25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURİYET/3 200 yayınevi, 100'e yakın dergi, okur peşinde Islamcı >aym atağıHAKAN AYGÜN ANKARA — tslamcı kesim yayıncüık alanına da giderek ağırhğmı koyuyor. Halen bu alanda 200'e yakın yayınevi ile 100'e yakın aylık ya da haftalık dergi çıkıyor. tslami kesimdeki dergilerin toplam tirajı 150 bin dolayında olduğu kaydediliyor. lslami kesime yakın Tttrldye, Zaman, Milli Gazete, Yeni Ne- sil gazetelerinden başka yeni ya- yınlann çıkabüeceği söyleniyor. Nakşilerin önderlerinden Mah- mut Esad Coşan'ın çevresinde- ki kesimin günlük bir gazete çı- karmak girişiminde olduğu öğ- renildi. Bu grubun çıkaracağı gazeteye "Milli Gazete'nin alternatifi" olarak bakılıyor. Cnma dergisinin de günlük ga- zeteye dönüştüriileceği kaydedi- liyor. Vahdet, Cuma, Yörünge 1990'm tslami haftalık dergile- ri olurken aylık dergilerin büyük çoğunluğu ise dağıtım sıkıntısı yüzünden beklenilen tiraja ula- şamadı. Objektif, Ak-Doğuş ve Yeryüzü dergileri en çok soruş- turmaya uğrayan ve toplatılan dergiler olarak göze çarparken tslami çizgiyi benimseyen eski ülkücülerin çıkardığı Yeryüzü Dergisi 1990 aralık ayuıda "Da- ha Türldyeü bir dergi" sloganıy- la yayın yaşamına döndü. Bu arada haftalık mizah dergisi Çıngar da 1990'da yayına girer- ken lslami kesimden hayli beğe- ni topladı. Nakşibendüerin çı- kardiğı aylık Panel Dergisi'nin önümüzdeki yıl haftalık dergi olarak yayımlanması düşünü- lürken Zaman Gazetesi çevresi- nin de yeni bir haftalık dergi için çalışmalar başlattığı ifade edili- yor. Iskenderpaşa cemaatinin de haftalık bir dergi için uzun zamandan beri hanrlık yaptığı tslami yayın organlarına yansı- yan haberler arasında. tslamcı dergilerin önündeki en büyük sorun olan "dağı- tun"ın 1991 yıhnda asılması için de çabalar yoğunlaşmış durum- da. tslama dergilerden halen 10 kadarı bütün gazete bayilerine ulaşabiliyor. tslami dergilerin bir sıkıntılan da umulan tiraja ulaşamamala- n. Bu yüzden çoğu dergi kısa ömürlü oluyor. "Am«tör" ça- balarla çıkanlan bu dergilerin sayısı tam olarak saptanamaz- ken sayılarımn 100 civarında oynadıkları ifade ediliyor. Bu dergilerin toplam tirajlan ile il- gili tahminlerde bulunmak da çoğu dergi tirajını sakladığı için olanaksu. 350-400 bin tirajdan söz edenlere rastlaraak olası. tslam, Kadın ve Aile ile Vah- det dergilerinin Genel Yayın Yonetmeni Recep Özkan, Is- lamcı kesûnde "30-40 okunabi- lir dergi" olduğunu söylüyor. Bu dergilerin hepsinin tirajının 3-5 bin civarında olabileceğine dikkat çeken özkan'ın hesapla- nna göre lslami dergilerin top- lam ayük tirajı 150-200 bin ci- vannda. tslamcı kesimin yaymcılık alamnda 1990'la birlikte getir- diği en büyük yenilik ise tslami çizgi romanlar oldu. "lth«l" kahramanlar Teksas, Tommiks ve diğerlerine alternatif olarak çıkanlan bu çocuk çizgi roman- lannın ilki MiUi Gazete ve Vah- det dergilerinde uzun süredir ya- yımlanan "Gazeteci Mehmet" oldu. "Gazeteci Mehmet'in ilk maceralan ise "lslami cihaf'ın sürdüğü Afganistan'da geçti. Kahramanlann tslami giysiler içinde olduğu ve sürekli dini me- sajların verildiği "Gazeteci Mebmet'i "Bizim kahraman- lanmız" olarak lanse edilen ve "Haçlı saldınlanna karşı tslami savuoduklan"na dikkat çekilen "Sdahaddin Eyyubi, Kılıçasian, Alpaslan" ve "Snnguralp" ile "Yunus Emre"nin çizgi roman- ları izledi. Kültür Bakanlığı da Alpaslan başta gelmek üzere 1990 sonunda çesitli Türk kah- ramanların çizgi romanlannı yayımlamaya başladı. Bu çizgi romanlarda "tslami öğelerin" vurgulanması da dikkat çekti. 1990'da dini yayıncılıkta dev- letin de büyük desteği artarak sürdü. Diyanet lşleri Başkanlı- ğı ve Diyanet Vakfı, çıkardığı, tirajlan milyonlarla ifade edilen gazete ve kitaplarla "dini yay- gın eğitim" verdiler. Diyanet lş- leri Başkanlığı geçen yıl Diyanet Gazetesi'ni 1 milyon 390 bin, Diyanet Çocuk Dergisi'ni 737 bin, Diyanet Dergisi'ni 25 bin bastı. Aynca Diyanet Vakfı ile Diyanet tşleri Başkanlığı her yıl 40'ın üzerinde çeşitli kitap ya- yımlarken bu kitaplann baskı sayısı da yılda 600-700 bine ula- şıyor. Karla gelen su ıımuduHaber Merkezi — Kurak ve sıcak geçen, başta lstanbul ol- mak üzere büyük kentlerde "kerbela" korkusu yaratan 1990 yılı, son günlerde "kara- kış" ile veda ediyor. Geçen hafta başlayan ve yur- dun büyük bölümünde görülen kar yağışı, soğuk hava ve sis et- kisini sürdürüyor. lstanbul'da da önceki geceden bu yana ara- lıklarla yağan kar, meteoroloji uzmanlannın "ender olarak göriilür" dedikleri gök gürleme- si ve çakan şimşekler eşliğinde devam ediyor. tstanbol'da önceki gece saat 23.00 sıralannda başlayan kar yağışı, kentte yaşamı olumsuz bir biçimde etkilemesine karşın sevinçle karşılandı. Susuz bir yıl geçiren lstanbullular için kar, su sıkıntısının sona ereceğinin ha- bercisi gibi görüldü. Dün de aralıklı olarak suren yağış sonucu kar kalınhğı ken- tin ytiksek semtlerinde 5 santi- metreye kadar yükseldi. Yoğun kar bazı caddelerde trafiğin aksamasına neden oldu. lstanbul Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım Müdürlüğü'ne bağ- lı "Kriz Merkezi" kentin ana caddelerinde tuzlama yapü. tstanbul'daki çalışmalara 500 kisiljk bir ekip, 17 greyder, 4 dozer ve 30 kamyon katıldı. Kriz merkezi ekiplerinin çalış- maları özellikle Hacı Osman Bayırı, tstinye ve Şişhane yoku- şu, Piyale Paşa, Taksim, Gü- müşsuyu, Maçka yokuşu, Kâ- ğıthane ve Ümraniye gibi kritik noktalarda yoğunlaştı. tstanbul'da kar yağışı ile ha- va sıcaklığının düşmesi üzerine kaloriferlerin yakıiması iie ilgi- li yeni ısı dereceleri de belirlen- di. Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamada, evlerin oturma ve çaüşma odalanyla sa- lonlannda ısının 22 derece, hol ve yatak odalannda 20 derece, banyolarda 15 derece olması ge- rektiği belirtüdi. Atölye, dük- kân ve mağazalarda ısının 20 derece olması gerektiği kayde- dildi. Yurttaşlar yağrnur ve sel fe- laketiyle, kar, tipi, fırtına gibi yoğun kış şartlarıyla mücadele- ye karşı oluşturulan 530 06 96, 530 06 98 ve 530 05 18 numara- lı telefonlara başvuru yapılabi- lecek. Bu merkezlerin bölge te- lefonlan da şöyle: Mecidiyeköy Boğaz: 121 18 60-67, Edirnekapı Eminönü: 576 69 30 ve 577 22 62, Bostancı-Kadıköy 33493 50 ve 334 59 17, Çağlayan: 130 18 13 ve 131 80 37, Yenibosna: 551 31 20 ve 552 00 83, Kartal Malte- pe: 352 46 80 ve 371 70 74, Te- mizlik şantiyesi: 577 67 67 Meteoroloji yetkililerinden alınan bilgiye göre tstanbul'da kar yağışı bugün de arahklarla sürecek. Bölgeyi etkileyen so- ğuk hava dalgası ise yanndan i- -/-• lstanbttllnlar, bu yıl kar yağışını sevinçle karşdadılar. Çiinkii gökten yağan beyazuk, musluktan akacak suları da mujdeliyordu. itibaren etkisini yitirmeye baş- layacak ve hava sıcaklığı arta- cak. Çarşamba ve perşembe günü ise lstanbul ve Marmara'nın öteki kesimlerinde yoğun sis gö- nilecek. önceki gece hava sıcak- lığırun sıfır dereceye kadar düş- tüğü tstanbul'da son 24 saat içinde metre kareye 19 kilogram yağış gerçekleşti. lstanbul'da yapay yağış sağ- lamak için bulutlan tohumlama çalışmalan da devam ediyor. İS- Kt'den yapılan açıklamaya gö- re hava koşullannın uygun ol- ması nedeniyle dün saat 11.55'te havalanan uçak, Terkos ve Bü- yükçekmece baraj havzaları üzerinde 114 dakika süreyle to- humlama yaptı. Uçak, saat 14.35'te havaalaruna geri dön- dü. Kar ve gök gtirültüsti lstanbul'da kar yağışı ile bir- likte gök gürlemesi ve şimşek çakması "ender olarak görülen" bir olay diye nitelen- di. Meteoroloji yetkililerinin verdiği bilgiye göre yerin sıcak- lığını koruduğu bir dönemde CBB adı verilen bulutlann an- sızın bastırmasıyla oluşan yağış ve soğuk hava, gökgürültüsü- nün de kaynağı oluyor. Yetkililer, muson ikliminin hâkim olduğu yerlerde, yağ- murla birükte gerçekleşen gök gürlemesinin, özellikle Türki- ye'de, yağmur yerine karla bir- likte görülmesinin şaşkınlık ya- rattığını belirtiyorlar, Balkanlar'dan ve Orta Akde- niz'den gelen soğuk ve yağışlı hava, yurdun büyük bölümün- de etkisini sürdürüyor. Bursa'da önceki gece başla- yan kar yağışı, aralıklarla de- vam ediyor. Kent merkezinde kar kalınlığj 8 santimetreye yük- seldi. Uludağ'da ise dün sabah sa- atlerinde 65 santimetre olan kar kalınhğı, öğleye doğru 85 san- timetreye ulaştı. Meteoroloji yetkilileri, dağda havanın sisli olduğunu, görüş mesafesinin 50 metrenin altma düştuğünü be- lirttiler. ANKARA ~ Hava bu yıldaha temiz 1990'da Ankara'da 50 bin konut doğalgaza geçti. Böylece geçen yıla göre 20 bin ton daha az kömür kullanıldı. Havaların ortalama kükürtdioksit yoğunluğu geçen yılın 1 kasım-24 aralık dönemine göre yüzde 17 azaldı. ANKARA (AA) — Baş- kentte bu yıl hava kirliliğine yol açan yoğunlukların, geç- miş yülara oranla oldukça dü- şük seviyelerde kaldığı bildi- rildi. Büyükşehir Belediyesi'- nden yapılan açıklamaya gö- re bu durumun, hava kirlili- ğinin önemli bir nedeni olan sıcaklık terselmesinin çok sık ve önemli kalınlıklarda oluş- masına rağmen gerçekleştiği belirtildi. Isınma döneminin başlan- gıç tarihi olarak kabul edilen 1 kasımdan itibaren, 1989 yı- hnda 25 gün, ortalama 192 metre kalınlıkta görülen ter- 'selrhe tatiakası, bu yıl 38 gün •?ve ortalama 277 metre kalın- lıkta oldu. Buna karşın, ha- va sıcakhğı da geçen yıhn ay- nı dönemine göre iki kat da* ha yüksek seyretti. Hava sı- cakhğının yüksek olması da Ankara'da 50 bin ton daha az kömür yakılmasına yol açtı. 1989 yüında ısınma amacü doğalgaz dönüşümünün 5 bin konut dolaylannda olmasına karşm, 1990 yüında bu rakam 50 bin konutu aştı. Bu da ay- nı dönem itibanyla 20 bin tonluk daha az kömür ve sıvı yakıt kullanılmasını sağladı. Ortalama kükurt dioksit yoğunluklan, 1 kasım - 2 ara- lık tarihleri arasında 1989'a göre yüzde 17 daha düşük se- viyede gerçekleşti. Partikül madde yoğunluğu ise 1988 ile aynı, 1989 yüına göre ise yüz- de X. daha az oranda görüldü. Ankara Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Murat Karayalçm, Ankaralılann bu yıl, geçmiş yıllara oranla daha temiz ha- va soluduklannı belirterek şunlan söyledi: "Bunnn nedenleri, yoğun olarak yüriittügümüz doğal- gaz dönöşüm çalışmalan, ya- kıt ve yakma denetimleri, egi- tbn çalışmalan ve tabii ki rae- teorolojik koşullann uygun- luğudur. Biz, doğalgaz, ithal kömür gibi enerji işletmecili- ği önlemlerinin ötesinde, ya- lat ve yakma denetimkruıi de yoğun olarak yürütmekte- yiz." | 'MİLLİ ÇAĞDAŞ FOLKLORİK BALE^ HUZURSUZLUĞU DEVAM EDİYOR Devlet opera ve balesinde soruşturma !Sanat kurulu toplantısında 'folklorik bale' projesine baskı altında imza attıklarını ;söyleyen bale müdürü, sanatçı temsilcisi ve başöğretici imzalarını çektiklerini genel ;müdüre ilettiler. Tekin, Uyanık ve Sargın ihakkında soruşturma başlatılacak. ; ANKARA (Cumhuriyet Bü- '• rosu) — Ankara Devlet Opera ! ve Balesi'nde "Milli Çağdaş ' Folklorik Bale" huzursuzluğu ; devam ediyor. Devlet Opera ve ; Balesi Sanat Kurulu, dün Genel Müdür Erol Gömiirgen başkan- lığında toplanarak konuyu de- . ğerlendirdi. Sanat kurulu top- . lantısında, "Adı heniiz belirlen- meyen, "Folklorik bale" proje- ; sine baskı altıda imza attıkları- i nı söyleyen bale müdürü Altan Tekin, sanatçı temsilcisi Tacet- tin Uyanık ve başöğretici Gülay Sargın imzalarını çektiklerini genel müdüre bir kez daha ilet- tiler. Bunun üzerine Gömürgen bu sanatçılar hakkında soruş- turma başlatılacağını bildirdi. , Sanat kurulu toplantısında, Erol Gömürgen'in projeden im- zalarını çekmek istediklerini söyleyen sanatçılara "O halde istifa edersiniz" dediği öğrenil- di. Bunun üzerine sanatçılann, "Biz istifa etmeyiz, siz kontra- tunıa iptal edersiniz" dediği bil- dirildi. Toplantıda "Davullu- zumah çalışmalann devam edip etmeyeeeği" kesinlik kazanmaz- ken, Gömürgen, çalışmalann nasıl yürüyeceğini çalıştırıcı Sonya Aslan'ın belirlediğini söyledi. Gömürgen, proje için kimse- yi zorlamadığını savunarak, "Benim baskı altında imza at- tırdığımı ispatlasınlar görevim- den istifa edeceğim" dedi. Gö- mürgen, sanatçıları "Davullu zurnalı" ders yapmaya zorla- madığım da belirterek, "Bn tür çalışmaya Sonya Hanım (Aslan) karar vermiş, ben baleden anla- mam, çiinkii baleci değiu'm, bu nedenle eserin nasıl olacağı ko- nusunda baskı yapamam" diye konuştu. "Milli Çağdaş Folklorik Bale" diye bir kavramın litera- türde olup olmadığının sorul- ması üzerine Gömürgen, "Yok- tur, olmayabilir. Bunlar hep çarpıtılıyor, ben sanki bunlann başuna geleceğini biliyonnuşum gibi, 'Arkadaşlar yapacağımız çalışmaya bir ad koyalım buna folklorik bale mi, çağdaş Türk adımlanyla bale mi, milli Türk balesi mi diyelim? Ne diyelim?' diye bir soru sordum, bu da ke- sin açıklığa kavuşmadı. Durn- mun sonımluları balenin başın- daki insanlardı" yanıtını verdi. "Bana zorla imza attırüdı"- nın hesabını isteyeceğini söyle- yen Gömürgen, "Arkadaşlan- mızın savunmasını alacağız, ga- yet normaldir, devlet memuriye- tinde, hukuk müşaviıiiğiniiz, di- siplin kurulumuz var, geregini yapacağız" dedi. Bale sanatçılan ise, "Halk danslanna karşı olduklan gibi bir imaj yaratümak istendigini" kaydederek, "Biz halk dansla- nna saygılıyız. Ancak bale ve halk danslan iki ayn olaydır" dediler. Sanatçılar, "Tttrk mo- tifkriııi içeretı eserlere" de karşı olmadıklanm belirterek, "Biz bu tür çalışmalan zaten yapıyo- ruz, ancak bunun için bize ön bir folklor dersi verilmesine karşıyız" diye konuştular. öte yandan projenin başlan- gıçta "isteğe bağlı" şekilde ha- zırlandığı öğrenildi. Genel mü- dürlüğün isteği üzerine, geçtiği- miz aylarda, özellikle bale bö- lümünü bitirip de Devlet Ope- ra ve Balesi sınavlarını kazana- mayan insanlartn istihdamı" için düşünülen proje için çağn- da bulunulduğu ancak hiç kim- senin bu çalışmada yer almak is- temediği belirtildi. Bunun üze- rine Genel Müdür Gömürgen'- in Sonya Aslan'ın gorevlendir- diği ve balenin içinden eleman- lar seçüerek bir "folklorik bale" biriminin oluşturulması yönün- de karar ahndığı öğrenildi. Öte yandan, Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'in "Ope- ra ve bale içinde yerli eserlere daha fazla yer verelim" yönün- deki görüşünün de bu birimin oluşturulmasında ağır bastığı ifade edildi. Gömüngen, proje- nin tamamen kendi düşüncesi olduğunu ve bakanlıkça da onaylandığını belirtirken, Kül- tür Bakanlığı Müşteşar Yardım- cısı Ertan Attaban, "Bakanlığın istemediği bir şey yapılmaz, el- bette ki bakanlığın görüşü yö- nünde hazırlanır" dedi. Bu arada, AA'nın haberine göre, Devlet Opera ve Balesi ta- rafından davul-zurna eşliğinde hazırlanan "Türk Adımlı Bale" gösterisinin müziklerini hazırla- yacağı açıklanan Rengin Gök- men, kendisinden somut bir şey istenmediğini söyledi. Eseri sahneye koyacağı açık- lanan Sonya Aslan ile sadece ayaküstü sohbet ettiğini ve yar- dımcı olup olmayacağı sorusu- na olumlu yanıt verdiğini kay- deden Gökmen, "Konu ve sah- neye ilişkin olarak bana hiçbir şey söylemedi. Eserin 6 martta sahneleneceğini ve Aram Haça- turyan'ın 'Gayanah' bale müzi- ğinden yararlanıp yararlanama- yacagımızı sordu" diye konuş- tu. Gökmen, şöyle devam etti: "Ermeni besteci, Hacatur- yan'ın eseri Türk ve Ermeni motifleri taşıması açısından Sonya Hanım tarafından seçil- miş olabilir. Yalnız canlı miızik yapdarak, 6 martta yetiştirikbi- leceğine inanmıyorum. Belki müziği banttan kullanacaklar." DUN1ADA BUGUN ALJSİRMEN İnönü-Özalİsmet İnönü'yü 17 yıl önce bugün yitirmiştik. 17 yıl önce yitirdiğimiz yalnızca Kurtuluş Savaşı'nın büyük askeri, Garp Cepnesi Komutanı, Lozan'da Türkiye'nin temsilcisi değildi. Ardından koca bir tarihi sürükleyerek dünyamızdan göçen kişi, aynı zamanda Atatürk ile birükte Türkiye Cumhuriyeti1 nin simgesiydi. İsmet Paşa'yı yaşarken çok eleştirdiler. Bu eleştiriler hem sağından geliyordu hem de solundan. Sağından eleştiren- ler, onun laikliğin. cumhuriyet devrimlerinin simgesi oiması- nı içlerıne sindiremiyorlardı. Solundan eleştirenler ise İsmet Paşa'nın yaptıklarını az buluyorlar, onun o günün Türkiyesi: ni yaratmış olması ile yetinmeyip yarınların Türkiyesi'ni ya- ratmadığı için ona kızıyorlardı. inönü'nün ölümünün üzerinden 17 değil, 10 yıl geçince onun da simgesi olduğu Türkiye'nin ne denli önemli bir ka- zanım olduğunu anlamaya başladı herkes. Ama artık 17 yıldır İnönü yok. Uluslar geçmişlerine ağla- mak ve yakınmakla varmazlar bir yere. Geçmişe ancak onu değerlendirip gelecek ile projeksiyonlarımızı yapmak için bak- mak gerek. İnönü'nün kişitiğini irdelerken Türkiye'de çağdaşlaşmanın çizgisini de görmemiz kolaylaşır. İsmet İnönü, parçalanmakta olan bir imparatorluğu, çök- mekte o(an bir düzeni kurtarmak için, cepheden cepheye ko- şan subaylar kuşağındandı. Ve bu subaylarm en önemli öze(- liklerinden biri de yalnızca silahlannı değil, kafalarını kullan- mak geregini de duymuş olmaları, yalnız savaşla değil, kûl- türle de yoğrulmak istemeleriydi. Onlar, çağdaşlığı ve çağdaşlığın kendi dönemlerindeki tek mümkünü gibi görünen Batı uygarlığını yakalamaya çalışı- yorlardı, nerede olurlarsa olsunlar. İsmet inönü'nün yaşamının en ilginç olaylarından biri de kendisinin çok sesli müziğe duyduğu yakınlıktır. İsmet İnönü'nün viyolonsel dersi aldığını okuduğumda, konserlerde resimlenni gördüğümde hep bir soru takılırdı ka- fama: "Nasıl olmuştu da ömrü cephelerde geçmiş bir Osmanlı subayı, daha sonra da cumhuriyet kurucusu, çok sesli mü- zik ile böylesine yakın bir ilişki kurabilmişti?" Daha sonra İsmet İnönü'nün yaşamı ile ikjili yapıtları okur- ken öğrendiğim gerçeği, İsmet Paşa çok sesli müziğe yöne- len yolu ilk kez Yemen seferine gittiğinde bulmuş, Batı mü- ziği ile ilk kez orada tanışmıştı. Orada Fransızlardan kalan taş plakları dinleye dinleye alışmıştı bu yeni müziğe İnönü. İsmet İnönü Doğu'da, Doğu'nun en geri bölgelerinden bi- rinde bile Batı'nın çağdaş yanını yakalamıştı. Ve Batı'ya kar- şı savaşırken de Batı'nın iki yüzünü birbirinden ayırmayı, emperyalızmte savaşıp çağdaşlığa sarılmayı bilen kuşaktandı İnönü. Batı'nın çağdaş yanını Doğu'nun en geri diyarlarında ara- yıp bulan adamın, tek adamlıktan, çok partili rejime geçme- sinde şaşırtıcı bir yön yoktur. İnönü'nün yaşamını düşünürken, arada aklıma Özal'lar hakkında okuduklarım takılıyor. Turgut Bey'in petro-dolar m ^ yarderi, şeriatçı biraderi Korkut Bey ise İnönü'nün tam terst- ne bir grafik çizmiş. O Batı'da, ABD'de-Mormonları görerek tarikatçılığa sarılmış, tarikatçılığın kendi yolundaki önemini kavramış. Özal'lar da tarikatçılığın önemini bitenler, onların, Doğu'da Batı'nın çağdaş kurumlannı yakalayan İnönü'nün tersine, Batı'da Doğululuğa yönelmelerini gülümseyerek iz- lemişlerdır hep. Laik devtetin kuruculanyla, laikliğin karşrtlan arasındaki kar- şıtlık budur iste. Birinciler yirminci yüzyılın başlarında çağ- dışı bir dünyada bile çağdaşlığı aramışlar, ikinciler ise yirminci yüzyılın ikinci yansında çağdaş bir dünyada çağdışılığa gi- den yolu bulmuşlardı. Tek adamlıktan çok partili yönetime geçişin simgesi olan ad iie çok partililikten tek adamlığa geçmeye çabalamanın simgesi olan ad arasındaki farkın nereden kaynaklandığını şü iki olaydan daha iyi gözier önüne serecek ne olabilir der- siniz? KISA KISA • Emlak Bankası'nı dolandırmaktan sanık işadamı Kemal Horzum'un tahliye istemi dün reddedildi. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi Horzum'un avukatlannın tahliye istemini dosyanın karar aşamasına gelmesi nedeniyle reddederken Emlakbank'tan da Horzum'un bankadan aldığı ancak daha sonra ödemediği belirtilen kredi miktanna karşıhk herhangi bir teminat yatırılıp yatırılmadığının da sorulmasmı istedi. • Şanlıurfa'da şeyhinin telkiniyle oğlunu keserek öldürdüğü iddia edilen tbrahim Halü Altun'un yargılanmasına devam edildi. 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmada Altun'un oğlunu keserken kullandığı bıçağı satan Ahmet Abacı tanık olarak dinlendi. Satıcı samğın söz konusu bıçağı kendisinden satın aldığını doğruladı. Bir önceki duruşmada sanık Altun'un istediği Adli Tıp raporu gelmediği için Altun'un lstanbul Adli Tıp Merkezi'nde muayenesinin yapılabilmesi için duruşma ileri bir tarihe bırakıldı. • Ankara'daki misafirhanesine molotof kokteyli atılması olayına karıştıklan iddia edilen ve yasa dışı örgüt üyesi olduklan gerekçesiyle Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne sevk edilen 9 sanıktan 3'ü tutuklandı. 6 sanık ise serbest bırakıldı. DGM'de yapılan sorgulamadan sonra "Rahim Ağacık, Hasan Işık ve Hüseyin Ateş adli sanıklar tutuklanarak cezaevine gönderildi. • 11 Nisan '90 tarihinde Yeni Asya gazetesinde çıkan "Konya Alçak Uçuş Üssü" ile ilgili haberden dolayı devlet sırnnı ifşa ettikleri iddiasıyla yargılanan Abdülkadir Selvi ve Yazı lşleri Müdürü Selahattin Aksakal tstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmada beraat ettiler. • Adalet Bakanlığı açık bulunan 250 kişilik 9'uncu dereceli kadrolara smavla adli yargı hakim adayı alacak. Başvurulann en son 11 ocağa kadar Ankara'da Bakanhk Personel Müdürlüğü, tstanbul tzmir ve Konya'da cumhuriyet başsavcılıklarına yapılacağı büdirildi. • Trafik Yurdun çeşitli yerlerinde dün meydana gelen trafık kazalannda 9 kişi öldü,3 kişi de ağır şekilde yaralandı. Eskişehir-Bilecik karayolundaki kazada Erdal Üneral, Hikmet Gürcan, Aksaray yakınlanndaki kazada Ayhan lşkol, Zülfikar Kıhç, Muğla'mn Fethiye ilçesindeki kazada Osman Karcı, Adana'nm Kozan ilçesinde Döndü Pişkin, Trabzon'un Yomra ilçesinde Yunus Kurnaz, Kayseri'de Selda Soytürk, Ağrı'da Melik Oğuz öldü. • Aydın'da bir süre önce "Vali Recep Yazıcıoğlu ile Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Sema Pişkinsüt arasında gönül ilişkisi" olduğu şeklinde çeşitli kurum ve kişilere gönderilen imzasız meİctup olayıyla ilgili soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için Başhekim Pişkinsüt'ün görevinden uzaklaştınldığı bildirildi. Pişkinsüt dün yaptığı açıklamada "Soruşturmayı yürüten Sağlık Bakanlığı müfettişleri tarafından gönderilen yazılı tebligatta soruşturmanın selameti bakunından görevden uzaklaştırıldığım belirtiliyor" dedi. • Cinayet Doç. Dr. Fuat Özdemir'i boğarak öldürdüp iddia edilen, Fuat Özdemir'in eşi Fatma özdemir'in yargılanmasına Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Öğretmen Fatma Özdemir, dünkü duruşmada, kocasını öldürdüğü yolundaki iddiaları kabul etmediğini söyledi. Duruşma, tanıkların dinlenmesi amacıyla ileri bir tarihe ertelendi. • Gaziantep'te bir iplik fabrikasında yangın çıktı. Kayacık Mahallesi'nde Mehmet Özüzümcü'ye ait iplik fabrikasında çıkan yangına çatıdaki hurda plastiklerin tutuşmasının neden olduğu bildirildi. Yetkililer zarann 150 milyon lira olduğunu söylediler. • Aralannda Malatyaspor Kulübü eski Başkanı Nurettin Güven ile iki kardeşinin de bulunduğu 2'si tutuklu 4'ü gıyabi tutuklu, 6 sanıkla ilgili davaya devam edildi. lstanbul 1 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki dünkü duruşma dosyadaki eksiklerin tamamlanabılmesi için ileri bir tarihe bırakıldı. Sanıklar "teşekkül halinde uyuşturucu kaçakçılığı" yaptıklan iddiasıyla yargılanıyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear