Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/14
ISTANBUL'DA BUGÜN
• İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri'nde saat 13.30'da başiayacak
"Yönetlm ve Gençlik" konulu toplantının konuğu Cem
Boyner.
ISTANBUL'DA YARIN
• Antika Sevenler Derneği'nin, "Sanat Eserlerinde
Sahtecilik" konulu topfantısı saat 11.30'da Park-Sa'da
başiayacak.
• istanbul Tip Faküttesi Lösemili Çocuk Vakfi, saat 11.30'da
Banş Manço tarafından ziyaret edilecek.
• Prof. Dr. Aysel Çelikel'ın konuşmacı olarak katılacağı
"Uluslararası Sözleşmelerde Kadın" konulu konferans
saat 14.00'te Basın Muzesı'nde.
KENT¥AŞAM 25 ARALIK 1990
BiR MEKTUP
Rumenler rahatsız ediyor
• Bizler, Harem'in üstünde Selimıye mahallesinde
oturuyonız. Türkiye'ye turist olarak gelen Rumenlerden
birkaç aydır bıktık. Haremin üstünde cadde ve sokak
aralarında sabahın erken saatlerinden geç saatlerine kadar
satış yapıyorlar. Bağınşılanyla kaldırımları işgal ediyorlar.
Pazar yerine döndü her yer. Belediye yetkililerinden bunlara
karşı gerekli önlerai almasını istiyoruz. ,,„._ cAKMKltm
StRKECl'DEN
Kaldınmda bile yürüyemiyoruz
• Sirkeci'de özellikle akşam saatlerinde üst geçidin hemen
altında, kaldırımı kaplayan seyyar satıcılar yayaların geçişini
büyük ölçüde engelliyor. Satıalar yüzünden kaldınmı tam
anlamıyla kullanamayan yurttaslar caddeler dışında
kaldmmlarda da yürüyemiyoruz diyorlar.
Egzoz'dan zehirlendiler
• lstanbul Haber Servisi — Özel otomobilleriyle
Eskişehir'den tstanbul'a gelen 5 kişi, otomobilin içine
sızan ekzoz gazından zehirlendi, olayda l.S yasındaki bir
çocuk da yaşamını yitirdi. önceki gece Eskişehir'den özel
otomobilleriyle yola çıkan lsmail Aydın, Ayşe Aydın,
Ayşe özmen, Cevriye Temana ve Faruk Temana Bilecik
yakınlarında rahatsızlandılar. Bilecik Devlet Hastanesi'ne
başvuran 5 kişiye doktorlann sağlıkh olduklarını
söyledikleri öğrenildi. Bunun üzerine yola devam eden 5
kişilik grup, l.S yaşındaki Faruk Temana'nın durumunun
ağırlaşması üzerine Bakırköy Devlet Hastanesi'ne
başvurdu. Faruk Temana adlı bebeğin hastaneye
gelmeden önce öldüğü anlaşıldı. Egzoz zehirlenmesi
tanısı koyan doktorlar diğer kişileri tedavi altına aldı.
Kapıcı Cafer.tavernada
• İstanbul Haber Servisi — Cihat Tamer-Ercan Yazgan
Tiyatrosu, oyuncuları Insan Suretleri adlı oyunu 100. kez
oynamalarını kutlamak için taverna kapatarak eğlendiler.
Pangaltı Mandıra Tavernada düzenlenen yemeğe Ercan
Yazgan, Cihat Tamer, Tuluğ Çizgen ve eşi Tunca Arman,
Kaam Eryüksel, Mine Şenhuy, Buket Dereoğlu ve özgen
Özgündal katıldılar. Tavernaya başka müşteri alınmadı.
Bizimkiler dizisindeki Kapıcı Cafer rolü yüzünden
Kapıcılar Derneği ile aralarındaki tartışma nedeniyle
sıkıntılı günler geçiren Yazgan, dun geceki yemekte
oldukça neşeli göründü. Yazgan, sahneye çıkan sarkıcı
Hale Dikmen'le şarkı söyleyip, dansoz Deniz Koray'la
gece boyunca gobek attı. (Fotoğraf: Suat Kozluklu)
Kız öğrenciler bir arkadaşlarının dövülüp götürülmesini kınamak için alkışlı eylem yaptı
Maslak'ta protesto gösterisiKredi ve Yurtlar
Kurumu'na bağlı
Maslak Kız Yurdu'nda
öğrenciler bir
arkadaşlarının dün
gece 4 sivil tarafından
önce dövüldüğünü,
sonra otomobille
götürüldüğünü
belirterek bir süre
alkışlı protesto
gösterisi yaptılar.
tstanbul Haber Servisi —
Kredi ve Yurtlar Kurumu'na
bağh Maslak Kız Öğrenci Yur-
du'ndan bir öğrencinin 4 sivil
tarafından dövülerek götürül-
mesini kınayan diğer öğrenciler,
yurt önünde toplanarak alkışlı
protesto gösterisi yaptılar. Öğ-
renciler polis olduklannın bile
belli olmadığını söyledikleri 4 si-
vilin, arkadaşlarını yurdun bek-
çi kulübesinde döverek bir oto-
ya bindirip götürdüklerini belir-
terek, yurt yönetiminin bu du-
rum karşısında duyarsız kaldı-
ğını öne sürdüler.
Kredi ve Yurtlar Kurumu'na
bağlı Maslak Kız öğrenci Yur-
du'nda kalan, Mimar Sinan
Üniversitesi Moda Bölümü öğ-
rencisi Scher Şahin'in dün
20.30'da yurda girerken 4 sivil
tarafından bekçi kulübesine
alındığı bildirildi. Seher Şahin'-
in burada dövüldüğil ve daha
sonra da sivil bir otoya bindiri-
lerek götürüldüğü belirtildi. Bu-
nun üzerine yurt önüne çıkan
öğrenciler, alkışlı protesto gös-
Yurt yönetimini duyarsızlıkla suçlayan öğrenciler, uzun süre içeri girmediler. (Fotoğraf: Behzat ^ahin)
terisinde bulundular. Daha son-
ra gelen polis ekipleri tarafından
tartaklanarak yurt bahçesine
alındıklannı söyleyen öğrenci-
ler, polislerin kendilerine, "İs-
tersek ber giin bu yurttan bir ki-
şiyi alır götüriir, istersek döve-
riz" dediklerini öne sürdüler.
öğrenciler daha sonra yurt bah-
çesinde bir araya gelerek alkışlı
protesto gösterisini sürdürdüler.
Yurt yönetiminin polisle işbirliği
yaptığını iddia eden öğrenciler,
daha önce de buna benzer olay-
lar yaşandığını, yemek boyko-
tuna katıldıklan savıyla halen
J4 arkadaşları hakkında soruş-
turma yürütüldüğunü anlattılar.
Olaydan yaklaşık 2 saat son-
ra gelen yurt müdiresi Perizal
Kıbçarslan, öğrencileri dinledik-
ten sonra gözaltıyla ilgili bilgisi
olmadığını söyledi. Kılıcarsian,
olay sırasında yurttaki sorum-
luyla konuşarak konuyu acıklı-
ğa kavuşturacağım belirtti. öğ-
renciler, aynı olayın kendi baş-
larına da gelebileceğini savuna-
rak geç saatlere kadar içeri gir-
mediler. Bu arada bayılan bazı
öğrenciler revire kaldınldı ve bir
ambülans hazır bekletildi.
KöNUK YAZAR
Beşiktaşta bir cevelan
ÇELtK GÜLERSOY
Her seferinde, ay ışığı altında görüyo-
rum orayı. Tuzbaba Turbesi'ni, demek
istiyorum. Yıldız'dan, Beşiktaş Ortabah-
çe'ye kestirme ve arkadan bir yokuş iner.
Dimdik bir taş merdivendir. Savaştan ön-
ce engin bir yangm çıkmış, aşağıdaki ateş
deryasında tutuşan evlerden ok gibi fır-
layan kızmış iri çiviler tam buradan, tâ
tepeye, Yıldız'a, bizim mahalleye kadar
uçup gelmişti. O yokuştan iniyorum iş-
te. Doğruca, türbenin yanına çıkıyor. Be-
nim gittiğim saatte hiç kimseler de olmu-
yor. Sadece gökyüzünde koca bir fanus
gibi parlayan ay, ortalığı kaplayan esrarlı
ve yumuşak bir aydınlık ve önünde dur-
duğum, yuvarlak beyaz mermer teknesi
ile üstündeki demir parmakbklı ve açık
penceresi ile Tuzbaba'nın ıssız türbesi,
başbaşa, yalnız ve beraber kalıyoruz.
Çok güç, o anı tam anlatabilmek, bu-
günlerden uzak, o kadar uzak oluyorum
ki adeta çocukluğumun yıllarında bile
değilim de, Fatih'in şehit düşmüş tuzcu-
başısının öldüğü ve buraya getirildiği gu-
nün gecesinde, onu yapayalnız, ziyarete
gelmiş gibi buluyorum kendimi. Bütün
evler içlerine kapanmış, el ayak çekilmiş.
Ay ışığı kayısı rengine boyuyor, bomboş
sokağı. Mermer tekneli ve camsız-açık
pencereden, sandukalı odaya bir nefes gi-
bi, serince bir rüzgâr giriyor. Paket-
paket, avuç-avuç ve bembeyaz, kar mi-
sali tuzlar dolduruyor içerisini. Çocuk-
luğumuzdaki gibi, içimden dilekler söy-
leyip, adaklar vaat ederek ve biraz da
ürpererek, oradan bir hayal gibi ayrılı-
yor ve yola koyuluyorum, köy içine doğ-
ru.
Ne garip, yollar yine bomboş. Ben de
yürüyor ama, yere de basmıyorum. Ucar
gibiyim adeta. Bu da nedendir acaba ve
nasıl da olabiliyor? Sonra neden her za-
man olmaz da böyle masmavi geceler-
de, Beşiktas'ı bir yaz gecesinde dolaşır-
ken olur? Bilemiyorum. Ama az sonra
Çarşı içindeyim. Ve yine ne tuhaf, yavaş-
yavaş ışıldıyor ortalık. Solda yansı tuğ-
la, tek katlı bir binada, diş doktorumuz,
hastalannı birer-birer kabul etmektedir.
Herkesi tek-tek alır diyeceğim, ama za-
ten kalabalık yapacak kadar müşteri de
nerede?
Onun hemen yanında, mensucat pa-
zarı. Ömer Lütfi'ler. Karşısı, eczahane-
miz. Hem eczacı bey var, hem de yâren-
lik ettiği doktorumuz ki yarım gün ge-
lir, oturur, herkesi bir-bir tahır ve "nab-
za göre şerbet verir". Kötü anlama değil
hâ, yazdığı ilaç, bilin ki tam size göre-
dir. Dükkânın yeşil-kırmızı camlı dolap-
lannda, sıra-sıra kavanozlar, eczacı beş
birer-birer, kutuda güllacınızı hazırlar.
Işıl-ışıl bir sabah vakti olmuştur. Bu kez,
onları selamlarım.
Buraya kadar gelmişken solda geride
kalan meydanlığa girmemek olmaz. Bed-
ri Rahmi'nin bir tablosu gibidır burası.
Ya da Istanbul'un, Bursa'nın cıvıl-cıvıl
pazarlannı, en iyi Bedri Rahmi Usta, tu-
vale yansıtmıştır Beşiktaş'ın orta yeri
çarşıdır ve çarş >ugünkü kadar "mah-
şer misali" değıl tabii, ama o zaman da
hareketlidir. Köyün ucundaki o ıssız tür-
be ile bu renkli pazarın aynı şehirde ol-
duğuna da doğrusu zor inanıhr. Sağ uç-
ta, Balık Pazarı, tablalan doldurmuş
pul-pul, iskelemizin balıkları. Yanında
bereket dolu sebze küfeleri. Camekânı,
ampulleri ile lakerdacı. Karşıda, şarapçı-
Rum. Yokuşun öbür başında, helvacı Er-
meni amca. Adını, bile bilmeyiz, ama kı-
zı Hasmik, bizim arkadaşımız. Onuı.
için helvacının evdeki adı, "Hasmik'in
babası"dır. Helvalannın bir eşi de Istan-
bul'da zor bulunur: Pide biçimi küçük
yuvarlaklar, saksz gibi esnektir ve üstle-
rine kırmızı süsleri dizilidir. Helvaların
arasında, vitrine tabakla oturmuş, üç
parmak, ala beyaz lüle kaymaklar.
Hepsi "ahz-ı mevki etmiş", o gezim-
de, yerli yerinde. Bu nasıl bir gezi olur
ki sanki bütün saatler durmuş.
Zühtü Bey bakkalımıza uğrarım, o,
gün görmüş adama. Kendisini bakkal
saymaz zaten, "mütekaadin-i askeriye-
den"dir, peşin ödeme aramaz. Biz savaş
içinde beş parasız Malatya'ya bir yaz bo-
yu giderken de ağzını açmaz, pür vakar,
selametler. Az ötede sağ ve solda, gün-
düzün cay bahçeleri, gece >
>
azhk sinema-
lar. Hepsi de eskilerin konaklar bahçe-
leri. Ağacın boüuğundan, guneş ışığı gir-
mez. Tramvay caddesine çıkınca, solda
Hayreddin Paşa'nın türbesi var. Ama
oraya benim ayağım gitmez. Koca paşa-
ya saygım çok, o güzel taş binayı da Va-
li Kırdar ne güzel açtı, meydana çıkar-
dıydı. Ama önündeki alçak taş duvar var
ya, sizler nereden bileceksiniz? Bilse bil-
se, Vasfiye özkoçak Ablamız bilir. Bu
duvarcığa yaslanan ev sahibimiz, müte-
akit Binbaşı Nuri Bey Amca, oracıkta
sekte-i kalpten gittiydi bir akşam. Evdeki
sarman kedisi de ne bilsin, aylarca ak-
şamlan, hep onu beklediydi, yolun ucun-
dan görünen her yaşlı beye önce bir ko-
şup sonra yûz geri çark ettiydi. Sorma-
yın, bu taş duvar, bana o mübarek ihti-
yarı anımsatır
Ve işte böyledir eskimiş kentler, taşı-
na toprağına, hep anılar siner ve kanşır.
Fakat deniz kıyısı, her zaman kendi-
ne çeker beni. Gece mehtapta başlayıp,
gün ışığında çarşıda süren gezirri, bu sa-
hilde sona erer. Orada sarayın son yapı-
sı var ya benim rüyada bir gezi ile uzan-
dığım o zamanlarda, Mal Mudurluğü'-
dür. Dış kapısında, "seyyar fotoğrafçı-
mız"ı görürüm, yaşı yetmiş suları olmalı,
ama, tığ gibi, güleç yüzlü ve yirmi be-
şinde gibi. Hep nükteli, hep neş'eli. "Su-
retinizi tesbit eder", ucuz bir zarfa kor,
yarı ıslak, takdir eder. Her gezimde o
oradadır. Ama benim ziyaretim, ona de-
ğil, daha çok, Maliye'deki beyedir. Onu
da siz nereden bileceksiniz? Kısaca özet-
lersem, hikâyesi şoyle: Babam erkenden
gitmiş. Anaağım filiz gibi, boynu bükük
ve dul kalmış. Yol bilmez, işlem bilmez.
Ankara'dan, o zamanda, bir türlü maaş
gelmez. Hayal-i fener gibi genç kadın,
ayda bir Mal Müdürlüğü'ne gözleri ile
uzaktan sual eder, döner. Ona cevap ve-
remeyen bu amca yokuşu tepip, bir ak-
şam tam biz bir sıcak çorba içerken, ka-
pıyı tıklatmaz mı: "Hemşire, bu gece ra-
hat uyuyun diye geldim, yann daireye
buyrun!". O gece, gözyaşlanmızdı, çor-
bamıza karısan. Ama maaş değildi, bu
ınsanlıktı, bizi ağlatan. Beni her rüyada,
bu sahile çeken de aynı yasanmış hikâ-
yedir. Ama çoğu kez, o beyi yerinde bu-
lamam.
Neredesin, memur amca? Sen sade
Beşiktaş'ta değil, artık hiçbir yerde yok-
sun.
Nerdesiniz, o insanlar?
"Ne gelürsuz, ne bir haber verirsüz."
Galeri . Atölye 146 97 38 • 132 64 26
ORHAN
BENLİ
Resım Sergısi
19 Arahk - 13 Ocak
I.LmntSOnnSok.
No: t4 T*t 170 03 62
ARKEONSANAT GALERİSI
SÛREKÜ
ÇAĞDAŞÖZGÜNBASKI
SERAMİK. HEYKEL
YAĞU BOYA TABL(3L«Î
SATtŞMERKEZİ
B t i U C\D n M1MOY 71L m B K
ElifNaci o
resim sergisi «
4 Arahk 1990 - 4 Ocak 1991 §
Destek Reasürans Sanat Galerisi ı=
Abdi lpekçi Cad. 75 Maçka-lstanbul %
Telefon: 131 28 32 -2
*KH SEHGI SALORU ISUNBUl 20 «HAIIK 1991 19 OCAK 1191
8SANATÇI 8 İŞ: B
KOiEKsmm KUfuujSLAmm KATKIIAMYIA GençEKiı$Mtşm
Canan Beykal
Selim BirseJ,
Cengiz Çekil
Osman Dinç
flyfe Erkmen
Serhat Kiraz
Füsun Onur
lsmail Saray
MEHMET
NAZIM
Galeri Nev
T
Maçka C. 33/B 131 67 63
BİLİM SANAT GALERİSİ
YASEMIN ÖZEN GÖK
"'Suskun Resimler'" Sergisi
22 Arahk -15 Ocak'91
MOhOntor C*d. Akırar P»a|ı. No: 70 ',
Kadıköy ıSular Idaresı Yan ) 349 2S 10
BİLİM SANAT GALERİSİ
RAMIZ AYDIN
Ay Işjğı Resimleri
Resim Sergisi 1 Arahk - 25 Aralık
Caferağa Mühurdar Cad Akmar Psj 70-1/2
Kadıköy Tel 349 26 10/338 84 83
ÇOPERA)
SANAT C A I E >IsI
VIUZAFFER AKYOL
TUNCER DOGRL
MEHMET PESEN
RASİN
Karma Resım Sergisi
24 Arahk - 12 Ocak
The Marmara OMı r«nı
Opeca li hanı 149 92 02
ÇERÇEVELEMEK
BtR SANATTTR ...
ACT-
TÜKK KÜLTÜRÜNE H İ Z M E T VRKFI
C A F E R A Ğ A M E D R E S E S İ
S U L T A N A H M E T 5 1 3 1 8 4 3
KURS KAYITLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR
Ebnı - Hat- Tezhip - Minyatur
Kumaş Desenlem'e - Folklorik Bebek Yapunı
Porselen Süsleme - Osmanlıca
Seramik - Halı - Kilim - Resim
N e c m e t t i n Ö z l ü
Resim Sergisi
10-31 Aat* 1990.11J00-18M
(Pszargünkn dışmda) /~SL - Vjpjog
ModemSanat
Galerisi •"»»»»>•
\aiikonağı Caddesi NV 117/2 Nişanaşı-Isunbul Tfel 130 39 80
GUL DERMAN
RESİM SERGİSİ
t J « 9
M
i ıl 36 99 43
KEMAL
TOPÇU
Resım Sergısı
25 Aralık'90 - 1 1 OcaH'91
AKBANK KUZGUNCUK
Sanat Galensı
lcadlyt Cad. 26 Kuzguncuk
333 >2 «7
T E I SANAT GALERisi
YÖKSIldZEÜ
Resim Sergisi
Altan
Arat
Ayiter
Damlacı
Eviner
Kabaoğlu
Kayra
Tenger
ATATÜRK KÜLTÜR
MERKEZİ İSTANBUL
Galeri Nev
Maçka C. 33/B 131 67 63
Patlayan kazanın karşısuıdaki duvarda 1 metre delik meydana geldi. (Fotograf: Suat Kozluklu)
Kazan patladı: 2 ölü
AEDFA
JİımTekılilbank Sanal
Gaıerisi
AYHAN
TÜRKER
Yağlıboya Resım Sergısı
19 Aralık • 7 Ocak
Husr*v Gerede Cod 126
Teşvılııye Meydon 136 12 79
t
LITOGRAFI
GRAVÜR
SERIGRAFÎ
20 Aralık- 8 Ocak
j } Şan Sıneması Arkası
75 Yedıkuyular Çıkmazı
O ) 6/7 Elmadag 132 59 59
Topkapı'da bulunan Wyeth îlaç Fabrikası'nın
buhar kazanı onarım sırasında patladı. Olayda
kazanın hemen öründe çalışan Rasim
Sancar ve Tevrat Açgül öldü.
tstanbul Haber Servisi —
Topkapı'daki Wyeth tlaç Fabri-
kası buhar kazanının onarım sı-
rasında patlaması sonucu biri 16
yaşuıda 2 işçi öldü, bir kişi de
yaraiandı. Fabrikadaki çalışma
2 ocağa kadar durduruldu.
Topkapı Maltepe Yılanlı
Ayazma Yolu 13 numarada bu-
lunan Wyeth Laboratuvarları
A.Ş. binasında saat 11.15 sırala-
nnda meydana gelen olay gör-
gti tanıklarının ifadelerine göre
şöyle gelişti:
Uzun süredir fabrikada tek-
nisyen olarak çalışan Rasim
Sancar (30), Tozkoparan En-
düstri Meslek Lisesi 2. sınıf öğ-
rencisi stajyer işçi Tevrat Açgül
(16) ve Şenel Bayrak, buhar ka-
zanına su pompalayan makine-
deki bir arızayı onarmaya baş-
ladılar.
Wyeth İlaç Fabrikası'ndaki
tabletlerin kurutulması ve ısın-
ma için kullanılan 2 buhar ma-
kinesinin yanında bulunan su
pompasınan onanmı sırasında
basıncın yükselmesi nedeniyle
büyük bir patlama oldu. Buhar
kazanlanndan birinin patlama-
sıyla karşısındaki duvarda 1
metre çapında delik meydana
geldi. Bu arada, buhar kazanı-
nın hemen önünde çalışmakta
olan Rasim Sancar ve Tevrat Aç-
gül, olay yerinde parçalanarak
can verdi. Kısa süre sonra olay
yerine gelen itfaiye ekipleri, yan-
gın olmadığını, sadece kazanın
patlamasıyla çevrede zarar oluş-
tuğunu söylediler.
Bu arada, çalışma sırasında
iki kazanın arasında bulunan iş-
çilerden Şenel Bayrak hafıf ya-
ralı olarak kurtuldu. Bayrak,
SSK Samatya Hastanesi'nde te-
davi altına alındı.
Olay sonrası fabrikaya gelen
Zeytinburnu Cumhuriyet Savcısı
Nevzat Sanalioğlu, incelemeler-
de bulundu. Patlamanın soruş-
turulduğunu söyleyen Sanalioğ-
lu, nedenin henüz belirleneme-
diğini bildirdir.
Wyeth İlaç Fabrikası yetkili-
leri, kaza ve gerekli onanmın ya-
pılabilmesi için fabrikadaki ça-
lışmaların 2 ocağa kadar durdu-
rulduğunu söylediler.
TEREKLÎ
TELEFONLAR
• PffeİMM:055
• hMyt:000
• Irtımı; 056
• ZaMa MMMIÜ: 527 57 00
172 13 73 -74-75 ve 088
Htnr*dl:077
511 89 18
* 588 48 00
Çaş* T»: 534 00 00
MMMra Tm 340 01 00
JH» EtM: 131 22 09
TrfoİB llqnı*K 152 43 00
SSK SMMtp: 588 44 00
SSC I I B I I İ M I 132 30 00 -
SSK MztaşK 358 67 60
• TMffc: ,
Tnflk S * t m.: 176 24 14 (ist).
3S6 04 8546 (Kadıköy) »
H%* TraHk: 377 22 07 (E-5).
356 04 86 fSehınçı).
314 36 (B Çekmece)
• TIT:
k IWtar 573 13 31,
Oı» ntMT 573 04 33.
574 73 00,
574 82 00 (25 hat)
• DDT:
SMKI !>••!• l 527 00 50.
H.Pa»a tomşmr. 338 30 50
• VAFUfc
M * IMtan: 526 40 20,
144 42 33
0wb Titan jAcaate): 145 53 66.
144 25 02. 149 18 96
DMb 0 M M : J43 05 25
• METHMOUUfc
(H«va tahmtnı djrenme) 573 89 80
• a o n k MBfc
526 62 74,
150 83 50,
Ka*k*r:348 71 40
• TEK: 069
• SUMBfc
522 97 03,
K 147 51 10,
Zeytinburnu
Tahsilat
çetesine
gözaltı
IstmnbHİ Haber Servisi —
Çorlu'da ticaretle uğrasan 2 ki-
şiyi Zeytinburnu'nda bir işha-
mna getirerek işkence yaptık-
Ian ve zorla para tahsil ettik-
leri belirtilen 7 kişi gözaltına
alındı. Sanıklar, Zeytinburnu
Cumhuriyet Savalığı'na gön-
derildi. Zorla para tahsilat
işinde lider konumunda oldu-
ğu öne sürulen Tamer Duymaz
ve adamlarının arandığı belir-
tildi. Sanıklann "iilkiicn çek
ve senet tahsilatçısı" olup ol-
madıkları yolundaki bir soru-
ya gasp masası yetkilileri, ken-
dilerine "daba fazla açıklama
yapılmaması gerektiginin
belirtildiglni" söylediler.
Çorlu'da ticaretle uğraşan
Dgvut Yurtsever, Sadettin Son-
dur ve yanlannda çalışan Ya-
şar Kopaz adlı kişilerin,
10.12.1990 günü Tamer Duy-
maz ve Günçin Erkutay adlı
tahsilatçıların adamlarınca
Zeytinburnu'ndaki Ünver Iş-
hanı'run 4. katında bulunan
büroya getirildikleri öğrenildi.
Işadamlarından önce 100
milyon lira para gasp edildiği,
daha sonra da büroda işkence
yapıldığı ve korkutmak ama-
cıyla çevreye silah sıküdığı be-
lirtildi. Yurtsever ve Sundur-
un bu kişilerce büroya iki kez
getirilip götürüldüğu ve gözle-
rinin bağlandığı kaydedildi.
Çorlu'dan İstanbul Emnrye-
ti'ne gelen bilgiler ışığında
arastırmaya başlayan gasp ma-
sası yetkilileri, Tamer Duy-
maz'ın büronun sahibi olduğu-
nu ve İstanbul yakasında tah-
silat işlerine baktığını belirle-
diler. Günçin Erkutay'ın ise
Anadolu yakasında çek ve se-
net tahsilatı işlerine baktığını
ve lider konumunda olduğunu
belirleyen polis, yaptığı operas-
yonla 7 kişiyi gözaltına aldı.
Olayla ilgili yakaJanan Gönçin
Erkutay, Kenan Dalgıç, Seba-
hattin Çakıroğlu, Doğan Kir-
man, Nadir Ömer, Biilent Ka-
şıkçı ve tbrabim Ozer, Zeytin-
burnu Cumhuriyet Savalığı'na
gönderildi. Sanıklar üzerinde
iki adet de tabanca ele geciril-
di. Polis, Tamer Duymaz ve
adamlarının arandığını, ope-
rasyonun sürdüğünü belirtti.
Karaduman:
Baba
değilim
İstanbul Haber Servisi —
Adam öldürmeye tam teşeb-
büs suçundan hükümlü bulun-
duğu sırada, Bakırköy Fizik
Tedavi ve Rehabilitasyon Mer-
kezi'nden kaçırılan ve Antal-
ya'da yakalanan Enis Karadu-
man Bakırköy Cumhuriyet
Savalığı'na sevk edildi. Kara-
duman'la birlikte yaşadığı be-
lirtilen arkadaşı Ikbal Nur
Dunnuşoğlu ve kendisine ya-
taklık yaptıklan öne sürülen
Hayrettin Özgöler ile eşi Ya-
semin Özgttler de gözaltına
alındı.
Karaduman, asayiş şubede-
ki sorgusunda şunlan söyledi:
"Kaçtıktan sonra, yortdışı-
na çıktnn. Atina, ttalya, İsviç-
re ve Yagoslavya'ya gittim.
Oralarda bnhındum. 6 lisan
biliyorum. Bazı işadamlannın
ihracatlan için iştakipciligi ya-
parak geçimiıni sağbyonun.
Eger, yakında bir genel af gi-
bi bir şey olsaydı, teslim ola-
caküm. Vatanımı özledim ve
Türldye'ye geldim."
"Ben babalık tanımam" di-
yen Enis Karaduman, kendi-
sine "baba" diyenlere de,
"Baba, akşam evine ekmek
getiren kimsedir" dedi.