaki beklentileri içeren 1991 bütçesi; Meclis'e 104 trilyon gekji. Komisyonda 105 trilyona çıktı. Ge- nel kurulda 101 trilyona indi. Bu rakamların dışında uzmanı, uzman olmayanı bu büt- çeyie yaşantımıza olumlu yansımalar öngörmüyordu. Zaten halkımız da 1991 yılından umudunu kesmişti. Kamuoyu araştırmacılığında deneyimli PİAR'ın aralık ayın- da yaptığı anketin sonuçlan şöyle: Halkımızın yüzde 48.9'u 1991 yılının, 1990'a oranla "daha kötü geçeceğini" söylü- yor. Yüzde 10.9'u "aynı katacak" diyor. "Daha iyi olacak" diyenler, ANAP'ı destekleyenlere eşit: Yüzde 22.6. Yeni yılın nasıl geçeceğini "bilmediğini" söyleyenler ise yüzde 17.6. Ne var ki PİAR daha çarpıcı bir sonuç çıkarabilirdi. Ra- kam değertendirmeyi kişilerin sağduyusuna bırakmadan ye- ni yıt "daha kötü olacak" diyenlerie "koşullann aynı kalacağına" inananları toplayabilir, ülkeye genelde daha şimdiden yüzde 59.8 karamsarlığın egemen olduğunu du- yurabilirdi. Karamsarlık TÖ'yü korkutabilir mi? Hayır! Halkın 1991'den umudunu kestiği ANAP iktidannı ilgilen- dirir mi? Kuşkusuz yine hayır! Devlet yönetimindeki kural- lan, hatta anayasa Ulkeyi boş kararnamelerle ve sorumluluk altına giren bakanlara ulusal konularda yeterince bilgi vermeden yıllardır tek başına yönettiğini övünerek ilan eden TÖ'nün buyruğunda olanlar, İnönü'yü bir diktatörle görüşîüğü için suçluyorlardı. buyruklarını çiğne- diğini yineleyerek hiçbir şeyden kork- madığını kanıtlama- ya çalışmak, TÖ'- nün dünkü son ma- rifeti. Ülkeyi "boş kararnamelerle" ve sorumluluk artına gi- ren bakanlara ulu- sal konularda "yete- rince bilgi vermeden" yıllardır tek başına yönettiği- ni övünerek ilan eden TÖ'nün buyru- ğunda olanlar, Irak gezisini anlatan İnö- nü'yü dün "bir dik- — — — — — — — — — ^ ~ tatörle görüştüğü" için suçluyorlardı. ANAP Grup Başkanvekili Raşit Daldal'ın sataşmaiannı İnönü, TÖ ile Akbulut'un Bağdat'a koşa koşa gittiği günler- deki Irak rejimiyle, bugünkü rejim arasındaki farkı sorarak yanıtlıyordu. Diktatörlükse, SHP lideri pek çok kez açıkla- mıştı, Saddam'ın değişik düzeni Türkiye'de yasanıyordu. Demirel'in benzetmesiyle TÖ'ye bağlı TRT ile Saddam'ın TV'si arasında ayrım yapılabilir miydi? Bugün işlerine böyle gelir, ona göre konuşurlar. Ertesi gün, bir gün önceki söylediklerinin tam tersini resmen açık- lamak gerekir, öyle davranırlar. TÖ de böyle, ANAP grubu sözcüleri de. ,, t Güzel'in TÖ dönemini, daha doğrusu TÖ'nün geroek-si- yasal yüzünü ömeklerte anlatan irdelemelerine geçende kı- saca değinmiştik. Basın, nedense Hasan Celal Güzel'in MKYK toplantışındaki sözlerini yeterince yansıtmadı. Başbakan TÖ'nün, Cumhurbaşkanı Evren'in hükümet iş- lerine "müdahale etmesinden" duyduğu kaygı karışığı kor- kuyla 82 Anayasası'nı kendine göre nasıl yorumlattığını HCG, MKYK toplantısında ANAP'lılara, belki gözleri açılır diye anlatıyor. Başbakanlık Müsteşan Hasan Celal Güzel, ikide bir Köşk'- te. Evren'in hukuk uzmanlanyla anayasada cumhurbaşkan- iarının görev ve yetkilerini tartıştyor. Güzel'in anlattığına göre Başbakan TÖ, örneğin bakanlann, müstesartarın, yüksek bürokratların Çankaya'ya çıkmasına, bilgi vermesine fena halde bozuluyor. "Nasıl çıkarlar" diyetepki gösteriyor. Çan- kaya'ya konuk olduktan sonra tam tersi uygulamalara giri- şiyor. TÖ, 6 yıl boyunca 82 Anayasası'na göre cumhurbaş- kanlarının "protokol adamı" olduğunu savunuyor. Bugün ise tam tersini... HCG soruyor şimdi: "Anayasa aynı anayasa. Evren za- manında parlamenter demokrasi yürürlükteydi de yarı baş- kanlık sistemi bugün birden bire nasıl gecerli oldu?" Mantığın ve sağduyunun zoriadığı soruları yanıtlamaz TÖ. Ya ne yapar? Irak'tan "korkmadığını" yineler, ama sa- vunmamız için "yanımızda NATO'nun bulunmasını" zorunlu görür. P A B T İ L E B D E N Sine-i millete eleştiri ANKARA (ANKA) — ANAP Genel Başkan Yardımcısı Metin Gürdere, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartların erken seçimi değil, seçimlerin normal süresinden 1 yıl geriye bırakılmasım gerektirdiğini savundu. Metin Gürdere, yaptığı açıklamadai sine-i millet konusunda SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün DYP lideri Süleyman Demirel'e "süper bir manevra" yaptığını belirtti. ANAP'h Gürdere, sine-i millet komisyonundan "sine-i millete dönme karan" çıkmayacağını da öne sürerek "Zaten Türkiye, Körfez kriziyle bunın buruna iken seçime gitmek affedilmez bir hata olur" dedi. ANAPta il kongreleri ANKARA (ANKA) — Başbakan Akbulut" tarafından hızlandınlan kongre sürecinde il ve ilçe kongreleri iç içe yaşanacak. tlçe kongreleri tamamlanan 16 il, kongre hazırhğına başhyor. ANAP Teşkilat Başkan Yardımcısı Ercan- Vuralhan, ilçe kongrelerinin en geç 28 ocak tarihinde tamamlanacağını bu tarihe kadar yapılmak üzere 344 ilçeye daha kongre günü verdiklerini belirtti. Ercan Vuralhan, geri kalan 150 ilçeye ilişkin çalışmalann da sürdüğünü bildirdi. Vuralhan, başbakanın talimatları doğrultusunda ilçe kongreleri tamamlanan illerde "il kongre" hazırhklanna başlanacağını kaydederek "16 ilde ilçe kongreleri tamamlandı. önümüzdeki haftadan itibaren onlara il kongresi için gün vermeye başlayabiliriz" dedi. Çevik kuvvet Danıştay'lık tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Yeşiller Partisi ile ban yurttaşlar, Türk hükümetinin NATO'da çevit kuvvet istemesine karşı Danıştay'da dava açtılar. Dava dilekçesinde kararm "haksız, yanlış ve keyfi" bir idari tasarruf olduğu, anayasaya uygun olmadığı belirtilerek yürütmenin durdurulması ve bu kararm iptaü istendi. Yeşiller Partisi adına Genel Başkan Celal Ertuğ, Bursa'dan Ayhan Yüksel, Izmir'den Nebahat Piscitelli ve Bodnım'dan Ahmet Şükrü Filmer tarafından açılan davanın dilekçesinde "Davalı Başbakanlık, yurdumuzu ve vatandaşları son derece önemli bir ortama sokarken kamuoyuna açıklama yapmıyor ve herkes şaşkınlık ve üzüntü içinde olaylan iç ve dış basından takip ediyor" denildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear