Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 20 ARALIK 1990
Bizde Cumhurbaşkanlam
ve Sorunılıılıık
Bir ülkede herkesten önce cumhurbaşkanının demokrasi, hukuk
devleti ilkelerine uyması, yasalara saygı bilincini yerleştirir davranışlar
içinde sürekli görünmesi, solunan hava gibi zorunlu bir durumdur.
RAHMİ KUMAŞ Hukukçu
Turkiye'de cumhurbaşkanlığı, seçım sırası gel-
diğinde "kimin cumtaurbaşkanj olacağı yonunde"
sürekli tartışma konusu olmuştur. Ancak 1989
kasımında ise bu tartışma, kimin cumhurbaşkanı
olmaması yönunde nitelik değiştırmişti. Çunku
cumhurbaşkanını seçecek yasama kurumu ço-
ğunluğunun, halk çoğunluğu (tabanı) kesın ola-
rak kalmamıştı: 26 Mart 1989 ıl genel meclisı uye-
leri seçimi ölçeğıne gore! Bu seçımde Turgut Özal
önderliğındekı Anavatan Partisi'nin başarısı yuz-
de 21.8 (bir başka anlatımla başarısızhğı yuzde
78.2) olduğuna gore vasama kurumu uyelikleri
için genel seçime gıdilmesı kesin demokratık bir
zorunluluktu. Bu demokratık belıt'e (mutearife,
aksiyom) bugüne dek uyulmadığından devletin
yapısı çift göruntu aldı ve ulusal bayramlarımız
ıle Atatürkümuzun ölum gunu anmalarında bu
göruntü en ileri boyuta varmaktadır. Ulusumu-
zu uzen demokratık olmayan bu göruntuden an-
cak bir genel seçîmle kurtulma olanağı vardır.
Ne var ki genel seçim sonrası dahi sorun anaya-
sa değişiklığıne gidilmesıni bekleyecek ölçude er-
telenebilir gözukmemektedır. Çünku cumhurbaş-
kanlığında bulunan kışının tutum ve davranış-
ları sorumluluğunu gundeme getirmektedir. Bu
bakımdan görevde iken bir cumhurbaşkanının o
kat'ı (orunu) boşaltması sorunu nasıl çözulebi-
lir? Bunu irdelemekte yarar vardır.
Boşalma
Seçılmış bir cumhurbaşkanının buradan, onu
seçen kurulca uzaklaştınlması (azlı) yontemı par-
lamenter demokrasilerde yoktur. Ancak olağa-
nüstu bir yol vardır ki bu da "sorumsuzluktah
sorumluluğa giden yol"dur. Cumhurbaşkanının
sorumsuzluğu, onun dıledığinı yapabıleceğı, re-
jimin dokusunu değıştırebıleceğı anlamına gel-
mez; o da demokrasının gereklerıne, anayasaya
ve yasalara uymakla yukumludur. Uymadığın-
da Yuce Divan yoluyla buradan ındırılebılır.
Sorunu 1876 Anayasası'ndan bu yana ele ala-
lım. Bu anayasa devlet başkanlığı katının (padi-
şahlığın) boşalmasını ya da boşaltılmasını hiç ön-
görmemış, hatta olumle boşalmayı da yazmayıp
yanı yalnız buyuk erkek çocuğun bu kata çıkma-
ya hakkı olduğunu yazmıştır: "SaJtanat-ı Seni-
ye-i Osmaniye, Hilâfet-i Kubra-yı Islâmiyeyi ha-
ız olarak Sulâlei Âlı Osman'dan usûl-u kadime-
sı veçhile ekber evlâda aittir (m. 3)".
Bu anayasaya göre devletin başından yalnız II.
Abdülhamıt indirildı. Hatta bu indirme Mebu-
san Meclisı'nde de tartışıldı. Ama yıne de saray
içı ve dışı koşulların kesinleşmesiyle Abdulhamit
oradan uzaklaştınldı.
1921 Anayasası'nın başlarda devlet başkanlı-
ğı kurumu yoktu; çunkü îstanbul'da padişah var-
dı. 1 Kasım 1922 ile 29 Ekim 1923 arası TBMM
Başkanlığı bu ışi göruyordu. Ancak cumhurıyet
kurulunca 1921 Anayasası değıştirilmiş, yine de
yeterli olmamış ki, daha doğrusu toplumun di-
namığine uymamış ki 1924 Anayasası yapıldı.
1924, 1961 ve 1982 anayasalan devlet başkanlı-
ğının boşalması sorununa eş bıçimde yaklaşmış-
lardır denebılir. Bu da cumhurbaşkanlığının
"olum. çekilme ve başka nedenlerte" boşalmış
olabileceğidir. Burada uzerinde durulacak sorun,
"başka nedenlerle cumbnrbaşkanlığımo
boşsüması" kavramıdır. Cumhurıyet tarihimız-
de bu duruma Cemal Gursel'in bu kattan ayrıl-
ma biçimi tek örnektir. 28 Mart 1966 gunlu
TBMM Genel Kurulu'nda Cemal GursePle ilgili
olarak daha önce alınan "sağlık durumunun
cumhurbaşkanlığını yapmaya kesin olarak engel
oluşturduğuna" ilişkin yazanak (yöntemıne uy-
gun rapor) kabul edilince bu kat boşalmış oldu.
Elbette yalnız bu olay, "başka nedenlerle
boşalmaya" tek öiçü olamaz. O halde anayasa
kovucunun "başka nedenlerle cumhurbaşkanlı-
ğının boşaJmasından" nelerı amaçlamış olabıle-
ceğinı araştırmamız gerekir.
Bilındiği gibi cumhurbaşkanı olmak için ilk
önce milletvekili olma yeterliği olacaktır. Bu ye-
terliğe ek olarak kırk yaşını doldunnuş olmak,
yukseköğrenimli olmak ve seçim sırasında cum-
hurbaşkanı ohnamak durumları gerçekse cum-
hurbaşkanlığı suresince hiçbır zaman ortadan
kalkmazlar. Ancak milletvekili seçilme yeterliğini
oluşturan durumlar görev suresince ortadan kalk-
mış olabilir. Orneğın bır Bakanlar Kurulu top-
lantısında cumhurbaşkanı, bir bakanı silahla ol-
durse ne olacak? Orada mı kalacak? Herhalde
bu suç ağır cezalık ve mılletvekilliğı yeterliğini
(ehliyetini) ortadan kaldıncı bir nitelikte oldu-
ğu için cumhurbaşkanı bu sanını yitirmiş olacak-
tır. Çunku cumhurbaşkanı olan kişi milletvekili
olma yeterliklerini sürekli korumak zorundadır.
İşte bu tür durumlarda cumhurbaşkanlığım yi-
tirme karan verilebilecek mi? Elbette verilebile-
cektir. Çunkü "bır daha milletvekili olma hakkı
olmayan dunıma düşen cumhurbaşkanının" o
kattan indirilmesi zorunludur. Bunun nedeni de
onun sanının yok olmasıdır (keenlemyekun). An-
cak bu durumda yasama kurumu onun dokunul-
mazlığını kaldırıp yargılanmasını kararlaştırır.
Cumhurbaşkanının bu tür suç işlemesi doğru ol-
maz doğallıkla. Amazevk olsun diye 180 km/sa
hız yaparak araç kullanırken birinin ölümüne yol
açarsa yargılanamaz. Çunkü bu suç ağır cezalık
değildir. Ama o kışiyi devletin başında halk tu-
tar mı? Biz bu yönde yakıştırmalar (fanteziler)
üretmeyi bırakıp 'görevi sırasında yurt hainliğiyle
suçlanan cumhurbaşkarunm durumu ne olur' so-
rusuna yanıt aramaya çalışalım. Herhalde bir
cumhurbaşkanının ışleyebileceğı suç bu turden
olabilir. Bunun için önce bu kavramı tanımaya
çalışalım.
Yurt hainliği
Sözlukler 'hainlik'i (ihanet) "kutsal sayılan
şeylere el uzatma, kötulük etme", 'kutsal'ı ise "ta-
pılacak ya da yolunda can verilecek ölçude sevi-
len ve ustune titrenilen" diye açıklamaktadır.
Cumhurbaşkanının yurt hamliği ise anayasalar-
da geçen bır kavram olarak yalnız 1924 Anaya-
sası göruşmelerinde açıkhğa kavuşturulmaya ça-
lışılan bır kavramdır. Bu göruşmeler sırasında Es-
kişehir Milletvekili Arif Bey, "Cumhurbaşkanı-
nın yasalara uymaması durumunda sorumlu ol-
ması duşunulmeyecek mi?" diye bir soru sorun-
ca, Anayasa Yarkurulu yazanakçısı Gelibolu Mil-
letvekili Celâl Nuri Bey, "...En önce, yurt hainli-
gi, yasalara ve anayasaya uvmamaktır." (*) diye
karşılık vermiştır. 1924 Anayasası Cumhurbaş-
kanlığı andında cumhurbaşkanının "cumhuriyet
yasalarını" sayacağı belirtilmiş, ama örneğin
açıkça anayasa, hukuk devleti, demokrasi söz-
cukleri metinde geçmemiştir. Elbette cumhuri-
yet yasalan kavramı içinde cumhuriyet anayasası
ilk sırada vardır, ancak yine de bu sözcuğun açık-
ça geçmesi daha doğru olurdu. Nitekim anaya-
sa geçmişimizin övünulecek örneği olan 1961
Anayasası ile yerinilecek orneği olan 1982 Ana-
yasası, cumhurbaşkanı antlarında anayasa, de-
mokrasi sözcükleri geçer de yasa sözcuğu geç-
mez; daha kapsamlı olarak 1961 metninde hu-
kuk devleti, 1982 metninde ise hukukun ustün-
luğu sözcükleri geçer. Demek ki bir ulkede her-
kesten önce cumhurbaşkanının demokrasi, hu-
kuk devleti ilkelerine uyması, yasalara saygı bi-
lincini yerleştirir davranışlar içinde sürekli görün-
mesi, solunan hava gibi zorunlu bır durumdur.
Örneğin bir cumhurbaşkanı kendi ulkesinin pa-
ra birimıne uymak ve inanmak durumundadır.
Bunun dışındaki bir davranış kesinlikle ona ya-
kışmaz. O halde Türk Lirası dururken bir cum-
hurbaşkanının evini Amerikan Dolan ile kiraya
vermesi yurda kötülüktur. Bu davranışın biçim-
sel olarak yasalara, anayasaya aykın görunme-
diğini söylemek, "devletin varlığı ve bağımsızlı-
ğı, yurdun ve ulusun bölünmez butunlüğüne" uy-
ma bilincinden yoksun olmak demektir.
Sonuç
Bu kısa incelemede göruldu ki cumhurbaşka-
nı, milletvekili olma yeterliklerinden birini yitir-
diğinde bu kat olağanustu olarak boşalır. Ancak
cumhurbaşkanmda aranan ek özellikleı' kırk ya-
şını doldunnuş olmak, yukseköğrenimli olmak
ve seçim sırasında cumhurbaşkanı olmamak ile
seçim için aranan oy çoğunluğu gerçekse hiçbir
zaman bu özellikler yok olmaz. Aynca cumhur-
başkanı gorevı suresince, "yurütmenin eylem ve
işlemlerinden ötüru" elbette sorumlu olmayacak-
tır. Ama ulusun birliğini temsilde; anayasa, ya-
sa ve demokrasi ilkelerine uymada bu kavram-
lann kutsalhğını çiğneyen bir tutumu sürekli ola-
rak bilinçlice benimserse yurda kötuluk etmiş
olur, bu yöndeki bir suçlama ile Yüce Divan'a
gönderilir ve bu kat olağanustu olarak boşaltıl-
mış olur. Yani cumhurbaşkanının sorumsuzlu-
ğu sorumluluğa dönuşunce orası boşalır. Bu nasıl
olur? Bu ayn bir inceleme konusudur.
(*) Bak, TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 2, tçtima
2, cilt 8/1 sayfa: 611-612.
EVET/HAYIR
OKT4YAKBAL
Demokrasi Savaşımına
Çağrı...
Ismet Inonu dermış, "Milletvekillerıne erken bır seçımı ka-
bul ettırmek olanaksızdır" GerçeKten de oyledır Iki konu var-
dır, bîri odenekler, obüru erken seçim Unutulmaz olaydır,
DP milletvekili (sanırım grup baskanvekılıydı aynı zamanda)
Fuat Koprülu'nun mılletvekillennın odeneklerının arttırılma-
sı önensıne resmen karşı çıkıp paraları gerı cevırmedığı. Bunu
da açık açık soyledığı!..
Bır süredır gundeme gelen konu, erken seçim ya da 'sıne-ı
millet..' Gerçı erken seçim ısteğmı muhalefet yerel seçım-
lerden bu yana sureklı yınelıyor Kapalı oyla erken bır seçim
istiyor musunuz
9
' diye sorulsa tum mılletvekıllerı buna 'hayır'
yanıtı vereceklerdır Ayıp olmasın diye, daha doğrusu nasıl
olsa ANAP böyle bır onerıyı benımsemez diye tsle/ gıbı go-
rünuyor muhalefet partılerı
"
u
^Ulusun kucağına dönmek! Yanı Mechs'ten ayrılmak, hal-
ka gitmek"? Bu, hep söylenır, ama nedense bır turlu gerçek-
leşmez
1
Durup dururken değıl, zamanı geldığınde, gerektı-
ğınde, yararlı bır sonuc vereceğıne ınanıldığında elbet halk-
la butünleşılır Bır vekılın kendısını seçen halkla butunleşmesı
kadar doğal bır sey yoktur Dedığım gıbı bunun gereklı oldu-
ğu zaman var. Şımdı, o zaman coktan geçtı Ne olacak SHP
ve DYP'nın 150 temsılcısı Meclıs'ten ayrılırlarsa
9
ANAP ıktı-
darı hemen ara secımlerı yapar, gıden 150 mılletvekilının ye-
rıne 150 kişı daha seçlırtır. Meclıs'ten kendi ısteklerıyle ayrı-
lanlar bu ara seçımde aday olmayacaklarına, sıne-ı millete
donen partıler boyle bır ara secıme katılmayacaklarına gore
ortaya çıkan boşluğu bu kez ANAP'lılar, DSP'lıler. MÇP'lıler,
Refahlılar doldurur Belkı ANAP yapay bır partı de kurdurup
ayrılanların yerıne kendi adamlarını da sectırtebrlıri
Görulduğu gıbı halkın kucağına donmek muhalefet partı-
lerinın ıçtenliklı bır anlaşmaya varmamaları durumunda ya-
rardan çok zarar verecektir. Ara seçime hıcbır muhalefet par-
tısı gırmezse bu kez ANAP'la bağımsız adaylar 150 kışılık boş-
luğu dolduracaktır
Halkın kucağına donmek de, ara seçim de sorunu çözme-
yecektır Dıyelım kı su anda açık bulunan sandalyeler ıçın
bır ara seçim yapıldı Mılletvekillennın tamamını da muhale-
fet partılerı aldı. Ne olacak dersınız? ANAP ıktıdarı on, yırmı
sandalye yıtırdım diye 'haydı genel seçime gıdelım' mı dıye-
cek? Hayır' Nasıl son yerel seçımde bozguna uğrayıp ucun-
cu partı durumuna duşmus, hemen butun kentlerın beledı-
ye başkanlıklarını, ıl genel meclisı uyelıklerını muhalefete kap-
tırmış, yıne de ıktıdardan kopmadıysa, bır kez daha aynı du-
rumla karsılasırız Başta Ozal ve Akbulut, 'Bu onemlı bır du-
rum değıl, ara seçımde beş on sandalye yıtırmek, halkın gu-
venını yıtırdığımız anlamına gelmez ' der yerlerınde kalırlar!
Gerçek bır demokratık ortamda değılız kı, ANAP ıktıdarı
demokrasının anlammı oğrenmemış kı, öğrenmek ıçın bır ca-
(Arkası 19. Say/ada)
ARANAN TERCUMAN
BULUNDU: FANFARE
TRANSLATOR
5 dil biliyor, cepte taşınabiliyor.
• Rahatlıkla cebınızde taşıyabıleceğınız
Fanfare Translotor ışadamları, öğrenciler
ve seyahat edenler ıçın mükemmel bır
tefcûmandır
• Türkçe. ingılızce. Fransızca. Almanca ve
İtalyancadan özenle seçılnnlş 13000
kelımelık haznesı ıle Ingılız teknolojısının btr
harikosıdır
• Hedıyelik kutusu. onjınal pıilen ve Türkçe
kullanım kılavuzu ıle beraber teslım edılır.
TÜRKÇE
ENGLISH
FRANÇAIS
DEUTSCH
ITALIANO
• Fantar© Translator bir yıl imalatçı ve
dağıtıma garantısı ıle safılmaktadır.
FANFARE TRANSLATOR
CEBINI2DEKI TERCÛMANINIZ"
OLUM
Ailemizin büyüğü
HÜSEYİN KIRGEÇ
19.12.1990 Çarşamba günü vefat etmiştir. Cenazesi
20.12.1990 Perşembe günü Küçukbakkalköy Camii'nde
kılınacak öğle namazından sonra Aile Kabristanı'nda
toprağa verilecektir.
Allah rahmet eylesin.
AÎLESİ
FUDAŞ
MŞTİCAKTJLŞ.
TOridy* MQnM*tW
Merfcez Bcrbaros Bulvon 49 4
80690 BeşıMoş ISTANBUl
fel 1605920 1606231 1606253
r-u* 159 25 09
Küçük ojçekli ama çok geniş bir müşteri
grubuyla dıyaloğumuzu sürdürecek;
mesleğın kendine özgu zorluklanna hazır,-
çalışma tempomuzu yakalamakta zorlanmayacak
Müşteri Temsilcisi
Aranıyor
Baş\>urulannızı lütfen 130 21 87 140 84 74
numaralı telefonlanraızdan Nurşen Demir'e yapuuz.
PERA Reklamcılık ve Halkla tlişkilef
Ganal NsMbMör
BuyvJköere CoOdesı 63 *
80310 MecıdıyeKov STAN6UI
fel (1)1754720 1754721 Rn (1) 17494 13
Emm Alı fafa Cod No 93 1 BostanoJSTANBUL fel 372 18 65
^VaMbonk Oıtaköy Şubesı 10063 numorolı yo ao
ZYooı Kred Bonkosı Be^Jcıoî ŞuOesı 2277-2 numcnöı
hesobmo39200011 havoleeftm Mofcbu!lotoltooısıetrteö»
C 2 392 000 n Mt gûıKi» fofı* çettro Fudo$ Dn TKcmt AŞ attna o*asra»
postotodm
n3^Kıe<*ltaıiı'-esaC>ımd<»iDe^nolaKrt39200Ca toHsıl eöınn
"tKreöı Kartı hesob«ndan4 e^ttaksine odemek u»»436000H
(4x109000 a ) tahst ectnu
VIS»
SONKUUAMMTASH
SİPARİŞFOBMU
Şeh.
Lûtfen bc$vurumun etmıze utaşfcğı andan ıftbaıen
3 gud ıçmde Cep Tercûmanmnı aoresme pos'aloyına
Panel
"EVRENSEL INSAN
HAKLARI VE İSLAM'
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
Yönetım Kurulu
Oturum Başkanı: Prof.Dr. AYSEL ÇELİKEL
Konuşmacılar-
Dr. MEHMET SEMİH GEMALMAZ
OSMAN OLCAY
Doç.Dr. YAŞAR NURİ Ö2TÜRK
GENCAY ŞAYLAN
Tarih: 21 Aralık Cuma 1990
Saat: 14 00 - 17 00
Yer: Cemal reşıt Rey Konser Salonu
Harbıye İstanöul
Şişli'de işyerine kiralık 85 m2
daire
147 46 2 7 — 146 95 06
PENCERE
Oyun!
Gtcır gıcır bir araba. Ateş kırmızısı. Tam bir canavar. Gaza
bastın mı harlıyor. Ne kapı tokmağı elinde kalıyor, ne ön ca-
mın silgeçlerı su koyveriyor, ne bir yılda rengi atıp çürüyor;
teknolojinin son harikası.
Peki, fiyatı ne?
Yerliden ucuz!
Ne yapmalı?
Dünya tek pazara dönüşmüyor mu? Gümrükler kalkma-
yacak mı' Liberal ekonomi en iyisi değil mi? 'Korvmacılık'
artık çağdışı yöntem sayılmıyor mu?
Aç kapıları...
Kapıları açtığında, liberal ekonomiyi tam uyguladtğında kaç
tane yerli araba satabilirsin?
•
Sofra takımları, tabakları, çanaktan, fincanlan, kerrt içi pa-
zarlarda sergılenmiş...
— Bu fincan nenin nesi?
— Çin işi...
— Kaça?
— Abi, Allah seni inandırsın bizim yerlilerin yarı fıyatınal
JHem mala bak!
Satıcı fincanı gün ışığına tutuyor; güneşin ışınları bir sa-
nat yapıtını aydınlatıyor.
Ne yapmalı?
Serbest pıyasa değil mi? Dünya tek pazara dönüşmüyor
mu? Liberal ekonomi en lyısidir. Kaldır gümrükleri, yurttaş
içeride sömürülmesin, ıthalatın ne sakıncası var? Rekabeti
özendırir, Turkiye'de daha iyi mal üretme sürecini başlatır.
•
Çakı mı? Eloğlu bızden iyısinı yapıyof. Bıçak mı, çatal mı?
Menteşe mi? Kazak mı? Pantolon mu? Giysi mi? İç çamasın
ya da ceket? Dolmakalem ya da tükenmez? Hele ampul?lki
günde bir patlayan yerlı ampullerin yerine neden yabancısı-
nı ithal etmıyoruz?
Tekstıl mi?
İplik, dokuma, bez, yünlü, pamuklu, ne istersen dışanda
daha iyisi var. Son günlerde özel sektörün akıllı kalemleri teks-
til alanındaki tehlikeyi vurguluyorlar: Dışarıdan daha nitelikli
iplik ve bez ithali iç pazarı soluksuz bırakmak üzere değil mi?
Peki, içerideki firmalar yıkılırken yurttaş serbestrekabetinya-
rarını neden görmesin?
İç piyasada herkes yabancı malının ardına düşmüş; blu-
cin alırken meraklısı 'marka' arıyor.
Marka!
Aç pazannı liberal ekonomiye de bir bak! Turkiye'de tanın-
mış yabancı markaların dışında mal satabiliyor musun? Ser-
best rekabet gerçekien var olduğunda bızim ekonomi hangi
alanlarda ayakta kalabilir?
Tereyağı?
Pazarda İsviçre'nin tereyağını, Fransızın peynirinı ancak
cebinde parası olan atır.
İç piyasadakı işadamını hem gümrük duvaıiarıyla hem dış-
satımını destekleyerek korumuyor muyuz? Türkiye, koruma-
cılık altında ulusal endüstrisıni kurabilır; bir başka yöntem
bilen varsa, çıksın ortaya, söylesin.
•
Ya kömür?
İşadamını korumaya gelince devletin bütün mekanizma-
ları çalışıyor...
İşçıye gelince dıyoruz ki'
— Pahalı kömur çıkanyorsun; satış fiyatı, akjığın ücrete bile
yetmiyor...
— Ne yapalım?
— Kömür ocaklarını kapatalım, kömür ithal edelim, dışa-
rıdan gelen daha ucuz...
Tavşana kaç...
Tazıya tut!
Hayır, bu oyun coktan iflas etti. İngiltere'de başoyuncu
Thatcher bıle perdeyi kapattı. 'Sa Majesteleri'nin endüstrisi,
dunyada ilk kurulandır; biz daha kurulamamış sa/iayi ülke-
sinde kendi kendimizı oyalıyoruz.
f CELİN 1
MEVLÂNÂ-YI BIRLIKTE
KUTLAYALıM
Konya'da yapılan Sema Törenı îstanbul'da tekrarlanıyor
Solist
AHMET ÖZHAN
Y«r SPOR »• SEBOİ 8ARAYI SMt: 20.00
(Lütfl Kınter) T « * : 20.12.1İM PtffMllb*
(Davatlvslar aûnûnd» alsalantan tsmin adlllr)
1986 YILI VE 86/10911 SAYILI BAKANUVR KURULU KARARINA GORE SIGARA SAĞLIĞA ZARARUDIR