14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 20 ARALIK 1990 Bizde Cumhurbaşkanlam ve Sorunılıılıık Bir ülkede herkesten önce cumhurbaşkanının demokrasi, hukuk devleti ilkelerine uyması, yasalara saygı bilincini yerleştirir davranışlar içinde sürekli görünmesi, solunan hava gibi zorunlu bir durumdur. RAHMİ KUMAŞ Hukukçu Turkiye'de cumhurbaşkanlığı, seçım sırası gel- diğinde "kimin cumtaurbaşkanj olacağı yonunde" sürekli tartışma konusu olmuştur. Ancak 1989 kasımında ise bu tartışma, kimin cumhurbaşkanı olmaması yönunde nitelik değiştırmişti. Çunku cumhurbaşkanını seçecek yasama kurumu ço- ğunluğunun, halk çoğunluğu (tabanı) kesın ola- rak kalmamıştı: 26 Mart 1989 ıl genel meclisı uye- leri seçimi ölçeğıne gore! Bu seçımde Turgut Özal önderliğındekı Anavatan Partisi'nin başarısı yuz- de 21.8 (bir başka anlatımla başarısızhğı yuzde 78.2) olduğuna gore vasama kurumu uyelikleri için genel seçime gıdilmesı kesin demokratık bir zorunluluktu. Bu demokratık belıt'e (mutearife, aksiyom) bugüne dek uyulmadığından devletin yapısı çift göruntu aldı ve ulusal bayramlarımız ıle Atatürkümuzun ölum gunu anmalarında bu göruntü en ileri boyuta varmaktadır. Ulusumu- zu uzen demokratık olmayan bu göruntuden an- cak bir genel seçîmle kurtulma olanağı vardır. Ne var ki genel seçim sonrası dahi sorun anaya- sa değişiklığıne gidilmesıni bekleyecek ölçude er- telenebilir gözukmemektedır. Çünku cumhurbaş- kanlığında bulunan kışının tutum ve davranış- ları sorumluluğunu gundeme getirmektedir. Bu bakımdan görevde iken bir cumhurbaşkanının o kat'ı (orunu) boşaltması sorunu nasıl çözulebi- lir? Bunu irdelemekte yarar vardır. Boşalma Seçılmış bir cumhurbaşkanının buradan, onu seçen kurulca uzaklaştınlması (azlı) yontemı par- lamenter demokrasilerde yoktur. Ancak olağa- nüstu bir yol vardır ki bu da "sorumsuzluktah sorumluluğa giden yol"dur. Cumhurbaşkanının sorumsuzluğu, onun dıledığinı yapabıleceğı, re- jimin dokusunu değıştırebıleceğı anlamına gel- mez; o da demokrasının gereklerıne, anayasaya ve yasalara uymakla yukumludur. Uymadığın- da Yuce Divan yoluyla buradan ındırılebılır. Sorunu 1876 Anayasası'ndan bu yana ele ala- lım. Bu anayasa devlet başkanlığı katının (padi- şahlığın) boşalmasını ya da boşaltılmasını hiç ön- görmemış, hatta olumle boşalmayı da yazmayıp yanı yalnız buyuk erkek çocuğun bu kata çıkma- ya hakkı olduğunu yazmıştır: "SaJtanat-ı Seni- ye-i Osmaniye, Hilâfet-i Kubra-yı Islâmiyeyi ha- ız olarak Sulâlei Âlı Osman'dan usûl-u kadime- sı veçhile ekber evlâda aittir (m. 3)". Bu anayasaya göre devletin başından yalnız II. Abdülhamıt indirildı. Hatta bu indirme Mebu- san Meclisı'nde de tartışıldı. Ama yıne de saray içı ve dışı koşulların kesinleşmesiyle Abdulhamit oradan uzaklaştınldı. 1921 Anayasası'nın başlarda devlet başkanlı- ğı kurumu yoktu; çunkü îstanbul'da padişah var- dı. 1 Kasım 1922 ile 29 Ekim 1923 arası TBMM Başkanlığı bu ışi göruyordu. Ancak cumhurıyet kurulunca 1921 Anayasası değıştirilmiş, yine de yeterli olmamış ki, daha doğrusu toplumun di- namığine uymamış ki 1924 Anayasası yapıldı. 1924, 1961 ve 1982 anayasalan devlet başkanlı- ğının boşalması sorununa eş bıçimde yaklaşmış- lardır denebılir. Bu da cumhurbaşkanlığının "olum. çekilme ve başka nedenlerte" boşalmış olabileceğidir. Burada uzerinde durulacak sorun, "başka nedenlerle cumbnrbaşkanlığımo boşsüması" kavramıdır. Cumhurıyet tarihimız- de bu duruma Cemal Gursel'in bu kattan ayrıl- ma biçimi tek örnektir. 28 Mart 1966 gunlu TBMM Genel Kurulu'nda Cemal GursePle ilgili olarak daha önce alınan "sağlık durumunun cumhurbaşkanlığını yapmaya kesin olarak engel oluşturduğuna" ilişkin yazanak (yöntemıne uy- gun rapor) kabul edilince bu kat boşalmış oldu. Elbette yalnız bu olay, "başka nedenlerle boşalmaya" tek öiçü olamaz. O halde anayasa kovucunun "başka nedenlerle cumhurbaşkanlı- ğının boşaJmasından" nelerı amaçlamış olabıle- ceğinı araştırmamız gerekir. Bilındiği gibi cumhurbaşkanı olmak için ilk önce milletvekili olma yeterliği olacaktır. Bu ye- terliğe ek olarak kırk yaşını doldunnuş olmak, yukseköğrenimli olmak ve seçim sırasında cum- hurbaşkanı ohnamak durumları gerçekse cum- hurbaşkanlığı suresince hiçbır zaman ortadan kalkmazlar. Ancak milletvekili seçilme yeterliğini oluşturan durumlar görev suresince ortadan kalk- mış olabilir. Orneğın bır Bakanlar Kurulu top- lantısında cumhurbaşkanı, bir bakanı silahla ol- durse ne olacak? Orada mı kalacak? Herhalde bu suç ağır cezalık ve mılletvekilliğı yeterliğini (ehliyetini) ortadan kaldıncı bir nitelikte oldu- ğu için cumhurbaşkanı bu sanını yitirmiş olacak- tır. Çunku cumhurbaşkanı olan kişi milletvekili olma yeterliklerini sürekli korumak zorundadır. İşte bu tür durumlarda cumhurbaşkanlığım yi- tirme karan verilebilecek mi? Elbette verilebile- cektir. Çunkü "bır daha milletvekili olma hakkı olmayan dunıma düşen cumhurbaşkanının" o kattan indirilmesi zorunludur. Bunun nedeni de onun sanının yok olmasıdır (keenlemyekun). An- cak bu durumda yasama kurumu onun dokunul- mazlığını kaldırıp yargılanmasını kararlaştırır. Cumhurbaşkanının bu tür suç işlemesi doğru ol- maz doğallıkla. Amazevk olsun diye 180 km/sa hız yaparak araç kullanırken birinin ölümüne yol açarsa yargılanamaz. Çunkü bu suç ağır cezalık değildir. Ama o kışiyi devletin başında halk tu- tar mı? Biz bu yönde yakıştırmalar (fanteziler) üretmeyi bırakıp 'görevi sırasında yurt hainliğiyle suçlanan cumhurbaşkarunm durumu ne olur' so- rusuna yanıt aramaya çalışalım. Herhalde bir cumhurbaşkanının ışleyebileceğı suç bu turden olabilir. Bunun için önce bu kavramı tanımaya çalışalım. Yurt hainliği Sözlukler 'hainlik'i (ihanet) "kutsal sayılan şeylere el uzatma, kötulük etme", 'kutsal'ı ise "ta- pılacak ya da yolunda can verilecek ölçude sevi- len ve ustune titrenilen" diye açıklamaktadır. Cumhurbaşkanının yurt hamliği ise anayasalar- da geçen bır kavram olarak yalnız 1924 Anaya- sası göruşmelerinde açıkhğa kavuşturulmaya ça- lışılan bır kavramdır. Bu göruşmeler sırasında Es- kişehir Milletvekili Arif Bey, "Cumhurbaşkanı- nın yasalara uymaması durumunda sorumlu ol- ması duşunulmeyecek mi?" diye bir soru sorun- ca, Anayasa Yarkurulu yazanakçısı Gelibolu Mil- letvekili Celâl Nuri Bey, "...En önce, yurt hainli- gi, yasalara ve anayasaya uvmamaktır." (*) diye karşılık vermiştır. 1924 Anayasası Cumhurbaş- kanlığı andında cumhurbaşkanının "cumhuriyet yasalarını" sayacağı belirtilmiş, ama örneğin açıkça anayasa, hukuk devleti, demokrasi söz- cukleri metinde geçmemiştir. Elbette cumhuri- yet yasalan kavramı içinde cumhuriyet anayasası ilk sırada vardır, ancak yine de bu sözcuğun açık- ça geçmesi daha doğru olurdu. Nitekim anaya- sa geçmişimizin övünulecek örneği olan 1961 Anayasası ile yerinilecek orneği olan 1982 Ana- yasası, cumhurbaşkanı antlarında anayasa, de- mokrasi sözcükleri geçer de yasa sözcuğu geç- mez; daha kapsamlı olarak 1961 metninde hu- kuk devleti, 1982 metninde ise hukukun ustün- luğu sözcükleri geçer. Demek ki bir ulkede her- kesten önce cumhurbaşkanının demokrasi, hu- kuk devleti ilkelerine uyması, yasalara saygı bi- lincini yerleştirir davranışlar içinde sürekli görün- mesi, solunan hava gibi zorunlu bır durumdur. Örneğin bir cumhurbaşkanı kendi ulkesinin pa- ra birimıne uymak ve inanmak durumundadır. Bunun dışındaki bir davranış kesinlikle ona ya- kışmaz. O halde Türk Lirası dururken bir cum- hurbaşkanının evini Amerikan Dolan ile kiraya vermesi yurda kötülüktur. Bu davranışın biçim- sel olarak yasalara, anayasaya aykın görunme- diğini söylemek, "devletin varlığı ve bağımsızlı- ğı, yurdun ve ulusun bölünmez butunlüğüne" uy- ma bilincinden yoksun olmak demektir. Sonuç Bu kısa incelemede göruldu ki cumhurbaşka- nı, milletvekili olma yeterliklerinden birini yitir- diğinde bu kat olağanustu olarak boşalır. Ancak cumhurbaşkanmda aranan ek özellikleı' kırk ya- şını doldunnuş olmak, yukseköğrenimli olmak ve seçim sırasında cumhurbaşkanı olmamak ile seçim için aranan oy çoğunluğu gerçekse hiçbir zaman bu özellikler yok olmaz. Aynca cumhur- başkanı gorevı suresince, "yurütmenin eylem ve işlemlerinden ötüru" elbette sorumlu olmayacak- tır. Ama ulusun birliğini temsilde; anayasa, ya- sa ve demokrasi ilkelerine uymada bu kavram- lann kutsalhğını çiğneyen bir tutumu sürekli ola- rak bilinçlice benimserse yurda kötuluk etmiş olur, bu yöndeki bir suçlama ile Yüce Divan'a gönderilir ve bu kat olağanustu olarak boşaltıl- mış olur. Yani cumhurbaşkanının sorumsuzlu- ğu sorumluluğa dönuşunce orası boşalır. Bu nasıl olur? Bu ayn bir inceleme konusudur. (*) Bak, TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 2, tçtima 2, cilt 8/1 sayfa: 611-612. EVET/HAYIR OKT4YAKBAL Demokrasi Savaşımına Çağrı... Ismet Inonu dermış, "Milletvekillerıne erken bır seçımı ka- bul ettırmek olanaksızdır" GerçeKten de oyledır Iki konu var- dır, bîri odenekler, obüru erken seçim Unutulmaz olaydır, DP milletvekili (sanırım grup baskanvekılıydı aynı zamanda) Fuat Koprülu'nun mılletvekillennın odeneklerının arttırılma- sı önensıne resmen karşı çıkıp paraları gerı cevırmedığı. Bunu da açık açık soyledığı!.. Bır süredır gundeme gelen konu, erken seçim ya da 'sıne-ı millet..' Gerçı erken seçim ısteğmı muhalefet yerel seçım- lerden bu yana sureklı yınelıyor Kapalı oyla erken bır seçim istiyor musunuz 9 ' diye sorulsa tum mılletvekıllerı buna 'hayır' yanıtı vereceklerdır Ayıp olmasın diye, daha doğrusu nasıl olsa ANAP böyle bır onerıyı benımsemez diye tsle/ gıbı go- rünuyor muhalefet partılerı " u ^Ulusun kucağına dönmek! Yanı Mechs'ten ayrılmak, hal- ka gitmek"? Bu, hep söylenır, ama nedense bır turlu gerçek- leşmez 1 Durup dururken değıl, zamanı geldığınde, gerektı- ğınde, yararlı bır sonuc vereceğıne ınanıldığında elbet halk- la butünleşılır Bır vekılın kendısını seçen halkla butunleşmesı kadar doğal bır sey yoktur Dedığım gıbı bunun gereklı oldu- ğu zaman var. Şımdı, o zaman coktan geçtı Ne olacak SHP ve DYP'nın 150 temsılcısı Meclıs'ten ayrılırlarsa 9 ANAP ıktı- darı hemen ara secımlerı yapar, gıden 150 mılletvekilının ye- rıne 150 kişı daha seçlırtır. Meclıs'ten kendi ısteklerıyle ayrı- lanlar bu ara seçımde aday olmayacaklarına, sıne-ı millete donen partıler boyle bır ara secıme katılmayacaklarına gore ortaya çıkan boşluğu bu kez ANAP'lılar, DSP'lıler. MÇP'lıler, Refahlılar doldurur Belkı ANAP yapay bır partı de kurdurup ayrılanların yerıne kendi adamlarını da sectırtebrlıri Görulduğu gıbı halkın kucağına donmek muhalefet partı- lerinın ıçtenliklı bır anlaşmaya varmamaları durumunda ya- rardan çok zarar verecektir. Ara seçime hıcbır muhalefet par- tısı gırmezse bu kez ANAP'la bağımsız adaylar 150 kışılık boş- luğu dolduracaktır Halkın kucağına donmek de, ara seçim de sorunu çözme- yecektır Dıyelım kı su anda açık bulunan sandalyeler ıçın bır ara seçim yapıldı Mılletvekillennın tamamını da muhale- fet partılerı aldı. Ne olacak dersınız? ANAP ıktıdarı on, yırmı sandalye yıtırdım diye 'haydı genel seçime gıdelım' mı dıye- cek? Hayır' Nasıl son yerel seçımde bozguna uğrayıp ucun- cu partı durumuna duşmus, hemen butun kentlerın beledı- ye başkanlıklarını, ıl genel meclisı uyelıklerını muhalefete kap- tırmış, yıne de ıktıdardan kopmadıysa, bır kez daha aynı du- rumla karsılasırız Başta Ozal ve Akbulut, 'Bu onemlı bır du- rum değıl, ara seçımde beş on sandalye yıtırmek, halkın gu- venını yıtırdığımız anlamına gelmez ' der yerlerınde kalırlar! Gerçek bır demokratık ortamda değılız kı, ANAP ıktıdarı demokrasının anlammı oğrenmemış kı, öğrenmek ıçın bır ca- (Arkası 19. Say/ada) ARANAN TERCUMAN BULUNDU: FANFARE TRANSLATOR 5 dil biliyor, cepte taşınabiliyor. • Rahatlıkla cebınızde taşıyabıleceğınız Fanfare Translotor ışadamları, öğrenciler ve seyahat edenler ıçın mükemmel bır tefcûmandır • Türkçe. ingılızce. Fransızca. Almanca ve İtalyancadan özenle seçılnnlş 13000 kelımelık haznesı ıle Ingılız teknolojısının btr harikosıdır • Hedıyelik kutusu. onjınal pıilen ve Türkçe kullanım kılavuzu ıle beraber teslım edılır. TÜRKÇE ENGLISH FRANÇAIS DEUTSCH ITALIANO • Fantar© Translator bir yıl imalatçı ve dağıtıma garantısı ıle safılmaktadır. FANFARE TRANSLATOR CEBINI2DEKI TERCÛMANINIZ" OLUM Ailemizin büyüğü HÜSEYİN KIRGEÇ 19.12.1990 Çarşamba günü vefat etmiştir. Cenazesi 20.12.1990 Perşembe günü Küçukbakkalköy Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Aile Kabristanı'nda toprağa verilecektir. Allah rahmet eylesin. AÎLESİ FUDAŞ MŞTİCAKTJLŞ. TOridy* MQnM*tW Merfcez Bcrbaros Bulvon 49 4 80690 BeşıMoş ISTANBUl fel 1605920 1606231 1606253 r-u* 159 25 09 Küçük ojçekli ama çok geniş bir müşteri grubuyla dıyaloğumuzu sürdürecek; mesleğın kendine özgu zorluklanna hazır,- çalışma tempomuzu yakalamakta zorlanmayacak Müşteri Temsilcisi Aranıyor Baş\>urulannızı lütfen 130 21 87 140 84 74 numaralı telefonlanraızdan Nurşen Demir'e yapuuz. PERA Reklamcılık ve Halkla tlişkilef Ganal NsMbMör BuyvJköere CoOdesı 63 * 80310 MecıdıyeKov STAN6UI fel (1)1754720 1754721 Rn (1) 17494 13 Emm Alı fafa Cod No 93 1 BostanoJSTANBUL fel 372 18 65 ^VaMbonk Oıtaköy Şubesı 10063 numorolı yo ao ZYooı Kred Bonkosı Be^Jcıoî ŞuOesı 2277-2 numcnöı hesobmo39200011 havoleeftm Mofcbu!lotoltooısıetrteö» C 2 392 000 n Mt gûıKi» fofı* çettro Fudo$ Dn TKcmt AŞ attna o*asra» postotodm n3^Kıe<*ltaıiı'-esaC>ımd<»iDe^nolaKrt39200Ca toHsıl eöınn "tKreöı Kartı hesob«ndan4 e^ttaksine odemek u»»436000H (4x109000 a ) tahst ectnu VIS» SONKUUAMMTASH SİPARİŞFOBMU Şeh. Lûtfen bc$vurumun etmıze utaşfcğı andan ıftbaıen 3 gud ıçmde Cep Tercûmanmnı aoresme pos'aloyına Panel "EVRENSEL INSAN HAKLARI VE İSLAM' Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Yönetım Kurulu Oturum Başkanı: Prof.Dr. AYSEL ÇELİKEL Konuşmacılar- Dr. MEHMET SEMİH GEMALMAZ OSMAN OLCAY Doç.Dr. YAŞAR NURİ Ö2TÜRK GENCAY ŞAYLAN Tarih: 21 Aralık Cuma 1990 Saat: 14 00 - 17 00 Yer: Cemal reşıt Rey Konser Salonu Harbıye İstanöul Şişli'de işyerine kiralık 85 m2 daire 147 46 2 7 — 146 95 06 PENCERE Oyun! Gtcır gıcır bir araba. Ateş kırmızısı. Tam bir canavar. Gaza bastın mı harlıyor. Ne kapı tokmağı elinde kalıyor, ne ön ca- mın silgeçlerı su koyveriyor, ne bir yılda rengi atıp çürüyor; teknolojinin son harikası. Peki, fiyatı ne? Yerliden ucuz! Ne yapmalı? Dünya tek pazara dönüşmüyor mu? Gümrükler kalkma- yacak mı' Liberal ekonomi en iyisi değil mi? 'Korvmacılık' artık çağdışı yöntem sayılmıyor mu? Aç kapıları... Kapıları açtığında, liberal ekonomiyi tam uyguladtğında kaç tane yerli araba satabilirsin? • Sofra takımları, tabakları, çanaktan, fincanlan, kerrt içi pa- zarlarda sergılenmiş... — Bu fincan nenin nesi? — Çin işi... — Kaça? — Abi, Allah seni inandırsın bizim yerlilerin yarı fıyatınal JHem mala bak! Satıcı fincanı gün ışığına tutuyor; güneşin ışınları bir sa- nat yapıtını aydınlatıyor. Ne yapmalı? Serbest pıyasa değil mi? Dünya tek pazara dönüşmüyor mu? Liberal ekonomi en lyısidir. Kaldır gümrükleri, yurttaş içeride sömürülmesin, ıthalatın ne sakıncası var? Rekabeti özendırir, Turkiye'de daha iyi mal üretme sürecini başlatır. • Çakı mı? Eloğlu bızden iyısinı yapıyof. Bıçak mı, çatal mı? Menteşe mi? Kazak mı? Pantolon mu? Giysi mi? İç çamasın ya da ceket? Dolmakalem ya da tükenmez? Hele ampul?lki günde bir patlayan yerlı ampullerin yerine neden yabancısı- nı ithal etmıyoruz? Tekstıl mi? İplik, dokuma, bez, yünlü, pamuklu, ne istersen dışanda daha iyisi var. Son günlerde özel sektörün akıllı kalemleri teks- til alanındaki tehlikeyi vurguluyorlar: Dışarıdan daha nitelikli iplik ve bez ithali iç pazarı soluksuz bırakmak üzere değil mi? Peki, içerideki firmalar yıkılırken yurttaş serbestrekabetinya- rarını neden görmesin? İç piyasada herkes yabancı malının ardına düşmüş; blu- cin alırken meraklısı 'marka' arıyor. Marka! Aç pazannı liberal ekonomiye de bir bak! Turkiye'de tanın- mış yabancı markaların dışında mal satabiliyor musun? Ser- best rekabet gerçekien var olduğunda bızim ekonomi hangi alanlarda ayakta kalabilir? Tereyağı? Pazarda İsviçre'nin tereyağını, Fransızın peynirinı ancak cebinde parası olan atır. İç piyasadakı işadamını hem gümrük duvaıiarıyla hem dış- satımını destekleyerek korumuyor muyuz? Türkiye, koruma- cılık altında ulusal endüstrisıni kurabilır; bir başka yöntem bilen varsa, çıksın ortaya, söylesin. • Ya kömür? İşadamını korumaya gelince devletin bütün mekanizma- ları çalışıyor... İşçıye gelince dıyoruz ki' — Pahalı kömur çıkanyorsun; satış fiyatı, akjığın ücrete bile yetmiyor... — Ne yapalım? — Kömür ocaklarını kapatalım, kömür ithal edelim, dışa- rıdan gelen daha ucuz... Tavşana kaç... Tazıya tut! Hayır, bu oyun coktan iflas etti. İngiltere'de başoyuncu Thatcher bıle perdeyi kapattı. 'Sa Majesteleri'nin endüstrisi, dunyada ilk kurulandır; biz daha kurulamamış sa/iayi ülke- sinde kendi kendimizı oyalıyoruz. f CELİN 1 MEVLÂNÂ-YI BIRLIKTE KUTLAYALıM Konya'da yapılan Sema Törenı îstanbul'da tekrarlanıyor Solist AHMET ÖZHAN Y«r SPOR »• SEBOİ 8ARAYI SMt: 20.00 (Lütfl Kınter) T « * : 20.12.1İM PtffMllb* (Davatlvslar aûnûnd» alsalantan tsmin adlllr) 1986 YILI VE 86/10911 SAYILI BAKANUVR KURULU KARARINA GORE SIGARA SAĞLIĞA ZARARUDIR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear